TIMOCOPT %0.50 göz damlası 60 flakon Klinik Özellikler

Timolol Maleat }

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

•    Yüksek göz içi basıncı (oküler hipertansiyon)

•    Glokom (kronik açık açılı glokomu)

•    Merceğin çıkarılması sonrası glokom (Afaki glokom)

•    Başka tedaviler yeterli olmadığında konjenital glokomda.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

 Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi

Günde iki kez l’er damla uygulanır.

TİMOCOPT uzun süreli kullanımlar için uygundur.

Uygulama şekli

Her bir flakondaki çözelti, kullanım için açıldıktan hemen sonra tek göze veya her iki göze uygulanır. Bir flakon açıldıktan sonra sterilite korunamaz, kullanıldıktan hemen sonra geri kalan kısım atılmalıdır.

Hastalar damlalığın ucunu göz veya göz çevresine değdirmemeleri konusunda bilgilendirilmelidir.

Korıtakt Lens Kullananlarda;

Damlanın göze damlatılmasından önce lensler çıkartılmalı ve damla kullanıldıktan sonra en az 15 dakika yeniden takılmamalıdır.

Kullanım talimatı

1.    Tek dozluk flakon içeren saşeyi açın.

2.    Bir flakonu ucundan kırın ve üzerini gösterildiği gibi çevirin.

3.    Kafanızı arkaya yatırın ve alt göz kapağını yavaşça aşağı çekerek gözünüz ile göz kapağınız arasında şekilde gösterildiği gibi çukur oluşturun.

4.    Hasta göz(ler)e doktorunuzun tarif ettiği gibi bir damla uygulayın. Her flakon her iki göz için yeterli damla içermektedir.

5.    Kontaminasyondan korunmak için uygulamadan sonra çözelti artsa bile kullanılmamış flakonu atın.

6.    Kullanılmamış flakonu saşe ambalajında saklayın. Henüz kullanılmamış flakonlar saşe açıldıktan sonra 28 gün içerisinde kullanılmalıdır.

Göz içi basıncının ayarlanmasında başlangıçtaki basınç azalmasının %50 seviyelere kadar ulaşabileceğine ve daha sonra etkide kayıp meydana gelebileceğine dikkat edilmelidir (taşifılaksi). 3-12 ay sonra basınç azalması sabitlenir. Bu sebeple TİMOCOPT uygulamasını müteakip ilk günlerde düzenli basınç kontrolü çok önemlidir. B-reseptör blokörlerinin oral olarak verilmesi durumunda basınç düşmesinin meydana gelmesi beklenmelidir, bu sebeple TİMOCOPT’un lokal olarak uygulanmasının zorunlu olup olmadığı incelenmelidir.

Sistemik olarak P- reseptör blokörlerinin verilmesi zaten söz konusuysa, topik olarak verilen ilaçların ilave etkisi genelde daha düşük olmaktadır. Aşın pigmentli irisleri olan hastalarda basınç düşmesi daha az olabilir veya gecikebilir.

Uygulama sonrası yaklaşık 1 dakika boyunca gözyaşı kanalına basınç uygulanması olası sistemik yan etkileri azaltabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Yeni doğanlar ve bebekler

Bazı vakalarda yeni doğanlarda, muhtemelen bu hastalardaki immatürite nedeniyle apne rapor edilmiştir. Merkezi sinir sistemi üzerine olası etkileri nedeniyle, prematüre ve yeni doğanlarda kullanımı tavsiye edilmemektedir. Bazı vakalarda timolol göz damlası kullanımının, yeni doğanlarda ve bebeklerde yetişkinlere kıyasla daha yüksek timolol-plazma seviyelerine neden olduğu görülmüştür.. Bu nedenle bebekler timolol tedavisi için tam olarak seçilmeli ve özellikle tedavi başlangıcı sonrası sistemik beta blokajın semptomlarının izlenmesi için dikkatli bir şekilde kontrol altında tutulmalıdırlar.

4.3. Kontrendikasyonlar

•    Bronşial hiperreaktivite

•    Var olan veya geçmişte var olmuş olan bronşial astım

•    Ağır kronik obstrüktif pulmoner hastalığı

•    Sinüs bradikardisi

•    Kalp pili ile kontrol altına alınamayan ikinci ve üçüncü dereceli atrio-ventriküler blok

•    Overt kalp yetmezliği

•    Kardiyojenik şok

•    İlacın etkin maddesi veya diğer herhangi bir bileşenine karşı aşırı duyarlılık

•    Ciddi alerjik rinit

•    Kornea ile ilgisi olan beslenme hastalıkları

•    Sinüs bradikardisi, hasta sinüs sendromu sinoartriyal blok

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Topikal olarak uygulanan diğer oftalmik ilaçlar gibi, sistemik olarak emilir. Beta-adrenerjik bileşen timolol nedeniyle, sistemik beta-adreneıjik bloker ajanlarla görülen aynı tip kardiyovasküler, pulmoner ve diğer advers etkiler görülebilir. Topikal oftalmik uygulamadan sonra sistemik ADRler’in insidansı, sistemik uygulama için olandan daha düşüktür.

Kardiyak hastalıklar:

Kardiovasküler hastalıklar (örn. koroner kalp hastalığı, prinzmetal anjina ve kalp yetmezliği) olan hastalarda, beta-blokerler ile hipotansiyon tedavisi kritik olarak değerlendirilmelidir ve diğer etken maddelerle tedavi de göz önünde bulundurulmalıdır. Kardiovasküler hastalıkları olan hastalar, söz konusu hastalıkların kötüleşip kötüleşmediğine dair ve advers reaksiyonlara dair işaretler açısından izlenmelidir. Kondüksiyon süresi üzerindeki negatif etkisi nedeniyle, birinci derece kalp bloğu olan hastalara beta-blokerler dikkatle verilmelidir. Vasküler hastalıklar

Ciddi periferik dolaşım rahatsızlığı/hastalığı olan hastalar (örn. Raynaud hastalığının veya Raynaud sendromunun ciddi formları) dikkatle tedavi edilmelidir.

Solunum hastalıkları:

Astımı olan hastalarda bronkospazm nedeniyle ölüm de dâhil olmak üzere, solunum reaksiyonları, bazı oftalmik beta-blokerlerin uygulanmasından sonra bildirilmiştir.

Timolol Göz Damlası; hafif ila orta kronik obstrüktif pulmoner hastalığı (COPD) olan hastalarda ve yalnızca potansiyel faydalar, potansiyel riskten fazlaysa dikkatle kullanılmalıdır.

Hipoglisemi/diyabet

Spontane hipoglisemiye maruz kalan hastalara veya kararsız diyabeti olan hastalara betablokerler dikkatle verilmelidir çünkü beta-blokerler, akut hipoglisemi belirtilerini ve semptomlarını maskeleyebilir.

Beta-blokerler hipertiroidizm belirtilerini de maskeleyebilir.

Kornea hastalıkları

Oftalmik P-blokerler gözlerde kuruluğa neden olabilir. Kornea hastalıkları olan hastalar dikkatli tedavi edilmelidir.

Diğer beta-bloker ajanlar

Sistemik beta-bloker almakta olan hastalara timolol göz damlası verildiğinde, intra-oküler basıncın etkisi veya sistemik beta-blokajın bilinen etkileri artabilir. Bu hastaların yanıtı yakından izlenmelidir. İki topikal beta-adrenerjik bloker ajanın kullanımı tavsiye edilmemektedir.

Anaflaktik reaksiyonlar

Atopi öyküsü veya farklı aleıj enlere ciddi anaflaktik reaksiyon öyküsü olan hastalar beta-bloker alırken, söz konusu alerj enlere tekrarlanan maruziyete daha reaktif ve anaflaktik reaksiyonları tedavi etmek için kullanılan normal adrenalin dozuna daha yanıtsız olabilir. Koroidal kopma

Filtrasyon prosedürlerinden sonra aköz süpresan tedavisinin (örn. timolol, asetazolamid) uygulanmasıyla koroidal kopma bildirilmiştir.

Cerrahi anestezi

B-bloker etkili oftalmolojik preparasyonlar, adrenalinin P-agonist etkilerini bloklayabilir. Hasta timolol alırken anestezi uzmanına bilgi verilmelidir.

Timolol, açı kapanması glokomunda intraoküler basıncı azaltmak için kullanıldığında, miyotik ile kullanılmalı ve tek başına kullanılmamalıdır.

Oküler hipotansif yanıtta azalma, timolol maleat göz damlası ile uzatılmış tedaviden sonra bazı hastalarda bildirilmiştir.

Kas zayıflığı:

Beta-adreneıjik blokajın, belirli miyastenik sendromlarla (örn. diplopi, ptosis ve jeneralize zayıflık) görülen kas zayıflığını arttırdığı bildirilmiştir. Timolol’ün, miyastenia gravis veya miyastenik semptomlar olan bazı hastalarda kas zayıflığını arttırdığı nadiren bildirilmiştir. Topikal oftalmik ürünlerin çoklu doz kaplarının kullanımına bağlı bakteriyel keratit raporları mevcuttur. Bu kaplar kullanan hastalarca istemeden kontamine edilir, çoğu durumda, eş zamanlı bir kornea hastalığına veya oküler epitelyum yüzeyde bir bozulma görülmüştür. Pediatrik popülasyon:

Genç glokom hastalarında, timolol çözeltiler genel olarak dikkatli kullanılmalıdır. Potansiyel yan etkilerle ilgili olarak ebeveynlere bilgi verilmesi önemlidir; böylece, ilaç tedavisine derhal son verebilirler. Örneğin; dikkat edilmesi gereken belirtiler öksürme ve hırıltıdır. Apne ve cheyne-stokes solunumu olasılığı nedeniyle ilaç; yeni doğanlarda, bebeklerde ve daha genç çocuklarda aşırı dikkatle kullanılmalıdır. Taşınabilir bir apne monitörü timolol kullanan yeni doğanlar için yardımcı olacaktır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Eş zamanlı olarak kullanılan oftalmik beta bloker ve epinefrin (adrenalin) gibi göz damlaları midriazise neden olabilir.

Timolol’ün farmakolojik etkisi olan intraoküler basıncın azaltılması, adrenalin ve pilokarpin içeren göz damlalarıyla birlikte daha da artar.

Beta blokörlerin aynı anda sistemik kullanımı, karşılıklı olarak her bir ilacın farmakolojik aktivitesinde bir artışa neden olacaktır. Timolol’ün intraoküler basıncı azaltması ile birlikte kardiyovasküler sistem üzerine beta-blokör aktivitesi de artmış olacaktır.

Timolol’ün oral kalsiyum antagonistleri, katekolamin salınmamı sağlayan ilaçlar ya da beta blokörler, antiaritmikler (amiyodaron da dahil olmak üzere), digitalis glikozitleri, parasempatomimetikler ve guanetidin aynı anda kullanımı, hipotansiyon ve bradikardi riskini potansiyelize edebilir. Kardiyak fonksiyon yetmezliği olan hastalarda kalsiyum antagonistleri ile birlikte kullanımdan kaçınılmalıdır. Katekolamin salınmamı sağlayan ilaçlarla birlikte kullanımı vertigo, senkop ve postural hipotansiyona neden olabilir.

Dijitaller ve kalsiyum antagonistleri ile beta adrenerjik blokör ajanların birlikte kullanımıyla atriventriküler ileti zamanını uzatıcı aditif etkiler olabilir.

Oral beta adreneıjik blokör ajanlar, klonidin yoksunluğunun eşlik edebildiği rebound hipertansiyonu şiddetlendirebilir. Oftalmik timolol maleat ile rebound hipertansiyonun şiddetlenmesinin raporları bulunmamaktadır.

Beraberinde kalp yetmezliği bulunan hastalarda oral veya intravenöz kalsiyum antagonistleri ve lokal beta-reseptör bloke edici ajanların birlikte kullanımından kaçınılmalıdır, çünkü A-V ileti defektleri, sol taraf kalp yetmezliği ve hipotansiyon görülebilir.

İki topikal beta adreneıjik blokör ajanın birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir.

4.6. Gebelik ve laktasyon

 Genel tavsiye

Gebelik kategorisi C; D (ikinci ve üçüncü trimesterler için)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ile ilgili yeterli klinik veri mevcut değildir. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.

Gebelik dönemi

Hamilelerde TİMOCOPT ile yapılmış iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Bununla birlikte beklenen yarar olası risklere karşı kesin olarak dengelenmelidir.

Annelere doğumdan kısa bir süre önce TİMOCOPT uygulandığında, yeni doğanda bradikardi, hipoglisemi ve solunum depresyonu görülebilir. Yeni doğanlarda diğer beta-blokörlerle, beta blokajı raporları mevcuttur. Bu nedenle, yeni doğanlar doğum sonrası birkaç gün için dikkatli bir şekilde gözlemlenmelidir.

TİMOCOPT gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Oküler uygulama sonrası timolol anne sütüne geçer ve anne plazmasından daha yüksek konsantrasyonlarda birikebilir. Her ne kadar, anne sütüne geçen etkin madde miktarı, yeni doğan için bir risk oluşturmasa da, çocuk beta blokajın semptomları için, dikkatlice gözlenmiş olmalıdır.

Timololün anne sütüne geçtiği tespit edilmiştir. İlacın anne için önemine bağlı olarak emzirmeyi kesmesine veya timolol kullanmayı bırakmasına karar verilir.

Üreme Yeteneği/Fertilite

TİMOCOPT’un üreme yeteneği ve fertilite üzerine bir etkisi tespit edilmemiştir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

TİMOCOPT uygun şekilde uygulandıktan sonra bile, bulanık görmeye ve reaksiyon yeteneğinde azalma, refraktif değişiklikler, diplopi, pitozis, ataklar ve yorgunluk gibi olası yan etkiler Bu nedenle güvenlik tedbirleri alınmadan çalışma veya araç-makine kullanma yeteneğini etkileyebilir. Bu durum özellikle alkol ile birlikte alındığında geçerlidir.

Bu etkilerden herhangi biri hastada görülürse araç ve makine kullanılmamalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

İstenmeyen etkilerin sıklık gruplandırması şu şekildedir.

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100-<1/10); yaygın olmayan (>1/1000-<1/100); seyrek (>1/10.000-<l/l.000); seyrek (>l/10.000-< 1/1.000); Çok seyrek (<1/10.000); Bilinmiyor, (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.)

Aşağıdaki istenmeyen etkilerin görülme sıklıkları bilinmemektedir.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları Bilinmiyor: Non-trombositopenik purpura Bağışıklık sistemi hastalıkları

Seyrek: Anafılaksi, anjiyoödem, ürtiker, lokalize ve jeneralize döküntü, anafılaktik reaksiyon gibi alerjik reaksiyon belirtileri.

Bilinmiyor: Pruritus

Metabolizma ve beslenme hastalıkları:

Bilinmiyor: Hipoglisemi, hiperglisemi

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Depresyon

Seyrek: Uykusuzluk, kabuslar, hafıza kaybı

Bilinmiyor: Konsantrasyon azalması, artmış hayal

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş ağrısı

Yaygın olmayan: Baş dönmesi, senkop

Seyrek: Parestezi, myastenia gravis belirtilerinde artış, serebrovasküler kaza, serebral iskemi,

Bilinmiyor: Vertigo, lokal zayıflık Göz hastalıkları

Yaygın: Oküler irritasyon belirtileri (örneğin, sulanma, kızarıklık, batma, kaşıntı yanma), kornea hassasiyeti, kuru göz

Yaygın olmayan: Refraktif değişiklikler (miyotik tedavinin çekilmesi nedeniyle)

Seyrek: Diplopi, fıltrasyon cerrahisi sonrası pitozis ve koroid dekolmanı

Bilinmiyor: Konjunktivit, blefarit, keratit, bulanık görme, korneal erozyon azalması, görme

bozuklukları,

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Seyrek: Tinnitus Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan: Bradikardi

Seyrek: Göğüs ağrısı, aritmi, ödem, çarpıntı, konjestif kalp yetmezliği, kalp krizi, kalp bloğu Bilinmiyor: Kalp durması, atriyoventriküler blok, angina pektoris, vazodilatasyon, arteriyel yetersizlik, AV blok (ikinci veya üçüncü derece), sino-atriyal blok, pulmoner ödem Vasküler hastalıklar

Seyrek: Hipotansiyon, topallama, Raynaud fenomeni, soğuk eller ve ayaklar.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları

Yaygın olmayan: Dispne

Seyrek: Bronkospazm (ağırlıklı olarak önceden bronkospastik hastalığı olan hastalarda), solunum yetmezliği, öksürük Gastrointestinal hastalıklar Yaygın olmayan: Bulantı, dispepsi,

Seyrek: İshal, ağız kuruluğu Bilinmiyor: Disguzi, karın ağrısı, kusma Deri ve deri altı doku hastalıkları:

Seyrek: Alopesi, psoriaziform döküntü veya sedef alevlenmesi

Bilinmiyor: Cilt döküntüsü, terleme, eksfolyatif dermatit

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Seyrek: Sistemik lupus eritematoz

Bilinmiyor: Miyalji, artralji

Üreme sistemi ve meme hastalıkları:

Seyrek: Libido azalması, Peyronie hastalığı,

Bilinmiyor: İktidarsızlık gibi cinsel işlev bozukluğu, işeme zorlukları Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın olmayan: Asteni, yorgunluk

Bilinmiyor: Ekstremite ağrısı, egzersiz toleransının azalması Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine

olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir, (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Spesifik data mevcut değildir. Bir adet 5 mlTik şişede Timolol Göz Damlası %0.5, günlük normal yetişkin oral dozu 30-60 mgs’ye kıyasla 25 mgs Timolol maleat içerdiği için doz aşımı görülme olasılığı düşüktür. Ancak; nadiren de olsa doz aşımı görülmesi durumunda, beta-adreneıjik reseptör bloker ajan ile doz aşımı sonucu görülmesi beklenen en yaygın belirtiler ve semptomlar semptomatik bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm ve akut kalp yetmezliğidir.

Timololün yanlışlıkla fazladan alınmasına bağlı olarak; baş dönmesi, baş ağrısı, nefes darlığı, bradikardi, hipotansiyon, bronkospazm, akut kalp yetmezliği ve kardiyak arrest gibi sistemik beta-adreneıjik bloke edici ajanlarla görülene benzer sistemik etkilerin otaya çıktığı doz aşımı raporları olmuştur mevcuttur.

Doz aşımı durumunda, aşağıdaki önlemler göz önünde bulundurulmalıdır:

1.    Yutulduysa, gastrik lavaj. Çalışmalar, timololün hemodiyaliz ile kolayca uzaklaştırılamadığım göstermiştir.

2.    Semptomatik bradikardi: 0.25 ila 2 mg intravenöz atropin sülfat, vagal blokaj için kullanılmalıdır. Bradikardinin devam etmesi durumunda, intravenöz izoprenalin hidroklorür dikkatle uygulanmalıdır. Tedaviye cevap vermeyen durumlarda, kardiyak pacemaker’m kullanımı düşünülebilir.

3.    Hipotansiyon: Dopamin, dobutamin veya noradrenalin gibi sempatomimetik presör ajan kullanılmalıdır. Tedaviye cevap vermeyen durumlarda, glukagon kullanımının faydalı olduğu bildirilmiştir.

4.    Bronkospazm: İzoprenalin hidroklorür kullanılmalıdır. Aminofılin ile ek tedavi düşünülebilir.

5.    Akut kalp yetmezliği: Digitalis, diüretikler ve oksijen ile konvensiyonel tedavi hemen uygulanmalıdır. Tedaviye cevap vermeyen durumlarda, intravenöz aminofılin kullanımı önerilmektedir. Gerektiğinde, faydalı olduğu bildirilmiş olan glukagonla devam edilebilir.

6.    Kalp bloğu (ikinci veya üçüncü derece): İzopirenalin hidroklorür veya pacemaker kullanılmalıdır.

Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar.