Bir draje 10 mg imipramin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler: Titan dioksit, kırmızı demir oksit, şeker.
Bir draje 25 mg imipramin HCl ve diğer yardımcı maddeler yanında Dispersed Red 15881 Anstead içermektedir, şeker kaplıdır.
Depresyonun tüm şekilleri; endojen, organik ve psikojenik şekiller ve kişilik
bozuklukları veya kronik alkolizme eşlik eden depresyon dahil;
Panik ataklar;
Kronik ağrılı durumlar;
Gece korkusu;
Enurezis nokturna (sadece 5 yaşındaki veya daha büyük çocuklarda ve sadece organik nedenlerin olmadığı durumlarda).
İmipramin veya içerdiği herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlık veya dibenzazepin
grubu trisiklik antidepresanlara karşı çapraz duyarlık. Tofranil, bir MAO inhibitörüyle
birlikte veya MAO inhibitörü tedavisinden 14 gün önce veya sonra kullanılmamalıdır
(bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”). Moklobemid gibi selektif, reversibl MAO-A inhibitörüyle birlikte de kullanılmamalıdır. Yakın zamanda geçirilmiş
miyokard enfarktüsü.
Trisiklik antidepresanların konvülsiyon eşiğini düşürdükleri bilinmektedir ve bu
nedenle Tofranil, epilepsi hastalarında veya konvülsiyonlara zemin hazırladığı bilinen
diğer faktörlerin bulunduğu hastalarda, örneğin çeşitli etiyolojilere bağlı beyin hasarı
olanlarda, nöroleptiklerle birlikte kullanıldığı durumlarda, alkolün veya antikonvülsif
özelliklere sahip ilaçların (örneğin benzodiazepinler) kullanılmasına son verildiği
durumlarda son derece dikkatle kullanılmalıdır. Nöbetlerin ortaya çıkması, doza
bağımlı gözükmektedir. Bu nedenle, önerilen toplam günlük Tofranil dozu
aşılmamalıdır.
Kardiyovasküler bozukluğu olan hastalarda ve özellikle de kardiyovasküler
yetmezliği, iletim bozuklukları (örneğin I-III derece atrioventriküler blok) veya aritmileri
olanlarda dikkat etmek gerekir. Bu gibi hastalarda ve ayrıca da ileri yaştaki
hastalarda kalp fonksiyonu ve EKG izlenmelidir.
Antikolinerjik özellikleri nedeniyle Tofranil, geçmişlerinde göz-içi basıncının
yükselmesi, dar-açılı glokom veya idrar retansiyonu (örneğin prostat hastalıkları)
bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Trisiklik antidepresanların ileri derecede karaciğer veya böbrek hastalığı olan
hastalara ve hipertansif krizlere neden olabileceğinden adrenal medulla tümörleri
(feokromositoma, nöroblastoma) olan hastalara verilmesi sırasında dikkatli olmak gerekir.
Panik hastalığı olan birçok hastada trisiklik antidepresan tedavisinin başlangıcında
daha belirgin bir anksiyete görülür (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”). Anksiyete
düzeyindeki bu yanıltıcı artış en çok, tedavinin ilk birkaç günü görülür ve 2 hafta
içerisinde genellikle ortadan kalkar.
Trisiklik antidepresanlar alan bazı şizofrenik hastalarında psikozun aktif duruma
geçebildiği gözlenmiştir.
Bipolar etkili hastalıkların depresif fazında trisiklik antidepresan kullanan hastalarda
mani veya hipomani atakları da bildirilmiştir. Bu gibi vakalarda; Tofranil dozajının
azaltılması veya Tofranil kullanımına son vererek antipsikotik bir ilaç verilmesi
gerekebilir. Bu tür ataklar yatıştıktan sonra gerekirse, düşük doz Tofranil tedavisine
tekrar başlanabilir.
İ
ntihar riski, ağır depresyonun ayrılmaz bir özelliğidir ve anlamlı bir remisyon elde
edilinceye kadar devam edebilir. Tedavi başlangıcında benzodiazepinlerle veya
nöroleptiklerle birlikte kombinasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir (bkz.
“Uyarılar/Önlemler” ve “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).
Postüral hipotansiyonu veya labil bir dolaşımı olan hastalarda kan basıncı
düşebileceğinden, Tofranil tedavisine başlanmadan önce kan basıncının kontrol
edilmesi önerilir.
İ
stenmeyen kardiyak etki olasılığı nedeniyle hipertiroidizmi olanlarda veya tiroid
preparatlarını kullananlarda dikkatli olmak gerekir.
Karaciğer hastalığı olan hastalarda karaciğer enzim düzeylerinin belirli aralıklarla
izlenmesi önerilir.
Tofranil ile sadece çok ender vakalarda lökosit sayısında değişiklikler bildirilmiş
olmasına rağmen, özellikle tedavinin ilk birkaç ayı boyunca ve uzun süreli tedaviler
sırasında belirli aralıklarla kan sayımı yapılmalı ve hasta ateş, boğaz ağrısı gibi
semptomlar açısından izlenmelidir.
Benzer trisiklik antidepresanlar gibi, Tofranil de elektrokonvülsif tedaviyle birlikte
ancak dikkatli bir gözetim altında uygulanmalıdır.
Durumları elverişli olan hastalar ve ileri yaştaki hastalarda, trisiklik antidepresanlar
özellikle geceleri olmak üzere farmakojenik (delirium tipi) psikozlara neden olabilir.
Bunlar, ilacın kesilmesinden sonraki birkaç gün içerisinde kaybolur.
Kronik kabızlık vakalarında dikkatli olmak gerekir. Trisiklik antidepresanlar, özellikle
yaşlılarda ve yatalak hastalarda olmak üzere paralitik ileusa yol açabilir.
Genel veya lokal anestezi öncesinde anestezi uzmanı, hastanın Tofranil kullanmakta
olduğu konusunda uyarılmalıdır (bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).
Uzun süreli trisiklik antidepresan tedavisi sırasında diş çürüklerinde artış bildirilmiştir.
Bu nedenle, uzun sürelİstenmeyen etkiler genellikle hafif ve geçici olup, tedaviye devam edildiğinde ya da
dozajın azaltılmasıyla ortadan kalkar. Bunlar, plazmadaki ilaç düzeyleriyle veya
dozla her zaman bağlantılı değildir. İstenmeyen belirli etkilerin yorgunluk, uyku
bozuklukları, ajitasyon, anksiyete, kabızlık ve ağız kuruması gibi depresyon
semptomlarından ayırt edilmesi çoğu zaman zordur.
Şiddetli nörolojik veya psişik reaksiyonlar gelişirse, Tofranil tedavisi durdurulmalıdır.
İleri yaştaki hastalar antikolinerjik, nörolojik, psişik ve kardiyovasküler etkilere karşı
özellikle duyarlıdır. Bu hastaların ilacı metabolize etme ve vücuttan uzaklaştırma
yeteneklerinin azalmış olması, plazma konsantrasyonlarının terapötik dozlarda
yükselmesi şeklinde bir risk yaratır.
Sıklık skalası: Sık sık > %10, Bazen > % 1-10, Ender > %0.001-1, Çok ender <%0.001
Merkezi Sinir Sistemi
Psişik etkiler: Bazen uyuşukluk, yorgunluk, huzursuzluk, konfüzyon, delirium,
disoriyentasyon, hallüsinasyonlar (özellikle yaşlılarda ve Parkinson hastalarında),
anksiyete artışı, ajitasyon, uyku bozuklukları, depresyondan hipomani veya maniye
geçiş; ender olarak psikotik semptomların aktivasyonu; çok ender olarak saldırganlık.
Nörolojik etkiler: Sık sık tremor; bazen sersemlik, baş ağrısı, paresteziler; ender
olarak epilepsi nöbetleri; çok ender olarak EEG değişiklikleri, miyoklonus,
dermansızlık, ekstrapiramidal semptomlar, ataksi, konuşma bozuklukları, ilaca bağlı
ateş.
Antikolinerjik etkiler
Sık sık ağız kuruması, terleme, kabızlık, gözde akomodasyon bozuklukları, bulanık
görme, sıcak basmaları; bazen miktürisyon sorunları; çok ender olarak midriyasis,
glokom, paralitik ileus.
Kardiyovasküler sistem
Sık sık kalpleri normal olan hastalarda sinüs taşikardisi, postüral hipotansiyon,
klinikte önemsiz EKG değişiklikleri (örn: ST ve T değişiklikleri); bazen: Aritmiler, iletim
bozuklukları (örneğin QRS kompleksinin genişlemesi, PQ değişiklikleri, dal bloku),
palpitasyonlar; çok ender olarak kan basıncının yükselmesi, kardiyak
dekompansasyon, periferik vazospastik reaksiyonlar.
Gastrointestinal kanal
Bazen bulantı, kusma, iştahsızlık; çok ender stomatit dil lezyonları, abdominal
hastalıkları.
Karaciğer
Bazen transaminazlarda yükselme; çok ender olarak sarılıkla birlikte veya yalnız
başına hepatit.
Deri
Bazen alerjik deri reaksiyonları (deri döküntüsü, ürtiker); çok ender olarak lokal veya
yaygın ödem, ışığa duyarlılık, kaşıntı, peteşiler, saç dökülmesi.
Endokrin sistem ve metabolizma
Sık sık kilo artışı ; bazen libido ve potens sorunları; çok ender olarak galaktore,
memelerde büyüme, uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu, kan
şekerinde azalma veya artma, kilo kaybı.
Aşırı duyarlık
Çok ender olarak eozinofiliyle birlikte veya eozinofili olmaksızın alerjik alveolit
(pnömonit), hipotansiyon dahil sistemik anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar.
Kan
Çok ender olarak lökopeni, agranülositoz, trombositopeni, eozinofili, purpura.
Duyu organları
Çok ender olarak kulak çınlaması.
Diğer
Kullanımın birdenbire sona erdirilmesi veya dozun birdenbire azaltılması sonucu
bazen şu semptomlar görülebilir : Bulantı, kusma, karın ağrısı, ishal, uykusuzluk, baş
ağrısı, sinirlilik ve anksiyete.
MAO inhibitörleri : Tofranil, MAO inhibitörü tedavisinin kesilmesinden en az 2 hafta
sonra verilmelidir (hipertansif kriz, hiperpireksi, miyoklonus, ajitasyon, nöbetler,
delirium ve koma riski nedeniyle). Tofranil tedavisinden sonra MAO inhibitörü
kullanmaya başlamadan önce de aradan aynı süre geçmelidir.Her iki durumda da
Tofranil veya MAO inhibitörü başlangıçta düşük dozlarda kullanılmalı ve dozlar yavaş
yavaş artırılarak etkileri izlenmelidir.
Trisiklik antidepresanların, moklobemid gibi reversibl MAO-A inhibitörü tedavisinin
sona ermesinden 24 saat sonra verilebileceği izlenimini doğuran kanıtlar vardır ama
trisiklik bir antidepresandan sonra MAO-A inhibitörü kullanılacaksa, arada en az
2 haftalık bir ilaçtan arınma dönemi bırakılmalıdır.
Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri : Bunların birlikte kullanılması, serotonerjik
sistemde aditif etkilere yol açabilir. Fluoksetin ve fluvoksamin ayrıca, imipraminin
plazma konsantrasyonlarını artırabilir ve buna bağlı advers etkilere neden olabilir.
Merkezi sinir sistemi depresanları : Trisiklik antidepresanlar alkolün ve merkezi
sinir sisteminde depresyon yapan ilaçların (örn : barbitüratlar, benzodiazepinler veya
genel anestetikler) etkilerini güçlendirebilir.
Nöroleptikler : Nöroleptiklerin birlikte alınması, trisiklik antidepresanların plazma
düzeylerini yükseltebilir, konvülsiyon eşiğini düşürebilir ve nöbetlere neden olabilir.
Tiyoridazinle birlikte kullanım, şiddetli kardiyak aritmilerle sonuçlanabilir.
Adrenerjik nöron blokerleri : Tofranil guanetidin, betanidin, rezerpin, klonidin ve
alfa-metildopa gibi adrenerjik nöron blokerlerinin antihipertansif etkisini azaltabilir
veya tamamen ortadan kaldırabilir. Hipertansiyon nedeniyle ilaç kullanılması gereken
ve Tofranil alan depresyon vakalarında, farklı bir tip antihipertansif (diüretik,
vazodilatör veya beta bloker) kulanılmalıdır.
Antikoagülanlar : Trisiklik antidepresanlar kumarin grubu ilaçların antikoagülan
etkilerini, bu ilaçların karaciğerdeki metabolizmalarını inhibe ederek artırabilir. Bu
nedenle plazma trombin düzeyinin dikkatle izlenmesi önerilir.
Antikolinerjik ilaçlar : Trisiklik antidepresanlar fenotiyazin, antiparkinson ilaçlar,antihistaminler, atropin ve biperiden gibi antikolinerjik ilaçların gözdeki, merkezi sinir sistemindeki, barsaktaki ve mesanedeki etkilerini artırabilir.
Sempatomimetik ilaçlar : Tofranil adrenalin, noradrenalin, izoprenalin, efedrin ve
fenilefrin (örneğin lokal anestetikler) gibi ilaçların kardiyovasküler etkilerini
şiddetlendirebilir.
Kinidin : Trisiklik antidepresanlar, kinidin tipi antiaritmiklerle birlikte kullanılmamalıdır.
Karaciğer enzim indüksiyonuna yol açan ilaçlar : Karaciğerdeki mono-oksijenaz
sistemini aktive eden barbitüratlar, karbamazepin, fenitoin, nikotin ve doğum kontrol
hapları gibi ilaçlar imipramin metabolizmasını hızlandırıp plazma düzeylerini azaltarak
etki azalmasına yol açabilir. Plazmadaki fenitoin ve karbamazepin düzeyleri
yükselebilir ve buna bağlı advers etkiler görülebilir. Bu ilaçların dozajının
ayarlanmasına ihtiyaç duyulabilir.
Simetidin, metilfenidat : Bu ilaçlar trisiklik antidepresanların plazma
konsantrasyonlarını yükseltebildiğinden, söz konusu antidepresanların dozlarını
azaltmak gerekir.
Estrojenler : Estrojenlerin bazen Tofranil’in etkisini çelişkili olarak azalttığını, ancak
bazen de Tofranil toksisitesine neden olduğunu gösteren kanıtlar vardır.
Dozaj ve uygulama yöntemi, her hastanın durumuna göre düzenlenmelidir. Amaç,
mümkün olan en düşük dozlarla optimal etki elde etmek ve doz artırımını, özellikle
Tofranil’e, orta yaş gruplarına kıyasla daha güçlü tepki gösteren adolesans çağındaki
gençlerde ve yaşlılarda olmak üzere dikkatle gerçekleştirmektir.
Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlar
uygulanır:
Depresyon ve depresif sendromlar :
Ayakta tedavi gören hastalarda : Tedaviye günde 1-3 defa 25 mg’la başlanır. Günlük
dozajı yavaş yavaş 150-200 mg’a yükseltilir. Bu dozaja ilk haftanın sonunda
ulaşılmalı ve belirgin düzelme sağlanıncaya kadar kullanılmalıdır. Dozun dikkatle
azaltılması yoluyla her hastada ayrı ayrı belirlenmesi gereken idame dozu, genellikle
günde 50 -100 mg arasındadır.
Hastanede tedavi gören hastalarda : Tedaviye günde 3 defa 25 mg ile başlanır.
Dozaj her gün 25 mg artırarak günlük doz 200 mg’a çıkıncaya kadar artırılır ve bu
dozaja, hastanın durumu düzelinceye kadar devam edilir. Ağır vakalarda doz, günde
3 defa 100 mg’a yükseltilebilir. Açıkça düzelme elde edildikten sonra idame dozu,
hastanın gereksinimine göre belirlenmelidir (genellikle günde 100 mg).
Panik ataklar :
Başlangıçta hergün 10 mg’lık 1 tablet, olasılıkla benzodiazepinle birlikte kullanılır
(bkz. “Uyarılar/Önlemler”). Tolere edilme durumuna göre dozaj, istenilen cevap
alınıncaya kadar yükseltilir ve benzodiazepin kullanımına yavaş yavaş son verilir.
İhtiyaç duyulan günlük dozaj, hastadan hastaya büyük değişiklikler gösterebilir ve 75-
150 mg arasında değişebilir. Gerekirse 200 mg’a yükseltilebilir. Tedavinin 6 ay
devam ettirilmesi önerilir. Bu zaman içerisinde idame dozu yavaş yavaş azaltılmalıdır.
Kronik ağrılı durumlar :
Doz hastaya göre ayarlanmalıdır (günde 25 - 300 mg). Günde 25-75 mg, genellikle
yeterli olmaktadır.
Yaşlı hastalar :
Tedaviye günde 1 defa 10 mg’lık tabletle başlanır. Daha sonra bu dozaj, 10 gün
içerisinde yavaş yavaş artırılarak optimal düzey olan günde 30 - 50 mg’ a yükseltilir
ve tedavinin sonuna kadar bu dozaj kullanılır.
Çocuklar :
Tedaviye günde 1 defa 10 mg’lık tabletle başlanır. Daha sonra günlük dozaj 10 gün
içerisinde, 5-8 yaşındaki çocuklarda 2 tablete, 9-14 yaşındaki çocuklarda 20-50 mg’a
ve 14 yaşından büyük çocuklarda 50-80 mg’a yükseltilir. Çocuklardaki olası
kardiyotoksik etkilere karşı korunmak amacıyla günlük dozaj, 2.5 mg/kg’ı
aşmamalıdır.
Enürezis nokturna (sadece 5 yaşındaki veya daha büyük çocuklarda):
Önerilen doz, günde 1.7 mg/kg’dır. Başlangıç dozları 5-8 yaşındaki çocuklarda günde
10 mg’lık 2-3 tablet, 9 -12 yaşındaki çocuklarda günde 25 mg’lık 1-2 tablet, daha
büyük çocuklarda günde 1-3 defa 25 mg’lık tablet şeklindedir. Daha yüksek dozlar,
tedaviye 1 hafta içerisinde tam cevap alınamayan hastalarda kullanılır. Tabletler
akşam yemeğinden sonra tek bir doz şeklinde alınmalıdır, ama geceleri yatağını
erken ıslatan çocuklarda dozun bir bölümü daha erken saatlerde (öğleden sonra saat
4’te) verilir. İstenilen cevap alındıktan sonra tedaviye 1-3 ay devam edilmeli ve doz
yavaş yavaş idame dozuna düşürülmelidir.
5 yaşından küçük çocuklarda bu konuda deneyim yoktur.
DOZ AŞIMI
Tofranil’in aşırı dozlarda alınmasının belirti ve semptomları, diğer trisiklik
antidepresanlarda görülenlere benzerdir. Kardiyak anormallikler ve nörolojik
bozukluklar, başlıca komplikasyonlardır. Çocuklarda ne miktarda olursa olsun kazara
Tofranil alınması, ağır ve ölümle sonuçlanabilecek bir olay olarak değerlendirilmelidir.
Belirti ve semptomlar : Semptomlar, aşırı dozun alınmasını izleyen 4 saat içerisinde
gözükür ve 24 saat sonra maksimal şiddet derecesine ulaşır. Emilimdeki gecikme
(aşırı doza bağlı antikolinerjik etkinin artması), yarılanma ömrünün uzun olması ve
ilacın enterohepatik dolaşıma girmesi hasta riskinin 4-6 gün kadar devam etmesine
yol açabilir.
Şu semptomlar ve belirtiler görülebilir :
Merkezi sinir sistemi : Uyuşukluk, stupor, koma, ataksi, huzursuzluk, ajitas
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |
|
Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |