Trisiklik antidepresanların konvülsiyon eşiğini düşürdükleri bilinmektedir ve bu
nedenle Tofranil, epilepsi hastalarında veya konvülsiyonlara zemin hazırladığı bilinen
diğer faktörlerin bulunduğu hastalarda, örneğin çeşitli etiyolojilere bağlı beyin hasarı
olanlarda, nöroleptiklerle birlikte kullanıldığı durumlarda, alkolün veya antikonvülsif
özelliklere sahip ilaçların (örneğin benzodiazepinler) kullanılmasına son verildiği
durumlarda son derece dikkatle kullanılmalıdır. Nöbetlerin ortaya çıkması, doza
bağımlı gözükmektedir. Bu nedenle, önerilen toplam günlük Tofranil dozu
aşılmamalıdır.
Kardiyovasküler bozukluğu olan hastalarda ve özellikle de kardiyovasküler
yetmezliği, iletim bozuklukları (örneğin I-III derece atrioventriküler blok) veya aritmileri
olanlarda dikkat etmek gerekir. Bu gibi hastalarda ve ayrıca da ileri yaştaki
hastalarda kalp fonksiyonu ve EKG izlenmelidir.
Antikolinerjik özellikleri nedeniyle Tofranil, geçmişlerinde göz-içi basıncının
yükselmesi, dar-açılı glokom veya idrar retansiyonu (örneğin prostat hastalıkları)
bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Trisiklik antidepresanların ileri derecede karaciğer veya böbrek hastalığı olan
hastalara ve hipertansif krizlere neden olabileceğinden adrenal medulla tümörleri
(feokromositoma, nöroblastoma) olan hastalara verilmesi sırasında dikkatli olmak gerekir.
Panik hastalığı olan birçok hastada trisiklik antidepresan tedavisinin başlangıcında
daha belirgin bir anksiyete görülür (bkz. “Kullanım Şekli ve Dozu”). Anksiyete
düzeyindeki bu yanıltıcı artış en çok, tedavinin ilk birkaç günü görülür ve 2 hafta
içerisinde genellikle ortadan kalkar.
Trisiklik antidepresanlar alan bazı şizofrenik hastalarında psikozun aktif duruma
geçebildiği gözlenmiştir.
Bipolar etkili hastalıkların depresif fazında trisiklik antidepresan kullanan hastalarda
mani veya hipomani atakları da bildirilmiştir. Bu gibi vakalarda; Tofranil dozajının
azaltılması veya Tofranil kullanımına son vererek antipsikotik bir ilaç verilmesi
gerekebilir. Bu tür ataklar yatıştıktan sonra gerekirse, düşük doz Tofranil tedavisine
tekrar başlanabilir.
İ
ntihar riski, ağır depresyonun ayrılmaz bir özelliğidir ve anlamlı bir remisyon elde
edilinceye kadar devam edebilir. Tedavi başlangıcında benzodiazepinlerle veya
nöroleptiklerle birlikte kombinasyon tedavisine ihtiyaç duyulabilir (bkz.
“Uyarılar/Önlemler” ve “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).
Postüral hipotansiyonu veya labil bir dolaşımı olan hastalarda kan basıncı
düşebileceğinden, Tofranil tedavisine başlanmadan önce kan basıncının kontrol
edilmesi önerilir.
İ
stenmeyen kardiyak etki olasılığı nedeniyle hipertiroidizmi olanlarda veya tiroid
preparatlarını kullananlarda dikkatli olmak gerekir.
Karaciğer hastalığı olan hastalarda karaciğer enzim düzeylerinin belirli aralıklarla
izlenmesi önerilir.
Tofranil ile sadece çok ender vakalarda lökosit sayısında değişiklikler bildirilmiş
olmasına rağmen, özellikle tedavinin ilk birkaç ayı boyunca ve uzun süreli tedaviler
sırasında belirli aralıklarla kan sayımı yapılmalı ve hasta ateş, boğaz ağrısı gibi
semptomlar açısından izlenmelidir.
Benzer trisiklik antidepresanlar gibi, Tofranil de elektrokonvülsif tedaviyle birlikte
ancak dikkatli bir gözetim altında uygulanmalıdır.
Durumları elverişli olan hastalar ve ileri yaştaki hastalarda, trisiklik antidepresanlar
özellikle geceleri olmak üzere farmakojenik (delirium tipi) psikozlara neden olabilir.
Bunlar, ilacın kesilmesinden sonraki birkaç gün içerisinde kaybolur.
Kronik kabızlık vakalarında dikkatli olmak gerekir. Trisiklik antidepresanlar, özellikle
yaşlılarda ve yatalak hastalarda olmak üzere paralitik ileusa yol açabilir.
Genel veya lokal anestezi öncesinde anestezi uzmanı, hastanın Tofranil kullanmakta
olduğu konusunda uyarılmalıdır (bkz. “İlaç Etkileşmeleri ve Diğer Etkileşmeler”).
Uzun süreli trisiklik antidepresan tedavisi sırasında diş çürüklerinde artış bildirilmiştir.
Bu nedenle, uzun sürel
|
Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |