TRIOTEL 80/10/25 mg 30 tablet { Celtis } Klinik Özellikler

Amlodipin + Hidroklorotiyazid + Telmisartan }

Kalp Damar Sistemi > Anjiyotesin II Antagonistleri Kombinasyonları
Celtis İlaç San. Tic. Ltd. Şti | 6 June  2014

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

  • 4.1. Terapötik endikasyonlar

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    TRİOTEL’in önerilen dozu günde bir tablettir.

    Sabit doz kombinasyonuna geçmeden önce her bir bileşenle (yani telmisartan, amlodipin ve hidroklorotiyazid) tek tek doz ayarlaması yapılması önerilir. Klinik olarak uygun olduğunda, monoterapiden sabit doz kombinasyonuna doğrudan geçiş yapılabilir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

    Hipertansiyonda genellikle tedaviye günde bir kez TRİOTEL 40/5/12,5 mg Tablet ile başlanır. Kan basıncında daha yüksek oranda düşüş sağlanması gereken hastalarda tedaviye günde bir kez TRİOTEL 40/5/25 mg, 80/5/12,5 mg veya 80/5/25 mg Tablet ile başlanabilir. Hastanın tedaviye verdiği yanıta göre doz, günde bir kez TRİOTEL 40/10/12,5 mg, 40/10/25 mg, 80/10/12,5 mg veya 80/10/25 mg Tablet’e çıkartılabilir.

    TRİOTEL 40/10/12,5 mg, 40/10/25 mg, 80/10/12,5 mg veya 80/10/25 mg Tablet ile tedavi edilen hastalarda amlodipin dozunu sınırlayan, ödem gibi, herhangi bir advers etki oluşması halinde, bu hastalar günde bir kez TRİOTEL 40/5/12,5 mg, 40/5/25 mg, 80/5/12,5 mg veya 80/5/25 mg Tablet ile tedaviye geçirilebilir. Böylece, genel olarak beklenen antihipertansif etki azalmadan amlodipin dozu düşürülmüş olur.

    Önerilen maksimum doz, günde bir kez TRİOTEL 80/10/25 mg Tablet’tir.

    TRİOTEL uzun süreli tedavi için endikedir.

    Uygulama şekli:

    TRİOTEL, yiyeceklerle birlikte veya ayrıca alınabilir.

    Su ile veya alkol içermeyen bir içecekle alınması önerilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Hafif-orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda renal fonksiyonların periyodik olarak izlenmesi önerilir (Bkz. Bölüm 4.4.). TRİOTEL, şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <30 mL/dk) olan hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3.). TRİOTEL’in içeriğindeki telmisartan, amlodipin ve hidroklorotiyazid ile ilgili hemodiyalize giren hastalarda deneyim sınırlıdır. Amlodipin ve telmisartan diyaliz ile uzaklaştırılamadığı için bu hastalarda TRİOTEL kullanımında dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4.).

    Karaciğer yetmezliği:

    Hafif-orta derecede karaciğer yetmezliği olan kişilerde TRİOTEL dikkatle kullanılmalıdır. Bu hastalarda günde 40 mg telmisartan ile 12,5 mg hidroklorotiazidin kombine dozu aşılmamalıdır. Tiyazidler, karaciğer fonksiyonları bozulmuş hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4.). Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda TRİOTEL kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3.).

    Pediyatrik popülasyon:

    TRİOTEL’in çocuklar ve 18 yaşına kadar adolesanlarda etkililiği ve güvenliliği bilinmemektedir. Herhangi bir veri mevcut değildir.

    Geriyatrik popülasyon:

    4.3. Kontrendikasyonlar

    Telmisartana, amlodipine, hidroklorotiyazide, dihidropiridin türevlerine ve diğer sülfonamid türevi maddelere veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık (Bkz. Bölüm 6.1.),

    Gebelikte kontrendikedir.

    Kolestaz ve bilier obstrüktif bozukluklar,

    Şiddetli karaciğer yetmezliği,

    Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <30 ml/dk),

    Refrakter hipokalemi, hiperkalsemi,

    Şok (kardiyojenik şok dahil),

    Şiddetli hipotansiyon,

    Sol ventrikül dışarı akış yolunda obstrüksiyon (örn: yüksek evreli aortik stenoz),

    Akut miyokard infarktüs sonrasında hemodinamik olarak stabil olmayan kalp yetmezliği.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Gebelik:

    Gebelik sırasında anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedaviye başlanmamalıdır. Anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedavinin sürdürülmesi zorunlu görülmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalar, gebelikte kullanımı güvenli kabul edilen alternatif bir antihipertansif tedaviye geçirilmelidir. Gebelik tanısı konur konmaz, anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedavi hemen sonlandırılmalı ve eğer uygunsa alternatif bir tedavi başlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.6.).

    Hepatik yetmezlik:

    Telmisartan büyük oranda safra ile atıldığı için, kolestazı, bilier obstrüktif bozuklukları veya şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalara (Bkz. Bölüm 4.3.) TRİOTEL verilmemelidir. Bu hastalarda telmisartanın hepatik klerensi azalabilir.

    Tüm kalsiyum antagonistlerinde olduğu gibi, karaciğer fonksiyonları bozulmuş olan hastalarda amlodipinin de yarılanma ömrü uzar. Bu hastalarda doz önerileri belirlenmemiştir. Bozulmuş karaciğer işlevi olan hastalarda amlodipinin en düşük doz ile kullanılmaya başlanmalı ve yavaş yavaş doz artırımına gidilmelidir.

    Telmisartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu karaciğer fonksiyonları bozulmuş ya da progresif karaciğer hastalığı olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır, çünkü sıvı ve elektrolit dengesindeki minör değişiklikler, karaciğer komasını presipite edebilir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda telmisartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile klinik deneyim bulunmamaktadır.

    Renovasküler hipertansiyon:

    Bilateral renal arter stenozlu veya tek işlevsel böbreğindeki arterde stenozu olan hastalar renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen ilaçlarla tedavi edildiğinde, şiddetli hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riski artar.

    Renal yetmezlik ve böbrek transplantı:

    TRİOTEL, şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <30 ml/dk) kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3.). Yeni böbrek transplantasyonu yapılmış hastalarda TRİOTEL uygulaması ile ilgili deneyim bulunmamaktadır. Telmisartan ve amlodipin diyaliz ile uzaklaştırılamaz. Hafif ile orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda telmisartan/hidroklorotiyazid ile deneyim azdır ve bu nedenle serumda potasyum, kreatinin ve ürik asit düzeylerinin periyodik olarak izlenmesi önerilmektedir. Böbrek fonksiyonları bozulmuş hastalarda tiyazid diüretiklerine bağlı azotemi ortaya çıkabilir.

    İntravasküler hipovolemi:

    Yoğun diüretik tedavi, diyetteki tuzun kısıtlanması, diyare veya kusma sonucunda hacim ve/veya sodyum kaybına uğramış hastalarda, özellikle ilk dozdan sonra, semptomatik hipotansiyon görülebilir. Bu gibi tablolar TRİOTEL uygulamasından önce düzeltilmelidir.

    Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:

    ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonunun azaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS’ın dual blokajına yol açtığından ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).

    Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse, sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.

    Diyabetik nefropatisi olan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri birlikte kullanılmamalıdır.

    Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin stimüle olduğu diğer durumlar:

    Vasküler tonusu ve böbrek fonksiyonları asıl olarak renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktivitesine dayanan hastalarda (örn: şiddetli konjestif kalp yetmezliği veya renal arter stenozu dahil altta yatan bir böbrek hastalığı olanlar), bu sistemi etkileyen diğer ilaçlarla tedavi esnasında, akut hipotansiyon, hiperazotemi, oligüri veya nadiren akut böbrek yetmezliği görülmüştür (Bkz. Bölüm 4.8.).

    Primer aldosteronizm:

    Primer aldosteronizmi olan hastalar genellikle, renin-anjiyotensin sisteminin inhibisyonu üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçlara cevap vermezler. Bu nedenle bu hastalarda TRİOTEL kullanımı önerilmemektedir.

    Aort ve mitral kapağı stenozu, obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati:

    Diğer vazodilatörlerde olduğu gibi, aort ya da mitral stenozu veya obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopatisi olan hastalarda özel dikkat gereklidir.

    Stabil olmayan anjina pektoris, akut miyokard infarktüsü:

    Stabil olmayan anjina pektoriste, miyokard infarktüsü sırasında veya sonrasında 1 ay içinde telmisartan-amlodipin kombinasyonunun kullanımını destekleyen bir veri yoktur.

    Kalp yetmezliği:

    İskemik olmayan etiyolojili, NYHA III ve IV kalp yetmezliği olan hastalarda yapılan uzun dönem, plasebo kontrollü bir çalışmada (PRAISE-2), kalp yetmezliğinin kötüleşme insidensinde plasebo grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı bir fark olmamasına rağmen, amlodipin kullanımı ile pulmoner ödem bildirimlerinde artış ilişkili bulunmuştur (Bkz. Bölüm 5.1.).

    Amlodipin de dahil kalsiyum kanal blokörleri; kardiyovasküler olayları ve ölüm riskini arttırabileceğinden konjestif kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

    Metabolik ve endokrin etkiler:

    Tiyazid tedavisi glukoz toleransını bozabilir; insülin veya antidiyabetik tedavi ve telmisartan tedavisi alan diyabetik hastalarda hipoglisemi oluşabilir. Diyabetik hastalarda insülin ya da oral hipoglisemik ajanların dozlarında ayarlama yapılması gerekli olabilir. Latent diabetes mellitus, tiyazid tedavisi sırasında belirgin hale geçebilir.

    Tiyazid diüretikleriyle tedavi ile kolesterol ve trigliserid düzeylerinde artış ilişkili bulunmuştur. Bununla birlikte, telmisartan/hidroklorotiyazid kombinasyonunun, tiyazidin 12,5 mg doz düzeyinde böyle bir etki bildirilmemiş veya bildirilen etkiler minimal düzeyde olmuştur.

    Tiyazid tedavisi gören bazı hastalarda hiperürisemi oluşabilir veya bariz gut hastalığının ortaya çıkması hızlanabilir.

    Elektrolit dengesinde bozulma:

    Diüretik kullanan tüm hastalarda uygun aralıklarla periyodik olarak serumda elektrolit tayini yapılmalıdır.

    Hidroklorotiyazid de dahil olmak üzere tiyazidler, sıvı ya da elektrolit dengesinde bozulmalara (hipokalemi, hiponatremi ve hipokloremik alkaloz dahil) neden olabilir. Sıvı ya da elektrolit dengesizliğinin uyarıcı belirtileri, ağız kuruluğu, susama, asteni, letarji, uyuşukluk, huzursuzluk, kaslarda ağrı ya da kramplar, kaslarda bitkinlik hissi, hipotansiyon, oligüri, taşikardi ve bulantı ya da kusma gibi gastrointestinal bozukluklardır (Bkz. Bölüm 4.8.).

    Hipokalemi

    Tiyazid grubu diüretiklerin kullanımında hipokalemi gelişebilmekle birlikte, telmisartan ile eşzamanlı tedavi, diüretiklerin indüklediği hipokalemiyi azaltabilir. Karaciğer sirozu olan hastalarda, yoğun diürez uygulanan hastalarda, oral yoldan yeterince elektrolit almayan hastalarda ve kortikosteroidler ya da adrenokortikotropik hormon (ACTH) ile eş-zamanlı tedavi gören hastalarda, hipokalemi riski daha yüksektir (Bkz. Bölüm 4.5.).

    Hiperkalemi

    Diğer taraftan, TRİOTEL’in telmisartan bileşenine bağlı olarak anjiyotensin-II reseptörlerindeki (AT1) antagonizmadan dolayı hiperkalemi gelişebilir. Her ne kadar telmisartan/hidroklorotiyazid kombinasyonu ile klinik olarak belirgin hiperkalemi bildirilmemişse de, hastadaki renal yetmezlik ve/veya kalp yetmezliği ve diabetes mellitus, hiperkalemi gelişimi için risk faktörleridir. Risk altındaki hastalarda serum potasyumunun uygun şekilde izlenmesi tavsiye edilir. Potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri veya potasyum içeren tuz ikameleri gibi ürünler TRİOTEL’le birlikte uygulanacaksa dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).

    Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen ilaçların eş zamanlı kullanılmasına karar verilmeden önce, yarar-zarar oranı mutlaka değerlendirilmelidir.

    Hiperkalemi açısından göz önüne alınması gereken ana risk faktörleri şunlardır:

    Diabetes mellitus, renal yetmezlik, yaş (>70 yıl)

    Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen ilaçlarla ve/veya potasyum destekleri ile birlikte kullanım. Hiperkalemiyi provoke edebilecek ilaçlar veya terapötik gruplar: potasyum içeren tuz destekleri, potasyum tutucu diüretikler, ACE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör antagonistleri, non steroidal anti inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler) (selektif COX-2 inhibitörleri de dahil), heparin, immünosupresifler (siklosporin veya takrolimus) ve trimetoprim.

    Eklenen hastalık veya durumlar, özellikle dehidratasyon, akut kardiyak dekompansasyon, metabolik asidoz, renal fonksiyonların kötüleşmesi, renal koşulların aniden kötüleşmesi (örn: enfeksiyöz hastalıklar), hücresel lizis (örn: ekstremitelerde akut iskemi, rabdomiyoliz, yaygın travma).

    Bu hastalarda serum potasyum düzeyleri yakından izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.5.).

    Hiponatremi ve hipokloremik alkaloz

    Telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyonunun diüretiklerin indüklediği hiponatremiyi hafiflettiği ya da engellediği yönünde hiçbir veri bulunmamaktadır. Klorür eksikliği genellikle hafiftir ve çoğunlukla tedavi gerektirmez.

    Hiperkalsemi

    Tiyazid grubu diüretikler, kalsiyum metabolizmasında bilinen bir bozukluk olmadığı durumlarda, kalsiyumun idrarla atılımını azaltarak serum kalsiyum düzeylerinin hafif ve aralıklı olarak artışına yol açabilir. Belirgin hiperkalsemi, gizli hiperparatiroidizm belirtisi olabilir. Bu durumda, paratiroid fonksiyon testleri yapılmadan önce tiyazid tedavisi durdurulmalıdır.

    Hipomagnezemi

    Tiyazidlerin üriner magnezyum atılımını artırdıkları gösterilmiştir; bu durum hipomagnezemi ile sonuçlanabilir (Bkz. Bölüm 4.5.).

    Etnik farklılıklar:

    Diğer tüm anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile olduğu gibi, telmisartanın da kan basıncını düşürücü etkisi siyah ırkta diğer ırklara göre daha düşüktür. Bu durum, siyah ırktan hipertansiyonlu hastalarda, düşük renin düzeyi prevalansının daha yüksek olmasından kaynaklanabilir.

    Diğer:

    Herhangi bir antihipertansif ajan ile olduğu gibi, iskemik kardiyopatisi veya iskemik kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda kan basıncının aşırı düşürülmesi, miyokard enfarktüsü veya inme ile sonuçlanabilir.

    Genel:

    Alerji ya da bronşiyal astım öyküsü olan ya da olmayan hastalarda hidroklorotiyazide karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları ortaya çıkabilir ama böyle bir öyküsü olan hastalarda olasılık daha yüksektir.

    Hidroklorotiyazid dahil, tiyazid diüretiklerinin kullanımında, sistemik lupus eritematozusta alevlenme ya da aktivasyon görüldüğü bildirilmiştir.

    Tiyazid grubu diüretiklerle fotosensitivite vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8.). Eğer tedavi sırasında fotosensitivite oluşursa tedavinin durdurulması önerilir. Eğer diüretik kullanımı mutlak gerekli ise maruz kalan alanların güneş ışığından veya yapay UVA’dan korunması önerilir.

    Akut miyop ve sekonder dar açılı glokom:

    Bir sülfonamid olan hidroklorotiyazid, akut geçici miyop ve akut dar açılı glokom ile sonuçlanan idiyosenkratik reaksiyona neden olabilir.

    Semptomlar arasında görsel keskinlik azalmasının akut olarak başlaması veya göz ağrısı bulunmaktadır ve genellikle ilacın başlamasını takiben saatler içinde ortaya çıkmaktadır. Tedavi edilmeyen akut dar açılı glokom, kalıcı görme kaybına yol açabilmektedir. Ana tedavi, hidroklorotiyazid tedavisinin bir an önce sonlandırılmasıdır. Göz içi basınç kontrol altına alınamadığı takdirde hemen tıbbi veya cerrahi tedavi uygulanması gerekli olabilir.

    Akut dar açılı glokom oluşumundaki risk faktörleri arasında sülfonamide veya penisiline karşı alerji öyküsü bulunmaktadır.

    Yaşlı hastalar:

    Yaşlı hastalarda doz artırımları dikkatle yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2 ve 5.2).

    Melanom dışı cilt kanseri:

    Danimarka Ulusal Kanser Kayıtlarına dayanarak yapılan iki epidemiyolojik çalışmada; artan kümülatif hidroklorotiyazid maruziyeti ile melanom dışı cilt kanseri [bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinom] riskinde artış gözlenmiştir. Hidroklorotiyazidin fotosensitivite yapıcı etkisi melanom dışı cilt kanserinde olası bir mekanizma olarak rol oynayabilir.

    Hidroklorotiyazid alan hastalar melanom dışı cilt kanseri riski hakkında bilgilendirilmeli ve yeni lezyonlar için ciltlerini düzenli olarak kontrol etmeleri ve şüpheli deri lezyonlarını derhal bildirmeleri önerilmelidir. Hastalara deri kanseri riskini minimum düzeye indirmek üzere güneş ışığı ve UV ışını maruziyetini sınırlandırmaları ve maruziyet durumunda yeterli koruma uygulamaları tavsiye edilmelidir. Şüpheli deri lezyonları, histolojik biyopsi incelemeleri de dahil edilerek acil olarak incelenmelidir. Melanom dışı deri kanseri öyküsü olan hastalarda hidroklorotiyazid kullanımının dikkatli bir şekilde tekrar gözden geçirilmesi de gerekebilir (ayrıca bkz. Bölüm 4.8).

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Kombinasyon ile sık görülen etkileşimler

    Herhangi bir ilaç etkileşim çalışması yapılmamıştır.

    Dikkat gerektiren eş zamanlı kullanımlar:

    Diğer antihipertansif ilaçlar

    Diğer antihipertansif ilaçlarla birlikte kullanıldığında TRİOTEL’in tansiyon düşürücü etkisi artabilir.

    Kan basıncını düşürme potansiyeli olan ilaçlar

    Farmakolojik özellikleri nedeni ile şu ilaçların TRİOTEL de dahil olmak üzere tüm antihipertansif ilaçların hipotansif etkisini arttırması beklenebilir: Baklofen, amifostin, nöroleptikler ve antidepresanlar.

    Ayrıca alkol, barbitüratlar, narkotikler veya antidepresanlar ortostatik hipotansiyonu arttırabilirler.

    Kortikosteroidler (sistemik uygulama)

    Antihipertansif etkinin azalması.

    Telmisartan ile ilişkili etkileşimler

    Eş zamanlı kullanımın önerilmediği ilaçlar:

    Potasyum tutucu diüretikler veya potasyum destekleri

    Telmisartan gibi anjiyotensin II reseptör antagonistleri, diüretiklerin indüklediği potasyum kaybını azaltır. Potasyum tutucu diüretikler (örn: spirinolakton, eplerenon, triamteren, amilorid), potasyum destekleri veya potasyum içeren tuz bileşikleri serum potasyum düzeyini önemli oranda arttırabilir. Belirlenmiş hipokalemi nedeni ile eş zamanlı kullanım endike ise, bu ilaçlar dikkatli bir şekilde, serum potasyum düzeyleri sık aralıklarla izlenerek kullanılmalıdır.

    Lityum:

    Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri ve telmisartan dahil anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile lityumun birlikte kullanılması sırasında, serum lityum konsantrasyonlarında geri dönüşümlü yükselmeler ve toksisite bildirilmiştir. Lityum ve TRİOTEL’in birlikte uygulanması önerilmez. Eğer bu kombinasyon mutlaka gerekli ise, birlikte kullanım sırasında serum lityum düzeylerinin dikkatle izlenmesi önerilir.

    Aliskiren:

    Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanın kullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).

    Dikkat gerektiren eş zamanlı kullanımlar:

    Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ):

    NSAİİ (yani antiinflamatuvar dozlarda asetilsalisilik asit, COX-2 inhibitörleri ve selektif olmayan NSAİİ), anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilir. Renal fonksiyonları bozulmuş hastalarda (örn: böbrek fonksiyonları bozulmuş dehidrate veya yaşlı hastalar) anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile siklo-oksijenazı inhibe eden ilaçların birlikte kullanılması, genellikle geri dönüşümlü olan akut renal yetmezlik de dahil, renal fonksiyonların daha da kötüleşmesine yol açabilirler.

    Bu nedenle, bu kombinasyon, özellikle yaşlı hastalarda, dikkatle uygulanmalıdır. Hastalar yeterince hidrate edilmeli ve eş zamanlı tedavinin başlangıcında ve sonrasında periyodik olarak renal fonksiyonlar izlenmelidir.

    Ramipril:

    Ramipril ile telmisartanın birlikte uygulandığı bir çalışmada ramipril ve ramiprilatın EAA0-24 ve Cmaks değerlerinde 2,5 kata kadar yükselme gözlenmiştir. Bu gözlemin klinik olarak önemi bilinmemektedir.

    Amlodipin ile ilişkili etkileşimler

    Dikkat gerektiren eş zamanlı kullanımlar:

    CYP3A4 inhibitörleri:

    Genç hastalarda CYP3A4 inhibitörü eritromisinin, yaşlı hastalarda ise diltiazemin eş zamanlı kullanılması ile amlodipin plazma konsantrasyonu sırası ile %22 ve %50 oranında artmıştır. Bununla birlikte, bu bulgunun klinik önemi bilinmemektedir. CYP3A4’ün güçlü inhibitörlerinin (örn: ketokonazol, itrakonazol, ritonavir) amlodipinin plazma konsantrasyonlarını diltiazeme göre daha fazla arttırabileceği göz ardı edilemez. Amlodipin, CYP3A4 inhibitörleri ile dikkatle kullanılmalıdır. Bununla birlikte bu tip bir etkileşimle ilgili bir advers olay bildirilmemiştir.

    Amlodipinin güçlü veya orta düzey CYP3A4 inhibitörleriyle (proteaz inhibitörleri, azol antifungaller, eritromisin veya klaritromisin gibi makrolidler, verapamil veya diltiazem) birlikte kullanılması amlodipin maruziyetinde anlamlı bir artışa yol açabilir. Bu farmakokinetik varyasyonların klinik anlamı yaşlı insanlarda daha belirgin olabilir. Bu nedenle, klinik izleme ve doz ayarlaması gerekebilir.

    CYP3A4 indükleyicileri:

    CYP3A4’ün bilinen indükleyicilerinin birlikte uygulanması halinde, amlodipinin plazma konsantrasyonu değişebilir. Bu sebeple, özellikle güçlü CYP3A4 indükleyicileri (örn. rifampisin, sarı kantaron) ile birlikte ilaç kullanımı sırasında ve sonrasında kan basıncının izlenmesi ve doz ayarlaması yapılması düşünülmelidir.

    Dantrolen (infüzyon)

    Hayvanlarda, verapamil veya intravenöz dantrolen uygulamasından sonra hiperkalemiyle ilişkili ölümcül ventriküler fibrilasyon ve kardiyovasküler kollaps gözlemlenmiştir. Hiperkalemi riskinden dolayı; malign hipertermiye duyarlı olan hastalarda ve malign hipertermi tedavisi sırasında amlodipin gibi kalsiyum kanal blokörleriyle birlikte uygulanmasından kaçınılması önerilmektedir.

    Greyfurt ve greyfurt suyu:

    20 sağlıklı gönüllüye, 10 mg tek doz amlodipin ile 240 ml greyfurt suyunun eş zamanlı olarak uygulanması, amlodipin farmakokinetiği üzerinde anlamlı bir etki göstermemiştir. Buna rağmen, hastalara amlodipin ile greyfurt ve greyfurt suyunun birlikte alınması yine de önerilmez. Çünkü bazı kişilerde amlodipin biyoyararlanımı artabilir ve artmış hipotansif etki ortaya çıkabilir.

    Amlodipinin diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkileri

    Amlodipinin kan basıncını düşürücü etkisi, diğer ilaçların kan basıncını düşürücü etkilerine eklenir.

    Takrolimus

    Amlodipin ile birlikte uygulandığında kandaki takrolimus seviyesinin artma riski bulunmaktadır. Ancak bu etkileşimin farmakokinetik mekanizması tam olarak anlaşılmış değildir. Takrolimus toksisitesinden kaçınmak için, takrolimus ile tedavi gören bir hastaya amlodipin uygulandığında, hastanın kan takrolimus seviyesinin izlenmesi ve gerektiğinde takrolimus dozunun ayarlanması gerekir.

    mTOR İnhibitörleri

    Sirolimus, temsirolimus ve everolimus gibi mTOR inhibitörleri, CYP34A substratıdırlar. Amlodipin güçsüz bir CYP3A inhibitörüdür. Amlodipin mTOR inhibitörleri ile eş zamanlı kullanımda, mTOR inhibitörlerinin maruziyetini artırabilir.

    Siklosporin

    Renal transplant hastaları ile yürütülen bir çalışmada; siklosporinin amlodipin ile birlikte uygulanması ile siklosporin çukur düzeylerinde ortalama %0 - %40’lık bir artış gözlemlenmiştir. Sağlıklı gönüllülerde veya diğer popülasyonlarda siklosporin ve amlodipinin birlikte kullanımına dair başka ilaç etkileşimi çalışması yapılmamıştır. TRİOTEL’in siklosporin ile birlikte uygulanması siklosporin maruziyetini arttırabilir. Birlikte kullanım sırasında siklosporin düzeyleri izlenmeli ve gerektiğinde siklosporin dozu azaltılmalıdır.

    Simvastatin

    10 mg amlodipinin çoklu dozları ile 80 mg simvastatinin birlikte uygulanması, simvastatinin tek başına uygulanmasıyla karşılaştırıldığında simvastatin maruziyetinde %77 artışa yol açmıştır. Amlodipin kullanan hastalarda simvastatin dozu günde 20 mg olarak sınırlandırılmalıdır.

    Diğerleri:

    Amlodipin; digoksin, varfarin, atorvastatin, sildenafil, anti asit ilaçlar (alüminyum hidroksit, magnezyum hidroksit, simetikon), simetidin, siklosporin, antibiyotikler ve oral hipoglisemik ilaçlar ile güvenle kullanılmıştır. Amlodipin ve sildenafil birlikte kullanıldığında, her bir ilaç diğerinden bağımsız olarak kendi hipotansif etkisini göstermektedir.

    Hidroklorotiyazid ile ilişkili etkileşimler

    Potasyum kaybı ve hipokalemi ile ilişkili bulunan ilaçlar:

    Diğer kaliüretik diüretikler, laksatifler, kortikosteroidler, ACTH, amfoterisin, karbenoksolon, penisilin G sodyum, salisilik asit ve türevleri gibi ilaçlar ile birlikte hidroklorotiyazid içeren ilaçların birlikte verilmesi durumunda, plazma potasyum düzeylerinin izlenmesi önerilir. Bu ilaçlar hidroklorotiyazidin serum potasyumu üzerindeki etkilerini arttırabilir (Bkz. Bölüm 4.4.).

    Potasyum düzeyini yükselten veya hiperkalemi oluşturan ilaçlar:

    ACE inhibitörleri, potasyum tutucu diüretikler, potasyum destekleri, potasyum içeren tuzlar, siklosporin veya heparin sodyum gibi diğer ilaçlarla birlikte hidroklorotiyazid içeren ilaçlar reçetelenirse, plazma potasyum düzeylerinin izlenmesi önerilmektedir. Renin anjiyotensin sistemini baskılayan diğer ilaçlarla mevcut deneyimlere dayanarak, yukarıda sayılan ilaçlarla hidroklorotiyazid içeren ilaçların eş zamanlı kullanımı serum potasyum düzeylerinin yükselmesine yol açabilir, bu nedenle birlikte kullanılmaları önerilmez (Bkz. Bölüm 4.4.).

    Serum potasyum düzeyindeki bozukluklardan etkilenen ilaçlar:

    Dijital diüretikler, antiaritmikler gibi serum potasyum düzeyindeki bozukluklardan etkilenen ilaçlarla ve torsades de pointes aritmisini indüklediği bilinen ilaçlarla (bazı antiaritmikler gibi) eş zamanlı olarak TRİOTEL kullanıldığında, serum potasyum düzeylerinin ve EKG’nin periyodik olarak izlenmesi önerilir. Hipokalemi, torsades de pointes için kolaylaştırıcı bir faktördür.

    Torsades de pointes aritmisini indüklediği bilinen ilaçlar:

    Sınıf Ia antiaritmikler (örn: kinidin, hidrokinidin, disopramid),

    Sınıf III antiaritmikler (örn: amiodaron, sotalol, dofetilid, ibutilid),

    Bazı antipsikotikler (örn: tiyoridazin, klorpromazin, levomepromazin, trifluoperazin, siyamemazin, sülpirid, sültoprid, amisülpirid, tiyapirid, pimozid, haloperidol, droperidol)

    Diğerleri (örn: bepridil, sisaprid, difemanil, eritromisin IV, halofantrin, mizolastin, pentamidin, sparfloksazin, terfenadin, vinkamin IV).

    Dijital glikozidler:

    Tiyazidlerle ortaya çıkan hipokalemi veya hipomagnezemi dijital glikozidler tarafından indüklenen aritmilerin ortaya çıkışını kolaylaştırır (Bkz. Bölüm 4.4.).

    Digoksin:

    Telmisartan digoksinle eş zamanlı olarak kullanıldığında, digoksin pik plazma konsantrasyonlarında (% 49) ve çukur konstrasyonda (% 20) medyan artışlar gözlenmiştir. Telmisartan uygulamasına başlarken, doz ayarlaması yapılırken ve ilaç kesilirken, digoksin düzeylerinin terapötik aralıklarda kalmasını sağlamak için digoksin düzeyleri izlenmelidir.

    Antidiyabetik ilaçlar (oral ajanlar ve insülin):

    Antidiyabetik ilaç dozunun ayarlanması gerekebilir (Bkz. Bölüm 4.4.).

    Metformin:

    Metformin dikkatli kullanılmalıdır. Çünkü muhtemel bir fonksiyonel renal yetmezliğe bağlı laktik asidoz riski ile hidroklorotiyazid ilişkili bulunmuştur.

    Kolestiramin ve kolestipol reçineleri:

    Anyon değiştirici reçinelerin varlığında, hidroklorotiyazidin emilimi bozulmaktadır.

    Pressör aminler (örn: noradrenalin):

    Pressör aminlerin etkisi azalabilir.

    Non-depolarizan iskelet kası gevşeticileri (örn: tubokürarin):

    Non-depolarizan iskelet kası gevşeticilerinin etkisi hidroklorotiyazid tarafından potansiyalize edilebilir.

    Gut tedavisinde kullanılan ilaçlar (örn: probenesid, sülfinpirazon ve allopurinol):

    Hidroklorotiyazid serum ürik asid düzeylerini yükseltebilir, bu nedenle ürikozürik ilaçlarda doz ayarlaması gerekebilir. Probenesid veya sülfinperazon dozlarının arttırılması gerekebilir. Tiyazidlerin eş zamanlı kullanımı allopurinole bağlı hipersensitivite reaksiyonlarının insidensini arttırabilir.

    Kalsiyum tuzları:

    Tiyazid diüretikleri, atılımın azalması nedeniyle serum kalsiyum düzeylerini yükseltebilir. Eğer kalsiyum desteği preparatlarının veya kalsiyum tutucu tıbbi ürünlerin (örn. Vitamin D) reçete edilmesi gerekiyorsa, serum kalsiyum düzeyleri izlenmeli ve kalsiyum dozu bu doğrultuda ayarlanmalıdır.

    Beta-blokerler ve diazoksid:

    Beta-blokerler ve diazoksidin hiperglisemik etkisi, tiyazid grubu ilaçlar tarafından arttırılabilir.

    Antikolinerjik ilaçlar:

    Atropin, biperiden gibi antikolinerjik ilaçlar gastrointestinal motiliteyi ve midenin boşalma hızını azaltarak tiyazid grubu diüretiklerin biyoyararlanımını arttırır.

    Amantadin:

    Tiyazidler, amantadinin advers etki riskini arttırabilir.

    Sitotoksik ilaçlar (örn: siklofosfamid, metotreksat):

    Tiyazidler, sitotoksik ilaçların renal atılımını azaltarak miyelosupresif etkilerini potansiyalize edebilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

    Özel popülasyonlara ait ilaç etkileşimleri ile ilgili veri bulunmamaktadır.

    Pediyatrik popülasyon:

    4.6. Gebelik ve laktasyon

    Anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin gebeliğin ilk trimesterinde kullanılması önerilmez (Bkz. Bölüm 4.4.). Anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin kullanımı, gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.4.).

    Genel tavsiye

    Gebelik kategorisi: D

    Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

    Anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedaviye devam etmek mutlak gerekmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalar gebelikte kullanımının güvenli olduğu bilinen alternatif bir antihipertansif tedavisine geçirilmelidir.

    Gebelik dönemi

    Telmisartan

    Anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin kullanımı gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4.).

    Telmisartan ile yapılan hayvan çalışmalarında üreme toksisitesi gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3.).

    ACE inhibitörlerinin birinci trimesterde kullanılması ile ortaya çıkan teratojenite riskine ait epidemiyolojik kanıtlar kesin sonuca ulaşmamıştır. Bununla birlikte riskteki küçük bir artış bile ihmal edilemez. Anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile kontrollü epidemiyolojik veriler olmamakla birlikte, bu sınıf ilaçların tümü için benzer riskler söz konusu olabilir.

    Anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedaviye devam etmek mutlak gerekli değilse, gebe kalmayı planlayan hastalar gebelikte kullanımının güvenli olduğu kabul edilen alternatif bir antihipertansif tedaviye geçirilmelidir.

    Hastanın gebe olduğu anlaşılır anlaşılmaz anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile tedavi hemen durdurulmalı ve uygun olduğu takdirde alternatif bir tedavi başlanmalıdır.

    Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterinde anjiyotensin II reseptör antagonistlerinin kullanılmasının, insanlarda fetotoksisite (renal fonksiyonlarda azalma, oligohidramniyoz, kafa kemiklerinde kemikleşme geriliği) ve neonatal toksisite (renal yetmezlik, hipotansiyon, hiperkalemi) oluşturduğu bilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3.). Gebeliğin ikinci trimesterinden sonra anjiyotensin II reseptör antagonistlerine maruz kalınması halinde, böbrek fonksiyonlarının ve kafatasının ultrasonografik kontrolü önerilmektedir.

    Anneleri anjiyotensin II reseptör antagonisti kullanan infantlar, hipotansiyon açısından yakından izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.4.).

    Amlodipin

    Amlodipinin insanlarda gebelik dönemindeki emniyeti saptanmamıştır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda, yüksek dozlarda reprodüktif toksisite gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3). Buna göre hamilelerde kullanımı ancak daha güvenli bir alternatifi bulunmadığı ve hastalığın kendisinin anne ve fetüs için daha büyük risk taşıdığı hallerde tavsiye edilebilir.

    Hidroklorotiyazid

    Hidroklorotiyazid ile hamilelik süresince özellikle de ilk trimesterde sınırlı deneyim mevcuttur. Hayvan çalışmaları yetersizdir.

    Hidroklorotiyazid plasentayı geçmektedir. Farmakolojik etki mekanizması temel alındığında, 2. ve 3. trimesterde hidroklorotiyazid kullanımı feto-plasental perfüzyona zarar verebilir: Fetüs ve yeni doğan üzerinde ikterus, elektrolit dengesi bozukluğu ve trombositopeni gibi etkilere neden olabilir. Hidroklorotiyazid hastalığın seyri üzerinde yararlı bir etkisi olmadığı takdirde, plazma hacminin azalması ve plasental hipoperfüzyon riski nedeniyle gestasyonel ödem, gestasyonel hipertansiyon ve preeklampsi için kullanılmamalıdır.

    Hidroklorotiyazid, başka tedavilerin kullanılamayacağı nadir durumlar dışında hamile kadınlardaki esansiyel hipertansiyon tedavisinde kullanılmamalıdır.

    Laktasyon dönemi

    Emzirme sırasında telmisartan, amlodipin ve hidroklorotiyazid kullanımı ile ilgili bir veri olmadığı için bu dönemde TRİOTEL kullanımı önerilmez. Özellikle yenidoğan veya preterm infantların emzirilmesi sırasında, laktasyon dönemindeki güvenlilik profilinin daha iyi olduğu bilinen alternatif bir tedaviye geçilmelidir. Amlodipin insan sütüne geçer. Bebek tarafından alınan maternal dozun oranı, çeyrekler açıklığında tahmini olarak % 3 – 7 ve en fazla % 15 hesaplanmıştır. Amlodipinin infantlar üzerindeki etkisi bilinmemektedir.

    Tiyazidler süte geçer ve laktasyonu inhibe edebilir. Emzirmeye devam etme / etmeme veya amlodipin tedavisine devam etme / etmeme ile ilgili karar; emzirmenin çocuğa yararı ve amlodipin tedavisinin anneye faydası göz önünde bulundurularak verilmelidir.

    Üreme yeteneği/Fertilite

    Sabit doz kombinasyonu ile veya her bir etkin madde ile yapılmış kontrollü klinik çalışma verileri mevcut değildir. Telmisartan ve amlodipin kombinasyonu ile ayrıca bir üreme toksisitesi çalışması yapılmamıştır. Preklinik çalışmalarda telmisartan veya hidroklorotiyazidin erkek ve dişi fertilitesi üzerinde bir etkisi gözlenmemiştir. Benzer şekilde amlodipin ile erkek ve dişi fertilitesi üzerinde bir etki gözlenmemiştir (Bkz. Bölüm 5.3.).

    4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

    Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkileri ile ilgili bir çalışma yapılmamıştır.

    4.8. İstenmeyen etkiler

    TRİOTEL’in bileşenlerden herhangi biri ile (telmisartan, amlodipin veya hidroklorotiyazid) daha önce bildirilmiş bir istenmeyen etki, telmisartan-amlodipin veya telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyonları ile yapılan klinik çalışmalarda veya pazarlama sonrası dönemde gözlenmemiş bile olsa, TRİOTEL kullanımı ile de ortaya çıkabilir.

    Telmisartan-amlodipin kombinasyonu ile en sık gözlenen advers etki baş dönmesi ve periferik ödemdir. Seyrek olarak ciddi senkop oluşabilir (1000 hastada 1’den az).

    Telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyonu ile en sık bildirilen yan etki ise baş dönmesidir. Seyrek olarak ciddi anjiyoödem oluşabilir (1000 hastada 1 vakadan az). Telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyonu (835) ya da tek başına telmisartan (636) alan 1471 hastayı kapsayan randomize, kontrollü araştırmalarda, telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyonu ile bildirilen istenmeyen olayların bütünsel insidensi, tek başına telmisartan ile bildirilen olaylarla karşılaştırılabilir nitelikte olmuştur. İstenmeyen etkilerin insidensi ile doz arasında bağıntı belirlenmemiştir ve hastaların cinsiyeti, yaşı ya da ırkı ile bir korelasyon bulunmamıştır.

    TRİOTEL’in içeriğindeki hidroklorotiyazid, elektrolit dengesinde bozulmayla sonuçlanabilecek hipovolemiye yol açabilir veya şiddetlenmesine neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.4.).

    TRİOTEL’in her bir bileşenine (telmisartan, amlodipin, hidroklorotiyazid), telmisartan-amlodipin kombinasyonuna ve telmisartan-hidroklorotiyazid kombinasyona ait istenmeyen etkiler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

    Advers etkilerin yaygınlığı şu şekilde tanımlanır: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

    MedDRA sistem organ sınıfı

    Advers reaksiyonlar

    Sıklık

    Telmisartan

    Amlodipin

    Hidroklorotiyazid

    Telmisartan-Amlodipin kombinasyonu

    Telmisartan-

    Hidroklorotiyazid kombinasyonu

    Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

    Farenjit ve sinüzit dahil üst solunum yolu enfeksiyonu

    Yaygın olmayan

    Farenjit

    Seyrek

    Sinüzit

    Seyrek

    Bronşit

    Seyrek

    Sistit dahil üriner sistem enfeksiyonu

    Yaygın olmayan

    Sistit

    Seyrek

    Fatal sonuçlanabilen sepsis1

    Seyrek

    Siyaladenit

    Bilinmiyor

    İyi huylu neoplazmlar, malign ve belirtilmemiş (kist ve polip dahil)

    Melanom dışı cilt kanseri (Bazal hücreli karsinom ve Skuamöz hücreli karsinom)

    Bilinmiyor

    Kan ve lenf sistemi hastalıkları

    Anemi

    Yaygın olmayan

    Aplastik anemi

    Bilinmiyor

    Hemolitik anemi

    Bilinmiyor

    Trombositopeni

    Seyrek

    Çok seyrek

    Seyrek

    Eozinofili

    Seyrek

    Lökositopeni

    (lökopeni)

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Kemik iliği yetmezliği

    Bilinmiyor

    Nötropeni

    Bilinmiyor

    Agranülositoz

    Bilinmiyor

    Bağışıklık sistemi hastalıkları

    Hipersensitivite

    Seyrek

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Anaflaktik reaksiyon

    Seyrek

    Bilinmiyor

    Sistemik lupus eritematozus şiddetlenmesi veya aktivasyonu3

    Seyrek

    Endokrin hastalıklar

    Diabetes mellitus durumunun yetersiz kontrolü

    Bilinmiyor

    Metabolizma ve beslenme hastalıkları

    Hiperkalemi

    Yaygın olmayan

    Hipokalemi

    Yaygın olmayan

    Hipoglisemi

    (diyabetik

    hastalarda)

    Seyrek

    Hiperglisemi

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Hiperürisemi

    Seyrek

    Hiponatremi

    Seyrek

    Hiperkolesterolemi

    Bilinmiyor

    Anoreksi

    Bilinmiyor

    İştah azalması

    Bilinmiyor

    Elektrolit dengesinde bozulma

    Bilinmiyor

    Hipovolemi

    Bilinmiyor

    Hipomagnezemi

    Yaygın

    Hiperkalsemi

    Seyrek

    Hipokloremik alkoloz

    Çok seyrek

    Psikiyatrik

    hastalıklar

    Ruh halinde değişiklikler

    Yaygın olmayan

    Konfüzyon

    Seyrek

    Huzursuzluk

    Bilinmiyor

    Depresyon

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Seyrek

    Anksiyete

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    İnsomnia

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Sinir sistemi hastalıkları

    Ekstrapiramidal sendrom

    Çok seyrek

    Sersemlik

    Bilinmiyor

    Baş dönmesi

    Yaygın

    Yaygın

    Yaygın

    Somnolans

    Seyrek

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Migren

    Yaygın olmayan

    Baş ağrısı

    Yaygın

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Parestezi

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Senkop

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Periferik nöropati

    Çok seyrek

    Seyrek

    Hipoestezi

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Disguzi

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Tremor

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Uykusuzluk

    Seyrek

    Uyku bozuklukları

    Seyrek

    Hipertoni

    Çok seyrek

    Göz hastalıkları

    Görme bozuklukları (diplopi dahil)

    Seyrek

    Yaygın

    Seyrek

    Ksantopsi

    Bilinmiyor

    Akut dar açılı glokom

    Bilinmiyor

    Bulanık görme

    Seyrek

    Akut miyop

    Bilinmiyor

    Kulak ve iç kulak hastalıkları

    Tinnitus

    Yaygın olmayan

    Vertigo

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Kardiyak hastalıklar

    Taşikardi

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Ventriküler taşikardi

    Yaygın olmayan

    Miyokard enfarktüsü

    Çok seyrek

    Bradikardi

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Palpitasyon

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Aritmi

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Atriyal fibrilasyon

    Yaygın olmayan

    Vasküler hastalıklar

    Vaskülit

    Çok seyrek

    Nekrotizan vaskülit

    Bilinmiyor

    Hipotansiyon

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Ortostatik hipotansiyon

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Flushing

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

    Dispne

    Yaygın olmayan

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Rinit

    Yaygın olmayan

    Öksürük

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Respiratuvar distres (pnömoni ve pulmoner ödem dahil)

    Seyrek

    İnterstisyel akciğer hastalığı

    Çok seyrek

    Gastrointestinal hastalıklar

    Flatulans

    Yaygın olmayan

    Mide rahatsızlıkları

    Seyrek

    Bilinmiyor

    Bağırsak

    alışkanlıklarında

    değişiklikler

    Yaygın

    Pankreatit

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Gastrit

    Çok seyrek

    Seyrek

    Abdominal ağrı

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Diyare

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Konstipasyon

    Yaygın

    Seyrek

    Bulantı

    Yaygın

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Kusma

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Seyrek

    Gingival hipertrofi

    Çok seyrek

    Seyrek

    Dispepsi

    Yaygın

    Seyrek

    Seyrek

    Ağız kuruluğu

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Hepato-bilier hastalıklar

    Karaciğer

    fonksiyonlarında

    bozukluk

    Seyrek

    Karaciğer hastalığı2

    Seyrek

    Hepatit

    Çok seyrek

    Sarılık

    Çok seyrek

    Hepatoselüler sarılık

    Bilinmiyor

    Kolestatik sarılık

    Bilinmiyor

    Hepatik enzimlerde yükselme (çoğunlukla kolestaz ile uyumlu)

    Çok seyrek

    Deri ve deri altı doku hastalıkları

    Hiperhidroz

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Anjiyoödem (fatal sonuçlanabilen)

    Seyrek

    Çok seyrek

    Seyrek

    İlaç erüpsiyonu

    Seyrek

    Toksik deri erüpsiyonu

    Seyrek

    Ürtiker

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Alopesi

    Yaygın olmayan

    Purpura

    Yaygın olmayan

    Prurit (kaşıntı)

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Egzema

    Seyrek

    Seyrek

    Eritem

    Seyrek

    Seyrek

    Döküntü

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Seyrek

    Eksantem

    Yaygın olmayan

    Cilt renginde değişiklik

    Yaygın olmayan

    Eritema multiforme

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Eksfoliyatif dermatit

    Çok seyrek

    Stevens-Johnson sendromu

    Çok seyrek

    Quincke ödemi

    Çok seyrek

    Fotosensitivite

    reaksiyonları

    Çok seyrek

    Bilinmiyor

    Lupus benzeri sendrom

    Bilinmiyor

    Deride vaskülit

    Bilinmiyor

    Toksik epidermal nekroliz

    Bilinmiyor

    Bilinmiyor

    Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

    Tendon ağrısı (tendinit benzeri bulgular)

    Seyrek

    Artralji

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Kas spazmları (bacak krampları)

    Yaygın olmayan

    Kas spazmları

    Yaygın olmayan

    Eklem şişmesi

    Yaygın

    Kas krampları

    Yaygın

    Seyrek

    Miyalji

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Sırt ağrısı

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Yaygın olmayan

    Kas zayıflığı

    Bilinmiyor

    Ekstremitelerde ağrı (bacak ağrısı)

    Seyrek

    Kolda ağrı

    Seyrek

    Artroriz

    Seyrek

    Böbrek ve idrar hastalıkları

    Akut renal yetmezlik dahil renal bozukluk

    Yaygın olmayan

    Renal disfonksiyon

    Bilinmiyor

    Mikturisyon

    bozuklukları

    Yaygın olmayan

    İdrara çıkma sıklığında artma

    Yaygın olmayan

    İnterstisyel nefrit

    Bilinmiyor

    Glikozüri

    Bilinmiyor

    Noktüri

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Üreme sistemi

    ve meme hastalıkları

    Jinekomasti

    Yaygın olmayan

    Erektil disfonksiyon

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

    Grip benzeri hastalık

    Seyrek

    Ağrı

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Ateş

    Bilinmiyor

    Periferik ödem

    Yaygın

    Asteni

    Yaygın olmayan

    Yaygın

    Yaygın olmayan

    Göğüs ağrısı

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Kırıklık

    Yaygın olmayan

    Yaygın olmayan

    Ödem

    Çok yaygın

    Yaygın olmayan

    Halsizlik

    Yaygın

    Bilinmiyor

    Seyrek

    Araştırmalar

    Kan kreatinin düzeyinde yükselme

    Seyrek

    Kan kreatinin fosfokinaz düzeyinde yükselme

    Seyrek

    Hemoglobin düzeyinde azalma

    Seyrek

    Kilo artışı

    Yaygın olmayan

    Kilo kaybı

    Yaygın olmayan

    Trigliserit düzeyinde yükselme

    Bilinmiyor

    Karaciğer enzimlerinde yükselme

    Yaygın olmayan

    Seyrek

    Kalp Krizi Kalp Krizi Kalbe giden kan akışı durduğunda kalp krizi meydana gelir. Yüksek Tansiyon Yüksek Tansiyon Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır.