TRIPLIXAM 10/2.5/5 mg 30 film kaplı tablet Klinik Özellikler

Perindopril + Indopamid + Amlodipin }

Kalp Damar Sistemi > ACE İnhibitörleri Kombinasyonları
Servier İlaç ve Araştırma A.Ş. | 26 May  2015

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    TRİPLİXAM, daha önce aynı dozlarda perindopril/indapamid sabit doz kombinasyonu ve amlodipin ile kontrol altına alınabilen hastalarda esansiyel hipertansiyonun tedavisinde ikame tedavisi olarak kullanılmaktadır. (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:

    Günde tek doz, bir adet TRİPLİXAM film kaplı tablettir.

    Sabit doz kombinasyonu başlangıç tedavisi için uygun değildir.

    Pozoloji değişikliği gerektiğinde, titrasyon bireysel bileşenlerle yapılmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)

    Uygulama şekli:

    Tercihen sabahları aç karnına olmak üzere oral olarak kullanılır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi <30 ml/dak) kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

    Orta derece böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi 30-60 ml/dak) TRİPLİXAM

    10mg/2,5mg /5mg ve 10mg/2,5mg/10mg dozları kontrendikedir. Tedaviye serbest kombinasyonun

    yeterli dozları ile başlanması önerilir.

    Normal tıbbi kontrol olarak kreatinin ve potasyumun sık takip edilmesi gerekir.

    Böbrek yetmezliği (GFR < 60 ml/dak/1,73 m2) olan hastalarda perindoprilin aliskiren ile birlikte kullanımı kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 4.3).

    Karaciğer yetmezliği:

    Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda TRİPLİXAM kontrendikedir. Hafif ila orta derece karaciğer yetmezliği olan hastalarda TRİPLİXAM dikkatli bir biçimde uygulanmalıdır zira bu hastalar için amlodipin dozaj önerileri belirtilmemiştir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.2).

    Pediyatrik popülasyon:

    TRİPLİXAM'ın çocuklar ve adolesanlar üzerinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir. Veri mevcut değildir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Perindoprilatın eliminasyonu yaşlı hastalarda azalmaktadır (Bkz. Bölüm 5.2).

    Yaşlı hastalar renal fonksiyon durumuna göre TRİPLİXAM ile tedavi edilebilir (Bkz. Bölüm 4.3 ve

    Bölüm 4.4).

    4.3. Kontrendikasyonlar

      4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

      Aşağıda her bir bileşen için listelenen tüm uyarılar, TRİPLİXAM sabit kombinasyonu için de geçerlidir.

      Özel uyarılar:

      Lityum:

      Lityum ile perindopril ve indapamid kombinasyonu genel olarak tavsiye edilmemektedir. (Bkz.

      Bölüm 4.5).

      Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:

      ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonunun azaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dual blokajına yol açtığından ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).

      Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.

      Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.

      Potasyum tutucu ilaçlar, potasyum takviyeleri ve potasyum içeren tuz ikameleri:

      Potasyum tutucu ilaçlar, potasyum takviyeleri veya potasyum içeren tuz ikameleri ile birlikte kullanımı genellikle tavsiye edilmez (Bkz. Bölüm 4.5).

      Nötropeni/agranülositoz/trombositopeni/anemi:

      ADE inhibitörleri kullanan hastalarda nötropeni/agranülositoz, trombositopeni ve anemi vakaları rapor edilmiştir. Böbrek fonksiyonları normal olan ve başka komplikasyonlar bulunmayan hastalarda nötropeni nadir görülür. Kollajen vasküler hastalığı olan, immünosüpresan tedavisi gören, allopurinol veya prokainamid kullanan veya bu komplikasyonların birlikte görüldüğü hastalarda, özellikle önceden böbrek fonksiyonlarında sorun varsa, perindopril çok dikkatli kullanılmalıdır. Bu tür hastaların bazılarında ciddi enfeksiyonlar gelişmiş ve birkaç vakada yoğun antibiyotik tedavisine cevap alınamamıştır. Bu tür hastalarda perindopril kullanıldığı takdirde periyodik beyaz kan hücre sayımı yapılması tavsiye edilmektedir ve hastalara, herhangi bir enfeksiyon bulgusu olduğunda (örn. boğaz ağrısı, ateş) hemen bildirmeleri gerektiği anlatılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8).

      Renovasküler hipertansiyon:

      ADE inhibitörleriyle tedavi edilmiş bilateral renal arter stenozu veya fonksiyonel tek böbrekte arter stenozu olan hastalarda hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riski artmaktadır (Bkz. Bölüm 4.3). Diüretikler ile tedavi yukarıda belirtilenleri artıran bir faktör olabilir. Unilateral renal arter stenozu olan hastalarda bile sadece serum kreatinindeki küçük değişiklikler ile böbrek fonksiyon kaybı oluşabilir.

      Aşırı duyarlılık/Anjiyoödem:

      Perindoprilin de aralarında bulunduğu ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda, nadiren yüzde, ekstremitelerde, dudaklarda, dilde, glottiste ve/veya larinkste anjiyoödem görülebildiği bildirilmiştir. Bu durum tedavi sırasında herhangi bir zamanda görülebilmektedir. Böylesi vakalarda perindopril tedavisi derhal kesilmeli ve semptomlar tamamen ortadan kaybolana dek hasta yakın gözlem altına alınmalıdır.

      Ödemin yalnızca yüz ve dudakları etkilediği hallerde, semptomları gidermek üzere antihistaminik ajanlar kullanılabilse de genellikle tedavisiz düzelir.

      Anjiyoödem larinks ödemi ile birlikte ise öldürücü olabilir. Dil, glottis veya larinks etkilenmişse bu durum havayollarında tıkanmaya neden olabilir. Bu durumda derhal 1/1000'lik subkutanöz adrenalin solüsyonu enjeksiyonu (0,3 - 0,5 ml) yapılmalı ve hastanın havayolları açılarak diğer uygun tedaviler başlatılmalıdır.

      ADE inhibitörü kullanan siyah hastalarda, siyah olmayan hastalara oranla daha fazla anjiyoödem vakası bildirilmiştir.

      Önceden ADE inhibitör tedavisi ile ilişkili olmayan anjiyoödem öyküsü bulunan hastalarda, ADE inhibitörü tedavisi ile anjiyoödem oluşma riski yüksektir (Bkz. Bölüm 4.3).

      ADE inhibitörü kullanan hastalarda nadiren intestinal anjiyoödem bildirilmiştir. Bu hastalarda karın ağrısı (kusma veya bulantı ile birlikte veya olmaksızın) görülmüştür; bazı vakalarda öncesinde fasiyal anjiyoödem görülmemiş ve C-1 esteraz seviyeleri normal seyretmiştir. Anjiyoödem teşhisi abdominal CT tarama, veya ultrason veya cerrahi müdahale sırasında konulmuş ve ADE inhibitörü tedavisi kesildikten sonra semptomlar kaybolmuştur. Karın ağrısı şikayeti olan ADE inhibitörü kullanan hastaların ayırıcı tanısına intestinal anjiyoödem dahil edilmelidir.

      Perindoprilin sakubitril/valsartan ile kombinasyonu anjiyoödem riskindeki artış nedeniyle kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Perindopril tedavisinin son doz alımının üzerinden 36 saat geçene kadar sakubitril/valsartan tedavisine başlanılmamalıdır. Eğer sakubitril/valsartan tedavisi kesilirse, sakubitril/valsartan'ın son doz alımının üzerinden 36 saat geçene kadar perindopril tedavisi başlatılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.5). ADE inhibitörlerinin NEP (nötral endopeptidaz) inhibitörleri (örn. rasekadotril), mTOR inhibitörleri (örn. sirolimus, everolimus, temsirolimus) ve DPP-4 inhibitörleri (örn. linagliptin, saksagliptin, sitagliptin, vildagliptin) ile birlikte kullanımı anjiyoödem (örn. solunum bozukluğunun eşlik ettiği veya etmediği solunum yolları veya dil şişmesi) riskini artırabilir (bkz. bölüm 4.5). Halihazırda ADE inhibitörü alan bir hastada rasekadotril, mTOR inhibitörleri (örn. sirolimus, everolimus, temsirolimus) ve DPP-4 inhibitörleri (örn. linagliptin, saksagliptin, sitagliptin, vildagliptin) başlatılırken dikkatli olunmalıdır.

      Desensitizasyon Sırasında Anafilaktoid Reaksiyonlar:

      Hymenoptera (arı, eşekarısı) venom desensitizasyon tedavisi uygulanan hastalarda ADE inhibitörleri ile tedavi sırasında zaman zaman hayatı tehlikeye sokabilecek anaflaktoid reaksiyonlar gözlemlenmiştir. Desensitizasyon uygulanan alerji hastalarında ADE inhibitörü çok dikkatli kullanılmalı ve venom immünoterapisi uygulanan hastalarda kullanılmamalıdır. Hem ADE inhibitörü tedavisi hem de desensitizasyon gereken hastalarda en azından geçici olarak ADE inhibitörü tedavisine 24 saat ara vermek, bu reaksiyonların meydana gelmesini engellemiştir.

      LDL aferezi sırasında anafilaktoid reaksiyonlar:

      Dekstran sülfat ile düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) aferezi sırasında ADE inhibitörü alan hastalarda nadiren hayatı tehlikeye sokabilecek anaflaktoid reaksiyonlar gözlemlenmiştir. Her aferez öncesinde, ADE inhibitörü tedavisine geçici bir süre ara vermek, bu reaksiyonların meydana gelmesini engellemiştir.

      Hemodiyaliz hastaları:

      Yüksek geçirgenlikte membran (örn. AN 69®) ile diyaliz sırasında ADE inhibitörü alan hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar görüldüğü bildirilmiştir. Bu hastaların diyalizinde farklı bir membran veya farklı sınıf bir antihipertansif ilaç kullanılmalıdır.

      Primer aldosteronizm:

      Primer hiperaldosteronizmi olan hastalar renin anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçlara genellikle yanıt vermezler. Bu nedenle, bu hastalarda bu ürünün kullanımı önerilmemektedir.

      Gebelik:

      Gebelik sırasında ADE inhibitörü ile tedaviye başlanmamalıdır. ADE inhibitörü ile sürekli tedavinin gerekli görüldüğü haller dışında gebelik planlayan hastalar, gebelikte kullanımına ilişkin güvenirlik profili bulunan alternatif bir antihipertansif tedaviye başlamalıdır. Gebelik teşhisi konduğunda ADE inhibitörü tedavisi hemen kesilmeli ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).

      Hepatik ensefalopati:

      Karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda tiazid diüretikler ve tiazid benzeri diüretikler özellikle elektrolit dengesizliği durumunda hepatik komaya ilerleyebilen hepatik ensefalopatiye yol açabilir. Bu hastalarda diüretik uygulaması derhal kesilmelidir.

      Fotosensitivite:

      Tiazid ve tiazid benzeri diüretiklerin kullanımına ilişkin fotosensitivite reaksiyonları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonu görüldüğü takdirde tedavi kesilmelidir. Eğer tekrar diüretik kullanımı gerekli görülürse, maruz kalan bölgelerin güneş veya yapay UVA ışınlardan korunması önerilmektedir.

      Kullanım tedbirleri:

      Renal fonksiyon:

        Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi < 30 ml/dak) kontrendikedir.

        Orta derece böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klirensi <60 ml/dak) 10mg/2,5mg perindopril/indapamid içeren TRİPLİXAM dozlarıyla (yani TRİPLİXAM 10mg/2,5mg/5mg ve 10mg/2,5mg/10mg) tedavi kontrendikedir.

        4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

        Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanın kullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).

        Anjiyoödem riskini artıran ilaçlar

        ADE inhibitörlerinin sakubitril/valsartan ile birlikte kullanımı, anjiyoödem riskini arttırdığından dolayı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4). Perindopril tedavisinin son dozunun alınmasından 36 saat geçene kadar sakubtril/valsartan tedavisi başlatılmamalıdır. Perindopril tedavisi, sakubitril/valsartan'ın son dozunun üzerinden 36 saat geçmeden başlatılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

        ADE inhibitörlerinin rasekadotril, mTOR inhibitörleri (örn. sirolimus, everolimus, temsirolimus) ve DPP-4 inhibitörleri (örn. linagliptin, saksagliptin, sitagliptin, vildagliptin) ile birlikte kullanımı anjiyoödem riskinde artışa neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).

        Hiperkalemiye neden olan ilaçlar:

        Serum potasyumu genellikle normal sınırlar içinde kalsa da, TRİPLİXAM ile tedavi edilen bazı hastalarda hiperkalemi meydana gelebilir. Bazı ilaçlar veya terapötik sınıflar hiperkalemi oluşma riskini artırır: aliskiren, potasyum tuzları, potasyum tutucu diüretikler (örn. spironolakton, triamteren veya amilorid), ADE inhibitörleri, anjiyotensin-II reseptör antagonistleri, steroid yapıda olmayan anti-inflamatuvar ilaçlar (NSAİİ), heparinler, siklosporin ve takrolimus gibi immünosupresan ajanlar,

        trimetoprimin amilorid gibi potasyum tutucu bir diüretik olarak etki ettiği bilindiği için trimetropim ve kotrimoksazol (trimetoprim/sülfametoksazol). Bu ilaçların kombinasyonu hiperkalemi riskini artırır. Bu nedenle TRİPLİXAM'ın yukarıda belirtilen ilaçlarla kombinasyonu önerilmez. Eşzamanlı kullanım gerekirse, dikkatli ve serum potasyumu sık sık izlenerek kullanılmaları gerekir.

        Kontrendike kombinasyonlar (Bkz. Bölüm 4.3):

        Aliskiren ile kullanım:

        Diyabetik veya böbrek yetmezliği olan hastalarda hiperkalemi riski, böbrek fonksiyonunda kötüleşme ve kardiyovasküler morbidite ve mortalite artışı.

        Ekstrakorporeal tedaviler:

        Bazı yüksek akım diyaliz ya da hemofiltrasyon membranları (örn. Poliakrilonitril membranlar) ve düşük dansiteli lipoprotein aferezi ile dekstran sülfatın birlikte kullanımı gibi kanın negatif yüklü yüzeylerle temasına yol açan ekstrakorporeal tedaviler ile ADE inhibitörlerinin birlikte kullanımı ciddi anaflaktoid reaksiyonlara yol açabilmektedir (Bkz. Bölüm 4.3). Böyle bir tedavi gerekiyorsa, farklı tipte diyaliz membranı ya da farklı sınıftan bir antihipertansif ajan kullanımı düşünülmelidir.

        Önerilmeyen kombinasyonlar:

        Bileşen

        Aşağıdaki ürünle bilinen etkileşimi

        Diğer tıbbi ürün ile etkileşimi

        Perindopril/ indapamid

        Lityum

        ADE inhibitörü ile lityumun birlikte kullanımı sırasında serum lityum konsantrasyonlarında ve toksisitede geri dönüşümlüartışlar bildirilmiştir. Perindopril ve indapamid kombinasyonunun lityum ile birlikte kullanılması tavsiye edilmez, ancak kombinasyon kullanımı kaçınılmaz ise, serum lityum düzeylerinin yakından takibi gereklidir (Bkz. Bölüm 4.4).

        Perindopril

        Aliskiren

        Diyabetik ve böbrek yetmezliği olan hastalar dışındaki hastalarda hiperkalemi riski, böbrek fonksiyonunda kötüleşme ve kardiyovasküler morbidite ve mortalite artışı (Bkz. Bölüm 4.4).

        ADE inhibitörü ve anjiyotensin-reseptör blokör ile birlikte kullanım

        Literatürde; belirlenmiş aterosklerotik hastalığı, kalp yetmezliği veya son organ hasarıyla birlikte diyabet olan hastalarda ADE inhibitörü ve anjiyotensin reseptörü blokörü ile eş zamanlı tedavinin, tek bir renin-anjiyotensin-aldosteron sistem ajanı kullanılmasına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, senkop, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda kötüleşme (akut böbrek yetmezliği dahil) ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. İkili blokaj (örn. bir ADE inhibitörünün bir anjiyotensin II reseptörü antagonistiyle kombinasyonu yoluyla) böbrek fonksiyonunun, potasyum düzeylerinin ve kan basıncının yakından izlenmesiyle birlikte bireysel olarak tanımlanmış vakalarla sınırlandırılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).

        Estramustin

        Anjiyonörotik ödem (anjiyoödem) gibi advers etkilerin riskinde artış.

        Potasyum tutucu

        Potasyum tutucu diüretikler özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu

        ilaçlar (örn. triamteren, amilorid), potasyum (tuzları)

        (aditif hiperkalemik etkiler) durumlarında, hiperkalemi (ölümcül) riski.

        Perindoprilin yukarıda belirtilen ilaçlarla kombinasyonu önerilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.4). Eş zamanlı kullanımın endike olduğu durumlarda, bu ilaçlar dikkatli şekilde ve serum potasyumun sık izlenmesiyle kullanılmalıdır. Spironolaktonun kalp yetmezliğinde kullanımı için “Kullanım sırasında özel dikkat gerektiren kombinasyonlar†kısmına bakınız.

        Amlodipin

        Dantrolen (infüzyon)

        Hayvanlarda verapamil ve intravenöz dantrolen kullanımı sonrasında hiperkalemi ile ilişkili ölümcül ventriküler

        fibrilasyon ve kardiyovasküler kollaps gözlenmiştir. Hiperkalemi riskinden ötürü, malign hipertermi yatkınlığı olanlarda ve malign hipertermi tedavisi sırasında amlodipin gibi kalsiyum kanal blokörleriyle birlikte uygulamadan kaçınılması önerilmektedir.

        Greyfurt veya greyfurt suyu

        Bazı hastalarda biyoyararlanım artışına bağlı olarak kan basıncı düşürme etkisinde artışa neden olabilir.

        Kullanım sırasında özel dikkat gerektiren kombinasyonlar:

        Bileşen

        Aşağıdaki ürünle bilinen etkileşimi

        Diğer tıbbi ürün ile etkileşimi

        Perindopril/ indapamid /

        Baklofen

        Antihipertansif etkiyi güçlendirir. Gerekirse kan basıncının ve böbrek fonksiyonunun izlenmesi ve antihipertansif dozun ayarlanması gereklidir.

        Steroid yapıda olmayan anti- inflamatuar ilaçlar (yüksek dozlarda asetilsalisilik asit dahil)

        ADE inhibitörleri steroid yapıda olmayan anti-inflamatuar ilaçlar (örn. anti-inflamatuar dozlarda asetilsalisilik asit, COX-2 inhibitörleri ve selektif olmayan NSAİİ'ler) ile eşzamanlı kullanıldığında antihipertansif etki azalabilir. ADE inhibitörleri ile NSAİİ'lerin birlikte kullanımı özellikle önceden renal fonksiyonu zayıf olan hastalarda akut böbrek yetmezliği dahil renal fonksiyonların kötüleşme riskinde ve serum potasyumda artışa neden olabilir. Kombinasyon özellikle yaşlı hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır. Hastaların yeterli sıvı alımı sağlanmalı, tedavi başlangıcında ve sonrasında periyodik olarak renal fonksiyonları izlenmelidir.

        Perindopril

        Antidiyabetik ajanlar (insülin, oral hipoglisemik ajanlar)

        Epidemiyolojik çalışmalar, ADE inhibitörlerinin ve antidiyabetik ilaçların (insülinler, oral hipoglisemik ajanlar) eş zamanlı uygulanmasının hipoglisemi riskiyle birlikte kan glukozu düşürücü etkide bir artışa neden olabileceğini göstermiştir. Bu durumun kombine tedavinin ilk haftalarında ve böbrek bozukluğu olan hastalarda oluşma olasılığı daha yüksek görünmektedir.

        Potasyum tutucu özelliği olmayan diüretikler

        Diüretik kullanmakta olan hastalarda ve özellikle hacim ve/veya tuz azalması olanlarda, ADE inhibitörü ile tedaviye başlandıktan sonra kan basıncında aşırı bir azalma gerçekleşebilir. Diüretiğin sonlandırılmasıyla, düşük ve progresif perindopril dozlarıyla tedaviye başlamadan önce hacim veya tuz alımının arttırılmasıyla hipotansif etkilerin olasılığı azaltılabilir.

        Arteriyel hipertansiyonda, geçmiş diüretik tedavisi tuz/hacim azalmasına neden olduğunda ADE inhibitörüne başlanmadan önce diüretik sonlandırılmalıdır ve bu durumda, daha sonra potasyum tutucu özelliği olmayan bir diüretik başlatılabilir veya ADE inhibitörü düşük dozda başlatılmalı veya aşamalı olarak arttırılmalıdır.

        Diüretik tedavisi uygulanan konjestif kalp yetmezliğinde, ADE inhibitörü, ilişkili potasyum tutucu özelliği olmayan diüretiğin dozu azaltıldıktan sonra, çok düşük bir dozda başlatılmalıdır.

        Tüm durumlarda, ADE inhibitörü tedavisinin ilk birkaç haftası boyunca böbrek fonksiyonu (kreatinin düzeyleri) izlenmelidir.

        Potasyum tutucu diüretikler (eplerenon, spironolakton)

        Günde 12,5 mg ila 50 mg arası dozlarda eplerenon veya spironolaktonla ve düşük dozlarda ADE inhibitörleriyle: Ejeksiyon fraksiyonu <%40 olan ve daha önce ADE inhibitörleriyle ve loop diüretiklerle tedavi uygulanmış sınıf II-IV kalp yetmezliğinin (NYHA) tedavisinde, özellikle bu kombinasyona ilişkin reçete önerilerinin izlenmemesi durumunda potansiyel ölümcül hiperkalemi riski.

        Kombinasyonu başlatmadan önce, hiperkalemi ve böbrek bozukluğu bulunmadığından emin olun.

        Tedavinin ilk aylarında başlangıçta haftada bir kez ve sonrasında aylık olarak kaleminin ve kreatineminin yakından izlenmesi önerilmektedir.

        İndapamid

        “Torsades de pointes†oluşturan ilaçlar

        Hipokalemi riski nedeniyle Torsades de Pointes'e neden olan şu tıbbi ürünlerle birlikte – aşağıdakilerle sınırlı olmamak üzere, kullanılırken dikkatli olunmalıdır:

        -Sınıf Ia antiaritmik ajanlar (örn. kinidin, hidrokinidin, dizopiramid),

        -Sınıf III antiaritmik maddeler (örn. amiodaron, dofetilid, ibutilid, bretilyum, sotalol);

        -Bazı antipsikotikler

        fenotiyazinler (örn. klorpromazin, siyamemazin, levomepromazin, tioridazin, trifluoperazin),

        benzamidler (örn. amisülprid, sülpirid, sultoprid, tiaprid), butirofenonlar (örn. droperidol, haloperidol),

        diğer antipsikotikler (örn. pimozid),

        -Diğer maddeler (örn. bepridil, sisaprid, difemanil, eritromisin IV, halofantrin, mizolastin, moksifloksasin, pentamidin, sparfloksasin,vinkamin IV, metadon, astemizol, terfenadin.

        Düşük potasyum seviyeleri önlenmeli ve gerekirse düzeltilmelidir: QT aralığı izlenmelidir.

        Amfoterisin B (IV yolla), glukokortikoidler ve mineralokortikoidler (sistemik yolla), tetrakosaktid, uyarıcı

        Düşük potasyum düzeyleri riski artar (aditif etki). Potasyum düzeyleri yakından izlenmeli ve gerekiyorsa düzeltilmeli; özellikle kalp glikozidlerinin de kullanıldığı hastalarda dikkat edilmelidir. Uyarıcı olmayan laksatifler kullanılmalıdır.

        laksatifler

        Kardiyak glikozitler

        Hipokalemi ve/veya hipomagnezemi, digitalisin toksik etkilerine zemin hazırlar. Plazma potasyum, magnezyumun izlenmesi ve EKG'nin çekilmesi ve gerekirse tedavinin ayarlanması önerilir.

        Allopurinol

        İndapamid ile eş zamanlı tedavi allopurinole aşırı duyarlılık reaksiyonlarının insidansında artışa neden olabilir.

        Amlodipin

        CYP3A4

        indükleyicileri

        CYP3A4'ün bilinen indükleyicilerinin birlikte uygulanması halinde, amlodipinin plazma konsantrasyonu değişebilir. Bu sebeple, özellikle güçlü CYP3A4 indükleyicileri (orn.,rifampisin, sarı kantoron) ile birlikte ilaç kullanımı sırasında ve sonrasında kan basıncının izlenmesi ve doz ayarlaması yapılması düşünülmelidir.

        CYP3A4 inhibitörleri

        Güçlü veya orta dereceli CYP3A4 inhibitörleri (proteaz inhibitörleri, azole antifungal, eritromisin veya klaritromisin gibi makrolidler, verapamil veya diltiazem) ile birlikte kullanımı amlodipin maruziyetinde anlamlı artışlara yol açabilir. Bu PK varyasyonlarının klinik önemi ileri yaş hastalarda daha belirgin olabilir. Klinik takip ve doz ayarı gerekebilir.

        Klaritromisin ile birlikte amlodipin verilen hastalarda hipotansiyon riski artmaktadır. Amlodipinin klaritromisin ile birlikte kullanıldığı hastaların yakından izlenmesi önerilmektedir.

        Kullanım sırasında dikkat gerektiren kombinasyonlar:

        Bileşen

        Aşağıdaki ürünle bilinen etkileşimi

        Diğer tıbbi ürün ile etkileşimi

        Perindopril/ indapamid/ amlodipin

        İmipramin benzeri antidepresanlar (trisiklik), nöroleptikler

        Antihipertansif etkinin artması ve artmış ortostatik hipotansiyon riski (aditif etki)

        Diğer antihipertansif maddeler

        Diğer bir antihipertansif ilacın kullanılması kan basıncının daha fazla düşmesine yol açabilir

        Kortikosteroidler, tetrakosaktidler

        Antihipertansif etkinin azalması (kortikosteroidlere bağlı su ve tuz tutulması)

        Perindopril

        Antihipertansif ajanlar ve vazodilatörler

        Nitrogliserin ve diğer nitratlar veya diğer vazodilatörler ile eş zamanlı kullanım, kan basıncında ayrıca azalmaya neden olabilir.

        Allopurinol, sitostatik veya immünosüpresan ajanlar, sistemik kortikosteroidler veya prokainamid

        ADE inhibitörüyle eşzamanlı kullanımda, lökopeni riskinin artışına sebep olabilir.

        Anestezik ilaçlar

        ADE inhibitörleri bazı anestezik ilaçların hipotansif etkilerini güçlendirebilmektedir

        Diüretikler (tiazid veya loop diüretikler)

        Yüksek doz diüretikler ile önceki tedavi, terapiye perindopril ile başlandığı takdirde hacim kaybına ve hipotansiyon riskine neden olabilmektedir.

        Sempatomimetikler

        Sempatomimetikler ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilmektedir.

        Altın

        Enjekte edilen altın (sodyum orotiomalat) ve eşzamanlı olarak perindopril dahil ADE inhibitör tedavisi gören hastalarda nadiren nitritoid reaksiyonlar (semptomlar: yüzde kızarma, bulantı, kusma ve hipotansiyon) bildirilmiştir.

        İndapamid

        Metformin

        Metformine bağlı, muhtemelen diüretiklerle özellikle de loop diüretikleri ile ilişkili fonksiyonel böbrek yetmezliğinin neden olduğu laktik asidoz. Plazma kreatinin düzeyleri erkeklerde 15 mg/L (135 mikromol/L), kadınlarda 12 mg/L (110 mikromol/L) düzeyini geçerse metformin kullanılmamalıdır.

        İyot bazlı kontrast maddeler

        Diüretiklere bağlı dehidratasyon oluştuğunda, özellikle yüksek dozlarda iyot bazlı kontrast maddeler kullanılırsa, akut böbrek yetmezliği riskinde artış söz konusudur. İyot bazlı kontrast maddeler uygulanmadan önce yeterli sıvı alımı sağlanmalıdır.

        Kalsiyum tuzları

        İdrarla kalsiyum atılımının azalmasına bağlı olarak kalsiyum düzeylerinde artış riski.

        Siklosporin

        Dolaşımdaki siklosporin düzeylerinde değişiklik olmaksızın, hatta su ve tuz kaybı da olmaksızın, artmış kreatinin düzeyleri riski.

        Amlodipin

        Atorvastatin, digoksin, veya varfarin

        Amlodipin, klinik etkileşim çalışmalarında atorvastatin, digoksin veya varfarinin farmakokinetik özelliklerini etkilememiştir.

        Takrolimus

        Amlodipin ile birlikte uygulandığında takrolimusun kan düzeylerinde artış riski vardır, Takrolimus toksisitesinden kaçınmak için takrolimus ile tedavi edilen bir hastada amlodipin uygulanması, takrolimus kan seviyelerinin izlenmesini ve uygun olduğunda takrolimusun doz ayarlamasını gerektirmektedir.

        Rapamisin (mTOR) inhibitörlerinin mekanistik hedefi

        Sirolimus, temsirolimus ve evorolimus gibi mTOR inhibitörleri CYP3A substratlarıdır. Amlodipin zayıf bir CYP3A inhibitörüdür. mTOR inhibitörleriyle birlikte kullanım durumunda amlodipin mTOR inhibitörlerinin maruziyetini artırabilir.

        Siklosporin

        Renal transplantasyon hastaları haricinde, sağlıklı gönüllülerde ya da diğer populasyonlarda siklosporin ve amlodipin ile herhangi bir ilaç etkileşimi çalışması yapılmamıştır; renal transplantasyon hastalarında yapılan çalışmada siklosporinde değişken çukur konsantrasyon artışları (ortalama %0 - %40) gözlenmiştir. Amlodipin kullanan renal transplantasyon hastalarında siklosporin düzeylerinin izlenmesi düşünülmeli ve gerektiği şekilde siklosporinde doz azaltması yapılmalıdır.

        Simvastatin

        10 mg katlarında uygulanan amlodipin ile 80 mg simvastatinin birlikte kullanılması, tek başına kullanılan simvastatin ile kıyaslandığında simvastatinin etkisinin %77 oranında artması ile sonuçlanmıştır. Amlodipin kullanan hastalarda simvastatin dozu günde 20 mg ile sınırlanmalıdır.

        Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

        Veri yoktur.

        Pediyatrik popülasyon:

        Veri yoktur.

        4.6. Gebelik ve laktasyon

        Genel tavsiye:

        Gebelik kategorisi: D

        Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

        Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar etkin doğum kontrolü yöntemi kullandığından emin olmalıdır. Planlanmış bir gebelikten önce hasta alternatif bir tedaviye geçmelidir.

        Gebelik dönemi:

        Perindopril:

        ADE inhibitörlerinin kullanımı gebeliğin tüm trimesterlerinde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4)

        Gebeliğin birinci trimesterinde ADE inhibitörlerine maruz kalınması sonucu teratojenisite riskine ilişkin epidemiyolojik kanıt kesin değildir; yine de riskte ufak bir artış olabileceği göz ardı edilmemelidir. ADE inhibitörü ile sürekli tedavi gerekli görülmediği takdirde, gebelik planlayan hastalar gebelikte kullanımına ilişkin güvenirlik profili bulunan alternatif bir antihipertansif tedaviye başlamalıdır. Gebelik teşhisi konduğunda ADE inhibitörü tedavisi hemen kesilmeli ve uygunsa alternatif tedaviye başlanmalıdır.

        Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterindeADE inhibitörü kullanıldığında fetotoksisite (böbrek fonksiyonlarında azalma, oligohidramnios, kafatası kemik oluşumunda gecikme) ve neonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olur. (Bkz. Bölüm 5.3)

        Gebeliğin ikinci trimesteri itibariyle ADE inhibitörü tedavisine maruz kalınmışsa böbrek fonksiyonları ve kafatasının ultrason ile kontrol edilmesi tavsiye edilir.

        Anneleri ADE inhibitörü kullanan bebekler hipotansiyon riskine karşı yakından izlenmelidir (Bkz.

        Bölüm 4.3 ve 4.4).

        İndapamid:

        Gebe kadınlarda indapamidin kullanımına ilişkin veri yoktur ya da sınırlı veri bulunmaktadır. (300'den daha az sayıda gebelik sonuçları). Gebeliğin üçüncü trimesterinde uzun süreli tiazide maruz kalınırsa, maternal plazma hacmi ve uteroplasental kan akışında azalma ve buna bağlı olarak feto- plasental iskemi ve gelişmede gecikmeye neden olabilir. Ayrıca, doğuma yakın zamanda tiazide maruz kalan yeni doğanlarda nadiren hipoglisemi ve trombositopeni vakaları rapor edilmiştir.

        Hayvan deneyleri üreme toksisitesine doğrudan veya dolaylı zararlı etkileri olduğunu göstermemektedir (Bkz. Bölüm 5.3)

        Amlodipin:

        İnsan gebeliğinde amlodipinin güvenliği saptanmamıştır.

        Hayvan deneylerinde yüksek dozlarda üreme toksisitesi gözlemlenmiştir. (Bkz. Bölüm 5.3).

        İçeriğindeki etkin maddelerin gebelik ve emzirme üzerindeki etkileri nedeniyle TRİPLİXAM gebelik süresince kullanılmamalıdır.

        Laktasyon dönemi:

        TRİPLİXAM'ın emzirme döneminde kullanımı önerilmemektedir. Bu tedavinin anne için önemi göz önünde bulundurularak, emzirmenin mi yoksa TRİPLİXAM tedavisinin mi kesilmesi gerektiği konusunda bir karar verilmelidir.

        Perindopril:

        Perindoprilin emzirme sırasında kullanımı ile ilgili bilgi bulunmamaktadır. Dolayısıyla emziren kadınlarda perindopril kullanımı önerilmemektedir. Özellikle yeni doğan veya erken doğmuş bebek emziren kadınlarda daha iyi güvenlilik profiline sahip alternatif tedavi tercih edilmelidir.

        İndapamid:

        İndapamid/metabolitlerinin insan sütüne geçişine ilişkin yeterli bilgi yoktur. Sülfonamid türevli ilaçlara karşı aşırı duyarlılık ve hipokalemi görülebilir. Yenidoğanlarda/bebeklerde risk dışlanamaz. İndapamid, emzirme döneminde süt oluşumunu azaltan hatta baskılayan tiazid diüretikleri ile yakından ilişkilidir.

        Amlodipin:

        Amlodipin insan sütüne geçer. Bebek tarafından alınan maternal dozun oranı, çeyrekler açıklığında tahmini olarak % 3-7 ve en fazla % 15 hesaplanmıştır. Amlodipinin infantlar üzerindeki etkisi bilinmemektedir Emzirmeye devam etme/etmeme veya amlodipin tedavisine devam etme/etmeme ile ilgili karar; emzirmenin çocuğa yararı ve amlodipin tedavisinin anneye faydası göz önünde bulundurularak verilmelidir.

        Üreme Yeteneği / Fertilite:

        Perindopril ve indapamid:

        Dişi ve erkek sıçanlar üzerinde yapılan üreme toksisite çalışmaları fertilite üzerinde herhangi bir etki göstermemiştir. İnsan fertilitesi üzerinde herhangi bir etki beklenmemektedir.

        Amlodipin

        Kalsiyum kanal blokörleri ile tedavi edilen bazı hastalarda spermatozoa başında geri dönüşümlü biyokimyasal değişiklikler bildirilmiştir. Amlodipinin doğurganlık üzerine olası etkisine dair klinik veriler yetersizdir. Sıçanlarda yapılan bir çalışmada, erkek doğurganlığı üzerine istenmeyen etkiler gözlemlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3).

        4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

        TRİPLİXAM'ın araç ve makine kullanım becerisi üzerindeki etkilerini inceleyen herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Perindopril ve indapamid, araç ve makine kullanım becerisi üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir ancak bazı hastalarda düşük kan basıncına bağlı olarak bireysel reaksiyonlar görülebilir. Amlodipinin araç ve makine kullanım becerisi üzerine ufak çaplı veya orta dereceli etkileri olabilir. Eğer hastada baş dönmesi, baş ağrısı, yorgunluk, tükenmişlik veya bulantı varsa, tepki verme becerisi bozulabilir. Sonuç olarak araç veya makine kullanma becerisi bozulabilir. Dikkatli olunması gerekmektedir.

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Güvenlilik profilinin özeti

        Tek başına uygulanan perindopril, indapamid ve amlodipin için rapor edilen en yaygın advers reaksiyonlar: hipokalemi, baş dönmesi, baş ağrısı, parastezi, somnolans, tat duyusunda bozulma, görme bozukluğu, diplopi, tinnitus, vertigo, palpitasyon, ciltte ani kızarıklık, hipotansiyon (ve bununla alakalı etkiler), öksürük, dispne, gastro-intestinal bozukluklar (karın ağrısı, konstipasyon, diyare, dispepsi, bulantı, kusma, tuvalet alışkanlıklarının değişmesi) kaşıntı, döküntü, makülopapüler döküntü, kas spazmları, ayak bileğinde ödem, asteni, ödem ve yorgunluk.

        İstenmeyen reaksiyonların tablo şeklinde özeti.

        Perindopril, indapamid veya amlodipin tedavisi sırasında aşağıdaki istenmeyen etkiler görülmüş, aşağıdaki sıklıklara göre sınıflandırılmıştır: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

        MedDRA

        Sistem Organ Sınıfı

        4.8. İstenmeyen etkiler

        Sıklık

        Perindopril

        İndapamid

        Amlodipin

        Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

        Rinit

        Çok seyrek

        -

        Yaygın olmayan

        Endokrin hastalıkları

        Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı sendromu (UADHS)

        Seyrek

        -

        Kan ve lenf sistemi hastalıkları

        Eozinofili

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Agranülositoz (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        -

        Aplastik anemi

        -

        Çok seyrek

        Pansitopeni

        Çok seyrek

        Lökopeni (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Nötropeni (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        -

        -

        Hemolitik anemi

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        -

        Trombositopeni (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Bağışıklık sistemi hastalıkları

        Hipersensitivite

        -

        Yaygın olmayan

        Çok seyrek

        Metabolizma ve beslenme hastalıkları

        Hipokalemi (Bkz. Bölüm 4.4)

        -

        Yaygın

        -

        Hipoglisemi (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5)

        Yaygın olmayan*

        Hiperkalemi (tedavi kesilince sona eren (Bkz. Bölüm 4.4)

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Hiponatremi (Bkz. Bölüm 4.4)

        Yaygın olmayan*

        Yaygın olmayan

        Hipokloremi

        -

        Seyrek

        -

        Hipomagnezemi

        -

        Seyrek

        -

        Hiperglisemi

        -

        -

        Çok seyrek

        Hiperkalsemi

        -

        Çok seyrek

        -

        Psikiyatrik hastalıklar

        İnsomnia

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Duygu durum değişiklikleri (anksiyete dahil)

        Yaygın olmayan

        -

        Yaygın olmayan

        Depresyon

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın olmayan

        Uyku bozuklukları

        Yaygın olmayan

        -

        -

        Konfüzyon durumu

        Çok seyrek

        -

        Seyrek

        Sinir sistemi hastalıkları

        Baş dönmesi

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Baş ağrısı

        Yaygın

        Seyrek

        Yaygın

        Parestezi

        Yaygın

        Seyrek

        Yaygın olmayan

        Somnolans

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın

        Hipoestezi

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Tat duyusunun bozulması

        Yaygın

        -

        Yaygın olmayan

        Tremor

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Senkop

        Yaygın olmayan*

        Bilinmiyor

        Yaygın olmayan

        Hipertoni

        -

        -

        Çok seyrek

        Periferik nöropati

        -

        -

        Çok seyrek

        Ekstrapiramidal bozukluk (ekstrapiramidal sendrom)

        -

        -

        Bilinmiyor

        Yüksek risk grubu hastalarda muhtemelen aşırı hipotansiyona bağlı inme (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        -

        Hepatik yetmezlik durumunda hepatik ensefalopati başlama ihtimali (Bkz.

        Bölüm 4.3 ve 4.4)

        -

        Bilinmiyor

        -

        Göz hastalıkları

        Görme bozuklukları

        Yaygın

        Bilinmiyor

        Yaygın

        Akut açı kapanması glokomu

        -

        Bilinmiyor

        -

        Koroid efüzyonu

        -

        Bilinmiyor

        -

        Diplopi

        -

        -

        Yaygın

        Miyopi

        -

        Bilinmiyor

        -

        Bulanık görme

        -

        Bilinmiyor

        -

        Kulak ve iç kulak hastalıkları

        Tinnitus

        Yaygın

        -

        Yaygın olmayan

        Vertigo

        Yaygın

        Seyrek

        -

        Kardiyak hastalıklar

        Çarpıntı

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın

        Taşikardi

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Anjina pektoris (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Aritmi (bradikardi, ventriküler taşikardi ve atriyal fibrilasyon dahil)

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Yaygın olmayan

        Yüksek riskli hastalarda muhtemelen aşırı hipotansiyon sonucu miyokart enfarktüsü (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        -

        Çok seyrek

        Torsade de pointes (potansiyel olarak ölümcül) (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5)

        -

        Bilinmiyor

        -

        Vasküler hastalıklar

        Yüzde kızarma

        Seyrek*

        -

        Yaygın

        Hipotansiyon (ve hipotansiyonla alakalı etkiler)

        Yaygın

        Çok seyrek

        Yaygın olmayan

        Vaskülit

        Yaygın olmayan*

        -

        Çok seyrek

        Raynaud fenomeni

        Bilinmiyor

        -

        -

        Solunum, göğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar

        Öksürük (Bkz. Bölüm 4.4)

        Yaygın

        -

        Yaygın olmayan

        Dispne

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Bronkospazm

        Yaygın olmayan

        -

        -

        Eozinofilik pnömoni

        Çok seyrek

        -

        -

        Gastro-intestinal hastalıklar

        Karın ağrısı

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Kabızlık

        Yaygın

        Seyrek

        Yaygın

        İshal

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Dispepsi

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Bulantı

        Yaygın

        Seyrek

        Yaygın

        Kusma

        Yaygın

        Yaygın olmayan

        Yaygın olmayan

        Ağız kuruluğu

        Yaygın olmayan

        Seyrek

        Yaygın olmayan

        Tuvalet alışkanlıklarının değişmesi

        -

        -

        Yaygın

        Gingival hiperplazi

        -

        -

        Çok seyrek

        Pankreatit

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Gastrit

        -

        -

        Çok seyrek

        Hepatobiliyer

        Hepatit (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Bilinmiyor

        Çok seyrek

        hastalıklar

        Sarılık

        -

        -

        Çok seyrek

        Anormal hepatik fonksiyon

        -

        Çok seyrek

        -

        Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

        Kaşıntı

        Yaygın

        -

        Yaygın olmayan

        Döküntü

        Yaygın

        -

        Yaygın olmayan

        Makülopapüler döküntü

        -

        Yaygın

        -

        Ürtiker (Bkz. Bölüm 4.4)

        Yaygın olmayan

        Çok seyrek

        Yaygın olmayan

        Anjiyoödem (Bkz. Bölüm 4.4)

        Yaygın olmayan

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Alopesi

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Purpura

        -

        Yaygın olmayan

        Yaygın olmayan

        Deride renk değişikliği

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Hiperhidroz

        Yaygın olmayan

        -

        Yaygın olmayan

        Eksantem

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Fotosensitivite reaksiyonları

        Yaygın olmayan*

        Bilinmiyor (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        Psöriazisin kötüleşmesi

        Seyrek

        -

        -

        Pemfigoid

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Eritema multiforme

        Çok seyrek

        -

        Çok seyrek

        Stevens-Johnson Sendromu

        -

        Çok seyrek

        Çok seyrek

        Eksfolyatif dermatit

        -

        -

        Çok seyrek

        Toksik epidermal nekroliz

        -

        Çok seyrek

        Bilinmiyor

        Quincke ödemi

        -

        -

        Çok seyrek

        Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

        Kas spazmları

        Yaygın

        Bilinmiyor

        Yaygın

        Ayak bileğinde şişme

        -

        -

        Yaygın

        Artralji

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın olmayan

        Kas güçsüzlüğü

        -

        Bilinmiyor

        -

        Miyalji

        Yaygın olmayan*

        Bilinmiyor

        Yaygın olmayan

        Rabdomiyoliz

        -

        Bilinmiyor

        -

        Sırt ağrısı

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Önceden var olan akut lupus eritematozusun kötüleşme ihtimali

        -

        Bilinmiyor

        -

        Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

        İşeme bozukluğu

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Noktüri

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Pollaküri

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Anüri/oligüri

        Seyrek*

        -

        -

        Akut renal yetmezlik

        Seyrek

        -

        -

        Renal yetmezlik

        Yaygın olmayan

        Çok seyrek

        -

        Üreme sistemi ve meme hastalıkları

        Erektil disfonksiyon

        Yaygın olmayan

        Yaygın olmayan

        Yaygın olmayan

        Jinekomasti

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları

        Asteni

        Yaygın

        -

        Yaygın

        Halsizlik

        -

        Seyrek

        Yaygın

        Ödem

        -

        -

        Çok yaygın

        Göğüs ağrısı

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın olmayan

        Ağrı

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Bitkinlik

        Yaygın olmayan*

        -

        Yaygın olmayan

        Periferik ödem

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Pireksi

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Araştırmalar

        Kilo artışı

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Kilo azalması

        -

        -

        Yaygın olmayan

        Kanda üre artışı

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        Kanda kreatinin artışı

        Yaygın olmayan*

        Serum bilirubin yükselmesi

        Seyrek

        -

        -

        Hemoglobin azalışı ve hematokrit azalışı (Bkz. Bölüm 4.4)

        Çok seyrek

        -

        -

        Karaciğer enzimi yükselmesi

        Seyrek

        Bilinmiyor

        SÇok seyrek

        Elektrokardiyogramda QT uzaması

        (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5)

        -

        Bilinmiyor

        -

        Kanda glukoz artışı

        -

        Bilinmiyor

        -

        Kanda ürik asit artışı

        -

        Bilinmiyor

        -

        Yaralanma ve zehirlenme

        Düşme

        Yaygın olmayan*

        -

        -

        *Görülme sıklığı, klinik çalışmalarda bildirilen spontan raporlarda saptanan advers olaylardan tahmin edilmiştir.

        Seçilmiş advers reaksiyonların tanımı:

        1,5 mg ve 2,5 mg indapamidi karşılaştıran faz II ve III çalışmaları sırasında, plazma potasyum analizi, indapamidin doza bağlı bir etkisini göstermiştir:

          İndapamid 1,5 mg: 4 ila 6 haftalık tedaviden sonra plazma potasyumu hastaların %10'unda <3,4 mmol/l ve hastaların %4'ünde < 3,2 mmol/l görülmüştür. 12 haftalık tedavi sonrasında plazma potasyumundaki ortalama düşüş 0,23 mmol/l olmuştur.

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          İnsanlarda TRİPLİXAM doz aşımı ile ilgili bilgi bulunmamaktadır. Perindopril/indapamid kombinasyonu ile ilgili olarak,

          Semptomlar

          Doz aşımında en sık ortaya çıkabilecek advers reaksiyonlar hipotansiyondur ve bazen bulantı, kusma, kramplar, baş dönmesi, sersemlik, mental konfüzyon, anüri düzeyine varabilen oligüri (hipovolemiden kaynaklanan) ile ilişkilidir. Su ve tuz bozuklukları görülebilir (düşük sodyum seviyeleri, düşük potasyum seviyeleri).

          Müdahale

          Alınan ilk önlemler, gastrik lavaj ve/veya aktif kömür uygulamasıyla, alınan ürünün/ürünlerin hızla elimine edilmesinden ve ardından uzmanlaşmış bir merkezde sıvı ve elektrolit dengesinin normale döndürülmesinden oluşmaktadır.

          Eğer belirgin hipotansiyon varsa, hastanın başı biraz aşağıda olacak şekilde sırtüstü yatırılması uygun olur. Gerekirse intravenöz izotonik salin infüzyonu veya başka yöntemle volemik ekspansiyon uygulanabilir.

          Perindoprilin aktif formu perindoprilat diyaliz edilebilir (Bkz. Bölüm 5.2). Amlodipin ile ilişkili olarak

          İnsanlarda kasıtlı doz aşımı deneyimi sınırlıdır.

          Semptomlar

          Mevcut verilere göre, Amlodipin ile doz aşımı aşırı periferik vazodilatasyona ve refleks taşikardiye neden olabilir. Ölümcül sonuçla birlikte şoku da içeren belirgin ve potansiyel olarak uzun süreli sistemik hipotansiyon bildirilmiştir.

          Amlodipin doz aşımının bir sonucu olarak nadiren kardiyojenik olmayan pulmoner ödem bildirilmiştir, bu durum gecikmiş bir başlangıçla (alımdan 24-48 saat sonra) ortaya çıkabilir ve ventilasyon desteği gerektirebilir. Perfüzyonu ve kalp debisini sürdürmek için erken resüsitatif önlemler (sıvı yüklenmesi dahil) tetikleyici faktörler olabilir.

          Müdahale

          Amlodipin doz aşımına bağlı klinik açıdan anlamlı hipotansiyon, kardiyak ve respiratuar fonksiyonun sıkı takibi, ekstremitelerin yükseltilmesi ve dolaşımdaki sıvı hacmi ve idrar çıkışına dikkat edilmesini içeren aktif kardiyovasküler desteği gerektirmektedir.

          Kullanımı açısından bir kontrendikasyon yoksa bir vazokonstriktör vasküler tonus ve kan basıncının düzeltilmesine yardımcı olabilir. İntravenöz kalsiyum glukonat, kalsiyum kanal blokajı etkilerini geri çevirmede yararlı olabilir.

          Bazı vakalarda gastrik lavaj faydalı olabilir. Sağlıklı gönüllülere 10 mg amlodipin alımından itibaren iki saat içinde verilen aktif karbonun, amlodipin emilim hızını azalttığı gösterilmiştir. Amlodipin proteinlere yüksek derecede bağlı olduğundan dolayı, diyalizin faydalı olması beklenmemektedir.

          Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.