TROMBOXAR 5 mg film kaplı tablet Farmakolojik Özellikler

Apiksaban }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Antitrombotik İlaçlar
Ali Raif İlaç San. A.Ş. | 10 January  2023

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Antitrombotik ajanlar, Direkt faktör Xa inhibitörleri ATC kodu: B01AF02

    Etki mekanizması

    Apiksaban kuvvetli, oral, reverzibl, direkt ve yüksek seçiciliğe sahip bir faktör Xa aktif bölge inhibitörüdür. Antitrombotik aktivite için antitrombin III'e ihtiyaç duymaz. Apiksaban serbest ve pıhtıya bağlı faktör Xa'yı ve protrombinaz aktivitesini inhibe eder. Apiksabanın trombosit agregasyonu üzerinde doğrudan bir etkisi yoktur ancak trombin aracılığıyla trombosit agregasyonunu dolaylı yoldan inhibe eder. Faktör Xa'yı inhibe ederek, apiksaban trombin üretimini ve trombüs gelişimini engeller. Hayvan modellerinde apiksabanın kullanıldığı klinik öncesi çalışmalarda, hemostazı koruyan dozlarda arteryel ve venöz trombozların engellendiği gösterilmiştir.

    Farmakodinamik etkiler

    Apiksabanın farmakodinamik etkileri etki mekanizmasının (FXa inhibisyonu) bir yansımasıdır. Fxa inhibisyonunun bir sonucu olarak, apiksaban protrombin zamanı (PT), INR ve aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) gibi pıhtılaşma testlerinin süresini uzatır. Beklenen terapötik dozlardabu pıhtılaşma testlerinde görülen değişimler az olur ve büyük oranda değişkenlik gösterir. Apiksabanın farmakodinamik etkilerini değerlendirmek için bu testlerin kullanılması önerilmez.

    Trombin üretimi tayininde apiksaban, insan plazmasında trombin üretiminin bir ölçütü olan

    endojen trombin potansiyelini azaltmıştır.

    Apiksaban birden fazla ticari anti-Faktör Xa kitinde, Faktör Xa enzim aktivitesinde azalmayla

    kanıtlandığı gibi, anti-Faktör Xa aktivitesi gösterir ancak bulgular, kitler arasında farklılık gösterir. Klinik çalışmalardan elde edilen veriler sadece Rotachrom Heparin kromojenik testi için mevcuttur ve sonuçlar aşağıda verilmiştir. Anti-Faktör Xa aktivitesi apiksaban plazma konsantrasyonları ile yakın doğrusal ilişki göstererek, apiksaban pik plazma konsantrasyonlarında maksimum değerlere ulaşır. Apiksaban konsantrasyonu ve anti-Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki geniş bir apiksaban doz aralığında doğrusaldır.

    Aşağıdaki tablo beklenen kararlı durum maruziyetini ve anti-FXa aktivitesini göstermektedir. İnme veya sistemik embolizmin önlenmesi için apiksaban alan NVAF hastalarında sonuçlar tepe/çukur seviyelerinde 1,7 kattan daha az bir dalgalanma olduğunu göstermektedir. DVT ve PE tedavisi veya tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi için apiksaban alan hastalarda sonuçlar tepe/çukur seviyelerinde 2,2 kattan daha az bir dalgalanma göstermiştir.

    Tablo 3: Beklenen apiksaban kararlı durum maruziyeti ve anti-Faktör Xa aktivitesi

    Apiksaban

    Cmaks (ng/mL)

    Apiksaban

    Cmin (ng/mL)

    Apiksaban anti-Faktör Xa aktivitesi

    Maks (IU/mL)

    Apiksaban anti-Faktör Xa aktivitesi

    Min (IU/mL)

    Medyan [5., 95. persentil ]

    İnme veya sistemik embolizmin önlenmesi: NVAF

    Günde iki kez 2,5

    mg*

    123 [69- 221]

    79 [34- 162]

    1,8 [1- 3,3]

    1,2 [0,51- 2,4]

    Günde iki kez 5

    mg

    171 [91- 321]

    103 [41- 230]

    2,6 [1,4- 4,8]

    1,5 [0,61- 3,4]

    DVT tedavisi, PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE önlenmesi (VTE tedavisi)

    Günde iki kez 2,5

    mg

    67 [30- 153]

    32 [11- 90]

    1 [0,46- 2,5]

    0,49 [0,17- 1,4]

    Günde iki kez 5

    mg

    132 [59- 302]

    63 [22- 177]

    2,1 [0,91- 5,2]

    1 [0,33- 2,9]

    Günde iki kez 10

    mg

    251 [111- 572]

    120 [41- 335]

    4,2 [1,8- 10,8]

    1,9 [0,64- 5,8]

    *ARISTOTLE çalışmasında doz ayarlanmış popülasyon 3 doz azaltma kriterinin 2'sine

    dayanmaktaydı.

    Apiksaban ile tedavi maruziyetin rutin izlenmesini gerektirmese de; Apiksaban maruziyetinin bilinmesinin doz aşımı ve acil cerrahi gibi klinik kararların verilmesine yardım edebileceği istisnai durumlarda kalibre edilmiş kantitatif bir anti-FXa miktar tayini faydalı olabilir.

    Klinik etkililik ve güvenlilik

    Nonvalvüler atriyal fibrilasyonlu (NVAF) hastalarda inme ve sistemik embolinin önlenmesi

    Klinik programda (ARISTOTLE: apiksabana karşı varfarin, AVERROES: Apiksabana karşı ASA), 11.927 hasta apiksabana randomize edilmek üzere, toplam 23.799 hasta randomize edilmiştir. Bu program, nonvalvüler atriyal fibrilasyon (NVAF) olan ve aşağıdaki risk

    faktörlerinden bir veya daha fazlası bulunan hastalarda inmenin ve sistemik embolizmin

    önlenmesinde apiksabanın etkililiğini ve güvenliliğini göstermek üzere tasarlanmıştır:

      Geçirilmiş inme veya geçici iskemik atak (GİA)

      Yaşın ≥ 75 olması

      Hipertansiyon

      Diabetes mellitus

      Semptomatik kalp yetmezliği (NYHA Sınıf ≥ II)

    ARISTOTLE çalışması

    ARISTOTLE çalışmasında toplam 18.201 hasta günde iki kez 5 mg apiksaban (veya belli hastalarda günde iki kez 2,5 mg [% 4,7], bkz. Bölüm 4.2) veya varfarin (hedef INR aralığı 2-3) ile çift kör olarak randomize edilmiş, hastalara ortalama 20 ay boyunca çalışma ilacı uygulanmıştır.

    Ortalama yaş 69,1,ortalama CHADS2 skoru 2,1 olmuştur, hastaların % 18,9'unda geçirilmiş inme

    veya GİA vardır.

    Çalışmada apiksaban, inmenin (hemorajik veya iskemik) ve sistemik embolizmin önlenmesi şeklindeki birincil sonlanım noktalarında varfarine kıyasla istatistiksel anlamlı üstünlük elde etmiştir (bkz. Tablo 4).

    Tablo 4: ARISTOTLE çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda etkililik sonuçları

    Apiksaban N=9.120

    n (%/yıl)

    Varfarin

    N=9.081

    n (%/yıl)

    Tehlike Oranı

    (% 95 GA)

    P-değeri

    İnme veya sistemik embolizm

    212 (1,27)

    265 (1,6)

    0,79 (0,66- 0,95)

    0,0114

    İnme

    İskemik veya belirlenmemiş

    162 (0,97)

    175 (1,05)

    0,92 (0,74- 1,13)

    Hemorajik

    40 (0,24)

    78 (0,47)

    0,51 (0,35- 0,75)

    Sistemik embolizm

    15 (0,09)

    17 (0,1)

    0,87 (0,44- 1,75)

    Varfarine randomize edilen hastalar için terapötik aralıktaki sürenin (TTR) medyan yüzdesi (INR

    2-3) % 66 olmuştur.

    Apiksaban, merkezi TTR'nin farklı düzeylerinde inme ve sistemik embolizm açısından varfarine kıyasla bir azalma göstermiştir; merkeze göre TTR'nin en yüksek ¼'lük bölümünde içinde varfarine karşı apiksaban için tehlike oranı 0,73 (% 95 GA, 0,38, 1,4) olmuştur.

    Çalışmada ikincil sonlanım noktaları olan majör kanama ve tüm nedenlere bağlı ölüm, toplam Tip I hatayı kontrol etmek için önceden belirlenmiş bir hiyerarşik test etme stratejisiyle test edilmiştir. Hem majör kanama hem de tüm nedenlere bağlı ölümün kilit sekonder sonlanım noktalarında istatistiksel olarak belirgin üstünlüğe ulaşılmıştır (bkz. Tablo 5). INR'nin terapötik aralıkta daha iyi tutulduğu durumlarda, apiksabanın varfarine göre tüm nedenlere bağlı ölüm ile ilişkili faydasında göreceli azalma görülür.

    Tablo 5: ARISTOTLE çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda sekonder sonlanım noktaları

    Apiksaban

    N=9,088

    n (%/yıl)

    Varfarin N=9,052

    n (%/yıl)

    Tehlike oranı (% 95 GA)

    P-değeri

    Kanama Sonuçları

    Majör*

    327 (2,13)

    462 (3,09)

    0,69 (0,6- 0,8)

    < 0,0001

    Fatal

    10 (0,06)

    37 (0,24)

    İntrakraniyal

    52 (0,33)

    122 (0,8)

    Majör + CRNM

    613 (4,07)

    877 (6,01)

    0,68 (0,61- 0,75)

    < 0,0001

    Tümü

    2356 (18,1)

    3060 (25,8)

    0,71 (0,68- 0,75)

    < 0,0001

    Diğer sonlanım noktaları

    Tüm nedenlere bağlı

    ölüm

    603 (3,52)

    669 (3,94)

    0,89 (0,8- 1)

    0,0465

    Miyokard enfarktüsü

    90 (0,53)

    102 (0,61)

    0,88 (0,66- 1,17)

    * ISTH kriterleriyle tanımlanan majör kanama.

    † Klinik olarak belirgin, majör olmayan

    ARISTOTLE çalışmasında, advers reaksiyonlar nedeniyle genel çalışmayı bırakma oranları

    apiksaban için % 1,8 ve varfarin için % 2,6 olmuştur.

    CHADS2 skoru, yaş, vücut ağırlığı, cinsiyet, renal fonksiyon durumu, geçirilmiş inme veya GİA ve diyabet dahil önceden belirlenmiş alt gruplar için etkililik bulguları, çalışmada incelenen genel popülasyona ilişkin birincil etkililik bulgularıyla tutarlı olmuştur.

    ISTH majör gastrointestinal kanamaların (üst GİS, alt GİS ve rektal kanama) insidansı apiksaban ile % 0,76/yıl ve varfarin ile % 0,86/yıl olmuştur.

    CHADS2 skoru, yaş, vücut ağırlığı, cinsiyet, renal fonksiyon durumu, geçmiş inme veya GİA ve diyabet dahil önceden belirlenmiş alt gruplar için majör kanama bulguları, çalışmada incelenen genel popülasyona ilişkin sonuçlarla tutarlı olmuştur.

    AVERROES çalışması

    AVERROES çalışmasında, araştırıcılar tarafından VKA için uygun olmadığı düşünülen toplam

    5.598 hasta günde iki kez apiksaban 5 mg (veya belli hastalarda günde iki kez 2,5 mg [% 6,4], bkz. Bölüm 4.2) veya ASA tedavisine randomize edilmiştir. ASA, araştırmacının kararına göre günde bir kez 81 mg (% 64), 162 mg (% 26,9), 243 mg (% 2,1) veya 324 mg (% 6,6) dozda verilmiştir. Hastalara ortalama 14 ay boyunca çalışma ilacı uygulanmıştır. Ortalama yaş 69,9, ortalama CHADSskoru 2 olmuştur ve hastaların % 13,6'sında geçirilmiş inme veya GİA vardır.

    AVERROES çalışmasında VKA tedavisine uygun olmama açısından yaygın nedenler; istenen aralıklarda INR'lerin elde edilememesi/olası olmaması (% 42,6), hastaların VKA tedavisini reddetmeleri (% 37,4), CHADS2 skorunun 1 olması ve hekimin VKA tedavisini önermemesi (% 21,3), hastanın VKA uygulama talimatına bağlı kalacağına güvenilmemesi (% 15) ve acil doz

    değişimi durumunda hastaya ulaşılmasında güçlük olması/güçlük olmasının beklenmesini (% 11,7) içermiştir.

    Uygun bir güvenlilik profiliyle birlikte, inmenin ve sistemik embolizmin azaldığına dair açık kanıt elde edilmesi nedeniyle AVERROES, bağımsız veri izleme kurulunun önerisi üzerine erken sonlandırılmıştır.

    AVERROES çalışmasında, advers reaksiyonlar nedeniyle genel çalışmayı bırakma oranları

    apiksaban için % 1,5 ve ASA için % 1,3 olmuştur.

    Çalışmada apiksaban, inmenin (hemorajik, iskemik veya belirlenmemiş) veya sistemik embolizmin önlenmesi şeklindeki birincil sonlanım noktalarında ASA'ya kıyasla istatistiksel anlamlı üstünlük elde etmiştir (bkz. Tablo 6).

    Tablo 6: AVERROES çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda önemli etkililik sonuçları

    Apiksaban

    N=2,807

    n (%/yıl)

    ASA

    N=2,791

    n (%/yıl)

    Tehlike oranı (% 95 GA)

    P-değeri

    İnme veya sistemik embolizm*

    51 (1,62)

    113 (3,63)

    0,45 (0,32- 0,62)

    < 0,0001

    İnme

    İskemik veya belirlenmemiş

    43 (1,37)

    97 (3,11)

    0,44 (0,31- 0,63)

    Hemorajik

    6 (0,19)

    9 (0,28)

    0,67 (0,24- 1,88)

    Sistemik embolizm

    2 (0,06)

    13 (0,41)

    0,15 (0,03- 0,68)

    İnme, sistemik embolizm, MI veya

    vasküler ölüm

    132 (4,21)

    197 (6,35)

    0,66 (0,53- 0,83)

    0,003

    Miyokard enfarktüsü

    24 (0,76)

    28 (0,89)

    0,86 (0,5- 1,48)

    Vasküler Ölüm

    84 (2,65)

    96 (3,03)

    0,87 (0,65- 1,17)

    Tüm nedenlere bağlı ölüm

    111 (3,51)

    140 (4,42)

    0,79 (0,62- 1,02)

    0,068

    * Çalışmadaki genel tip I hatanın kontrolü için tasarlanmış sıralı test stratejisiyle test edilmiştir.

    † İkincil sonlanım noktası.

    Apiksaban ve ASA arasında majör kanama insidansında istatistiksel anlamlı fark bulunmamıştır

    (bkz. Tablo 7).

    Tablo 7: AVERROES çalışmasında atriyal fibrilasyon olan hastalarda kanama olayları

    Apiksaban N=2.798

    n (%/yıl)

    ASA N=2.780

    n (%/yıl)

    Tehlike oranı (% 95 GA)

    P-değeri

    Majör*

    45 (1,41)

    29 (0,92)

    1,54 (0,96- 2,45)

    0,0716

    Fatal, n

    5 (0,16)

    5 (0,16)

    İntrakraniyal, n

    11 (0,34)

    11 (0,35)

    Majör + CRNM

    140 (4,46)

    101 (3,24)

    1,38 (1,07- 1,78)

    0,0144

    Tümü

    325 (10,85)

    250 (8,32)

    1,30 (1,10- 1,53)

    0,0017

    *ISTH kriterleriyle tanımlanan majör kanama.

    † Klinik olarak anlamlı non-majör

    AKS'li ve/veya PKG geçiren NVAF hastaları

    Açık etiketli, randomize, kontrollü 2'ye 2 faktoriyel olarak dizayn edilmiş olan AUGUSTUS çalışmasına, AKS'li (% 43) ve/veya PKG geçirmiş 4614 NVAF hastası alınmıştır. Tüm hastalar lokal tedavi standardına göre bir P2Y12 inhibitörü (klopidogrel % 90,3) almışlardır.

    Hastalar AKS ve/veya PKG sonrası 14 güne kadar ya günde 2 kere 5 mg apiksabana (doz azaltılması kriterlerinden 2 veya daha fazlasını karşılıyor ise günde 2 kere 2,5 mg; toplamda % 4,2 düşük doz aldı) ya da VKA'ya ve ASA'ya (günde tek doz 81 mg) ya da plaseboya randomize edilmişlerdir. Ortalama yaş 69,9'dur. Randomize edilen hastaların % 94'ünün CHA2DS2-VASc skoru > 2 ve % 47'sinin HAS-BLED skoru > 3'dür. VKA'ya randomize edilmiş hastaların terapötik alanda kalma süresi s (TTR) (INR 2-3) % 56'dır (% 32'si TTR altında % 12'si TTR üstündedir).

    AUGUSTUS çalışmasının primer objektifi güvenliliği değerlendirmektir. Primer sonlanım noktası ISTH majör veya CRNM kanamadır. Apiksaban ile VKA karşılaştırmasında 6. ayda primer güvenlilik sonlanım noktası olan ISTH majör veya CRNM kanama, apiksaban kolunda ve VKA kolunda sırasıyla 241 (% 10,5) ve 332 (% 14,7) hastada görülmüştür (HR = 0,69, % 95 GA: 0,58, 0,82; non- inferiorite için 2 taraflı p < 0,0001 ve süperiorite için p < 0,0001). VKA için TTR'nin alt grupları kullanılarak yapılan ilave analizler en yüksek kanama oranının, TTR'nin en düşük çeyreği ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Kanama oranı, apiksaban ve en yüksek TTR çeyreği arasında benzerlik göstermiştir.

    ASA ile plasebo karşılaştırmasında 6. ayda primer güvenlilik sonlanım noktası olan ISTH majör veya CRNM kanama, ASA kolu ve plasebo kolunda sırasıyla 367 (% 16,1) ve 204 (% 9,0) hastada görülmüştür (HR = 1,88, % 95 GA: 1,58, 2,23; 2 taraflı p < 0,0001).

    Özellikle apiksaban ile tedavi gören hastalarda, majör veya CRNM kanama ASA kolunda ve plasebo kolunda sırasıyla 157 (% 13,7) ve 84 (% 7,4) hastada görülmüştür. VKA ile tedavi gören hastalarda, majör veya CRNM kanama ASA kolunda ve plasebo kolunda sırasıyla 208 (% 18,5) ve 122 (% 10,8) hastada görülmüştür.

    Diğer tedavi etkileri çalışmanın sekonder objektifi olarak kompozit sonlanım noktaları ile

    değerlendirilmiştir.

    Apiksaban ile VKA karşılaştırmasında ölüm veya tekrar hospitalizasyonun kompozit sonlanım noktası, apiksaban ve VKA kolunda sırasıyla 541 (% 23,5) ve 632 (% 27,4) hastada görülmüştür. Ölüm veya iskemik olay (inme, miyokard enfarktüsü, stent trombozu veya acil revaskülarizasyon) kompozit sonlanım noktası, apiksaban ve VKA kolunda sırasıyla 170 (% 7,4) ve 182 (% 7,9) hastada görülmüştür.

    ASA ile plasebo karşılaştırmasında ölüm veya tekrar hospitalizasyonun kompozit sonlanım noktası, ASA ve plasebo kolunda sırasıyla 604 (% 26,2) ve 569 (% 24,7) hastada görülmüştür. Ölüm veya iskemik olay (inme, miyokard enfarktüsü, stent trombozu veya acil revaskülarizasyon) kompozit sonlanım noktası, ASA ve plasebo kolunda sırasıyla 163 (% 7,1) ve 189 (% 8,2) hastada görülmüştür.

    Kardiyoversiyon uygulanacak hastalar

    Açık etiketli, çok merkezli EMANATE çalışması daha önce oral antikoagülan kullanmamış ya da 48 saatten az bir süre tedavi görmüş ve NVAF için kardiyoversiyon uygulanması planlanan 1.500 hastayı içermektedir. Kardiyovasküler olayların önlenmesi için hastalar, apiksaban ya da heparin ve/veya VKA içim 1:1 randomize edilmiştir. Daha önce kardiyoversiyon yapılması gerekli ise elektriksel ve/veya farmakolojik kardiyoversiyon uygulaması en az 5 doz günde 2 kere 5 mg (veya seçilen hastalarda günde iki kez 2,5 mg (bkz. Bölüm 4.2)) apiksaban sonrası veya 10 mg'lık yükleme dozundan (veya seçilen hastalarda 5 mg'lık yükleme dozundan (bkz. Bölüm 4.2)) en az 2 saat sonra gerçekleştirilmiştir. Apiksaban grubunda 342 hasta yükleme dozu (331 hasta 10 mg ve 11 hasta 5 mg doz) almıştır.

    Apiksaban grubunda (n=753) hiç inme gözlenmezken (% 0); heparin ve/veya VKA grubunda (% 74,8; n=747; RR 0,00,% 95 GA 0,00; 0,64) ise inme 6 (% 0,8) hastada görülmüştür. Tüm nedenlere bağlı ölüm, apiksaban gurubunda 2 (% 0,27) ve heparin ve/veya VKA grubunda 1 (% 0,13) hastada görülmüştür. Hiçbir sistemik embolizm olayı bildirilmemiştir.

    Major kanama ve CRNM kanama apiksaban grubunda sırasıyla 3 (% 0,41) ve 11 (% 1,5)

    hastada görülürken heparin ve/veya VKA grubunda 6 (% 0,83) ve 13 (% 1,8) hastada görülmüştür.

    Bu deneysel çalışma, kardiyoversiyon uygulanmasında apiksaban ve heparin ve/veya VKA tedavi grupları arasında karşılaştırılabilir etkililik ve güvenlilik göstermiştir.

    DVT tedavisi, PE tedavisi ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi (VTE tedavisi)

    Klinik program (AMPLIFY: enoksaparin/varfarine karşı apiksaban, AMPLIFY-EXT: plaseboya karşı apiksaban), apiksabanın DVT ve/veya PE tedavisi (AMPLIFY), ve VTE ve/veya PE için 6- 12 aylık antikoagülan tedavisini takiben tekrarlayan DVT ve/veya PE'nin önlenmesi (AMPLIFY- EXT) için uzatılmış tedavinin etkililik ve güvenliliğini göstermek üzere dizayn edilmiştir. Her iki çalışma da semptomatik proksimal DVT veya semptomatik PE'si olan hastalarda randomize, paralel grup, çift-kör, çok uluslu çalışmalardı. Tüm kilit güvenlilik ve etkililik sonlanım noktaları bağımsız körlenmiş bir komite tarafından değerlendirilmiştir.

    AMPLIFY çalışması

    AMPLIFY çalışmasında toplam 5.395 hasta; 7 günlük günde iki kez 10 mg oral apiksabanı takiben 6 ay boyunca günde iki kez 5 mg oral apiksaban tedavisine veya en az 5 gün boyunca günde iki kez subkutan 1 mg/kg enoksaparin (INR ≥ 2 olana kadar) ve 6 ay boyunca oral varfarin (hedef INR aralığı 2-3) tedavisine randomize edilmiştir.

    Ortalama yaş 56,9'dur ve hastaların % 89,8'inde provoke edilmemiş VTE olayları mevcuttur.

    Varfarine randomize edilen hastalar için terapötik aralıktaki (INR 2-3) ortalama zaman yüzdesi 60,9'dur. Apiksaban, tekrarlayan semptomatik VTE veya VTE-ilişkili ölümde, değişik merkez TTR seviyelerinde azalma göstermiştir; merkezdeki en yüksek çeyrekte enoksaparin/varfarine kıyasla apiksabanın relatif riski 0,79'dur (% 95 GA, 0,39, 1,61).

    Çalışmada, apiksabanın tekrarlayan semptomatik VTE (ölümcül olmayan DVT veya ölümcül

    olmayan PE) veya VTE-ilişkili ölüm kombine primer sonlanım noktasında etkisinin enoksaparin/varfarine göre non-inferior olduğu gösterilmiştir (bkz. Tablo 8).

    Tablo 8: AMPLIFY çalışmasının etkililik sonuçları

    Apiksaban N=2.609 n (%)

    Enoksaparin/ Varfarin N=2.635

    n (%)

    Rölatif risk

    (% 95 GA)

    VTE veya VTE-ilişkili ölüm

    59 (2,3)

    71 (2,7)

    0,84 (0,6- 1,18)*

    DVT

    20 (0,7)

    33 (1,2)

    PE

    27 (1)

    23 (0,9)

    VTE-ilişkili ölüm

    12 (0,4)

    15 (0,6)

    VTE veya tüm nedenlere bağlı

    ölüm

    84(3,2)

    104 (4)

    0,82 (0,61- 1,08)

    VTE veya KV-ilişkili ölüm

    61 (2,3)

    77 (2,9)

    0,8 (0,57- 1,11)

    VTE, VTE-ilişkili ölüm, veya

    majör kanama

    73 (2,8)

    118 (4,5)

    0,62 (0,47- 0,83)

    *Enoksaparin /varfarine kıyasla non-inferior (P < 0,0001)

    Apiksabanın VTE başlangıç tedavisindeki etkililiği, PE [Rölatif risk 0,9; % 95 GA (0,5, 1,6)] veya DVT [Rölatif risk 0,8; % 95 GA (0,5, 1,3)] tedavisi hastaları arasında tutarlıydı. Etkililik yaş, cinsiyet,vücut-kütle indeksi (BMI), böbrek fonksiyonu, indeks PE büyüklüğü, DVT trombozunun yeri ve geçmişte parenteral heparin kullanan alt gruplarda genelde tutarlıydı.

    Primer güvenlilik sonlanım noktası majör kanamaydı. Çalışmada, primer güvenlilik sonlanım noktasında apikasaban, enoksaparin/varfarine göre istatistiksel olarak üstündür [Rölatif risk 0,31; % 95 GA (0,17, 0,55), p değeri < 0,0001] (bkz. Tablo 9).

    Tablo 9: AMPLIFY çalışmasındaki kanama sonuçları

    Apiksaban N=2.676 n (%)

    Enoksaparin / Varfarin N=2.689

    n (%)

    Rölatif risk

    (% 95 GA)

    Majör

    15 (0,6)

    49 (1,8)

    0,31 (0,17- 0,55)

    Majör + CRNM

    115 (4,3)

    261 (9,7)

    0,44 (0,36- 0,55)

    Minör

    313 (11,7)

    505 (18,8)

    0,62 (0,54- 0,7)

    Tümü

    402 (15)

    676 (25,1)

    0,59 (0,53- 0,66)

    Herhangi bir anatomik bölgede majör kanama ve CRNM kanama enoksaparin/varfarin ile karşılaştırıldığında apiksaban grubunda genel olarak daha düşüktür. ISTH majör gastrointestinal kanama apiksaban ile tedavi edilen hastaların 6 (% 0,2)'sında ve enoksaparin/varfarin ile tedavi edilen hastaların 17 (% 0,6)'sinde gözlenmiştir.

    AMPLIFY-EXT çalışması

    AMPLIFY-EXT çalışmasında toplam 2.482 hasta; 6 ila 12 aylık başlangıç antikoagülan tedavisini tamamladıktan sonra 12 ay boyunca günde iki kez 2,5 mg oral apiksaban, günde iki kez 5 mg oral apiksaban veya plasebo gruplarına randomize edilmiştir. Bunlardan 836 hasta (% 33,7)

    AMPLIFY- EXT çalışmasına alınmadan önce AMPLIFY çalışmasına katılmıştır. Ortalama yaş 56,7'dir ve hastaların % 91,7'sinde provoke edilmemiş VTE olayları mevcuttur.

    Çalışmada apiksabanın her iki dozu da semptomatik, tekrarlayan VTE veya tüm nedenlere bağlı ölüm primer sonlanım noktalarında plaseboya göre istatistiksel olarak üstün bulunmuştur (bkz. Tablo 10).

    Tablo 10: AMPLIFY-EXT çalışmasındaki etkililik sonuçları

    Apiksaban

    Apiksaban

    Plasebo

    Rölatif risk

    2,5 mg

    (N=840)

    5,0 mg

    (N=813)

    (N=829)

    Apiksaban

    2,5

    mg vs. plasebo

    Apiksaban

    5,0

    mg vs. plasebo

    n (%)

    Tekrarlayan VTE veya tüm nedenlere

    bağlı ölüm

    19 (2,3)

    14 (1,7)

    77 (9,3)

    0,24

    (0,15- 0,4)*

    0,19

    (0,11- 0,33)*

    DVT**

    6 (0,7)

    7 (0,9)

    53 (6,4)

    PE**

    7 (0,8)

    4 (0,5)

    13 (1,6)

    Tüm nedenlere

    bağlı ölüm

    6 (0,7)

    3 (0,4)

    11 (1,3)

    Tekrarlayan VTE veya VTE-ilişkili

    ölüm

    14 (1,7)

    14 (1,7)

    73 (8,8)

    0,19

    (0,11- 0,33)

    0,2

    (0,11- 0,34)

    Tekrarlayan VTE veya KV-ilişkili

    ölüm

    14 (1,7)

    14 (1,7)

    76 (9,2)

    0,18

    (0,1- 0,32)

    0,19

    (0,11- 0,33)

    Ölümcül

    olmayan DVT***

    6 (0,7)

    8 (1)

    53 (6,4)

    0,11

    (0,05- 0,26)

    0,15

    (0,07- 0,32)

    Ölümcül

    olmayan PE***

    8 (1)

    4 (0,5)

    15 (1,8)

    0,51

    (0,22- 1,21)

    0,27

    (0,09- 0,8)

    VTE-ilişkili

    ölüm

    2 (0,2)

    3 (0,4)

    7 (0,8)

    0,28

    (0,06- 1,37)

    0,45

    (0,12- 1,71)

    * p değeri < 0,0001

    ** kompozit sonlanım noktasına etki eden birden fazla olay olan hastalarda, sadece ilk olay raporlanmıştır (örn. eğer bir kişi hem bir DVT hem de sonrasında bir PE geliştirdiyse sadece DVT raporlanmıştır).

    *** Bireysel hastalar birden fazla olay deneyimlemiş olabilir ve her iki sınıflandırmada da

    gösterilebilir.

    Bir VTE'nin tekrarlamasının önlenmesi için apiksabanın etkililiği; yaş, cinsiyet, vücut kütle

    indeksi (BMI) ve renal fonksiyonu içeren alt grupları içinde korunmuştur.

    Primer güvenlilik sonlanım noktası tedavi süresince majör kanamadır. Çalışmada her iki apiksaban dozu için majör kanama insidansı istatistiksel olarak plasebodan farklı olmamıştır. Günde iki kez apiksaban 2,5 mg ve plasebo tedavi grupları arasında majör + CRNM, minör ve tüm kanama insidansında istatistiksel olarak belirgin bir fark olmamıştır (bkz. Tablo 11).

    Tablo 11: AMPLIFY-EXT çalışmasındaki kanama sonuçları

    Apiksaban

    Apiksaban

    Plasebo

    Rölatif risk

    2,5 mg

    (N=840)

    5,0 mg

    (N=811)

    (N=826)

    Apiksaban

    2,5

    mg vs. plasebo

    Apiksaban

    5,0

    mg vs. plasebo

    n (%)

    Majör

    2 (0,2)

    1 (0,1)

    4 (0,5)

    0,49

    0,25

    (0,09- 2,64)

    (0,03,- 2,24)

    Majör +

    27 (3,2)

    35 (4,3)

    22 (2,7)

    1,20

    1,62

    CRNM

    (0,69- 2,1)

    (0,96- 2,73)

    Minör

    75 (8,9)

    98 (12,1)

    58 (7,0)

    1,26

    (0,91- 1,75)

    1,7

    (1,25- 2,31)

    Tümü

    94 (11,2)

    121 (14,9)

    74 (9)

    1,24

    (0,93- 1,65)

    1,65

    (1,26- 2,16)

    ISTH majör gastrointestinal kanama, günde iki kez 5 mg dozda apiksaban ile tedavi edilen 1 hastada (% 0,1) gözlenmiş, günde iki kez 2,5 mg dozda tedavi edilen hiçbir hastada gözlenmemiş ve plasebo ile tedavi edilen 1 hastada (% 0,1) gözlenmiştir.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler:‌

    Emilim:

    10 mg'a kadar dozlarda apiksabanın mutlak yararlanımı yaklaşık % 50'dir. Apiksaban hızla emilerek maksimum konsantrasyonuna (C) tablet alımını takip eden 3 ila 4 saat içinde ulaşır. Besinler ile birlikte alınması 10 mg dozunda apiksaban EAA veya Cdeğerlerini etkilemez. TROMBOXAR® besinlerle birlikte veya tek başına alınabilir.

    Apiksaban 10 mg'a kadar oral dozlarda, maruziyet üzerinde doz orantısal artış ile lineer farmakokinetik özellik gösterir. Apiksaban, ≥ 25 mg dozlarda dissolüsyon ile sınırlı emilim ile azalmış biyoyararlanım gösterir. Birey içi ve bireyler arası sırasıyla ~ % 20 ve ~ % 30 varyasyon katsayısı (CV) ile de gösterildiği gibi apiksabanın maruziyet parametreleri düşük ila orta derece değişkenlik gösterir.

    10 mg apiksabanın; 30 mL su içinde 2 adet 5 mg ezilmiş tablet süspansiyonu halinde oral yoldan uygulanmasını takiben gözlenen maruziyet, 2 adet bütün 5 mg tabletin oral alımı sonrası gözlenen

    maruziyet ile karşılaştırılabilirdir. 10 mg apiksabanın; 30 g elma püresi ile 2 adet 5 mg ezilmiş tablet halinde oral yoldan uygulanmasını takiben gözlenen Cve EAA; 2 adet bütün 5 mg tablet alımı ile karşılaştırıldığında sırasıyla % 21 ve % 16 daha düşük bulunmuştur. Maruziyetteki azalma klinik açıdan belirgin değildir.

    60 mL G5W içinde süspansiyon haline getirilen bir adet ezilmiş 5 mg apiksaban tabletin nazogastrik bir tüp aracılığı ile uygulanmasını takiben gözlenen maruziyet, oral tek doz 5 mg apiksaban tablet alan sağlıklı gönüllülerin dahil olduğu diğer klinik çalışmalarda gözlenenlere benzerdir.

    Apiksabanın tahmin edilebilen, doz orantısal farmakokinetik profiline dayanarak; yapılan çalışmalardan elde edilen biyoyararlanım sonuçları apiksabanın düşük dozları için de geçerlidir.

    Dağılım:

    İnsanlarda plazma proteinlerine bağlanması yaklaşık % 87 oranındadır. Dağılım hacmi (Vss) yaklaşık 21 litredir.

    Biyotransformasyon:

    3-oksopiperidinil fonksiyonel grubunun O-demetilasyonu ve hidroksilasyonu majör biyotransformasyon bölgeleridir. Apiksaban büyük oranda CYP3A4/5 tarafından metabolize edilir ve CYP1A2, 2C8, 2C9, 2C19, ve 2J2 de küçük oranda katkıda bulunur. Değişmemiş apiksaban insan plazmasında bulunan majör etkin madde ile ilişkili bileşendir ve dolaşımda aktif metabolitler görülmez.

    Eliminasyon

    Apiksabanın birçok eliminasyon yolu vardır. İnsanlara uygulanan apiksaban dozunun yaklaşık % 25'i metabolitler olarak, çoğunluğu feçes ile atılır. Apiksabanın renal atılımı toplam klirensin yaklaşık % 27'sinden sorumludur. Biliyer ve doğrudan intestinal atılımdan ilave katkı sırasıyla klinik ve klinikdışı çalışmalarda izlenmiştir. Apiksaban taşıma proteinleri, P-gp ve meme kanseri direnç proteini (BSRP) için sübstrattır.

    Apiksabanın toplam klirensi 3,3 L/sa olup yarılanma ömrü yaklaşık 12 saattir. Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

    Apiksaban farmakokinetiği doğrusaldır ve 10 mg'a kadar olan oral dozlarda maruziyet ile

    orantısal artış gösterir. Apiksaban,  25 mg dozlarında, çözünme ile sınırlı emilim ile biyoyararlanımda azalma gösterir.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Böbrek yetmezliği:

    Bozulmuş renal fonksiyonun apiksaban pik konsantrasyonu üzerinde bir etkisi görülmemiştir. Ölçülen kreatinin klirensi ile değerlendirildiği üzere, apiksaban maruziyetinde renal fonksiyonda azalma ile ilişkili bir artış görülmüştür. Hafif (kreatinin klirensi 51 – 80 mL/dk), orta (kreatinin klirensi 30 – 50 mL/dk) ve ağır (kreatinin klirensi 15 – 29 mL/dk) böbrek yetmezliği olan hastalarda, apiksaban plazma konsantrasyonları (EAA) normal kreatinin klirensi olan kişilere

    kıyasla sırasıyla % 16, % 29 ve % 44 oranında artmıştır. Böbrek yetmezliğinin apiksaban plazma

    konsantrasyonu ve anti- Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki üzerinde belirgin bir etkisi yoktur. Son evre böbrek hastalığı (SEBH) olan hastalarda, hemodiyalizden hemen sonra tek doz 5 mg apiksaban uygulandığında, renal fonksiyonu normal olan kişilere kıyasla apiksabanın EAA'ı % 36 artmıştır. Tek doz 5 mg apiksaban uygulamasından 2 saat sonra başlatılan hemodiyaliz, bu SEBH olan hastalarda apiksaban diyaliz klirensi 18 mL/dk olacak şekilde apiksaban EAA'ını % 14 düşürmüştür. Bu nedenle, hemodiyalizin apiksaban doz aşımı tedavisinde etkili olması beklenmez.

    Karaciğer yetmezliği:

    Hafif karaciğer yetmezliği olan 8 hasta Child-Pugh A skor 5 (n=6) ve skor 6 (n=2), ve orta karaciğeryetmezliği olan 8 hastanın Child-Pugh B skor 7 (n=6) ve skor 8 (n=2) 16 sağlıklı gönüllü ile karşılaştırıldığı bir çalışmada, apiksaban 5 mg tek dozunun farmakokinetik ve farmakodinamiği karaciğer yetmezliği olan deneklerde farklı görülmemiştir. Anti-faktör Xa aktivitesi ve INR'de görülen değişimler, hafif - orta derece karaciğer yetmezliği olanlar ile sağlıklı gönüllüler arasında benzerdir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlı hastalarda (65 yaş üzeri) görülen plazma konsantrasyonları genç hastalardakinden yüksek olup ortalama EAA değeri yaklaşık % 32 daha fazladır ve Cmaks'da herhangi bir değişiklik yoktur.

    Cinsiyet:

    Apiksaban maruziyeti erkeklere kıyasla kadınlarda yaklaşık % 18 daha fazladır.

    Etnik köken ve ırk:

    Faz 1 çalışmalar arasında karşılaştırılan sonuçlarda, beyaz, asyalı ve siyah ırktan gönüllüler arasında apiksaban farmakokinetiği bakımından belirgin bir fark görülmemiştir. Elektif kalça veya diz replasmanı ameliyatı ardından apiksaban alan hastaları içeren bir popülasyon bazlı farmakokinetik analizin sonuçları da faz 1 çalışmalar ile tutarlıdır.

    Vücut ağırlığı:

    Vücut ağırlığı 65 ila 85 kg arasında olan hastalardaki apiksaban maruziyetine kıyasla, > 120 kg vücut ağırlığı yaklaşık % 30 oranında daha az maruziyet ve < 50 kg vücut ağırlığı yaklaşık % 30 oranında daha fazla maruziyet ile ilişkilidir.

    Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki

    Apiksaban plazma konsantrasyonu ve birçok farmakodinamik sonlanım noktası (anti-Faktör Xa aktivitesi, INR, PT, aPTT) arasındaki farmakokinetik/farmakodinamik (PK/PD) ilişki, geniş bir aralıkta bulunan dozların (0,5-50 mg) uygulanmasını takiben incelenmiştir. Apiksaban konsantrasyonu ve anti-Faktör Xa aktivitesi arasındaki ilişki doğrusal bir model ile tanımlanmıştır. Hastalarda gözlenen PK/PD ilişkisi, sağlıklı gönüllülerde gösterilen ile tutarlıdır.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel,

    fertilite ve embriyo-fetal gelişim ve jüvenil toksisite üzerinde yapılan konvansiyonel çalışmalardan edinilen klinik öncesi veriler insanlar için özel bir tehlike olduğunu göstermemektedir.

    Tekrarlanan doz toksisite çalışmalarında gözlenen majör etkiler apiksabanın kan koagülasyon parametreleri üzerine farmakodinamik etkileri ile ilişkilidir. Toksisite çalışmalarında, kanama eğiliminde ya az artış olmuş ya da hiç olmamıştır. Ancak, bu durum insanlarla karşılaştırıldığında klinik olmayan türlerin daha düşük bir duyarlılıkta olmasına bağlı olabileceğinden, bu sonuç insanlara uyarlanırken dikkatli olunmalıdır.

    Sıçan sütünde muhtemelen aktif transport ile taşınmasından, süt-maternal plazma oranı (Cyaklaşık 8; EAA yaklaşık 30) daha yüksek bulunmuştur.

    Mesane Kanseri Mesane Kanseri Mesane kanseri her zaman mukozada başlar. Erken safhalarda bu tabakada sınırlı kalır ve hücre içindeki karsinom olarak nitelendirilir. Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir.