TYGEX 50 mg IV infüzyon için liyofilize toz içeren 10 flakon Farmakolojik Özellikler

Tigecycline }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > Tetrasiklinler > Tigesiklin
Vem İlaç Sanayi Ve Ticaret Ltd. Şti | 27 February  2018

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanılan antibakteriyeller, tetrasiklinler ATC kodu: J01AA12

    Etki mekanizması

    Tigesiklin, bakterilerde ribozomların 30S alt ünitesine bağlanarak amino-açil tRNA moleküllerinin ribozomun A bölgesine girmesini bloke eder ve protein translasyonunu inhibe eder. Bu, uzayan peptit zincirine aminoasit moleküllerinin girişini engeller. Buna ek olarak tigesiklin, ribozomal korunma ve efluks gibi iki önemli tetrasiklin direnç mekanizmasının üstesinden gelme özelliğine sahiptir. Bu nedenle tigesiklinin, geniş bir bakteriyel patojen spektrumuna karşı in vitro ve in vivo etkinlik gösterdiği ortaya konmuştur. Enterobacteriaceae'larda tigesiklin ile minosikline dirençli suşlar arasında efluks pompasına bağlı çoklu ilaç direnci (MDR) gösterilmiştir.

    Tigesiklin ile diğer birçok antibiyotik arasında hedef bazlı çapraz direnç gözlemlenmemiştir. In vitro çalışmalarda, tigesiklin ile sık kullanılan diğer antibiyotikler arasında herhangi bir antagonist etkiye rastlanılmamıştır.

    Tigesiklin Proteeae ve Pseudomonas aeruginosa'nın kromozomal olarak kodlanmış çoklu ilaç efluks pompasına duyarlıdır. Proteeae ailesi patojenleri (Proteus spp., Providencia spp, ve Morganella spp.) Enterobacteriaceae'ın diğer türlerine nazaran genellikle tigesikline karşı daha az duyarlıdır. Her iki gruptaki duyarlılığın azalması spesifik olmayan AcrAB çoklu ilaç efluks

    pompasının fazla ekspresyonuna bağlanmaktadır. Acinetobacter baumannii'de duyarlılığın azalması AdeABC efluks pompasının fazla ekspresyonuna bağlanmaktadır.

    Tigesiklin genellikle bakteriostatik olarak değerlendirilmektedir. Minimum inhibitör konsantrasyonun (MİK) 4 katı konsantrasyonda tigesiklin ile Enterococcus suşları, Staphylococcus aureus ve Escherichia coli koloni sayımında 2-log azalma görülmektedir. Neisseria gonorrhea'ya karşı tigesiklin ile kısmi bakterisidal etki ve 3-log azalma gözlemlenmiştir.

    Tigesiklin ayrıca, S. Pneumoniae, H. influenzae ve L. pneumophila gibi yaygın solunum yolu suşlarına karşı bakterisidal etki göstermiştir.

    Mümkün olduğu takdirde, klinik mikrobiyoloji laboratuvarı, yerel hastaneler ve uygulama alanlarında kullanılan antimikrobiyal ilaçlara ait kümülatif in vitro duyarlılık test sonuçlarını, nozokomiyal ve toplum kökenli patojenlerin duyarlılık profilini tanımlayan periyodik raporları hekimlere sunmalıdır.

    Avrupa Komitesi Antimikrobiyal Duyarlılık Testi (EUCAST) tarafından yayımlanan MİK eşik değerleri aşağıdaki gibidir:

    Staphylococcus spp. S ≤ 0,5 mg/L ve R > 0,5 mg/L

    S. pneumoniae dışında Streptococcus spp. S ≤ 0,25 mg/L ve R > 0,5 mg/L

    Enterococcus spp. S ≤ 0,25 mg/L ve R > 0,5 mg/L

    Enterobacteriaceae S ≤ 1(^) mg/L ve R > 2 mg/L

    (^)Tigesiklin Proteus, Providencia, ve Morganella spp. karşı azalmış in vitro aktiviteye sahiptir.

    Anaerobik bakteriler için polimikrobiyal intraabdominal enfeksiyonlarda klinik olarak etkililik kanıtları olmakla birlikte MİK değerleri, farmakokinetik/farmakodinamik (FK/FD) verileri ve klinik çıktılar arasında bir korelasyon yoktur. Bu yüzden duyarlılık eşik değeri verilmemiştir. Bilinmelidir ki Bacteroides ve Clostridium cins organizmalar için MİK dağılımı geniş olup 2 mg/L tigesiklini aşan değerleri içerebilir.

    Tigesiklinin enterokoklara karşı klinik etkililiği olduğuna dair sınırlı kanıt bulunmaktadır. Bunun yanında klinik çalışmalarda polimikrobiyal intraabdominal enfeksiyonların tigesiklin tedavisine yanıt verdiği gösterilmiştir.

    Duyarlılık

    Edinilmiş direnç prevalansı coğrafik bölgelere göre ve belirli türler için zamana göre değişkenlik gösterebilir, bu nedenle özellikle şiddetli enfeksiyonların tedavisinde dirençle ilgili lokal bilgi bulunması çok önemlidir. Aşağıda yer alan bilgiler, mikroorganizmaların tigesikline duyarlı olup olmayacağını belirlemeye yönelik tahmini bir kılavuz niteliğindedir:

    Patojen

    Gram pozitif aeroblar

    Enterococcus türleri** Staphylococcus aureus* Staphylococcus epidermidis Staphylococcus haemolyticus Streptococcus agalactiae*

    Streptococcus anginosus* (S. anginosus, S. intermedius ve S. constellatus dahil)

    Streptococcus pyogenes*

    Viridans grup streptococci

    Gram negatif aeroblar

    Citrobacter freundii* Citrobacter koseri Escherichia coli*

    Klebsiella oxytoca*

    Anaerob bakteriler

    Clostridium perfringens**

    Peptostreptococcus spp.** Prevotella spp.

    Kazanılmış direncin problem olabileceği türler

    Gram negatif aeroblar

    Acinetobacter baumannii

    Burkholderia cepacia Enterobacter aerogenes Enterobacter cloacae* Klebsiella pneumoniae* Morganella morganii Proteus spp.

    Providencia spp.

    Serratia marcescens Stenotrophomonas maltophilia Aeroblar

    Bacteroides fragilis group**

    Kalıtsal olarak dirençli organizmalar

    Gram negatif aeroblar

    Pseudomonas aeruginosa

    *Klinik çalışmalarda gösterilen aktivitenin tatmin edici olduğu şeklinde değerlendirilen türleri belirtmektedir.

    ** Bölüm 5.1'e bakınız, eşik değerleri yukarıdadır.

    Kardiyak elektrofizyoloji

    Randomize, plasebo ve aktif kontrollü, dört kollu çapraz QTc çalışmasında 46 sağlıklı gönüllüde, tigesiklinin 50 mg veya 200 mg'lık tek bir İ.V. dozunun QTc aralığı üzerinde anlamlı etkisi gözlenmemiştir.

    Pediyatrik popülasyon

    Açık etiketli, artan çoklu doz çalışmasında, 8 ila 11 yaşları arasında kİAE veya kDYDE'li 39 çocuğa tigesiklin (0,75, 1 veya 1,25 mg/kg) uygulanmıştır. En fazla 14 ardışık gün olmak üzere,

    4. günde veya sonrasında oral antibiyotiğe geçme seçeneği ile tüm hastalar en az 3 ardışık gün boyunca İ.V. tigesiklin almıştır. Klinik iyileşme son dozun uygulanmasından 10 ve 21 gün sonra değerlendirilmiştir. Modifiye tedaviye niyet (mITT; modified intent-to-treat) popülasyon sonuçlarındaki klinik cevabın özeti aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.

    Klinik tedavi/mITT popülasyonu

    0,75 mg/kg

    1 mg/kg

    1,25 mg/kg

    Endikasyon

    n/N (%)

    n/N (%)

    n/N (%)

    kİAE

    6/6 (100)

    3/6 (50)

    10/12 (83,3)

    kDYDE

    3/4 (75)

    5/7 (71,4)

    2/4 (50)

    Genel

    9/10 (90)

    8/13 (62)

    12/16 (75)

    Bu çalışmada birlikte kullanılan başka antibiyotikler de olduğu için, gösterilen etkililik verileri dikkatli incelenmelidir. Ayrıca, az hasta sayısı da dikkate alınmalıdır.

    Direnç

    Avrupa'da yapılan gözlemsel çalışmalarda tigesikline duyarlı olduğu belirlenen suşlarda direnç seyrek olarak görülmüştür. Tigesiklin ile diğer antibiyotikler arasında herhangi bir çapraz direnç gelişimi olmamıştır. Tigesiklin, tetrasiklin için iki önemli direnç mekanizması olan ribozomal korunma ve efluksa karşı gelme özelliğine sahiptir. In vitro çalışmalarda tigesiklin ile diğer antibiyotik sınıfları arasında herhangi bir antagonizma gözlemlenmemiştir.

    Klinik etkililik ve güvenlilik

    Komplike deri ve yumuşak doku enfeksiyonları (kDYDE):

    Tigesiklin, yetişkinlerde kDYDE tedavisindeki etkililiği iki randomize, çift-kör, aktif kontrollü, çok uluslu ve çok merkezli (çalışma 300 ve 305) çalışmada değerlendirilmiştir. Bu çalışmalarda 5-14 gün arasında uygulanan tigesiklin (100 mg başlangıç dozu takiben her 12 saatte bir 50 mg İ.V.), vankomisin (12 saatte bir 1 g İ.V.)/aztreonam (12 saatte bir 2 g İ.V.) ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmalara, yara enfeksiyonları ve selülit (≥10 cm, cerrahi girişim/drenaj gerektiren veya altta yatan komplike hastalığı olan), majör abseler, enfekte ülserler ve yanık gibi komplike derin yumuşak doku enfeksiyonu olan hastalar alınmıştır. Etkililik için primer sonlanım noktası, iyileşmenin değerlendirildiği vizitte (TOC –Test of Cure), klinik açıdan değerlendirilebilir grup (CE-Clinically Evaluable) ile klinik modifiye tedaviye niyet (c-mITT; clinical modified intent-to- treat) grubundaki hastalardaki klinik yanıt oranıdır (Bkz. Tablo 1). Mikrobiyolojik açıdan değerlendirilebilir (ME) hastalarda TOC'daki klinik iyileşme oranı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

    Tablo 1. kDYDE'de 5-14 günlük tedavi sonucunda klinik yanıt oranları

    Tigesiklinn/N (%)

    Vankomisin /Aztreonamn/N (%)

    Çalışma 300

    CE

    165/199 (82,9)

    163/198 (82,3)

    c-mITT

    209/277 (75,5)

    200/260 (76,9)

    Çalışma 305

    CE

    200/223 (89,7)

    201/213 (94,4)

    c-mITT

    220/261 (84,3)

    225/259 (86,9)

    Tigesiklin, diyabetik ayak enfeksiyonlu hastalarda ertapenem ile karşılaştırmalı yapılan çalışmada eşdeğerlik kriterini karşılamamıştır.

    Komplike intraabdominal enfeksiyonlar (kİAE):

    Tigesiklin yetişkinlerde kİAE'nin tedavisindeki etkililiği iki randomize, çift-kör, aktif kontrollü, çok uluslu ve çok merkezli (çalışma 301 ve 306) çalışmada değerlendirilmiştir. Bu çalışmalarda 5-14 gün süreyle uygulanan tigesiklin (100 mg'lık başlangıç dozunu takiben her 12 saatte bir 50 mg İ.V.) imipenem/silastatin (her 6 saatte bir 500 mg İ.V.) ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmalara apandisit, kolesistit, divertikülit, gastrik/duodenal perforasyon, intraabdominal abse, bağırsak perforasyonu ve peritonit gibi komplike tanılı hastalar dahil edilmiştir. Primer etkililik sonlanım noktası, iyileşmenin değerlendirildiği vizitte (TOC) mikrobiyolojik açıdan değerlendirilebilir (ME) popülasyon ile mikrobiyolojik modifiye tedaviye niyet (m-mITT) popülasyonundaki klinik yanıttır (Bkz. Tablo 2). ME hastalarda TOC'daki klinik iyileşme oranı aşağıdaki tabloda verilmiştir.

    Tablo 2. kİAE'de 5-14 gün süreli tedaviyi değerlendiren iki pivotal çalışmadaki klinik iyileşme oranları

    Tigesiklinn/N (%)

    İmipenem / Silastatinn/N (%)

    Çalışma 301

    ME

    199/247 (80,6)

    210/255 (82,4)

    m-mITT

    227/309 (73,5)

    244/312 (78,2)

    Çalışma 306

    ME

    242/265 (91,3)

    232/258 (89,9)

    m-mITT

    279/322 (86,6)

    270/319 (84,6)

    Toplum kökenli bakteriyel pnömoni

    Tigesiklin erişkinlerde yapılan randomize, çift-kör, aktif-kontrollü, çok uluslu, çok merkezli iki çalışmada toplum kökenli bakteriyel pnömoninin tedavisi açısından değerlendirilmiştir (çalışma 308 ve 313). Bu çalışmalarda tigesiklin (100 mg İ.V. başlangıç dozunun ardından her 12 saatte bir 50 mg), levofloksasin (her 12 veya 24 saatte bir 500 mg İ.V.) ile karşılaştırılmıştır. Bir çalışmada (çalışma 308), en az 3 günlük İ.V. tedaviden sonra her iki tedavi kolunda oral levofloksasine (günde 500 mg) geçişe izin verilmiştir. Tedavinin toplam süresi 7- 14 gündür. Çalışmalara, hospitalizasyon ve İ.V. tedavi gereken toplumdan edinilmiş bakteriyel pnömoni hastaları dahil edilmiştir. Primer etkililik sonlanım noktası, CE ve klinik açıdan modifiye tedavi ilacını en az bir kez alan hastaların (c-mITT) ko-primer popülasyonlarında, TOC'taki klinik yanıttır (Bkz. Tablo 3). Mikrobiyolojik açıdan değerlendirilebilir hastalarda, patojene göre TOC'da görülen klinik iyileşme oranları Tablo 3'te sunulmaktadır.

    Tablo 3. Toplum kökenli bakteriyel pnömonide yapılan iki çalışmada toplam 7-14 gün süreli tedaviden sonra klinik iyileşme oranları

    Tigesiklinn/N (%)

    Levofloksasinn/N (%)

    %95 CI

    Çalışma 308

    CE

    125/138 (90,6)

    136/156 (87,2)

    (-4,4, 11,2)

    c-mITT

    149/191 (78)

    158/203 (77,8)

    (-8,5, 8,9)

    Çalışma 313

    CE

    128/144 (88,9)

    116/136 (85,3)

    (-5, 12,2)

    c-mITT

    170/203 (83,7)

    163/200 (81,5)

    (-5,6, 10,1)

    Tigesiklinin etkililiğini daha iyi değerlendirmek için, mortalite riski yüksek olan ve geçmişinde antibiyotik tedavisi alan toplum kökenli bakteriyel pnömoni hastalarında bir post-hoc analiz

    gerçekleştirilmiştir. Yüksek risk grubu, her iki çalışmada, aşağıdakilerden herhangi birinin görüldüğü toplum kökenli bakteriyel pnömoni hastalarını içermektedir:

      Yaş ≥ 50

      PSI (Pnömoni Ciddiyet Indeksi) skoru ≥ 3

      Streptococcus pneumoniae pnömonisi

    Bu analizin sonuçları Tablo 4'te gösterilmektedir. Yüksek risk grubunda en sık rastlanan risk faktörü ≥ 50 yaştır.

    Tablo 4. Toplum kökenli bakteriyel pnömoni hastalarında klinik iyileşme oranlarının mortalite riski bazında post-hoc analizi

    Tigesiklinn/N (%)

    Levofloksasin n/N (%)

    %95 Cl

    Çalışma 308

    CE

    Yüksek Risk

    Var

    93/103 (90,3)

    84/102 (82,4)

    (-2.3, 18,2)

    Yok

    32/35 (91,4)

    52/54 (96,3)

    (-20.8, 7,1)

    c-mITT

    Yüksek Risk

    Var

    111/142 (78,2)

    100/134 (74,6)

    (-6.9, 14)

    Yok

    38/49 (77,6)

    58/69 (84,1)

    (-22.8, 8,7)

    Çalışma 313

    CE

    Yüksek Risk

    Var

    95/107 (88,8)

    68/85 (80)

    (-2.2, 20,3)

    Yok

    33/37 (89,2)

    48/51 (94,1)

    (-21.1, 8,6)

    c-mITT

    Yüksek Risk

    Var

    112/134 (83,6)

    93/120 (77,5)

    (-4,2, 16,4)

    Yok

    58/69 (84,1)

    70/80 (87,5)

    (-16,2, 8,8)

    Yaş ≥50, PSI skoru ≥ 3 veya Streptococcus pneumoniae'ye bağlı bakteriyemi

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Emilim:

    Tigesiklin İ.V. yolla uygulanır, dolayısıyla biyoyararlanımı %100'dür.

    Dağılım:

    Klinik çalışmalarda gözlemlenen konsantrasyonlarda (0,1-1 mcg/mL) tigesiklinin in vitro plazma proteinlerine bağlanma oranı ortalama %71-%89 arasındadır. Hayvan ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalar tigesiklinin dokulara hızlı bir şekilde dağıldığını ortaya koymuştur.

    Tigesiklinin kan-beyin bariyerini geçebildiğine dair veri bulunmamaktadır.

    100 mg başlangıç dozu takiben her 12 saatte bir 50 mg tigesiklin verilen bir klinik farmakoloji çalışmasında 30 dakika infüzyon için kararlı durum serum tigesiklin Cdeğeri 866±233 ng/mL 60 dakika infüzyon için kararlı durum serum tigesiklin Cdeğeri ise 634±97 ng/mL'dir. Kararlı durum EAA 0-12s değeri 2,349±850 ng.s/mL'dir. Sağlıklı deneklerde tigesiklinin spesifik dokular veya vücut sıvılarındaki kararlı durum farmakokinetik profili, iki ayrı çalışmada incelenmiştir. Bir bronkoalveolar lavaj çalışmasında, alveolar hücrelerde tigesiklinin EAA'sı 134 mcg.s/mL bulunmuştur ve bu değer, bu hastalardaki serum EAA'in 78 katıdır.

    Aynı çalışmada epitel doku sıvısındaki EAA(2,28 mcg.s/mL) ise serum EAA'den %32 daha fazla bulunmuştur. Bir deri blister çalışmasında, blister sıvısında EAA(1,61 mcg.s/mL) değerinin bu deneklerdeki serum EAAdeğerlerinin yaklaşık %26 altında olduğu saptanmıştır.

    Bir tek-doz çalışmasında doku ekstraksiyonu için elektif cerrahi ya da medikal prosedürler uygulanacak hastalara bu işlem öncesinde 100 mg İ.V. tigesiklin verilmiştir. Uygulamadan 4 saat sonra şu dokulardaki konsantrasyon ölçümü yapılmıştır; safra kesesi, akciğer, kolon, sinoviyal

    sıvı ve kemik. Tigesiklin, seruma oranla safra kesesi (38 kat, 6 hasta), akciğer (3,7 kat 5 hasta) ve kolon (2,3 kat 6 hasta)‘da daha yüksek konsantrasyonlara ulaşmıştır. Bu dokularda, tigesiklinin çoklu dozlarından sonraki konsantrasyonları ile ilgili çalışma yapılmamıştır.

    Biyotransformasyon:

    Ortalama olarak, tigesiklinin %20'sinden azının atılımdan önce metabolize olduğu tahmin edilmektedir. Sağlıklı erkek gönüllülerde, C-tigesiklin uygulamasının ardından idrar ve feçeste saptanan başlıca C işaretli materyal, tigesiklin olmuştur fakat her biri verilen dozun en fazla

    %10'u kadar miktarlarda olmak üzere, bir glukronid metaboliti (N-asetil metaboliti) ve tigesiklin epimeri de bulunmuştur.

    İnsan karaciğer mikrozomları ile yapılan in vitro çalışmalarda, CYP izoformlarından 1A2, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6 ve 3A4 aracılığıyla gerçekleşen metabolizmaların tigesiklin ile kompetitif inhibisyon ile inhibe edilmediği gösterilmiştir. Ayrıca tigesiklin CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6 ve CYP3A inhibisyonunda NADPH'e bağımlılık göstermemiş olup bu durum CYP enzimlerinin mekanizma bazlı inhibisyonunun olmadığı hakkında fikir vermiştir.

    Eliminasyon:

    Tigesiklinin toplam klirensi İ.V. infüzyon sonrası 24L/s'dir. Renal klirens toplam klirensin

    %13'üdür. Tigesiklin bireyler arası çeşitliliğin yüksek olmasına rağmen 42 saatlik çoklu dozdan sonra serumdan ortalama terminal yarılanma ömrü ile polieksponansiyel eliminasyon gösterir.

    P-gp'yı aşırı üreten hücre hattının kullanıldığı bir in vitro çalışmaya göre tigesiklin bir P-gp substratıdır. P-gp aracılı taşınımın tigesiklinin in vivo dispozisyonuna potansiyel katkısı bilinmemektedir. P-gp inhibitörleri (ör. ketakonazol veya siklosporin) veya P-gp indükleyicileri (ör. rifampisin) ile birlikte kullanılması tigesiklinin farmakokinetiğini etkileyebilir.

    Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:

    Tigesiklin doğrusal farmakokinetik özellik gösterir.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    Karaciğer yetmezliği:

    Hafif karaciğer yetmezliği olan hastalarda tigesiklinin tek-doz farmakokinetiğinin değişmediği gözlemlenmiştir. Buna karşılık orta düzeyde karaciğer yetmezliği olanlarda (Child Pugh B), tigesiklinin yarılanma ömrü %23 uzamış ve sistemik klirensi de %25 azalmıştır.

    Ayrıca, ileri derecede karaciğer yetmezliği olanlarda (Child Pugh C), tigesiklinin yarılanma ömrü

    %43 uzamış, klirensi ise %55 azalmıştır (Bkz. Bölüm 4.2).

    Böbrek yetmezliği:

    Böbrek yetmezliği olan hastalarda tigesiklinin tek doz farmakokinetiğinin değişmediği gözlemlenmiştir (kreatin klirensi <30 mL/dk, n=6). İleri derecede böbrek yetmezliğinde EAA normal böbrek fonksiyonları olanlara oranla %30 artmıştır.

    Geriyatrik popülasyon:

    Sağlıklı yaşlı vakalar ile genç vakalar arasında farmakokinetik özellikler açısından önemli bir değişiklik gözlemlenmemiştir.

    Pediyatrik popülasyon:

    8-18 yaş aralığındaki hastalarda tigesiklinin farmakokinetik özellikleri belirlenmemiştir. Tigesiklin farmakokinetiği 2 çalışmada araştırılmıştır. Birinci çalışma 30 dakika boyunca İ.V. olarak tek doz tigesiklin alan (0,5, 1 veya 2 mg/kg doz sınırlaması olmadan) 8-16 yaş arası (n=24) kapsamaktadır. İkinci çalışma ise 30 dakika boyunca her 12 saatte bir İ.V. olarak çoklu doz tigesiklin alan (0,75, 1 veya 1,25 mg/kg, maksimum 50 mg doza kadar) 8-11 yaş arası (n=47) kapsamaktadır. Gözlemlenen farmakokinetik parametreler aşağıda verilmiştir.

    Çocuklarda 1 mg/kg'a normalize edilen doz ortalama ± SD tigesiklin Cve EAA

    Yaş (yıl)

    N

    C(ng/mL)

    EAA (ng.s/mL )*

    Tek doz

    8-11

    8

    3.881±6.637

    4.034±2.874

    12-16

    16

    8.508±11.433

    7.026±4.088

    Çoklu doz

    8-11

    42

    1.911±3.032

    2.404±1.000

    * tek doz EAA, çoklu doz EAA

    Önerilen 100 mg yükleme dozu ve her 12 saatte bir 50 mg sonrası hedef EAAyaklaşık 2.500 ng.s/mL'dir.

    Her iki çalışmanın popülasyon PK analizinde, 8 yaş ve üstü yaştaki çocuklarda vücut ağırlığı tigesiklin klirensinin bir kovaryantı olarak tanımlanmıştır.

    8 ila 12< yaş arası çocuklarda her 12 saatte bir 1,2 mg/kg tigesiklin (maksimum doz; her 12 saatte 50 mg) ve 12 ila 18 yaş arası adölesanlarda her 12 saatte 50 mg tigeksiklin uygulanması, onaylanmış doz rejimi ile tedavi edilen erişkinlerdeki gözlemlenenlerle, karşılaştırılabilir maruziyete neden olacaktır.

    Bu çalışmalarda, birçok çocukta erişkin hastalardan daha yüksek Cdeğerleri gözlemlendi. Sonuç olarak, çocuklar ve adölesanlarda tigesiklinin infüzyon hızına dikkat edilmelidir.

    Cinsiyet:

    Erkek ve kadınlar arasında tigesiklinin klirensi açısından klinik olarak anlamlı bir farklılık görülmemiştir. EAA değerinin kadınlarda erkeklere oranla %20 daha fazla olduğu tahmin edilmektedir.

    Irk:

    Tigesiklinin klirensinde ırka bağlı bir değişiklik gözlemlenmemiştir.

    Kilo:

    Vücut ağırlığı ≥125 kg olan kişilerin de dahil olduğu farklı kilolu hastalarda klirens, ağırlık- normalize klirens ve EAA değerleri kayda değer farklı değildir. Vücut ağırlığı ≥125 kg olan kişilerde EAA %24 daha azdır. Vücut ağırlığı ≥140 kg ve üzeri olan hastalar için veri bulunmamaktadır.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Sıçanlarda ve köpeklerde yapılan çoklu doz toksisite çalışmalarında sıçan ve köpeklerdeki EAA değerleri baz alınarak insandaki günlük dozların sırasıyla 8 ve 10 katı dozlardaki tigesiklin uygulamaları sonucu kemik iliğinde hiposellülerite ile ilişkili olarak lenf bezleri, dalak ve timusda lenfoid deplesyon/atrofi, eritrosit, retikülosit, lökosit ve trombosit sayısında azalma ile birlikte renal ve gastrointestinal yan etkiler gözlemlenmiştir. Bu değişimlerin 2 haftalık doz uygulaması sonrasında geri dönüşümlü olduğu gösterilmiştir.

    Kemikte renk değişikliği sıçanlarda gözlenmiş olup 2 hafta doz uygulaması sonrasında geri dönüşümlü değildir.

    Sıçanlarda EAA değeri baz alınarak insandaki günlük dozun 4,7 katı dozlardaki tigesiklin uygulamaları çiftleşmeyi veya fertiliteyi etkilememiştir.

    Tigesiklin tavşan ve sıçanlarda teratojenik değildir. Preklinik güvenlilik çalışmalarında C- işaretli tigesiklinin plasentadan geçtiği ve fetal dokularda (fetal kemik yapısı da dahil) tespit edildiği kanıtlanmıştır. Tigesiklinin sıçan ve tavşanlardaki EAA baz alınarak insan günlük dozunun sırasıyla 5 katı ve 1 katı (12 ve 4 mg/kg/günde 28 mcg·saat/mL ve 6 mcg·saat/mL) uygulaması ile sıçan ve tavşanlarda fetal vücut ağırlığında hafif azalma ve minör iskelet anormallikleri (ossifikasyonda gecikme ile birlikte) insidansında artış gözlenmiştir. İnsan dozuna eşit dozda uygulandığında maternatoksik dozda tavşanlarda fetal kayıp insidansında artış görülmüştür.

    Karsinojenisite

    Tigesiklinin karsinojenik potansiyelini saptamaya yönelik, yaşam boyu uzun süreli hayvan çalışmaları gerçekleştirilmemiştir.

    Mutajenisite

    Çin hamster yumurtalık hücresi (CHO) in vitro kromozom sapma değerlendirmesi, CHO hücrelerinde in vitro ileri mutasyon değerlendirmesi (HGRPT locus), fare lenfoma hücrelerinde in vitro ileri mutasyon değerlendirmesi ve in vivo mikronukleus değerlendirmelerinin de dahil olduğu bir seri testte mutajenik ve klastojenik potansiyel gözlenmemiştir.

    Hayvan çalışmalarında tigesiklinin bolus İ.V. uygulaması ile birlikte bir histamin yanıtı ortaya çıktığı görülmüştür. Bu etkiler, sırasıyla sıçan ve köpeklerde, insandaki günlük dozların 14 ve 3 katı dozlarda kullanımı ile ortaya çıkmıştır.

    Tigesiklin uygulamasının ardından sıçanlarda herhangi bir fotosensitivite bulgusuna rastlanmamıştır.

    Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör. Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, Chlamydia ve Frengi Belsoğukluğu, bakterilerin sebep olduğu bir enfeksiyondur. Cinsel ilişki yoluyla bulaşır ve dölyatağı boynunda, idrar yollarında, anüste, makatta ve boğazda enfeksyona sebep olabilir.