ULPISAD 30 mg film kaplı tablet (1 tablet) Klinik Özellikler

Ulipristal Asetat }

Ürogenital Sistem ve Cinsiyet Hormonları > Sistemik Hormonal Gebeliği Önleyici İlaçlar
Saba İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş. | 29 November  2022

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Korunmasız cinsel ilişki ya da kontraseptif yöntem hatası sonrasında 120 saat (5 gün) içerisinde acil kontrasepsiyonda endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    Yetişkinler:

    Tedavi şekli, korunmasız cinsel ilişki ya da kontraseptif yöntem hatası sonrasında mümkün olan en kısa sürede, ancak 120 saati (5 gün) geçirmemek kaydıyla, oral yolla alınan bir adet tablettir.

    Kullanıcı, ULPİSAD alımından sonra 3 saat içerisinde kusarsa başka bir tablet almalıdır.

    Kadının adet dönemi gecikmişse veya gebelik belirtileri mevcutsa, ULPİSAD kullanılmadan önce gebelik olasılığı ekarte edilmelidir.

    ULPİSAD, adet döngüsü sırasında herhangi bir zamanda alınabilir.

    Uygulama şekli:

    ULPİSAD, bir bardak su ile aç ya da tok karnına alınabilir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek Yetmezliği:

    Doz ayarlamasına gerek yoktur.

    Karaciğer Yetmezliği:

    Spesifik çalışma bulunmamasından dolayı, karaciğer yetmezliği olan hastalarda ULPİSAD için spesifik doz ayarlamaları yapılamaz.

    Şiddetli Karaciğer Yetmezliği:

    Spesifik çalışma bulunmamasından dolayı, şiddetli karaciğer yetmezliğinde kullanımı tavsiye edilmemektedir.

    Pediyatrik popülasyon:

    Ergenlik öncesi çocuklarda acil kontraseptif yöntemler gerekmeyeceğinden ULPİSAD endikasyonu bulunmamaktadır.

    Ergenler: ULPİSAD, ergenler dahil olmak üzere çocuk doğurma çağındaki her kadın için uygundur. 18 yaş ve üzerindeki yetişkin kadınlara kıyasla güvenlilik ve etkililik açısından herhangi bir fark saptanmamıştır (bkz. Bölüm 5.1).

    Geriyatrik popülasyon:

    Doz ayarlamasına dair özel bir bilgi bulunmamaktadır.

    4.3. Kontrendikasyonlar

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    ULPİSAD'ın etkisi ovülasyon inhibisyonu veya geciktirmesidir (bkz. Bölüm 5.1). Ovülasyon gerçekleşmişse, ULPİSAD etki göstermez. Ovülasyon zamanı tahmin edilemez ve bu nedenle ULPİSAD korunmasız cinsel ilişkiyi takiben en kısa sürede alınmalıdır.

    Levonorgestrel içeren bir acil kontraseptifle eşzamanlı kullanılması önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.5).

    ULPİSAD ile acil kontrasepsiyon, nadiren uygulanması gereken bir yöntemdir. Hiçbir şekilde normal bir kontraseptif yöntemin yerini alamaz. Böyle bir durumda kadınlara düzenli bir doğum kontrol yöntemi önerilmelidir.

    Korunmasız cinsel ilişkiden 120 saat (5 gün) sonra alınan ULPİSAD etkililiği hakkında veri bulunmamaktadır.

    Kapsayıcı olmayan kısıtlı verilere göre, vücut ağırlığı veya vücut kitle indeksi (VKİ) arttıkça ULPİSAD etkililiği azalabilir (bkz. Bölüm 5.1). Tüm kadınlarda, kadının VKİ ve vücut

    ağırlığına bakılmaksızın korunmasız cinsel ilişkiyi takiben mümkün olan en kısa sürede acil kontrasepsiyon uygulanmalıdır.

    ULPİSAD, her durumda gebeliği önlemez.

    Şüphe duyuluyorsa, bir sonraki menstrüal periyot 7 günden fazla bir süre gecikmişse, tahmini adet tarihinde herhangi bir anormallik gözlenirse veya gebelik semptomları görülürse, bir gebelik testi yapılmalıdır. ULPİSAD ile tedaviden sonra gebe kalınırsa, tüm gebelik durumları için de geçerli olduğu gibi, bir dış gebelik olasılığı değerlendirilmelidir. Dış gebelik, rahim kanamasına rağmen devam edebilir. ULPİSAD alırken gebe kalan kadınlar doktorlarına başvurmalıdır (bkz. Bölüm 4.6).

    ULPİSAD alımından sonra, bazen, menstrüal periyotlara beklenenden birkaç gün erken veya geç girilebilir. Kadınların yaklaşık %7'sinde, menstrüal periyotlara beklenen zamandan 7 gün ve hatta daha erken girilmiştir. Kadınların yaklaşık %18,5'inde 7 günden daha fazla süren bir gecikme ortaya çıkmıştır; %4'ünde ise bu gecikme 20 günden daha uzun sürmüştür.

    ULPİSAD gebelik döneminde kullanıma uygun değildir ve gebe olduğu bilinen veya böyle bir durumdan şüphelenilen kadınlar tarafından kullanılmamalıdır. Bununla beraber, ULPİSAD mevcut gebeliği sonlandırmaz (bkz. Bölüm 4.6).

    ULPİSAD sonrası doğum kontrolü

    ULPİSAD acil kontraseptif olup korunmasız cinsel ilişki sonrası gebelik riskini azaltır ancak sonraki cinsel ilişkiler için doğum kontrolü koruması sağlamaz. Bu nedenle, acil kontrasepsiyon uygulamasından sonra, bir sonraki menstrüal periyot başlayana kadar gerçekleştirilen cinsel ilişkilerde emniyetli bir bariyer yöntemiyle korunma sağlanmalıdır.

    Düzenli kullanılan normal bir hormonal kontrasepsiyonla eşzamanlı kullanımı kontrendikasyon teşkil etmese de, ULPİSAD ilgili ajanın kontraseptif etkisini azaltabilir (bkz. Bölüm 4.5). Dolayısıyla, bir doğum kontrol yöntemine başlanmak veya devam etmek isteniyorsa, bu ULPİSAD kullanımından sonra yapılabilir, ancak bir sonraki menstrüal periyot başlayana kadar güvenilir bir bariyer yöntemiyle korunma sağlanması önerilmelidir.

    Özel Popülasyonlar

    Etkileşim olasılığından dolayı, ULPİSAD'ın CYP3A4 indükleyicileriyle eşzamanlı kullanılması tavsiye edilmemektedir (örneğin barbitüratlar (primidon, fenobarbital), fenitoin, fosfenitoin, karbamazepin, okskarbazepin, Hypericum perforatum (St. John's wort-sarı kantaron) içeren bitkisel ürünler, rifampisin, rifabutin, griseofulvin, efavirenz, nevirapin, uzun süreli ritonavir kullanımı).

    Oral glukokortikosteroid ile tedavi edilen şiddetli astım rahatsızlığı bulunan kadınlarda kullanılması tavsiye edilmemektedir.

    ULPİSAD, laktoz monohidrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

    4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

    Başka tıbbi ürünlerin ulipristal asetatı etkileme potansiyeli:

    Ulipristal asetat, in vitro ortamda CYP3A4 aracılığıyla metabolize olur.

      CYP3A4 inhibitörleri:

      İn vivo deneylerden alınan sonuçlar, ulipristal asetatın kuvvetli ve orta kuvvetli birer CYP3A4 inhibitörüyle birlikte uygulanması sonucunda ulipristal asetat Cve EAA değerlerinin sırasıyla maksimum 2 ve 5,9 kat arttığını göstermektedir. CYP3A4 inhibitörlerinin klinik sonuçlara yol açabilecek bir etki sergilemelerinin muhtemel olmadığı görülmektedir.

      Daha uzun bir süre boyunca uygulandığında CYP3A4 inhibitörü ritonavir de CYP3A4 üzerinde indükleyici bir etki sergileyebilir. Bu gibi durumlarda, ritonavir, ulipristal asetatın plazma konsantrasyonlarını düşürebilir. Dolayısıyla eşzamanlı kullanılmaları önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.4). Enzim indüksiyonunun etkisi yavaş yavaş kaybolur ve bir kadın enzim indükleyicisi geçen 4 hafta içerisinde bırakmış olsa dahi ulipristal asetatın plazma konsantrasyonları üzerinde etki görülebilir.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi X'tir.

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) ULPİSAD'ın çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanılması ile ilgili herhangi bir sakınca yoktur.

      Düzenli kullanılan normal bir hormonal kontrasepsiyonla eşzamanlı kullanımı kontrendikasyon teşkil etmese de, ULPİSAD ilgili ajanın kontraseptif etkisini azaltabilir (bkz. Bölüm 4.5). Dolayısıyla, bir doğum kontrol yöntemine başlanmak veya devam etmek isteniyorsa, bu ULPİSAD kullanımından sonra yapılabilir, ancak bir sonraki menstrüal periyot başlayana kadar güvenilir bir bariyer yöntemiyle korunma sağlanması önerilmelidir.

      Gebelik dönemi

      ULPİSAD gebelik sırasında kullanım için tasarlanmamıştır, gebelik şüphesi veya mevcut bir gebelik durumu olan kadınlarda kullanılmamalıdır.

      ULPİSAD, mevcut gebeliği sonlandırmaz.

      ULPİSAD alımından sonra bazen gebelik görülebilir. Hiçbir teratojenik potansiyel gözlemlenmemiş olmasına rağmen, hayvanlardan elde edilen veriler, üreme toksisitesi açısından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). Gebelik döneminde ULPİSAD maruziyeti ile ilgili kısıtlı insan verileri herhangi bir güvenlik sorunu ortaya çıkarmamıştır.

      Laktasyon dönemi

      Ulipristal asetat anne sütünden atılmaktadır (bkz. Bölüm 5.2) Yenidoğanlar ve infantlardaki etkisi çalışılmamıştır. Emzirilen çocuklardaki risk göz ardı edilemez. ULPİSAD alımından sonraki en az 1 hafta boyunca emzirme işleminin gerçekleştirilmemesi önerilmektedir. Bu süre boyunca laktasyonun stimüle edilmesi açısından sütün sağılıp atılması tavsiye edilir.

      Üreme yeteneği / Fertilite

      Acil kontrasepsiyon için ulipristal asetat tedavisini takiben doğurganlığın hızlı bir şekilde geri dönmesi muhtemeldir. Kadınlara bir sonraki adet dönemine kadar sonraki tüm cinsel ilişki eylemleri için güvenilir bir bariyer yöntemi kullanmaları tavsiye edilmelidir.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      ULPİSAD, araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde az veya orta düzeyde etki gösterebilir. ULPİSAD alımından sonra hafif ila orta şiddette baş dönmesi yaygın görülür; somnolans ve bulanık görme olgularıyla yaygın olmayan bir sıklıkta karşılaşılır; dikkat bozukluğu nadiren rapor edilmiştir. Hasta bu tür belirtiler yaşadığı takdirde araç ve makine kullanmaması konusunda bilgilendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.8).

      4.8. İstenmeyen etkiler

      En yaygın rapor edilen advers reaksiyonlar baş ağrısı, bulantı, karın ağrısı ve dismenore olmuştur. Ulipristal asetatın güvenliliği klinik gelişim programında 4718 kadında incelenmiştir.

      Sıklıklar şu şekilde tanımlanır: çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

      Yaygın olmayan: İnfluenza

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Seyrek: Döküntü, ürtiker, anjiyoödem dahil aşırı duyarlılık reaksiyonları**

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Yaygın olmayan: İştah bozuklukları

      Psikiyatrik Hastalıklar

      Yaygın: Duygu durumu bozuklukları

      Yaygın olmayan: Duygusal bozukluklar, anksiyete, insomnia, hiperaktivite bozukluğu, libido değişimleri

      Seyrek: Oryantasyon bozukluğu

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi Yaygın olmayan: Somnolans, migren

      Seyrek: Tremor, dikkat bozukluğu, tat almada bozukluk, senkop

      Göz hastalıkları

      Yaygın olmayan: Görme bozuklukları

      Seyrek: Gözlerde anormal hisler, oküler hiperemi, fotofobi

      Kulak ve iç kulak hastalıkları

      Seyrek: Vertigo

      Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

      Seyrek: Boğaz kuruluğu

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: Mide bulantısı*, karın ağrısı*, karında rahatsızlık hissi, kusma* Yaygın olmayan: İshal, ağız kuruluğu, dispepsi, flatulans

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan: Akne, cilt lezyonu, kaşıntı

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Yaygın: Miyalji, sırt ağrısı

      Üreme sistemi ve meme hastalıkları

      Yaygın: Dismenore, pelvik ağrı, meme hassasiyeti

      Yaygın olmayan: Menoraji, vajinal akıntı, menstrüal bozukluk, metroraji, vajinit, ateş basması, premenstrüal sendrom

      Seyrek: Genital kaşıntı, over kist rüptürü, vulvovajinal ağrı, az miktarda ve kısa süreli adet kanaması*, disparoni

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

      Yaygın: Yorgunluk

      Seyrek: Susuzluk hissi

      * Teşhis edilmemiş gebelikle (veya ilgili komplikasyonlar) alakalı bir belirti olabilir.

      ** Spontan raporlamadan kaynaklanan advers reaksiyon

      Ergenler: Çalışmalarda ve ruhsat sonrası çalışmalarda 18 yaş altındaki kadınlarda gözlenen güvenlilik profili faz III programındaki yetişkinlerin güvenlik profiline benzerdir (bkz. Bölüm 4.2).

      Pazarlama sonrası deneyim: Pazarlama sonrası deneyim sırasında spontan olarak bildirilen advers reaksiyonların sıklığı ve tabiatı faz III programı sırasında anlatılan güvenlilik profiline benzerdir.

      Seçilen advers reaksiyonların açıklaması

      Faz III çalışmasında yer alan kadınların çoğunluğu (%74,6), bir sonraki menstrüal periyotlarına beklenen zamanda veya ± 7 gün içerisinde girerken; kadınların %6,8'i menstrüal periyotlarına beklenen zamanın 7 gün öncesinden daha erken girmiştir; kadınların %18,5'i ise, beklenen adet kanaması başlangıcının 7 gün sonrasından daha geç bir zamanda menstrüal periyotlarına girmiştir. Bu gecikme, kadınların %4'ünde 20 günden daha uzun bir süreye tekabül etmiştir.

      Kadınların küçük bir kısmı (%8,7), yaklaşık 2,4 gün süren bir intermenstrüal kanama rapor etmiştir. Vakaların çoğunda (%88,2), bu kanama, lekelenme olarak görülmüştür. Faz III çalışmasında ulipristal asetat verilen kadınların sadece %0,4'ü ağır intermenstrüal kanama rapor edilmiştir.

      Faz III çalışmalarında, 82 kadın çalışmaya bir kereden daha fazla katıldı ve dolayısıyla bir adet ulipristal asetat dozundan daha fazlasını aldı (73 kadın iki kere, 9 kadın ise üç kere katıldı). Advers olayların insidansı ve şiddeti, regl süresi veya hacminde değişim veya intermenstrüal kanama insidansı açısından bu deneklerde hiçbir güvenlilik farklılığı görülmemiştir.

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonların raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta:tufam@titck.gov.tr; tel:0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Ulipristal asetat'ın doz aşımına ilişkin deneyim sınırlıdır. 200 mg'a kadar olan tek dozlar, sınırlı sayıda deneğe uygulanmış ve herhangi bir güvenlilik endişesine yol açmamıştır. Bu tür yüksek dozlar iyi tolere edilmiştir, ancak bu kadınlarda adet döngüsü kısalmıştır (uterin

      beraber miktarı fazla değildir (leke tarzında). Antidotu bulunmamaktadır, semptomatik tedavi yapılmalıdır.

      Yüksek Tansiyon Yüksek Tansiyon Hipertansiyon sürekli anormal derecede yüksek olan kan basıncıdır. Tansiyon atardamarlarınızdaki kanın basıncıdır. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.