Bayer İlaçları ULTRAVIST 370 100 ml şişe KUBFarmakolojik Özellikler

ULTRAVIST 370 100 ml şişe Farmakolojik Özellikler

Iopromide }

Çeşitli İlaçlar > X-RAY Kontrast Medya, İyotlu > Iopramid
Bayer Türk Kimya San. Tic. Ltd. Şti. | 17 May  2013

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: İyotlu X ışınına kontrast maddeler

ATC kodu: V08AB05

Etki mekanizması

ULTRAVIST’deki kontrast oluşturucu madde triiyotlu isoftalik asidin bir türevidir ve içinde sıkı bir şekilde bağlanan iyot, röntgen ışınlarını absorbe eder.

ULTRAVIST’in kontrast oluşturucu maddesi iopromid, triiyotlu, noniyonik, suda çözünebilen, 791,12 mol ağırlığına sahip bir röntgen kontrast maddesidir. ULTRAVIST 370’in enjektabl çözeltisinin fiziko-kimyasal özellikleri aşağıda gösterilmiştir.

İyot konsantrasyonu (mg/mL)

370

37°C’de osmolalite (osm/kg H2O)

0,77

Vizkozite (mPa.s)

20°C’de

37°C’de

22,0 10,0

Yoğunluk(g/mL)

20°C’de

37°C’de

1,409

1,399

pH değeri

6,5-8,0

  • 5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel Özellikler

    Dağılım:

    İntravenöz uygulamayı takiben, ULTRAVIST hızla ekstrasellüer alanda, 3 dakikalık bir yarılanma ömrü ile dağılır.

    Plazmada mL başına 1,2 mg I konsantrasyonunda plazma proteinlerine bağlanma oranı % 0.9 ±0,2’dır. Kan-beyin engelini aşamaz, ancak plasentadan (tavşan) az miktarda geçebilmektedir. ULTRAVIST 300’ün (1-5 dak. süre içinde) intravenöz bolus enjeksiyonundan 5 dakika sonra, dozun yaklaşık % 28 ± 6’sı, uygulanan hacme bağlı olmaksızın, total plazma volümünde bulunur.

    Biyotransformasyon:

    Geçerli klinik dozların uygulanması sonucu insanda iopromidin metabolitlerine rastlanmaz.

    Eliminasyon:

    Böbrek fonksiyonu normal olan hastalarda eliminasyon yarılanma ömrü, uygulanan doza bağlı olmaksızın yaklaşık 2 saatte gerçekleşmektedir. Diagnostik amaçlar için tavsiye edilen dozlarda, ULTRAVIST tümüyle glomerülerden filtre edilir. Renal itrah, enjeksiyondan 30 dakika sonra verilen dozun yaklaşık % 18’i, 3 saat sonra yaklaşık % 60’ı ve 24 saat sonra yaklaşık % 92’ sıdır. Toplam klerens düşük dozda (150 mg I/mL) 110 mL/dak., yüksek dozda (370 mg I/mL) 103 mL/dak.’ dır.

    Hastalardaki karakteristik özellikler

    İleri derecede böbrek yetersizliği olan hastalarda, non-iyonik kontrast maddeler diyaliz ile atılır. Dozun sadece %1,5’i 3 gün sonra feçesle atıldığından, karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda, atılım etkilenmez.

    • 5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

      Preklinik veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite ve reprodüksiyon toksisitesi çalışmalarından hareketle insanlarda bir riske işaret etmemektedir.

      Sistemik toksisite

      Tekrarlanan günlük intravenöz uygulamaları takiben yapılan deneysel sistemik tolerans çalışmalarında ULTRAVIST’in insanda diagnostik uygulamasına karşı bir bulgu oluşmamıştır.

      Genotoksisite, karsinojenesite

      Genotoksik aktivite (gen-, kromozomal-, ve genom mutasyon testleri) ile ilgili çalışmalarda ise ne in vitro ne de in vivo olarak ULTRAVIST’in mutajenik etkisine rastlanmamıştır.

      Genotoksik etkilerin olmadığı ve metabolik stabilite, farmakokinetik özellikleri ve hızlı büyüyen dokular üzerine toksik etkilerin olmaması göz önüne alındığında, ve genellikle ULTRAVIST diagnostik amaçla tek doz uygulandığından dolayı, insan için hiçbir karsinojenik etki riski bulunmamaktadır.

      Lokal tolerans ve temas duyarlılık potansiyeli

      Tekrarlanan intravenöz, tek doz intraarteriyel, intramüsküler, paravenöz, intraperitonal ve konjonktival uygulamaları takiben yapılan lokal tolerans çalışmaları, damarlarda, paravenöz dokularda, subaraknoidal boşlukta veya mukozada; ya hiç ya da çok hafif lokal yan etkiler beklenebileceğine dair bulgular vermiştir.

      Temas duyarlayıcı etkisine  dair      çalışmalarda,         herhangi       bir

      hassaslaştırıcı          potansiyel görülmemiştir.

      HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. İnme İnme İnme, beynin hasar görmesinin sonucudur. Bu hasar, beynin bir kısmındaki ya bir kanama ya da akut kan eksikliği nedeniyle o kısmın geçici ya da kalıcı olarak işlevini yapamamasına yol açar.