1 ml Ultravist 370, sulu eriyik içinde 0.769 g İopromid içerir.
Yardımcı maddeler (1 ml'de)
0.10 mg Sodyum kalsiyum edetat
2.42 mg Trometamol
5.60 mg hidroklorik asit (% 10)
628.72 mg Enjeksiyona uygun su
Bilgisayarlı tomografide (BT) kontrastı artırmak amacı ile; dijital subtraksiyon anjiografisi (DSA); intravenöz urografi, arteriografi ve özellikle anjiokardiografi. Myelografi, ventrikülografi ve sisternografi dışında vücut boşluklarının (örneğin artrografi, fistülografi) radyolojik tetkiki.
Manifest hipertireoz,
Gebelikte veya pelvis alanındaki akut iltihabi süreçlerde histerosalpingografi
yapılmamalıdır.
ERCP (endoskopik retrogradkolanjiyopankreotografi) akut pankreatitde kontrendikedir.
1. Bütün endikasyonlar için
Takip eden uyarı ve önlemler her türlü uygulama için geçerli olmasına rağmen, bahsedilen
riskler intravenöz uygulamalarda daha yüksektir.
• Aşırı duyarlılık
Ultravist gibi non – iyonik röntgen kontrast maddelerin kullanımından sonra bazen allerjiye
benzer hipersensitivite reaksiyonları gözlemlenmiştir (Bkz. Yan etkiler/advers etkiler). Bu
reaksiyonlar genellikle hafif solunum zorluğu, cilt kızarması (eritem), ürtiker, kaşıntı veya
fasiyal ödem gibi belirgin ve ciddi olmayan respiratuar ya da cilt semptomlarıdır. Anjiyo –
ödem, subglottik ödem, bronkospazm ve allerjik şok gibi ciddi olaylar seyrektir. Genellikle
bu reaksiyonlar kontrast maddenin verilmesinden sonraki bir saat içersinde meydana
gelirler. Ancak seyrek olguda gecikmiş reaksiyonlar da görülebilir (saatler – günler sonra).
Aşırı duyarlı hastalar ve iyotlu kontrast maddelere karşı önceden reaksiyon gösterenlerin
ciddi bir reaksiyon ile karşılaşma olasılıkları daha fazladır. Fakat bu tür reaksiyonlar
düzensiz ve öngörülemez tabiatlıdırlar.
Kontrast madde enjeksiyonundan önce, hastaya allerji (deniz ürünleri allerjisi, saman
nezlesi, ürtiker gibi), radyografik maddelere ve iyoda duyarlılık ile bronşiyal astım öyküsü
sorulmalıdır, çünkü bu durumların bulunduğu hastalarda bildirilen, kontrast maddelere karşı advers reaksiyon insidansı daha yüksektir ve antihistaminler ve/veya
glukokortikoidler ile ön tedavi düşünülebilir.
Bronşiyal astımlı hastalar bronkospazm ve hipersensitivite açısından özel risk
taşımaktadırlar.
Şayet hipersensitivite reaksiyonları görülürse (Bkz. Yan etkiler/advers etkiler) hemen
kontrast madde uygulaması kesilir ve – şayet gerekliyse – venöz yoldan spesifik tedaviye
başlanmalıdır. Bu nedenle intravenöz kontrast madde uygulamaları için damar içine
yerleştirilen fleksibl kanüllerin kullanılması önerilir. Acil durumlarda hemen karşı
müdahalede bulunabilmek için, uygun ilaçlar, endotrakeal tüp ve bir respiratör el altında
bulundurulmalıdır.
• Tiroid disfonksiyonu
İyotlu kontrast maddelerin az miktardaki serbest inorganik iyodürü, tiroid fonksiyonlarını
etkileyebilir. Bu nedenle latent hipertiroidisi veya guatrı olan hastalarda tetkik
gereksiniminin dikkatle gözden geçirilmesi gerekebilir.
• Kardiyovasküler hastalıklar
Özellikle kalp yetmezliği ve koroner arter hastalığı gibi ciddi kalp hastalığı olan hastalarda
şiddetli reaksiyon riski artar.
• Yaşlılar
Vasküler patoloji ve nörolojik bozukluklar nedeni ile , yaşlılarda iyotlu kontrast maddelere
karşı aşırı reaksiyon riski artmaktadır.
• Sağlık durumunun çok kötü olması
Genel durumu çok kötü olan hastalarda tetkik gereksiniminin dikkatle gözden geçirilmesi
gerekebilir.
2. İntravasküler Kullanım
• Böbrek yetmezliği
Geçici böbrek yetmezliği çok seyrek olguda görülebilir. Kontrast madde uygulamasını takip
eden akut böbrek yetmezliğine karşı koruyucu önlemler şunları içerir:
Renal hastalık anamnezi, önceden var olan böbrek yetmezliği , daha önce de kontrast
madde uygulamasından sonra böbrek yetmezliği, diyabetik nefropati, volüm kaybı, multipl
miyelom, yaşın 60‘dan büyük olması , ilerlemiş vasküler hastalık, paraproteinemi, şiddetli
ve kronik hipertansiyon, gut, tekrarlayan ve yüksek dozlar almak zorunda olan hastalar gibi
yüksek riskli hastaların tanınması. Kontrast madde verilmeden önce risk altındaki
hastalarda yeterli hidrasyon sağlanmalı, tercihen intravasküler infüzyon, tetkik öncesi ve
sonrasında ve kontrast madde böbreklerde temizlenene kadar devam etmelidir.
Kontrast madde itrah edilene kadar böbrekler üzerinde ilave yük yaratacak nefrotoksik
ilaçlar, oral kolesistografik ajanlar, arteryel klempler, renal arter anjiyoplastisi ve majör
cerrahi gibi girişimlerden kaçınmak gerekmektedir.
Yeni bir kontrastlı inceleme, renal fonksiyon inceleme öncesi değerlere dönene kadar
ertelenmelidir.
İyotlu kontrast madde diyaliz işlemi sırasında temizlendiğinden, diyalizdeki hastalar
radyolojik girişimler için kontrast madde alabilYan etki insidansları hakkında yaklaşık bir fikir verebilmek amacıyla; “sık”, “sık olmayan”
ve “seyrek” kelimelerine aşağıdaki açıklamalar uygulanmıştır:
Sık : insidans > 1 : 100
Sık olmayan : insidans < 1 : 100 fakat > 1 : 1000
Seyrek : insidans < 1 : 1000
1. İntravasküler kullanım
İyotlu kontrast madde kullanımı ile bağlantılı yan etkiler genellikle hafif – orta şiddetli ve
geçici karakterlidir. Buna rağmen, şiddetli ve yaşamı tehdit eden reaksiyonlar, hatta ölüm
bildirilmiştir.
Mide bulantısı, kusma, ağrı ve genel bir ısınma hissi en sık kaydedilen reaksiyonlardır.
• Anafilaktoid reaksiyonlar / hipersensitivite
Hafif anjiyoödem, konjunktivit, öksürme, kaşıntı, rinit, hapşırma ve ürtiker sık olarak
bildirilmiştir. Kullanılan miktardan ve kullanım yolundan bağımsız olarak ortaya çıkan bu
reaksiyonlar, şokun başlangıç aşamasının ilk belirtileri olabilir. Kontrast madde uygulaması
hemen kesilmeli ve şayet gerekliyse venöz yolla spesifik tedaviye başlanmalıdır (bkz.
Uyarılar/önlemler).
Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar, bilinç kaybına varması mümkün periferik
vazodilatasyon ve takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon, konfüzyon
ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir.
Bronkospazm, larinks spazmı veya ödemi ve hipotansiyon seyrek olguda görülebilir.
Gecikmiş kontrast madde reaksiyonları seyrektir (bkz. Uyarılar/önlemler).
• Tüm vücut
Isı hissinin ve başağrısının sık olduğu bildirilmiştir. Fenalık hissi, üşüme veya terleme ve
vazovagal reaksiyonlar sık değildir.
Seyrek olguda vücut ısısı değişimleri ve tükrük bezlerinin şişmesi mümkündür.
• Solunum
Solunum hızında geçici düzensizlik, dispne, solunum güçlüğü ve öksürük sıktır. Solunum
arresti ve pulmoner ödem seyrek reaksiyonlardır.
• Kardiyovasküler
Klinik açıdan anlamlı geçici kalp hızı, kan basıncı değişimleri, kardiak ritm ve fonksiyon
bozuklukları ve kardiak arrest seyrektir.
Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar seyrektir ve bilinç kaybına varması mümkün,
periferik vazodilatasyon ve takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon,
konfüzyon ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir.
Seyrek olarak miyokard enfarktüsüne neden olan ciddi tromboembolik olaylar bildirilmiştir.
• Gastrointestinal
Mide bulantısı ve kusma sık rastlanan reaksiyonlardır. Tad bozukluğu sık değildir.
Abdominal ağrı seyrek olarak bildirilmiştir.
• Serebrovasküler
Serebral anjiyografi gibi arteryel kanla kontrast maddenin beyine yüksek
konsantrasyonlarda ulaştığı işlemlere, başdönmesi ve başağrısı sık olmayarak; ajitasyon
veya konfüzyon, amnezi, konuşma, görme ve işitme bozukluğu, konvülsiyon, tremor,
parezi/parestezi, fotofobi, geçici körlük, komave somnolans gibi geçici nörolojik
komplikasyonlar seyrek olarak eşlik edebilir.
Seyrek olarak ciddi, bazen fatal, felce neden olan tromboembolik hadiseler bildirilmiştir.
• Renal
Seyrek olguda böbrek hasarı veya akut renal yetmezlik bildirilmiştir.
• Deri
Hafif anjiyoödem, vazodilatasyonun eşlik ettiği flaş reaksiyonları, ürtiker, kaşıntı ve eritem
sık olarak gözlemlenir. Seyrek olguda mukokutanöz sendromlar (ör: Stevens – Johnson
veya Lyell sendromu) gibi toksik deri reaksiyonları gelişebilir.
• Lokal iritasyon (enjeksiyon yerinde)
Lokal ağrı genellikle periferik anjiyografide ortaya çıkar. Ultravist de dahil kontrast
maddelerin damar dışına çıkması lokal ağrıya ve ödeme neden olur fakat genellikle sekel
bırakmadan düzelir. Buna rağmen enflamasyon ve hatta doku nekrozu çok seyrek
durumda görülmüştür.
Tromboflebit ve venöz tromboz seyrektir.
2. Diğer vücut boşluklarında kullanım
Vücut boşluklarına uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek reaksiyonlar seyrektir. Uygulama
alanından yavaş emilime ve öncelikle difüzyon kontrollü süreçlerle bütün vücuda
dağılımına bağlı olarak bu reaksiyonların çoğunluğu uygulamadan saatler sonra ortaya
çıkar.
ERCP’ yi takiben amilaz seviyelerinde bir miktar yükselme sıktı
Nöroleptiklerin ve antidepresanların birlikte kullanımı atak eşiğini düşüreceğinden, kontrast
madde kullanımına bağlı reaksiyonlarda artış olabilir.
Beta bloker kullanan hastalarda, özellikle bronşiyal astımlı kişilerde hipersensitivite
reaksiyonları şiddetlenebilir. Üstelik beta bloker tedavisindeki hastaların, hipersensitivite
reaksiyonlarının beta agonistler ile standart tedavisine refrakter olabilecekleri de göz
önüne alınmalıdır.
İnterlökin almış olanlarda kontrast maddeye bağlı gecikmiş reaksiyon (ör: ateş, döküntü,
grip benzeri semptomlar, eklem ağrısı ve kaşıntı gibi) prevelansı yüksektir.
• Diagnostik testlerle etkileşim
İyotlu kontrast maddelerin intravasküler uygulamasını takiben tiroid bozukluklarının
diagnozu için tiroid dokusu tarafından radyoizotopların tutulma kapasitesi 2 haftaya kadar azalabilir, bazı hastalarda ise bu durum daha da uzayabilir.
Geçimsizlik
Olası geçimsizlik riskinden kaçınmak için kontrast maddeler diğer ilaçlar ile
karıştırılmamalıdırlar.
1. Genel bilgiler
• Diet Önerileri
İncelemeden iki saat öncesine kadar normal diete devam edilebilir. Son iki saat içerisinde
ise hasta yemekten kaçınmalıdır.
• Hidrasyon
İntravasküler kontrast madde verilmeden önce ve sonra yeterli hidrasyon sağlanmalıdır.
Bu özellikle multipl miyelomlu, diabetes mellituslu, poliürili, oligurili, hiperürisemili hastalar
için olduğu gibi, yenidoğanlar, süt çocukları, küçük çocuklar ve yaşlı hastalar için de
geçerlidir.
• Yenidoğanlar (< 1 ay) ve süt çocukları(1 ay – 2 yaş )
Küçük çocuklar ( yaş < 1 sene ) ve özellikle yenidoğanlar elektrolit dengesizliğine ve
hemodinamik değişikliklere karşı çok hassastır. Verilen kontrast madde miktarı, radyolojik
işlemin teknik performansı ve hastanın durumu hususunda dikkatli olunmalıdır.
• Anksiete
Belirgin heyecan durumu, anksiete ve ağrı yan etki riskini arttırabilir veya kontrast
maddeye bağlı reaksiyonları şiddetlendirebilir. Bu tür hastalara bir sedatif verilebilir .
• Kullanımdan önce ısıtma
Kullanımdan önce vücut ısısına ısıtılan kontrast madde daha iyi tolere edilir ve azalan
viskozite nedeniyle daha kolay enjekte edilir. Bir ısıtıcı kullanılarak, inceleme gününde
gerekli olacağı hesaplanan miktar kadar şişe 37 dereceye kadar ısıtılmalıdır. Güneş
ışınından korunduğunda, daha uzun süreli ısıtmaların da kimyasal saflığı değiştirmediği
gösterilmiştir. Ancak bu süre üç ayı aşmamalıdır .
• Test
Herhangi bir öngörü değeri olmadığından az miktar test dozu kontrast madde kullanılarak
sensitivite testi yapılması önerilmez. Ayrıca, kendi başına test dozu da ciddi ve hatta fatal
hipersensitivite reaksiyonlarına neden olabilir.
2. İntravasküler kullanım için dozaj
Kontrast maddenin intravasküler uygulanması mümkünse hasta yatar durumdayken
yapılmalıdır. Uygulamadan sonra hasta en azından yarım saat gözlem altında tutulmalıdır,
çünkü reaksiyonların çoğu bu süre içinde ortaya çıkar.
Belirgin kardiyovasküler veya renal yetmezlik şikayetleri olan ve genel durumu kötü olan
hastalarda, kontrast madde dozu mümkün olduğu kadar düşük tutulmalıdır. Bu hastaların
renal fonksiyonlarının en az incelemeden sonraki 3 gün süresince izlenmesi tavsiye edilir.
Doz, hastanın yaşına, ağırlığına, kalp debisine ve genel durumuna bağlı olarak değişebilir.
Ayrıca klinik problem, inceleme tekniği ve incelenecek bölgeye de bağlıdır.
Aşağıda verilen dozlar sadece öneridir ve 70 kg ağırlığındaki ortalama bir yetişkinin
dozuna tekabül etmektedir. Dozlar tek bir enjeksiyon için veya vücut ağırlığının kilogramı
başına aşağıda gösterildiği gibi verilmiştir.
Vücut ağırlığının (VA) kilogramı başına 0.9 – 1.5 gram iyot arası dozlar genellikle iyi tolere
edilir ve olguların çoğunda yeterli diagnostik bilgi sağlar.
Ayrı uygulamalar arasında vücuda, yükselen osmolalitenin interstisyel sıvı tarafından
normale döndürülebilmesi için yeterli süre verilmelidir. Bazı özel durumlarda erişkinlerde
300 – 350 ml'lik dozu aşmak gerekiyorsa, ilave su ve mümkünse elektrolitler verilmelidir.
Tek enjeksiyon için önerilen dozlar
Konvansiyonel anjiyografi
Torasik aortografi = 50 – 80 ml Ultravist 370
Anjiyokardiyografi
Kalp ventrikülleri = 40 – 60 ml Ultravist 370
İntrakoroner = 5 – 8 ml Ultravist 370
İntravenöz DSA
30 – 60 ml Ultravist 370’ ün iv bolus şeklinde enjeksiyonu ( akım hızı: kubital vene 8 – 12
ml/san, 10 – 20 ml/san vena cava’ya) sadece büyük damarların kontrastlı gösterimi için
önerilir. Venlerde kalan kontrast madde miktarı; hemen izotonik sodyum klorürün bolus
olarak verilmesi ile azaltılabilir ve diagnostik amaçlı kullanılabilir.
Yetişkinlerde = 30 – 60 ml Ultravist 370
İntraarteryel DSA
Konvansiyonel anjiyografide kullanılan doz ve konsantrasyonlar intraarteryel DSA (dijital
substraksiyon anjiyografi) için azaltılabilirler.
Bilgisayarlı Tomografi (B T)
Şayet mümkünse; Ultravist i.v. bolus olarak, tercihen bir otomatik enjektör ile verilmelidir.
Sadece yavaş tarayıcılarda, relatif sabit – her ne kadar maksimum değilse de – kan
seviyesi sa
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |