Yan etki insidansları hakkında yaklaşık bir fikir verebilmek amacıyla; “sık”, “sık olmayan”
ve “seyrek” kelimelerine aşağıdaki açıklamalar uygulanmıştır:
Sık : insidans > 1 : 100
Sık olmayan : insidans < 1 : 100 fakat > 1 : 1000
Seyrek : insidans < 1 : 1000
1. İntravasküler kullanım
İyotlu kontrast madde kullanımı ile bağlantılı yan etkiler genellikle hafif – orta şiddetli ve
geçici karakterlidir. Buna rağmen, şiddetli ve yaşamı tehdit eden reaksiyonlar, hatta ölüm
bildirilmiştir.
Mide bulantısı, kusma, ağrı ve genel bir ısınma hissi en sık kaydedilen reaksiyonlardır.
• Anafilaktoid reaksiyonlar / hipersensitivite
Hafif anjiyoödem, konjunktivit, öksürme, kaşıntı, rinit, hapşırma ve ürtiker sık olarak
bildirilmiştir. Kullanılan miktardan ve kullanım yolundan bağımsız olarak ortaya çıkan bu
reaksiyonlar, şokun başlangıç aşamasının ilk belirtileri olabilir. Kontrast madde uygulaması
hemen kesilmeli ve şayet gerekliyse venöz yolla spesifik tedaviye başlanmalıdır (bkz.
Uyarılar/önlemler).
Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar, bilinç kaybına varması mümkün periferik
vazodilatasyon ve takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon, konfüzyon
ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir.
Bronkospazm, larinks spazmı veya ödemi ve hipotansiyon seyrek olguda görülebilir.
Gecikmiş kontrast madde reaksiyonları seyrektir (bkz. Uyarılar/önlemler).
• Tüm vücut
Isı hissinin ve başağrısının sık olduğu bildirilmiştir. Fenalık hissi, üşüme veya terleme ve
vazovagal reaksiyonlar sık değildir.
Seyrek olguda vücut ısısı değişimleri ve tükrük bezlerinin şişmesi mümkündür.
• Solunum
Solunum hızında geçici düzensizlik, dispne, solunum güçlüğü ve öksürük sıktır. Solunum
arresti ve pulmoner ödem seyrek reaksiyonlardır.
• Kardiyovasküler
Klinik açıdan anlamlı geçici kalp hızı, kan basıncı değişimleri, kardiak ritm ve fonksiyon
bozuklukları ve kardiak arrest seyrektir.
Acil tedavi gerektiren şiddetli reaksiyonlar seyrektir ve bilinç kaybına varması mümkün,
periferik vazodilatasyon ve takip eden hipotansiyon, refleks taşikardi, dispne, ajitasyon,
konfüzyon ve siyanozun eşlik ettiği dolaşım reaksiyonu olarak ortaya çıkabilir.
Seyrek olarak miyokard enfarktüsüne neden olan ciddi tromboembolik olaylar bildirilmiştir.
• Gastrointestinal
Mide bulantısı ve kusma sık rastlanan reaksiyonlardır. Tad bozukluğu sık değildir.
Abdominal ağrı seyrek olarak bildirilmiştir.
• Serebrovasküler
Serebral anjiyografi gibi arteryel kanla kontrast maddenin beyine yüksek
konsantrasyonlarda ulaştığı işlemlere, başdönmesi ve başağrısı sık olmayarak; ajitasyon
veya konfüzyon, amnezi, konuşma, görme ve işitme bozukluğu, konvülsiyon, tremor,
parezi/parestezi, fotofobi, geçici körlük, komave somnolans gibi geçici nörolojik
komplikasyonlar seyrek olarak eşlik edebilir.
Seyrek olarak ciddi, bazen fatal, felce neden olan tromboembolik hadiseler bildirilmiştir.
• Renal
Seyrek olguda böbrek hasarı veya akut renal yetmezlik bildirilmiştir.
• Deri
Hafif anjiyoödem, vazodilatasyonun eşlik ettiği flaş reaksiyonları, ürtiker, kaşıntı ve eritem
sık olarak gözlemlenir. Seyrek olguda mukokutanöz sendromlar (ör: Stevens – Johnson
veya Lyell sendromu) gibi toksik deri reaksiyonları gelişebilir.
• Lokal iritasyon (enjeksiyon yerinde)
Lokal ağrı genellikle periferik anjiyografide ortaya çıkar. Ultravist de dahil kontrast
maddelerin damar dışına çıkması lokal ağrıya ve ödeme neden olur fakat genellikle sekel
bırakmadan düzelir. Buna rağmen enflamasyon ve hatta doku nekrozu çok seyrek
durumda görülmüştür.
Tromboflebit ve venöz tromboz seyrektir.
2. Diğer vücut boşluklarında kullanım
Vücut boşluklarına uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek reaksiyonlar seyrektir. Uygulama
alanından yavaş emilime ve öncelikle difüzyon kontrollü süreçlerle bütün vücuda
dağılımına bağlı olarak bu reaksiyonların çoğunluğu uygulamadan saatler sonra ortaya
çıkar.
ERCP’ yi takiben amilaz seviyelerinde bir miktar yükselme sıktı
|
Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir. |
|
Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden
sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. |