UTERJIN 20 draje Klinik Özellikler
{ Metilergobasin Maleat }
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Düşük, sezaryen ameliyat ve doğum sonrasında, uterus atonisine veya subinvolüsyonuna bağlı oluşan uterus kanamasının önlenmesinde ve tedavisinde
• Tamamlanmamış düşükte, uterus içeriğinin dışa atılmasını çabuklaştırmakta, löşi retansiyonunda,
UTERJİN kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulama sekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Subenvolüsyon, loşi retansiyonu, doğum ve düşük sonrası kanamalar: UTERJİN ün tavsiye edilen dozu oral olarak günde 3 defaya kadar 1-2 drajedir (0.125 mg ile 0.25 mg).
Uygulama Şekli:
Genelde oral yol ile bu ilacın almışı, başlangıçta alınmış olan parenteral bir dozu izler. İlaç bir miktar su ile tok kamına alınır.
DİKKAT: Belirtilen dozları ve kullanma süresini aşmayınız.
Hipokalseml nedeniyle UTERJİN’e yanıt vermeyen hastalarda, (Önceden digitalis almamış olmak koşulu ile) kalsiyum tuzlarının intravenöz uygulanması oksitosik eylemi yineleyebilir. Eğer ergotizm belirtileri ortaya çıkarsa, UTERJİN uygulaması derhal kesilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek ve karaciğer hastalıklarında kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediatrik hastalardaki etkililiği ve güvenliliği incelenmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Metilergonovin maleat ile yapılan klinik çalışmalar, gençlerden daha farklı bir cevap elde edilip edilmediğini belirlemek için yeterli sayıda 65 yaş ve üstü hasta içermez. Bildirilen diğer klinik deneyimler yaşlı ve genç hastalardaki cevap farklılığım ortaya koymamıştır. Yaşlı hastaların doz ayarlaması dikkatle yapılmalı ve azalmış hepatik, renal veya kardiyak fonksiyonlar ve eşlik eden hastalık veya diğer ilaç tedavilerinin bu hasta grubunda daha sık görüldüğünü göz önüne alarak genellikle tedaviye dozlam aralığındaki en düşük dozdan başlanmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
• Hipertansiyon,
• Toksemi,
• Gebelik (Bakınız 4.6),
• Hipersensitivite durumlarında
• Potent sitokrom P450 (CYP) 3A4 inhibitörü ilaçlar ile birlikte kullanımı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
UTERJİN laktoz içerdiğinden, nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
UTERJİN şeker içerdiğinden nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi (örneğin glukoz galaktoz malabsorsiyonu) olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
UTERJİN’in içerdiği ponceau 4R (Eİ24) alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
Sepsis, obliteratif vasküler hastalık, hepatik veya renal yetmezlikte hasta dikkatle takip edilmelidir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
CYP 3A4 inhibitörleri (örn. makrolid antibiyotikler ve proteaz inhibitörleri)
Bazı ergot alkoloİdi İlaçlar (dihidroergotamin ve ergotamin) ile potent CYP 3A4 inhibitörlerinİn birlikte kullanımında serebral iskemi ve/veya ekstremitelerin iskemisine sebep olan vazo spazm görüldüğüne dair nadir ciddi advers olay raporları vardır. Metilergonovinin tek başına kullanımında etkileşim bildirilmemekle birlikte, potent CYP 3A4 inhibitörleri metilergonovin ile birlikte kullanılmamalıdır. Daha potent CYP 3A4 inhibitörlerine makrolid antibiyotikler (örn. eritromisin, troleandomisin, klaritromisin), HIV proteaz veya ters transkriptaz inhibitörleri (örn. ritonavir, indinavir, nelfınavİr, delavirdin) veya azol antifungaller (örn. ketakonazol, itrakonazol, varikonazol) örnek verilebilir. Daha az potent
CYP 3A4 inhibitörleri de dikkatle kullanılmalıdır. Daha az potent inhibitörler sakinavir, nefazodon, flukonazok greyfurt suyu, fluoksetin, fluvoksamin, zileuton ve klotrimazolü içerir. Bu liste çok geniş kapsamlı değildir ve metilergonovin maleat ile birlikte kullanılması düşünülen diğer ajanların CYP 3A4 enzimi üzerindeki etkisi dikkate alınmalıdır.
Diğer sitokrom P450 izoenzimlerini içeren farmakokinetik etkileşimler bilinmemektedir. UTERJİN (metilergonovin maleat) diğer vazokonstriktörler veya ergot alkoloidleri ile aynı zamanda kullanıldığında dikkat edilmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Gebelik dönemi:
UTERJİN uterotonik etkisi nedeni ile gebelik döneminde kontrendikedir (Bknz. 4.3), ancak doğumdan sonra uterusun eski haline dönmesi, hemorajiııin azaltılması ve doğumun üçüncü basamağının kısaltılması için kullanılır.
Laktasyon dönemi:
UTERJİN emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
UTERJİN’in anne sütü salgısını azalttığı ve anne sütüne geçtiği bildirilmiştir. Emziren kadınların ilacı bir kaç gün kullanması ile emzirilen bebeklerde zehirlenmeye dair izole bildirimler vardır. Şu semptomlardan biri veya birkaçı gözlemlenmiş (ve ilacın kesilmesi ile yok olmuştur) kan basıncı yükselmesi, bradikardi veya taşikardi, kusma, ishal, huzursuzluk, klonik kramplar. Çocuğa yan etki olasılığı ve süt salgısının azalması nedeni ile UTERJİN’in emzirme sırasında kullanımı önerilmez.
Üreme yeteneği / Fertilite:
Metilergonovin maleatm mutajenez ve fertilite üzerine etkisi saptanmamıştır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma üzerine herhangi bir olumsuz etkisi bildirilmemiştir. Ancak sersemlik hissi ve nöbetlere yol açma olasılığı nedeniyle UTERJİN kullanımı sırasında araç ve makine kullanılması önerilmez.
4.8. İstenmeyen etkiler
Bildirilen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecesine göre listelenmiştir.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Klinik deneylerden ve pazarlama sonrası yapılan araştırmalardan elde edilen advers etkiler:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Tromboflebit
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, nöbet
Çok seyrek: Baş dönmesi, kulaklarda çınlama, halüsinasyonlar
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Hipertansiyon
Seyrek: Geçici göğüs ağrısı, hipotansiyon
Çok seyrek: Akut miyokard enfaktüsü, arteriyal spazm (koroner ve periferik), bradikardı, taşikardi, palpitasyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok seyrek: Solunum darlığı (dispne), nazal konjesyon
Gastrointestinal hastalıklar
Seyrek: Kusma, bulantı Çok seyrek: İshal, dilde pas tadı
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Terleme, döküntü
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Hematüri, su intoksikasyonu
Vasküler hastalıklar
Çok seyrek: Bacaklarda kramp
Diğer
Çok seyrek: İlaç ile bağlantısı ispatlanmış olmamakla birlikte, nadiren izole olarak anaflaksi geliştiği bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; eposta: tufam@titck.gov.tr; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Akut aşırı doz aliminin başlıca belirtileri şunlardır: bulantı, kusma, karın ağrısı, hassasiyet kaybı, ekstremitelerde karıncalanma, hipertansiyon, ciddi vakalarda hipertansiyonu takip eden hipotansiyon, solunum depresyonu, hipotermi, konvülsiyonlar ve koma.
Metilergonovin maleatın aşırı dozda alımı ile ilgili raporlar sık olmadığından insanlarda ölümcül doz belirlenmemiştir. Oral LDjo (mg/kg olarak) ’farelerde 187, sıçanlarda 93 ve tavşanlarda 4.5’dur. Yanlışlıkla metilergonovin maleat enjeksiyonu yapılan yeni doğanlarda
0.2 mg’ın önemli derecede aşırı doz olduğu bildirilmiştir. Bununla birlikte tüm vakalarda geri dönüş (iyileşme) olmuştur. Sadece bir vakada solunum sistemi depresyonu, hipotermi, ani vücut hareketleri ile hipertonisite ve bir vakada da tek bir konvtilsiyon oluşmuştur.
Ayrıca 1-3 yaş arası pek çok çocuk yanlışlıkla 10 tablete kadar (2 mg) yutmuş, hastalık belirtisi görülmemiştir. Doğum yapmış bir hasta yanlışlıkla bir kerede 4 tablet almıştır, bildirilen semptomlar parestezi ve soğukluk hissidir.
Aşırı doz alınmasının tedavisi semptomatiktir ve aşağıdaki genel prosedürleri içerir.
1. Emesis, gastrik lavaj, purgasyon ve destekleyici diiirez ile ilacın uzaklaştırılması.
2. Özellikle konvülsiyon veya koma gelişmesi durumunda yeterli pulmoner ventilasyonunun sağlanması
3. Gerekirse hipotansiyonun vazopresör ilaçlarla düzeltilmesi
4. Konvülsiyonların standart antikonvülzan ajanlarla kontrol altına alınması
5. Gerekli durumlarda periferik vazospazmm ekstremdeler! ısıtarak kontrol altına alınması
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. | Kolon, Rektum yada Bağırsak Kanseri Bağırsak kanseri kolon veya rektumda (arka geçit) herhangi bir bölgede ortaya çıkabilir.Kolorektal kanser erken safhalarda teşhis edilmesi halinde daha kolay ve daha başarılı bir şekilde tedavi edilir. |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Münir Şahin İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.Satış Fiyatı | TL |
Önceki Satış Fiyatı | |
Original / Jenerik | Jenerik İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699523120047 |
Etkin Madde | Metilergobasin Maleat |
ATC Kodu | G02AB01 |
Birim Miktar | 0.125 |
Birim Cinsi | MG |
Ambalaj Miktarı | 20 |
Ürogenital Sistem ve Cinsiyet Hormonları > Oksitosik İlaçlar > Metilergometrin |
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. |
İLAÇ EŞDEĞERLERİ
Eşdeğer İlaç Adı | Barkodu | İlaç Fiyatı |
---|---|---|
Eşdeğer bir ilaç bulunamadı |
Sırt Ağrısı Sırt ağrısı birden bire ortaya çıkıp şiddetli (akut) olabilir veya zamanla gelişip daha uzun süreli sorunlara (kronik) neden olabilir. |
|
Mesane Kanseri Mesane kanseri her zaman mukozada başlar. Erken safhalarda bu tabakada sınırlı kalır ve hücre içindeki karsinom olarak nitelendirilir. |
|
Tiroid Kanseri En sık görülen tiroid kanseri türü olan papiller tiroid kanseri, tüm tiroid kanserlerinin yaklaşık %70'ini oluşturur. |