VALPROCAN 400mg/4ML enjeksiyonluk çözelti hazırlamak için liyofilize toz ve çözücü Klinik Özellikler

Sodyum Valproad }

Sinir Sistemi > Antiepileptikler > Valproik Asit
Centurion Pharma İlaç Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. | 14 September  2021

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Oral formların geçici olarak kullanılamadığı durumlarda, yetişkinlerde ve çocuklarda, oral tedavisi devam edecek olan hastaların epilepsi tedavisinde geçici olarak endikedir.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Kız çocukları ve çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar:

    Valproat tedavisi epilepsi ya da bipolar bozukluk tedavisinde deneyimli bir uzman doktor tarafından başlatılmalı ve izlenmelidir.

    Valproat, diğer tedaviler etkisiz değilse ve tolere edilebiliyorsa, kız çocukları ve çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kullanılmamalıdır. Böyle bir durumda valproat, Valproat Gebelik Önleme Programı doğrultusunda reçete edilerek kullanılır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

    Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:

    Günlük doz yaş ve vücut ağırlığına göre değişir.

    Tek kullanımda (örneğin cerrahi öncesi) (Daha önceden oral tedavi alan hastalar):

    Daha önceden VALPROCAN'la yeterli kontrolün sağlandığı hastalar, sürekli veya tekrarlanan infüzyonlarla eski dozlarına devam edebilirler. Sodyum valproat, son oral dozdan 4 - 6 saat sonra %0.9'luk sodyum klorür çözeltisi içinde intravenöz yolla:

      ya 24 saati geçen sürekli infüzyon şeklinde

      4.3. Kontrendikasyonlar

      VALPROCAN'ın aşağıdaki durumlarda kullanımı kontrendikedir:

        Uygun bir alternatif tedavinin mevcut olması durumunda hamilelikte (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6)

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Özel uyarılar

        Gebelik Önleme Programı

        Valproat, yüksek teratojenik potansiyele sahiptir ve uterusta valproata maruz kalan çocuklarda konjenital malformasyon ve nörogelişimsel bozukluk riski yüksektir (bkz. bölüm 4.6). Valproat, kız çocuklarında ve çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda yalnızca diğer tedaviler etkisiz olduğunda ya da tolere edilemediğinde kullanılmalıdır. Başka bir tedavi imkanı yoksa, aşağıdaki Gebelik Önleme Programı'na uyulmalıdır.

        VALPROCAN aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

          Uygun bir alternatif tedavinin mevcut olması durumunda gebelikte (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6)

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Kontrendike olan kombinasyonlar:

            St. John's Wort (Sarı Kantaron):

            Azalmış plazma konsantrasyonu riski ve antikonvülsan etkililikte azalma.

            Önerilmeyen kombinasyonlar:

            Lamotrijin:

            Ciddi deri reaksiyonları (toksik epidermal nekroliz) riskinde artış.

            Ayrıca, lamotrijin plazma konsantrasyonlarında artış meydana gelebilir (sodyum valproat ile azalmış hepatik metabolizma)

            Eğer birlikte uygulanması gerekli görülürse, yakından klinik takip gereklidir.

            4.6. Gebelik ve laktasyon

            Valproat, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4):

              Epilepsiyi tedavi edecek uygun bir alternatifin mevcut olduğu sürece gebelik sırasında.

              4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

              Araç ve makine kullanan hastalar, özellikle antikonvülsan politerapisi alıyorsa veya sersemlik halini arttırabilecek diğer ilaçlar ile birlikte bu ilacı kullanıyorsa, sersemlik hali yapabileceği riskine karşı uyarılmalıdır.

              4.8. İstenmeyen etkiler

              Aşağıda sıralanan istenmeyen etkilerin sıklığına ilişkin bilgiler şöyle tanımlanmıştır:

              Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

              Kan ve lenf sistemi hastalıkları:

              Yaygın: Anemi, trombositopeni

              Genelde sistematik olarak farkedilen ve klinik belirti vermeyen, doza bağlı trombositopeni vakaları bildirilmiştir. Trombositopeninin asemptomatik olması durumunda, eğer trombosit miktarı uygun ve epileptik hastalığın kontrolü mümkünse, yalnızca sodyum valproat pozolojisinin azaltılmasıyla, genellikle bu trombositopeninin düzelmesi sağlanabilir.

              Yaygın olmayan: Pansitopeni, lökopeni.

              Seyrek: Kemik iliği aplazisi veya saf kırmızı kan hücresi aplazisi, agranülositoz, makrositik anemi, makrositoz.

              Endokrin hastalıkları:

              Yaygın olmayan: Uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu (IADHS), hiperandrojenizm (hirsutizm, virilizm, akne, erkek tipi alopesi ve/veya androjen hormon seviyesinde artış)

              Seyrek: Hipotiroidizm (bkz. Bölüm 4.6).

              Metabolizma ve beslenme hastalıkları:

              Yaygın: Hiponatremi

              Seyrek: Hiperamoniyemi* (bkz. Bölüm 4.4), obezite

              * Sıklıkla karaciğer fonksiyon testlerinde değişikliğe neden olmayan izole ve orta derecede hiperamoniyemi ortaya çıkabilmektedir. Bu durum tedavinin kesilmesini gerektirmez. Nörolojik semptomların eşlik ettiği hiperamoniyemi de bildirilmiştir. Bu vakalarda daha ileri tetkiklere başvurulmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

              İyi huylu ve kötü huylu neoplazmlar (kistler ve polipler dahil)

              Seyrek: Miyelodisplastik sendrom

              Psikiyatrik hastalıklar:

              Yaygın: Konfüzyonel durum, agresyon*, ajitasyon*, dikkat bozukluğu*

              Seyrek: Anormal davranış*, psikomotor hiperaktivite*, öğrenme bozukluğu*

              *Bu yan etkiler daha çok pediatrik popülasyonda gözlenir.

              Sinir sistemi hastalıkları:

              Çok yaygın: Tremor

              Yaygın: Ekstrapiramidal bozukluk**, stupor*, sedasyon, nöbetler*, bellek bozukluğu, baş ağrısı, nistagmus, bulantı veya baş dönmesi.

              Yaygın olmayan: Koma*, ensefalopati*, letarji*, geri dönüşümlü parkinsonizm**, ataksi, parestezi.

              Seyrek: Diplopi, tedavinin kesilmesini takiben birkaç hafta ya da birkaç ay içinde geriye dönebilen sinsi veya yavaş başlangıçlı kognitif bozukluklar** (demansın tüm klinik özelliklerini gösterebilen) bildirilmiştir.

              *Tedavi sırasında bazen geçici komaya/ ensefalopatiye kadar gidebilen stupor ve letarji, tek başına veya konvülziyonlarda paradoksal artışla birlikte görülmüştür ve tedavi durdurulduğunda veya doz azaltıldığında, azalmıştır. Bu etkiler genellikle birden fazla ilaçla tedavi sırasında (özellikle fenobarbital veya topiramat) ve valproat dozu birden artırıldığında ortaya çıkar.

              **Bu semptomlar serebral atrofinin görüntüleme bulguları ile ilişkili olabilir.

              Kulak ve iç kulak hastalıkları:

              Yaygın: Sağırlık

              Vasküler hastalıkları:

              Yaygın: Hemoraji (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6)

              Yaygın olmayan: Kutanöz vaskülit, özellikle lökositoklastik vaskülit

              Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları:

              Yaygın olmayan: Plevral efüzyon

              Gastrointestinal hastalıkları:

              Çok yaygın: Bulantı*

              Yaygın: Bazı hastalarda tedavinin ilk günlerinde sıklıkla sindirim sistemine ait yan etkiler (kusma, esas olarak jinjival hiperplazi olmak üzere jinjival bozukluklar, stomatit, üst karın ağrısı, diyare) görülebilir, bunlar çoğunlukla tedaviyi durdurmaya gerek kalmadan bir kaç gün içinde kendiliğinden ortadan kalkar.

              * IV enjeksiyonu takiben birkaç dakika içinde de ortaya çıkabilir ve birkaç dakika içinde kendiliğinden geçer

              Yaygın olmayan: Bazen letal olabilen, tedavinin erken kesilmesine ihtiyaç duyulabilecek pankreatit (bkz. Bölüm 4.4).

              Hepato-bilier hastalıkları:

              Yaygın: Karaciğer hastalığı (bkz. Bölüm 4.4).

              Deri ve deri altı doku hastalıkları:

              Yaygın: Geçici ve/veya doza bağlı alopesi, tırnak ve tırnak yatağı bozuklukları

              Yaygın olmayan: Anjiyoödem, deri reaksiyonları, saç bozuklukları (saç yapısı anormallikleri, saç rengi değişiklikleri, saç uzama anormallikleri gibi).

              Seyrek: Toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson sendromu ve eritema multiforme, DRESS Sendromu (eozinofıli ve sistemik semptomların görüldüğü ilaç reaksiyonu) veya ilaç aşırı duyarlılık reaksiyonu.

              Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları:

              Yaygın olmayan: Valproat ile uzun süre tedavi gören hastalarda kemik mineral yoğunluğunda azalma, osteopeni, osteoporoz ve kırıklar. Valproatın kemik metabolizmasını etkileme mekanizması henüz belirlenememiştir.

              Seyrek: Akut sistemik lupus eritematosus, rabdomiyoliz (bkz. Bölüm 4.4).

              Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:

              Yaygın: Üriner inkontinans

              Yaygın olmayan: Böbrek yetmezliği

              Seyrek: Enürezis, üriner inkontinans, tubulointerstisyel nefrit, geri dönüşümlü Fanconi sendromu

              Üreme sistemi hastalıkları ve meme hastalıkları:

              Yaygın: Menstrüel düzensizlikler Yaygın olmayan: Amenore

              Seyrek: Spermatogenez üzerine etki (özellikle sperm motilitesinde azalma) (Bkz. Bölüm 4.6), polikistik over

              Konjenital ve kalıtımsal /genetik hastalıkları:

              Konjenital malformasyonlar ve nörogelişimsel bozukluklar (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6).

              Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları:

              Yaygın olmayan: Hipotermi, şiddetli olmayan periferik ödem

              Bilinmiyor: Tekrarlayan enjeksiyonlar yapılması durumunda bölgesel doku nekrozu riski.

              Araştırmalar:

              Yaygın: Kilo artışı*

              Seyrek: Koagülasyon faktörlerinde azalma (en az birinde), koagülasyon testlerinde anormallik (protrombin zamanında uzama, aktive parsiyel tromboplastin zamanında uzama, trombin zamanında uzama, INR'de uzama gibi) (bkz. Bölüm. 4.4 ve 4.6), vitamin B8 (biotin) eksikliği/biotinidaz eksikliği.

              *Kilo artışı polikistik over sendromu için bir faktör olduğundan dikkatlice izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).

              Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

              Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

              4.9. Doz aşımı ve tedavisi

              Akut, ağır doz aşımının belirtileri; bir dereceye kadar derin olabilen hafif koma hali dahil, müsküler hipotoni, hiporefleksi, miyozis, metabolik asidoz, solunum fonksiyonlarının bozulması, hipotansiyon ve dolaşım kollapsı/kardiyovasküler şoktur.

              Az sayıda serebral ödeme bağlı intrakraniyal hipertansiyon vakası bildirilmiştir.

              Doz aşımının hastanedeki tedavisi: Alımından 10-12 saat sonrasına kadar yararlı olabilecek gastrik lavaj; etkili diürezin idamesi; kalp ve solunum fonksiyonlarının takibi. Çok ciddi vakalarda eğer gerekirse renal diyaliz yapılabilir.

              Bu tip zehirlenmede prognoz genelde olumludur. Ancak, birkaç ölüm raporlanmıştır.

              HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. Deri Kanseri Deri Kanseri Deri kanseri çok rastlanan bir hastalıktır. Üç ana türü bulunur ;genelde kemirici ülser olarak bilinen bazal hücreli karsinom, yassı hücreli karsinom ve kötü huylu tümör.