VANCOTEK 1 gr IV enjektabl solüsyon hazırlamak için liyofilize toz içeren flakon Farmakolojik Özellikler

Vankomisin Hcl }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > Diğer Antibakteriyeller > Vankomisin HCL
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş. | 3 August  2012

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    Farmakoterapötik grup: Glikopeptid antibakteriyeller ATC kodu: J01XA01

    Etki mekanizması:

    Vankomisin, duyarlı bakterilerde, hücre duvarının prekürsör birimi D-Alanil-D-alanin terminaline yüksek afinite ile bağlanarak hücre duvarı sentezini inhibe eden trisiklik glikopeptid antibiyotiktir.

    Bu ilaç bölünen mikroorganizmalar için yavaş bakterisidal etkilidir. Ayrıca, RNA sentezini ve bakteriyel hücre duvarının geçirgenliğini bozar.

    Farmakokinetik / Farmakodinamik İlişki:

    Vankomisin, konsantrasyona bağlı aktivite gösterir, efikasite için, eğri altında kalan alanın (EAA) hedef organizmanın minimum inhibitör konsantrasyonuna bölünmesi temel parametredir. İn vitro, hayvan ve sınırlı insan çalışmalarından elde edilen verilere göre vankomisin ile klinik etkinliğe ulaşmada FK/FD hedefi, EAA/MİK (AUC/MIC) oranı 400 olarak belirlenmiştir. MIC ≥ 1,0 mg/L olduğunda bu hedef değeri elde edebilmek için yüksek doz ve yüksek serum konsantrasyonları (15 – 20 mg/l) gerekir.

    Direnç Mekanizması:

    Enterokoklarda glikopeptidlere kazanılmış direnç oluşması çok yaygındır ve D-alanil-D-alanin hedefini vankomisine zayıf bağlanan D-alanil-D-laktat ya da D-alanil-D-serin'e modifiye eden çeşitli van genlerinin kazanılmasına dayanır. Bazı ülkelerde özellikle enterokoklarda direnç vakalarında artış gözlenmiştir, bilhassa çoklu direnç gösteren Enterococcus faecium suşları endişe vericidir.

    Van genleri, hücre duvarı yapısında genellikle çoklu değişimle sonuçlanan orta duyarlı Staphylococcus aureus'ta nadiren bulunmaktadır. Ayrıca, vankomisine duyarlılığı azalmış metisiline dirençli Staphylococcus suşları (MRSA) rapor edilmiştir. Staphylococcus'ta azalmış duyarlılık ve direnç tam olarak anlaşılamamıştır. Bir dizi genetik unsur ve çoklu mutasyonlar gereklidir.

    Farklı sınıflardaki antibiyotiklerle arasında bir çapraz kontaminasyon söz konusu değildir. Teikoplanine gibi diğer glikopeptid antibiyotiklerle çapraz direnç görülebilmektedir. Tedavi süresince ikincil direnç gelişimi nadirdir.

    Sinerjizm:

    Vankomisinin aminoglikozid antibiyotiklerle kombinasyonu, Staphylococcus aureus'un birçok suşuna, enterokokal olmayan grup D-streptokoklara, enterokok ve viridans grup streptokoklara karşı sinerjistik etkiye sahiptir. Vankomisinin sefalosporin ile kombinasyonu bazı oksalisin dirençli Staphylococcus epidermidis suşlarına ve vankomisinin ripampisin ile kombinasyonu Staphylococcus epidermidis suşları ve kısmen bazı Staphylococcus aureus suşlarına karşı sinerjistik

    etki gösterir. Sefalosporin ile vankomisinin kombinasyonunda ayrıca bazı Staphylococcus epidermidis suşlarına ve rifampisin ile kombinasyonunda bazı Staphylococcus suşlarına karşı antagonist etki görülebilir, sinejizm testinin yapılması faydalıdır.

    Sebep olan organizmaların izole edilmesi, tanımlanması ve vankomisine duyarlılığının belirlenmesi için bakteriyel kültür örnekleri alınmalıdır.

    Duyarlılık testi veri kesim noktaları:

    Vankomisin stafilokok, streptokok, enterokok, pnömokok ve clostridyalar gibi gram pozitif bakterilere karşı etkili bir ajandır. Gram negatif bakteriler dirençlidir.

    Kazanılan direncin prevelansı coğrafik olarak değişkenlik gösterebilir ve özellikle şiddetli enfeksiyonların tedavisinde, seçilmiş türler için zaman ve dirençle ilgili lokal bilgi talep edilebilir. Gerektiğinde, direncin lokal prevelansının, en azından bazı enfeksiyon türleri için sorgulanabilir olduğu durumda uzman tavsiyesi alınmalıdır. Bu bilgiler yalnızca duyarlı mikroorganizmaların vankomisine duyarlı olup olmadığı konusunda yaklaşık olarak yol göstericidir.

    Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Testi Komisyonuna (EUCAST) göre hesaplanmış, minimum inhibitör konsantrasyon (MIC) kesim noktaları aşağıdaki gibidir:

    Duyarlı

    Dirençli

    Staphylococcus aureus

    ≤ 2 mg/L

    > 2 mg/L

    Koagülaz-negatif stafilokoklar

    ≤4 mg/L

    >4 mg/L

    Enterococcus spp.

    ≤4 mg/L

    >4 mg/L

    Streptococcus grup A, B, C ve G

    ≤2 mg/L

    >2 mg/L

    Streptococcus pneumoniae

    ≤2 mg/L

    >2 mg/L

    Gram pozitif anaeroblar

    ≤2 mg/L

    >2 mg/L

    Yaygın duyarlı türler

    Gram pozitif Enterococcus faecalis Staphylococcus aureus

    Metisilin-dirençli Staphylococcus aureus Koagülaz-negatif Staphylococci Streptococcus spp.

    Streptococcus pneumoniae

    Enterococcus spp.

    Staphylococcus spp.

    Anaerobic türler:

    Clostridium innocuum hariç Clostridium spp.

    Eubacterium spp.

    Peptostreptococcus spp.

    Kazanılmış direncin problem olabileceği türler

    Enterococcus faecium

    Doğal dirençliler

    Tüm Gram negatif bakteriler Gram pozitif aerobik türler Erysipelothrix rhusiopathiae, Heterofermentative Lactobacillus, Leuconostoc spp.

    Pediococcus spp. Anaerobik türler Clostridium innocuum

    Vankomisine karşı direncin ortaya çıkışı bir hastaneden diğerine farklılık gösterir ve bu nedenle ilgili yerel bilgiler için yerel bir mikrobiyoloji laboratuvarı ile iletişime geçilmelidir.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Emilim

    Vankomisin sistemik enfeksiyonların tedavisi için intravenöz olarak uygulanır.

    Normal renal fonksiyonu olan hastalarda, 1000 mg vankomisinin (15 mg/kg) çoklu dozlarının 60 dakika boyunca intravenöz infüzyonu, infüzyon tamamlandıktan hemen, 2 saat ve 11 saat sonra sırasıyla yaklaşık 50-60 mg/L, 20-25 mg/L ve 5-10 mg/L oranında ortalama plazma konsantrasyonları oluşturur. Çoklu dozlardan sonra elde edilen plazma seviyeleri, tek bir dozdan sonra ulaşılanlara benzerdir.

    Vankomisin genellikle oral uygulamadan sonra kanda emilmez. Ancak (psödomembranöz) kolitli hastalarda oral uygulamadan sonra emilim görülebilir. Bu durum, eşlik eden böbrek yetmezliği olan hastalarda vankomisin birikmesine yol açabilir.

    Dağılım

    Dağılım hacmi, yaklaşık 60 l/1,73 m vücut yüzeyidir. Vankomisinin 10 mg/L ila 100 mg/l serum konsantrasyonlarında, ilacın plazma proteinlerine bağlanması, ultra-filtrasyon ile ölçüldüğünde yaklaşık %30-55'tir.

    Vankomisin, plasenta boyunca hızla yayılır ve kordon kanına geçer. İltihaplı olmayan

    meninkslerde, vankomisin yalnızca düşük bir ölçüde kan-beyin bariyerini geçer.

    Biyotransformasyon:

    İlacın metabolizması çok azdır. Parenteral uygulamadan sonra böbrekler aracılığıyla glomerüler filtrasyon yoluyla mikrobiyolojik olarak etkin madde olarak neredeyse tamamen atılır (24 saat içinde yaklaşık %75-90).

    Eliminasyon

    Vankomisinin eliminasyon yarı ömrü normal böbrek fonksiyonlarına sahip hastalarda 4 – 6 saat ve çocuklarda 2,2 – 3 saattir. Plazma klerensi yaklaşık olarak 0,058 L/kg/sa ve renal klerensi yaklaşık 0,048 L/kg/sa'dir. İlk 24 saatte, uygulanan dozun yaklaşık olarak %80'i glomerüler filtrasyonla idrara geçer. Renal disfonksiyon vankomisinin atılımını geciktirir. Anefrik hastalarda, ortalama yarı ömür 7,5 gündür. Vankomisinin ototoksisitesi nedeni ile plazma konsantrasyonlarının tedaviye destek olmak için izlenmesi gerektiği belirtilmiştir.

    Safra ile atılımı çok azdır. (dozun %5'inden az)

    Vankomisin, hemodiyaliz veya peritoneal diyaliz de efektif olarak elimine edilememesine rağmen

    vankomisinin klerensinin hemoperfüzyon ve hemofiltrasyon ile arttığı rapor edilmiştir.

    Oral uygulamadan sonra, uygulanan dozun yalnızca bir fraksiyonu idrarda görülmüştür. Buna karşın, feçeste vankomisinin yüksek konsantrasyonları bulunmuştur. (2 g/gün dozda >300 mg/kg)

    Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum

    Vankomisinin konsantrasyonları genellikle artan doz ile birlikte artar. Çoklu doz uygulamaları sırasında plazma konsantrasyonları, tek doz uygulamasından sonrakilerle hemen hemen aynıdır.

    Özel popülasyonlar:

    Böbrek yetmezliği:

    Vankomisin birincil olarak glomerüler filtrasyon ile atılır. Böbrek yetmezliği olan hastalarda terminasyon eliminasyon yarı ömrü uzar ve total vücut atılımı azalır. Bu nedenle, optimal doz bölüm 4.2 Pozoloji'de verilen tavsiyelere uygun olarak hesaplanmalıdır.

    Karaciğer Yetmezliği:

    Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

    Gebeler:

    Gebelerde terapötik serum konsantrasyonlarını elde etmek için yüksek dozlar gerekebilir. (Bkz. Bölüm 4.6)

    Obez hastalar:

    Obez hastalarda artmış dağılım hacmi nedeni ile vankomisinin dağılımı, böbreklerde atılımı ve plazma proteinlerine bağlanması değişebilir. Bu alt popülasyonlarda yetişkin erkeklerde vankomisinin serum konsantrasyonları beklenenden yüksek bulunmuştur. (Bkz Bölüm 4.2)

    Pediyatrik popülasyon:

    Vankomisinin farmakokinetiği erken doğan ve zamanında doğan neonatlarda bireyler arası geniş bir değişiklik göstermiştir. Neonatlarda, intravenöz uygulamadan sonra vankomisin dağılım hacmi yetişkin değerlerine benzer şekilde 0,38 ile 0,97 L/kg arasında değişirken, klirens 0,63 – 1,4 mL/kg/dk arasında değişir. Yarı ömrü 3,5 - 10 saat arasında değişmektedir ve klirensin neonatlarda daha düşük olması ile bağlantılı olarak, yetişkinlerden daha uzundur.

    İnfantlar ve daha büyük çocuklarda dağılım hacmi 0,26 – 1,05 L/kg arasında değişirken, klerens

    0,33 – 1,87 mL/kg/dk arasında değişir.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Karsinojenik potansiyeli değerlendirmek için hayvanlarda uzun süreli çalışmalar yapılmamıştır. Laboratuvar testlerinde vankomisin mutajenik bulunmamıştır. Tanımlayıcı bir fertilite çalışması yapılmamıştır.

    En Yaygın Alerji Türleri En Yaygın Alerji Türleri Bağışıklık sistemi, polen, arı zehiri veya evcil hayvan gibi yabancı bir maddeye veya çoğu insanda reaksiyona neden olmayan bir yiyeceğe tepki gösterdiğinde alerjiler meydana gelir. Mide Kanseri Mide Kanseri Mide kanseri genellikle mideyi tümüyle kaplayan ve mukus üretmekle görevli hücrelerde başlar. Bu kanser tipine adenokarsinom denir.