VEGAFERON 50 mg 30 film tablet Klinik Özellikler

Demir III Hidroksit Polimaltoz }

Kan ve Kan Yapıcı Organlar > Demir Eksikliği İlaçları
Farmako Eczacılık A.Ş. | 11 October  2016

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    Değişik nedenli tüm demir eksiklikleri ve demir eksikliğine bağlı anemilerin tedavisi ve profilaksisinde kullanılır.

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

    VEGAFERON film tablet için tavsiye edilen normal doz, günde 2 tablettir (100 mg). Doktor tarafından uygun görüldüğünde günde 2 defa 2 tablet alınabilir.

    Tedavi süresi doktor tarafından belirlenir. Genel olarak demir eksikliği belirtilerinin klinik olarak ortadan kalkmasından sonra vücuttaki demir depolarının dolması için en az 1 ay daha kullanılması önerilir.

    Uygulama şekli

    VEGAFERON film tablet yemekle birlikte veya yemeklerden sonra alınmalıdır.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

    VEGAFERON, ciddi karaciğer ve böbrek hastalıklarında kullanılmamalıdır.

    Pediyatrik popülasyon:

    Pediyatrik popülasyonda VEGAFERON damla kullanılır.

    Geriyatrik popülasyon:

    Normal dozlar kullanılabilir, doz ayarlanmasına gerek yoktur.

        4.3. Kontrendikasyonlar

        İçerdiği aktif veya yardımcı maddelerden birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinenler Demir eksikliği olmayan tüm anemiler (örn: hemolitik anemi)

        Demir yüklenmesi (hemokromatozis, kronik hemolizis),

        Demire karşı aşırı duyarlılık, demir kullanım bozukluğu (kurşun anemisi, sidero- akrestik anemi)

        Talasemi

        Ciddi karaciğer ve böbrek hastalıkları

        Düzenli olarak devamlı kan transfüzyonları

        HIV infeksiyonlu hastalarda, demir eksikliğine bağlı anemi klinik olarak kesinleştirilmedikçe günlük demir desteği tedavisi yapılmamalıdır.

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

          Anemi, her zaman bir doktor gözetiminde tedavi edilmelidir.

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Demir III hidroksit polimaltoz kompleksindeki demir III iyonu kompleks bir iyon olduğundan besinler ve birlikte uygulanan ilaçlarla (tetrasiklinler, antasitler) iyonik etkileşme beklenmez. Ancak kalsiyum içeren preparatlarla etkileşme olabileceğinden ikisi arasında en az 2 saat zaman geçmelidir.

          Benzer şekilde süt ve süt ürünleri ile aynı anda alınmaması önerilmelidir. C vitamininin demir emilimini arttırdığı bilinmektedir.

          Levotroksin içeren ilaçların demir ile birlikte alındığında emilimi bozulduğundan, iki ilacın en az 4 saat ara verilerek alınması gerekmektedir.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          VEGAFERON film tablet'in araç ve makine kullanımı üzerinde hiçbir etkisi yoktur.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1,000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10,000 ila < 1/1,000); çok seyrek (< 1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Çok seyrek: Alerjik reaksiyonlar, astım

          Sinir sistemi hastalıkları

          Yaygın olmayan: Baş ağrısı

          Gastrointestinal hastalıkları

          Yaygın olmayan: Tokluk hissi, epigastrik ağırlık hissi, bulantı, kabızlık, ishal, abdominal ağrı, kusma, geri dönüşümlü dişlerde renk değişikliği

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Yaygın olmayan: Ürtiker, deri döküntüsü, ekzantem, kaşıntı. Çok seyrek: Lokalize cilt reaksiyonları

          Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

          Seyrek: İdrar renginde değişiklik

          Not: Demirden dolayı sıklıkla dışkıda renk değişikliği görülebilir.

          Demir III hidroksit polimaltoz iki değerlikli iyonize demir tuzu içeren ilaçlarla oluşan diş boyanması ve ağızda metalik tad oluşması gibi istenmeyen yan etkilere neden olmaz.

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218

          35 99).

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Yetişkinlerde akut demir zehirlenmesi sık değildir. Küçük çocuklarda daha sık rastlanır. Kilogram başına 20 mg'dan fazla doz aşımı, potansiyel bir risk teşkil eder. Küçük çocuklarda toplam 0.5 g demir alınması, hayatı tehdit eden durumların ortaya çıkmasına, 1-2 g'dan sonra ise ölümle sonuçlanan durumlara sebep olabilir.

          Zehirlenmede dört karakteristik faz görülmesi olasıdır. Alımından sonra ilk 6 saatte bulantı, kusma, ishal görülür. Yüksek dozlarda (20 mg/kg'ı aşan dozlarda)

          hipotansiyon, şok, asidoz, konvülziyon görülebilir. İkinci fazda hafif olgularda bir iyileşme takip eder.

          Üçüncü fazda (12-18 saat sonra) karaciğer harabiyeti, tübüler nekroz, kardiyovasküler şok, koagülapati olası belirtilerdir. Dördüncü fazda (2-6 hafta içinde) özofagus mide ve duodenum stenozu oluşur.

          Tedavisi:

          Yüksek doz alınmışsa mide yıkanır veya -eğer yıkama yapılamıyorsa- hasta kusturulur. Daha ileri önlem olarak bağırsaklar yıkanabilir. Serum demir konsantrasyonu 3,5-5 mg/L. (63-85 mmol) ve demir zehirlenmesinin kuvvetli klinik belirtileri varlığında, kelat bileşiği (Desferroksamin) ile böbrekten atılması stimüle edilir. Desferroksamin

          15 mg/kg/saat olacak şekilde damardan verilir; maksimum 80 mg/kg/24 saattir. Sodyum-EDTA gibi kelat ajanları da kullanılabilir. Şok durumunda i.v. perfüzyonla desteklenir.

          Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur. Parkinson  Hastalığı Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış.