VENFECTO XR 150 mg 28 uzatılmış salınımlı sert kapsül Klinik Özellikler

Venlafaksin Hcl }

Eczacıbaşı-Baxter Hastane Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.

4.1. Terapötik endikasyonlar

VENFECTO XR,

• Her tür depresyon tedavisinde,

• Depresyonun nüksünün ve yeni hikayelerin engellenmesinde,

• Depresyona eşlik eden anksiyete tedavisinde

• Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB) tedavisinde,

• Sosyal fobi tedavisinde

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji :

Her tür depresyon tedavisinde, depresyon nüksünün ve yeni episodların engellenmesinde, depresyona eşlik eden anksiyete tedavisinde, yaygın anksiyete bozukluğu tedavisinde ve sosyal fobi tedavisinde tavsiye edilen doz; günde bir kez 75 mg’dır. Bazı hastalarda 75 mg/gün’lük tedavi dozuna çıkmadan önce, hastaların tedaviye uyum sağlayabilmesi için 4-7 gün süreyle 37,5 mg/gün’lük dozla tedaviye başlanabilir. Gerekirse doz günde bir kez 150 mg VENFECTO XR’ye yükseltilebilir. Gerekli durumlarda doz, günde bir kez 375 mg’a kadar yükseltilebilir. Doz artışları yaklaşık 2 haftalık veya daha fazla aralıklarla yapılmalıdır, ancak 4 günden kısa aralıklarla yapılmamalıdır.

Panik bozukluğun tedavisinde tavsiye edilen doz, günde bir kez 75 mg VENFECTO XR’dir. Panik bozukluğu tedavisine ilk 4-7 gün, günde bir kez venlafaksin 37.5 mg alınarak başlanmalı ve daha sonraki günlerde günde bir kez 75 mg VENFECTO XR ile devam edilmelidir. Panik bozukluğu tedavisi için gerekli durumlarda doz günde bir kez 225 mg’a kadar yükseltilebilir. Doz artışları yaklaşık 2 haftalık veya daha fazla aralıklarla yapılmalıdır, ancak 4 günden kısa aralıklarla yapılmamalıdır.

Uygulama sıklığı ve süresi:

VENFECTO XR’nin hergün yaklaşık aynı saatlerde olmak üzere, günde bir kez ve yemeklerle birlikte alınması tavsiye edilir.

Venlafaksin tablet ile tedavi edilmekte olan hastalar, en yakın eşdeğer doz (mg/gün) ile VENFECTO XR kapsüle geçebilirler. Ancak kişisel doz ayarlaması gerekli olabilir.

Uygulama Şekli :

Her kapsül bir miktar sıvı ile birlikte, bölünmeden, ezilmeden çiğnenmeden ve suya konulmadan, bütün olarak yutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek ve karaciğer yetmezliği:

Böbrek ve/veya karaciğer yetmezliği olan hastaların düşük dozda venlafaksin almaları gerekir.

Glomerüler filtrasyon hızı 10-70 ml/dakika olan hastalarda venlafaksinin toplam günlük dozu %25-50 oranında azaltılmalıdır. Hemodiyaliz hastalarında venlafaksinin toplam günlük dozu %50 oranında azaltılmalıdır. Diyaliz sırasında venlafaksin uygulanmamalıdır.

Hafif ile orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda venlafaksinin toplam günlük dozu %50 oranında azaltılmalıdır. Bazı hastalar için %50’den fazla doz azaltılması uygun olabilir.

Pediyatrik popülasyon: 18 yaşın altındaki çocuklarda venlafaksinin kullanımına bağlı yeterli deneyim yoktur.

Geriyatrik popülasyon: Yaşlı hastalarda, yalnızca yaşlarından dolayı mutad dozda ayarlama yapılması tavsiye edilmez. Ancak diğer tedavilerde olduğu gibi, yaşlı hastalarda venlafaksin kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

İdame tedavisi: Depresyonun nüksünün ve yeni episodların engellenmesi için gerekli doz, başlangıç tedavisinde olduğu gibi günde bir kez 75 mg VENFECTO XR’dir.

Venlafaksinin her hastadaki uzun dönem yararı, periyodik olarak değerlendirilmelidir. Akut majör depresyon vakalarının, genellikle birkaç ay veya daha uzun süre ile farmakolojik tedavi gerektirdiği kabul edilmektedir. Venlafaksinin depresyon tedavisinde uzun süreli (12 aya kadar) etkinliği gösterilmiştir. Anksiyete, sosyal fobi ve panik bozukluğu tedavisinde ise 6 aya kadar etkinliği gösterilmiştir.

Venlafaksin tedavisi kesilirken, dozun kademeli olarak azaltılması tavsiye edilir. Altı haftadan uzun süre venlafaksin kullanan hastalarda dozun kademeli olarak düşürülmesi için, en az 2

4.3. Kontrendikasyonlar

• Venlafaksine veya içerisindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar, düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma, azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.

VENFECTO XR’nin söz konusu yaş gruplarından çocuklarda kullanılması önerilmez.

MAOI kullanımının kesilmesinin hemen ardından venlafaksin XR kullanımına başlanması ve venlafaksin XR kullanımının kesilmesini takiben hemen MAO inhibitörleri kullanımına başlanması ile bazıları ciddi olan advers reaksiyonlar bildirilmiştir. MAO inhibitörleri ve venlafaksine benzer FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER olan diğer antidepresanlarla birlikte veya ardarda kullanım ile malign nöroleptik sendroma benzer tremor, bulantı, kusma, miyoklonus, aşırı terleme, yüzde kızarıklık, baş dönmesi, konvülsiyon ve aynı zamanda hipertermi ve bazen fatal etkileşim reaksiyonları bildirilmiştir. MAO inhibitörleri kullanımının kesilmesi ile venlafaksin tedavisine başlanması arasındaki zaman aralığıyla ilgili yukarıda bahsedilen öneriler, irreversible MAO inhibitörleri düşünülerek yapılmıştır. Reversible MAOI inhibitörü olan moklobemid kullanımının kesilmesi ve venlafaksin tedavisine başlanması arasında geçmesi gereken zaman 14 günden az olabilir. Ancak, MAOI ile ilgili yukarıda bahsedilen advers reaksiyonların riskinden dolayı moklobemidden venlafaksin tedavisine geçerken yeterli bir zaman aralığı verilmesi sağlanmalıdır. Moklobemidin FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER ve hastanın kişisel değerlendirilmesi göz önünde tutularak uygun bir arındırma dönemi uygulanmalıdır. MAOI ile selektif serotonin geri alım inhibitörleri veya trisiklik antidepresanların birlikte kullanılması ile de benzer etkileşim ve advers reaksiyonlar bildirilmiştir.

Venlafaksin ile tedavi edilen hastalar klinik kötüleşme ve intihara yatkınlık bakımından, özellikle tedavinin başlangıcında veya herhangi bir doz değişikliği durumunda yakından izlenmelidir.

Santral sinir sistemi üzerinde etkisi olan tüm ilaçlarda olduğu gibi, hastalar venlafaksin kullanırken alkol almamaları konusunda uyarılmalıdırlar.

İntihar riski özellikle depresif hastalarda düşünülmelidir ve doz aşımı riskini azaltmak için tedaviye düşük dozlarla başlanmalıdır.

Venlafaksin tedavisi ile konvülsiyonlar görülebilir. Diğer tüm antidepresanlarda olduğu gibi, daha önce konvülsiyon geçirmiş hastalarda venlafaksin XR kullanılırken dikkatli olunmalıdır. Hastalar kızarıklık, ürtiker veya benzer bir alerjik reaksiyon gördüklerinde doktorlarına başvurmaları konusunda uyarılmalıdırlar.

Yaşlı hastalarda, diüretik kullanan hastalarda, dehidrate veya sıvı kaybı olan hastalarda venlafaksin kullanımı ile hiponatremi ve/veya uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu (SIADH) görülebilir.

Özellikle madde kötüye kullanımı veya bağımlılık öyküsü olan hastalarda suistimal riski vardır. Bu nedenle; tolerans gelişimi, doz artırımı veya ilaç alışkanlığı gibi venlafaksinin yanlış ve kötüye kullanım belirtileri açısından, venlafaksin kullanan hastalar yakından izlenmelidir.

Orta şiddette veya ciddi renal yetmezlik veya karaciğer sirozu olan hastalarda, venlafaksin ve aktif metabolitlerinin klerensi azaldığından, bu maddelerin eliminasyon yarı ömrü uzar. Bu durumda düşük doz venlafaksin tedavisi gerekli olabilir.

Uzun QT sendromu/Torsades de Pointes’e neden olabilir. Bu nedenle tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında

kullanılmamalıdır. Kadınlarda Torsades de Pointes oluşma riski erkeklerden daha fazla olabilir.

SSRI’lar ile birlikte kullanıldığında nadiren de olsa seratonin sendromu bildirilmiştir. Bu nedenle venlafaksin SSRI’lar ile birlikte kombine olarak klinik açıdan endike ve uzman tarafından önerilmediği takdirde kullanılmamalıdır.

Venlafaksin kullanımı ile birlikte midriyazis görülebilir; bu nedenle intra-oküler basıncı yüksek olan hastalar veya dar açılı glokomlu hastalar yakından takip edilmelidir.

Venlafaksin tedavisinin zayıflatıcı ajanlarla, fentermin dahil, kombine kullanımında güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır. Venlafaksin hidroklorür ve zayıflatıcı ajanların beraber kullanımı önerilmemektedir. Venlafaksin hidroklorür tek başına veya diğer ürünlerle kombine kullanımında zayıflatmada endike değildir. Belirgin kilo kaybı, özellikle normal vücut ağırlığının altında olan depresif hastalarda, venlafaksin tedavisinin istenmeyen sonucu olabilir.

Venlafaksin alan hastalarda deri ve mukoza kanaması riski artabilir. Diğer seratonin-geri alım inhibitörleri gibi venlafaksin bu bölgelerde kanamaya eğilimi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Plasebo-kontrollü çalışmalarda en az 3 ay boyunca venlafaksin ile tedavi gören hastaların %5.3’ünde serum kolesterol düzeylerinde klinik açıdan anlamlı bir artış gözlenmiştir. Uzun süreli tedavi sırasında serum kolesterol düzeyleri ölçülmelidir.

Antidepresan tedavisinin sonlandırılması ile kesilme belirtilerinin ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenle venlafaksin dozunun kademe kademe azaltılması ve hastaların izlenmesi tavsiye edilir.

Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi (örneğin glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu) olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Sodyum lauril sülfat çok az miktarda bulunduğu için, sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmez.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

4.3. Kontrendikasyonlar

Seratonerjik ilaçlar:

Venlafaksinin bilinen etki mekanizmasına ve serotonin sendromu potansiyeline dayanarak, serotonerjik nörotransmiter sistemlerini etkileyebilecek başka ilaçlarla (triptan, selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI) veya lityum) beraber venlafaksin kullanılırken dikkatli olunmalıdır.

Lityum:

Yapılan çalışmalarda venlafaksin ile lityum veya diazepam’ın birlikte kullanılmasının, farmakokinetik etkileşime neden olmadığı gösterilmiştir (santral sinir sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlarla ilgili üstteki paragrafa bakınız).

İmipramin/desipramin:

Venlafaksin imipramin ve 2-OH-imipraminin farmakokinetiğini etkilemez. Ancak, venlafaksin ile beraber alındığında desipraminin EAA, C maksve Cmin değerlerinde yaklaşık % 35’lik bir artış gözlenir. 2-OH-desipraminin EAA değerleri ise 2.5 - 4.5 kat artar. İmipramin, venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksinin (ODV) farmakokinetiğini etkilemez.

Haloperidol:

Venlafaksin ile birlikte 2 mg tek doz haloperidol kullanılması sonucunda haloperidol’ün renal klirensini %42 azalmasına, EAA’nın %70 ve Cmaks ’ının % 88 artmasına neden olmuştur. Eliminasyon yarı-ömrü değişmeden kalmıştır.

Diazepam:

In vitro çalışmalar, venlafaksinin alprazolam, dekstrometorfan, kafein, imipramin ve risperidon gibi santral sinir sistemi üzerinde etkisi olan değişik ilaçların metabolizasyonunu etkilemediğini göstermektedir.

Alkol:

Sağlıklı gönüllülere venlafaksinin etanol ile birlikte verilmesi (günde bir kez 0.5 g/kg) ile venlafaksinin, metabolitinin ve etanolün farmakokinetik profilleri değişmemiştir. Venlafaksinin etanolün mental ve motor davranışlara verdiği zararı artırmadığı gözlenmiştir. Bütün santral sinir sistemi ilaçlarında olduğu gibi, hastalar venlafaksin kullanırken alkol almamaları konusunda uyarılmalıdır.

Simetidin :

Simetidin venlafaksinin ilk geçiş metabolizmasını inhibe etmektedir fakat ODV’nin oluşması ve eliminasyonu üzerinde önemli bir etkisi bulunmamaktadır. Simetidin ile birlikte venlafaksin kullanımında doz ayarlanmasına gerek yoktur. Yaşlı hastalar veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

Sitokrom P450 izoenzimleriye metabolize olan ilaçlar :

In vitro ve in vivo çalışmalar venlafaksinin aktif metaboliti, ODV’ye birçok antidepresan ilacın metabolizmasında görülen genetik polimorfizmden sorumlu izoenzim CYP2D6 tarafından metabolize olduğunu göstermiştir. Bu nedenle CYP2D6 tarafından venlafaksin metabolizmasını venlafaksinin ODV’ye dönüşümünü inhibe eden ilaçlar ile potansiyel bir etkileşim vardır, sonucunda venlafaksin plazma konsantrasyonu artar ve aktif metabolitin konsantrasyonu düşer. CYP2D6 inhibitörleri örneğin kinidinin bunu yapması beklenir ancak bu etkinin genetik olarak CYP2D6 zayıf metabolize edicilerde görülen ile benzer olması beklenir

Ketokonazol:

Ketokonazol ile CYP2D6’ın zayıf ve güçlü metabolizörlerinde yapılan bir farmakokinetik çalışmasında, deneklerin çoğunda ketokonazol alımını takiben hem venlafaksin hem de O-desmetilvenlafaksinin plazma konsantrasyonlarının arttırdığı gözlenmiştir.

Sitokrom P450 izoenzimleriyle metabolize olan diğer ilaçlar üzerinde venlafaksinin etkisi: Çalışmalar venlafaksinin CYP2D6’nın zayıf inhibitörü olduğunu göstermiştir. Venlafaksin CYP1A2, CYP2C9 veya CYP3A4’ü inhibe etmez.

Bu durum aşağıda yer alan ilaçlar ile yapılan in vivo çalışmalarla teyit edilmiştir : alprazolam (CYP3A4), kafein (CYP1A2), karbamazepin (CYP3A4) ve diazepam (CYP3A4 ve CYP2C19).

Metoprolol:

Metoprolol, venlafaksin ve o-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiğini etkilemez. Varfarin:

Venlafaksin ile birlikte varfarin kullanımı soncunda, varfarinin PT veya INR artışı gibi antikoagülan etkilerini potansiyelize ettiği bildirilmiştir.

İndinavir:

İndinavir, venlafaksin ve o-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiğini etkilemez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.

Plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanan ilaçlar:

Venlafaksin ve metaboliti plazma proteinlerine düşük oranda bağlandıklarından (% 27, % 30), buna bağlı ilaç etkileşimi beklenmemektedir.

Venlafaksinin diğer antidepresanlar veya elektrokonvulsif tedavi ile birlikte kullanımını değerlendiren yeterli klinik çalışmalar mevcut değildir.

Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyona ilişkin hiçbir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.

Pediyatrik popülasyon:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi : C

Venlafaksin’in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. VENFECTO XR gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Venlafaksinin güvenirliliği gebelerde kanıtlanmamıştır.

Gebelik Dönemi :

Eğer venlafaksin doğuma kadar veya doğumdan kısa bir süre öncesine kadar kullanılırsa, yeni doğan bebekte kesilme belirtileri görülebilir. Üçüncü trimesterin sonlarına doğru venlafaksine maruz kalan bebeklerde solunum desteği gerektiren veya hastanede daha uzun süre kalmayı gerektiren komplikasyonlar ortaya çıkmıştır.

Laktasyon Dönemi :

Venlafaksin ve o-desmetilvenlafaksin anne sütü ile atılmaktadır (süte geçmektedir). Bu yüzden laktasyon döneminde venlafaksin tedavisi kesilmeli veya emzirmekten vazgeçilmelidir.

Üreme Yeteneği (Fertilite):

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.8. İstenmeyen etkiler

Venlafaksin kullanımı ile sıklıkla gözlenen yan etkiler; bulantı, uykusuzluk, ağız kuruluğu, uyku hali, baş dönmesi, kabızlık, terleme, sinirlilik, halsizlik ve anormal ejakülasyon/orgazm ’dır.

Yan etkilerin görülme sıklığı doza bağımlı olarak değişmektedir. Yan etkilerin şiddeti ve

sıklığı genellikle tedaviye devam edilmesi ile azalır.

Farklı organ sistemlerinde;

Çok yaygın (> 1/10),

Yaygın (> 1/100 ila < 1/10),

Yaygın olmayan (> 1/1,000 ila <1/100),

Seyrek(> 1/10.000 ila <1/1.000),

Çok seyrek (<1/10.000),

Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Gözlenen advers reaksiyonlar şu şekildedir:

Kan ve lenf sistemi bozuklukları :

Yaygın olmayan: Ekimoz, muköz membran kanaması. Seyrek: Uzamış kanama zamanı, hemoraji, trombositopeni.

Çok seyrek: Kan diskrazileri (agranülositoz,aplastik anemi, nötropeni, pansitopeni dahil)

Metabolizma ve beslenme bozuklukları:

Yaygın: Yükselmiş serum kolesterol seviyeleri, kilo alımı veya kaybı. Yaygın olmayan: Hiponatremi, yükselmiş karaciğer enzimleri. Seyrek: Hepatit. Çok seyrek: Prolaktin artışı.

Sinir sistemi bozuklukları:

Çok yaygın: Baş dönmesi, ağız kuruluğu, uykusuzluk, sinirlilik, uyku hali.

Yaygın: Anormal rüyalar, ajitasyon, anksiyete, konfüzyon, hipertoni, parestezi, tremor.

Yaygın olmayan: Apati, halüsinasyon, miyoklonus, bozulmuş tat duyusu..

Seyrek: Ataksi, denge ve koordinasyon bozuklukları, konuşma bozuklukları (dizartri dahil),

mani ve hipomani, nöroleptik malign sendrom benzeri etkiler, nöbet, serotonerjik sendrom.

Çok seyrek: Deliryum, ekstrapiramidal bozukluklar (diskinezi ve distoni dahil), tardiv

diskinezi, psikomotor huzursuzluk/akatizi.

Kardiyak bozukluklar:

Yaygın: Hipertansiyon, çarpıntı, vazodilatasyon.

Seyrek: Hipotansiyon/postural hipotansiyon, senkop, aritmi (taşikardi dahil).

Çok seyrek: Torsades de Pointes, QT uzaması, ventriküler taşikardi, ventriküler fibrilasyon.

Solunum sistemi bozuklukları:

Yaygın: Dispne, esneme. Çok seyrek: Pulmoner eozinofili.

Gastrointestinal bozukluklar :

Çok yaygın: Kabızlık, bulantı.

Yaygın: Anoreksi, iştahta azalma, diyare, dispepsi, kusma. Yaygın olmayan: Diş gıcırdatma. Seyrek: Gastrointestinal kanama. Çok seyrek: Pankreatit.

Deri ve deri altı bozuklukları:

Çok yaygın: Aşırı terleme. Yaygın: Kaşıntı, yüzde kızarıklık.

Yaygın olmayan: Anjiyoödem, makülopapüler döküntüler, ürtiker, fotosensitivite reaksiyonları, alopesi.

Seyrek: Eritema multiforme, Stevens Johnson sendromu.

Kas-iskelet sistemi, bağ-doku ve kemik bozuklukları:

Yaygın: Artralji, miyalji. Seyrek: Kas spazmı. Çok seyrek: Rabdomiyoliz.

Böbrek ve idrar yolu bozuklukları:

Yaygın: Sık idrara çıkma. Seyrek: Üriner retansiyon.

Üreme sistemi bozuklukları :

Çok yaygın: Anorgazmi, erektil disfonksiyon, anormal ejakülasyon/orgazm.

Yaygın: Libido azalması, impotans, menstrüel siklus bozuklukları. Yaygın olmayan: Menoraji. Seyrek: Galaktore.

Göz ile ilgili bozukluklar:

Yaygın: Anormal görme/akomodasyon, midriyazis, kulak çınlaması.

Kulak ile ilgili bozukluklar:

Yaygın:Kulak çınlaması.

Tedavi edilmiş hipertansiyon veya başlangıçta yükselmiş kan basıncı olan hastalarda venlafaksin tedavisi ile daha fazla artış eğilimi görülmemektedir. Rutin kan basıncı kontrolleri önerilebilir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

). Tedavinin aniden kesilmesi, dozun birden azaltılması veya kademeli olarak azaltılması ile ilgili semptomlar; hipomani, anksiyete, ajitasyon, sinirlilik, konfüzyon, uykusuzluk veya diğer uyku bozuklukları, halsizlik, uyuşukluk, parestezi, baş dönmesi, konvülsiyon, vertigo, baş ağrısı, kulak çınlaması, terleme, ağız kuruluğu, anoreksi, diyare, mide bulantısı ve kusma’dır. Kesilme reaksiyonlarının çoğunluğu hafiftir ve tedaviye gerek duyulmadan kendiliğinden kaybolur.

Pazarlama sonrası çalışmalarda özellikle diğer ilaçlar ve/veya alkol ile beraber yüksek dozda venlafaksin kullanımı ile; EKG değişiklikleri (QT aralığının uzaması, kalp bloğu, QRS uzaması), sinüs taşikardisi, ventriküler taşikardi, bradikardi, hipotansiyon, vertigo, nöbet, serotonin sendromu ve uyku halinden komaya kadar olan bilinç bozuklukları bildirilmiştir. Tedavisi: Venlafaksinin bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Doz aşımı halinde yeterli hava yolu, oksijenizasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır. Genel destekleyici ve semptomatik tedaviler ve kardiyak monitorizasyon uygulanmalıdır. Aspirasyon riski varsa kusma önerilmez.

Gastrik lavaj, semptomatik hastalarda veya yüksek dozda venlafaksin XR alımının hemen

arkasından yapılmak üzere önerilebilir.

Aktif kömür kullanımı ilaç absorpsiyonunu kısıtlayabilir.

Diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve transfüzyonun yararı olmadığı düşünülmektedir.

HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. Doğum Sonrası Depresyonu Doğum Sonrası Depresyonu Doğum sonrası depresyonu, doğumdan sonra her on kadından biri tarafından tecrübe edilen stresli bir durumdur.