VISUDYNE 15 mg 1 flakon Kısa Ürün Bilgisi
{ Verteporfin }
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
VISUDYNE infıizyon solüsyonu için toz 5 mg2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Herbir flakon 15 mg verteporfin içerir.
Rekonstitüsyondan sonra 1 ml çözelti, 2 mg verteporfin içerir. 7.5 ml rekonstitüe çözelti 15 mg verteporfin içerir.
Bütillenmiş hidroksitoluen 0.015 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.
Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORMU
İnfüzyon solüsyonu için toz Koyu yeşilsiyah renkli toz
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlan VISUDYNE;
• Yaşla ilişkili makula dejenerasyonuna bağlı predominan klasik subfoveal koroidal neovaskülarizasyon,
• Yaşla ilişkili makula dejenerasyonuna bağlı okült (gizli) subfoveal koroidal neovaskülarizasyon,
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Uygulama şekli:
VISUDYNE, yalnızca yaşa bağlı makula dejenerasyonu, patolojik miyopi ya da olası oküler histoplazmozis hastalarının tedavisinde tecrübeli göz hekimleri tarafından uygulanmalıdır.
Genel hedef popülasyon:
VISUDYNE tedavisi iki basamakta uygulanır:
Birinci basamak 30 ml infüzyon solüsyonunda seyreltilen VİSUDYNE’ın 6 mg/m2 vücut yüzey alanı dozda 10 dakikalık intravenöz infuzyonudur.
İkinci basamak VISUDYNE infuzyonuna başlandıktan 15 dakika sonra ışık ile aktivasyonudur.
Hastalar her 3 ayda bir kontrol edilmelidir. Koroidal neovaskülarizasyon (KNV) sızıntılarının tekrarlaması durumunda VISUDYNE tedavisi yılda 4 defa yapılabilir.
İki gözün aynı anda tedavisini destekleyen klinik data bulunmamaktadır. Bununla birlikte, diğer gözün tedavisinin gerekli olduğu düşünülüyorsa, infüzyonun başlangıcından sonra 20 dakika geçmeden diğer göze de lazer tatbik edilmelidir. Her iki gözünde de ilk defa uygun lezyonlar olan, daha once VISUDYNE tedavisi görmemiş hastalarda, ilk seferde sadece bir gözü (daha ilerlemiş lezyonu olan) tedavi etmek ihtiyatlı olacaktır. İlk tedaviden bir hafta sonra, önemli sayılabilecek bir yan etki olmaması halinde, ikinci göz de aynı şekilde tedavi edilebilir. Tedaviden yaklaşık 3 ay sonra her iki göz birden değerlendirilir, lezyonlarda sızıntı tespit edilmesi halinde yeni bir VISUDYNE tedavisine başlanabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği: VISUDYNE, böbrek yetmezliği olan hastalarda araştırılmamıştır. Ancak, FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER dozda ayarlama yapılması gerektiğine işaret etmemektedir (bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler)
Karaciğer yetmezliği: Orta şiddette karaciğer yetmezliği ya da safra kanalı tıkanıklığı olan hastalarda VISUDYNE tedavisi dikkatlice değerlendirilmelidir. Bu hastalarda deneyim bulunmamaktadır. Verteporfin esas olarak safra (karaciğer) yoluyla atıldığından verteporfine maruziyetin artması mümkündür. Hafif düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda verteporfine maruziyette anlamlı bir artış olmaz (bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler) ve dozda ayarlama yapmak gerekmez.
4.3. Kontrendikasyonlar
Pediyatrik popülasyon: VISUDYNE’ın pediatrik popülasyonda kullanımı araştırılmamıştır. VISUDYNE bu popülasyonda endike değildir.
Geriyatrik popülasyon (65 yaş ve üzeri)
Yaşlılarda (65 yaş ve üzeri) pozoloji, genç erişkinlerdeki pozoloji ile aynıdır.
Uygulama yöntemi
Bu tıbbi ürün sadece intravenöz infiizyonla uygulanır.
Işıkla aktivasyon için, non-termal kırmızı ışık (689 nm ± 3 nm dalga boyunda) sağlayan bir diyot lazer fiber optik cihaz yerleştirilmiş bir biyomikroskop vasıtasıyla ve uygun bir kontakt lens kullanılır. Daha sonra 83 saniye süren ışık uygulamasına başlamr (Işık yoğunluğu 600 mW/cm2, ışık dozu 50 J/cm2).
Koroidal neovasküler lezyonun en geniş yerinin çapı fluoresan anjiografi ve fundus fotografi kullanılarak tayin edilir. Büyütme gücü 2.4-2.6X aralığında olan fundus kameraları tavsiye edilir. Tedavi spotu tüm neovasküler yapıyı, kan ve/veya fluoresan blokajı olan bölgeyi içine almalıdır. Belirlenen lezyon sınırlarının tedavisini garanti altına almak için uygulama sahası, görülen lezyonun her iki tarafında 500’er mikrometre olacak şekilde genişletilmelidir. Tedavi noktasının nazal ucu, optik diskin temporal ucundan en az 200 mikrometre uzakta olmalıdır. Klinik çalışmalarda ilk tedavi için kullanılan maksimum spot boyutu 6600 mikrometredir. Maksimum tedavi spot boyutundan daha geniş lezyonların tedavisi için, aktif lezyonun mümkün olan en geniş alanına ışık uygulanır.
4.3. Kontrendikasyonlar
• Verteporfine ya da bileşenlerden herhangi birine aşın duyarlı olduğu bilinen kişilerde ve
* Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve Önlemleri Tedaviden sonra fotosensitivite
VISUDYNE uygulanan hastalar, infüzyondan sonraki ilk 48 saat içinde ışığa duyarlı hale geleceklerdir. Bu süre boyunca hastalar ciltlerini, gözlerini ve vücutlanmn diğer kısımlarını direkt güneş ışığı veya parlak halojen ışığı, cerrahi müdahale odası ya da diş doktoru muayenehanesindeki yüksek güçte ışıklar gibi parlak oda ışığı ile korumasız temastan kaçınmalıdırlar. Eğer hastalar tedaviden sonraki ilk 48 saat içinde gün ışığına çıkmak zorunda kalırlarsa, ciltlerini ve gözlerini koruyucu kıyafetler ve koyu renk camlı güneş gözlükleri ile korumalıdırlar. UV güneş kremleri fotosensitivite (ışığa duyarlılık) reaksiyonlarından korunmada etkin değildir.
Normal oda ışığı emniyetlidir. Hastalar karanlıkta kalmamalı ve normal oda ışığında kalarak ilacın vücuttan “photobleaching”
adı verilen süreç ile hızla uzaklaştırılması sağlanmalıdır.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanım
VISUDYNE tedavisi orta şiddette karaciğer yetmezliği veya safra yolu tıkanması olan hastalarda, bu hastalarda edinilmiş hiç bir tecrübe bulunmadığından, dikkatle uygulanmalıdır.
Görme keskinliğinde azalma
Tedaviden sonraki bir hafta içinde ciddi görme azalması olan hastalar (4 sıra veya daha fazlaya eşdeğer), görmeleri en azından tedaviden önceki düzeyine tamamen ulaşıncaya kadar tekrar tedavi edilmemelidirler ve potansiyel risk ve fayda, tedaviyi uygulayan hekim tarafından dikkatle değerlendirilmelidir.
Ekstravazasyon
VISUDYNE’in ekstravazasyonu (çevre dokulara sızması) şiddetli ağnya, enflamasyona, şişkinlik ve enjeksiyon bölgesinde renk değişikliğine neden olabilir. Ağrının giderilmesi için analjezik tedavisi gerekebilir.
Ekstravazasyonu önlemek için VISUDYNE infiizyonundan önce bir damar yolu açılmalı ve hasta gözlenmelidir. İnfüzyon için, tercihen antekübital ven kullanılmalıdır, el sırtında bulunan küçük venlere uygulama yapılmamalıdır. VISUDYNE çevre dokulara sızdığı takdirde infüzyon derhal kesilmelidir. Şişkinlik ve renk değişikliği kayboluncaya kadar etkilenen bölge parlak ışıktan korunmalıdır ve enjeksiyon bölgesine soğuk kompres yapılmalıdır.
İnfüzyon sırasında tıbbi gözetim
Nadir durumlarda ciddi olabilen göğüs ağnsı, vazo-vagal reaksiyonlar (uygulamaya bağlı) ve hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Hem vazo-vagal hem de hipersensitivite reaksiyonlan, senkop, terleme, sersemlik, deride kızanklık, dispne, ateş basması, kan basıncı ve kalp atışında değişiklikler gibi genel semptomlar ile bir arada ortaya çıkar. Hastalar, VISUDYNE infüzyonu süresince sıkı tıbbi gözetim altında tutulmalıdırlar.
Anestezi uygulanmış hastalarda kullanım
VISUDYNETn anestezi altındaki hastalarda kullanımına dair klinik veriler mevcut değildir. Anestezi veya sedasyon altındaki domuzlara, hastalarda önerilen dozun çok üzerinde verilen VISUDYNE bolus dozları, muhtemelen kompleman aktivasyonunun bir sonucu olarak, ölüm dahil ciddi hemodinamik etkilere neden olmuştur. Difenhidramin verilmesinin, bahsedilen etkileri azaltması veya ortadan kardırması, bu etkilerde histaminin rol oynadığını düşündürür. Bu etki anestezi altında olmayan domuzda ve insan dahil diğer canlılarda gözlenmemiştir. Tedavi gören hastalarda, beklenen maksimum plazma konsantrasyonunun 5 katından daha fazlası, insan kanında in vitro
olarak düşük seviyede bir kompleman aktivasyonuna neden olmuştur. Klinik çalışmalarda kompleman aktivasyonuna bağlı durumlar bildirilmemiştir fakat, pazarlama sonrası advers etki takibinde anaflaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Hastalar, VISUDYNE infüzyonu süresince sıkı tıbbi gözetim altmda tutulmalıdırlar ve genel anestezi altında VISUDYNE tedavisi dikkatle yapılmalıdır.
İkinci gözün tedavisi
Kontrollü çalışmalarda hasta başına sadece bir gözün tedavisine izin verilmiştir. Bununla birlikte, diğer gözün tedavisinin gerekli olduğu düşünülüyorsa, ilk göze lazer uygulandıktan hemen sonra, infüzyonun başlangıcından itibaren 20 dakika geçmeden diğer göze de lazer tatbik edilmelidir.
Geçimsiz lazerlerin kullanımı
VISUDYNETn ışık ile aktivasyonu için gerekli özellikleri sağlamayan, uygun olmayan lazer kullanımı, VISUDYNETn ışıkla kısmi aktivasyonuna veya aşırı aktivasyonuna yol açabilir ya da çevredeki sağlıklı dokuların tahrip olmasına neden olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
İnsanda spesifik bir ilaç-ilaç etkileşimi çalışması yapılmamıştır.
Dikkate alınması gereken olası etkileşimler
Işığa duvarlılastırıcı diğer ajanlar
Işığa duyarlılığa sebep olan diğer bazı ajanların (öm.: tetrasiklinler, sülfonamidler, fenotiyazinler, sülfonilüre, hipoglisemik ajanlar, tiazid diüretikleri ve griseofulvin) birarada kullanımı fotosensitivite reaksiyonu potansiyelini artırabilir.
Vasküler endotelde verteporfin alimini arttıran ilaçlar
Kalsiyum kanal antagonistleri gibi ajanların, polimiksin B’nin ve radyasyon tedavisinin vasküler endoteli etkilediği bilinmektedir ve eşzamanlı kullanıldıklarında verteporfinin dokuya alimim arttırabilirler.
Serbest radikal süpürücüler
Klinik kanıt olmamakla birlikte, antioksidanlar (öm., beta-karoten) ya da serbest radikal süpürücüleri (öm., dimetilsülfoksit [DMSO], format, mannitol veya alkol), verteporfin tarafından üretilen aktif oksijen türlerini bastırabilir, bu da verteporfin aktivitesinde azalmaya neden olabilir.
Kan damarı oklüzyonunu antagonize eden ilaçlar
Kan daman oklüzyonu, verteporfin aktivitesinin ana mekanizması olduğundan, vazodilatörler, pıhtılaşma ve trombosit agregasyonunu azaltan ajanların (öm., tromboksan A2
inhibitörleri), verteporfin aktivitesini antagonize etmesi teorik olarak mümkündür.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik popülasyona ilişkin klinik etkileşim çalışması
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye:
Gebelik kategorisi C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar VISUDYNETn üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
VISUDYNET reçete eden sağlık profesyonelleri, çocuk sahibi olma potansiyeli olan kadınlara bu ilacın gebelik sırasındaki olası risklerini anlatmalıdırlar. VISUDYNE kullanımı sürecinde, uygun yöntemlerle gebelikten korunulmalıdır.
Gebelik Dönemi:
Gebe kadınlarda VISUDYNE ile yeterli deneyim bulunmamaktadır. Hayvanlarla yürütülen çalışmalar bir türde (sıçan) teratojenik etki göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri). İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Açıkça gerekli olduğu (sadece faydasının fötusun karşı karşıya olduğu potansiyel riski göze alınır kıldığı) durumlar dışında VISUDYNE gebelik sırasında kullanılmamalıdır.
Laktasyon Dönemi:
Verteporfin ve onun diasit metaboliti düşük miktarlarda anne sütüne geçmektedir. Bu nedenle emziren annelere verilmemeli ya da uygulamayı takip eden 48 saat boyunca emzirmeye ara verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
4.8. İstenmeyen etkiler
Advers reaksiyonların çoğunun hafif ila orta şiddette ve geçici nitelikte olduğu görülmüştür. Patolojik miyopi hastalannda bildirilen istenmeyen etkiler, Yaşla ilişkili makula dejenerasyonlu (YİBMD) hastalarda bildirilenlerle benzerlik taşımaktadır.
VISUDYNE’e karşı en sık bildirilen advers reaksiyonlar enjeksiyon yeri reaksiyonlan (ağrı, ödem, inflamasyon, ekstravazasyon, deride döküntü, hemoraji, renk kaybını içerir) ve görme bozukluğudur (bulanık, belirsiz görme, fotopsi, görme keskinliğinde azalma ve skotom ve siyah noktalar da dahil görme alanı kusurlarını kapsar).
MedDRA sistemi organ sınıfları doğrultusunda uyarlanmıştır.
Advers reaksiyonlar, aşağıdaki kategorilere gore listelenmiştir:
Çok yaygın (>1/10); yaygm (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek > 1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor; Aşırı duyarlılık.1 Metabolizma ve beslenme hastalıkları Yaygın: Hiperkolesterolemi Sinir sistemi hastalıkları
Yaygm olmayan: Hipoestezi
Bilinmiyor: Vazovagal reaksiyonlar1, baş ağnsı
Göz hastalıkları
Yaygm: Görme keskinliğinde şiddetli azalma2; görme keskinliğinde azalma şeklinde görme bozukluğu, bulanıklık, belirsiz görüş ya da fotopsi gibi görme bozuklukları; skotom, gri ve siyah halkalar ve siyah lekeler gibi görme alanı kusurlan.
Yaygın olmayan: Retina dekolmanı (regmatojen olmayan), retina/retina altı kanaması, vitroz kanama.
Seyrek; Retinal ya da koroidal damar perfüzyon bozukluğu.
Bilinmiyor: Retinal pigment epitel yırtığı, retinal ödem, maküler ödem.
Kardiyak hastalıklar
Bilinmiyor: Miyokardial enfarktüs3, düzensiz nabız, göğüs ağrısı, baş dönmesi, dispne, senkop
Vasküler hastalıklar
Yaygm olmayan: Hipertansiyon.
Bilinmiyor: Kan basıncı dalgalanması, al basması, presenkop Gastrointestinal hastalıklar Yaygın olmayan: Bulantı.
Bilinmiyor: Pelvis ağrısı Deri ve deri altı doku hastalıkları Yaygın: Fotosensitivite reaksiyonlan4 Bilinmiyor: Prurit, döküntü, hiperhidroz, ürtiker
Yaygm: Sırt ağrısı
Genel hastalıklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygm: Enjeksiyon yerinde ağrı, enjeksiyon yerinde ödem, enjeksiyon yerinde inflamasyon, enjeksiyon yerinde ekstravazasyon, asteni.
Yaygın olmayan: Enjeksiyon yerinde aşm duyarlılık, enjeksiyon yerinde kanama, enjeksiyon yerinde renk solukluğu, yüksek ateş, ağrı.
Bilinmiyor: Enjeksiyon yerinde blister, halsizlik, toraks ağrısı
Yaralanma, zehirlenme ve prosedürle ilgili komplikasyonlar
Yaygın: Esas olarak sırt ağrısı şeklinde kendini gösteren infüzyona bağlı reaksiyon.5,6 Bilinmiyor: İnfüzyona bağlı göğüs ağrısı.6
1 Nadir durumlarda şiddetli olabilen vazovagal reaksiyonlar ve aşın duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Genel belirtiler arasında; baş ağrısı, halsizlik, senkop, aşırı terleme, baş dönmesi, deride döküntü, ürtiker, prurit, dispne, ateş basması ile kan basıncında ve kalp hızında değişiklik yer alabilmektedir.
2 Plasebo kontrollü oküler Faz III klinik çalışmalarda verteporfin verilen hastaların %2.1’inde, kontrolsüz klinik çalışmalarda ise hastalann %1’den daha az bir bölümünde tedavinin uygulanmasını takip eden yedi gün içerisinde görme keskinliğinde 4 ya da daha fazla sıraya eşdeğer şiddetli azalma bildirilmiştir. Reaksiyon esas olarak yalnız okült (%4.9) ya da minimal klasik KNV lezyonlan olan YİMD’li hastalarda oluşmuş ve plasebo verilen hastalarda bildirilmemiştir. Hastaların bazılarında görmenin kısmen geri kazanıldığı gözlenmiştir.
3 Bazen infüzyondan sonra 48 saat içinde, özellikle kardiyovasküler öyküsü olan hastalarda Miyokardial enfarktüs rapor edilmiştir.
4 VISUDYNE verildikten sonra genellikle 24 saat içerisinde, güneş ışığına maruz kalınmasının ardından güneş yanığı şeklinde fotosensitivite reaksiyonlan (hastaların %2.2’sinde ve VISUDYNE şemalannın %1 ’ inden azında) oluşmuştur. Bölüm 4.4’te verilen fotosensitiviteye karşı korunma talimatlanna uyularak bu reaksiyonlardan kaçınılmalıdır.
5 VISUDYNE grubunda infüzyon sırasında gözlenen daha yüksek sırt ağrısı insidansı herhangi bir alerjik reaksiyon ya da hemoliz kanıtıyla ilişkilendirilmemiş ve genellikle infüzyon sona erene kadar kaybolmuştur.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
İlacm ve/veya ışığın aşırı dozu normal retina damarlarının nonselektif nonperfuzyonu ile sonuçlanabilir. Bu durum ciddi görme azalmasına neden olabilir.
İlacın doz aşımı ışığa duyarlı hastanın tedavisinin uzatılması sonucu ortaya çıkabilir. Böyle vak’al arda hasta tedavi süresince cildini ve gözlerini direkt güneş ışığı ve parlak oda ışığından daha uzun süre korumalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
Farmakoterapötik grup: Oftalmolojide kullanılan antineovasküler ajanlar ATC kodu: S01LA01
Verteporfin, benzoporfirin türevi monoasit (BPD-MA) olarak tanımlanmış olup; BPD-MAc ve BPD-MAd aktif regioizomerlerinin eşit olarak 1:1 oranında karışımından oluşur. Işık ile aktive olan bir ilaç olarak (fotosensitiser) kullanılmaktadır. Regioizomerlerin benzer fotodinamik özelliklere sahip olduğu bildirilmiştir.
Verteporfinin klinik olarak önerilen dozu sitotoksik değildir. Yalnızca oksijen varlığında ışık ile aktive edildiği zaman sitotoksik ajanlar meydana gelir. Enerji porfirin tarafından absorbe edildiği zaman oksijene transfer edilir, yüksek reaktiviteye sahip kısa ömürlü singlet oksijen meydana gelir. Singlet oksijen difüzyon aralığında, lokal vasküler oklüzyona, hücre hasarına yol açarak biyolojik yapılara zarar verir ve belli koşullarda hücre ölümüne yol açar.
Verteporfinin koroidal neovaskülatür endotelini içine alan hızlı proliferasyon yapıcı hücreler tarafından selektif ve hızlı alımı ve retansİyonunda, lokal ışığa maruziyete ilaveten, fotodinamik tedavi (PDT)’nin verteporfin kullanılarak sağlanan selektivitesi de temel teşkil eder.
Baskın klasik subfoveal KNV İle ortaya çıkan vaşa bağlı makula dejenerasyonu:
VISUDYNE BPD OCR 002 A ve B (Fotodinamik Tedavi [TAB] ile Yaşa Bağlı Makula Dejenerasyonu Tedavisi A ve B) adlı iki randomize, plasebo kontrollü, çift kör, çok merkezli çalışmada araştırılmıştır. Çalışmalara toplam 609 hasta alınmıştır (402 VISUDYNE, 207 plasebo). Burada hedef, YİMD’ye bağlı subfoveal koroidal neovaskülarizasyonu (KNV) olan hastalarda görme keskinliği azalmasının durdurulmasında verteporfin ile fotodinamik tedavinin (PDT) uzun vadeli etkililik ve güvenliliğinin gösterilmesidir.
İlacın primer etkililiğinin saptanmasında, 3 sıradan daha az (15 harften az) görme keskinliği kaybı yaşayan hastaların oranı dikkate alınmıştır. Görme keskinliği, tedavi başlangıcında ve 12 ay sonunda ETDRS tablosu ile ölçülmüştür.
Çalışmaya 50 yaşm üzerinde, YİMD’ye bağlı klasik komponentli ve subfoveal KNV’si olan, klasik ve okült lezyon alanları total lezyon alanının en az %50’sini oluşturan, tüm lezyon alanının en geniş çapı (GLD) 9 MPS’dan (Macular Photocoaculation Study-Disk alanı) küçük, en iyi düzeltilmiş görme keskinliği 34 ila 73 harf arasında olan hastalar alınmıştır.
Çalışmalarda, 12. ay sonunda tedavi gruplan arasında VISUDYNE lehine % 15’lik bir fark saptanmıştır (VISUDYNE grubu % 61; plasebo grubu % 46; p < 0.001, ITT analizi). Bu fark, 24 ay sonunda da aynı kalmıştır (VISUDYNE grubu % 53; plasebo grubu % 38 p < 0.001).
Açık etiketli, kontrolsüz (TAP A+B uzatma çalışması) çalışmaya dahil olan, 24 aydan sonra VISUDYNE tedavisi almaya devam eden hastalar takip edilmiş ve uzatma çalışmasında güvenlilik konusunda farklı bir sonuç elde edilmemiştir.
Tüm lezyon tiplerinde yapılan TAP çalışmasında, yıllık ortalama tedavi sayısı tanıdan sonraki ilk yıl 3.5, randomize plasebo-kontrollü faz için ikinci yılda 2.4, üçüncü yıl 1.3, dördüncü yıl
0.4 ve açık-etiketli uzatma fazı için beşinci yılda 0.1’dir.
Klasik komponenti olmayan okült subfoveal KNV ile ortaya çıkan vasa bağlı makula
dejenerasyonu:
Klasik komponenti olmayan okült subfoveal KNV ile karakterize YİMD’si olan hastalarda, BPD OCR 003 YİMD (Fotodinamik Terapide Verteporfin-YİMD [VIP-AMD] ve BPD OCR 013 (Okült Koroidal Neovaskülarizasyonda VISUDYNE [VIO]) adlı randomize, plasebo kontrollü, çift kör, çok merkezli, 24 aylık iki çalışma gerçekleştirilmiştir.
Çalışmalardan birine (BPD OCR 003 YİMD) görme keskinliği skoru >50 harf (20/100) olan ve klasik komponenti bulunmayan okült subfoveal KNV’sİ olan hastalar ya da görme keskinliği skoru > 70 harf (20/40) olan ve klasik komponenti bulunan KNV’si olan 339 hasta (225 Verteporfin, 114 plasebo) dahil edilmiştir. 24. ayda plasebo ile karşılaştınldığında görme keskinliğindeki azalmanın durdurulması açısından VISUDYNE lehine %12.9’luk istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık gözlenmiştir (%46.2’ye karşılık %33.3; p= 0.023).
BPD OCR 013 çalışmasına, görme keskinliği skoru 73-74 harf (20/40 - 20/200) olan ve klasik komponenti olmayan okült subfoveal KNV’si bulunan hastalar dahil edilmiştir; lezyonlan >4 MPS disk alanı olan hastalann başlangıç görme keskinliği <65 harftir (<20/50). Bu çalışmaya 364 hasta (244 verteporfin, 120 plasebo) kaydedilmiştir. Birincil etkililik parametresi 12. ayda 15’ten daha az harfe eşdeğer görme keskinliği kaybetmiş hastalann oranıdır. Çalışma 12. ayda %62.7’ye karşılık %55.0, p- 0.158 ya da 24. ayda %53.3’e karşılık %47.5, p = 0.300 birincil etkinlik parametresi ile ilgili istatistiksel olarak anlamlı sonuçlar göstermemiştir.
Patolojik mivopi:
Patolojik miyopiye bağlı subfoveal koroidal neovaskülarizasyonu olan hastalarda randomize, plasebo kontrollü, çift kör, çok merkezli bir çalışma olan BPD OCR 003 PM (Fotodinamik Terapide Verteporfın-Patolojik Miyopi [VIP-PM]) yürütülmüştür. Çalışmaya toplam 120 hasta (81 VISUDYNE, 39 plasebo) alınmıştır. Pozoloji ve tekrar tedavi kriterleri YİMD çalışmalanndakinin aynısıdır.
Primer etkililik kriteri (3 sıradan az görme keskinliği kaybı yaşayan hastalann oranı) dikkate alındığında, VISUDYNE tedavisi gören hastalar ile plasebo grubu arasında % 20’lik bir fark saptanmıştır (VISUDYNE grubu %
86, plasebo grubu % 67, p = 0.011). VISUDYNE ile tedavi edilmiş 26 hasta (%32) ve plasebo ile tedavi edilmiş 6 hasta (%15) 1 satırdan daha fazla görme keskinliği kazanmıştır.
24 ayda 3 sıradan az görme keskinliği kaybı olan VISUDYNE hastalannın oram % 79’dur ve plasebo hastalarının oranı ise % 7 farklı olup % 72’dir (p-0.381). Açık etiketli, kontrolsüz (VIP-PM uzatma çalışması) çalışmaya dahil olan, 24 aydan sonra VISUDYNE tedavisi almaya devam eden hastalar takip edilmiş ve uzatma çalışmasında güvenlilik konusunda farklı bir sonuç elde edilmemiştir.
Patolojik miyopi için yapılan VIP-PM çalışmasında, yıllık ortalama tedavi sayısı tanıdan sonraki ilk yıl 3.5, randomize plasebo-kontrollü faz için ikinci yılda 1.8, üçüncü yıl 0.4, dördüncü yıl 0.2 ve açık-etiketli uzatma fazı için beşinci yılda 0.1 ‘dir.
Olası oküler histonlazmozis:
Oküler histoplazmozis sendromuna bağlı KNV’si olan hastalarda bir açık etiketli çalışma olan BPD OCR 004 (Oküler Histoplazmoziste Visudyne [VOH]) yürütülmüştür. Çalışmada toplam 26 hasta VİSUDYNE ile tedavi edilmiştir. Pozoloji ve tedavi tekrarlan YİMD çalışmalan ile aynıdır. VİSUDYNE tedavisinden sonra 24 aylık takibi takiben hastalann %46’sında başlangıca göre görme keskinliği skorlannda 7 ya da daha fazla harf iyileşme ve hastaların %36’sında 15 ya da daha fazla harf iyileşme görülmüştür.
24. aydan itibaren takip edilen ve kontrolsüz, açık etiketli bir uzatma çalışmasında (VOH uzatma çalışması) gerektikçe VİSUDYNE tedavisi alan hastalardan elde edilen veriler, 24.
ayda elde edilen görme sonuçlarının 48. aya kadar sürdürülebileceğine işaret etmektedir. Uzatma çalışmasında ilave güvenlilik endişeleri belirlenmemiştir.
VOH çalışmasında olası oküler histoplazmoziste, yıl başına ortalama tedavi sayısı tanıdan sonraki ilk yılda 2.9, ikinci yılda 1.2, üçüncü yılda 0.2, dördüncü yılda 0.1 olmuştur.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Verteporfinin iki regioizomeri, benzer dağılım ve eliminasyon özellikleri göstermektedir ve dolayısıyla farmakokinetik bakış açısından her iki izomer bütün halinde verteporfin olarak kabul edilmektedir.
Emilim:
Geçerli değildir.
Dağılım:
Hedef popülasyonda 6 ve 12 mg/m2 vücut yüzeyi alanı dozunun 10 dakika süreli infüzyonundan sonra Cmax sırasıyla 1.5 ve 3.5 mikrogram/mL olmuştur. 3-14 mg/m2 doz aralığında 10 dakika süreli infüzyonun ardından kararlı durumda dağılım hacmi yaklaşık 0.60 L/kg ve klirens yaklaşık 101 ml/h/kg olarak bildirilmiştir. Herbir VİSUDYNE dozu uygulaması için, Cmax plazma konsantrasyonlarında (infüzyonun bitişinden hemen sonra) ve ışık uygulama zamanında bireyler arası maksimum 2 katı bir değişkenlik bulunmuştur.
İnsan plazmasında verteporfinin %90’ı plazma lipoprotein fraksiyonlarına, %
6’sı ise albümine bağlanır.
Biyotransformasyon:
Verteporfinin ester grubu plazma esterazlan ve hepatik esterazlar İle hidrolize olarak benzoporfirin türevi diasit (BPD-DA) oluşumuna yol açar. BPD-DA ışığa duyarlılaştırıcı bir madde olmakla birlikte sistemik maruziyeti düşüktür (verteporfine maruziyet % 5-10 olup, ilacın büyük kısmının değişmeden atıldığını gösterir). İn vitro
çalışmalar sitokrom P450 enzimleri tarafından gerçekleştirilen oksidatif metabolizmanın kayda değer bir bağlantı göstermediğini ortaya koymuştur.
Eliminasyon:
İntravenöz infüzyonu takiben, verteporfin bi-eksponansiyel eliminasyon kinetiği gösterir.
Verteporfin için plazma eliminasyon yanlanma ömrü yaklaşık 5-6 saattir.
Verteporfin ve BPD-DA’nın insan idrarında birlikte atılmasının % l’den az olması, safra ile atıldığım düşündürmektedir.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Maruziyet süresi ve maksimum plazma konsantrasyonu 6 ve 20 mg/m2 arasındaki doz ile orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Geriatrik popülasyon (65 yas ve üzeri)
Verteporfinin Cmax değerleri yaşlılarda genç sağlıklı gönüllülerde gözlenenden biraz daha yüksektir (6 mg/m2 önerilen doz için % 26) ve daha fazla maruziyete neden olabilir. Hedef popülasyonda risk/fayda değerlendirmesi olumlu bulunduğundan, yaşa bağlı bu farklılığın klinik olarak anlamı bulunmamaktadır.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif şiddette karaciğer disfonksiyonu olan kişilerde (başlangıçta karaciğer fonksiyon testinin iki kez anormal olarak tespit edilmesi olarak tanımlanmıştır) ortalama eğri altı değerleri (EAA) ve Cmax, kontrol grubundan önemli bir farklılık göstermezken, yanlanma ömrü yaklaşık % 20 oranında uzamıştır.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda verteporfinin farmakokinetiğine dair herhangi bir çalışma bildirilmemiştir. Verteporfinin ve metabolitinin böbrek yoluyla atılımı minimal düzeydedir (verteporfin dozunun <%l’i) ve dolayısıyla böbrek yetmezliği olan hastalarda verteporfin maruziyetinde klinik olarak anlamlı değişiklikler olası değildir.
Etnik gruplar / ırklar:
Verteporfinin farmakokinetiğinin sağlıklı Beyaz ve Japon gönüllülerde, 10 dakika süreli infüzyon şeklinde uygulanan 6 mg/m2 dozundan sonra benzer olduğu bildirilmiştir.
Cinsiyet etkileri:
Belirtilen dozda, farmakokinetik parametreler cinsiyetten önemli Ölçüde etki lenmemektedir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Tek ve tekrarlanan dozlarda toksisite
Verteporfinin akut ve ışığa bağlı toksisitesi, verteporfin ile fotodinamik tedavinin (PDT) farmakolojik etkisinin sonucu olarak ortaya çıkan doza bağlı lokal derin doku hasarı ile karakterizedir. Verteporfinin çoklu dozlarından sonra ışıksız koşulda gözlenen toksisite başlıca hematopoietik sistem üzerindeki etkiler ile ilişkili olmuştur. Bu etkilerin boyutu ve şiddeti tüm çalışmalarda tutarlı olmuş, ilaç dozu ve doz uygulama süresine bağlı olduğu görülmüştür.
Üreme toksisitesi
a
Gebe sıçanlarda 10 mg/kg/gün (dişi sıçanlarda EAAinf temel alınarak 6 mg/m ile insan maruziyetinin yaklaşık 40 katı) intravenöz verteporfin dozları, artmış anoftalmi/ mikroftalmi insidansı ile ve 25 mg/kg/gün (dişi sıçanlarda EAAmf temel alınarak 6 mg/m2 maruziyette insan maruziyetinin yaklaşık 125 katı) dozları, artmış dalgalı kaburga ve anoftalmi/ mikroftalmi insidansı ile ilişkili bulunmuştur. Tavşanlarda 10 mg/kg/güne (beden yüzey alanı bazında 6 mg/m2 maruziyette insan maruziyetinin yaklaşık 20 katı) kadarki dozlarda gözlenmiş bir teratojenik etki olmamıştır.
10 mg/kg/güne (erkek ve dişi sıçanlarda EAAmf temel alınarak 6 mg/m2 maruziyette insan maruziyetinin sırasıyla yaklaşık 60 ve 40 katı) kadarki intravenöz verteporfin dozlarının ardından erkek ya da dişi fertilitesinde herhangi bir etki gözlenmemiştir.
Karsinojenisite
Verteporfinin karsinojenik potansiyelini değerlendirme amaçlı herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir.
Mutajenisite
Verteporfin, standart test grubunda ışık varlığında ya da yokluğunda genotoksik etki göstermemiştir. Diğer yandan, sınıf olarak fotodinamik tedavinin (PDT), DNA dizisi kırılması, alkali-labil bölgeler, DNA bozunması ve DNA proteini çapraz bağları gibi, kromozom aberasyonlarına, kardeş kromatid değişimine (SCE) ve mutasyonlara neden olabilecek DNA hasarına neden olduğu bildirilmiştir. PDT ajanlan ile DNA hasarı potansiyelinin insanda riski açısından taşıdığı anlam bilinmemektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz
6.2. Geçimsizlikler
VİSUDYNE serum fizyolojik solüsyonlannda presipite olur. Normal serum fizyolojik solüsyonları ve diğer parenteral solüsyonlar kullanılmamalıdır. VİSUDYNE diğer ilaçlar ile aynı solüsyonda karıştırılmamalıdır.
6.3. Raf ömrü
Açılmamış flakon : 48 ay
Rekonstitüe ve dilüe edildikten sonra : Kimyasal ve fiziksel kullanım stabilitesinin 25°C’de 4 saat olduğu gösterilmiştir. Mikrobiyolojik bakış açısından, ürün hemen kullanılmalıdır.
6.4. Saklamaya yönelik Özel uyardar
25 °C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Flakon ışıktan korunmalıdır. Bunun için karton kutusunda saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
6.2. Geçimsizlikler
Flakon ve rekonstitüe çözeltinin kullanılmayan kısmı tek kullanımdan sonra atılmalıdır.
Por büyüklüğü 1.2 pm’den daha küçük olmayan hidrofilik membranlı (polietersülfon gibi) standart bir infüzyon filtresi kullanılması tavsiye edilir.
Eğer materyal dökülmüş ise, ıslak bir bez ile temizlenir. Göz ve cilt ile temas etmemelidir. Kauçuk eldiven kullanımı ve göz koruması tavsiye edilir. Tüm materyaller uygun şekilde kullanılmalıdır.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
Astım Astımlı kişilerin akciğerlerindeki hava boruları (bronşlar) hassastır. Bu kişiler belirli tetikleyici faktörlere maruz kaldıklarında, hava boruları nefes almalarını güçleştirecek şekilde daralır. | HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur. |
Ruh ve Akıl Sağlığımızı Geliştirmek İyi akıl ve ruh sağlığı sahip olmaktan ziyade, yaptığınız şeylerdir. Akıl ve ruhsal olarak sağlıklı olmak için kendinize değer vermeli ve kendinizi kabul etmelisiniz. |
|
Aşırı Alkol Kullanımı, Alkolizm Alkol bağımlılığı, alkol kullanımı ve alkol sorunları arasındaki farkı açıklamak güçtür. Örneğin, geçmişte alkol kullanmış olan bir kimsenin mutlaka alkol bağımlısı olması gerekmez. |
|
Travma Sonrası Bunalımı Travmatik bir olay, günlük olağan olayların dışında olan ve kişiyi derinden rahatsız eden bir olaydır.Birçok olay böyle bir etki gösterebilir. |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.Geri Ödeme Kodu | A08450 |
Satış Fiyatı | TL |
Önceki Satış Fiyatı | |
Original / Jenerik | Original İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699504260151 |
Etkin Madde | Verteporfin |
ATC Kodu | S01LA01 |
Birim Miktar | 15 |
Birim Cinsi | MG |
Ambalaj Miktarı | 1 |
Duyu Organları > Oküler Damar Bozukluğu Ajanları > Verteporfin |
İthal ( ref. ülke : Yunanistan ) ve Beşeri bir ilaçdır. |