XENDRO 5 mg/100 ml IV infüzyon için çözelti içeren flakon (1 flakon) Klinik Özellikler

Zoledronik Asit Monohidrat }

Kas İskelet Sistemi > Kemik İlaçları > Zoledronik Asit
Centurion Pharma İlaç Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. | 28 November  2014

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

      Osteoporozu olan, postmenopozal kadınlarda ve erkeklerde vertebra ve vertebra dışı kırıkların önlenmesinde,

      4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

      Pozoloji:

      Postmenopozal osteoporoz, erkeklerde osteoporoz tedavisi ve uzun süren glukokortikoid tedavisine bağlı osteoporoz tedavisi için önerilen doz, yılda bir kez uygulanan 5 mg intravenöz XENDRO infüzyonudur.

      Yakın zamanda düşük travmaya bağlı kalça kırığı meydana gelmiş olan hastalarda, XENDRO infüzyonunun kalça kırığının onarımından iki hafta ya da daha uzun bir süre sonra uygulanması önerilir (Bkz. Bölüm 5.1).

      Paget hastalığının tedavisi için, XENDRO yalnızca kemikteki Paget hastalığının tedavisi konusunda deneyim sahibi hekimler tarafından reçete edilmelidir. Önerilen doz, 5 mg'lık tek bir intravenöz XENDRO infüzyonudur.

      Paget hastalığı tedavisinin tekrarlanması: Paget hastalığında XENDRO ile başlangıç tedavisinden sonra tedaviye cevap veren hastalarda uzun bir remisyon dönemi gözlemlenir. Yeniden tedavi, nüksün olduğu hastalarda başlangıç tedavisini takiben bir yıl ya da daha uzun bir aralık sonrasında ilave bir intravenöz infüzyon yoluyla 5 mg XENDRO uygulamasından oluşmaktadır. Paget hastalığının yeniden tedavisi ile ilgili sınırlı veri bulunmaktadır. (Bkz. Bölüm 5.1)

      Kalsiyum ve D vitaminin diyetle alımının yetersiz olduğu osteoporozlu kadınlarda yeterli kalsiyum ve D vitamini desteği verilmesi önemlidir (Bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

      Uygulama şekli:

      XENDRO 5 mg/100 mL infüzyon çözeltisi, delikli bir infüzyon seti aracılığıyla intravenöz yoldan ve sabit bir infüzyon hızında uygulanır. İnfüzyon süresi 15 dakikadan daha kısa olmamalıdır. XENDRO infüzyonu ile ilgili bilgi için, Bkz. Bölüm 6.6.

      Hastalar, XENDRO verilmeden önce, gereken şekilde hidrate edilmiş olmalıdırlar. Bu, özellikle yaşlılarda ve diüretik tedavisi gören hastalarda önemlidir.

      XENDRO uygulaması ile birlikte yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımı önerilir. Ayrıca Paget hastalığı bulunan hastalarda, günde iki kez alınan en az 500 mg elementer kalsiyuma karşılık gelen yeter miktardaki kalsiyum takviyesinin XENDRO uygulandıktan sonraki 10 gün süreyle sürdürülmesi özellikle tavsiye edilir (Bkz. Bölüm 4.4).

      Yakın zamanda kalça kırığı geçirmiş hastalarda, ilk XENDRO uygulamasından önce oral yolla ya da intramüsküler yolla 50,000 ila 125,000 IU Vitamin D verilmesi önerilir.

      XENDRO uygulandıktan sonraki üç gün içinde ortaya çıkan advers reaksiyonların insidansı, XENDRO uygulandıktan kısa süre sonra parasetamol veya ibuprofen uygulanarak azaltılabilir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

      Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

      Kreatinin klerensi <35 mL/dakika olan hastalarda XENDRO kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

      Kreatinin klerensi ≥35 mL/dakika olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur.

      Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (Bkz. Bölüm Farmakokinetik özellikler).

      Pediyatrik popülasyon:

      Çocuklarda ve 18 yaşın altındaki erişkinlerde güvenlilik ve etkililikle ilgili verilerin olmaması nedeniyle bu yaş gruplarında XENDRO kullanılması önerilmez.

      Geriyatrik Popülasyon (≥65 yaş) :

      Yaşlılardaki biyoyararlanım, dağılım ve atılımın yetişkinlerinkine benzer olması sebebiyle doz ayarlamasına gerek yoktur.

      4.3. Kontrendikasyonlar

        4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

        Böbrek bozukluğu:

        Şiddetli böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi Ë‚35 mL/dakika) XENDRO kullanımı, bu popülasyondaki artmış böbrek yetmezliği riskine bağlı olarak kontrendikedir.

        Özellikle daha önceden böbrek rahatsızlığı olan veya ileri yaş, eş zamanlı nefrotoksik ilaç kullanan, eş zamanlı diüretik tedavisi alan (bkz. bölüm 4.5) ya da XENDRO uygulamasından (bkz. bölüm 4.8) sonra dehidratasyon oluşumu dahil diğer risk faktörlerini taşıyan hastalarda XENDRO uygulamasını takiben böbrek fonksiyonunda bozukluk gözlenmiştir. Hastalarda tek bir XENDRO uygulamasından sonra böbrek bozukluğu gözlenmiştir. Önceden böbrek bozukluğu olan ya da yukarıda tanımlanan risk faktörlerinden herhangi birini taşıyan hastalarda nadir olarak diyaliz gerektiren ya da ölüm ile sonuçlanan böbrek yetmezliği meydana gelmiştir.

        Renal yan etki riskini en aza indirmek için aşağıdaki önlemler alınmalıdır:

          XENDRO, böbrek fonksiyonunu etkileyebilecek diğer tıbbi ürünler ile bir arada verildiğinde dikkatli kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).

          4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

          Zoledronik asite spesifik olarak ilaç-ilaç etkileşim çalışmaları yapılmamıştır. Zoledronik asit, sistemik olarak metabolize olmaz ve insan sitokrom P450 enzimlerini in vitro olarak etkilemez (Bkz. Bölüm 5.2). Zoledronik asit plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanmaz (yaklaşık % 43-55 bağlıdır) ve bu nedenle proteine yüksek oranda bağlanan ilaçlarda görülen yer değiştirme etkileşimleri olası değildir.

          Zoledronik asit, böbrek yoluyla atılır. XENDRO böbrek fonksiyonunu önemli derecede etkileyebilecek ilaçlar (örn. aminoglikozidler ya da dehidratasyona neden olan diüretikler) ile birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

          Böbrek bozukluğu olan hastalarda öncelikli olarak böbreklerden atılan eş zamanlı ilaç kullanımına sistemik maruziyet artabilir.

          Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

          Özel popülasyonlara ilişkin yeterli bilgi bulunmamaktadır.

          Pediyatrik popülasyon:

          Pediyatrik popülasyona ilişkin yeterli bilgi bulunmamaktadır.

          4.6. Gebelik ve laktasyon

          da (Bkz. Bölüm 4.6) kontrendikedir.

          Gebelik kategorisi D

          Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

          XENDRO çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda önerilmez ve tedavi süresince etkili

          doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

          Gebelik dönemi

          Zoledronik asidin gebelerde kullanılmasına ilişkin yeterli veri yoktur. Deney hayvanlarında

          zoledronik asit ile yapılan çalışmalarda doğum kusurları dahil üreme üzerinde toksikolojik etkiler gözlenmiştir. (bkz. bölüm 5.3). XENDRO'nın gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkiler bulunmaktadır. İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir.

          XENDRO kesinlikle gerekli olmadıkça, gebelik döneminde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

          Laktasyon dönemi

          Zoledronik asitin insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. XENDRO, laktasyon döneminde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).

          Üreme yeteneği / Fertilite

          Zoledronik asit sıçanlarda parental ve Fl neslinin fertilitesi üzerindeki potansiyel advers etkiler açısından değerlendirilmiştir. Bu, bileşiğin iskelet kalsiyum metabolizmasını inhibe etmesi sonucu doğum dönemi hiperkalsemi ile ilişkili olduğu kabul edilen aşırı farmakolojik etkiler, bir bifosfonat sınıfı etkisi olan distosi ve çalışmanın erken sonlandırılması ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle bu bulgular XENDRO'nın insanlarda fertilite üzerindeki kesin etkisini belirlemek açısından yetersizdir.

          4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

          Baş dönmesi ve uyku hali gibi yan etkilerin araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkileri olabilir.

          XENDRO kullanımı esnasında araç ve makine kullanırken dikkatli olunmalıdır.

          4.8. İstenmeyen etkiler

          Güvenlilik profilinin özeti:‌

          Zoledronik asit'in birinci, ikinci ve üçüncü infüzyonu ardından advers reaksiyonların görüldüğü genel hasta yüzdesi sırasıyla % 44,7, % 16,7 ve % 10,2'dir. Birinci infüzyonu takiben bireysel belirtiler ve sıklıkları şu şekildedir: ateş (% 17,1), kas ağrısı (% 7,8), grip benzeri belirtiler (% 6,7), eklem ağrısı (% 4,8), baş ağrısı (% 5,1). Bu reaksiyonların insidansı XENDRO'nın daha sonraki yıllık dozlarını takiben belirgin oranda azalmıştır. Bu belirtilerin çoğunluğu, Zoledronik asit uygulandıktan sonraki ilk 3 gün içinde ortaya çıkmıştır. Bu belirtilerin çoğu hafif- orta derecede etkilidir ve olay başladıktan sonraki 3 gün içinde ortadan kaybolmuştur. Advers reaksiyonlar yaşayan hastaların yüzdesi, şiddetli advers reaksiyonlara karşı profilaksinin kullanıldığı daha az sayıdaki bir çalışma grubunda daha düşük bulunmuştur (ilk, ikinci ve üçüncü infüzyondan sonra sırasıyla %19,5, %10,4,

          %10,7).

          HORIZON – Pivotal Kırık Çalışması [PFT] (Bkz. Bölüm 5.1), Zoledronik asit ve plasebo alan hastalarda atriyal fibrilasyonun genel sıklığı sırasıyla % 2,5 (3.862 hastadan 96'sı) ve

          % 1,9 (3.852 hastadan 75'i) idi. Atriyal fibrilasyon ciddi yan etkisinin oranı, Zoledronik asit alan hastalarda (% 1,3, 3.862 hastadan 51'i) plasebo alan hastalara (% 0,6, 3.852 hastadan 22'si) kıyasla artmıştır. Artan atriyal fibrilasyon insidansının ardındaki mekanizma

          bilinmemektedir. Osteoporoz çalışmalarında (PFT, HORIZON – Yineleyen Kırık Çalışması [RFT]) toplu atriyal fibrilasyon insidansları Zoledronik asit ile plasebo arasında karşılaştırılabilir düzeyde olmuştur (sırasıyla %2,6 ve %2,1). Atriyal fibrilasyon ciddi advers olayları için toplu insidans, Zoledronik asit için %1,3, plasebo için %0,8 olmuştur.

          Zoledronik asit ile ilişkili olduğundan şüphe duyulan advers reaksiyonlar; çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100, <1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000, <1/100); seyrek (≥ 1/1000, < 1/10000); çok seyrek (< 1/10000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak Tablo 1'de gösterilmiştir.

          Her sıklık grubu içinde advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sırasıyla dizilmiştir.

          Tablo 1*

          Enfeksiyonlar

          ve enfestasyonlar

          Yaygın olmayan

          İnfluenza, nazofarenjit

          Kan ve lenf

          sistemi hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Anemi

          Bağışıklık sistemi hastalıkları

          Bilinmiyor**

          Nadir görülen bronkokonstriksiyon, ürtiker ve anjiyoödem vakaları ve çok nadir görülen anafilaktik reaksiyon/şok dahil olmak üzere aşırı duyarlılık

          reaksiyonları

          Metabolizma ve beslenme hastalıkları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Seyrek

          Hipokalsemi* İştah azalması

          Hipofosfatemi

          Psikiyatrik hastalıklar

          Yaygın olmayan

          Uykusuzluk

          Sinir sistemi

          hastalıkları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Baş ağrısı, baş dönmesi

          Letarji, parestezi, somnolans (uyku hali), tremor, senkop, tat bozukluğu

          Göz hastalıkları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Seyrek

          Bilinmiyor**

          Göz kızarıklığı Konjuktivit, göz ağrısı Üveit, episklerit, iritis

          Sklerit ve orbital iltihap

          Kulak ve iç kulak

          hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Vertigo

          Kardiyak hastalıklar

          Yaygın

          Atriyal fibrilasyon

          Vasküler hastalıklar

          Yaygın olmayan Bilinmiyor**

          Hipertansiyon, kızarıklık

          Hipotansiyon (altta yatan risk faktörü taşıyan bazı hastalıklarda)

          Solunum, göğüs bozuklukları ve

          mediastinal hastalıklar

          Yaygın olmayan

          Öksürük, Dispne

          Gastrointestinal

          hastalıkları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Bulantı, kusma, ishal

          Dispepsi, üst karın ağrısı, karın ağrısı, ağız kuruluğu, özofajit, kabızlık, diş ağrısı, gastroözofajiyal reflü hastalığı,

          gastrit#

          Deri ve deri altı doku hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Döküntü, hiperhidrozis, kaşıntı, eritem

          Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          Seyrek

          Çok seyrek

          Bilinmiyor**

          Kas ağrısı, eklem ağrısı, kemik ağrısı, bel ağrısı, ekstremite ağrısı

          Boyun ağrısı, kas-iskelet tutulması, eklem şişmesi, omuz ağrısı, kas spazmları, kas güçsüzlüğü, eklem katılığı kas-iskelet ağrısı, kas ve iskelete bağlı göğüs ağrısı, artrit

          Atipik subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları*** (bifosfanat sınıfı advers reaksiyonu)

          Dış kulak kanalının osteonekrozu (bifosfanat sınıfı advers reaksiyonu)

          Çene osteonekrozu (bkz.bölüm 4.4 ve 4.8 Sınıf etkileri)

          Böbrek ve

          idrar yolu

          hastalıkları

          Yaygın olmayan

          Bilinmiyor**

          Kan kreatinin artışı, pollaküri, proteinüri

          Renal bozukluk (Özellikle daha önceden böbrek rahatsızlığı olan veya eş zamanlı nefrotoksik ilaç kullanan, eş zamanlı diüretik tedavisi alan ya da XENDRO uygulamasından sonra dehidratasyon oluşumu dahil ilave risk faktörleri taşıyan, diyaliz gerektiren böbrek yetmezliği dahil nadir böbrek bozukluğu vakaları ve ölümle sonuçlanan nadir vakalar rapor edilmiştir (bkz.bölüm 4.4 ve 4.8 sınıf etkileri)

          Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

          Çok yaygın Yaygın

          Yaygın olmayan

          Bilinmiyor**

          Ateş

          Grip benzeri belirtiler, titreme, yorgunluk, asteni, ağrı, keyifsizlik, infüzyon bölgesinde reaksiyon.

          Periferik ödem, susuzluk, akut faz reaksiyon, kardiyak kökenli olmayan göğüs ağrısı

          Kusma, ateş ve ishal gibi advers

          reaksiyonlarla ikincil dehidratasyon

          Laboratuvar bulguları

          Yaygın

          Yaygın olmayan

          C-reaktif protein artması Kanda kalsiyum azalması

          #Eş zamanlı olarak Glukokortikoid kullanan hastalarda gözlenmiştir.

          *Yalnızca Paget hastalığında yaygındır. Hipokalsemi için bkz. Sınıf etkileri (İlacın ait olduğu gruba bağlı etkiler).

          **Pazarlama sonrası raporlara dayanmaktadır. Bu raporlar belirsiz büyüklükteki bir popülasyondan alınmış olduğundan ve karıştırıcı faktörlere tabi olduğundan, bunların sıklığının güvenilir bir şekilde hesaplanması ya da tıbbi ürüne maruziyetle nedensel bir ilişkinin kurulması mümkün değildir.

          ***Pazarlama sonrası deneyimde tespit edilmiştir.

          Seçilmiş advers reaksiyonların tanımı

          Atriyal fibrilasyon

          HORIZON – Pivotal Kırık Çalışmasında [PFT] (bkz. bölüm 5.1), zoledronik asit ve plasebo alan hastalarda atriyal fibrilasyonun genel sıklığı sırasıyla % 2,5 (3.862 hastadan 96'sı) ve

          %1,9 (3.852 hastadan 75'i) olmuştur. Atriyal fibrilasyon ciddi yan etkisinin oranı, zoledronik asit alan hastalarda (% 1,3 , 3.862 hastadan 51'i) plasebo alan hastalara (% 0,6, 3.852 hastadan 22'si) kıyasla artmıştır. Artan atriyal fibrilasyon insidansının ardındaki mekanizma bilinmemektedir. Osteoporoz çalışmalarında (PFT, HORIZON – Yineleyen Kırık Çalışması [RFT]) toplu atriyal fibrilasyon insidansları zoledronik asit ile plasebo arasında karşılaştırılabilir düzeyde olmuştur (sırasıyla %2,6 ve %2,1). Atriyal fibrilasyon ciddi advers olayları için toplu insidans, zoledronik asit için %1,3, plasebo için %0,8 olmuştur.

          Sınıf etkileri (İlacın ait olduğu gruba bağlı etkiler):

          Böbrek bozukluğu:

          Zoledronik asit de dahil intravenöz bifosfonatlar böbrek fonksiyonundaki azalma (yani serum kreatinin artışı) olarak belirti veren böbrek bozukluğu ve seyrek olgularda akut böbrek yetmezliği ile ilişkili bulunmuştur. Özellikle daha önceden böbrek sorunları olan veya ilave risk faktörleri taşıyan (örn. ileri yaş, kemoterapi alan onkoloji hastaları, birlikte kullanılan nefrotoksik ilaçlar, eş zamanlı diüretik tedavi, şiddetli dehidratasyon) çoğunluğu her 3-4 haftada bir 4 mg zoledronik asit dozu alan hastalarda zoledronik asit uygulamasını takiben böbrek fonksiyonunda bozukluk gözlenmiştir. Ancak tek doz uygulamasından sonra da bu durum gözlenmiştir.

          Osteoporoza dair klinik çalışmalarda, kreatinin klerensindeki değişiklik (doz uygulamasından önce yıllık olarak ölçülen) ve böbrek yetmezliği ile bozukluğunun insidansı 3 yıl süreyle zoledronik asit ve plasebo tedavi grupları için birbirine yakın bulunmuştur. Zoledronik asit ile tedavi edilenlerin %1,8 ve plasebo ile tedavi edilenlerin % 0,8'inde, uygulamadan sonraki 10 gün içinde serum kreatinin düzeyinde geçici bir artış gözlenmiştir.

          Hipokalsemi:

          Geniş kapsamlı bir klinik çalışmada, hastaların yaklaşık %0,2'sinde zoledronik asit uygulamasını takiben serum kalsiyum düzeylerinde azalma (1,87 mmol/L'dan daha az) görülmüştür. Semptomatik hipokalsemi olgusu hiç gözlenmemiştir.

          Paget hastalığı çalışmalarında, yaklaşık hastaların % 1'inde semptomatik hipokalsemi gözlenmiş ve tümü iyileşmiştir.

          Laboratuvar değerlendirmelerine göre Paget hastalığına ait klinik çalışmalarda zoledronik asit ile tedavi edilen hastaların % 21'inde, geniş kapsamlı bir klinik çalışmada ise zoledronik asit ile tedavi edilen hastaların % 2,3'ünde normal referans aralığın (2,10 mmol/L'dan daha az) altında geçici asemptomatik kalsiyum düzeyleri gelişmiştir. Hipokalseminin sıklığı daha sonraki infüzyonları takiben çok daha düşük olmuştur.

          Hem post-menopozal osteoporoz, hem yeni bir kalça kırığını takip eden klinik kırıkların önlenmesi çalışmasında, hem de Paget hastalığına ait klinik çalışmalarda tüm hastalar yeter miktarda vitamin D ve kalsiyum takviyesi almıştır (Bkz. Bölüm 4.2).Yeni bir kalça kırığını takip eden klinik kırıkların önlenmesi çalışmasında, vitamin D seviyesi düzenli olarak ölçülmemiş olsa da zoledronik asit uygulaması öncesi hastaların çoğu Vitamin D almıştır (bkz. Bölüm 4.2).

          Lokal reaksiyonlar:

          Büyük bir klinik çalışmada, zoledronik asit uygulamasını takiben infüzyon yerinde kızarıklık, şişlik ve/veya ağrı gibi lokal reaksiyonlar olduğu bildirilmiştir (% 0,7).

          Çene osteonekrozu:

          Zoledronik asit dahil kemik rezorpsiyonunu inhibe eden tıbbi ürünler ile tedavi edilen çoğunlukla da kanser hastalarında çene osteonekrozu olguları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4). Bu hastaların çoğu osteomiyelit dahil lokal enfeksiyon bulgularına sahipti ve bildirilen raporların bir çoğu diş çekimi veya diğer dental cerrahi işlem uygulanan kanser hastalarına aitti. Çene osteonekrozu; kanser tanısı, birlikte uygulanan tedaviler (örn. kemoterapi, radyoterapi, kortikosteroidler) ve eşlik eden durumlar (örn. anemi, pıhtılaşma bozuklukları, enfeksiyon, önceden var olan diş hastalığı) gibi iyi dokümante edilmiş çoğul risk faktörlerine sahiptir. Nedensellik ilişkisi saptanamamış olmasına karşın, iyileşme süreci uzun sürebileceğinden dental cerrahiden sakınılması akıllıca bir davranış olacaktır (Bkz. Bölüm 4.4). Geniş kapsamlı bir klinik çalışmada, 7736 hastadan zoledronik asit ile tedavi edilen bir hastada ve plasebo verilen bir hastada çene osteonekrozu bildirilmiştir. Her iki olgu da iyileşmiştir. ONJ vakaları zoledronik asit için pazarlama sonrası ortamda bildirilmiştir.

          Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

          Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu

          Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.t r; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35

          99)

          4.9. Doz aşımı ve tedavisi

          Akut doz aşımı ile klinik deneyim sınırlıdır. Önerilen dozun üzerinde doz alan hastalar dikkatle izlenmelidirler. Klinik olarak anlamlı hipokalsemiye yol açan doz aşımı durumunda, oral kalsiyum ve/veya intravenöz kalsiyum glukonat infüzyonu takviyesi ile bu durum düzeltilebilir.

          Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmeleri Omurilik zedelenmesini takip eden birkaç gün içinde, hiçkimse hasarin ne kadar olacagini tahmin edemez. Buradaki sorun, omuriligin herhangi bir zedelenmesinden hemen sonra, bir omurilik sokunun olusmasidir.