ZELBORAF 240 mg 56 film kaplı tablet Kısa Ürün Bilgisi
{ Vemurafenib }
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ZELBORAF 240 mg film kaplı tablet2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Vemurafenib : 240 mg
Her tablet, 240 mg vemurafenib (vemurafenib ve hipromelloz asetat süksinat eş çökeltisi şeklinde) içerir.
Kroskarmeloz sodyum 29.4 mg (1.278 mmol)
Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.
Yardımcı maddeler için 6.1.’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORMU
Film kaplı tablet
Bir yüzünde ‘VEM’ baskısı olan, yaklaşık 19 mm’lik pembemsi beyaz ila turuncu beyaz, oval, bikonveks film kaplı tabletler.
4.1. Terapötik endikasyonlar
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
ZELBORAF tedavisi, antikanser tıbbi ürünlerinin kullanımı konusunda deneyimli kalifiye bir hekim tarafından başlatılmalı ve denetlenmelidir.
ZELBORAF almadan önce, geçerli bir test yoluyla hastanın tümöründe BRAF V600 mutasyon pozitifliği tespit edilmelidir (bkz. bölüm 4.4 ve 5.1).
Pozoloji:
ZELBORAF için önerilen doz, günde iki kez 960 mg’dir (240 mg’lik 4 tablet) (günde toplam 1,920 mg’lik doza eşdeğer). ZELBORAF öğünle birlikte veya aç kamına alınabilir fakat sürekli olarak günlük dozların tümünü mide boşken almaktan kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 5.2).
Uygulama sıklığı ve süresi:
Tedavi süresi:
ZELBORAF tedavisi, hastalık progresyonuna kadar veya kabul edilemez toksisite oluşana kadar devam etmelidir (bkz. tablo 1).
Unutulan dozlar:
Unutulan doz, günde iki kez tedavi rejimine devam edilmesi için sonraki dozdan önceki 4 saate kadar alınabilir. Her iki doz aynı zamanda alınmamalıdır.
Kusma:
ZELBORAF uygulanmasından sonra kusma oluşması durumunda, hasta tıbbi üründen ek doz almamalı ancak tedaviye normal şekilde devam edilmelidir.
Pozoloji ayarlamaları
Advers ilaç reaksiyonlarının veya QTc uzamasının yönetimi; dozun azaltılmasını, tedaviye geçici olarak ara verilmesini ve/veya tedavinin sonlandınlmasmı gerektirebilir (bkz. tablo 1). Günde iki kez 480 mg’dan düşük bir doz veren pozoloji ayarlamaları önerilmemektedir.
Kutanöz Skuamöz Hücreli Karsinom (cuSCC) gelişmesi durumunda, ZELBORAF dozunu modifıye etmeksizin tedaviye devam edilmesi önerilmektedir (bkz. bölüm 4.4 ve 4.8).
Tablo 1: Herhangi bir advers olayın derecesine dayalı doz modifikasyonu
Derece (CTC-Advers Olay)(a) | Önerilen doz modifikasyonu |
Derece 1 veya Derece 2 (tolere edilebilir) | ZELBORAF’a günde iki kez 960 mg dozda devam edilmelidir. |
Derece 2 (tolere edilemez) veya Derece 3 | |
Derece 2 veya 3 düzeyindeki herhangi bir advers olayın ilk kez oluşması | Derece 0-1 olana kadar tedaviye ara verilmelidir. Sonrasında günde iki kez 720 mg (veya doz daha önce azaltıldıysa günde iki kez 480 mg) doz uygulamasıyla devam edilmelidir. |
Derece 2 veya 3 düzeyindeki herhangi bir advers olayın ikinci kez oluşması veya tedaviye ara verildikten sonra devam etmesi | Derece 0-1 olana kadar tedaviye ara verilmelidir. Sonrasında günde iki kez 480 mg doz uygulamasıyla devam edilmelidir (veya doz daha önce günde iki kez 480 mg’a azaltıldıysa tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır). |
Derece 2 veya 3 düzeyindeki herhangi bir advers olayın üçüncü kez oluşması veya dozun ikinci kez azaltılmasının ardından devam etmesi | Tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır. |
Derece 4 | |
Derece 4 düzeyindeki herhangi bir advers olayın ilk kez oluşması | Tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır veya derece 0-1 olana kadar tedaviye ara verilmelidir. Sonrasında günde iki kez 480 mg doz uygulamasıyla devam edilmelidir (veya doz daha önce günde iki kez 480 mg’a azaltıldıysa tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır). |
Derece 4 düzeyindeki herhangi bir advers olayın ikinci kez oluşması veya derece 4 düzeyindeki herhangi bir advers olayın dozun ilk kez azaltılmasının ardından devam etmesi | Tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır. |
<a) Klinik advers olayların, Advers 0 | aylar için Ortak Terminoloji Kriterleri v4.0 (Common |
Terminology Criteria for Adverse Effects v4.0, CTC-AE) yoluyla derecelendirilen yoğunluğu.
Daha önce tedavi uygulanmış metastatik melanomlu hastalarda yapılan kontrollü olmayan, açık etiketli bir faz II çalışmada vemurafenib maruziyetine bağlı QT uzaması gözlenmiştir. QTc uzamasının yönetimi spesifik izlem tedbirlerini gerektirebilir (bkz. bölüm 4.4).
Tablo 2: QT aralığının uzamasına dayalı doz modifikasyonu
QTc değeri | Önerilen doz modifikasyonu |
Başlangıçta QTc >500 milisaniye (msn) | Tedavi önerilmemektedir. |
QTc uzamasının hem >500 msn olması, hem de tedavi öncesi değerlere göre >60 msn değişim göstermesi | Tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır. |
Tedavi sırasında ilk kez QTc >500 msn olması ve tedavi öncesi değere göre değişimin <60 msn olması | QTc 500 msn altına düşene kadar geçici olarak tedaviye ara verilmelidir. Bölüm 4.4’teki izlem tedbirlerine bakılmalıdır. Günde iki kez 720 mg (veya doz daha önce azaltıldıysa günde iki kez 480 mg) doz uygulamasıyla devam edilmelidir. |
Tedavi sırasında ikinci kez QTc >500 msn olması ve tedavi öncesi değere göre değişimin <60 msn olması | QTc 500 msn altına düşene kadar geçici olarak tedaviye ara verilmelidir. Bölüm 4.4’teki izlem tedbirlerine bakılmalıdır. Günde iki kez 480 mg doz uygulamasıyla devam edilmelidir (veya doz daha önce günde iki kez 480 mg’ye azaltıldıysa tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır). |
Tedavi sırasında üçüncü kez QTc >500 msn olması ve tedavi öncesi değere göre değişimin <60 msn olması | Tedavi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır. |
Uygulama şekli:
ZELBORAF tabletler suyla birlikte bütün olarak yutulmalıdır. ZELBORAF tabletler çiğnenmemeli veya ezilmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalara ilişkin kısıtlı veri mevcuttur. Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda yüksek ilaç maruziyeti riski göz ardı edilemez. Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalar yakından izlenmelidir (bkz. bölüm 4.4 ve 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin kısıtlı veri mevcuttur. Vemurafenibin karaciğer tarafından uzaklaştırılması nedeniyle, orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ilaç maruziyeti artabilir ve bu hastalar yakından izlenmelidir (bkz. bölüm 4.4 ve 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda ve adolesanlarda (<18 yaş) ZELBORAFın güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir. Veri bulunmamaktadır.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaşından büyük hastalarda özel bir doz ayarlaması gerekmemektedir.
Beyaz ırktan olmayan hastalar:
4.3. Kontrendikasyonlar
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ZELBORAF kullanmadan önce, geçerli bir test yoluyla hastanın tümöründe BRAF V600 mutasyon pozitifliği tespit edilmelidir. V600E ve V600K dışında seyrek BRAF V600 mutasyonları eksprese eden hastalarda ZELBORAF’ın etkililiği ve güvenliliği kesin olarak belirlenmemiştir (bkz. bölüm 5.1). ZELBORAF, BRAF wild-tip (mutasyonu bulunmayan) malign melanomu olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Aşırı duyarlılık reaksiyonu
ZELBORAF’la ilişkili olarak anafılaksi dahil ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.3 ve 4.8). Şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlan; Stevens-Johnson sendromunu, yaygm döküntüyü, eritemi veya hipotansiyonu içerebilir. Şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlan oluşan hastalarda ZELBORAF tedavisi kalıcı olarak sonlandırılmalıdır.
Dermatolojik reaksiyonlar
ZELBORAF alan hastalarda, pivotal klinik çalışmalarda oluşan nadir Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz vakaları dahil, şiddetli dermatolojik reaksiyonlar bildirilmiştir. ZELBORAF kullanımı ile eozinofili ve sistemik semptomlar ile seyreden ilaç döküntüsü (DRESS Sendromu) riski bildirilmiştir. Şiddetli dermatolojik reaksiyonlar oluşan hastalarda ZELBORAF tedavisi kalıcı olarak sonlandınlmalıdır.
QT uzaması
Daha önce tedavi uygulanmış metastatik melanomu bulunan hastalarda yapılan kontrollü olmayan, açık etiketli bir faz II çalışmada ZELBORAF maruziyetine bağlı QT uzaması gözlenmiştir (bkz. bölüm 4.8). QT uzaması, Torsades de Pointes dahil ventriküler aritmilerin riskinde artışa neden olabilir. Elektrolit anormallikleri (magnezyum dahil) düzeltilemeyen, uzun QT sendromu olan veya QT aralığını uzattığı bilinen tıbbi ürünleri kullanan hastalarda ZELBORAF tedavisi önerilmemektedir.
Tüm hastalarda ZELBORAF tedavisinden önce, tedaviden bir ay sonra ve doz modifikasyonu ardından elektrokardiyogram (EKG) ve elektrolitler (magnezyum dahil) izlenmelidir.
Özellikle orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda, tedavinin ilk 3 ayı boyunca her ay ve sonrasında 3 ayda bir ya da klinik olarak endike ise daha sık şekilde izlem yapılması önerilmektedir. QTc >500 milisaniye (msn) olan hastalarda ZELBORAF tedavisine başlanması önerilmemektedir. Tedavi sırasında QTc değeri 500 msn’yi geçerse, ZELBORAF tedavisine geçici olarak ara verilmeli, elektrolit anormallikleri (magnezyum dahil) düzeltilmeli ve QT uzaması ile ilgili kardiyak risk faktörleri (öm. konjestif kalp yetmezliği, bradiaritmiler) kontrol altına alınmalıdır. Tedavi tekrar, QTc değeri 500 msn altında düştükten sonra ve Tablo l’de açıklandığı gibi daha düşük bir dozda başlatılmalıdır. QTc uzamasının hem >500 msn olması, hem de tedavi öncesi değerlere göre >60 msn değişim göstermesi durumunda ZELBORAF tedavisinin kalıcı olarak sonlandırılması önerilmektedir.
Oftalmolojik reaksiyonlar
Üveit, iritis ve retinal ven oklüzyonu dahil ciddi oftalmolojik reaksiyonlar bildirilmiştir. Hastalar, oftalmolojik reaksiyonlar açısından rutin şekilde izlenmelidir.
Kutanöz Skuamöz Hücreli Karsinom (cuSCC)
ZELBORAF ile tedavi uygulanan hastalarda cuSCC vakaları (keratoakantom veya mikst keratoakantom alt tipi olarak sımflandırılanlar dahil) bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8).
Tedaviye başlanmadan önce tüm hastalara dermatolojik değerlendirme yapılması ve tedavi sırasında rutin izlem yapılması önerilmektedir. Şüphelenilen deri lezyonları eksize edilmeli, dermatopatolojik değerlendirmeye gönderilmeli ve yerel tedavi standardına göre tedavi uygulanmalıdır. Reçete yazan uzman, tedavi sırasında ve tedaviden sonra altı aya kadar hastayı her ay cuSCC açısından incelemelidir. cuSCC gelişen hastalarda, doz ayarlaması yapılmaksızın tedaviye devam edilmesi önerilmektedir. ZELBORAF’ın sonlandırılmasmı izleyen altı ay boyunca veya başka bir anti-neoplastik tedavi başlatılana kadar izlemeye devam edilmelidir. Hastalara, derilerinde herhangi bir değişiklik olması durumunda hekimlerini bilgilendirmeleri söylenmelidir.
Kutanöz Olmayan Skuamöz Hücreli Karsinom (non-cuSCC)
Klinik çalışmalarda ZELBORAF kullanan hastalarda non-cuSCC vakaları bildirilmiştir. Hastalara, tedavi başlatılmadan önce ve tedavi sırasında 3 ayda bir, en azından oral mukozanın görsel muayenesini ve lenf nodu palpasyonunu içeren baş ve boyun muayenesi yapılmalıdır.
Hastalara ayrıca, tedaviden önce ve tedavi sırasında 6 ayda bir toraks Bilgisayarlı Tomografi (BT) taraması yapılmalıdır.
Tedaviden önce ve sonra veya klinik olarak gerekli görüldüğünde, anal muayenelerin ve pelvik muayenelerin (kadınlar için) yapılması önerilmektedir.
ZELBORAF tedavisinin sonlandınlmasının ardından non-cuSCC izlenmesi, 6 aya kadar veya başka bir anti-neoplastik tedavi başlatılana kadar devam etmelidir. Anormal bulgular, klinik uygulamalara göre ele alınmalıdır.
Yeni primer melanom
Klinik çalışmalarda yeni primer melanomlar bildirilmiştir. Vakalar, eksizyon ile kontrol altına alınmış ve hastalar doz ayarlaması olmaksızın tedaviye devam etmiştir. Deri lezyonlannın izlenmesi, yukarıda kutanöz skuamöz hücreli karsinom için belirtildiği gibi yapılmalıdır.
Diğer maligniteler
Etki mekanizması baz alındığında ZELBORAF, RAS mutasyonu ile ilişkili kanserlerin progresyonuna neden olabilir (bkz. bölüm 4.8). ZELBORAF RAS mutasyonu ile ilişkili geçmiş veya eş zamanlı kanserleri olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Karaciğer hasarı
ZELBORAF ile karaciğer laboratuvar anormallikleri oluşabilir (bkz. bölüm 4.8). Tedaviye başlanmadan önce ve tedavi sırasında aylık olarak veya klinik açıdan gerekli olduğunda karaciğer enzimleri (transaminazlar ve alkalen fosfataz) ve bilirubin izlenmelidir. Karaciğer anormallikleri, dozun azaltılmasıyla, tedaviye ara verilmesiyle veya tedavinin sonlandırılmasıyla kontrol altına alınmalıdır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer yetmezliği olan hastalar için başlangıç dozunda ayarlama yapılmasına gerek yoktur. Hiperbilirubinemi olmaksızın karaciğer metastazları nedeniyle hafif karaciğer yetmezliği olan hastalar, genel önerilere uygun şekilde izlenebilir. Orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin yalnızca çok kısıtlı veri mevcuttur. Orta ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ilaca maruziyet artabilir (bkz. bölüm 5.2). Bu nedenle, uzun süre (birkaç hafta) içinde birikme oluşabildiğinden, özellikle tedavinin ilk birkaç haftasından sonra yakından izlem yapılmalıdır. Buna ek olarak, ilk üç ay boyunca her ay EKG izlemi yapılması önerilmektedir.
Böbrek yetmezliği
Hafif ila orta düzeyde böbrek yetmezliği olan hastalar için başlangıç dozunda ayarlama yapılması gerekmemektedir. Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalara ilişkin yalnızca çok kısıtlı veri mevcuttur (bkz. bölüm 5.2). ZELBORAF, şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli şekilde kullanılmalı ve hastalar yakından izlenmelidir.
Fotosensitivite
Klinik çalışmalarda ZELBORAF alan hastalarda hafif ila şiddetli düzeyde fotosensitivite bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8). Tüm hastalara, ZELBORAF kullanırken güneşe maruz kalmaktan kaçınmaları önerilmelidir. Bu tıbbi ürünü kullanırken hastalara, güneş yanığından korunmalarına yardımcı olmak için açık havada koruyucu kıyafet giymeleri ve geniş spektrumlu Ultraviyole A (UVA)/Ultraviyole B (UVB) güneş kremi ve dudak kremi (Koruma Faktörü >30) kullanmaları söylenmelidir.
Derece 2 (tolere edilemeyen) veya daha yüksek dereceli fotosensitivitede doz modifikasyonları yapılması önerilmektedir (bkz. bölüm 4.2).
ZELBORAF’ın diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkileri
ZELBORAF, başlıca CYP1A2 tarafından metabolize edilen tıbbi ürünlerin plazma maruziyetini artırabilir ve oral kontraseptifler dahil, başlıca CYP3A4 tarafından metabolize edilen ilaçların plazma maruziyetini azaltabilir. ZELBORAF ile eş zamanlı tedaviden önce, başlıca CYP1A2 veya CYP3A4 yoluyla metabolize edilen tıbbi ürünler için terapötik çerçeve temelinde doz ayarlamaları yapılması dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4.5 ve 4.6).
ZELBORAF’ı varfarin ile eş zamanlı kullanırken dikkatli olunmalı ve ek INR (Uluslararası Normalize Oran) izlemi göz önünde bulundurulmalıdır.
Diğer tıbbi ürünlerin ZELBORAF üzerindeki etkisi
ZELBORAF farmakokinetiği, P-gp’yi inhibe eden veya etkileyen ilaçlardan (öm. verapamil, klaritromisin, siklosporin, ritonavir, kinidin, dronedaron, amiodaron, itrakonazol, ranolazin) etkilenebilir (bkz. bölüm 4.5).
Mümkün olduğunda P-gp, glukuronidasyon, CYP3A4’ün güçlü indükleyicileriyle (öm. rifampisin, rifabutin, karbamazepin, fenitoin veya St. John’s Wort [hiperisin]) eş zamanlı uygulamadan kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 4.5). ZELBORAF’ın etkililiğini korumak için daha düşük indükleyici potansiyele sahip alternatif tedavi dikkate alınmalıdır.
İpilimumab ile eşzamanlı kullanımı
ZELBORAF (960 mg BID veya 720 mg BID) ve ipilimumabın (3 mg/kg) eşzamanlı kullanıldığı bir faz I çalışmasında transaminazlarda ve bilirubinde asemptomatik derece 3 artışlar (ALT/AST normal üst limitin 5 katı, total bilirubin normal üst limitin 3 katı) raporlanmıştır. Bu ön verilere dayanarak ZELBORAF ve ipilimumabın eşzamanlı kullanımı önerilmemektedir.
ZELBORAF, 1920 mg’lik günlük dozunda (240 mg’lik 8 tablet), 10.226 mmol (veya 235.2 mg) sodyum içermektedir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Vemurafenibin CYP substratları üzerindeki etkileri
15 gün boyunca vemurafenib uygulamasından sonra tek doz kafein eş zamanlı uygulandığında CYP1A2 inhibisyonu gözlenmiştir. Bu durum, vemurafenib tedavisinden sonra kafein plazma maruziyetinde ortalama 2.5 kat artışa (maksimum 10 kata kadar) neden olmuştur. Vemurafenib, başlıca CYP1A2 tarafından metabolize edilen maddelerin plazma maruziyetini artırabilir ve doz ayarlamaları dikkate alınmalıdır.
15 gün boyunca vemurafenib uygulamasından sonra tek doz midazolam eş zamanlı uygulandığında CYP3A4 indüksiyonu gözlenmiştir. Bu durum, vemurafenib tedavisinden sonra midazolam plazma maruziyetinde ortalama %32 azalmaya (maksimum %80’e kadar) neden olmuştur. Vemurafenib, başlıca CYP3A4 tarafından metabolize edilen maddelerin plazma maruziyetini azaltabilir. Buna dayalı olarak, vemurafenib ile eş zamanlı kullanılan CYP3 A4 tarafından metabolize edilen kontraseptif ilaçlann etkililiği azalabilir. Dar terapötik çerçeveye sahip CYP3A4 substratlan için doz ayarlamalan dikkate alınmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve 4.6).
10 pM vemurafenib konsantrasyonunda, in vitro
vemurafenib tarafından CYP2B6’nm hafif indüksiyonu kaydedilmiştir. Hastalarda kararlı durumda (yaklaşık 50 pg/mL) gözlenen 100 pM’lik plazma düzeyinde vemurafenibin eş zamanlı uygulanan bupropiyon gibi CYP2B6 substratlannın plazma konsantrasyonlanm azaltıp azaltmadığı bilinmemektedir.
15 gün boyunca vemurafenib uygulamasından sonra tek doz varfarin eş zamanlı uygulandığında, bazı hastalarda varfarin maruziyetinde artış gözlenmiştir (ortalama %20) (bkz. bölüm 4.4). Melanomlu hastalarda vemurafenib varfarin (CYP2C9) ile eş zamanlı uygulanırken dikkatli olunmalıdır.
Vemurafenib CYP2C8’i in-vitro olarak inhibe eder. Bu bulgunun in-vivo olarak ilişkisi bilinmemektedir ancak eşzamanlı uygulanan CYP2C8 substratları üzerindeki klinik etki riski göz ardı edilemez. Vemurafenibin uzun yanlanma ömrü nedeniyle, eş zamanlı uygulanan tıbbi ürün üzerinde vemurafenibin tam inhibitör etkisi, vemurafenib tedavisinde 8 günden önce gözlenmeyebilir. Vemurafenib tedavisi sonlandınldıktan sonra, izleyen tedaviyle etkileşimin önlenmesi için 8 günlük bir arınma dönemi gerekli olabilir.
Vemurafenibin madde taşıma sistemleri üzerindeki etkileri
Irı vitro
çalışmalar, vemurafenibin P-gp ve BCRP efluks taşıyıcılarının bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. Bu bulgunun klinik önemi bilinmemektedir. Vemurafenibin, P-gp tarafından taşman (aliskiren, kolşisin, digoksin, everolimus, feksofenadin gibi) veya BCRP tarafından taşman (metotreksat, mitoksantron, rosuvastatin gibi) diğer ilaçlann maruziyetini artırabileceği göz ardı edilemez.
Kanser ilaçlannın çoğu P-gp ve/veya BCRP substratıdırlar ve bu nedenle ZELBORAF ile etkileşim riski söz konusu olabilir.
Vemurafenibin diğer taşıyıcılar üzerindeki olası etkisi günümüzde bilinmemektedir.
Eş zamanlı uygulanan ilaçlann vemurafenib üzerindeki etkileri
In vitro
çalışmalar, CYP3A4 metabolizmasının ve glukuronidasyonun vemurafenib metabolizmasından sorumlu olduğunu göstermektedir. Safradan atılımın bir diğer önemli eliminasyon yolu olduğu düşünülmektedir. CYP3A4’ün ve/veya taşıyıcı protein aktivitesinin güçlü indükleyicilerinin veya inhibitörlerinin vemurafenib maruziyeti üzerindeki etkisini gösteren klinik veriler bulunmamaktadır. Vemurafenib, CYP3A4’ün, glukuronidasyonun ve/veya taşıyıcı proteinlerin güçlü inhibitörleriyle (örn. ritonavir, sakuinavir, telitromisin, ketokonazol, itrakonazol, vorikonazol, posakonazol, nefazodon, atazanavir) kombinasyon halinde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
P-gp, glukuronidasyon ve/veya CYP3A4’ün güçlü indükleyicileriyle (öm. rifampisin, rifabutin, karbamazepin, fenitoin veya St. John’s Wort \hypercium perforatum
\) eş zamanlı uygulama, vemurafenibin optimumdan düşük maruziyetine neden olabilir ve bu durumdan kaçınılmalıdır.
In vitro
çalışmalar, vemurafenibin efluks taşıyıcıları olan P-gp’nin ve BCRP’nin bir substratı olduğunu göstermiştir. P-gp ve BCRP indükleyicilerinin ve inhibitörlerinin vemurafenib maruziyeti üzerindeki etkileri bilinmemektedir. Vemurafenib farmakokinetiğinin, P-gp’yi (örn. verapamil, siklosporin, ritonavir, kinidin, itrakonazol) veya BCRP’yi (siklosporin, gefıtinib gibi) etkileyen ilaçlardan etkilenebileceği göz ardı edilemez.
Vemurafenibin diğer taşıyıcı proteinlerin de substratı olup olmadığı günümüzde bilinmemektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar tedavi boyunca ve tedaviden sonra en az 6 ay boyunca etkili kontrasepsiyon kullanmalıdır.
Vemurafenib, hormonal kontraseptiflerin etkililiğini azaltabilir (bkz. bölüm 4.5).
Gebelik dönemi
Vemurafenibin gebe kadınlarda kullanımıyla ilgili veri bulunmamaktadır.
Vemurafenib, sıçan veya tavşan embriyolarında/fetüslerinde teratoj eni site kanıtı göstermemiştir (bkz. bölüm 5.3).
Hayvanlarda yapılan çalışmalarda, vemurafenibin plasentayı geçtiği belirlenmiştir. ZELBORAF, anneye sağladığı olası yararlar fetüs üzerindeki olası riskten fazla olmadıkça gebe kadınlara uygulanmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Vemurafenibin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Yeni doğanlar/bebekler üzerindeki risk göz ardı edilemez. Emzirmenin sonlandırılması veya ZELBORAF tedavisinin sonlandırılması ile ilgili karar verilirken, çocuğun emzirilmesiyle sağlanan yarar ile tedavinin kadına sağladığı yarar dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti
ZELBORAF ile bildirilen en yaygm advers ilaç reaksiyonları (AİR) (>%30); artralji, yorgunluk, döküntü, fotosensitivite reaksiyonu, bulantı, alopesi ve kaşıntıyı içerir. CuSCC çok yaygm şekilde bildirilmiştir ve çoğunlukla lokal eksizyon yoluyla tedavi edilmiştir.
Advers reaksiyonların özeti
Melanomlu hastalarda bildirilen AİR’ler, MedDRA vücut sistemi organ sınıfına, sıklığa ve şiddet derecesine göre aşağıda listelenmiştir. Sıklığın sınıflandırılmasında aşağıdaki kural kullanılmıştır:
Çok yaygm (>1/10), yaygm (>1/100 ila <1/10), yaygm olmayan (>1/1,000 ila <1/100), seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Bu bölümde AİR’ler; BRAF V600 mutasyonu pozitif bulunup cerrahi olarak çıkarılamayan veya metastatik melanomu bulunan yetişkin hastalarda yapılan bir faz III randomize açık etiketli çalışmadan ve yanısıra, daha önce uygulanan en az bir sistemik tedavinin başarısız
olduğu BRAF V600 mutasyonu pozitif bulunan metastatik melanomlu hastalarda yapılan bir faz II tek kollu çalışmadan 468 hastaya ait bulgulara dayanmaktadır (bkz. bölüm 5.1). Ek olarak tüm klinik çalışmalardan elde edilen güvenlilik raporlarından alınan AİR’ler de raporlanmıştır. Belirtilen tüm terimlerde, faz II ve faz III klinik çalışmalarda gözlenen en yüksek oran temel alınmıştır. Her sıklık grubunda AİR’ler, azalan şiddete göre sunulmaktadır ve toksisite değerlendirmesine yönelik NCI-CTCAE v4.0 (ortak toksisite kriterleri) kullanılarak bildirilmiştir.
ZELBORAF ile tedavi edilen hastalarda ortaya çıkan ve Faz II veya Faz III çalışmalardan ve tüm klinik çalışmalardaki güvenlilik raporlarından bildirilen AİR’ler
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygm : Folikülit
(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar
Çok yaygm : Deride SCC <c>,
seboreik keratoz, deri papillomu
Yaygm : Bazal hücreli karsinom, yeni primer melanom+
Yaygm olmayan : Kutanöz olmayan skuamöz hücreli karsinom (Non-cuSCC*+)
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygm : İştah azalması
Sinir sistemi hastalıkları
Baş ağrısı, disgüzi (tat alma bozukluğu)
Çok yaygm Yaygm
Yaygm olmayan
7. sinir paralizi, baş dönmesi Periferik nöropati
Göz hastalıkları
Yaygm : Üveit
Yaygm olmayan : Retinal ven oklüzyonu
Vasküler hastalıklar
Yaygm olmayan : Vaskülit
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok yaygm : Öksürük
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygm : İshal, kusma, bulantı, kabızlık
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygm : Fotosensitivite reaksiyonu, aktinik keratoz, döküntü, makülo-papüler
döküntü, papüler döküntü, kaşıntı, hiperkeratoz, eritem, alopesi, cilt kuruluğu, güneş yanığı
Yaygm : Palmar-plantar eritrodizestezi sendromu, eritema nodosum, keratoz
pilaris
Yaygm olmayan : Toksik epidermal nekroliz (d), Stevens-Johnson sendromu (e)
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygm : Artralji, miyalji, ekstremite ağrısı, kas-iskelet ağrısı, sırt ağrısı
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
Çok yaygın : Yorgunluk, ateş, periferik ödem, asteni
Araştırmalar
Çok yaygın : GGT yükselmesi(b)
Yaygm : ALT yükselmesifb), alkalen fosfataz yükselmesifb), bilirubin
yükselmesi(b), kilo kaybı, QT uzaması Yaygm olmayan : AST yükselmesi(b)
Klinik çalışmalardaki güvenlilik raporlarından alman vakalar
+Tıbbi ürün ve advers olay arasındaki nedensellik ilişkisi en azından olasılık dahilindedir
Belli advers reaksiyonlara ilişkin açıklama
Karaciğer enzimlerinde yükselme fb)
Faz III klinik çalışmada bildirilen karaciğer enzimi anormallikleri, bazal durumdan derece 3 veya 4 enzim anormalliklerine değişen hastalann oranlan şeklinde aşağıda verilmektedir:
• Çok yaygm: GGT
• Yaygm: ALT, alkalen fosfataz, bilirubin
• Yaygm olmayan: AST
Derece 4’e ALT, alkalen fosfataz, bilirubin yükselmeleri olmamıştır.
Kutanöz skuamöz hücreli karsinom (c) (cuSCC)
Vemurafenib ile tedavi edilen hastalarda cuSCC vakaları bildirilmiştir. Çalışmalarda, ZELBORAF uygulanan hastalarda cuSCC insidansı yaklaşık %20 olmuştur. Bağımsız bir merkezi dermatopatoloji laboratuan tarafından değerlendirilen eksize lezyonlann büyük bölümü SCC-keratoakantom alt tipi olarak veya mikst keratoakantom özelliklerine sahip olarak sınıflandınlmıştır (%52). “Diğer” olarak sınıflandınlan çoğu lezyon (%43) benign deri lezyonlan olmuştur (öm. verruca vulgaris, aktinik keratoz, benign keratoz, kist/benign kist). CuSCC, ilk kez görülene kadar geçen medyan süre 7 ila 8 hafta olmak üzere, genellikle tedavinin erken aşamasında oluşmuştur. CuSCC oluşan hastalann yaklaşık %33’ünde cuSCC >1 kez meydana gelmiş ve arada geçen medyan süre 6 hafta olmuştur. CuSCC vakaları tipik olarak basit eksizyonla kontrol altına alınmış ve hastalar genellikle doz modifikasyonu olmaksızın tedaviye devam etmiştir (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).
Kutanöz olmayan skuamöz hücreli karsinom (non-cuSCC)
Klinik çalışmalarda vemurafenib ile tedavi edilen hastalarda non-cuSCC vakaları bildirilmiştir. Kutanöz olmayan skuamöz hücreli karsinomun izlemi, bölüm 4.4’te belirtildiği gibi yapılmalıdır.
Yeni primer melanom
Klinik çalışmalarda yeni primer melanomlar bildirilmiştir. Bu vakalar, eksizyon ile kontrol altına alınmış ve hastalar doz ayarlaması olmaksızın tedaviye devam etmiştir. Deri lezyonlannın izlemi, bölüm 4.4’te belirtildiği gibi yapılmalıdır.
Aşırı duyarlılık reaksiyonlan
ZELBORAF’la ilişkili olarak anafılaksi dahil ciddi aşın duyarlılık reaksiyonlan bildirilmiştir. Şiddetli aşın duyarlılık reaksiyonlan; Stevens-Johnson sendromunu, jeneralize döküntüyü, eritemi veya hipotansiyonu içerebilir. Şiddetli aşın duyarlılık reaksiyonları oluşan hastalarda ZELBORAF tedavisi kalıcı olarak sonlandınlmalıdır (bkz. bölüm 4.4).
Dermatolojik reaksiyonlar ^
ZELBORAF alan hastalarda, pivotal klinik çalışmalarda oluşan nadir Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz vakaları dahil, şiddetli dermatolojik reaksiyonlar bildirilmiştir. Şiddetli dermatolojik reaksiyonlar oluşan hastalarda ZELBORAF tedavisi kalıcı olarak sonlandınlmalıdır.
QT uzaması
Günde iki kez 960 mg ZELBORAF uygulanan 132 hastada yapılan açık etiketli, kontrollü olmayan bir faz II QT alt çalışmasından (NP22657) elde edilen merkezileştirilmiş EKG verilerinin analizi, vemurafenib maruziyetine bağlı QTc uzaması olduğunu göstermiştir. Ortalama QTc etkisi, tedavinin ilk ayından sonra 12-15 msn arasında sabit kalmıştır ve en büyük ortalama QTc uzaması (15.1 msn; üst %95 GA: 17.7 msn) ilk 6 ay içinde gözlenmiştir (n=90 hasta). İki hastada (%1.5) tedaviyle >500 msn değerlerinde mutlak QTc oluşmuştur (CTC Derece 3) ve yalnızca bir hastada (%0.8) başlangıca göre >60 msn’lik QTc değişimi görülmüştür (bkz. bölüm 4.4).
Pazarlama sonrası bildirilen yan etkiler
(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar
Bilinmiyor : Kronik miyelomonositik lösemi (KMML) progresyonu (bkz bölüm 4.4)*
*: Önceden var olan NRAS mutasyonlu kronik miyelomonositik lösemi
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor : Eozinofili ve sistemik semptomlar ile seyreden ilaç döküntüsü (DRESS Sendromu) (bkz bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Geriyatrik popülasyon
Faz III çalışmada, ZELBORAF tedavisi uygulanan cerrahi olarak çıkarılamayan veya metastatik melanomlu 336 hastadan 94’ü (%28) >65 yaşındadır. Yaşlı hastalarda (>65 yaş) cuSCC, iştah azalması ve kardiyak hastalıklar dahil advers reaksiyonların oluşma olasılığı daha yüksektir.
Cinsiyet
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Vemurafenib doz aşımı için spesifik antidot bulunmamaktadır. Advers reaksiyonlar gelişen hastalar, uygun semptomatik tedavi almalıdır. Klinik çalışmalarda vemurafenib ile doz aşımı vakaları gözlenmemiştir. Şüpheli doz aşımı durumunda, vemurafenib tedavisi durdurulmalı ve destek tedavisi başlatılmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antineoplastik ajanlar, protein kinaz inhibitörü ATC kodu: L01XE15
Etki mekanizması ve farmakodinamik etkiler
Vemurafenib düşük molekül ağırlıklı, oral olarak kullanılan bir BRAF serin-treonin kinaz inhibitörüdür. Amino asit pozisyonu 600’de valini substitüte eden BRAF genindeki mutasyonlar, yapısal olarak sürekli aktif BRAF proteinlerine yol açar ve bu proteinler, normalde proliferasyon için gerekli olan büyüme faktörlerinin yokluğunda hücre proliferasyonuna neden olabilir.
Biyokimyasal tayinlerden elde edilen klinik öncesi veriler, vemurafenibin aktive edici kodon 600 mutasyonları olan BRAF kinazları güçlü şekilde inhibe edebildiğini göstermiştir (Tablo
3).
Tablo 3: Vemurafenibin farklı BRAF kinazlara karşı kinaz inhibitör aktivitesi
Kinaz | V600 mutasyon-pozitif melanomda beklenen sıklık | İnhibitör Konsantrasyon 50 (nM) |
BRAFVÖUUt: | %93.2 | 10 |
BRAFvöuuk | %5.6 | 7 |
BRAFvöuuk | %1 | 9 |
brafVÖUUL) | <%0.1 | 7 |
BRAFVÖUUU | <%0.1 | 8 |
brafvöuum | <%0.1 | 7 |
BRAFvöuua | 0 | 14 |
BRAFW1 | Geçerli değil | 39 |
w COSMIC veri tabanında (sürüm 54, Temmuz 2011) BRAF | codon 600 mutasyonları olduğu |
açıklanan 2099 melanomdan hesaplanmıştır
Bu inhibitör etki, V600-mutant BRAF eksprese eden mevcut melanom hücre serilerinde yapılan ERK fosforilasyon ve hücresel anti-proliferasyon tayinlerinde doğrulanmıştır. Hücresel anti-proliferasyon tayinlerinde, V600 mutasyonlu hücre serilerinde (V600E, V600R, V600D ve V600K mutasyonlu hücre sıraları) karşı IC50
0.016 ila 1.131 pM arasında olurken, BRAF wild-tip hücre sıralarına karşı inhibitör konsantrasyon sırasıyla 12.06 ve 14.32 pM olmuştur.
BRAF mutasyon durumunun saptanması
Vemurafenib almadan önce, geçerli bir test yoluyla hastalann BRAF V600 mutasyon-pozitif tümör durumu doğrulanmalıdır. Faz II ve faz III klinik çalışmalarda, uygun hastalar gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (cobas 4800 BRAF V600 Mutasyon Testi) tayini kullanılarak belirlenmiştir. Bu test CE işareti taşımaktadır ve formalinle fıkse edilen, parafine gömülü (FFPE) tümör dokusundan izole edilen DNA’nın BRAF mutasyon durumunu değerlendirmek için kullanılır. Baskın BRAF V600E mutasyonunu yüksek duyarlılıkla saptamak üzere tasarlanmıştır (FFPE ile elde edilen DNA’dan wild-tip dizilimi fonunda, %5’e kadar V600E dizilimi). Retrospektif dizilim analizlerinin yapıldığı klinik dışı ve klinik çalışmalar, bu testin ayrıca daha az yaygm olan BRAF V600D mutasyonlarmı ve V600K mutasyonlarım daha düşük bir duyarlılıkla saptadığını göstermiştir. Klinik dışı ve klinik çalışmalardan sağlanan, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu tayini testiyle mutasyon-pozitif bulunan ve ek olarak sekans yoluyla analiz edilen numuneler arasında (n=920), Sanger ve 454 sekans yoluyla hiçbir numune wild-tip olarak belirlenmemiştir.
Klinik etkililik ve güvenlilik
Vemurafenibin etkililiği, bir faz III klinik çalışmadaki (NO25026) 336 hastada ve bir faz II klinik çalışmadaki (NP22657) 132 hastada değerlendirilmiştir. Tüm hastalann, gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu tayini testine göre BRAF V600 mutasyonlan bulunan ileri evre melanom olması gerekmiştir.
Daha önce tedavi uygulanmamış hastalarda yapılan Faz III çalışmanın (NO25026) bulgulan Açık etiketli, çok merkezli, uluslararası, randomize bir faz III çalışma, daha önce tedavi uygulanmamış BRAF V600E mutasyon-pozitif olup cerrahi olarak çıkanlamayan veya metastatik melanomlu hastalarda vemurafenibin kullanımını desteklemektedir. Hastalar, vemurafenib (günde iki kez 960 mg) veya dakarbazin (3 haftada bir 1. gün 1000 mg/m ) ile tedavi almak üzere randomize edilmiştir.
Toplam 675 hasta vemurafenibe (n=337) veya dakarbazine (n=338) randomize edilmiştir. Hastalann çoğu erkek (%56) ve beyaz ırktandır (%99), medyan yaş 54’tür (%24’ü >65 yaşındadır), tüm hastaların ECOG performans durumu 0 veya l’dir ve hastaların büyük bölümünde Mlc hastalık mevcuttur (%65). Çalışmanın ortak birincil etkililik sonlanım noktalan genel sağkalım (OS) ve progresyonsuz sağkalım (PFS) olmuştur.
Veri kesim tarihi 30 Aralık 2010 olmak üzere önceden belirlenen ara analizde, ortak birincil sonlanım noktalan OS’de (p<0.0001) ve PFS’de (p<0.0001) (katmanlandırılmamış log-rank testi) anlamlı iyileşmeler gözlenmiştir. Veri Güvenlilik İzleme Kurulu’nun (DSMB) önerisiyle, bu bulgular Ocak 2011’de açıklanmış ve çalışma, dakarbazin hastalannın vemurafenibe geçmesine izin verilecek şekilde düzenlenmiştir. Daha sonra, tablo 4’te açıklandığı gibi post-hoc sağkalım analizleri yapılmıştır.
Tablo 4: Çalışma veri kesim tarihine göre, önceden tedavi uygulanmamış BRAF V600 mutasyon-pozitif melanomlu hastalarda genel sağkalım (N=338 dakarbazin, N=337 vemurafenib)
Veri kesim tarihleri | Tedavi | Ölüm sayısı (%) | Risk Oranı (HR) (%95 GA) | Çaprazlama yapılan (cross-over) hastaların sayısı (%) |
30 Aralık 2010 | dakarbazin | 75 (22) | 0.37(0.26, 0.55) | 0 (uygulanabilir değil) |
vemurafenib | 43 (13) | |||
31 Mart 2011 | dakarbazin | 122 (36) | 0.44 (0.33, 0.59) 1 | 50 (%15) |
vemurafenib | 78 (23) | |||
3 Ekim 2011 | dakarbazin | 175 (52) | 0.62 (0.49, 0.77) (g) | 81 (%24) |
vemurafenib | 159 (47) | |||
1 Şubat 2012 | dakarbazin | 200 (59) | 0.70 (0.57, 0.87)(g) | 83 (%25) |
vemurafenib | 199 (59) | |||
20 Aralık 2012 | dakarbazin | 236 (70) | 0.78 (0.64, 0.94)(g) | 84 (%25) |
vemurafenib | 242 (72) |
Şekil 1: Genel sağkalııııa ilişkin Kaplan-Meier eğrileri - önceden tedavi uygulanmamış hastalar (veri kesim tarihi 20 Aralık 2012)
risk altındakiler
Süre (av)
; 338 305 276 243 217193 172 154 326110 97 91 82 79 76 68 65 63 60 5B 55 51 48 46 41 36 2 20 17 11 B 4 0 0 b 337 3JOİ35 326 314300 281 260 248232 214 203 183 171 161 148 140135 129 123 117110104 98 91 81 56 43 30 17 13 8 4 1
dakarbazin
vemurafenib
Tablo 5, prognostik faktörler olarak yayımlanan önceden belirlenmiş tüm sınıflandırma değişkenleri için tedavi etkisini göstermektedir.
Tablo 5: LDH’ye, tümör evresine ve ECOG durumuna göre, önceden tedavi uygulanmamış BRAF V600 mutasyonu pozitif olan melanomlu hastalarda genel sağkalım (post-hoc analizi, veri kesim tarihi 20 Aralık 2012, cross-over sırasında sansürlenen bulgular)
_
Sınıflandırma değişkeni | N | Risk Oranı | %95 Güven Aralığı |
LDH normal | 391 | 0.88 | 0.67; 1.16 |
LDH >ULN | 284 | 0.57 | 0.44; 0.76 |
Evre IIIc/MlA/MlB | 234 | 1.05 | 0.73; 1.52 |
Evre MIC | 441 | 0.64 | 0.51; 0.81 |
ECOGPS=0 | 459 | 0.86 | 0.67; 1.10 |
ECOGPS=l | 216 | 0.58 | 0.42; 0.9 |
LDH: Laktat Dehidrogenaz, ECOG PS: Doğu Ortak Onkoloji Grubu Performans Statüsü
Tablo 6, önceden tedavi uygulanmamış BRAF V600 mutasyon-pozitif melanomlu hastalarda genel yanıt oranını ve progresyonsuz sağkalımı göstermektedir.
Tablo 6: Önceden tedavi uygulanmamış BRAF V600 mutasyon-pozitif melanomlu hastalarda genel yanıt oranı ve progresyonsuz sağkalım
_
vemurafenib | dakarbazin | p-değeri(11) | |
Veri kesim tarihi 30 Ara | ık 2010 (1) | ||
Genel Yanıt Oranı (%95 GA) | %48.4 (%41.6, %55.2) | %5.5 (%2.8, %9.3) | <0.0001 |
Progresyonsuz sağkalım Risk Oranı (%95% GA) | 0.26 (0.20, 0.33) | <0.0001 | |
Vaka sayıları (%) | 104 (%38) | 182 (%66) | |
Medyan PFS (ay) | 5.32 | 1.61 | |
(%95% GA) | (4.86, 6.57) | (1.58, 1.74) | |
Veri kesim tarihi 1 Şubat 2012 ^ | |||
Progresyonsuz | |||
sağkalım | |||
Risk Oranı | 0.38 | ||
(%95% GA) | (0.32, 0.46) | <0.0001 | |
Vaka sayıları (%) | 277 (%82) | 273 (%81) | |
Medyan PFS (ay) | 6.87 | 1.64 | |
(%95% GA) | (6.14, 6.97) | (1.58,2.07) |
<h) PFS için sınıflandırılmamış log-rank testi ve Genel Yanıt Oranı için Ki-kare testi.
^ 30 Aralık 2010 itibarıyla PFS için toplam 549 hasta ve genel yanıt oranı için 439 hasta değerlendirilebilir olmuştur.
^ 1 Şubat 2012 itibarıyla 675 hasta PFS’in post-hoc analiz güncellemesi için değerlendirilebilir olmuştur.
NO25026’da, tümörleri retrospektif sekans yoluyla analiz edilen 673 hastadan toplam 57 hastanın BRAF V600K mutasyon-pozitif melanomu olduğu bildirilmiştir. Hasta sayısının az olması nedeniyle kısıtlanmasına karşın, V600K-pozitif tümörleri olan bu hastalarda yapılan etkililik analizleri OS, PFS ve doğrulanmış en iyi genel yanıt açısından vemurafenibin tedavi yararını göstermiştir. V600E ve V600K dışındaki BRAF V600 mutasyonlara sahip melanomlu hastalara ilişkin veri bulunmamaktadır.
Daha önce en az bir tedavinin başarısız olduğu hastalarda yapılan faz II çalışmanın (NP22657) bulguları
Gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu tayini testine göre BRAF V600E mutasyon-pozitif metastatik melanomu olan ve önceden en az bir tedavi uygulanmış 132 hastada faz II tek kollu, çok merkezli, çok uluslu bir çalışma yapılmıştır. Hastalann %19’u 65 yaşm üzerinde olmak üzere, medyan yaş 52’dir. Hastaların büyük bölümü erkektir (%61), beyaz ırktandır (%99) ve Mlc hastalık mevcuttur (%61). Kırk dokuz hastada, daha önceki >2 tedavi başansız olmuştur.
12.9 aylık medyan takiple (0.6 ila 20.1 aralığı), bağımsız bir değerlendirme kurulu (IRC) tarafından değerlendirildiği üzere doğrulanmış en iyi genel yanıt oranı (TY + KY) şeklinde birincil sonlanım noktası %53 olmuştur (%95 GA: %44, %62). Medyan genel sağkalım 15.9 ay olmuştur (%95 GA: 11.6, 18.3). Genel sağkalım oranı, 6 ayda %77 (%95 GA: %70, %85) ve 12 ayda %58 (%95 GA: %49, %67) olmuştur.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel özellikler
Biyofarmasötikleri Sınıflandırma Sistemi’nde (BCS) açıklanan kriterlere göre vemurafenib Sınıf IV bir maddedir (düşük çözünürlük ve permeabilite). Vemurafenib için farmakokinetik parametreler; faz I ve faz III çalışmalarda kompartmanlı olmayan analiz kullanılarak (günde iki kez 960 mg doz uygulaması yapılan 15 gün ardından 20 hasta ve 22. günde kararlı durumda olan 204 hasta) ve yanısıra, 458 hastaya ait toplu verilerin kullanıldığı popülasyon farmakokinetik analizi yoluyla belirlenmiştir. Bu hastalardan 457’si beyaz ırktandır.
Emilim:
Vemurafenib 240 mg tabletin mutlak biyoyararlanımı bilinmemektedir. Günde iki kez 960 mg dozda vemurafenib, yaklaşık 4 saatlik medyan Tmaks
ile emilmektedir. Vemurafenib, hastalar arasında büyük değişkenlik göstermektedir. Faz II çalışmada, 1. gündeki EAA0_8 saat
ve Cmaks
sırasıyla 22.1 ± 12.7 pgsaat/mL ve 4.1 ± 2.3 pg/mL olmuştur. Vemurafenibin günde iki kez çoklu doz uygulamasıyla birikme meydana gelir. Kompartmanlı olmayan analizde, günde iki kez 960 mg vemurafenib uygulamasından sonra kararlı durum koşullarında 15. Gün / 1. Gün oranı EAA için 15 ila 17 kat ve Cmaks
için 13 ila 14 kat aralığında olmuş ve EAA0_8 saat
ve Cmaks sırasıyla 380.2 ± 143.6 pgsaat/mL ve 56.7 ± 21.8 pg/mL olmuştur.
Yiyecekler (fazla yağlı yemek) vemurafenibin 960 mg’lik tek dozunun bağıl biyoyararlanımını artırır. Tokluk ve açlık hali arasındaki geometrik ortalama oranlar Cmaks
ve EAA için sırasıyla 2.6 ve 4.7 katı olmuştur. Tek bir vemurafenib dozu yiyeceklerle birlikte alındığında medyan Tmaks,
4 saatten 8 saate çıkmıştır.
Yiyeceklerin kararlı durumda vemurafenib maruziyeti üzerindeki etkisi şu an bilinmemektedir. Sürekli olarak aç kamına vemurafenib alımı, yemekle birlikte veya yemekten kısa bir süre sonra sürekli vemurafenib alımı ile kıyaslandığında anlamlı oranda daha düşük bir kararlı durum maruziyetine yol açabilir. Bununla birlikte vemurafenibin ara sıra aç kamına aliminin, kararlı durumda vemurafenibin yüksek düzeyde birikmesinden dolayı kararlı durum maruziyeti üzerindeki etkisinin sınırlı olması beklenmektedir. Tek başma veya yiyeceklerle birlikte vemurafenib alan hastalardan pivotal çalışmalarda güvenlilik ve etkililik verileri toplanmıştır.
Gastrointestinal sıvı içeriği, hacim, pH, motilite ve geçiş süresi ile safra bileşimindeki farklılıklara bağlı olarak da maruziyette değişkenlik görülebilir.
Kararlı durumda plazmadaki ortalama vemurafenib maruziyeti, sabah dozundan önce ve sabah dozundan 2-4 saat sonra plazma konsantrasyonlan arasındaki 1.13 Tük ortalama oran ile gösterildiği gibi, 24 saatlik ara boyunca stabildir. Oral doz uygulamasının ardından metastatik melanom hastalarından oluşan popülasyon için emilim hızı sabiti 0.19 saat’1 saat (%101’lik hastalar arası değişkenlik ile) olarak tahmin edilmektedir.
Dağılım:
Metastatik melanomlu hastalarda vemurafenibin görünen dağılım hacmi 91 L olarak hesaplanmıştır (hastalar arası değişkenlik %64.8). In vitro
, insan plazma proteinlerine yüksek oranda bağlıdır (>%99).
Biyotransformasyon:
Vemurafenibin ve metabolitlerinin göreceli oranları, oral yolla tek doz 14C-işaretli vemurafenib uygulanmasıyla insanlara ilişkin bir kütle denge çalışmasında belirlenmiştir. CYP3A4, vemurafenibin in vitro
metabolizmasından sorumlu birincil enzimdir. İnsanlarda konjugasyon metabolitleri de (glukuronidasyon ve glikozilasyon) belirlenmiştir. Bununla birlikte, plazmadaki baskın bileşen (%95) ana bileşik olmuştur. Metabolizmanın, plazmada önemli miktarda metabolite yol açmadığı düşünülmektedir ancak atılım açısından metabolizmanın önemi göz ardı edilemez.
Eliminasvon:
Metastatik melanomlu hastalarda, popülasyonda görünen vemurafenib klirensi 29.3 L/gün olarak hesaplanmıştır (hastalar arası değişkenlik %31.9). Vemurafenib için popülasyon PK analizi yoluyla hesaplanan popülasyon eliminasyon yanlanma ömrü 51.6 saattir (bireysel yarılanma ömrü tahminlerinin 5. ve 95. persentil aralığı 29.8-119.5 saattir).
İnsanlarda yapılan vemurafenibin oral yolla uygulandığı kütle denge çalışmasında, dozun ortalama %95’i 18 gün içinde geri kazanılmıştır. Vemurafenible ilişkili maddenin büyük bölümü (%94) dışkıda ve <%l’i idrarda belirlenmiştir. Değişikliğe uğramamış bileşiğin biliyer atılımı önemli bir atılım yolu olabilir. Bununla birlikte, mutlak biyoyararlammın bilinmemesi nedeniyle, ana bileşik vemurafenibin klirensi açısından hepatik ve renal atılımın önemi belirsizdir. Vemurafenib, P-gp’nin in vitro
substratı ve inhibitörüdür.
Doğrusallık/ doğrusal olmayan durum:
Vemurafenib farmakokinetiğinin, günde iki kez alınan 240 ila 960 mg arasında dozla orantılı olduğu gösterilmiştir, popülasyon farmakokinetik analizi de vemurafenib farmakokinetiğinin lineer olduğunu doğrulamaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaslı hastalar (65 vas veya 65 yasın üstünde):
Popülasyon farmakokinetik analizleri temelinde, yaşm vemurafenib farmakokinetikleri üzerinde istatistiksel anlamlı bir etkisi bulunmamaktadır.
Çocuklar ve adolesanlar (18 yasa kadar):
Pediyatrik hastalarda vemurafenibin farmakokinetiklerini incelemek üzere çalışma yapılmamıştır.
Cinsiyet:
Popülasyon farmakokinetik analizi, kadınlara kıyasla erkeklerde görünen kürensin (CL/F) %17 daha fazla ve görünen dağılım hacminin (V/F) %48 daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bunun cinsiyetin mi, yoksa vücut yüzey alanının mı etkisi olduğu bilinmemektedir. Bununla birlikte maruz kalınan miktardaki farklılıklar, vücut yüzey alanı veya cinsiyet temelinde doz ayarlaması gerektirecek kadar büyük olmamıştır.
Böbrek yetmezliği:
Metastatik melanomlu hastalarda yapılan klinik çalışmalara ait verilerin kullanıldığı popülasyon farmakokinetik analizinde, hafif ve orta düzeyde böbrek yetmezliği vemurafenibin görünen klirensini etkilememiştir (kreatinin klirensi >40 mL/dakika). Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalara ilişkin veri bulunmamaktadır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Vemurafenibin klinik öncesi güvenlilik profili sıçanlarda, köpeklerde ve tavşanlarda değerlendirilmiştir.
Tekrarlı doz toksikoloji çalışmalarında, karaciğer ve kemik iliği köpeklerdeki hedef organlar olarak belirlenmiştir. Köpeklerde yapılan 13 haftalık bir çalışmada, beklenen klinik maruziyetin (EAA karşılaştırmaları temelinde) altmdaki ilaç maruziyetlerinde, karaciğerde geri döndürülebilir toksik etkiler (hepatoselüler nekroz ve dejenerasyon) kaydedilmiştir. Erken sonlandırılan 39 haftalık BID köpek çalışmasındaki bir köpekte, beklenen klinik maruziyete (EAA karşılaştırmaları temelinde) benzer ilaç maruziyetlerinde fokal kemik iliği nekrozu kaydedilmiştir. Irı vitro
kemik iliği sitotoksisite çalışmasında; klinik ilgili konsantrasyonlarda bazı sıçan, köpek ve insan lenfo-hematopoietik hücre popülasyonlarında hafif sitotoksisite gözlenmiştir.
450 mg/kg/güne kadar dozlarda (beklenen klinik maruziyetin (EAA karşılaştırmaları temelinde) altmdaki ilaç maruziyetlerinde) yapılan bir sıçan çalışmasında, vemurafenibin kültüre edilmiş mürin fıbroblastlarında UVA ışın uygulamasından sonra in vivo
değil ancak in vitro
fototoksik olduğu gösterilmiştir. Fertilite üzerindeki etkiyi değerlendirmek üzere vemurafenible spesifik çalışma yapılmamıştır. Bununla birlikte, tekrarlı doz çalışmalarında 450 mg/kg/güne kadar dozlarda (EAA karşılaştırmaları temelinde beklenen klinik maruziyetin altmdaki ilaç maruziyetlerinde) erkek ve dişi sıçanların ve köpeklerin üreme organları ile ilgili histopatolojik bulgu saptanmamıştır. Sıçanlarda ve tavşanlarda, beklenen klinik maruziyetin altmdaki ilaç maruziyetlerine yol açan (EAA karşılaştırması temelinde) sırasıyla 250 mg/kg/gün ve 450 mg/kg/gün dozlara kadar embriyo-fetal gelişim çalışmalarında teratoj eni site gözlenmemiştir. Bununla birlikte embriyo-fetal gelişim çalışmalarındaki maruziyet, EAA karşılaştırması temelinde klinik maruziyetin altında olmuştur ve bu nedenle, bu bulgulann ne ölçüde insanlara uyarlanabileceğim belirlemek güçtür. Sonuç olarak vemurafenibin fetüs üzerindeki etkisi göz ardı edilemez. Pre- ve postnatal gelişim ile ilgili çalışma yapılmamıştır.
In vitro
tayinlerde (bakteriyel mutasyon [AMES Tayini], insan lenfosit kromozom aberasyonu) genotoksisite belirtisi saptanmamış ve vemurafenible, in vivo
sıçan kemik iliği mikronükleus testi yapılmamıştır.
Vemurafenib ile karsinojenisite çalışmalan yapılmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Kroskarmeloz sodyum Kolloidal anhidröz silika Magnezyum stearat Hidroksipropilselüloz Polivinil alkol Titanyum dioksit (E 171)
Makrogol 3350 Talk
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil
6.3. Raf ömrü
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
OPA/A1/PVC blister filmi ve Alüminyum/Isı ile kapatılmış blister folyosu.
Perfore birim doz blisterler.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller ‘’Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve ” Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik’Terine uygun olarak imha edilmelidir.
Pankreas Kanseri Pankreas karnın alt kısmında yatay şekilde bulunan bir organdır. Sindirime yardımcı olan enzimleri ve kan şekerini yönetmeye yardımcı olan hormonları vücuda dağıtmakla görevlidir. | Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. |
Rahim Boyu ( Serviks ) Kanseri Rahim boynu (serviks) kanseri 35 yaş altı kadınlarda görülen vakalarda meme kanserinden sonra ikinci sırayı alır.Serviks kanserinin gelişmesi yıllarca sürebilir. |
|
Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. |
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Roche Müstahzarları Sanayi A.Ş.Geri Ödeme Kodu | A14988 |
Satış Fiyatı | 30709.86 TL [ 19 Nov 2024 ] |
Önceki Satış Fiyatı | 30709.86 TL [ 8 Nov 2024 ] |
Original / Jenerik | Original İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699505092560 |
Etkin Madde | Vemurafenib |
ATC Kodu | L01EC01 |
Birim Miktar | 240 |
Birim Cinsi | MG |
Ambalaj Miktarı | 56 |
Antineoplastik ve İmmünomodülatör Ajanlar |
İthal ( ref. ülke : Isvicre ) ve Beşeri bir ilaçdır. |