ZELDOX 60 mg 56 kapsül Klinik Özellikler
{ Ziprasidon }
4.1. Terapötik endikasyonlar
ZELDOX şizofreni ve ilişkili psikozların tedavisinde endikedir.
4.3. Kontrendikasyonlar
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Şizofreni ve bipolar maninin akut tedavisinde yetişkinler için tavsiye edilen doz yemeklerle
- birlikte günde iki defa 40 mg’dır (bkz, bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler). Günlük doz, bireysel klinik duruma göre maksimum günde iki defa 80 mg’a kadar artırılabilir. Gerekliyse tavsiye edilen maksimum günlük doza en erken tedavinin 3.gününde ulaşılabilir.
Şizofreni idame tedavisinde,ziprasidon en düşük etkin dozda kullanılmalıdır.
Bipolar bozuklukta görülen akut manik veya mikst epizodlann tedavisinde tavsiye edilen başlangıç dozu yemeklerle birlikte günde iki defa 40 mg’dır, İkinci gün, günde iki kez olmak kaydı ile doz 60 veya 80 mg’a çıkarılmalı, takip eden günlerde etkinlik ve toleransa bağlı olarak günde iki defa 40-80 mg arasmda kullanılır. Esnek dozlu klinik çalışmalarda ortalama günlük doz yaklaşık 120 mg’dır.
Bipolar mani için kullanımda başlangıç tedavisiyle alınan yanıtın idamesine veya yeni manik nöbetlerin önlenmesine yönelik ziprasidonun uzun dönemli (3 haftadan uzun dönem gibi) kullanımını destekleyen sistematik veri bulunmamaktadır.
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır.
Yemeklerle birlikte alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olanlarda doz ayarlaması gerekmez (bkz. bölüm 5.2 Farmakokinetik özellikler).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ve orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar düşünülmelidir (bkz. bölüm 4.4 özel kullanım uyarıları ve önlemleri, 5.2 Farmakokinetik özellikler).Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda deneyim bulunmamaktadır ve bu grupta ziprasidon dikkatle kullanılmalıdır. ■ -
Pediyatrik popülasyon:
18 yaşın altındaki çocuklarda etkililiği ve güvenliliği kanıtlanmamıştır.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaş ve üzerindeki yaşlı hastalarda rutin olarak düşük bir başlangıç dozu gerekli değildir, ama klinik duruma göre karar verilmelidir.
Sigara içenlerde kullanım:
4.3. Kontrendikasyonlar
Ziprasidon veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kullanılmamalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
4.3. Kontrendikasyonlar
QT aralığı uzaması ve Ani Öliim Riski
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
) Belirgin bradikardisi olan hastalarda vc konjenital QT aralığı uzaması görülen durumlarda dikkat edilmesi önerilir. Hipokalemi ve hipomagnezemi gibi elektrolit bozukluklan malign aritmi riskini artırır ve ziprasidon tedavisine başlanmadan önce düzeltilmelidir. Stabil kardiyak rahatsızlığı olan hastalar tedavi edilecekse, tedaviye başlamadan önce bir EKG incelemesi düşünülmelidir.
Yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda; plasebo kullanan hastaların % 0.23’ünün, oral ziprasidon kullanan hastaların ise sadece % 0.06’sının EKG ölçümlerinde, klinik olarak anlamlı sınırı geçen QTc aralığında uzama saptanmıştır.
Pazarlama öncesi klinik çalışmalarda, 500 milisaniye’nin üzerinde QTc görülme sıklığı ziprasidon.ile tedavi edilen 3.266 hastada 3 (%0.1) ve plasebo ile tedavi edilen 538 hastada 1 (%0.2) bulunmuştur.
Sınıf IA ve III antiaritmikler dahil QT aralığını 500 milisaniye’den daha fazla uzatan bazı ilaçların kullanılması ile seyrek de olsa torsade de pointes vc yaşamı tehdit eden aritmi oluşumu arasında bir ilişki bulunmuştur, (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Pazarlama sonrası toplanan verilerde, ziprasidon kullanan birden fazla risk faktörü olan hastalarda seyrek olarak torsade de pointes bildirilmiştir. Bunun ziprasidon ile nedensellik ilişkisi kanıtlanmamıştır.
Palpitasyon, baş dönmesi, senkop ve nöbet gibi kardiyak semptomlar gelişirse, malign kardiyak aritmi olasılığı düşünülmelidir ve EKG’yi de İçeren bir kardiyak değerlendirme yapılmalıdır. QTc aralığı 500 milisaniye’d en büyük ise tedavinin durdurulması önerilir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Diğer antipsikotik ilaçlar ve plaseboyla olduğu gibi, önerilen dozlarda ziprasidon alan hastalarda açıklanamayan, ani ölümler rapor edilmiştir. Ziprasidon İçin pazarlama öncesi deneyim, diğer antipsikotik ilaçlar veya plaseboya kıyasla ziprasidon için aşırı düzeyde bir mortalite riski ortaya koymamıştır; fakat maruziyet derecesi, Özellikle aktif kontroller ve plasebo olarak kullanılan İlaçlar için sınırlıdır. Bununla birlikte, diğer antipsikotik ilaçlarla karşılaştırıldığında ziprasidonda QTc uzamasının daha fazla olması, şizofreniyi tedavi etmeye yönelik mevcut diğer ilaçlara kıyasla ani ölüm riskinin ziprasidon İçin daha yüksek olma olasılığını artırmaktadır. Bu olasılık, alternatif müstahzarlar arasmda karar verme sırasında dikkate alınmalıdır.
VenOz tromboembolik olay
Antipsikotik ilaçlar seyrek olarak venöz tromboembolik olay (VTE) riskine neden olabilir.
Çocuklar ve adolesanlar
Şizofreni tedavisinde ziprasidonun etkililik ve güvenliliği çocuklarda ve adolesanlarda değerlendirilmemiştir.
NCroleptik Malign Sendrom (NMS)
Nadir fakat potansiyel olarak fatal bir durum olan NMS, ziprasidon da dahil olmak üzere antipsikotik ilaçlann kullanımı sırasında bildirilmiştir. Hastada NMS düşündüren belirti ve semptomlar gelişirse veya ek klinik NMS belirtileri olmaksızın açıklanamayan ateş ortaya çıkarsa, NMS’un tedavisi tüm antipsikotik ilaçların derhal kesilmesini içermelidir.
Tardif diskinezi
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi ziprasidon için de uzun süreli kullanımlarda tardif diskinezi ve diğer tardif ekstrapiramidal sendromlara yol açma potansiyeli vardır. Bipolar bozukluğu olan hastaların özellikle bu kategorideki semptomlara eğilimli olduğu bilinmektedir. Bu durum tedavi süresi uzadıkça ve yaş arttıkça daha sık görülür. Tardif diskinezi belirti ve semptomlan görülür ise doz azaltılması veya ilacın bırakılması düşünülmelidir. •
Hiperglisemi ve diabetes mellitus
Atipik antipsikotiklere başlayan, diabetes mellitus tanısı konmuş hastalar, glukoz kontrolünün kötüleşmesi açısından düzenli olarak izlenmelidir. Atipik antipsikotiklerle tedaviye başlayan ve diabetes mellitusa yönelik risk faktörleri (örn. obezite, diyabete ilişkin aile öyküsü) bulunan hastalar, tedavinin başlangıcında ve tedavi sırasında periyodik olarak açlık kan şekeri testine tabi tutulmalıdır. Atipik antipsikotiklerle tedavi edilen tüm hastalar polidipsi, poliüri, polifaji ve güçsüzlük dahil, hiperglisemi semptomları açısından izlenmelidir. Atipik antipsikotiklerle tedavi sırasında hiperglisemi semptomları geliştiren hastalar, açlık kan şekeri testine tabi tutulmalıdır.. Bazı durumlarda, atipik antipsikotik kesildiğinde hiperglisemi düzelmiştir; aneak, şüpheli ilacm kesilmesine rağmen, bazı hastalarda antidiyabetik tedavinin devam etmesi gerekmiştir.
DCküntO
Ziprasidonla yapılan pazarlama öncesi araştırmalarda, hastaların yaklaşık %5’inde döküntü ve/veya ürtiker gelişmiştir; bu vakaların yaklaşık altıda birinde tedavi kesilmiştir. Döküntü oluşumu ziprasidon dozuyla ilgilidir; öte yandan, bulgu, daha uzun maruziyet süresiyle de açıklanabilir. Döküntüsü olan birkaç hastada, beyaz kan hücrelerinde artış gibi ilişkili sistemik hastalığa ait belirti ve semptomlar bulunmuştur. Hastaların çoğu, ziprasidonun kesilmesinden sonra ve/veya antihistaminik ya da steroidlerle ek tedaviyle birlikte hemen iyileşmiştir ve bu olayları yaşayan tüm hastaların tamamen iyileştiği rapor edilmiştir. Alternatif etiyolojinin tanımlanamadığı döküntünün görülmesinden sonra ziprasidon kesilmelidir,
Ortostatik hipotansiyon
Ziprasidon, muhtemelen ciı -adrenerjik antagonist özelliklerine bağlı olarak; baş dönmesi, taşikardi ve bazı hastalarda (özellikle başlangıç doz titrasyonu sırasında) senkopla ilişkilendirilen ortostatik hipotansiyonu indükleyelebilir. Senkop, ziprasidonla tedavi edilen hastaların %0.6’sında rapor edilmiştir.
Ziprasidon, bilinen kardiyovasküler hastalığı (miyokard enfarktüsü veya iskemik kalp hastalığı, kalp yetmezliği veya iletim anormallikleri hikayesi), serebrovasküler hastalığı veya hastalan hipotansiyona yatkın hale getirecek rahatsızlıkları (dehidrasyon, hipovolemi ve antihipertansif İlaçlarla tedavi) olan hastalarda özellikle dikkatli biçimde kullanılmalıdır.
Lökopeni, Nötropeni ve Agranülositoz
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyimlerde, antipsikotik ilaç kullanımına bağlı olarak geçici lökopeni/nötropeni ve agranülositoz (ölümcül vakalar da dahil olmak üzere) vakalan bildirilmiştir.
Nötropeni veya lökopeni için olası risk faktörleri; önceden var olan düşük beyaz kan hücresi (akyuvar) sayısı ve ilaca bağlı nötropeni veya lökopeni hikayesidir. Bu tür hastaların tam kan sayımları tedavinin ilk birkaç ayı boyunca sık sık izlenmeli ve herhangi bir başka nedensel faktör olmadan akyuvar sayısında düşüş meydana gelirse ziprasidon kullanımı bırakılmalıdır. Nötropeni hastalan ise ateş, diğer semptomlar veya enfeksiyon belirtileri açısından dikkatli izlenmelidir ve eğer bu belirtiler meydana gelmişse derhal tedavi edilmelidir. Şiddetli nötropenili hastalar (mutlak nötrofil sayısı<1000/mm3 ) ziprasidon tedavisini bırakmalıdır ve akyuvar değerleri düzelene kadar lakip edilmelidir.
Nöbet (Konvülsiyon)
Nöbet hikayesi olan hastaların tedavisinde dikkatli olunması önerilir.
Klinik araştırmalar sırasında, ziprasidon ile tedavi edilen hastaların %0.4’ünde nöbetler oluşmuştur. Bu vakaların çoğunda, nöbet oluşumuna katkıda bulunabilen, karışıklığa neden olan faktörler bulunmuştur. Diğer antipsikotik ilaçlarda olduğu gibi ziprasidon, nöbet hikayesi ya da Alzheimer tipi demans gibi nöbet eşiğini potansiyel olarak azaltan rahatsızlıkları olan hastalarda dikkatlice kullanılmalıdır. Nöbet eşiğini potansiyel olarak azaltan rahatsızlıklar, 65 yaş veya üzeri popülasyonda daha yaygm olabilir.
Disfaji
özofageal dismotilite ve aspirasyon, antipsikotik ilaç kullanımıyla ilişkilendirilmiştir. Aspirasyon pnömonisi, özellikle ilerlemiş Alzheimer tipi demansı olan yaşlı hastalarda, morbidite ve mortalitenin yaygın bir nedenidir. Ziprasidon ve diğer antipsikotik ilaçlar, aspirasyon pnömonisi riski bulunan hastalarda dikkatli biçimde kullanılmalıdır.
Hiperprolaktinemi
Dopamin D2
reseptörlerini antagonize eden diğer ilaçlarda olduğu gibi ziprasidon, insanlarda prolaktin düzeylerini yükseltir. Prolaktin düzeylerindeki artış, bu bileşikle hayvanlarda yapılan çalışmalarda da gözlenmiş ve farelerde meme bezi neoplazisindeki artışla ilişkilendirilmiştir; sıçanlarda benzer etki gözlenmemiştir. Doku kültürü deneyleri, insan meme kanserinin yaklaşık üçte birinin, in vitro
olarak prolaktine bağlı olduğunu göstermektedir; bu ilaçların reçetelendirilmesi önceden meme kanseri saptanmış bir hasta İçin düşünülüyorsa bu durum potansiyel önemi olan bir faktördür. Prolaktin seviyesinin (düzeyinin) yükselmesine neden olan ilaçlar, galaktore, amenore, jinekomasti ve empotans gibi rahatsızlıklara yol açabilirler, öte yandan, serum prolaktin düzeylerindeki artışın klinik anlamlılığı çoğu hasta için bilinmemektedir. Bugüne kadar yürütülen klinik veya epidemiyolojik çalışmalar, insanlarda tümörgenez ile bu ilaç sınıfının kronik uygulaması arasında bir İlişki ortaya koymamıştır. Mevcut kanıtın şu anda kesin olamayacak kadar sınırlı olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden hiperprolaktinemi, hipogonadizm ile birlikte ilişkiliyse kemik yoğunluğunda azalmaya yol açabilir.
Priapizm:
Ziprasidonun da dahil olduğu antipsikotik ilaçların kullanımı esnasında priapizm vakaları bildirilmiştir. Bu advers reaksiyon, diğer psikotrop ilaçlar ile olduğu gibi, doza bağlı olarak ortaya çıkmamış ve tedavinin süresi ile ilişkilendirilememiştir.
Kognitif ve motor bozukluk potansiyeli
Somnolans, ziprasidonla tedavi edilen hastalarda yaygın olarak rapor edilen bir istenmeyen etkidir. 4 ve 6 haftalık plasebo kontrollü araştırmalarda, somnolans, plasebo hastalarının %7’sine karşı ziprasidon alan hastaların %14’ünde rapor edilmiştir. Kısa süreli klinik araştırmalarda, somnolans, yetişkin hastalann %0.3’ünde çalışmayı bırakmaya neden olmuştur. Ziprasidonun karar yetisi, düşünme veya motor becerilerini bozma potansiyeli olduğundan, ziprasidon tedavisinin kendilerini olumsuz yönde etkilemeyeceğinden makul düzeyde emin olana dek hastalar, motorlu araç (otomobil dahil) veya tehlikeli makine kullanma gibi zihinsel uyanıklık gerektiren aktiviteleri gerçekleştirme konusunda uyarılmalıdır.
Vücut sıcaklığını düzenleme
Pazarlama öncesi araştırmalarda ziprasidon ite rapor edilmemesine rağmen, vücudun merkezi vücut sıcaklığım düşürme yetisinin bozulması, antipsikotik ajanlarla ilişkilendirilmiştir. Zorlu egzersiz yapma, aşırı sıcağa maruz kalma, antikolinerjik aktivitesi olan eşzamanlı ilaç alma veya dehidrasyona maruz kalma gibi merkezi vücut sıcaklığında artışa katkıda bulunabilecek rahatsızlıklar yaşayacak hastalar için ziprasidon reçete edilirken uygun düzeyde dikkat önerilmektedir.
İntihar .
İntihar girişimi olasılığı, psikotik hastalık veya bipolar bozukluğun doğasında mevcuttur; yüksek risk taşıyan hastalarda ilaç tedavisi yakından takip edilmelidir. Doz aşımı riskini azaltmak için hastanın tedavisini en İyi şekilde sürdürebildiği, en düşük ziprasidon miktarını içeren kapsül formu reçetelendirilmelidir.
SSS İlaçlan / Alkol
Ziprasidonun primer SSS etkileri göz önüne alındığında, dopaminerjik ve serotonerjik sistemler üzerinde etkisi olan ilaçlar da dahil olmak üzere başka santral etkili ilaçlar ya da alkol ile birlikte alındığında dikkatli olunmalıdır.
Karaciğer yetmezliği
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
, 5.2 Farmakokinetik özellikler).
Demanslı popülasyonda serebrovasküler olay için yüksek risk
Bazı atipik antipsikotik İlaçlan kullanan yaşlı demanslı hasta popülasyonu üzerinde yapılan randomize plasebo kontrollü klinik çalışmalarda serebrovasküler yan etkilerin yaklaşık üç kat arttığı görülmüştür. Bu yüksek risk için mekanizma bilinmemektedir. Risk artması, diğer antipsikotikler veya diğer hasta popülasyonları için gözardı edilemez. Ziprasidon felç için risk faktörü bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastalarda yüksek mortalite
Demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastaların, bazı antipsikotik ilaçlarla tedavi edildiklerinde plaseboya kıyasla ölüm riskinde artış olduğu gösterilmiştir. Ziprasidon, demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastaların tedavisi için onaylanmamıştır.
Riskin büyüklüğünü kesin olarak tahmin edebilmek için yeterli veri yoktur ve artmış riskin nedeni bilinmemektedir.
Laboratuvar Testleri:
Ziprasidon tedavisi düşünülen hastalarda, belirgin elektrolit dengesizliği riski varsa başlangıç serum potasyum ve magnezyum değerleri ölçülmelidir.
Tedaviye başlamadan önce düşük serum potasyum ve magnezyum yerine konmalıdır. Ziprasidon tedavisi sırasında diüretik kullanımına başlayan hastalarda periyodik olarak serum potasyum ve magnezyum ölçümlerine ihtiyaç vardır.
Sürekli QTc ölçümleri >500 milisaniye olan hastalarda ziprasidon bırakılmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Ziprasidonun diğer tıbbi ürünlerle etkileşimi üzerine çalışmalar yetişkinler için yapılmıştır. Santral Sinir Sistemi (SSS) ilaçları / Alkol
Ziprasidonun primer etkileri göz önüne alındığında diğer santral etkili ajanlar ve alkol ile beraber kullanıldığında dikkatli olunmalıdır,
Ziprasidonun diğer ilaçlar üzerine etkisi
Dekstrometorfan:
Dekstrometorfan ile yapılan bir in vivo
çalışma, günde iki kez 40 mg ziprasidon uygulandıktan sonra elde edilenden %50 düşük plazma konsantrasyonlarında CYP2D6’da belirgin bir inhibisyon göstermemiştir. İn vitro
veriler ziprasidonun CYP2D6 ve CYP3A4’ün orta dereceli bir inhibitörü olabileceğini göstermiştir, fakat ziprasidonun bu sitokrom P450 izoformları ile metabolize edilen ilaçlann farmakokinetiğini klinik olarak anlamlı bir şekilde etkilemesi beklenmez.
İnsan karaciğer mikrozomları kullanılarak, ziprasidonun CYP1A2, CYP2C9 ve CYP2C19 üzerinde inhibitör etkisi gösterilmemiştir. CYP2D6 ve CYP3A4’ün in vitro
inhibisyonu için, beklenen in vivo
konsantrasyonun en az 1000 katı ziprasidon konsantrasyonu gerekir. Dekstrometorfan ile yapılan in vitro
çalışmaların sonuçlarıyla uyumlu olarak, sağlıklı gönüllülerde yapılan bir çalışmada da ziprasidonun dekstrometorfan ın CYP2D6 bağımlı metabolizmasını ana metaboliti olan dekstrorfana değiştirmediği görülmüştür. Üriner dekstrometorfan/ dekstrorfan oranında istatistiksel olarak belirgin değişiklik yoktur.
Oral kontraseptifler:
In vivo
çalışmalarda ziprasidonun uygulaması östrojen (CYP3A4 substratı olan etinil östradiol) veya progesteron bileşenlerinin farmakokinetiğinde anlamlı bir değişikliğe yol açmamıştır. 20
mg BID dozunda ziprasidonla eşzamanlı olarak uygulanan oral kontraseptifler, etinil östradiol (0.03 mg) vc levonorgestrelin (0.15 mg) farmakokinetiğini etkilememiştir.
Lityum:
Ziprasidonun beraber uygulanmasının lityum farmakokinetiği üzerine bir etkisi olmamıştır.
7 gün boyunca, günde 2 kez 40 mg ziprasidon ile birlikte kullanılan günde 2 kez 450 mg lityum, lityumun kararlı durumunu ve böbrek klerensini etkilememiştir.
Ziprasidon ve lityum kardiyak iletimde değişimler yapabildiklerinden, birlikte uygulanmaları, aritmiler dahil farmakodinamik etkileşimler bakımından bir risk oluşturabilir.
Duygudurum stabilize edici ilaçlar olan karbamazepin ve valproat ile birlikte uygulama üzerine sınırlı veriler vardır.
Hipotansiyonu tetikleme olasılığı nedeniyle ziprasidon belirli antihipertansif ajanlann etkisini arttırabilir. Ziprasidon levodopa ve dopamin agonistlerinin etkilerini antagonize edebilir
•
Proteine bağlanma:
Ziprasidon geniş ölçüde plazma proteinlerine bağlanır. Ziprasidonun in vitro
plazma . proteinlerine bağlanması, yüksek oranda proteine bağlı ilaçlar olan varfarin. ve propranolol
tarafmdan değiştirilmemiş, ziprasidon da bu ilaçların insan plazmasında bağlanmalarını
değiştirmemiştir. Dolayısıyla yer değiştirmeye bağlı olarak ziprasidon ile ilaç etkileşimi potansiyeli bulunmamaktadır.
Diğer ilaçlann ziprasidon ii/erine etkisi
CYP3A4 inhibitörü ketokonazol (400 mg/gün), ziprasidonun serum konsantrasyonlarını <%40 artırmıştır. Beklenen ziprasidon Tmaks değerinde, S-metil-dihidroziprasidon ve ziprasidon sülfoksidin serum konsantrasyonları, , sırasıyla %55 ve %8 artmıştır. Herhangi bir QTc uzaması gözlenmemiştir. Güçlü CYP3A4 inhibitörlerinin birlikte uygulanmasına bağlı olarak meydana gelen farmakokinetik değişikliklerin klinik olarak önemli olması beklenmez,
dolayısıyla doz ayarlaması gerekli değildir.
CYP3A4 inhibitörü olan ketokonazol (400 mg/gün) ile 5 gün süren tedavi, ziprasidonun eğri altı alan (EAA) ve Cmaks değerlerini yaklaşık %35-40 artırmıştır. Diğer CYP3A4 inhibitörlerinin de benzer etkileri olabilir.
• - -
21 gün boyunca günde iki kez 200 mg karbamazepin (CYP3A4 indükleyicisi) tedavisi EAA yaklaşık %35’lik bir düşüşe yol açmıştır. Karbamazepinin daha yüksek dozlarıyla bu etki artabilir.
Valproat ile birlikte kullanımına ilişkin yeterli veri bulunmamaktadır.
Antiasit:
Tok kamına uygulanan alüminyum ve magnezyum içeren antasidlerin çoklu dozlarının ziprasidon farmakokinetiği üzerine klinik olarak anlamlı bir etkisi yoktur.
Nonspesifik bir CYP enzim inhibitörü olan simetidin, ziprasidonun farmakokinetiğini anlamlı olarak etkilemez.
Serotonerjik tıbbi ürünler:
4.8. İstenmeyen etkiler
). Serotonin sendromunun belirtileri konfüzyon, ajitasyon, ateş, terleme, ataksi, hiperrefleksi, miyoklonus vc diyareyi içerir.
Yemeklerle etkileşim
Tok karnına alınan 20 mg dozun mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %60’tır. Ziprasidon absorpsiyonu, gıdaların varlığında iki katına kadar arlar.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması tespit edilmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye - -
Gebelik kategorisi C’dir. .
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Gebe kadınlarda yapılmış çalışma yoktur, dolayısıyla ziprasidon alan çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlara uygun bir kontraseptif yöntem uygulamaları tavsiye edilmelidir.
Gebelik d&nemi
Gebe kadınlar üzerinde çalışma yapılmamıştır. Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben ekstrapiramidal semptomlar ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar. Yeni doğanda bildirilen semptomlar arasmda ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenme bozuklukları bulunmaktadır. Gebelikte ziprasidon yalnızca, anne için beklenen muhtemel yararın fetus için muhtemel riskten fazla olması halinde kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Ziprasidonun anne sütü ile atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Ziprasidon kullanıyorlarsa hastalara emzirmemeleri önerilmelidir. Eğer tedavi gerekliyse emzirme kesilmelidir.
Üreme yeteneği/ Fertilite
Üreme üzerine toksisite çalışmaları maternal toksisite ve/veya sedasyona yol açan dozlarda üreme üzerine istenmeyen etkiler göstermiştir. Terotojenİteye dair bir kanıt bulunmamıştır (bkz. bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenilirlik verileri).
4.7. Araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkiler
4.8. İstenmeyen etkiler
ZELDOX kapsül, klinik araştırmalar (bkz. bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler) sırasında yaklaşık 6500 hastaya uygulanmıştır. Şizofreni klinik çalışmalarında en sık gözlenen yan etkiler sedasyon ve akatizi olmuştur. Bipolar bozukluk klinik çalışmalarında en sık gözlenen yan etkiler sedasyon, akatizi, ekstrapramidal bozukluklar ve baş dönmesi olmuştur.
Aşağıda kombine kısa dönem (4-6 hafta) sabit dozlu şizofreni çalışmaları ve kısa dönem (3 hafta), esnek dozlu bipolar mani çalışmaları sırasında plaseboya oranla daha yüksek insidansta gözlenen, ziprasidon ile ilişkisi olası yan etkiler yer almaktadır.
4.8. İstenmeyen etkiler
aşağıdaki kategorilere göre listelenmiştir: çok yaygm (>1/10); yaygm
(>1/100 ila <1/10); yaygm olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). - -
Aşağıda listelenmiş olan yan etkiler altta yatan hastalıklar ve/veya birlikte kullanılan ilaçlar ile ilgili de olabilir.
Tüm vücut
Yaygın : Karın ağnsı, grip benzeri sendrom, ateş, kazayla düşme, yüzde ödem,
titreme, fotosensitivite reaksiyonu, yan ağnsı, hipotermi, araç ve makine kullanırken kaza yapma
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Seyrek : Rİnit
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
Yaygın olmayan : Anemi, ekimoz, lökositoz, lökopeni, eozinofıli, lenfadenopati
Seyrek : Lenfopeni, trombositopeni, hipokromik anemi, lenfositoz,
monositoz, bazofilİ, lenfödem, polisitemi, trombositemi
Endokrin bozukl
ukla
r
Seyrek : Hipotiroidizm, hipertiroidizm, tiroidit
Metabolizma ve beslenme bozukluklan
Yaygm olmayan : İştah artması, susama hissi, transaminaz!arda artış, periferik ödem,
hiperglisemi, kreatin fosfokınazda artış, alkalin fosfatazda artış, hiperkolesterolemi, dehidrasyon, laktat dehidrogenazda artış, albüminüri, hipokalemi
Seyrek : BUN artışı, kreatinin artışı, hiperlipidemi, hipokolesterolemi,
hiperkalemi, hipokloremi, hipoglisemi, hiponatremi, hipoproteinemi, glukoz toleransında artış, gut, hiperkloremi, hiperürisemi, hipokalemi, hipoglisemik reaksiyon, hipomagnezemi, ketoz, respiratuvar alkaloz
Huzursuzluk
Ajitasyon, kaygı/endişe, boğazda daralma hissi, kabus görme Panik atak, depresif semptomlar, bradifreni, tekdüze duygulanım, anorgazmi
Yaygın
Yaygın olmayan Seyrek
Sinir sistemi bozukluklan
Yaygm
: Distoni, huzursuzluk, hipertoni, diskinezi, hostilite, tik, parestezi, konfüzyon,vertigo, akatizi , ekstrapiramidal bozukluk, parkinsonizm, tremor (kas gerginliği, bradikinezi ve hipokinezi dahil), hiperkinezi, anormal yürüme şekli, okülojirik kriz, ataksi,hipoestezi, unutkanlık, dalgınlık hali, hipotoni, akinezi, konuşma bozukluğu (dizartri), geri çekilme sendromu, bukkoglossal sendrom, koreoatetoz, diplopi, koordinasyon bozukluğu, nöropati, baş dönmesi, sedasyon, somnolans, baş ağrısı
: Jeneralize tonik klonik nöbetler, tardif diskinezi, siyalore, davranış bozuklukları, aşırı uyku, letarji, paraliz
Yaygm olmayan Seyrek
: Tortikolis, parezi, akinezi, huzursuz bacak sendromu, miyoklonus, rvistagmus, perioral parestezi, opistotonus, reflekslerde artma, trismus
Göz bozukluklan
Yaygm
Yaygm olmayan Seyrek
: Bulanık görme
: Fotofobİ, konjonktivİt, göz kuruluğu, blefarit, katarakt : Ambliyopi, görme bozukluğu, gözde kaşınma ve kanama, görme alanı bozukluğu, keratit, keratokonjonktivİt
Kulak ve iç kulak bozukluklan
Yaygın olmayan : Vertigo, kulak çınlaması
Seyrek : Kulak ağrısı
Kardiyak bozukluklar
Yaygın : Taşikardi, hipertansiyon, postüral hipotansiyon
Yaygm olmayan : Palpitasyon, bradikardi, anjina pektoris, atrial fıbrilasyon ,
Seyrek : Birinci derece AV blok, dal bloğu, flebit, pulmoner embolüs,
kardiyomegali, serebral enfarktüs, serebrovasküler olay, derin tromboflebit, miyokardit ve tromboflebit
Sindirim sistemi bozukluklan
Yaygın : Anoreksi, kusma
Yaygın olmayan : Rektal kanama, disfaji, dilde ödem
Seyrek : Dişeti kanaması, sarılık, fekal impaksİyon, gama glutamil
transpeptidazda artış, hematemez, kolestatik sarılık, hepatit,
hepatomegali, ağızda lökoplaki, karaciğerde yağ birikmesi, melena
Vasküler bozukluklar
Yaygın olmayan : Hipertansif kriz, hipertansiyon, ortostatik hipotansiyon, hipotansiyon
Seyrek : Sistolik hipertansiyon, diastolik hipertansiyon, değişken kan basıncı
Solunum, göğüs bozukluklan ve mediastinal bozukluklar
Yaygın : Dispne, boğaz ağrısı
Yaygın olmayan : Pnömoni, epistaksis
Seyrek : Hıçkırık, hetnoptizi. laringismus
Gastrointestinal bozukluklar
Yaygın : Bulantı, kusma, kabızlık, dispepsi. ağız kuruluğu, salivasyonda artış
Yaygın olmayan : Diyare . disfaji, gastrit, gastrointestinal rahatsızlık, dilde şişme, dilde
kalınlaşma, gaz Seyrek : Gastro-özofajal reflü, sulu dışkı
Deri ve deri altı dokusu bozukluklan
Yaygın olmayan : Ürtiker, döküntü, makulopapüler döküntü,akne, alopesi,,
ekzema,eksfolyatif dermatit, kontakt dermatit, veziküllobüllöz döküntü, fungal dermatit
Seyrek : Psöriasis, alerjik dermatit, yüzde terleme, eritem, papüler döküntü,
ciltte yanma hissi
Kas-iskelet bozukluklan, bağ dokusu ve kemik bozukluklan
Yaygın . : Kas rijiditesi, kas ağrısı .
Yaygın olmayan : Kas- iskelet rahatsızlıkları, kas krampları, kol ve bacaklarda ağrı,
eklemlerde sertlik, tenosinovit Seyrek : Trismus, miyopati
Böbrek ve idrar bozukluklan
Seyrek : Üriner İnkontinans, dizüri
Üreme sistemi ve meme bozuklukları
Yaygın olmayan : İmpotans, anormal ejakülasyon, amenore, hematüri, menoraji, kadın
laktasyonu, poliüri, üriner retansiyon, metroraji, erkekte cinsel disfonksiyon, anorgazmi, glikozüri Seyrek : Ereksiyon bozuklukları, ereksiyonda artma, galaktore,
jinekomasti,vaj inal kanama, noktüri, oligüri, kadında cinsel
disfonksiyon, uterin kanama
Genel-bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozulduklar ■
Yaygın : Asteni, yorgunluk
Yaygm olmayan : Göğüste rahatsızlık, yürüyüş bozukluğu, ağrı, susama hissi
Seyrek : Pİreksi, sıcak basması
Laboratuvar bulgulan
Yaygın olmayan : Karaciğer enzimlerinde artış
Seyrek :Elektrokardiyogramda düzeltilmiş QT aralığında uzama, anormal
karaciğer fonksiyon testleri, kanda laktat dehidrogenazda artma, eozinofıl sayısında artma
Kısa ve uzun dönemde ziprasidon ile şizofreni ve bipolar bozuklukta yapılan klinik araştırmalarda, tonik klonik nöbet ve hipotansiyon insidansı yaygın değildir ve ziprasidon ile tedavi edilen hastalann %1’inden azında meydana gelmiştir.
Ziprasidon QT aralığında doza bağımlı hafif-orta dcrcccli bir uzama meydana getirir. Ziprasidon ile tedavi edilen hastalann %12.3’üniin (976/7941), plasebo alan hastaların ise % 7.5’unun (73/975) EKG’lerinde 30 - 60 milisaniyeük bir artış gözlenmiştir. 60 milisaniyeden daha fazla bir uzama ziprasidon ve plasebo ile tedavi edilen hastaların sırasıyla %1.6 (128/7941) ve %1.2’sinde (12/975) gözlenmiştir. QTc aralığının 500 milisaniyeden daha fazla olmasının insidansı ziprasidon ile tedavi edilen toplam 3266 hastada 3 (% 0.1), plasebo ile tedavi edilen toplanı 538 hastada 1 (% 0.2)’dir. Bipolar mani alanında yapılan klinik çalışmalarda da benzer bulgular gözlenmiştir.
Metabolik Etkiler - Bipolar bozukluğu olan yetişkin hastalarda, ziprasidon ile yapılan 6 aylık, plasebo kontrollü, ek idame çalışması sırasında, çift kör dönemde klinik açıdan anlamlı kilo aliminin (vücut ağırlığının >%7’si) insidansı, hem ziprasidon hem de plasebo tedavi gruplarında %5.6’dır. Bu çalışmada, açlık glukozu için 24. haftada başlangıca göre ortalama değişiklik, ziprasidon ile tedavi edilen hastalarda (N=65) +0.3 ± 22.9 mg/dl, plasebo ile tedavi edilen hastalarda (N=37) ise +2.6 ± 22.9 mg/dl’dir. Total kolesterolün (+0.7+ 22.1 m g/d I’ye karşı +5.0 + 30.0; N=64’e karşı N=37), LDL’nin (-0.1 ± 19.0mg/dFye karşı +3.7 ± 23.2; N=63’e karşı N=36), HDL’nin (-0.7 ± 7.6 mg/dPye karşı -0.8 ± 9.5; N=65’e karşı N=37) ve trigliseridlerin (+5.2 + 61.0mg/dPye karşı -0.8 ± 82.8; N=647e karşı N=37) açlık düzeylerinde başlangıca göre ortalama değişiklikler, ziprasidon ve plasebo hastalarında benzerdir.
Şizofreni klinik araştırmalarında uzun dönemli idame tedavisinde ziprasidon ile tedavi edilen hastalarda prolaktin seviyeleri bazen yükselmiştir, fakat çoğu hastada tedavi kesilmeksizin normal değerlere dönmüştür. Ayrıca potansiyel klinik belirtiler (öm; jinekomasti, göğüslerde büyüme) nadiren olmuştur.
Pazarlama sonrası deneyim sırasında bildirilen yan etkiler aşağıdadır:
Bağışıklık sistemi bozukluklan
Anafilaktik reaksiyonlar
Psikiyatrik bozukluklar
Uykusuzluk, manİ/h İpoman i
Sinir sistemi bozukluklan
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
), tardif diskinezi
Kardiyak bozukluklar
Taşikardi, torsade de pointes (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve Önlemleri)
Vasküler bozukluklar
Senkop, postüral hipotansiyon
Gastrointestinal bozulduklar
Disfaji, dilde şişme
Deri ve derialtı dokusu bozukluklan
Aşırı duyarlılık, anjiyoödem, ciltte döküntü
Böbrek ve idrar bozuklukları
Enürezis, üriner inkontinans
Üreme sistemi ve meme bozuklukları
Galaktore, priapizm
Pediyatrik ve adölesan popülasyon:
Bir plasebo kontrollü bipolar bozukluk çalışmasında ( 10-17 yaşlar), en sık görülen istenmeyen etkiler ( sıklığı > %10 olarak bildirilmiştir) sedasyon, somnolans, baş ağrısı, yorgunluk, bulantı ve baş dönmesidir. Bir plasebo kontrollü şizofreni çalışmasında (13 - 17 yaşlar) en sık görülen istenmeyen etkiler (sıklığı > %10 olarak bildirilmiştir) somnolans ve ekstrapiramidal bozukluktur. Bu kişilerde istenmeyen etkilerin sıklık, çeşit ve ciddiyeti genellikle ziprasidon ile tedavi gören bipolar bozukluk veya şizofreni hastası yetişkinler ile benzer olmuştur.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Ziprasidon ile doz aşımı deneyimi sınırlıdır. Doğrulanan en yüksek tüketim 12.800 mg’dır. Bu olguda, ekstrapiramidal semptomlar ve 446 milisaniye’lik QTc aralığı (kardiyak sekel olmaksızın) bildirilmiştir. Genel olarak doz aşımı olgularında en sık bildirilen semptomlar ekstrapiramidal semptomlar, somnolans, tremor ve anksiyetedir.
Ziprasidon için spesifik bir antidot bulunmamaktadır. Akut doz aşımı olgularında havayolu açılmalı ve sürdürülmeli, yeterli ventilasyon ve oksijenlenme sağlanmalıdır. Gastrik lavaj (entübasyondan sonra, eğer hastanın bilinci yerinde değilse) ve bir laksatif ile birlikte aktif karbon uygulaması düşünülmelidir. Doz aşımını takiben obtundasyon, nöbet veya baş ve boyunda meydana gelen distonik reaksiyon olasılığı kusmanın tetiklediği aspirasyon riskini yaratabilir. Kardiyovasküler monitorizasyon derhal başlamalıdır ve olası aritmiyi teşhis etmek için sürekli elektrokardiyografık monitorizasyonu da içermelidir. Ziprasidonun proteine bağlanma oranının yüksek olması göz önüne alındığında, doz aşımı tedavisinde hemodiyalizin faydalı olması muhtemel değildir. Hasta iyileşinceye kadar yakın tıbbi izlem ve gözlem sürdürülmelidir. -
Asperger Sendromu Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde, gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır. | Depresyonu Anlamak Depresyon farklı kişileri farklı biçimlerde etkiler. Duygusal veya fiziksel olmak üzere geniş alanda belirtilere sebep olabilir.Depresyona neler sebep olur? |
İLAÇ GENEL BİLGİLERİ
Viatris İlaçları Ltd.ŞtiGeri Ödeme Kodu | A08592 |
Satış Fiyatı | 1086.54 TL [ 19 Nov 2024 ] |
Önceki Satış Fiyatı | 1086.54 TL [ 8 Nov 2024 ] |
Original / Jenerik | Original İlaç |
Reçete Durumu | Normal Reçeteli bir ilaçdır. |
Barkodu | 8699532151834 |
Etkin Madde | Ziprasidon |
ATC Kodu | N05AE04 |
Birim Miktar | 60 |
Birim Cinsi | MG |
Ambalaj Miktarı | 56 |
Sinir Sistemi > Antipsikotikler > Ziprasidon |
Yerli ve Beşeri bir ilaçdır. |
İLAÇ EŞDEĞERLERİ
Eşdeğer İlaç Adı | Barkodu | İlaç Fiyatı |
---|---|---|
Eşdeğer bir ilaç bulunamadı |
Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. |
|
Parkinson Hastalığı Hastalık ilk kez 1817 de İngiliz doktor James Parkinson tarafından tanımlanmış ve Dr. Parkinson hastalığı “sallayıcı felç” olarak kaleme almış. |
|
Şizofrenlik Şizofrenliğin psikiatrik teşhisi hakkında çok fazla anlaşmazlık vardır. Bu sayfadaki bilgiler, şizofrenliğin teşhisi, nedenleri ve tedavisi hakkındaki faklı teoriler hakkında bilgi verecektir. |