ZEMPLAR 5 mcg/ml enjeksiyonluk çözelti içeren ampül 1 ml 5 ampül {Abbott} Farmakolojik Özellikler

Parikalsitol }

Endokrin Sistem > Paratiroid Yüksekliği > Parikalsitol
Abbott Laboratuvarları İthalat İhracat Tic. Ltd. Şti. | 17 May  2013

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Vitamin D ve analogları ATC kodu: A11CC

Etki Mekanizması

Parikalsitol, kalsitriolün yan zincirindeki (D2) ve A (19-nor) halkasındaki değişimlerle selektif D vitamini reseptörü (VDR) aktivasyonuna izin veren sentetik, biyolojik olarak aktif bir D vitamini analogudur. Parikalsitol paratiroid bezlerdeki VDR’yi, barsaklardaki VDR’yi artırmadan selektif olarak upregüle eder ve kemik rezorpsiyonu üzerinde daha az aktiviteye sahiptir. Parikalsitol aynı zamanda paratiroid bezlerindeki kalsiyuma duyarlı reseptörleri de upregüle eder. Sonuç olarak, parikalsitol, paratiroid proliferasyonunu inhibe ederek ve PTH sentezini ve sekresyonunu azaltarak, kalsiyum ve fosfor düzeyleri üzerinde minimal bir etkiyle paratiroid hormon (PTH) düzeylerini düşürür ve kemik hacmini sürdürmek ve mineralizasyon yüzeylerini artırmak için kemik hücreleri üzerinde doğrudan etki gösterebilir. Kalsiyum ve fosfor homeostazının normalizasyonu ile anormal PTH düzeylerinin düzeltilmesi, kronik böbrek hastalığı ile bağlantılı metabolik kemik hastalığını önleyebilir veya tedavi edebilir.

Klinik Çalışmalar

Yetişkin hastalar

Kronik böbrek yetmezliği (KBY Evre 5) hastalarındaki çalışmalar, plasebo ile karşılaştırıldığında parikalsitolün PTH seviyelerini hiperkalsemi veya hiperfosfatemi insidansında belirgin bir farklılık olmadan baskıladığını göstermektedir. Yine de parikalsitol uygulandığında serum fosfor, kalsiyum ve kalsiyum fosfor çarpımı (CaxP) artabilir.

Hemodiyalizdeki kronik böbrek yetmezliği (KBY Evre 5) hastalarının 3 adet 12 haftalık, plasebo kontrollü, faz III çalışmasında parikalsitol dozu haftada üç kez 0.04 ^g/kg’da başlanmıştır. intakt paratiroid hormonu (iPTH) seviyeleri bazal seviyeden en az %30 azalıncaya kadar veya beşinci bir artış dozu 0.24 ^g/kg’a getirinceye kadar veya iPTH 100 pg/ml’nin altına düşünceye kadar veya herhangi bir iki hafta periyodunda Ca x P ürünü 75’den yüksek oluncaya kadar veya herhangi bir zamanda serum kalsiyum 11.5 mg/dl’den daha yükseğe çıkıncaya kadar doz her iki haftada bir 0.04 ^g/kg arttırılmıştır.

Parikalsitol ile tedavi edilen hastalar 6 hafta içinde ortalama %30’luk iPTH azalmasını sağlamıştır. Bu çalışmalarda, parikalsitol ve plasebo ile tedavi edilen hastalar arasında hiperkalsemi veya hiperfosfatemi insidansında belirgin bir farklılık bulunmamıştır. Bu çalışmaların sonuçları aşağıda yer almaktadır.

Grup (Hasta sayısı)

Bazal ortalama (Aralık)

Bazal- Final Değerlendirme’de Ortalama (SE) değişiklik

iPTH (pg/ml)

Parikalsitol (n=40)

783 (291-2076)

-379 (43.7)

Plasebo (n=38)

745 (320-1671)

-69.6 (44.8)

Alkali fosfataz (U/L)

Parikalsitol (n=31)

150 (40-600)

-41.5 (10.6)

Plasebo (n=34)

169 (56-911)

+2.6 (10.1)

Kalsiyum (mg/dl)

Parikalsitol (n=40)

9.3 (7.2-10.4)

+0.47 (0.1)

Plasebo (n=38)

9.1 (7.8-10.7)

+0.02 (0.1)

Fosfor (mg/dl)

Parikalsitol (n=40)

5.8 (3.7 - 10.2)

+0.47 (0.3)

Plasebo (n=38)

6.0 (2.8 - 8.8)

-0.47 (0.3)

Kalsiyum x Fosfor ürünü

Parikalsitol (n=40)

54 (32-106)

+ 7.9 (2.2)

Plasebo (n=38)

54 (26-77)

-3.9 (2.3)

Bir faz 4, çift-kör, randomize, çok merkezli, 12 haftalık çalışmada, parikalsitol hemodiyalizdeki kronik böbrek yetmezliği (KBY Evre 5) hastalarına haftada üç kez 0.04 ^g/kg veya bazal iPTH/80 başlangıç dozunda uygulandı. iPTH seviyeleri bazaldan %30-%60 arasında düşünceye kadar veya iPTH 100 pg/dl’nin altına düşünceye kadar veya CaxP ürünü ardışık iki olay için 75’den fazla oluncaya kadar veya herhangi bir zamanda serum kalsiyum 11.5 mg/dl’den fazla oluncaya kadar doz her iki haftada bir 2 ^g arttırıldı. Hastalar, dört ardışık ölçüm için iPTH’ı bazal seviyelerden >%30 azaltarak veya tek bir hiperkalsemi insidansına sahip olarak veya 12 haftalık tedaviyi tamamlayarak çalışmayı tamamladılar.

Tedavi gruplarının her ikisinde de hiçbir hasta için hiperkalsemi insidansı görülmemiştir. Her iki doz metodu da güvenli ve etkili olarak gösterilmiştir. Sonuçlar aşağıdaki tabloda yer almaktadır.

Parametre

PTH/80 (n=64)

0.04 ^g/kg (n=61)

Hiperkalsemi insidansı

0

0

İlk 4 >%30 iPTH azalmasına ortalama gün

31a

45

Doz ayarlamalarının ortalama sayısı"

2

3

Ca x P> 75 insidansı

5 (%7.8)

2 (%3.3)

aİstatistiksel olarak anlamlı (p=0.0306) b İlk 4 >%30 iPTH azalmasına

164 kronik böbrek yetmezliği (KBY Evre 5) hastasının uzun dönemli açık etiketli güvenlilik çalışması (haftada üç kez 7.5 ^g’lık ortalama doz), ortalama serum Ca, P ve Ca x P’nin PTH azalması (13 ayda 319 pg/ml’lik ortalama azalma) ile birlikte klinik olarak uygun olan aralıklar içinde kaldığını göstermiştir.

Pediyatrik hastalar

ZEMPLAR®’ın güvenliliği ve etkililiği, 5-19 yaş arasında hemodiyalizdeki son dönem böbrek hastalığı olan 29 pediyatrik hastanın 12 haftalık randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmasında incelenmiştir. Hastaların tamamına yakını çalışmadan önce vitamin D’nin bir formunu almıştır. Hastaların %76’sı erkek, %52’si Kafkasyalı ve %45’i Afrikalı-Amerikalı’dır. Çalışmada ZEMPLAR ile tedavi edilen hastalardan en genç altısı 5-12 yaşları arasındadır. ZEMPLAR’ın başlangıç dozu sırasıyla; bazal iPTH seviyesi 500 pg/ml’den az olanlarda haftada üç kez 0.04 Mg/kg veya bazal iPTH seviyesi > 500 pg/ml

olanlarda haftada üç kez 0.08 Mg/kg’dır. Serum iPTH, kalsiyum ve kalsiyum fosfor çarpımı (CaxP) seviyelerine göre ZEMPLAR dozu 0.04 Mg/kg’lık artışlarla ayarlanmıştır. iPTH bazal seviyeleri parikalsitol ile tedavi edilen 15 hasta için 841 pg/ml ve plasebo ile tedavi edilen 14 hasta için 740 pg/ml’dir. Uygulanan ortalama parikalsitol dozu 4.6 Mg’dir (aralık: 0.8 Mg-9.6 Mg).

ZEMPLAR ile tedavi edilen hastaların %67’si ve plasebo ile tedavi edilen hastaların %14’ü tedaviyi tamamlamıştır. ZEMPLAR® grubundaki hastaların %60’ı ile plasebo grubundaki hastaların %21’i, bazal iPTH düzeyine göre arka arkaya iki kez %30’luk düşüş göstermiştir (Gruplar arasındaki %95 güven aralığı: -%1, %63). Plasebo hastalarının %71’i iPTH seviyelerindeki aşırı yükselmelerden (iki ardışık iPTH seviyesi>700 pg/ml ve 4 haftalık tedaviden sonra bazal seviyeden daha fazla olması) dolayı çalışmaya devam etmemiştir.

ZEMPLAR® grubunda veya plasebo grubunda kimsede hiperkalsemi (en az bir kalsiyum değeri>11.2 mg/dl olarak tanımlanır) gelişmemiştir. 5 yaşın altındaki hastalar için veri mevcut değildir.

5.1. Farmakodinamik özellikler

Genel özellikler

Parikalsitolün farmakokinetiği hemodiyaliz gereken Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) olan hastalarda araştırılmıştır. ZEMPLAR® intravenöz bolus enjeksiyonla uygulanır. 0.04 ile 0.24 Mg/kg arasındaki dozlarda verildikten iki saat sonra parikalsitol konsantrasyonları hızla düşer; ardından, parikalsitol konsantrasyonları yaklaşık 15 saatlik bir ortalama yarı-ömürle, log-lineer biçimde düşme gösterir. Çoklu uygulama sonrası parikalsitol birikimi gözlenmemiştir.

Dağılım:

Parikalsitol büyük ölçüde plazma proteinlerine bağlanır (>%99). Sağlıklı bireylerde sabit durum dağılım hacmi yaklaşık 23.8 L’dir. Hemodiyaliz (HD) ve periton diyalizi (PD) gerektiren Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) Evre 5 hastalarında 0.24 Mg/kg parikalsitol dozunu takiben ortalama sanal dağılım hacmi 31 L - 35 L arasındadır.

Biyotransformasyon:

idrar ve dışkıda bazı bilinmeyen metabolitler saptanırken, idrarda parikalsitole rastlanmamıştır. in vitro veriler, parikalsitolün çoklu hepatik ve hepatik olmayan enzimler (mitokondriyal CYP2A, CYP3A4 ve UGT1A4 dahil) ile metabolize olduğunu göstermektedir. Tanımlanan metabolitler; 24(R)-hidroksilasyon ürününü (plazmada düşük seviyelerde bulunmaktadır), 24,26- ve 24,28-dihidroksilasyon, ve direkt glukuronidasyon ürünlerini içermektedir. Parikalsitol 50 nM (21 ng/ml) konsantrasyonlarına kadar CYP1A2, CYP2A6, CYP2B6, CYP2C8, CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6, CYP2E1 veya CYP3A inhibitörü değildir. Parikalsitolün benzer

konsantrasyonlarında CYP2B6, CYP2C9 ve CYP3A4 için iki kat indüksiyondan daha azı kaydedilmiştir.

Eliminasyon:

Parikalsitol primer olarak hepatobiliyer atılımla elimine edilir. Sağlıklı kişilerde radyoaktif dozun %63’ü dışkıdan atılırken yalnızca %19’u idrarda bulunmuştur. Sağlıklı kişilerde 0.04-0.16 Mg/kg’lık doz aralığında parikalsitolün ortalama eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 5-7 saattir.

Kronik Böbrek Yetmezliğ
i (KBY) Evre 5 Hastalarında Tek 0.24 Mg/kg IV Bolus Dozundan sonra Parikalsitol Farmakokinetik Parametreleri (Ortalama ± SD)

KBY Evre 5 - Hemodiyaliz (n=14)

KBY Evre 5 - Peritonal Diyalizi (n=8)

Cmax (ng/ml)

1.680±0.511

1.832±0.315

EAA0_^ (ng-h/ml)

14.51±4.12

16.01±5.98

P (1/h)

0.050±0.023

0.045±0.026

t1/2 (h)*

13.9±7.3

15.4±10.5

KL (l/h)

1.49±0.60

1.54±0.95

Vdp (l)

30.8±7.5

34.9±9.5

* harmonik ortalama ± psödo standart sapma

Hastalardaki karakteristik özellikler

Geriyatrik: Parikalsitol farmakokinetiği 65 yaşın üzerindeki geriyatrik hastalarda araştırılmamıştır.

Pediyatrik: Parikalsitol farmakokinetiği 18 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda araştırılmamıştır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

CD-1 farelerindeki 104-haftalık bir karsinojenisite çalışmasında, 1, 3, 10 |g /kg dozlarında (14 |g’lık insan dozundaki EAA’nin 2-15 katı, 0.24 |g /kg’a eşdeğer dozlarda) subkutan yoldan verildiğinde, uterus leiyomyoma ve leiyomyosarkom insidansında bir artış gözlemlenmiştir. Uterus leiyomyoma insidansı oranı, en yüksek doz olan 10 |g /kg dozunda anlamlı ölçüde farklıdır.

Sıçanlarda yapılan 104-haftalık bir karsinojenisite çalışmasında, 0.15, 0.5, 1.5 |g /kg [14 |g’lık (0.24 Mg/kg) insan dozunun EAA’sının <1 - 7 katı] subkutan dozlarında benign adrenal feokromositoma insindansında bir artış olmuştur. Sıçanlarda artmış feokromositoma insidansı, parikalsitolün kalsiyum homeostazını değiştirmesiyle ilgili olabilir.

Kemirgen ve köpeklerdeki doz tekrarlı toksikoloji çalışmalarındaki belli başlı bulgular genellikle parikalsitolün kalsemik aktivitesine atfedilmekteydi. Hiperkalsemi ile tam

olarak ilişkili olmayan etkiler arasında, köpeklerde düşük akyuvar sayımları ve timik atrofi, ayrıca APTT değerlerinde bozulmalar (köpeklerde yüksek, sıçanlarda düşük) bulunmaktadır.

Parikalsitolün klinik çalışmalarında beyaz kan hücrelerinde değişiklikler saptanmamıştır.

Parikalsitol sıçanlarda fertiliteyi etkilememiştir ve sıçanlarda veya tavşanlarda teratojenik aktivite kanıtı bulunmamıştır. Hayvanlarda gebelik süresince uygulanan diğer vitamin D preparatlarının yüksek dozları teratojenize yol açmıştır. Parikalsitol, maternal toksik dozlarda alındığında fetal yaşanabilirliği etkilemektedir ve yeni doğan sıçanlarda peri-natal ve post-natal mortalitede belirgin bir artışa neden olmaktadır.

Parikalsitol, bir takım in-vivo ve in-vitro genotoksisite miktar tayininde genotoksik potansiyel göstermemiştir.

Kemirgenlerdeki karsinogenez çalışmaları insanlardaki kullanıma ilişkin özel bir risk göstermemiştir.

Parikalsitol uygulanan dozlar ve/veya parikalsitole sistemik maruziyet, terapötik dozlar/sistemik maruziyetten biraz daha fazlaydı.

Parikalsitolün vücut yüzeyine göre [mg/m ] insanda önerilen (14 Mg-0.24 Mg/kg) dozun 13 katına eşdeğer olan 20 Mg/kg intravenöz dozunda sıçanlarda fertilite (erkek veya dişi) üzerinde etkisi yoktur.

Parikalsitolün vücut yüzeyine göre [mg/m ] insanda önerilen 0.24 Mg/kg dozun 0.5 katına eşdeğer olan dozda tavşanlara ve insanda önerilen 0.24 Mg/kg dozun (maruziyetin plazma düzeylerine göre) 2 katına eşdeğer olan dozda sıçanlara verildiğinde fetal viabilitede minimal (%5) azalmalara neden olduğu gösterilmiştir. Test edilen en yüksek dozda (sıçanlarda haftada 3 defa 20 Mg/kg, vücut yüzey alanına göre insandaki 0.24 Mg/kg dozunun 13 katı) maternal olarak toksik dozlarda (hiperkalsemi) yeni doğan sıçanlara mortalitede anlamlı bir artış olmuştur. Yavruların gelişiminde başka etkiler gözlenmemiştir. Parikalsitol test edilen dozlarda teratojenik değildir.

Parikalsitol in vitro olarak metabolik aktivite olsun ya da olmasın mikrobiyal mutagenez tayininde (Ames Tayini), fare lenfoması mutagenez tayininde (L5178Y) veya bir insan lenfoması hücre kromozom abrasyon tayininde genetik toksisite göstermemiştir. Bir in vivo fare mikronükleus tayininde genetik toksisite kanıtı yoktur.

Sırt Ağrısı Sırt Ağrısı Sırt ağrısı birden bire ortaya çıkıp şiddetli (akut) olabilir veya zamanla gelişip daha uzun süreli sorunlara (kronik) neden olabilir. Gıda Alerjisi Gıda Alerjisi Her yıl milyonlarca insan yiyeceklere alerji gösteriyor.