ZOVIRAX FORTE 400 mg 100 ml süspansiyon Farmakolojik Özellikler

Asiklovir }

Enfeksiyona Karşı Kullanılan (Antienfektif) İlaçlar > Virüslere Karşı Direkt Etkili İlaçlar > Asiklovir
Glaxo Smith Kline İlaçları San.Ve Tic.A.Ş | 17 November  2011

5.   FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

    5.1. Farmakodinamik özellikler

    ATC kodu: J05AB01

    Farmakoterapotik grup: Direkt etkili antiviraller, nükleozitler ve nükleotitler (ters transkriptaz inhibitörleri hariç)

    Etki mekanizması:

    Asiklovir; Herpes simplex virüs (HSV) tip 1 ve tip 2, Varicella zoster virüs (VZV), Epstein Barr virüs (EBV) ve Cytomegalovirus (CMV) dahil insan herpes virüslerine karşı in vitro ve in vivo inhibitör etkisi olan sentetik bir pürin nükleozit analoğudur. Asiklovir, hücre kültüründe en yüksek antiviral etkililiği HSV-1'e karşı gösterir ve bunu (azalan bir etkinlik sırasıyla) HSV-2, VZV, EBV ve CMV izler.

    Asiklovirin HSV-1, HSV-2, VZV, EBV ve CMV'ye karşı inhibitör etkisi yüksek seçicilik gösterir. Enfekte olmamış ve normal hücrelerdeki timidin kinaz (TK) enzimi asikloviri bir substrat olarak etkin bir şekilde kullanmaz. Bu nedenle, asiklovirin memeli konak hücrelerine karşı toksisitesi düşüktür. Öte yandan HSV, VZV ve EBV'nin kodladığı TK asikloviri bir nükleozit analoğu olan asiklovir monofosfata çevirir ve daha sonra hücresel enzimler bunu difosfat ve son olarak trifosfata dönüştürür. Asiklovir trifosfat virüsün DNA polimerazını etkileyerek virüs DNA'sına girer ve zincirin sonlanmasını sağlayarak virüs DNA replikasyonunu inhibe eder.

    Farmakodinamik etkiler:

    Ağır immün yetersizliği olan bireylerde uzun veya tekrarlayan asiklovir tedavisi, sürdürülen asiklovir tedavisine yanıt vermeyebilen duyarlılığı azalmış virüs suşlarının oluşmasına yol açabilir.

    Duyarlılığı azalmış olan klinik izolatların çoğunda göreceli olarak viral TK yoktur, ancak bazı suşlarda viral TK veya DNA polimerazın farklı olduğu da saptanmıştır. HSV izolatlarının in vitro asiklovire maruz kalması da daha az duyarlı suşların oluşmasına neden olabilir. HSV izolatlarının in vitro duyarlılığı ile asiklovir tedavisine yanıt arasındaki ilişki henüz açıklık kazanmamıştır.

    Tüm hastalar, özellikle aktif lezyonları olduğunda, potansiyel olarak virüs bulaştırmalarının önlenmesi konusunda uyarılmalıdır.

    5.2. Farmakokinetik özellikler

    Genel özellikler

    Emilim:

    Asiklovir bağırsaktan yalnızca kısmen emilir. Ortalama oral biyoyararlanım %10 ile %20 arasında değişir. Açlık durumunda, 0,4 mikrogram/ml değerindeki ortalama pik konsantrasyonları (C) oral süspansiyon veya kapsül olarak uygulanan 200 mg'lik dozdan yaklaşık 1,6 saat sonra elde edilir. Ortalama pik plazma konsantrasyonları (C), her 4

    saatte bir uygulanan 200 mg'lik dozu takiben kararlı durumda 0,7 mikrogram/ml'ye (3,1 mikromol) yükselir ve eşdeğer dip plazma düzeyleri (C) 1,8 mikromol (0,4 mikrogram/ml) olmuştur. 4 saatte bir uygulanan 400 mg ve 800 mg dozu takiben Ckonsantrasyonları için orantılı artıştan daha az bir artış görülür ve bu düzeyler sırasıyla 1,2 mikrogram/ml ve 1,8 mikrogram/ml (5,3 mikromol ve 8 mikromol) şeklindedir. Dip plazma konsantrasyonları (C) 0,6 mikrogram/ml (2,7 mikromol) ve 0,9 mikrogram/ml (4 mikromol) olmuştur.

    Erişkinlerde, 2,5 mg/kg, 5 mg/kg ve 10 mg/kg ile bir saat infüzyonun ardından ortalama Cdüzeyleri sırasıyla 5,1 mikrogram/ml (22,7 mikromol), 9,8 mikrogram/ml (43,6 mikromol) ve 20,7 mikrogram/ml (92 mikromol) olmuştur. Buna karşılık gelen Cdüzeyleri 7 saat sonra sırasıyla 0,5 mikrogram/ml (2,2 mikromol), 0,7 mikrogram/ml (3,1 mikromol) ve 2,3 mikrogram/ml (10,2 mikromol) olmuştur.

    Dağılım:

    26 litre olan ortalama dağılım hacmi, asiklovirin toplam vücut sıvısı içinde dağıtıldığını gösterir. Oral uygulama sonrası görünen değerler (Vd/F) 2,3 ila 17,8 l/kg arasında değişmiştir. Plazma protein bağlanması nispeten düşük olduğundan (%9 ila %33), bağlanma bölgesi yer değiştirmesi beklenmemektedir. Beyin-omurilik sıvısı konsantrasyonları, kararlı durumda ilgili plazma konsantrasyonlarının yaklaşık %50'sidir.

    Biyotransformasyon:

    Asiklovir, genelde böbrek tarafından değişmeden atılır. Bilinen tek üriner metabolit 9- [(karboksimetoksi) metil]guanin olup, idrar ile atılan dozun %10-15'ine denk gelmektedir.

    Asiklovir 1 gram probenesidden bir saat sonra verildiğinde, terminal yarılanma ömrü ve plazma konsantrasyonu zaman eğrisinin altındaki alan sırasıyla %18 ve %40 uzamaktadır.

    Eliminasyon:

    Asiklovire ortalama sistemik maruziyet (EAA), 200 mg'lik bir dozdan sonra 1,9 ila 2,2 mikrogram*saat/ml arasında değişmektedir. Erişkinlerde, intravenöz asiklovir uygulandıktan sonra terminal plazma yarılanma ömrü yaklaşık 2,9 saattir. İlacın çoğu böbrek aracılığıyla değişmeden atılır. Yetişkinlerde, oral uygulama sonrası terminal plazma yarılanma ömrünün 2,8 saat ile 4,1 saat arasında değiştiği gösterilmiştir. Asiklovirin renal klirensi (CLr=14,3 l/saat) kreatinin klirensinden oldukça fazladır ve bu durum glomerüler filtrasyona ek olarak tübüler sekresyonun ilacın renal eliminasyonuna katkı sağladığını gösterir. Asiklovirin yarılanma ömrü ve total klirensi renal fonksiyona bağlıdır. Bu nedenle, renal bozukluğu bulunan hastalar için doz ayarlaması önerilmektedir.

    Hastalardaki karakteristik özellikler:

    Böbrek yetmezliği:

    Kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda ortalama terminal yarılanma ömrü 19,5 saat olarak saptanmıştır. Hemodiyaliz sırasında ortalama asiklovir yarılanma ömrü 5,7 saat olmuştur. Plazma asiklovir konsantrasyonları diyaliz sırasında yaklaşık %60 oranında düşmüştür.

    Pediyatrik popülasyon:

    Yenidoğanlarda ZOVİRAX'ın oral formülasyonuna ilişkin herhangi bir farmakokinetik veri yoktur. Bu yaş grubuna ait var olan tek farmakokinetik veri IV formülasyonuna aittir.

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlılarda, artan yaşla birlikte kreatinin klirensinde görülen azalmaya bağlı olarak, total vücut klirensi de düşer. Ancak yaşlılarda böbrek yetmezliği olasılığı göz önünde bulundurulmalı ve doz buna göre ayarlanmalıdır.

    5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

    Klinik çalışmalar:

    Kadın fertilitesi üzerine i.v. infüzyon veya oral formülasyonların etkisi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır. Sperm miktarı normal olan 20 erkek hastada yapılan bir çalışmada, 6 aya kadar her gün 1 grama kadar oral asiklovir uygulaması sonucu sperm miktarı, motilitesi veya morfolojisi üzerine klinik olarak anlamlı bir etki görülmemiştir.

    Klinik olmayan bilgiler:

    Mutajenite:

    İn vivo ve in vitro mutajenite testlerinin geniş kapsamlı sonuçları, asiklovirin erkekte genetik bir risk rolünün olmadığını göstermiştir.

    Karsinojenite:

    Farelerde ve sıçanlardaki uzun süreli çalışmalarda asiklovirin karsinojenik etkisi gözlenmemiştir.

    Fertilite:

    Sıçanlarda ve köpeklerde tüm toksisiteyle ilişkili spermatojenez üzerine geri dönüşümlü advers etkiler çoğunlukla, terapötik amaçlı uygulanan dozlardan son derece yüksek asiklovir dozlarında bildirilmiştir. Farelerde yapılan iki jenerasyon çalışması, fertilite üzerine oral olarak alınan asiklovirin herhangi bir etkisini ortaya koymamıştır.

    Teratojenite:

    Uluslararası olarak kabul görmüş standart testlerde asiklovirin sistemik uygulanması farelerde, sıçanlarda veya tavşanlarda teratojenik veya embriyotoksik etkilere neden olmamıştır.

    Sıçanlarda yapılan standart olmayan bir çalışmada, fötal anormallikler gözlemiştir, ancak bunlar sadece maternal toksisite oluşturan yüksek subkütanöz dozları takiben meydana gelmiştir. Bu bulguların klinik açıdan önemi belirsizdir.

    Diyabet Hastalığı Diyabet Hastalığı Diyabet, insülin hormonu ile ilgili problemlerden kaynaklanan bir hastalıktır. HIV ve Aids HIV ve Aids HIV, Human Immunodeficiency Virus’dür (İnsanlarda Bağışıklık Sistemini Bozan Virüsdür). Bu virüs AIDS hastalığına sebep olur.