A-FERIN PLUS pediatrik 100 ml þurup Klinik Özellikler
Hüsnü Arsan İlaçları A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
Hüsnü Arsan İlaçları A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
A-FERİN pediyatrik şurup; grip, soğuk algınlığı gibi durumlarda ortaya çıkan; ateş, burun tıkanıklığı, kırıklık hali ve minör adale ağrıları, genizde kaşıntı gibi semptomların tedavisinde kullanılır.
Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi
Doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlarda kullanılır:
2-6 yaş: Günde 4-6 saat ara ile 1 ölçek (5 mL)
6-12 yaş: Günde 4-6 saat ara ile 2 ölçek (10 mL)
12 yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde: Günde 4-6 saat ara ile 4 ölçek (20 mL)
Uygulama şekli:
Oral yoldan kullanılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
A-FERİN pediyatrik, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. A-FERİN pediyatrik şiddetli karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon:
A-FERİN pediyatrik, pediyatrik hastalarda pozoloji kısmında belirtildiği gibi uygulanmalıdır.
2 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
A-FERİN pediyatrik’ in yaşlılarda kullanımı araştırılmamıştır.
Diğer
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg’ı aşmaması gerekir.
A-FERİN pediyatrik aşağıdaki durumlarda kontrendikedir;
• Etkin maddelere, antihistaminiklere veya ilacın bileşiminde bulunan yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda (bkz. bölüm 6.1.),
• Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) veya böbrek hastalığı olanlarda,
• Monoamin oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (A-FERİN pediyatrik kullanımından önceki 14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) / RIMA almış ve/veya almaya devam eden hastalarda),
• 2 yaşın altındaki çocuklarda kontrendikedir.
• Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
• Önceden mevcut hepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 10 mL/dakika) halinde, doktorun parasetamol kullanımının yarar/ risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.
• Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz ve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 12 - 48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1 - 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.
• Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği (Child-Pugh kategorisi < 9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz (ALT) düzeyi yükselebilir.
• Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyon rezervini azaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.
• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
• Parasetamol içeren ilaçların uzun süre kullanılmasını takiben yüksek doza ulaşıldığında, büyük ölçüde irreversibl böbrek yetersizliğiyle birlikte analjezik nefropati gelişme olasılığı göz ardı edilemez.
• Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlara ve daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bu nedenle, bu hastalar parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındaki sürenin uzatılması gibi önlemler alınmalıdır.
• Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antiinflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon ve parasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.
• Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarak hemoliz vakaları görülebilir.
• Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesi riskinde bir artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg’ı aşmaması gerekir.
• Parasetamol ve klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçların A-FERİN pediyatrik ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
• 3 - 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmaması halinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışması önerilir.
• Parasetamol akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur. Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
• 2 yaşın altındaki çocuklarda zorunlu tıbbi gerekçe olmadan kullanılmamalıdır.
• Önerilen dozu aşmamalı veya ardı ardına 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır. Yüksek doz parasetamol ve bu arada uzunca bir süre içerisinde kullanılan toplam dozun yüksek olması; irreversibl karaciğer yetersizliğiyle birlikte analjeziklere bağlı nefropati gelişmesine neden olabilir. Hastalar bu ilacı kullanırken, parasetamol içeren daha başka ürünler kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
• Antikolineıjik etkilere sahip diğer ilaçlar ile yaygın olarak kullanılan klorfeniramin; aritmi, epilepsi, glokom dahil göz içi basıncının artışı, prostat hipertrofisi, şiddetli hipertansiyon, kardiyovasküler hastalıklar, bronşit, bronşektazi veya astım, idrar retansiyonu ve karaciğer yetmezliği durumlarında dikkatli kullanılmalıdır.
• Aşırı aktif tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• Çocuklarda ve yaşlılarda nörolojik antikolineıjik etkiler ve paradoksal uyarı (örneğin, enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik) görülme olasılığı daha fazladır. 2 yaş altında kullanımı kontrendikedir.
• Alkolün etkilerini arttırabileceği için, alkol ile eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
• Antihistaminik içeren öksürük ve soğuk algınlığı ilaçları dahil, antihistaminik içeren diğer ilaçlar ile birlikte kullanılmamalıdır.
A-FERİN pediyatrik gliserol içerir, bu nedenle baş ağrısı, mide bulantısı ve ishale sebebiyet verebilir.
A-FERİN pediyatrik’in her dozu 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
A-FERİN pediyatrik sorbitol içermektedir bu nedenle nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanılmamaları gerekir.
A-FERİN pediyatrik propil parahidroksi benzoat ve metil parahidroksi benzoat içermektedir bu yüzden alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş) sebebiyet verebilir.
Parasetamol:
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini artırabilir.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR) değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bu nedenle, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdırlar.
5-hidroksitriptamin (serotonin) tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.
Parasetamol ve azidotimidin (AZT-zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.
St. John’s Wort (Hypericum perforatum--sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.
Doz aşımında parasetamol karaciğerde harabiyet riski taşır ve parasetamolün toksisitesi karaciğerde toksik etki yaratabilecek diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında, kronik alkolizmde veya aç kalmış hastalarda artabilir.
Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.
Klorfeniramin maleat:
Klorfeniramin, santral sinir sistemine etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.
Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.
Klorfeniramin fenitoin metabolizmasını inhibe eder ve fenitoin toksisitesine neden olabilir. Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
A-FERİN pediyatrik’ in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerine etkisi için çalışma bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
A-FERİN pediyatrik, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
A-FERİN pediyatrik, gerekli olmadıkça emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
A-FERİN pediyatrik’in üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma yoktur.
A-FERİN pediyatrik sedasyon yapabildiğinden, araç ya da makine kullanırken dikkatli olmak gerekir.
Klinik çalışmalar ve satış sonrası gözetim çalışmalarından elde edilen verilere göre istenmeyen etkiler aşağıda organ sistem sınıflamasına ve sıklıklarına göre sunulmuştur.
Sıklıklar şöyle tanımlanabilir: Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g’ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir
SİSTEM ORGAN SINIFI | Advers reaksiyonlar | SIKLIK | |
Parasetamol | Klorfeniramin | ||
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Anemi | Seyrek1 | Seyrek |
Hemolitik anemi | Seyrek | Seyrek | |
Methemoglobinemi | Seyrek1 | Seyrek | |
Trombositopeni | Seyrek2 | Seyrek | |
Trombositopenik purpura | Seyrek2 | Seyrek | |
Lökopeni | Seyrek2 | Seyrek | |
Nötropeni | Seyrek2 | Seyrek | |
Pansitopeni | Seyrek2 | Seyrek |
Agranülositoz | Çok seyrek | Seyrek | |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Alerjik reaksiyonlar | Seyrek | |
Anaflaksi | Seyrek | ||
Lyell sendromu | Çok seyrek | ||
Bronkospazm | Bilinmiyor | ||
Pozitif alerji testi | Bilinmiyor | ||
İmmün trombositopeni | Bilinmiyor | ||
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Anoreksi | Seyrek | |
Psikiyatrik hastalıklar | Depresyon | Seyrek | |
Kabuslar | Seyrek | ||
Sinir sistemi hastalıkları** | Baş ağrısı | Yaygın | Bilinmiyor |
Baş dönmesi | Yaygın | Seyrek | |
Somnolans | Yaygın | ||
Parestezi | Yaygın | ||
Santral sinir sistemi stimülasyonu | Bilinmiyor | ||
Ensefalopati | Bilinmiyor | ||
İnsomnia | Bilinmiyor | ||
Tremor | Bilinmiyor | ||
İrritabilite | Seyrek | ||
Konsantre olamama | Seyrek | ||
Sedasyon | Bilinmiyor | ||
Çocuklarda paradoksikal eksitasyon | Bilinmiyor | ||
Yaşlılarda konfüzyonel psikoz | Bilinmiyor | ||
Göz hastalıkları | Bulanık görme | Seyrek | |
Kulak ve iç kulak hastalıkları | Tinnitus | Seyrek | |
Kardiyak hastalıklar | Taşikardi | Seyrek | |
Palpitasyon | Seyrek | ||
Aritmi | Seyrek | ||
Hipotansiyon | Seyrek | ||
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar | Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri | Yaygın | |
Analjezik astım sendromu da dahil astım | Seyrek | ||
Bronkospazm | Seyrek | ||
Bronşial sekresyonda kalınlaşma | Seyrek | ||
Gastrointestinal hastalıklar | Bulantı | Yaygın | Seyrek |
Kusma | Yaygın | Seyrek | |
Dispepsi | Yaygın | Seyrek | |
Flatulans | Yaygın |
Karın ağrısı | Yaygın | Seyrek | |
Konstipasyon | Yaygın | ||
Gastrointestinal kanama | Yaygın olmayan | ||
Diyare | Seyrek | Seyrek | |
Ağız kuruluğu | Bilinmiyor | ||
Hepato-bilier hastalıklar | Hepatik bozukluk | Seyrek1 | |
Sarılık dahil hepatit | Seyrek | ||
Deri ve derialtı doku hastalıkları | Deri döküntüsü | Seyrek | |
Kaşıntı | Seyrek | ||
Ürtiker | Seyrek | Bilinmiyor | |
Alerjik ödem | Seyrek | ||
Anjiyoödem | Seyrek | ||
Akut jeneralize eksantematöz püstülozis | Seyrek* | ||
Eritema multiform | Seyrek | ||
Stevens-Johnson sendromu | Seyrek* | ||
Toksik epidermal nekroliz | Seyrek* | ||
Eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar | Bilinmiyor | ||
Fotosensitivite | Bilinmiyor | ||
Deri reaksiyonları | Bilinmiyor | ||
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları | Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu | Bilinmiyor | |
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları | Papiler nekroz | Yaygın olmayan2 | |
Üriner retansiyon | Bilinmiyor | ||
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları | Halsizlik | Seyrek | |
Göğüs sıkışması | Seyrek |
1 Parasetamolün çok miktarda alınması durumunda
2 Parasetamolün uzun süre kullanılması durumunda
*Ölümcül sonuçlara neden olabilir.
** Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolineıjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
Parasetamol:
Yetişkinlerde 10 gramdan fazla kullanılması halinde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı sirotik olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha seyrektir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarılanma ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarılanma ömrü veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasındaki ilişkiyi daha iyi gösterir.
Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Seyrek olarak, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesine karşın renal tübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.
Semptomlar: Sedasyon ve ataksi doz aşımında en sık gelişen semptomlardır. Bulantı, göz kararması, kusma, taşikardi diğer semptomlardır.
Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol aşırı dozajının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol aşırı dozajının, dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin zamanı 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.
Tedavi: Akut doz aşımında parasetamol, hepatotoksik etki gösterebilir, karaciğer nekrozuna bile neden olabilir. Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle, hepatoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin % 30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.
Klorfeniramin maleat:
Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolineıjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps.
Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.
Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.