AROMASIN 25 mg 30 draje Klinik Özellikler
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 18 January 2013 ]
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 18 January 2013 ]
Postmenopozal hormon reseptörü pozitif (östrojen ve/veya progesteron reseptörü) olan erken evrede meme kanserli hastalarda 2-3 yıl tamoksifen kullanımı sonrasında AROMASİN’e geçilmesi ile toplam hormonal tedavi süresi 5 yıla tamamlanacak süre ile endikedir.
Postmenopozal hormon reseptörü pozitif (östrojen ve/veya progesteron reseptörü) olan ilerlemiş meme kanserli hastaların tedavisinde ve endokrin tedavi sonrası ilerlemiş hastalığı olanlarda endikedir.
Pozoloji:
Yetişkin ve yaşlı hastalar
Erken evre meme kanseri bulunan postmenopozal dönemdeki kadınlarda AROMASİN tedavisine 5 yıllık yardımcı endokrin tedavi tamamlanıncaya kadar veya lokal ya da uzak nükse veya diğer memede yeni kanser görülene kadar devam edilmelidir.
İlerlemiş meme kanseri bulunan kişilerde AROMASİN tedavisine tümörde progresyon görülene kadar devam edilmelidir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Erken evre ve ilerlemiş meme kanserinde AROMASİN’in tavsiye edilen günlük dozu, tercihen yemeklerden sonra günde bir kez 25 mg’lık bir kaplı tablettir.
Günlük doz zamanında alınmazsa, hatırlandığında derhal alınmalıdır; ancak, bu arada bir sonraki dozun vakti yaklaştıysa, atlanan doz telafi edilmemelidir.
Uygulama şekli:
Sadece ağızdan kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek / Karaciğer yetmezliği:
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir (Bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
Doz ayarlaması gerekli değildir.
AROMASİN, etkin maddeye veya 6.1 bölümünde bahsi geçen diğer yardımcı maddelere aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda, premenopozal kadınlarda ve gebe ya da emziren kadınlarda kontrendikedir.
AROMASİN, premenopozal endokrin durumda olan kadınlarda kullanılmamalıdır. Bu nedenle, klinik olarak uygun görüldüğünde, LH, FSH ve östradiol seviyelerinin değerlendirilmesi ile postmenopozal durum tespit edilmelidir.
AROMASİN, karaciğer ya da böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
AROMASİN kuvvetli bir östrojen düzeyi düşürücü etkin madde olduğundan, uygulamayı takiben kemik mineral yoğunluğunda (KMY) azalma ve dalgalanma hızında artış gözlemlenmiştir (bkz. Bölüm 5.1). AROMASİN ile adjuvan tedavi başlangıcında, osteoporozu olan veya osteoporoz riski olan kadınlar güncel klinik kılavuz ve uygulamalara göre kemik mineral değerlendirmesi referans alınarak tedavi almalıdır. İlerlemiş hastalığı olan kişilerin kemik mineral yoğunluğu duruma bağlı olarak değerlendirilmelidir. AROMASİN ile tedavi edilen hastalarda, AROMASİN’e bağlı KMY azalmayı gösteren yeterli veri bulunmamasına rağmen, AROMASİN ile tedavi edilen hastalar dikkatle izlenmeli ve osteoporoz açısından risk altında olan hastalarda tedavi veya profilaksi başlanmalıdır.
Erken evre meme kanseri olan kadınlarda şiddetli eksikliğin yüksek prevalansta olması nedeniyle, aromataz inhibitörü tedavisi başlatılmadan önce 25-hidroksi D vitamini düzeyleri rutin şekilde değerlendirilmelidir. D vitamini eksikliği olan kadınlar D Vitamini takviyesi almalıdır.
AROMASİN sukroz içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
AROMASİN’in içindeki metil p-hidroksibenzoat alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş) sebebiyet verebilir.
Resmi ilaç etkileşimi çalışmaları yürütülmemiştir. İn vitro bulgular, ilacın sitokrom P450 CYP3A4 ve aldoketoredüktazlar (bkz. Bölüm 5.2) tarafından metabolize edildiğini ve temel CYP izoenzimlerinin hiçbirini inhibe etmediğini göstermiştir. Bir klinik farmakokinetik çalışmada, CYP3A4’ün ketokonazol tarafından spesifik inhibisyonu eksemestanın farmakokinetiği üzerinde belirgin bir etki göstermemiştir.
Güçlü bir CYP450 indükleyici olan rifampisin ile yapılan farmakokinetik etkileşim çalışmasında (günlük 600 mg rifampisin ve tek doz 25 mg eksemestan) eksemestan EAA değeri %54, Cmaks’ı ise %41 düşmüştür. Bu etkileşimin klinik uygunluğu değerlendirilmediğinden, rifampisin, antikonvülzan (örn: fenitoin ve karbamazepin) ve hypericum perforatum (sarı kantaron) içeren bitkisel preparatlar gibi CYP3A4’ün bilinen indükleyicilerinin birlikte kullanımı AROMASİN’in etkililiğini azaltabilir.
AROMASİN, CYP3A4 ile metabolize olan ilaçlarla birlikte dikkatle kullanılmalıdır ve dar bir terapötik aralığa sahiptir. Eksemestanın diğer antikanser ilaçlarla eş zamanlı kullanımıyla ilgili klinik deneyim yoktur.
Östrojen içeren ilaçlar AROMASİN’in farmakolojik aktivitesini etkisiz hale getireceğinden, birlikte uygulanmamalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: X
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon) Perimenopozal dönemde olan veya kısa zaman önce postmenopozal döneme giren kadınlar dahil çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda, postmenopozal döneme tamamıyla geçene kadar uygun doğum kontrol yönteminin kullanılması düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).
Gebelik dönemi
AROMASİN’in gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmektedir.
AROMASIN gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Gebelikte eksemestan ile yürütülmüş klinik veri mevcut değildir; gebe kadınlara verilmemelidir çünkü fetusa zarar verebilir.
Premenopozal endokrin durumda olan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
AROMASİN’in insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir; emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalarda üreme toksisitesi görülmüştür.
Eksemestanın araç ve makine kullanma üzerinde orta derecede etkisi vardır.
İlacın kullanımı ile birlikte uyuşukluk, uyku hali, asteni ve baş dönmesi rapor edilmiştir. Bu gibi şikayetlerin oluşması durumunda, taşıt ve makine kullanımı için gereken fiziksel ve/veya zihinsel yeteneğin bozulabileceği hususunda hastalar uyarılmalıdır.
Günlük 25 mg’lık standart doz AROMASİN ile yürütülen klinik çalışmalarda, AROMASİN genel olarak iyi tolere edilmiştir, görülen advers olaylar çoğunlukla hafif ve orta şiddette olmuştur.
Adjuvan tamoksifen tedavisini takiben AROMASİN tedavisi alan erken evre meme kanserli hastalarda advers etkiler nedeniyle ilacı bırakma oranı %7,4’tür. En yaygın olarak rapor edilen istenmeyen yan etkiler, sıcak basması (%22), artralji (%18) ve yorgunluk (%16) olmuştur.
İlerlemiş meme kanserli hastalarda advers olaylar nedeniyle ilacı bırakma oranı ise %2,8’dir. En yaygın olarak rapor edilen yan etkiler, sıcak basması (%14) ve bulantı (%12) olmuştur.
Advers etkilerin çoğunluğu östrojen yoksunluğunun normal farmakolojik sonucu olarak da yorumlanabilir.
Bildirilen advers etkiler, sistem organ sınıfına ve sıklığa göre (çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)) aşağıda listelenmiştir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Lökopeni 1
Yaygın: Trombositopeni1
Bilinmiyor: Lenfositopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Hipersensitivite
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Anoreksi
Psikiyatrik hastalıklar
Çok yaygın: Depresyon, uykusuzluk
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi
Yaygın: Karpal tünel sendromu, parestezi
Seyrek: Uyku hali
Vasküler hastalıklar
Çok yaygın: Sıcak basması
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: Karın ağrısı, bulantı
Yaygın: Kusma, diyare, konstipasyon, dispepsi
Hepato-biliyer hastalıklar
Çok yaygın: Karaciğer enzimlerinde artış, kan bilirubin değerinde artış, kan alkalin fosfataz değerinde artış
Seyrek: Hepatit’, kolestatik hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın: Terlemede artış
Yaygın: Saç dökülmesi, döküntü, , ürtiker, prurit
Seyrek: Akut jeneralize ekzantematöz püstüloz’
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın: Eklem ve kas-iskelet ağrısı2
Yaygın: Kemik kırılması, osteoporoz
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Ağrı, yorgunluk
Yaygın: Periferal ödem, asteni
hastaların yaklaşık %20’sinde ara sıra lenfositlerde azalma gözlemlenmiştir. Fakat bu hastalardaki ortalama lenfosit değeri belirgin olarak değişmez ve viral enfeksiyonlarda ilgili artış gözlenmez. Bu etkiler erken evre meme kanseri çalışmalarındaki hastalarda gözlenmemiştir.
t Sıklık 3/X kuralına göre hesaplanmıştır.
Erken evre meme kanseri çalışması, gruplar arası AROMASİN çalışmasında (IES), çalışma tedavisi esnasında ve sonrasında 30 güne kadar, nedenselliğine bakılmaksızın önceden belirlenmiş advers etkilerin ve hastalıkların görülme sıklığı aşağıdaki tablodadır:
Advers etkiler ve hastalıklar | AROMASİN (N = 2249) | Tamoksifen (N = 2279) |
Sıcak basması | 491 (%21,8) | 457 (%20,1) |
Yorgunluk | 367 (%16,3) | 344 (%15,1) |
Baş ağrısı | 305 (%13,6) | 255 (%11,2) |
Uykusuzluk | 290 (%12,9) | 204 (%9,0) |
Terlemede artış | 270 (%12,0) | 242 (%10,6) |
Jinekolojik | 235 (%10,5) | 340 (%14,9) |
Baş dönmesi | 224 (%10,0) | 200 (%8,8) |
Bulantı | 200 (%8,9) | 208 (%9,1) |
Osteoporoz | 116 (%5,2) | 66 (%2,9) |
Vajinal hemoraji | 90 (%4,0) | 121 (%5,3) |
Başka primer kanser | 84 (%3,6) | 125 (%5,3) |
Kusma | 50 (%2,2) | 54 (%2,4) |
Görme bozukluğu | 45 (%2,0) | 53 (%2,3) |
Tromboembolizm | 16 (%0,7) | 42 (%1,8) |
Osteoporotik kemik kırılması | 14 (%0,6) | 12 (%0,5) |
Miyokard enfarktüs | 13 (%0,6) | 4 (%0,2) |
Erken evre meme kanseri çalışmasında, AROMASİN ve tamoksifen tedavi grubunda iskemik kardiyak olayların sıklığı sırasıyla %4,5 ve %4,2 olmuştur. Hipertansiyon (%9,9’a karşı %8,4), miyokard enfarktüsü (%0,6’ya karşı %0,2) ve kalp yetmezliği (%1,1’e karşı %0,7) dahil münferit kardiyovasküler olaylarda belirgin fark görülmemiştir.
Erken evre meme kanseri çalışmasında, tamoksifenle karşılaştırıldığında AROMASİN daha yüksek hiperkolesterolemi insidansıyla ilişkilendirilmiştir (tamoksifende %2,1’e karşılık eksemestanda %3,7).
Erken evre meme kanseri açısından düşük risk grubunda yer alan postmenopozal kadınların 24 ay süreyle eksemestan (N=73) veya plasebo (N=73) kullandığı farklı bir çift kör, randomize çalışmada, eksemestan plazma HDL-kolesterol seviyesinde %7-9’luk bir azalma ile ilişkilendirilmişken, plaseboda %1’lik bir artış olmuştur. Eksemestan grubunda ayrıca apolipoprotein A1’de %5-6’lık bir azalma olmuşken, plaseboda bu değer %0-2’dir. Analiz edilen diğer lipid parametrelerinde (total kolesterol, LDL kolesterol, trigliserit, apolipoprotein B ve lipoprotein-a) etki, iki tedavi grubunda birbirine benzer olmuştur. Bu sonuçların klinik anlamı belirgin değildir.
Erken evre meme kanseri çalışmasında, eksemestan grubunda tamoksifen grubuna oranla hafifçe daha fazla sıklıkta (%0,7’ye karşı %0,1) mide ülseri gözlenmiştir. Eksemestan grubundaki mide ülserli hastaların çoğu, steroidal olmayan antiinflamatuvar ilaçlarla eşzamanlı olarak ve/veya geçmişte tedavi görmüştür.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
Eksemestan ile yürütülen klinik çalışmalarda, sağlıklı kadın gönüllülere 800 mg’a kadar tek doz, ilerlemiş meme kanseri olan postmenopozal dönemdeki kadınlara ise 600 mg’a kadar olan dozlar verildiğinde, bu dozlar iyi tolere edilmiştir. Eksemestanın yaşamı tehdit eden semptomlarla sonuçlanabilen tek dozu bilinmemektedir. Mg/m2 esasına göre insanlara tavsiye edilen dozun 2000 ve 4000 katına eşit dozların, sırasıyla sıçanlara ve köpeklere, tek doz oral uygulanmasından sonra ölüm görülmüştür. Doz aşımı için spesifik bir antidot yoktur ve tedavi semptomatiktir. Yaşam belirtilerinin sık monitorizasyonu ve hastanın yakın takibini içeren genel destekleyici tedavi yapılmalıdır.