ASACOL 800 mg gastro-rezistan 90 tablet Klinik Özellikler
Pierre Fabre İlaç A.Ş.
[ 16 November 2012 ]
Pierre Fabre İlaç A.Ş.
[ 16 November 2012 ]
Ülseratif kolit : - hafif ve orta şiddette hastalıkta remisyon sağlanması
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Oral yoldan kullanım içindir.
Tabletler, kırılmadan ve çiğnenmeden bütün olarak bir bardak su ile yutulmalıdır. İdeal olarak tabletler yemeklerden önce alınmalıdır.
Uygulama şekli:
Ülseratif kolit
- Remisyon sağlanması
Günde 2.4 - 4.8 g dozlara bölünerek
- Remisyonun sürdürülmesi
Günde 1.6 - 2.4 g tek seferde veya dozlara bölünerek Crohn hastalığı
- Remisyonun sürdürülmesi
Günde 2.4 g tek seferde veya dozlara bölünerek
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda ASACOL kullanırken hastalann yakın takibi önerilir.
Pediyatrik popülasyon:
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanıma ilişkin bilgiler sınırlıdır.
6 yaş ve üzerindeki çocuklarda:
- Remisyon sağlamak için; günlük 30-50 mg/kg doz bölünmüş dozlarda başlanıp,
ihtiyaca göre 75 mg/kg’ a çıkarılabilir. Günlük toplam doz 4 g’ı aşmamalıdır.
- Remisyonun sürdürülmesi için; günlük 15-30 mg/kg doz bölünmüş dozlarda
uygulanabilir. Günlük toplam doz 2 g’ı aşmamalıdır.
Genel olarak, 40 kg’a kadar olan çocuklarda yetişkin dozunun yarısı; 40 kg üzerindeki çocuklarda ise normal yetişkin dozu uygulanabilir.
Geriyatrik popülasyon:
- Mesalazine ya da içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda,
- Salisilatlara karşı aşırı duyarlılık hikayesi olan hastalarda,
- Böbrek fonksiyonu ileri derecede bozuk hastalarda (GFH dakikada 30 mİ’den az),
- İleri derecede karaciğer yetmezliği olanlarda,
- Gastrik veya duodenal ülseri olup, kanama eğilimi olanlarda,
Renal yetmezlik:
Böbrek hastalığı ileri derecede olanlarda kullanılması tavsiye edilmez. Kanda üresi yükselmiş olan ve proteinürisi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Tedavi sırasında böbrek fonksiyon bozukluğu gelişen hastalarda mesalazinin neden olduğu nefrotoksisite
düşünülmelidir. Tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında periyodik olarak bütün
hastalarda böbrek fonksiyonlannın incelenmesi tavsiye edilir. Böbrek fonksiyonlarının tedavinin ilk 2 haftası içinde ve sonraki 12 hafta boyunca her 4 haftada bir kontrol edilmesi önerilir. ASACOL tedavisi başlandığında kısa aralıklarla yapılan testler nadir görülen akut renal reaksiyonların tanınmasını kolaylaştırır. İlk 3 aydan sonra, tedavinin ilk yılında böbrek fonksiyonlarının 3 ayda bir kontrol edilmesi önerilir. Herhangi bir akut renal reaksiyonun olmaması durumunda, takip aralığı 6 aya uzatılabilir ve daha sonraki 5 yıl için yıllık takip aralığı uygulanabilir. Başka hastalık belirtilerinin ortaya çıkması durumunda ileri tetkiklerin yapılması önerilir. Renal yetmezlik görülmesi durumunda tedavi derhal kesilmeli ve hastanın tıbbi yardım alması önerilmelidir.
Kan diskrazileri:
Çok nadir olarak ciddi kan diskrazileri bildirilmiştir. Eğer bir hastada ASACOL tedavisi görürken, kan diskrazisi veya enfeksiyonu akla getirecek belirti ve semptomlar (örneğin sürekli ateş, farenjit, morarma, açıklanamayan kanama, purpura veya anemi) gelişirse, hematolojik araştırmalar ve tam kan sayımı yapılmalıdır. Bu tür tetkiklerin, tedavinin ilk 2 haftası içinde ve sonraki 12 hafta boyunca her 4 haftada bir kontrol edilmesi önerilir. Tetkik sonuçları normal ise testler, tedavi süresince 3 aylık aralıklarla yapılabilir. Eğer bir kan diskrazisi şüphesi veya belirtisi varsa tedavi derhal kesilmeli ve hastanın derhal doktora başvurması önerilmelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Mesalazin içeren ilaçların kullanımı ile karaciğer enzim seviyelerinin yükselebileceği bildirilmiştir. Karaciğer yetmezliği olan hastalarda ASACOL dikkatle kullanılmalıdır. Kardiyak aşırı duyarlılık reaksiyonları:
Nadir de olsa, ASACOL tedavisi sırasında mesalazine bağlı kardiyak aşırı duyarlılık reaksiyonlan (miyokardit ve perikardit) bildirilmiştir. Mesalazine bağlı kardiyak aşırı duyarlılığı bilinenlerde ASACOL tekrar kullanılmamalıdır. Orijininden bağımsız olarak daha önce alerjik nedenlerle miyokardit ya da perikardit gelişmiş olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Pulmoner hastalıklar:
ASACOL tedavisi sırasında, başta astım olmak üzere pulmoner hastalığı olanlar yakından takip edilmelidir.
Sülfasalazine karşı aşırı duyarlılık:
Sülfasalazine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda, sadece yakın tıbbi takibin mümkün olduğu durumlarda tedavi başlanmalıdır. Kramp, kann ağrısı, ateş, şiddetli baş ağnsı ya da döküntü gibi intolerans belirtileri görülürse tedavi derhal sonlandırılmalıdır.
Gastrik ve duodenal ülserler:
Hastada gastrik ya da duodenal ülser varsa, tedavi dikkatle başlanmalıdır.
Karbonhidrat intoleransı:
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukozgalaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir. Laktüloz ve benzeri ilaçlarla birlikte kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Yaşlı hastalar:
Yaşlılarda müstahzar sadece böbrek fonksiyonu normal olanlarda ve dikkatle kullanılmalıdır. Pediyatrik hastalar:
Birlikte kullanımı önerilmeyenler:
Müstahzar dışkı pH’ını azaltacak ve mesalazinin doğru bir şekilde salınmasını engelleyecek laktüloz veya benzeri preparatlarla birlikte verilmemelidir.
Birlikte kullanıldıklarında önlem alınması gerekenler:
Mesalazin, tiyopurin metiltransferazı inhibe ederek azatiyoprin ve 6-merkaptopürinin immunosupresif etkilerini artırabilir. Buna bağlı olarak hayati tehlike arz eden enfeksiyonlar görülebilir. Böyle bir kombinasyon tedavisinin özellikle başlangıcında lökosit sayısı her hafta tekrarlanarak izlenmelidir. Tedavinin ilk ayında lökosit seviyesi stabil ise, sonraki 12 haftalık bir dönem 4 haftada bir, takiben 3 ayda bir lökosit seviyesini kontrol etmek yeterlidir. Mesalazin ve varfarin birlikte kullanıldıklarında INR değerlerinin değişebildiği bildirilmiştir. Mesalazin, varfarinin etkisini inhibe edebilir. Eğer bu kombinasyon vazgeçilmez görülüyorsa protrombin zamanı yakından izlenmelidir.
Birlikte kullanıldıklarında dikkat edilmesi gerekenler:
Sülfasalazin, digoksinin emilimini azalttığı halde, mesalazin ve digoksin arasında herhangi bir ilaç etkileşimi bildirilmemiştir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi B’dir.
Mesalazinin gebelik ve laktasyonda kullanımı yalnızca doktorun kanaatine göre bu tedavinin potansiyel faydalarının potansiyel risklerinden üstün olduğu vakalarla sınırlı olmalıdır.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Deneysel ve klinik veriler, mesalazin alan doğurma potansiyeli olan kadınlara doğum kontrolü uygulanması gerektiğini göstermemektedir. Mesalazin doğum kontrol ilaçlan ile etkileşime girmez.
Gebelik dönemi
Hayvan araştırmalan mesalazinden kaynaklanan teratojenik etkiler veya fetus üzerinde toksisite ile ilgili bir bulgu göstermemiştir. Mesalazinin gebelikte kullanımı ile ilgili sınırlı klinik araştırmalar gebelik ve fetus üzerinde zararlı bir etki göstermemiştir. Mesalazin gebelerde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Laktasyon dönemi
Mesalazin kullanan annelerin sütünde düşük konsantrasyonlarda mesalazin ve düşük konsantrasyonlarda onun N-asetil metaboliti bulunmuştur. Bunun klinik önemi belirlenmemişse de, mesalazin emziren annelere verilirken dikkatli olunmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
İnsanlarda fertilite üzerine yapılmış yeterli klinik çalışmalar bulunmamakla birlikte, hayvan çalışmalarında gebelik, fetal gelişim, doğurma ya da doğum sonrası gelişim üzerine olumsuz etkiler görülmemiştir.
Oral mesalazin kullanımına bağlı yan etkiler seyrek görülür ve diyare, bulantı, kusma, karın ağnsı gibi başlıca etkiler gastro-intestinal sistemle ilgilidir. Doza bağlı olmaksızın görülebilen aşırı duyarlılık reaksiyonları olarak, nadir de olsa baş ağnsı, artralji/miyalji, ateş ve alopesi bildirilmiştir. Alopesi, kronik enflamatuvar bağırsak hastalığının ekstra-intestinal tutulumu da olabilir.
Advers reaksiyonlar, en sık görülenler en önce belirtilmek üzere aşağıdaki başlıklar altında sıralanmıştır.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila < 1/1000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Kan diskrazileri, lökopeni, nötropeni, agranülositoz, aplastik anemi ve
trombositopeni.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Aleıjik egzantem, ilaç ateşi, lupus eritematosus sendromu, pankolit.
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Parestezi Seyrek: Baş ağrısı.
Çok seyrek: Periferik nöropati, vertigo.
Kardiyak hastalıklar
Seyrek: Miyokardit, perikardit.
Solunum sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Aleıjik ve fıbrotik akciğer reaksiyonları (bronkospazm, dispne, öksürük, alveolit, pulmoner eozinofıli, akciğer infıltrasyonu) pnömoni, interstisyal pnömoni, eozinofılik pnömoni, akciğer bozukluğu.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, diyare, flatulans, karın ağrısı, dispepsi.
Seyrek: Akut pankreatit.
Çok seyrek: Kolit semptomlarının artışı (Crohn hastalığının ya da ülseratif kolitin agreve olması).
Hepato-biliyer sistem hastalıkları
Seyrek: Hepatit, hepatik fonksiyon/karaciğer fonksiyon testleri bozukluğu.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Seyrek: Önde gelen semptomları perikardit ve plöroperikardit olan lupus, ayrıca deri döküntüsü (ürtiker dahil), büllöz deri reaksiyonları.
Çok seyrek: Stevens Johnson Sendromu, eritema multiforme.
Kas-iskelet sistemi hastalıkları Yaygın: Artralji/miyalji.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Seyrek: İnterstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve böbrek yetmezliği oral mesalazin tedavisinde görülebilir, ilacın kesilmesiyle düzelir. Renal yetmezlik bildirilmiştir. Tedavi sırasında renal fonksiyonları bozulan hastalarda mesalazine bağlı nefrotoksisite akla gelmelidir.
Üreme sistemi hastalıkları Çok seyrek: Oligospermi (reversibl).
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Pireksi.
Yaygın olmayan: Hastalığın egzaserbasyonu, göğüs ağrısı, ilaç etkisizliği.
Araştırmalar
Prensip olarak belirti ve semptomların salisilat intoksikasyonunda görülenlerin benzeri olması beklenir : Karışık asidoz-alkaloz, hipervantilasyon, akciğer ödemi, terleme ve kusma sonucu dehidrasyon, hipoglisemi.
Karışık asidoz-alkaloz tedavisi : Durumun özelliğine uygun olarak asit-baz dengesinin düzeltilmesi ve elektrolitlerin yenilenmesi.
Terleme ve kusma sonucu dehidrasyon için : Sıvı verilmesi Hipoglisemi için : Glukoz verilmesi
Ayrıca mide yıkanır ve diürezi artırmak için intravenöz elektrolitler verilir. Bilinen bir antidot yoktur.