ATOPIR 20/75 mg 30 kapsül { Inventim } Farmakolojik Özellikler
İnventim İlaç San. Tic Ltd. Şti
[ 19 April 2013 ]
İnventim İlaç San. Tic Ltd. Şti
[ 19 April 2013 ]
Aspirin
Farmakoterapötik grup: Trombosit Agregasyon İnhibitörleri (Heparin hariç).
ATC Kodu: B01AC06
ATOPİR içeriğindeki asetilsalisilik asit analjezik, antipiretik, antienflamatuar, antiagregan ve antitrombotik etkilere sahiptir. Prostaglandinler arasındaki dinamik denge trombositler ve damar endotel hücreleri arasındaki etkileşimin düzenlenmesinde yer alan önemli bir mekanizmalardan biridir. Vasküler endotelde üretilen prostasiklin (PGI2) vazodilatör ve trombosit agregasyonunu azaltıcı etkilere sahiptir. Trombositlerde sentezlenen tromboksan A2 (TXA2) ise vazokonstriksiyon ve agregasyona yol açar. Vasküler endotel hasarında, örneğin aterosklerozda, PGI2 sentezi aksar ve TXA2 fazlalaşır. Asetilsalisilik asit prostaglandin sentezi için gerekli olan siklooksijenaz enzimini dönüşümsüz olarak inhibe eder. Trombositler bu enzimi tekrar sentez edememeleri nedeniyle, ömürlerinin geri kalan kısmında (7-10 gün) TXA2 sentezleyemezler ve agregasyon özellikleri kaybolur. Bunun aksine, damar endotel hücrelerinde asetilenmiş siklooksijenaz hemen yenilenir ve PGI2 sentezi devam eder.
Atorvastatin
Farmakoterapötik grup: HMG-CoA redüktaz inhibitörleri ATC Kodu: C10AA05
Atorvastatin, kolesterol dahil sterollerin prekürsörü olan, 3-hidroksi-3-metil-glutaril-koenzim A’nın mevalonata dönüşümünden sorumlu, selektif, HMG-CoA redüktazın kompetitif inhibitörü olan hız kısıtlayıcı hipolipidemik bir enzimdir. Karaciğerdeki trigliseritler ve kolesterol VLDL ile birleşir ve periferal dokulara dağıtım için plazma içine serbest bırakılır. Düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) VLDL’den oluşur ve öncelikle yüksek afiniteli LDL reseptör vasıtasıyla katabolize edilir.
Atorvastatin, HMG-CoA redüktazı ve karaciğerde karaciğer sentezini inhibe ederek ve karaciğer hücre yüzeyindeki LDL reseptörlerinin sayısını arttırıp LDL’nin hücre içine alınımını ve katabolizmasını arttırarak plazma kolesterol ve lipoprotein seviyesini düşürür.
Atorvastatin LDL üretimini ve LDL parçacıklarının sayısını azaltır. Atorvastatin LDL reseptör aktivitesinde belirgin ve sistemik bir artış sağlar ve dolaşımda bulunan LDL parçacıklarının kalitesini olumlu yönde değiştirir.
Dolaşımdaki HMG-CoA redüktazı inhibe edici etkisinin %70’inden aktif metabolitler sorumludur.
Gerçekleştirilen bir doz yanıt çalışmasında atorvastatinin HDL-K seviyelerinde değişen artışlar sağlarken total K, LDL-K, apolipoprotein B ve trigliserid seviyelerini düşürdüğü aşağıda verilen Tablo l’degösterilmiştir.
Tablo 1: Primer Hiperkolesterolemili Hastalarda Doz-Yanıt | ||||||
Atorvastatin Dozu (mg) | N | Total-K | LDL-K | Apo-B | TG | HDL-K |
Plasebo | 12 | 5 | 8 | 6 | -1 | -2 |
10 | 11 | -30 | -41 | -34 | -14 | 4 |
20 | 10 | -35 | -44 | -36 | -33 | 12 |
40 | 11 | -38 | -50 | -41 | -25 | -3 |
80 | 11 | -46 | -61 | -50 | -27 | 3 |
Başlangıçtan itibaren düzeltilmiş ortalama %’si |
Atorvastatin apolipoprotein Al seviyesinde değişken fakat küçük bir artış meydana getirmiştir. Bununla birlikte, belirgin bir doz yanıt etkisi olmamıştır.
24 tamamlanmış çalışmanın mevcut klinik veri tabanlarının derlemesi atorvastatinin HDL-K seviyelerini arttırırken LDL/HDL ve total kolesterol/HDL oranlarını düşürdüğünü göstermiştir.
Sonuçlar insüline bağımlı olmayan şeker hastaları dahil karma hiperlipidemili, ailesel olmayan hiperkolesterolemili ve ailesel heterozigot hiperkolesterolemili hastalarda elde edilen sonuçlarla tutarlı olmuştur.
Atorvastatin, lipit düşürücü tedavilere genellikle cevap vermeyen bir popülasyon grubu olan ailesel hiperkolesterolemili hastalarda LDL-K seviyelerinin düşürülmesinde etkilidir. Maksimum dozda kombine ilaç tedavisi ile LDL-K seviyesinde <%15 azalma sağlanan homozigot ailesel hiperkolesterolemili veya ağır hiperkolesterolemili 6-51 yaş arası 41 hastaya günde 40-80 mg atorvastatin uygulanmıştır. Homozigot ailesel hiperkolesterolemili 24 hasta 80 mg atorvastatin kullanmıştır. 24 hastanın 19’u LDK seviyelerinde %15’ten daha fazla düşüşle tedaviye cevap vermişlerdir (ortalama %26, aralık %18-%42).
Koroner arter bypass ameliyatı (KABC) geçirmiş hastalarda enflamatuvar cevaplar, endotelyal hücre fonksiyonu ve kan koagülasyon sistemi üzerine atorvastatin artı aspirin kombinasyon tedavisinin etkileri aspirin monoterapisi ile karşılaştırılmıştır. Hastalar atorvastatin artı aspirin kombine tedavi grubu (10 mg atorvastatin + 100 mg aspirin) ve aspirin monoterapi (100 mg) grubuna randomize edilmişlerdir. Sonuç olarak atorvastatin artı aspirin kombine tedavisinin KABC’den sonra hastaya yararlı etkilerinin olabileceği belirtilmiştir.
Yapılan bir çalışmada prognostik inflamatuvar ve nütrisyonel indeks aracılığıyla hemodiyaliz hastalarında (121 kişi arasından seçilmiş 52 kişi) kronik inflamasyon üzerine 8 haftalık asetil salisaik asit (ASA) (100 mg/gün) ve atorvastatin (10 mg/gün) kombine tedavisinin etkileri değerlendirilmiştir. Laboratuar hesaplamaları, antropometik ve vücut kompozisyonu ölçümleri saptanmıştır. ASA ve atorvastatin kombinasyonu ile tedaviden sonra lipid profilinde anlamlı ölçüde (P<0.001) yüksek oranda düşüş, HDL seviyelerinde artış ve inflamatuvar belirteçlerinde anlamlı ölçüde düşüş sağlanmıştır.
Koroner kalp rahatsızlığı olan hastalarda agresif statin tedavisinin platelet fonksiyonu üzerine etkilerinin belirlenmesinin amaçlandığı çalışmaya koroner arter rahatsızlığı olan toplam 178 hasta (37-68 yaşlarında, %35.9’u kadın) katılmıştır. Asprin direnci olan hastalara üç ay boyunca statin uygulanmıştır. Statin tedavisinin 3. ayında total ve LDL kolesterol seviyelerinde anlamlı ölçüde düşüş ve HDL kolesterolde artış olduğu belirlenmiştir (hepsi için P0.0001). 3 aylık statin tedavisinin ardından hastaların %65’inde in vitro aspirin direncinin azaldığı açıklanmıştır.
Yunan Atorvastatin ve Koroner Kalp Hastalığı Değerlendirme Çalışması’nın (GREACE; Greek Atorvastatin and Coronary-Heart-Disease Evaluation [GREACE]) çoklu karşılaştırma analizinde koroner kalp hastalığına sahip hastalarda vasküler olguların azaltılmasında statinlerin ve aspirinin (ASA) olası sinerjisi değerlendirilmiştir. Bulgular yüksek risk taşıyan dislipidemik koroner kalp rahatsızlığı olan hastalarda statin artı ASA tedavisinin, tek başına ASA veya statin (başlıca atorvastatin) kullanımına göre kardiyovasküler olguları anlamlı ölçüde daha etkili düşürdüğünü göstermiştir.
Atorvastatinin ölümcül olan ve olmayan koroner kalp rahatsızlığı üzerine etkileri daha önceden miyokardiyal enfarktüs veya angina tedavisi geçirmemiş 40-79 yaşları arasında total kolesterol (TK) seviyeleri <6.5 mmol/1 (251 mg/dl) olan 10,305 hipertansif hastada değerlendirilmiştir. Bu
randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada hastalar antihipertasnif tedavi ile birlikte 10 mg/gün atorvastatin (n=5168) veya plasebo (n=5137) almak üzere randomize edilmiştir. Ölümcül ve ölümcül olamayan iskemik inmenin atorvastatin grubunda %26’lık (89’a karşı 119 olay) bağıl risk düşüşü ve %0.6’lık mutlak risk düşüşü ile daha düşük olduğu açıklanmıştır.
Atorvastatin diyabet çalışmasında LDL’si <4.14 mmol/L (160 mg/dl) ve trigliserid (TG) <6.78 mmol/1 (600 mg/dl) değerlerinde olan ve daha önceden kardiyovasküler hastalık geçmişi olmayan 40-75 yaşları arasında 2838 hastada ölümcül olan ve olmayan kardiyovasküler hastalık üzerinde atorvastatinin etkisi değerlendirilmiştir. Randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü olarak tasarlanan ortalama 3.9 yıllık takip süreli bu çalışmada hastalar 10 mg/gün atorvastatin (n=1428) veya plasebo (n=1410) ile tedavi edilmişlerdir.
Atorvastatinin mutlak ve rölatif risk azaltıcı etkisi tabloda verilmiştir:
Vaka | Rölatif risk azalması (%) | Mutlak risk azalması1 (%) | Herhangi bir olaya rastlanılmaması (atorvastatine karşı plasebo) | p-değeri |
Majör kardiyovasküler vakalar (ölümcül olan ve olmayan AME, akut KKH ölümü, stabil olmayan anjin, KABG, PTKA, revaskülarizasyon, inme) | %37 | %3.2 | 83’e karşı 127 | 0.001 |
ME (ölümcül ve ölümcül olmayan ME, gizli ME) | %42 | %1.9 | 38’e karşı 64 | 0.007 |
İnmeler (ölümcül olan veya olmayan) | %48 | %1.3 | 21’e karşı 39 | 0.016 |
Ortalama 3.9 yıllık takip süresi bitiminde meydana gelen kabataslak vaka oranlarındaki fark temel alınmıştır,
AME: Akut miyokart enfarktüsü, KKH: Koroner kalp hastalığı, KABG: Koroner arter baypas graftı, PTKA: Perkutan translüminal koroner anjiyoplasti ME: Miyokart enfarktüsü
Yapılan bir çalışmada arteriyal hipertansiyonu (AH) ve hiperkolesterolü olan hastalarda günde dört kere uygulanan 100 mg aspirinin kan basıncını (KB) ve endotel fonksiyonu iyileştirip iyileştiremeyeceğini değerlendirmeyi amaçlamışlardır. Çalışmanın sonucunda hipertansif ve hiperkolesterollü olan kişilerde düşük doz aspirinin antihipertansif ilaçlara ve statinlere ilave edilmesinin endotel fonksiyonda iyileşmeyle sonuçlanan SKB ve DKB’yi düşürebileceği açıklanmıştır.
Genel Özellikler
Emilim:
Aspirin
Aspirin gastrointestinal kanaldan iyi ve tam olarak emilir ve emilimini takiben aspirin salisilik aside hidrolize olur. Oral yoldan tek doz salisilat uygulamasından 30 dakika sonra plazma konsantrasyonları saptanabilir düzeye, yaklaşık iki saatte maksimum konsantrasyona erişir ve daha sonra yavaşça azalır.
Atorvastatin
Atorvastatin oral uygulamadan sonra maksimum plazma konsantrasyonuna 1-2 saatte (tmaks) ulaşır. Atorvastatinin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %12 oranındadır ve HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitenin sistemik yararlanımı yaklaşık %30’dur. Sistemik yararlanımın düşük olması GİS mukozada presistemik klerense ve/veya hepatik ilk-geçiş metabolizmasına bağlanır.
Dağılım:
Aspirin
Asetilsalilisik asit hıza salisilata dönüştürülür, fakat oral uygulamadan sonra ilk 20 dakika içerisinde plazmadaki baskın ilaç formu asetilsalisilik asittir.
Plazma asetilsalisilik asit (aspirin) konsantrsyonları yaklaşık 15 dakikalık yarı ömür ile hızla azalır. Salisilik asit vücudun tüm doku ve sıvılarına geniş ölçüde dağılır; bunlara merkezi sinir sistemi (MSS), anne sütü ve fetal dokular da dahildir. En yüksek konsantrasyonları plazma, böbrek, karaciğer, kalp ve akciğerde bulunur. Majör metaboliti olan salisilik asitin proteinlere bağlanması konsantrasyona bağımlıdır (nonlineer). Düşük konsantrasyonlarda (<100 |a,g/ml), plazmada bulunan salisilatın yaklaşık %90’ı proteinlere (başlıca albumin) bağlanır.
Atorvastatin
Atorvastatinin ortalama dağılım hacmi yaklaşık 381 litredir. Atorvastatin plazma proteinlerine >%98 oranında bağlanır.
Biyotransformasvon:
Aspirin
Asetilsalisilik asit (aspirin) hızla spesifik olmayan esterazlarca salisilik aside metabolize olur. Salisilik asit salisilürisk asit, salisil fenolik glukuronid, salisilik açil glukuronid ve az miktarda genisik asit ve gentisürik aside metabolize olur. Majör metaboliti er salisilürik asit ve salisilik fenolik glukuronid kolayca doyurulur ve Michaelis-Menten kinetiklerine uyumludur.
Atorvastatin
Atorvastatin P450 3A4 sitokrom ile orto- ve parahidroksilat- türevlerine ve çeşitli beta-oksidasyon ürünlerine metabolize olur. In vitro olarak orto- ve parahidroksilat- metabolitlerinin HMG-CoA redüktaz inhibitör etkinliğinin atorvastatine eşit olduğu bulunmuştur. Dolaşımdaki HMG-CoA redüktaz inhibitör aktivitenin %70’i aktif metaboliti erden kaynaklanmaktadır.
Eliminasvon:
Aspirin
Asetilsalisilik asidin (aspirin) plazma yarılanma ömrü 15-20 dakikadır. Majör metabolit salisilik asidin eliminasyon yarı ömrü düşük dozlar 2-3 saattir ve bu süre metabolizma ve plazma proteinlerine bağlanması nonlineer olduğundan 30 saat ve üstüne çıkabilir.
Asetilsailisilik asidin (aspirin) %90’ından fazlası böbrekler yoluyla metaboliti er şeklinde atılır. İdrarla atılan değişime uğramamış salisilik asit fraksiyonu dozun artmasıyla artar ve total salisilatın renal klerensi de idrar pH’sının yükselmesiyle artar.
Atorvastatin
Atorvastatin ve metabolitleri p-glikoproteinin substratlarıdır. Atorvastatin hepatik ve/veya ekstrahepatik metabolizmayı takiben öncelikle safra yolu ile elimine edilir. Bununla birlikte ilacın anlamlı oranda enterohepatik resirkulasyona uğramadığı görülmektedir. İnsanda atorvastatinin ortalama plazma eliminasyon yarı ömrü (tı/2) yaklaşık 14 saattir. HMG-CoA redüktaz aktivitenin yarı ömrü aktif metaboliti erin de katılımından dolayı yaklaşık 20-30 saattir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Aspirin
Asetilsalisilik asidin metabolizması ve proteinlere bağlanması nonlineerdir.
Atorvastatin
Alınan dozun artışı ile birlikte absorbsiyonun süresi de uzar.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş
Aspirin
Asetilsalisik asit (600 mg) ve metabolitlerinin dispozisyonuna yaşın etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, yaşın asetilsalisik asitin dağılım hacmi üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur.
Atorvastatin
Lipit etkileri genç hasta popülasyonla karşılaştırıldığında karşılaştırılabilir olmasına karşın, atorvastatin plazma konsantrasyonları sağlıklı yaşlı kişilerde genç yetişkinlere göre daha yüksektir. Pediyatrik popülasyon ile ilgili veri mevcut değildir.
Cinsiyet
Aspirin
Asetilsalisik asit (600 mg) ve metabolitlerinin dispozisyonuna cinsiyetin etkisinin araştırıldığı bir çalışmada, cinsiyetin asetilsalisik asitin dağılım hacmi üzerine herhangi bir etkisinin olmadığı bulunmuştur.
Atorvastatin
Kadınlardaki atorvastatin plazma konsantrasyonları erkeklerden daha farklıdır (yaklaşık olarak Cmaks %20 daha yüksek, EAA%10 daha az ). Bu farklar klinik olarak anlamlı olmadığından kadınlar ve erkekler arasındaki lipit etkilerinde de klinik olarak anlamlı fark bulunmamaktadır.
Böbrek yetmezliği:
Aspirin
Ağır böbrek yetmezliği olan kişilerde aspirin kullanımından kaçınılmalıdır (glomüler filtrasyon oranı lOmL/dak’dan azdır). Toplam plazma konsantrasyonları ve salisilik asidin serbest (bağlanmamış) fraksiyonunda artış bildirilmiştir.
Atorvastatin
Böbrek hastalıklarının atorvastatinin plazma konsantrasyonları ya da lipit etkileri üzerinde etkisi yoktur .
Karaciğer yetmezliği:
Aspirin
Ağır karaciğer yetmezliği olanlarda aspirin kullanımından kaçınılmalıdır. Salisilik asidin serbest fraksiyonunda artış bildirilmiştir.
Atorvastatin
Aspirin
Asetilsalisilik asidin klinik öncesi güvenlilik profili iyi bilinmektedir. Hayvan testlerinde salisilatlar böbrek hasarı ve gastrointestinal ülserlere neden olmuştur. Asetilsalisilik asit mutajenisite ve karsinojenisite açısından yeterince incelenmiş; mutajen ya da karsinojen potansiyele yönelik bir veri elde edilmemiştir.
Salisilatların çeşitli hayvan türlerinde teratojen etkiler gösterdiği bulunmuştur. İmplantasyon bozuklukları, embriyotoksik ve fetotoksik etkiler, ve prenatal temas sonrasında yavruların öğrenme kapasitesinde bozulmalara ilişkin raporlar bulunmaktadır.
Atorvastatin
Atorvastatin sıçanlarda karsinojenik etki göstermemiştir (Kullanılan maksimum doz mg/kg vücut ağırlığı bazında insanlarda kullanılan en yüksek dozun (80 mg) 63 katı ve total inhibitör aktivite ile belirlenen EAA(0-24) temeline dayanan değerlerin 8 ila 16 kat daha fazlası). Farelerde yapılan
2 yıllık bir çalışmada maksimum doz kullanıldığında erkeklerde hepatoselüler adenom ve dişilerde hepatoselüler karsinom insidansları artmıştır (kullanılan maksimum doz mg/kg vücut ağırlığı bazında insanlarda kullanılan en yüksek dozun 250 katı). Sistemik maruziyet EAA(0-24) bazında 6 ila 11 kat daha fazla olmuştur. Atorvastatin metabolik aktivasyonlu veya metabolik aktivasyonsuz 4 in-vitro çalışmada ve 1 in-vivo analizde mutajenik veya klastojenik potansiyel göstermemiştir.