CLEOCIN %2 vaginal krem Farmakolojik Özellikler
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 10 May 2013 ]
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 10 May 2013 ]
Farmakoterapotik grup: Jinekolojik antiinfektifler ve antiseptikler ATC Kodu: G01AA10
Etki mekanizması
Klindamisin, bakteriyel ribozom seviyesinde bakteri protein sentezini inhibe eden bir linkozamid antibiyotiktir. İlaç daha çok ribozomlardaki 50S alt birimine bağlanır ve translasyonu etkiler. Klindamisin fosfat, in vitro olarak inaktif olmasına rağmen, hızlı in vivo hidroliz bu bileşiği antibakteriyel olarak aktif klindamisine dönüştürür.
Direnç mekanizması
Klindamisine direnç, en çok ribozom üzerindeki hedef bölgenin modifikasyonundan, genellikle de RNA bazlarının kimyasal modifikasyonundan veya RNA'daki nokta mutasyonlarından ya da nadiren proteinlerdeki mutasyonlardan kaynaklanır. Bazı organizmalarda linkozamidler, makrolidler ve streptogramin B arasında çapraz direnç in vitro olarak gösterilmiştir.
Klindamisin ve linkomisin arasında çapraz direnç gösterilmiştir
Kırılma noktaları
Potansiyel bakteriyel vajinozis patojenleri, Gardnerella vaginalis ve Mobiluncus türlerinin duyarlılık testi için standart metodoloji tanımlanmamıştır. Bacteroides türleri ve Gram-pozitif anaerob kokların yanı sıra Mycoplasma türleri için duyarlılığı belirleme metodları Klinik ve Laboratuar Standartları Enstitüsü (CLSI) tarafından tanımlanmıştır ve Gram-negatif ve Gram- pozitif anaeroblar için klindamisin duyarlılık kırılma noktaları hem EUCAST hem de CLSI tarafından yayınlanmıştır. Bununla birlikte, kırılma noktaları lokalizeden ziyade sistemik antibiyotik tedavisinde yol göstermeye yöneliktir.
Mikrobiyolojik duyarlılık
Klindamisin, bakteriyel vajinoza neden olduğu bildirilen aşağıdaki mikroorganizmaların çoğuna karşı in vitro olarak etkilidir:
Bacteriodes türleri
Emilim:
Altı sağlıklı kadın gönüllüye 7 gün boyunca günde bir kez intravajinal 100 mg klindamisin fosfat vajinal krem %2 uygulanmasının ardından, uygulanan dozun yaklaşık %4'ü (aralık %0,6 ila %11) sistemik olarak emilime uğramıştır. Tedavinin ilk gününde ulaşılan en yüksek serum klindamisin konsantrasyonunun ortalama 18 ng/mL (aralık 4 ila 47 ng/mL) ve 7. günde ise ortalama 25 ng/mL (aralık 6 ila 61 ng/mL) olduğu bulunmuştur. Bu en yüksek konsantrasyonlara uygulamadan yaklaşık 10 saat sonra (aralık 4-24 saat) ulaşılmıştır.
Bakteriyel vajinozlu hastalarda, 7 gün boyunca günde bir kez 100 mg klindamisin fosfat vajinal krem %2 uygulamasını takiben, emilimin sağlıklı kadınlarda gözlenenden daha düşük ve daha az değişken olduğu saptanmıştır. Verilen dozun yaklaşık %4'ü (aralık %2 ila %8) sistemik olarak emilime uğramıştır. Tedavinin ilk gününde ulaşılan en yüksek serum klindamisin konsantrasyonunun ortalama 13 ng/mL (aralık 6 ila 34 ng/mL) , 7. günde ise ortalama 16 ng/mL (aralık 7 ila 26 ng/mL) olduğu bulunmuştur. Bu en yüksek konsantrasyonlara uygulamadan yaklaşık 14 saat sonra (aralık 4-24 saat) ulaşılmıştır.
Dağılım:
Klindamisin fosfatın %2'lik vajinal kreminin tekrarlanan (7 gün) uygulamalarından sonra çok az miktarda sistemik ilaç birikimi olmuş ya da hiç olmamıştır.
Biyotransformasyon:
Klindamisin, aktif N-demetil ve sülfoksit metabolitlerine ve bazı inaktif metabolitlerine metabolize olur.
Eliminasyon:
Biyolojik aktivitenin %10'u idrarla atılır. Sistemik yarılanma süresi 1,5-2,6 saattir. Böbrek işlevleri azalmış hastalarda klindamisininserumdakiyarılanma süresi hafifçe uzar.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Klindamisinin serum konsantrasyonu, dozla doğru orantılı olarak yükselir.
Geriyatrik popülasyon:
CLEOCIN ile yapılan klinik çalışmalar, 65 yaş ve üzeri hastaların genç hastalardan daha farklı yanıt verip vermediklerini saptamak için yeterli değildir.
Diğer protein sentez inhibitörlerine benzer şekilde, etkililik klindamisin konsantrasyonunun etken organizmanın minimum inhibitör konsantrasyonun (MİK) üzerinde kaldığı sürenin uzunluğu ile ilişkilidir.
Klindamisin'in karsinojenik potansiyelinin değerlendirildiği uzun süreli hayvan çalışmaları yapılmamıştır.
Bir sıçan mikro çekirdek testi ve bir Ames Salmonella reversiyon testinin dahil olduğu genotoksisite testleri yapılmıştır. Her iki test de negatif sonuç vermiştir.
Sıçanlarda, oral yolla günde 300 mg/kg'a kadar çıkan dozlarda (mg/m2 ye göre insanlar için dozun yaklaşık 31 katı) yapılan fertilite çalışmalarında, fertilite ve çiftleşme yeteneği üzerine herhangi bir etki gözlenmemiştir.
Sıçanlardaki oral embriyo-fetal gelişim çalışmalarında ve tavşan ile sıçanlarda yapılan subkutanöz embriyo-fetal gelişim maternal toksisite oluşturan dozlarda embriyo-fetal toksisite gözlenmiştir. Sıçanlar, hasta insan dozunun yaklaşık 400 katına maruz bırakıldığında anne ölümü meydana gelmiştir. Tavşanlar, hasta insan dozunun yaklaşık 50 katına maruz bırakıldığında kürtaj da dahil olmak üzere anne toksisitesi meydana gelmiştir. Tavşanlarda, hasta insan dozunu 120 katına maruziyet durumunda, implantasyon sonrası kayıp ve viyabilitede azalma dahil olmak üzere embriyo-fetal toksisite ortaya çıkmıştır.