DEMEPRAZOL 20 mg 14 kapsül Klinik Özellikler
Deva Holding A.Ş.
[ 17 November 2011 ]
Deva Holding A.Ş.
[ 17 November 2011 ]
DEMEPRAZOL,
Yetişkinlerde
• Duodenum ülserinin tedavisinde
• Tekrarlayan duodenum ülserinin önlenmesinde
• Gastik ülserlerin tedavisinde
• Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesinde
• Uygun antibiyotikler ile kombinasyonu peptik ülser hastalığındaki Helicobacter pylori (H. pylori) eradikasyonunda
• Nonsteroidal antienflamatuar ilaçların (NSAİİ) kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisinde
• Risk altındaki hastalarda NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin önlenmesinde
• Reflü özofajit tedavisinde
• İyileşmiş reflü özofajiti otan hastaların uzun süreli idame tedavisinde
• Gastro-özofajiyal reflü hastalığının (GÖRH) semptomatik tedavisinde
• Zollinger-Ellison sendromunun tedavisinde
Çocuklarda
1 yaşından büyük ve > 10 kg olan çocuklarda
• Reflü özofajit tedavisinde
• GÖRH’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisinde 4 yaşından büyük çocuklar ve adölesanlarda
• Antibiyotiklerle kombinasyonu H. pylori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisinde endikedir.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Yetişkinlerdeki pozoloji Duodenum ülserlerinin tedavisi
Aktif duodenum ülseri olan hastalarda önerilen doz günde bir defa 20 mg ’dır. Çoğu hastada iyileşme iki hafta içerisinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamamen iyileşmeyen hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki iki haftalık tedavi periyodundan sonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıt veren duodenum ülserli hastalarda günde bir defa 40 mg DEMEPRAZOL önerilmektedir ve iyileşme genellikle dört hafta içerisinde olur.
Tekrarlayan duodenum ülserlerinin önlenmesi
H. pylori negatif hastalarda nüks eden duodenum ülserinin önlenmesinde veya H. Pylori eradikasyonunun mümkün olmadığında önerilen doz, günde bir defa 20 mg ’dır. Bazı hastalarda günde bir defa l0 mg yeterli olabilir. Tedavi başarısız olursa, doz 40 mg’a artırılabilir.
Gastrik ülserlerinin tedavisi
Önerilen günlük doz günde bir defa 20 mg ’dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içerisinde gerçekleşir. İlk doz rejiminden sonra tamamen iyileşmeyen hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalık tedavi periyodundan sonra meydana gelir. Tedaviye zayıf yanıt veren gastrik ülserli hastalarda günde bir defa 40 mg DEMEPRAZOL önerilmektedir ve iyileşme genellikle sekiz hafta içerisinde olur.
Tekrarlayan gastrik ülserlerin önlenmesi
Tedaviye zayıf yanıt veren gastrik ülserli hastalarda nüksün önlenmesi için önerilen doz günde bir defa 20 mg ’dır. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg ’a artırılabilir.
Peptik ülser hastalığında H. pylori eradikasyonu
H. pylori’nin eradikasyonu için antibiyotik seçiminde hastanın ilaç toleransı göz önünde bulundurulmalıdır ve ulusal, bölgesel ve lokal direnç verileri ve tedavi kılavuzları dikkate alınmalıdır.
• 20 mg DEMEPRAZOL + 500 mg klaritromisin + 1000 mg amoksisilin, bir hafta boyunca her biri günde iki defa veya
• 20 mg DEMEPRAZOL + 250 mg klaritromisin (alternatif olarak 500 mg) + 400 mg metronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mg tinidazol), bir hafta boyunca her biri günde iki defa veya
• Günde bir defa 40 mg DEMEPRAZOL ile birlikte bir hafta boyunca her biri günde üç defa 500 mg amoksisilin ve 400 mg metronidazol (veya 500 mg metronidazol veya 500 mg tinidazol).
Her bir tedavi rejiminde eğer hasta yine H. pylori pozitif ise, tedavi tekrarlanabilir.
NSAll kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi
NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin tedavisi için, önerilen doz günde bir defa 20 mg ’dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içerisinde gerçekleşir. İlk tedaviden sonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalık tedavi periyodunda olur.
Risk altındaki hastalarda NSAll kullanımı ile ilişkili gastrik ve duodenum ülserlerinin önlenmesi
Risk altındaki hastalarda (yaş > 60, gastrik ve duodenum ülser geçmişinin olması, üst GI kanama geçmişinin olması) NSAİİ kullanımı ile ilişkili gastrik veya duodenum ülserlerinin önlenmesi için, önerilen doz günde bir defa 20 mg’drr.
Reflü özofajit tedavisi
Önerilen doz günde bir defa 20 mg ’dır. Çoğu hastada iyileşme dört hafta içerisinde gerçekleşir. İlk tedaviden sonra tamamen iyileşmemiş olan hastalar için, iyileşme genellikle bir sonraki dört haftalık tedavi periyodunda olur.
Şiddetli özofajiti olan hastalarda günde bir defa 40 mg önerilmektedir ve iyileşme genellikle sekiz hafta içerisinde gerçekleşir.
İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi
İyileşmiş reflü özofajiti olan hastaların uzun süreli idame tedavisi için önerilen doz günde bir defa 10 mg ’dır. Gerekirse, doz günde bir defa 20-40 mg ’a artırılabilir.
GÖRH ’nin semptomatik tedaisi
Önerilen doz günlük 20 mg ’dır. Hastalar günlük 10 mg dozuna da yeterince yanıt verebilir ve bu nedenle bireysel doz ayarlaması değerlendirilmelidir.
Günlük 20 mg DEMEPRAZOL dozu ile dört haftahk tedavi sonrasında semptom kontrolü yapılamaz ise tekrar bir inceleme önerilmektedir.
Zollinger-Ellison sendromunun tedavisi
Zollinger-Ellison sendromlu hastalarda doz hastaya göre ayarlanmalıdır ve tedaviye klinik olarak endike olduğu sürece devam edilmelidir. Önerilen başlangıç dozu günlük 60 mg’dr. Şiddetli ve diğer tedavilere yeterli yanıt vermeyen tüm hastalar etkili bir şekilde kontrol edilmiştir ve % 90’dan fazla hasta günlük 20-120 mg ’da tutulmuştur. Dozlar günlük 80 mg ’ı aşarsa doz bölünmeli ve günde iki defa olarak verilmelidir.
Uygulama şekli:
DEMEPRAZOL kapsüllerin sabah, tercihen aç karnına ve bütün olarak yarım bardak su ile alınması önerilmektedir. Kapsüller çiğnenmemeli veya ezilmemelidir.
Yutma güçlüğü olan hastalar ve yarı katı gıda içebilen veya yutabilen çocuklar için Hastalar, kapsülü açıp içeriğini yarım bardak su ile yutabilir veya içeriği kısmen asidik bir sıvıya (örneğin meyve suyu, elma suyu veya gazsız su) ya da elma püresi içine karıştırarak da alabilirler. Hastaların bu dispersiyonu hemen (veya 30 dakika içerisinde) içmeleri ve ilacı içmeden hemen önce karıştırmalar ve yarım bardak su ile çalkalanarak tekrar içmeleri önerilmektedir.
Alternatif olarak hastalar kapsülü emebilir ve yarım bardak su ile pelletleri yutabilir. Enterik kaplı pelletler çiğnenmemelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez (Bkz. Bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda günlük 10-20 mg doz yeterli olabilir (Bkz. Bölüm 5.2). Pediyatrik popülasyon:
1 yaşından büyük ve > 10 kg olan çocuklarda Reflü özofajit tedavisi
GÖRH ’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisi Önerilen pozoloji aşağıdaki gibidir:
Yaş | Ağırlık | Pozoloji |
> 1 yaş | 10-20 kg | Günde bir defa 10 mg. Gerekirse doz günde bir defa 20 mg’a artırılabilir. |
> 2 yaş | >20 kg | Günde bir defa 20 mg. Gerekirse doz günde bir defa 40 mg’a artırılabilir. |
Reflü özofajit: Tedavi süresi 4-8 haftadır.
GÖRH ’de mide yanması ve asit regürjitasyonunun semptomatik tedavisi: Tedavi süresi 2-4 haftadır. Eğer semptom kontrolü 2-4 haftalık tedavi sonrasında yapılamamış ise hasta tekrar incelenmelidir.
4 vaşından büyük çocuklar ve adölesanlarda H. pylori ile ilişkili duodenum ülserinin tedavisi
Uygun kombinasyon tedavisi seçerken, bakteriyel direnç, tedavi süresi (en yaygın olarak 7 gün olup bazen 14 güne kadar sürebilir) ve antibakteriyel ajanların uygun kullanımı ile ilgili ulusal, bölgesel ve lokal kılavuzlar dikkate alınmalıdır.
Tedavi bir uzman tarafından uygulanmalıdır.
Önerilen pozoloji aşağıdaki gibidir:
Ağırlık | Pozoloji |
15-30 kg | İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 10 mg, DEMEPRAZOL amoksisilin 25 mg/kg vücut ağırlığı ve klaritromisin 7.5 mg/kg vücut ağırlığı |
31-40 kg | İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg DEMEPRAZOL 750 mg amoksisilin ve klaritromisin 7.5 mg/kg vücut ağırlığı |
>40 kg | İki antibiyotik ile kombinasyon: Bir hafta boyunca günde iki defa beraber alınan 20 mg DEMEPRAZOL 1 g amoksisilin ve 500 mg klaritromisin |
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekmez (Bkz. Bölüm 5.2).
Omeprazole, benzimidazol türevlerine veya formüldeki herhangi bir maddeye aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.
Diğer proton pompası inhibitörleri (PPİ ’ler) gibi omeprazol de nelfinavir ile birlikte kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).
Herhangi bir alarm belirtisinde (örn. önemli derecede istenmeyen kilo kaybı, tekrarlayan kusma, disfaji, hematemez veya melena) ve şüphelenilen ya da tanısı konmuş gastrik ülser vakalarında kötü huylu olması bertaraf edilmiş olmalıdır çünkü tedavi, semptomları hafifleterek tanıyı geciktirebilir.
Atazanavirin PPİ ’ler ile beraber kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5). Atazanavirin bir PPİ ile kombinasyonunun kaçınılmaz olduğuna karar verilirse, atazanavirin 400 mg’a kadar olan artan dozu ile 100 mg ritonavir kombinasyonunda yakın klinik izleme (örn. virüs yükü) önerilmektedir ve omeprazol 20 mg ’ı aşmamalıdır.
Tüm asit bloke eden tıbbi ürünlerde olduğu gibi omeprazol, hipo- veya aklorhidri nedeniyle B12 vitamini (siyanokobalamin) emilimini azaltabilir. Bu durum uzun süreli tedavide vücutlarındaki B12 vitamin deposu azalmış veya B12 vitamini emiliminde azalma riski olan hastalarda dikkate alınmalıdır.
Omeprazol bir CYP2C19 inhibitörüdür. Omeprazol ile tedaviye başlarken veya tedaviyi sonlandırırken, CYP2C19 yoluyla metabolize olan ilaçlar ile olası etkileşimler
değerlendirilmelidir. Klopidogrel ve omeprazol arasında bir etkileşim gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.5). Bu etkileşimin klinik ilişkisi belirsizdir. Bir önlem olarak, omeprazol ile klopidogrelin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
Hipomagnezemi:
PPİ ’ler ile en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi advers olaylar tetani, aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezemi tedavisi magnezyum replasmanını ve PPİ tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir. Uzun süre tedavi alması beklenen yada PPİ’leri digoksin gibi ilaçlar yada hipomagnezemiye neden olabilecek ilaçlarla (örn: diüretikler) birlikte alan hastalar için sağlık mesleği mensupları PPİ tedavisine başlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler. Kemik kırığı:
Yayımlanmamış çeşitli gözlemsel çalışmalar, PPİ tedavisinin kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPİ tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar tedavi edildikleri durum için uygun olan en düşük dozda ve en kısa süreli PPİ tedavisini almalıdırlar.
Gözlemsel çalışmalar, PPİ ’lerin genel kırık riskini %10-40 oranında artırabileceğini önermektedir. Bu artışın bir kısmı, diğer risk faktörlerinden olabilir. Osteoporoz riski olan hastalar, güncel klinik kılavuzlara göre tedavi edilmeli ve yeterli düzeyde D vitamini ve kalsiyum almalıdır.
Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerle etkileşimler:
Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanı incelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerini değerlendirmeden önce geçici olarak PPİ tedavisine ara vermeli ve eğer başlangıçtaki CgA düzeyleri yüksek ise testi tekrar etmelidirler. Eğer seri testler yapılıyorsa (örn. monitorizasyon için) testler arasındaki referans aralıkları değişebileceği için testler aynı laboratuarda yapılmalıdır.
Kronik hastalığı olan bazı çocukların, her ne kadar önerilmese de uzun süreli tedaviye ihtiyaçları olabilir.
PPİ ’ler ile tedavi, Salmonella ve Campylobacter gibi gastrointestinal enfeksiyon riskinde az da olsa bir artışa neden olabilir (Bkz. Bölüm 5.1).
Özellikle bir yıldan fazla olanlar olmak üzere tüm uzun süreli tüm tedavilerde olduğu gibi hastalar düzenli olarak kontrol altında tutulmalıdır.
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
Omeprazolün diğer ilaçların farmakokinetiğine etkisi pH’ya bağımlı absorpsiyona sahip ilaçlar
Omeprazol ile tedavi süresince intragastrik asiditedeki azalma pH’ya bağımlı absorpsiyona Sahip ilaçların emilimini arttırabilir veya azaltabilir.
Nelfinavir, atazanavir
Nelfinavir ve atazanavirin plazma seviyeleri, omeprazol ile eşzamanlı kullanımla azalır. Omeprazolün nelfinavir ile eşzamanlı kullanımı kontendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Omeprazolün (günde bir defa 40 mg) eşzamanlı kullanımı, ortalama nelfinavir maruziyetini yaklaşık % 40 oranında azaltmış ve farmakolojik olarak aktif metaboliti olan M8’in ortalama maruziyeti ise yaklaşık % 75-90 oranında azalmıştır. Etkileşim ayrıca CYP2C19 inhibisyonunu da içerebilir.
Omeprazolün atazanavir ile eşzamanlı kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 4.4). Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 40 mg) 300 mg atazanavir/100 mg ritonavir ile eşzamanlı kullanımı, atazanavir maruziyetinin % 75 oranında azalmasına neden olmuştur. Atazanavir dozunu 400 mg’a arttırmak da omeprazolün atazanavir maruziyeti üzerindeki etkisini ortadan kaldırmamıştır. Sağlıklı kişilerde omeprazolün (günde bir defa 20 mg) 400 mg atazanavir/100 mg ritonavir ile eşzamanlı kullanımı, günde bir kez 300 mg atazanavir/100 mg ritonavir ile karşılaştırıldığında atazantavir maruziyetinde yaklaşık % 30’luk bir azalma ile sonuçlanmıştır.
Digoksin
Sağlıklı kişilerde omeprazol (günlük 20 mg) ile digoksinin birlikte kullanılması digoksinin biyoyararlanımını %10 oranında artırmıştır. Digoksin toksisitesi nadiren raporlanmıştır. Fakat yaşlı hastalara yüksek dozla omeprazol verileceği zaman dikkat edilmelidir. Digoksinin terapötik ilaç izlemesi bu nedenle desteklenmelidir.
Klopidogrel
Sağlıklı kişilerde yapılan çalışma sonuçları, klopidogrel (300 mg yükleme dozu/75 mg günlük idame dozu) ile omeprazol (günlük ağızdan alınan 80 mg) arasında bir farmakokinetik/farmakodinamik etkileşim göstermiştir ve bu, klopidogrelin aktif metabolitine maruziyette ortalama % 46’llk bir azalma ve maksimum trombosit agregasyonu inhibisyonunda (ADP ile uyarılan) ortalama %16’lık bir azalma ile sonuçlanmıştır.
Önemli kardiyovasküler olaylar bakımından omeprazolün farmakokinetik/farmakodinamik etkileşiminin klinik uygulamaları ile ilgili tutarsız veriler, hem gözlemsel hem de klinik araştırmalarda raporlanmıştır. Bir önlem olarak, omeprazolün klopidogrel ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Diğer ilaçlar
Posakonazol, erlotinib, ketokonazol ve itakonazol emilimi önemli ölçüde azalmıştır, bu nedenle klinik etkinlik bozulabilir. Posakonazol ve erlotinibin eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
CYP2C19 ile metabolize olan ilaçlar
Omeprazol, omeprazolü metabolize eden ana enzim CYP2C19 ’nin orta dereceli inhibitörüdür. Bu nedenle CYP2C19 ile de metabolize olan eşzamanlı alınan etkin maddelerin metabolizması azalabilir ve bu ilaçlara olan sistemik maruziyet artar. Bu gibi ilaçlara örnek R-varfarin ve diğer K vitamini antagonistleri, silostazol, diazepam ve fenitoindir.
Silostazol
Omeprazolün, 40 mg dozda sağlıklı gönüllülere verildiği çapraz geçişli bir çalışmada, silostazolün Cmaks ve plazma-konsantasyon zaman eğrisi altında kalan alan (EAA) seviyelerini sırasıyla % 18 ve % 26 ve aktif metabolitlerinden birinin Cmaks ve EAA seviyelerini sırayla %29 ve %69 arttırdığı görülmüştür.
Fenitoin
Omeprazol tedavisine başladıktan sonra ilk iki hafta fenitoin plazma konsantrasyonunun izlenmesi önerilmektedir ve eğer fenitoin doz ayarlaması yapılmış ise, omeprazol tedavisi izlenmeli ve sonunda bir kez daha doz ayarlaması gereklidir.
Bilinmeyen mekanizma Sakinavir
Omeprazolün sakinavir/ritonavir ile eşzamanlı kullanımı, sakinavir plazma seviyelerinde yaklaşık %70 ’lik bir artışa neden olmuştur. HIV enfekte hastalarda bu durum iyi tolerabilite ile ilişkilidir.
Takrolimus
Omeprazolün eşzamanlı kullanımı, takrolimusun serum seviyelerini artırdığı raporlanmıştır. Böbrek fonksiyonu (kreatinin klirensi) ile birlikte takrolimus konsantrasyonlarını da yakından izlenmeli, gerekirse takrolimus dozu ayarlanmalıdır.
Metotreksat
PPİ ’ler ile beraber verildiği zaman metotreksat seviyelerinin bazı hastalarda arttığı raporlanmıştır. Yüksek dozda metotreksat uygulamasında geçici olarak omeprazole ara verilmesi düşünülmelidir.
Diğer ilaçların omeprazol farmakokinetiği üzerine etkisi CYP2C19 ve/veya CYP3A4 inhibitörleri
Omeprazol CYP2C19 ve CYP3A4 ile metabolize olduğundan CYP2C19 veya CYP3A4 ’ü inhibe ettikleri bilinen ilaçlar (klaritromisin ve vorikonazol gibi) omeprazolün metabolizma hızını azaltarak omeprazol serum seviyelerinde artışa neden olabilir. Eşzamanlı vorikonazol tedavisi, omeprazol etkisini iki kattan fazla arttırmıştır. Omeprazolün yüksek dozları iyi tolere edildiğinden genellikle omeprazol dozunun ayarlanması gerekmemektedir. Fakat şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda ve uzun süreli tedavi durumunda doz ayarlanması değerlendirilmelidir.
CYP2C19 ve/veya CYP3A4 indükleyicileri
CYP2C19 veya CYP3A4 veya her ikisini indüklediği bilinen ilaçlar (rifampisin ve St John’s wort gibi), omeprazolün metabolizmasını artırarak omeprazolün serum düzeylerinin azalmasına neden olabilir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C ’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda ve doğum kontrolü uygulayanlarda ilacın kullanımı yönünden özel bir öneri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Üç prospektif epidemiyolojik çalışma (1000’den fazla maruz kalma) sonuçları omeprazolün gebelik ya da fetüs/yenidoğanın sağlığı üzerinde zararlı bir etkisinin olmadığını göstermektedir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
DEMEPRAZOL gebelikte ancak anneye sağlayacağı faydalar fetüs için potansiyel risklere üstünse kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Omeprazol anne sütüne geçer, ancak terapötik dozlarda kullanıldığında çocuk üzerine etkisi olması beklenmez.
Üreme yeteneği/Fertilite
Üreme yeteneği / Fertilite üzerine etkisine dair çalışma yapılmamıştır.
olması . Bölüm
DEMEPRAZOL ’ün araç ve makine kullanma üzerinde herhangi bir etkisinin beklenmemektedir. Sersemleme ve görme bozuklukları gibi yan etkiler olabilir (Bkz 4.8). Bu etkilerin görüldüğü hastalar araç ve makine kullanmamalıdır.
En yaygın yan etkiler (hastaların % 1-10 ’unda), baş ağrısı, abdominal ağrı, konstipasyon, diyare, şişkinlik ve bulantı/kusmadır.
, görülme sıklığı ve Sistem Organ Sınıfına göre sınıflandırılmıştır. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000, < 1/100); seyrek (>1/10.000, < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Lökopeni, trombositopeni Çok seyrek: Agranülositoz, pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Hipersensitivite reaksiyonları örn. ateş, anjiyoödem, anafilaktik reaksiyon/şok Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Seyrek: Hiponatremi
Bilinmiyor: Hipomagnezemi; şiddetli hipomagnezemi hipokalsemiye neden olabilir.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Uykusuzluk
Seyrek: Ajitasyon, konfüzyon, depresyon
Çok seyrek: Agresyon, halüsinasyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Sersemleme, parestezi, somnolans Seyrek: Tat alma bozukluğu
Göz hastalıkları
Seyrek: Bulanık görme
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Vertigo
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Seyrek: Bronkospazm
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Abdominal ağrı, konstipasyon, diyare, şişkinlik, bulantı/kusma Seyrek: Ağız kuruluğu, stomatit, gastrointestinal kandidiyazis Bilinmiyor: Mikroskopik kolit
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde yükselme Seyrek: Sarılık eşlik eden veya etmeyen hepatit
Çok seyrek: Karaciğer yetmezliği, daha önce karaciğer hastalığı olan hastalarda ensefalopati
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Dermatit, kaşıntı, döküntü, ürtiker Seyrek: Alopesi, fotosensitivite
Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (TEN)
Kas, iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Kalça, bilek veya omurga kırığı
Seyrek Artralji, miyalji
Çok seyrek: Kas zayıflığı
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Seyrek: İnterstisyel nefrit
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek: Jinekomasti
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın olmayan: Halsizlik, periferal ödem Seyrek: Aşırı terleme
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
Omeprazolün güvenliliği, 0 ila 16 yaşlarındaki asitle ilişkili hastalığı olan toplam 310 çocukta değerlendirilmiştir. 749 güne kadar şiddetli erozif özofajit için yapılan bir klinik araştırmada omeprazolün idame tedavisini alan 46 çocuktan elde edilen uzun süreli güvenlilik verileri kısıtlıdır. Advers etki profili genel olarak kısa ve uzun süreli tedavideki yetişkinlerde olduğu gibidir. Ergenlik ve gelişme döneminde omeprazol tedavisinin etkileri hakkında uzun süreli veriler bulunmamaktadır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 314 0008; faks: 03122183599)
İnsanlarda omeprazolün doz aşımı etkileri hakkında bilgi kısıtlıdır. Literatürde, 560 mg’a kadar olan dozlar tarif edilmiş ve 2.400 mg omeprazole (önerilen klinik dozun 120 katı) varan tek oral dozlarla ilgili nadir bildirimler bulunmaktadır. Bulantı, kusma, sersemleme, abdominal ağrı, diyare ve baş ağrısı bildirilmiştir. Ayrıca apati, depresyon ve konfüzyonun tek başına tarif edildiği vakalar da vardır.
Tanımlanan semptomlar geçicidir ve ciddi bir sonlanım bildirilmemiştir. Eliminasyon hızı (birinci derece kinetiği) doz artışı ile değişmemiştir. Tedavi gerekirse semptomatiktir.