DOSTINEX 0.5 mg 8 bölünebilir tablet Klinik Özellikler
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 15 September 2020 ]
Pfizer İlaçları Ltd.Şti.
[ 15 September 2020 ]
Fizyolojik laktasyon inhibisyonu/supresyonu
DOSTINEX, doğumdan hemen sonra fizyolojik laktasyonun inhibisyonu için ve emzirme devam ediyorsa emzirmenin baskılanması amacıyla kullanılmaktadır:
Doğum sonrası anne bebeğini emzirmek istemezse veya anneye veya bebeğe bağlı tıbbi
nedenlerden ötürü emzirmesi kontrendike ise.
Fizyolojik laktasyon inhibisyonu/supresyonu
Laktasyon inhibisyonu için kabergolin doğum sonrası ilk gün uygulanmalıdır. Önerilen terapötik doz 1 mg (iki adet 0,5 mg tablet) tek dozdur.
Devam etmekte olan emzirmenin baskılanması için önerilen terapötik dozaj rejimi iki gün boyunca 12 saatte bir 0,25 mg (yarım 0,5 mg tablet) uygulamadır (1 mg toplam doz). Kanıtlara göre, laktasyonu baskılamak isteyen kadınlarda, advers olayların, özellikle de hipotansif belirtilerin insidansı daha düşük olduğundan bu dozaj rejimi, tek doz rejiminden daha iyi tolere edilmektedir.
Hiperprolaktinemik bozuklukların tedavisi
Kabergolin önerilen başlangıç dozu, bir hafta için toplam 0,5 mg'dır. Bu doz, haftada bir defa tek doz olarak ya da haftada iki defa (örn. Pazartesi ve Perşembe) (0,5 mg'lık tabletin yarısı) olarak verilebilir. Optimal bir terapötik yanıt elde edilene kadar, tercihen bir aylık zaman aralıklarında, her hafta 0,5 mg ilave edilerek haftalık doz yükseltilmelidir. Terapötik doz, çoğunlukla haftada 1 mg'dır ancak bu haftalık doz 0,25 mg ile 2 mg arasında değişir. Hiperprolaktinemik hastalarda haftada 4.5 mg'a varan kabergolin dozları uygulanabilir.
Maksimum doz günde 3 mg'ı aşmamalıdır.
Haftalık doz uygulaması, hastanın tolerabilitesine göre, haftada bir defa tek doz olarak ya da iki veya daha fazla dozlara bölünerek uygulanabilir. Şimdiye kadar, 1 mg'dan daha yüksek haftalık tek dozun tolerabilitesi sadece birkaç hastada incelenmiş olduğundan, haftada 1 mg'dan daha yüksek dozların alınması durumunda, haftalık dozun birkaç defalık dozlara bölünerek verilmesi tavsiye edilir.
Hastalar, terapötik yanıt veren en düşük dozu belirlemek amacıyla, doz artırımı süresince değerlendirmeye alınmalıdır. Etkili terapötik doz tespit edildikten sonra, serum prolaktin düzeyinin normal değerlere ulaşması, çoğunlukla 2 ile 4 haftalık bir süre aldığından, serum prolaktin düzeylerinin, aylık dönemler halinde kontrol edilmesi tavsiye edilir.
Kabergolin kullanımı bırakıldıktan sonra, hiperprolaktineminin genellikle tekrarladığı gözlenmiştir. Ancak, bazı hastaların prolaktin düzeylerinde birkaç ay süreklilik gösteren baskılanma gözlenmiştir. Takip edilen çoğu kadında, ilaç sonlandırıldıktan sonra, ovulatuar sikluslar en az 6 ay daha devam etmiştir.
DOSTINEX oral yolla uygulanır. Klinik çalışmalarda DOSTINEX genellikle yemekle uygulandığından ve bu bileşik sınıfının tolerabilitesi yemeklerle arttığından dolayı, tüm terapötik endikasyonlarda DOSTINEX'in yemeklerle birlikte uygulanması önerilmektedir.
DOSTINEX ile uzun süreli tedavi gören ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda düşük dozlar kullanılmalıdır. Normal gönüllüler ve daha düşük derecede hepatik yetmezliği olan gönüllülere kıyasla, tek 1 mg doz alan, şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf C) olan hastalarda EAA' da artış görülmüştür.
Böbrek yetmezliğinde DOSTINEX farmakokinetiği değişmez, bu sebeple doz ayarlamasına
gerek yoktur.
DOSTINEX'in güvenlilik ve etkililiği 16 yaşından küçük hastalarda saptanmamıştır.
Mevcut önerilen kabergolin endikasyonları nedeniyle yaşlılarda deneyim kısıtlıdır. Mevcut
veriler herhangi bir özel riske işaret etmemektedir.
Herhangi bir ergot alkaloidine, kabergoline ya da bölüm 6.1 kısmında listelenen
Geçmişinde pulmoner, perikardiyal ya da retroperitoneal fibrotik hastalık öyküsü.
Kabergolin, karaciğer yetmezliği ve gebelik toksemisi olan hastalarda kontrendikedir. Kabergolin, antipsikotik ilaçlarla birlikte uygulanmamalı veya lohusa psikozu öyküsü olan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Uzun süreli tedavide; tedavi öncesi ekokardiyogramda kardiyak valvülopati kanıtı
varsa (Bkz. Bölüm 4.4).
Genel:
Kabergolinin böbrek ve karaciğer hastalığı olan hastalarda güvenliliği ve etkililiği henüz kanıtlanmamıştır. Diğer ergot türevlerinde olduğu gibi; ciddi kardiyovasküler hastalığı, Raynaud sendromu, renal yetmezliği, peptik ülseri ya da gastrointestinal kanaması olan veya özellikle ciddi psikotik, mental bozukluk hikayesi olan kişilerde kabergolin dikkatle kullanılmalıdır. Hastalar eş zamanlı psikoaktif ilaç alırken, özel dikkat gösterilmelidir.
Semptomatik hipotansiyon, herhangi bir endikasyonda kabergolin uygulaması sırasında gözlenebilir. Kan basıncını düşürdüğü bilinen diğer ilaçlarla birlikte kabergolin uygulanırken dikkatli olunmalıdır.
Kabergolinin genel tolerabilitesi üzerine alkolün etkileri henüz bilinmemektedir.
Kabergolin kullanmaya başlamadan önce hamilelik söz konusu olmamalı ve tedavi bitiminden sonra da en az bir ay hamile kalınmaması gerekmektedir.
Hepatik yetmezlik:
Kabergolin ile uzun süreli tedavi gören ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda düşük dozlar kullanılmalıdır. Normal gönüllüler ve daha düşük derecede hepatik yetmezliği olan gönüllülere kıyasla, tek 1 mg doz alan, şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf C) olan hastalarda EAA' da artış görülmüştür.
Postüral hipotansiyon:
Postüral hipotansiyon, kabergolin uygulamasını takiben görülebilir. Kan basıncını düşürdüğü bilinen diğer ilaçlarla birlikte kabergolin uygulanırken dikkatli olunmalıdır.
Somnolans /Ani uyku başlangıcı:
Kabergolin somnolansa yol açmaktadır. Dopamin agonistleri Parkinson hastalarında ani uyku başlangıcı ile ilişkili olabilir. Günlük aktiviteler sırasındaki ani uyku başlangıcı, bazı durumlarda hiçbir uyarı belirtisi veya farkındalık olmadan, yaygın olmayan şekilde rapor edilmiştir.
Hastalar, bu durum hakkında bilgilendirilmeli ve onlara, kabergolin ile tedavi sırasında araç veya makine kullanırken dikkat etmeleri önerilmelidir. Somnolans ve/veya ani uyku başlangıcı epizodu yaşayan hastalar, araç veya makine kullanmaktan kaçınmalıdır. Ayrıca, dozaj azaltımı veya tedavinin sonlandırılması da düşünülebilir (Bkz. Bölüm 4.7).
Dürtü kontrol bozuklukları:
Hastalar dürtü kontrol bozukluklarının gelişimi açısından düzenli takip edilmelidir. DOSTINEX'in de dahil olduğu dopamin agonistleri ile tedavi edilen hastalarda patolojik kumar oynama, libido artışı, hiperseksüalite, kompülsif harcama veya satın alma, aşırı ve kompülsif yemek yemeyi içeren dürtü kontrol bozukluklarının davranışsal semptomlarının oluşabileceği konusunda hastalar ve hasta yakınları bilgilendirilmelidir. Bu semptomlar gelişirse doz azaltılması / dozu azaltarak tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.
Fizyolojik laktasyon inhibisyonu/supresyonu:
Diğer ergot türevleriyle olduğu gibi, potansiyel fayda olası riskten daha fazla olmadığı takdirde, gebelik kaynaklı hipertansiyon, mesela preeklampsi veya post-partum hipertansiyon durumunda kabergolin kullanılmamalıdır.
Laktasyonun inhibisyonu için kabergolin ile tedavi edilen doğum sonrası dönemdeki kadınlarda hipertansiyon, miyokardiyal enfarktüs, nöbetler, inme veya psikiyatrik bozukluklar gibi ciddi advers olaylar bildirilmiştir. Bazı hastalarda nöbet veya felç gelişmesinden önce şiddetli baş ağrısı ve/veya geçici görme bozuklukları görülmüştür. Tedaviden sonra kan basıncı dikkatleizlenmelidir. Hipertansiyonu düşündüren göğüs ağrısı, şiddetli, progresif veya aralıksız baş ağrısı (görme bozukluğu olan veya olmayan) veya merkezi sinir sistemi toksisitesi belirtisi gelişirse, kabergolin kesilmeli ve hasta derhal değerlendirilmelidir.
Kabergolin ile yapılan post-partum çalışmalarda, kan basıncındaki düşüşler çoğunlukla asemptomatiktir ve sıklıkla bir kez, tedaviden sonraki 2-4 gün içinde gözlenmiştir. Lohusa döneminde ilaç tedavisinden bağımsız olarak kan basıncı düşüşleri sıklıkla görüldüğünden, kabergolin uygulaması sonrasında gözlenen kan basıncındaki düşüşlerin çoğunun ilaçtan kaynaklanmadığı düşünülmektedir. Ancak, özellikle kabergolin kullanmaya başladıktan sonraki ilk günlerde kan basıncının periyodik olarak izlenmesi önerilir.
Emziren kadınlarda emzirmenin baskılanması amacıyla kullanıldığında olası postüral hipotansiyonun önlenmesi için tek doz 0,25 mg kabergolin dozu aşılmamalıdır. (Bkz. Bölüm 4.2). Emzirmenin baskılanması için tek doz 0,5 mg kabergolinin etkinlik ve tolerabilitesini inceleyen bir klinik çalışmaya göre, 0,5 mg tek doz uygulandığında yan etki riski bu endikasyonda yaklaşık ikiye katlamaktadır.
Hiperprolaktinemik bozuklukların tedavisi:
Amenore/galaktore ile hiperprolaktinemi ve infertilite, hipofiz tümörleri ile ilişkili olabileceğinden, kabergolin tedavisi başlatılmadan önce hipofiz iyice incelenmelidir.
Kabergolin hiperprolaktinemik hipogonadizmli kadınlarda ovülasyonu ve fertiliteyi onarır. Menstrüasyon yeniden başlamadan önce gebelik oluşabileceğinden, amenoreik dönem
sırasında en azından her dört haftada bir gebelik testinin yapılması önerilir ve
menstrüasyon yeniden başladığında her bir menstrüasyon süresi en az üç gün gecikir. Gebe kalmak istemeyen kadınlara, tedavi süresince ve kabergolin kullanımı bırakıldıktan sonra, anovülasyon yeniden oluşana kadar mekanik kontrasepsiyon yöntemleri kullanmaları önerilir. Önleyici tedbir olarak, gebe kalan kadınlar hipofiz büyümesi belirtileri açısından takip edilmelidir zira gestasyon sırasında önceden mevcut hipofiz tümörleri genişleyebilir.
Kabergolin uygulanmadan önce gebelik olasılığı ortadan kaldırılmalıdır. Klinik deneyim henüz kısıtlı olduğundan ve ürünün yarı ömrü uzun olduğundan, önleyici tedbir olarak önerildiği üzere, gebelik planlandığı takdirde, kabergolin tedavisi bitiminden sonra düzenli ovulatuar döngü başladığında en az bir ay hamile kalınmaması gerekmektedir. Tedavi sırasında gebelik oluştuğunda kabergolin uygulaması kesilmelidir. Önleyici tedbir olarak, gebe kalan kadınlar hipofiz büyümesi belirtileri açısından takip edilmelidir zira gestasyon sırasında önceden mevcut hipofiz tümörleri genişleyebilir.
Uzun süreli olarak kabergolin alan hastalar için servikal ve endometriyal sitoloji dahil, düzenli jinekolojik değerlendirme önerilmektedir.
Fibroz ve kardiyak valvülopati ve ilişkili olması muhtemel klinik fenomenler
Kabergolin gibi serotonin 5HT2B reseptör agonisti ergot türevlerinin uzun süreli kullanımından sonra plörezi, plevral efüzyon, plevral fibroz, pulmoner fibroz, perikardit, perikardiyal efüzyon, bir veya birden fazla kapağı (aortik, mitral, triküspid) içeren kardiyak valvülopati veya retroperitoneal fibroz gibi fibrotik ve serozal enflamatuvar bozukluklar ortaya çıkmıştır. Bazı vakalarda, kabergolinin kesilmesinden sonra kardiyak valvülopatinin semptomları veya belirtileri iyileşmiştir.
Plevral efüzyon/fibrozisle ilişkili olarak eritrosit sedimantasyon hızında (ESH) anormal bir artış görülmektedir. Eğer ESH değerlerinde açıklanamayan bir artış mevcutsa, bir göğüs röntgeni çekilmesi önerilir.
Valvülopati, kümülatif dozlarla ilişkilendirildiği için hastalar etkili en düşük doz ile tedavi edilmelidir. Her vizitte, hastanın kabergolin tedavisine devamının uygunluğu için, kabergolin tedavisinin risk-yarar profili yeniden değerlendirilmelidir.
Uzun süreli tedaviye başlamadan önce:
Tüm hastalar potansiyel asemptomatik valvüler hastalık olasılığını saptamak için ekokardiyogram dahil kardiyovasküler değerlendirmeye tabi tutulmalıdır. Ayrıca, tedaviye başlamadan önce eritrosit sedimantasyon hızı veya diğer enflamatuvar
markerler, akciğer fonksiyonu/göğüs röntgeni ve böbrek fonksiyonlarının bazal değerlendirmesini yapmak da uygundur. Valvüler regürjitasyonu olan hastalarda, kabergolin tedavisinin altta yatan hastalığı kötüleştirip kötüleştirmeyeceği bilinmemektedir. Fibrotik valvüler hastalığın tespit edilmesi durumunda, hasta kabergolin ile tedavi edilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
Uzun süreli tedavi sırasında:
Fibrotik bozukluklarda sinsi başlangıç bulunabilir ve hastalar, progresif fibrozisin olası belirtileri açısından düzenli olarak izlenmelidir. Bu nedenle, tedavi sırasında aşağıdakilerin belirti ve semptomlarına dikkat edilmelidir:
Dispne, nefes darlığı, sürekli öksürük veya göğüs ağrısı gibi pleuro-pulmoner hastalık.
Erken lohusalık döneminde diğer ilaçlarla, özellikle de ergot alkoloitleriyle birlikte kullanımı, kabergolinin etkililiğini ve güvenliliğini değiştirecek tespit edilebilir etkileşimlerle ilişkilendirilmemiştir.
Kabergolin ve diğer ergot alkaloitleri arasında olası etkileşimlere ilişkin herhangi bir bilgi mevcut değildir. Bu nedenle, bu ilaçların uzun süreli tedavide kabergolin ile birlikte kullanımı önerilmez.
Kabergolin, terapötik etkisini dopamin reseptörlerini doğrudan uyararak gösterdiğinden, prolaktin düşürücü etkisini azaltabilecek dopamin antagonisti etkinliği olan ilaçlarla (fenotiazinler, butirofenonlar, tioksantenler, metoklopramid) birlikte kullanılmamalıdır.
Diğer ergot türevleriyle olduğu gibi, kabergolinin sistemik biyoyararlanımını artabileceğinden, makrolit antibiyotiklerle (örn. eritromisin) birlikte kullanılmamalıdır.
Gebelik kategorisi: B
Kabergolin için gebelik sırasında kullanıma ilişkin yeterli ve iyi-kontrollü çalışma yoktur. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar teratojenik etki göstermemiştir, ancak farmakodinamik etkinlikle ilişkili fertilite azalması ve embriyo-toksisite gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 5.3).
Gebelik sonuçları üzerinde kabergolin etkisini inceleyen on iki yıllık gözlemsel bir çalışmada, 256 gebelikten bilgi edinilmiştir. 256 gebelikten 17 tanesinde (yüzde 6.6) majör konjenital malformasyonlar veya düşük oluşmuştur. 258 bebekten 23 tanesinde hem majör hem minör toplam 27 neonatal anormallik vardır. Kas iskelet malformasyonları en yaygın neonatal anormalliktir (10), bunu kardiyopulmoner anormallikler takip etmektedir (5). İntrauterin kabergoline maruz kalan bebeklerin uzun vadeli gelişimi veya perinatal bozukluklar üzerine bilgi yoktur. Yakın dönemde yayınlanan literatüre göre, genel popülasyonda majör konjenital malformasyon prevalansı yüzde 6,9 veya daha fazladır. Konjenital anormallik oranları farklı popülasyonlarda değişiklikler göstermektedir. Hiç kontrol grubu bulunmadığından riskin artıp artmadığını tam olarak belirlemek mümkün değildir.
Kabergolin gebelikte eğer sadece gerçekten gerekiyorsa, dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesinden sonra kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Sıçanlarda, kabergolin ve/veya metabolitleri süte geçmektedir. İnsanlarda anne sütüne geçişiyle ilgili bilgi bulunmamakla birlikte, kabergolin ile laktasyonun inhibisyonunda/baskılanmasında başarısız olunması durumunda lohusa kadınların emzirmemeleri önerilmelidir. Emzirmeyi önlediğinden, bebeklerini emzirmek isteyen hiperprolaktinemik bozukluklu annelere kabergolin verilmemelidir.
İlacın uzun yarı ömrü ve rahim içi maruziyete dair bilgilerin kısıtlı olması nedeniyle, gebe kalmayı planlayan kadınlar döllenmeden bir ay önce kabergolini kesmelidir. Eğer tedavi sırasında döllenme gerçekleşirse,ilacın fetalmaruziyetinin kısıtlanması için gebelik doğrulanır doğrulanmaz tedavi kesilmelidir.
Hastalar tedavi başlangıcında hızlı ve net reaksiyon gerektiren aktiviteler yaparken
dikkatli olmalıdır.
Kabergolin uygulamasının ilk günlerinde, hastalar, araç ya da makine kullanma gibi hızlı
ve titiz aktiviteler konusunda uyarılmalıdır.
Kabergolin ile tedavi edilen ve somnolans gösteren hastalar, bu tür nükseden epizotlar ve uyku hali geçene kadar, dikkat azalmasının kendilerini ve başkalarını yaralanma veya ölüm riskine atabileceği aktivitelerden (örn. makine kullanımı) veya araç kullanmaktan kaçınmaları gerektiği konusunda bilgilendirilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Advers olaylar genellikle dozla ilişkilidir. Dopaminerjik ilaçlara toleransı olmadığı bilinen hastalarda, DOSTINEX ile tedaviye düşük dozlarda (örn. haftada bir kez 0,25 mg) başladıktan sonra, terapötik aralığa ulaşana dek giderek dozu artırmak suretiyle yan etkiler azaltılabilir. Sürekli ya da ciddi yan etkiler söz konusu olduğunda, dozun geçici olarak azaltılmasını takiben, daha seyrek aralıklarla dozu artırma (örn. dozun iki haftada bir 0,25 mg artırılması şeklinde) yoluyla tolerabilite artırılabilir.
DOSTINEX tedavisi sırasında aşağıdaki yan etkiler, aşağıdaki sıklık sırasıyla gözlenmiş ve bildirilmiştir: çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100- <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000- ≤1/100); seyrek (≥1/10.000- ≤1/1.000); çok seyrek (≤1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden tahmin edilemiyor).
Yaygın olmayan : Hipersensitivite reaksiyonu
Yaygın : Depresyon Yaygın olmayan : Artmış libido
Bilinmiyor : Agresyon, delüzyon, hiperseksüalite, patolojik kumar, psikotik bozukluk, halüsinasyonlar
Çok yaygın : Baş ağrısı*, baş dönmesi/vertigo* Yaygın : Somnolans
Yaygın olmayan : Geçici hemianopsia, senkop, parestezi
Bilinmiyor : Ani uyku başlangıcı, tremor
Bilinmiyor : Görme bozukluğu
Çok yaygın : Valvülopati (regürjitasyon dahil) ve ilgili bozukluklar (perikardit ve perikardiyal efüzyon)
Yaygın olmayan : Palpitasyon Bilinmiyor : Angina pektoris
Yaygın : Kabergolin genellikle uzun vadede hipotansif etki yaratır; postüral
hipotansiyon, sıcak basmaları** Yaygın olmayan : Dijital vazospazm, bayılma
Yaygın olmayan : Dispne, plevral efüzyon, fibrozis, (pulmoner fibrozis dahil), epistaksis
Çok seyrek : Plevral fibrozis
Bilinmiyor : Solunum bozukluğu, solunum yetmezliği, plevrit, göğüs ağrısı
Çok yaygın : Bulantı*, dispepsi, gastrit, karın ağrısı* Yaygın : Kabızlık, kusma**
Seyrek : Epigastrik ağrı
Bilinmiyor : Hepatik fonksiyon anormalliği
Yaygın olmayan : Döküntü, alopesi
Yaygın olmayan : Bacak krampları
Yaygın : Memede ağrı
Çok yaygın : Asteni***, halsizlik
Yaygın olmayan : Ödem, periferik ödem
Yaygın : Kan basıncında asemptomatik düşüşler (sistolik ≥20 mmHg ve
diyastolik ≥10
Yaygın olmayan : Amenoreli kadınlarda menstrüasyon sonrası ilk birkaç ayda
hemoglobin değerlerinde azalma gözlenmiştir.
Bilinmiyor : Kan kreatinin fosfokinaz artışı, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik
*hiperprolaktinemin bozuklukları için tedavi gören hastalarda çok yaygın; emzirme
inhibisyonu/supresyonu için tedavi gören hastalarda yaygın
** hiperprolaktinemin bozuklukları için tedavi gören hastalarda yaygın; emzirme
inhibisyonu/supresyonu için tedavi gören hastalarda yaygın olmayan
*** hiperprolaktinemin bozuklukları için tedavi gören hastalarda çok yaygın; emzirme
inhibisyonu/supresyonu için tedavi gören hastalarda yaygın olmayan
Dürtü kontrol bozuklukları
DOSTINEX dahil dopamin agonistleriyle tedavi edilen hastalarda, patolojik düzeyde kumar oynama, libido-artışı, hiperseksüalite, kompülsif harcama veya satın alma, aşırı ve kompülsif yemek yeme oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers
reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TUFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
(www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35
99).
Doz aşımı semptomları, muhtemelen dopamin reseptörlerinin aşırı uyarılması sonucu oluşmaktadır. Bu semptomlar; bulantı, kusma, gastrik şikayetler, postüral hipotansiyon, konfüzyon/ psikoz veya halüsinasyonlardır.
Emilmemiş ilacın vücuttan atılmasına ve gerekirse kan basıncının muhafaza edilmesine yönelik destekleyici önlemler alınmalıdır. Ayrıca dopamin antagonisti ilaçların verilmesi tavsiye edilebilir.