FLUREND %0.25 gargara Farmakolojik Özellikler
Santa Farma İlaç Sanayi A.Ş.
[ 31 January 2014 ]
Santa Farma İlaç Sanayi A.Ş.
[ 31 January 2014 ]
Farmakoterapötik grup: Boğaz preparatları ATC kodu: R02AX01
FLUREND, antiinflamatuar, analjezik ve antipiretik etki gösteren nonsterdidal bir antienflamatuvar ilaç olan flurbiprofen içerir. Flurbiprofenin etki mekanizması, diğer nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlarda olduğu gibi tamamen anlaşılmamış olup, prosjoglandin sentetaz inhibisyonuyla ilgili olduğu düşünülmektedir.
Diğer NSAİ ilaçlarla olduğu gibi; flurbiprofen, vücut dokularında COX-l v izoenzimleri dahil olmak üzere siklooksijenazı (COX) inhibe ederek prostoglandin inhibe eder. Flurbiprofen, en güçlü prostoglandin inhibitör aktivite gösteren NSAİ i! biridir.
COX-2
sentezini
Genel Özellikler
Emil im:
Flurbiprofen pasif difuzyonal mekanizma yoluyla bukal olarak absorbe edilir. Bukal nembran esas itibariyle bir lipid membrandır ve flurbiprofen yüksek lipid çözünürlüğü nedeniyle, bukal mukozadan kolayca geçer. Flurbiprofen zayıf asittir ve bunun sonucu olarak da abıj orbsiyon oranlan pH değişkenlidir.
Flurbiprofen, antiinflamatuar etkisinden dolayı periodontal hastalıkların tedavicinde ve önlenmesinde kullanılır. Lokal olarak ağza uygulandığında etkisi lokal olacağından, yüksek sistemik konsantrasyon gerekmemektedir. Bu endikasyon için bukal olarak zayıf abşorbsiyon istenir.
FLUREND gargara haricen kullanılan lokal etkili bir ilaçtır. Bu nedenle tarife uygun kullanımında yutulmaması gerekir. FLUREND gargara kullanımında anlamlı bir sistemik etki beklenmez. Bununla birlikte, flurbiprofenin oral yolla kullanılan 50-100 mg’ljLk tedavi dozlarına aşağıdaki farmakokinetik özellikler bulunur:
Da&ılım:
Yaklaşık 1,5- 2 saat içinde plazma doruk seviyelerine ulaşır. Hem R- hem de S- flurbiprofenin görünen dağılım hacmi (Vz/F) yaklaşık 0.12 L/kg’dır. Her iki flurbiprofen enanti 3meri de %99’un üzerinde bir oranla albumin başta olmak üzere plazma proteinlerine bağlanır. Plazma proteinlerine bağlanma, tavsiye edilen dozlarla elde edilen tipik ortalama kararlı durum konsantrasyonlarında (<10 pg/ml) nispeten sabittir.
Biyotransformasvon:
İnsan plazması ve idrarında çok sayıda flurbiprofen metaboliti saptanmıştır. Bu mel, arasında, flurbiprofenin iki Önemli metaboliti [(2-(2-floro-4-hidroksi-4-bifenil)] v floro-3-hidroksi-4-metoksi-4-bifenil)], ayrıca 4,-hidroksi-flurbiprofen, 3’,4’-flurbiprofen, 3’-hidroksi-4’-metoksi-flurbiprofen, bunların konjugatları ve flurbiprofen yer almaktadır. Diğer arilpropiyonik asit türevlerinin (örneğin, ibuprofeh) R-flurbiprofenin S-flurbiprofene metabolize olması minimal düzeyde gerçekleşin Yapılan in vitro çalışmalar, sitokrom P450 2C9’un flurbiprofenin ana metaboliti hidroksi-flurbiprofen’in metabolizmasında önemli bir rol oynadığını göstermiştir. 4’-flurbiprofen metaboliti, hayvan enflamasyon modellerinde çok az antienflamatuva1 göstermiştir. Flurbiprofen, metabolizmasını değiştiren enzimleri indükleme Bağlanmamış durumdaki flurbiprofenin plazma klerensi stereoselektif olmayıp aralıkta kullanıldığında flurbiprofenin klerensi bağımsızdır.
abolitler
[(2-(2-idroksi-konjuge aksine, ektedir, olan 4’-lidroksi-aktivite inektedir, terapötik
-di tı
Eliminasyon:
Eliminasyon yanlanma ömrü 3 ila 4 saat arasında değişir.
İlacm kullanımı sırasında flurbiprofenin % 3’ten azı değişmeden idrarla atılır ve idrarda elimine olan dozun yaklaşık % 70’ini ana ilaç ve metabolitleri oluşturur, %20’si serbest ve konjuge formda, yaklaşık % 50’si ise hidroksillenmiş metabolitleri halinde idrarla;vücuttan atılır. Renal eliminasyon flurbiprofen metabolitlerinin önemli bir eliminasyon yom olduğu için, orta veya şiddetli böbrek yetmezliği bulunan hastalarda, flurbiprofen metabolitlerinin birikimini Önlemek amacıyla doz ayarlaması yapmak gerekebilir. R- ve S-flurb profenin
ortalama terminal yan ömürleri (tVı) sırasıyla 4.7 ve 5.7 saat olup, birbirleriyle tjenzerdir. Çoklu doz uygulaması sırasında flurbiprofen birikimi çok az olmuştur.
Dogrusallık/doğrusal olmayan durum:
Klinik öncesi veriler, konvansiyonal güvenilirlik farmakolojisi, tekrarlanan doz tcksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel, üreme için toksisite araştırmalanna dayanarak insanlar için özel tehlike ortaya koymamıştır. Tavşan ve sıçanlarda gerçekleştirilen üreme çalışmalannda gelişim bozukluğu görülmemiştir. Ancak, hayvan çalışmaları her zaman insanlardaki yanıtı yansıtmayabilir. Gebe kadınlarda gerçekleştirilmiş yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar mevcut değildir.