GEMYSETIN SUKSINAT 1 gr IM/IV liyofilize enjektabl 1 flakon Klinik Özellikler
Deva Holding A.Ş.
[ 20 May 2011 ]
Deva Holding A.Ş.
[ 20 May 2011 ]
• S.typhi’nin sebep olduğu akut enfeksiyonlarda endikedir ancak tifo basili portörlerinin mutad tedavisinde tavsiye edilmez.
• Aşağıdaki mikroorganizmaların oluşturduğu ağır enfeksiyonlarda kullanılır.
Salmonella türleri
H. influenzae (özellikle menenjitte)
Rickettsia
Lymphogranuloma-psittacosis grubu
Gram negatif bakterilerin neden olduğu bakteriemi, menenjit ve diğer ciddi gram-negatif enfeksiyonlar.
Diğer antibiotiklere direnç gösteren ve kloramfenikole hassas olduğu tesbit edilen mikroorganizmaların neden olduğu mikroorganizmalar.
• Kistik fibroz
50 mg/kg/günlük dozunun eşit olarak 4’e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması duyarlı organizmalar üzerinde etkili olduğu 5-20 mikrogram/mL’lik serum konsantrasyonu sağlamaktadır. Tedavi süresince serum konsantrasyonunun bu aralıklarda tutulmasına özen gösterilmelidir.
Düşük dozlar bazı durumlar haricinde (öm. prematür bebekler, yeni doğanlar ve karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalar) belirtilen konsantrasyonlan sağlayamayabilir. Hastanın yakından takip edilmesi ve herhangi bir advers etki halinde klinik durum ile ilgili diğer faktörler uygunsa doz azaltılmalı veya ilaç kesilmelidir.
İntravenöz
50 mg/kg/günlük dozunun eşit olarak bölünerek 6 saat aralıklarla alınması duyarlı organizmalann büyük çoğunluğunun cevap verdiği serum konsantrasyonunu sağlamaktadır.
İntramüsküler
75 mg/kg/günlük dozunun eşit olarak bölünerek 6 saat aralıklarla alınması ile istenen serum seviyesine ulaşılmaktadır.
Kloramfenikol oral yoldan uygulandığında yeterli serum seviyesine ulaşıldığı için, kloramfenikolün oral dozaj şekli ile parenteral dozaj şekli mümkün olan en kısa sürede değiştirilmelidir.
En az bir dakikalık aralıklarla uygulanan %10’luk (100 mg/mL) çözelti halinde intravenöz olarak uygulanması tavsiye edilmektedir (bkz. Bölüm 6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler).
Erişkinler, 50 mg/kg/gün dozu bölünmüş dozlar şeklinde 6 saat aralıklarla almalıdır. İstisnai durumlarda, orta derecede dirençli organizmalara bağlı enfeksiyonu olan hastalarda patojeni inhibe eden serum seviyesine ulaşmak için dozun 100 mg/kg/gün’e kadar arttmlması gerekebilir. Ancak, bu yüksek doz mümkün olan en kısa sürede azaltılmalıdır.
Uygulama şekli:
GEMYSETİN SÜKSİNAT intravenöz kullanım içindir.
İntramüsküler uygulama etkili olmayan daha düşük serum seviyeleri ile sonuçlanmaktadır. İntramüsküler uygulama yolu, oral doz uygulama yolunun mümkün olmadığı ve intravenöz uygulama yolunun mümkün veya uygulanabilir olmadığı hastalar ile sımrlandınlmalıdır. İntramüsküler yolla uygulanması halinde, süksinatın önerilenden daha fazla dozu göz önünde bulundurulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği veya böbrek yetmezliği ile eş zamanlı karaciğer yetmezliği olan erişkinlerde ilacın metabolizması ve atılımı azalabilir.
Kloramfenikolün metabolizmasında yapısal veya fonksiyonel sorunlann varlığında doz ayarlanması gereklidir.
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan pediyatrik hastalarda ilaç organizmada birikebilir. Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği veya karaciğer yetmezliği ile eş zamanlı böbrek yetmezliği olan erişkinlerde ilacın metabolizması ve atılımı azalabilir.
Kloramfenikolün metabolizmasında yapısal veya fonksiyonel sorunlann varlığında dozun ayarlanması gereklidir.
Karaciğer yetmezliği olan pediyatrik hastalarda ilaç organizmada birikebilir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalar:
50 mg/kg/gün dozunun eşit olarak 4’e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması duyarlı organizmalann çoğunluğuna karşı etkilidir. Şiddetli enfeksiyonlarda (örn. bakteriyemi veya menenjit), serebrospinal sıvıda yeterli ilaç düzeyinin sağlanması için doz 100 mg/kg/gün’e çıkanlanbilir. Ancak dozun mümkün olan en kısa sürede 50 mg/kg/gün’e indirilmesi önerilmektedir.
Yeni doğan:
Toplam 25 mg/kg/günlük dozun eşit olarak 4’e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması ilacın endike olduğu enfeksiyonlan kontrol etmek için gerekli serum ve doku konsantrasyonunu sağlar ve tedaviyi sürdürmekte genellikle yeterlidir. Bütün prematür yeni doğanlar ve iki haftadan daha küçük olan termde yeni doğanlarda serum konsantrasyonlan diğer infantlardan farklılık gösterebildiğinden bu doz önerileri son derece önemlidir (bkz. Bölüm
4.2-Metabolik Yolaklan İmmatür Pediyatrik hastalar). Bu farklılıklar karaciğer ve böbrek fonksiyonlannda olan immatüriteye bağlıdır.
Bu hastalarda daha yüksek dozlar yalnız şiddetli enfeksiyonlarda ve kloramfenikolün etkili olduğu serum konsantrasyonunun sağlanması için verilebilir. İki haftadan sonra yeni doğanlar için toplam 50 mg/kg/günlük doz eşit olarak 4’e bölünerek 6 saat aralıklarla alabilirler.
Eğer metabolik fonksiyonlan immatür ise ilacın devam eden uygulamalannda serum konsantrasyonlannda artma görülmektedir, (bkz. Bölüm 4.4).
Metabolik yolaklan immatür pediyatrik hastalar:
İnfantlarda ve metabolik fonksiyonlannın immatür olduğundan şüphelenilen diğer pediyatrik hastalarda 25 mg/kg/günlük doz, genellikle ilacın terapötik serum konsantrasyonunu sağlamaktadır. Bu hastalarda serum ilaç konsantrasyonu mümkün olan analitik yöntemler (ör. mikrobiyolojik) ile dikkatlice takip edilmelidir.
Geriyatrik popülasyon:
Hematolojik Etkiler
Kloramfenikol uygulamasından sonra, ciddi ve fatal diskrazilerin (aplastik anemi, hipoplastik anemi, trombositopeni, granülositopeni ve kemik iliği depresyonu) meydana geldiği bilinmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Buna ek olarak, kloramfenikol ile ilişkili olan ve sonrasında lösemi gelişen aplastik anemi bildirimleri de bulunmaktadır. Kan diskrazileri, kloramfenikolün uzun süreli tedavileri dışında kısa süreli tedavileri ile de oluşabilmektedir. Aynca yüksek doz veya tekrarlanan tedavilerde de oluşabilmektedir. Kloramfenikol, daha az riskli ilaçlann etkili olduğu durumlarda kullanılmamalıdır.
Kloramfenikol tedavisi esnasında hematolojik fonksiyonlann yakından takip edilmesi gereklidir. Hematolojik izlemler lökopeni, retikülositopeni veya granülositopeni gibi erken dönem periferal hematolojik değişimleri geri dönüşümsüz olmadan önce belirleyebilirken, aplastik aneminin gelişmesinden önce meydana gelen kemik iliği depresyonunu tespit etmekte yeterli güvenceyi vermemektedir. Kan elementlerinde zararlı bir bulgu, tedavinin hemen kesilmesinde bir göstergedir.
Uygun laboratuar tetkikleri ve klinik gözlemlerin yapılabilmesi için tedavi esnasında hastalann hastaneye yatmlması istenir.
Tedavi öncesinde hematolojik tetkikler yapılmalı ve tedavi boyunca yaklaşık iki günde bir tekrarlanmalıdır. Retikülositopeni, lökopeni, trombositopeni, anemi veya kloramfenikole bağlı diğer hematolojik bulguların ortaya çıkması halinde ilaç kesilmelidir. Ancak, bu tetkikler daha sonra ortaya çıkması muhtemel geri dönüşümsüz kemik iliği depresyonunun tespitini sağlamamaktadır.
Eğer mümkünse ilacın tekrarlanan uygulamalarından kaçınılmalıdır. Tedavisinde kullanıldığı hastalığın önemsiz derecede ya da hiç nüks riski içermemesi durumunda tedavi için gereken süreden daha uzun uygulamadan kaçınılmalıdır.
Kemik iliği depresyonuna neden olabilecek diğer ilaçlar ile eşzamanlı tedaviden kaçınılmalıdır.
Karaciğer veva Böbrek Yetmezliği
İnfantlarda, immatür metabolik yolaklardan kaynaklanan durum dahil, karaciğer veya böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalara tavsiye edilen olağan dozun uygulanması normal sınırların üstünde kloramfenikol serum düzeyleri görülmesine neden olabilir. Dozun bu durumlar göz önüne alınarak ayarlanması, tercihen serum konsantrasyonu ölçümleriyle belirlenmesi uygundur (bkz. Bölüm 4.2). Karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz düşürülmelidir.
Gray Sendromu
“Gray Sendromu” toksisitesini önlemek için prematür ve termde doğmuş yeni doğanlar için önlem alınmalıdır. Serum ilaç düzeyleri, yeni doğanların (yeni doğan infant) tedavisi sırasında dikkatlice izlenmelidir.
Prematür infantlarda ve yeni doğanlarda fatalite de dahil olmak üzere toksik reaksiyonlar meydana gelmiştir. Bu reaksiyonlar ile ilişkilili belirti ve semptomlar “Gray Sendromu” olarak tanımlanmıştır. Bu olgulann bir kısmı doğum eylemi sırasında kloramfenikol alan annelerin bebeklerinde bildirilirken, olgulann çoğunluğu doğumdan sonraki ilk 48 saat içerisinde kloramfenikol ile tedaviye başlayan yenidoğanlarda görülmüştür. Bu hastalarda yapılan klinik ve laboratuvar tetkikleri aşağıda özetlenmiştir.
Semptomlar kloramfenikolün yüksek dozlan ile yapılan ve 3-4 günlük tedavi sonrasında ortaya çıkmıştır. Semptomlar, kusma ile birlikte veya kusma olmadan abdominal distansiyon, ilerleyici soluk siyanoz, çoğunlukla düzensiz solunumun eşlik ettiği vazomotor kollaps ve bu semptomlann başlangıcından sonraki birkaç saat içinde ölüm ile seyretmiştir. Daha yüksek doz uygulanan olgularda semptomlann başlangıcından ölüme kadar geçen süre kısalmıştır. Serum ilaç düzeyleri nadiren yüksek konsantrasyonlarda kloramfenikolün var olduğunu göstermiştir (tekrarlanan dozlardan sonra 90 mcg/mL’den fazla).
Hastalık belirtilerinin erken dönemde fark edilmesi ve tedavinin kesilmesi ile hastalann çoğunluğunda tam iyileşme ile sonuçlanan semptom gerilemesi görülmüştür.
Genel
Kloramfenikol, soğuk algınlığı, viral influenza veya boğaz enfeksiyonlan gibi basit enfeksiyonlann tedavisinde endike değildir ve kullanılmamalıdır. Aym şekilde bakteriyel enfeksiyonlann önlenmesi amacıyla profilaktik ajan olarak kullanılmamalıdır.
Diğer antibiyotiklerle olduğu gibi kloramfenikol kullanımı mantarlar dahil duyarlı olmayan organizmalann aşın üremesine neden olabilir. Tedavi sırasında duyarlı olmayan
organizmalann neden olduğu enfeksiyonlann ortaya çıkması halinde uygun önlemler alınmalıdır.
Toksik özelliğinden dolayı, özellikle yeni doğanlarda, erken doğanlarda, yaşlılarda, böbrek veya karaciğer hastalığı olanlarda ve diğer ilaçlan birlikte alanlarda kloramfenikol serum seviyeleri kontrol edilmelidir.
Kloramfenikol dahil hemen hemen tüm antibakteriyel ajanlann kullanımı ile klinik tablosu hafif diyareden ölümcül kolite kadar değişebilen Clostridium difficile ile ilişkili diyare 0Clostridium difficile associated diarrhea, CDAD) bildirilmiştir. Antibakteriyel ajanlar ile yapılan tedavi barsak florasının değiştirerek C. difficile’nin aşın düzeyde üremesine neden olabilmektedir.
Kloramfenikol, insanlarda tolbutamid, fenitoin ve dikumarolün biyotransformasyonunu geciktirebildiği bildirilmiştir. Beraber verildiklerinde bu ilaçlann dozlannın azaltılması gerekebilir. Kloramfenikol, linkomisin, klindamisin veya eritromisin ile eş zamanlı uygulandığında dikkatli kullanılmalıdır. İn vitro deneyler, eritromisin, linkomisin, klindamisin ve kloramfenikol için bağlanma bölgelerinin ortak olduğunu ve kompetitif inhibisyona neden olabileceklerini göstermiştir. Fenobarbital ve rifampisin ile kullanıldığında kloramfenikol plazma konsantrasyonu azalabilir.
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Gebelik dönemi
GEMYSETİN SÜKSİNAT’ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Kloramfenikol’ün gebelerde ve emziren annelerde güvenle kullanabileceğine dair kanıt bulunmamaktadır. Antibiyotik hem plasental bariyeri aşarak fetusa hem de süt yoluyla bebeğe geçerek Gray Sendromuna neden olabilir. Fetus üzerine potansiyel toksik etkisi göz önüne alınarak son derece dikkatli olunmalıdır.
Laktasyon dönemi
Kloramfenikol, anne sütüne geçer. Emziren kadınlara uygulandığı takdirde infantlarda muhtemel toksik etkiler (örn. Gray Sendromu, kemik iliği depresyonu) göz önünde bulundurulmalı ve dikkat edilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
GEMYSETİN SÜKSİNAT’ın kullanımına ilişkin istenmeyen etkiler için aşağıdaki terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygm (>1/100 ila <1/10); yaygm olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
(Bkz. Bölüm 4.4)
Kloramfenikol’ün en ciddi yan etkisi kemik iliği depresyonudur.
Kloramfenikol kullanımından sonra ciddi ve öldürücü kan diskrazileri (aplastik anemi, trombositopeni ve granülositopeni) görülebilir. Bazı aplastik anemilerin lösemiye dönüştükleri rapor edilmiştir. Kan diskrazileri hem kısa, hem de uzun süreli tedavilerden sonra ortaya çıkabilir. Daha az tehlikeli ilaçlann etkili olduğu durumlarda kloramfenikol kullanılmamalıdır. Büyük ölçüde ölümle sonuçlanan ve aplastik anemiye dönüşen irreversibl kemik iliği depresyonu, kemik iliği aplazisi ve hipoplazisi tedavisinden haftalar veya aylar sonra görülebilir. Periferal olarak, en sık pansitopeni görülür ancak az sayıda vakada 3 ana hücre tipinden (eritrosit, lökosit, trombosit) yalnız bir veya ikisi etkilenebilir.
Kloramfenikol’ün uzun süre ve yüksek dozda alınması ile reversibl kemik iliği depresyonu da görülebilir. Bu tür vakalarda eritrositlerde vakuolizasyon, retikülopeni, serum demir düzeyinde ve demir bağlama kapasitesinde azalma ve anemi görülür. Tedaviye son verildiğinde hastalar süratle iyileşir.
Aynca, paroksimal noktüral hemoglobinüri de rapor edilmiştir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anafilaksi, tifo ateşinin tedavisi esnasında Herxheimer reaksiyonu meydana gelmiştir.
Psikiyatrik hastalıklar
Bilinmiyor: Deliryum, mental konfüzyon, orta düzeyde depresyon Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağnsı, uzun süreli tedaviyi takiben periferal nevrit (meydana geldiğinde ilaç hemen kesilmelidir)
Göz hastalıkları
Bilinmiyor: Uzun süreli tedaviyi takiben optik nevrit (meydana geldiğinde ilaç hemen kesilmelidir)
Gastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Bulantı, kusma, glossit ve stomatit, diyare ve enterokolit
Kardiyak hastalıklar
Bilinmiyor: Gray Sendromu
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Anjiyoödem, maküler ve veziküler döküntü, ürtiker
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
25 mikrogram/mL’yi aşan düzeyler çoğunlukla toksik olarak kabul edilmektedir. Kloramfenikol toksisitesi, aplastik anemi, trombositopeni, lökopeni gibi ciddi hematopoetik etkilerin yanı sıra artan serum demir düzeyleri, bulantı, kusma ve diyare ile de kanıtlanabilir. Ciddi doz aşımı durumunda, kömür hemoperfüzyonu kloramfenikolün plazmadan uzaklaştırılmasında etkili olabilir.
Özellikle yeni doğanlarda ve infantlarda doz aşımının ardından kan transfüzyonu uygulamasının değeri tartışmalıdır.