GLUCOVANCE 500/2.5 mg 30 film tablet {Merck} Farmakolojik Özellikler
Merck İlaç Ecza ve Kimya Ticaret AŞ
[ 25 March 2011 ]
Merck İlaç Ecza ve Kimya Ticaret AŞ
[ 25 March 2011 ]
Farmakoterapötik grup: Biguanid ve sülfonilüre kombinasyonları
ATC kodu: A10BD02
Metformin
Metformin, hem bazal hem de post prandial plazma glukozunu düşüren, antihiperglisemik etkili bir biguaniddir. İnsülin salgılanmasını uyarmadığından hipoglisemi oluşturmaz.
Metformin 3 mekanizma yoluyla aktivite gösterebilir:
(1) Glukoneojenez ve glikojenolizi inhibe ederek, hepatik glukoz üretimini azaltmak,
(2) Kaslarda insülin duyarlılığını artırarak periferik glukoz alımını ve kullanımını arttırmak,
(3) İntestinal glukoz emilimini geciktirmek.
Metformin glikojen sentetaz üzerinde etki göstererek, intraselüler glikojen sentezini uyarır. Metformin her tipten membran glukoz taşıyıcısının (GLUT) taşıma kapasitesini arttırır.
İnsanlarda metforminin, kan şekeri üzerindeki etkilerinden bağımsız olarak, lipid metabolizması üzerinde de olumlu etkileri vardır. Bu orta dönemli ya da uzun dönemli, kontrollü klinik çalışmalarda, terapötik dozlarda gösterilmiştir. Metformin total kolesterol, LDL-kolesterol ve trigliserid düzeylerini düşürür. Metformin ve glibenklamid kombinasyon tedavisiyle şimdiye kadar yürütülen klinik araştırmalarda, lipid metabolizması üzerindeki bu olumlu etkiler gösterilmemiştir.
Glibenklamid
Glibenklamid orta derecede yarılanma ömrüne sahip ikinci kuşak bir sülfonilüredir. Pankreastan insülin salınımını uyararak, kan şekerinde akut düşmeye neden olur; bu etkisi, Langerhans adacıklarında fonksiyonel beta hücrelerinin bulunmasına bağımlıdır.
Glibenklamid ile, yemek yenilmesine yanıt olarak insülin salgısının uyarılması büyük önem taşıyan bir özelliktir.
Diyabetiklerde glibenklamid uygulaması, post-prandiyal insülin uyarıcı yanıtın artmasını sağlar. İnsülin ve C-peptid salgısındaki post-prandiyal yanıt artışı, tedaviden en az 6 ay sonrasına kadar kalıcıdır.
Metformin ve glibenklamid kombinasyonu
Metformin ve glibenklamid ayrı etki mekanizmalarına ve ayrı etki bölgelerine sahiptir, ama birbirlerinin etkilerini tamamlayıcı bileşiklerdir. Glibenklamid pankreası insülin salgılaması için uyarırken, metformin periferik (iskelet kasları) ve hepatik insülin duyarlığı üzerine etki ederek, insüline karşı hücre direncini azaltır.
Diyet ve egzersiz ile kombine halde metformin ya da glibenklamid monoterapileriyle yeterince kontrol edilemeyen tip 2 diyabet tedavisi için yürütülen, referans ürünler ile karşılaştırmalı, kontrollü, çift-kör klinik araştırmaların sonuçları, kombinasyonun glukoz regülasyonu üzerinde aditif bir etkisinin bulunduğunu göstermektedir.
Pediyatrik hastalar
Kombinasyon ile ilgili
Kombinasyon içindeki metformin ve glibenklamidin biyoyararlanımı, bir tablet metformin ve bir tablet glibenklamid aynı anda alındığında görülene benzerdir. Kombinasyondaki metformin ve glibenklamidin biyoyararlanımı gıda alımından etkilenmez, ancak glibenklamidin absorpsiyon hızı yeme ile artar.
Metformin ile ilgili
Emilim:
Metformin ile oral uygulamadan sonra Tmaks’a 2.5 saat içinde ulaşılır. Sağlıklı kişilerde, 500 mg veya 850 mg metformin tabletin mutlak biyoyararlanımı yaklaşık olarak %50-60’tır. Oral dozdan sonra, feçesle atılan, absorbe edilmemiş bölüm %20-30 oranındadır.
Oral uygulamadan sonra, metformin emilimi doyurulabilir niteliktedir ve tam değildir. Metformin emilim farmakokinetiğinin doğrusal olmadığı varsayılmaktadır.
Olağan metformin dozlarında ve doz uygulama şemalarında, kararlı durum plazma konsantrasyonlarına 24 ila 48 saat içinde ulaşılır ve genellikle 1 mikrogram/mL’den azdır. Kontrollü klinik araştırmalarda, maksimum metformin plazma düzeyleri (Cmaks), maksimum dozlarda bile 4 mikrogram/mL’yi geçmemiştir.
Dağılım:
Plazma proteinlerine bağlanma ihmal edilebilir düzeydedir. Metformin eritrositler içine dağılır. Kan piki, plazma pikinden daha aşağıdadır ve yaklaşık aynı zamanda belirir. Eritrositler büyük olasılıkla ikinci bir dağılım kompartmanını temsil etmektedir. Ortalama dağılım hacmi, Vd, 63 ile 276 l arasındadır.
Biyotransformasyon:
Metformin idrarla değişmeden atılır. İnsanlarda hiçbir metabolit tanımlanmamıştır. Eliminasyon:
Metforminin renal klerensi > 400 mL/dak’dır; bu değer metforminin glomerüler filtrasyon ve tübüler sekresyon yoluyla elimine edildiğini gösterir. Oral dozu takiben görünür terminal eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 6.5 saattir.
Renal fonksiyon bozulduğunda, renal klerens kreatinindeki azalma oranında azalır ve buna bağlı olarak uzayan eliminasyon yarılanma ömrü metformin düzeylerinin plazmada artmasına neden olur.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Metformin farmakokinetiğinin doğrusal olmadığı varsayılmaktadır.
Glibenklamid ile ilgili
Emilim:
Glibenklamid oral uygulamadan sonra çok hızlı absorbe (>%95) edilir. Pik plazma konsantrasyonlarına yaklaşık 4 saatte ulaşılır.
Dağılım:
Glibenklamid plazma albüminine yaygın olarak bağlanır (%99), bu durum belirli ilaç etkileşimlerinden sorumlu olabilir.
Biyotransformasyon:
Glibenklamid karaciğerde tamamen iki metabolitine metabolize olur. Hepatoselüler yetersizlik glibenklamid metabolizmasını azaltır ve ekskresyonunu belirgin ölçüde yavaşlatır.
Eliminasyon:
Glibenklamid metabolitleri şeklinde, biliyer (%60) ve üriner (%40) yoldan atılır; eliminasyon 4572 saat içinde tamamlanır. Terminal eliminasyon yarılanma ömrü 4-11 saattir. Metabolitlerinin biliyer atılımı böbrek yetmezliği durumunda, kreatinin klirensi 30 ml/dak düzeyine gelinceye kadar, hastalığın şiddetine bağlı olarak artar. Böylelikle kreatinin klerensi 30 mL/dak’nın üzerinde kaldığı sürece glibenklamidin eliminasyonu renal yetersizlikten etkilenmez.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum: Özel veri bulunmamaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler:
Yaş:
Kombinasyon ürünüyle klinik öncesi çalışma yürütülmemiştir. Metformin ve glibenklamid bileşenleriyle yapılan klinik öncesi değerlendirmelerde, klasik tekrarlı doz toksisitesi, genotoksisite ve karsinojenik potansiyel çalışmaları temelinde, insanlar için özel bir tehlike açığa çıkarılmamıştır.
Metformin ve glibenklamid ile yapılan hayvan çalışmaları, gebelik, embriyonal-fötal gelişme, doğum ya da post-natal gelişmeye yönelik, doğrudan ya da dolaylı zararlı etkilere işaret etmemektedir (bkz. Bölüm 4.6).