GRIPORT COLD 650 mg / 4 mg / 30 mg film kaplý tablet (20 tablet) Klinik Özellikler
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
[ 5 September 2023 ]
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
[ 5 September 2023 ]
GRİPORT tablet; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir. Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve dekonjestan etkiye sahip kombinasyon preparatıdır.
12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: 6 ya da 8 saat ara ile 1 tane alınmak üzere günde
ortalama 3 ya da 4 tablettir. Günlük maksimum doz 4 tablettir.
Alkol alan kişilerde, hepatotoksisite nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı (3 tableti) aşmaması gerekir.
Semptomların giderilebilmesi için etkili olduğu en düşük dozda kullanılmalıdır.
GRİPORT, oral yoldan alınır.
Hafif-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Şiddetli karaciğer ve böbrek yetmezliklerinde ise kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).
12 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda kullanılmamalıdır.
Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlama sıklığı uygun bir şekilde azaltılmalıdır (Bkz. Bölüm Farmakokinetik özellikler).
GRİPORT tablet aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.
İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı
duyarlılığı olanlarda
Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
Parasetamol:
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
Kloroform, siklopropan, halotan, enfluran veya izofluran gibi halojenli anestezik ajanlarla
eşzamanlı kullanım, ventriküler aritmileri tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya oral kontraseptifler ve rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler, a€œuluslararası normalleştirilmiş orana€ (International Normalized Ratio, INR) değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir, arada bir tek seferlik ya da birkaç dozluk kullanımda kanama üzerine belirgin bir etki beklenmemektedir. Bundan dolayı, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdır.
5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron,
farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir. Parasetamol ve azidotimidin (AZT- zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini
artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
İmatinib ile eş zamanlı düzenli parasetamol kullanımından kaçınılmalı veya kullanım kısıtlanmalıdır.
Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde böbreklerdeki olumsuz etkiye ve diğer istenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile
azalabilir.
St. John's Wort (Hypericum perforatum- sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini
azaltabilir.
Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir. Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller.
Psödoefedrin hidroklorür:
GRİPORT, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetamin benzeri psikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyen monoamin oksidaz inhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyon yükselmesine sebebiyet verebilir. Psödoefedrin içermesinden dolayı GRİPORT, bretilyum, betanidin, guanetidin debrizokin, metildopa ve alfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirir. Kardiyak glikozidler disritmi riskine, ergot alkaloidleri ise ergotizm riskine sebep olabilir.
Antikolinerjik (trisiklik antidepresanlar gibi) ilaçların etkisini artırır.
Klorfeniramin maleat:
Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.
Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.
Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.
Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan
birkaç gün önce kesilmelidir.
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
GRİPORTiçin, gebelikte kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyo-fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik risk bilinmemektedir.
Gebeliğin ilk üç aylık döneminde psödoefedrin maruziyeti ve fetal anormallikler görülmesi olasılığının bağlantısı göz önünde bulundurularak ilacın gebelik süresince kullanımından kaçınılmalıdır.
Klorfeniramin maleatın hamile kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. Üçüncü trimesterde kullanım yenidoğan veya prematüre yenidoğanlarda reaksiyonlara neden olabilir. Doktor tarafından önerilmedikçe hamilelik sırasında kullanılmamalıdır.
GRİPORT, gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.
Emzirme döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Ağız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içinde bunun %0,4-0,7'sinin atılacağı tahmin edilmektedir. Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.
GRİPORT, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskten fazla olacağına inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.
GRİPORT'un üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma bulunmamaktadır.
GRİPORT uyuşukluğa, bazı hastalarda ise baş dönmesi veya somnolansa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uyku hali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.
Klorfeniraminin antikolinerjik özellikleri uyuşukluğa, baş dönmesine, bulanık görme ve psikomotor bozukluklara neden olabilir ve bu da hastaların araç ve makine kullanma kabiliyetlerini ciddi biçimde engelleyebilir.
Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1,000 ila <1/100); seyrek (≥1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda
toksisite görülmesi muhtemeldir.
| Advers reaksiyonlar | SIKLIK | ||
Parasetamol | Psödoefedrin | Klorfeniramin | ||
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Anemi | Seyrek |
| Seyrek |
Hemolitik anemi | Seyrek |
| Bilinmiyor | |
Methemoglobinemi | Seyrek |
| Seyrek | |
Trombositopeni | Seyrek |
| Seyrek | |
Trombositopenik purpura | Seyrek |
| Seyrek | |
Lökopeni | Seyrek |
| Seyrek | |
Nötropeni | Seyrek |
| Seyrek | |
Pansitopeni | Seyrek |
| Seyrek | |
Agranülositoz | Çok seyrek |
| Seyrek | |
Kan diskrazisi |
|
| Bilinmiyor | |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Alerjik reaksiyonlar | Seyrek |
| Bilinmiyor |
Anaflaktik reaksiyon | Seyrek |
| Bilinmiyor | |
Lyell sendromu | Çok seyrek |
|
| |
Bronkospazm | Bilinmiyor |
|
| |
Pozitif alerji testi | Bilinmiyor |
|
| |
İmmün trombositopeni | Bilinmiyor |
|
| |
Anjiyoödem |
|
| Bilinmiyor | |
Metabolizma ve | Anoreksi |
|
| Bilinmiyor |
beslenme hastalıkları | ||||
Psikiyatrik hastalıkları | Sinirlilik |
| Yaygın |
|
İnsomnia |
| Yaygın |
| |
Yorgunluk |
| Yaygın olmayan |
| |
Telaş hali |
| Yaygın olmayan |
| |
Ajitasyon |
| Yaygın olmayan |
| |
Halüsinasyon |
| Seyrek |
| |
Paranoid delüzyon |
| Seyrek |
| |
Konfüzyon |
|
| Bilinmiyor | |
Eksitabilite |
| Seyrek | Bilinmiyor | |
Depresyon |
|
| Bilinmiyor | |
Kabuslar |
|
| Bilinmiyor | |
Huzursuzluk |
|
| Bilinmiyor |
Sinir sistemi Hastalıkları** | Baş ağrısı | Yaygın | Bilinmiyor | Yaygın |
Baş dönmesi | Yaygın |
| Yaygın | |
Somlonans | Yaygın |
| Çok yaygın | |
Parestezi | Yaygın |
|
| |
Santral sinir sistemi stimülasyonu | Bilinmiyor |
|
| |
Ensefalopati | Bilinmiyor |
|
| |
İnsomnia | Bilinmiyor |
|
| |
Tremor | Bilinmiyor |
|
| |
Sersemlik |
| Yaygın |
| |
İrritabilite |
| Bilinmiyor | Bilinmiyor | |
Anksiteyete |
| Bilinmiyor |
| |
Konsantre olamama |
|
| Yaygın | |
Sedasyon |
|
| Çok yaygın | |
Koordinasyon bozukluğu |
|
| Yaygın | |
Çocuklarda paradoksikal eksitasyon |
|
| Bilinmiyor | |
Yaşlılarda konfüzyonel psikoz |
|
| Bilinmiyor | |
Göz hastalıkları | Bulanık görme |
|
| Yaygın |
Kulak ve iç kulak | Tinnitus |
|
| Bilinmiyor |
hastalıkları | ||||
Kardiyak hastalıkları | Taşikardi |
| Seyrek | Bilinmiyor |
Hipertansiyon |
| Seyrek |
| |
Diğer kardiyak disritmiler |
| Seyrek |
| |
Palpitasyon |
|
| Bilinmiyor | |
Aritmi |
|
| Bilinmiyor | |
Hipotansiyon |
|
| Bilinmiyor | |
Vasküler | Kan basıncı artışı |
| Seyrek |
|
hastalıkları | ||||
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıkları | Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri | Yaygın |
|
|
Analjezik astım sendromu da dahil astım | Seyrek |
|
| |
Bronkospazm | Seyrek |
|
| |
Bronşial sekresyonda kalınlaşma |
|
| Bilinmiyor | |
Gastrointestinal hastalıkları | Bulantı | Yaygın | Yaygın | Yaygın |
Kusma | Yaygın | Yaygın | Bilinmiyor | |
Dispepsi | Yaygın |
| Bilinmiyor | |
Flatulans | Yaygın |
|
|
| Karın ağrısı | Yaygın |
| Bilinmiyor |
Konstipasyon | Yaygın |
|
| |
Gastrointestinal kanama | Yaygın olmayan |
|
| |
Diyare | Seyrek |
| Bilinmiyor | |
Ağız kuruluğu |
| Yaygın | Yaygın | |
Hepato-biliyer hastalıkları | Hepatik bozukluk | Seyrek |
|
|
Sarılık dahil hepatit |
|
| Bilinmiyor | |
Hepatik disfonksiyon | Çok seyrek |
|
| |
Deri ve derialtı doku hastalıkları | Deri döküntüsü | Seyrek | Seyrek | Bilinmiyor |
Kaşıntı | Seyrek |
|
| |
Ürtiker | Seyrek |
| Bilinmiyor | |
Alerjik ödem | Seyrek |
|
| |
Anjiyoödem | Seyrek |
|
| |
Akut jeneralize eksantematöz püstülozis | Seyrek* |
|
| |
Eritema multiform | Seyrek |
|
| |
Stevens-Johnson sendromu | Seyrek* |
|
| |
Toksik epidermal nekroliz | Seyrek* |
|
| |
Hipersensitivite reaksiyonları |
| Seyrek |
| |
Diğer sempatomimetiklerle çapraz reaksiyon |
| Seyrek |
| |
Alerjik dermatit |
| Seyrek |
| |
Eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar |
|
| Bilinmiyor | |
Fotosensitivite |
|
| Bilinmiyor | |
Deri reaksiyonları |
|
| Bilinmiyor | |
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları | Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu |
|
| Bilinmiyor |
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları | Papiler nekroz | Yaygın olmayan |
|
|
Dizüri |
| Yaygın olmayan |
| |
Üriner retansiyon |
| Yaygın olmayan | Bilinmiyor | |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları | Halsizlik |
|
| Yaygın |
Göğüs sıkışması |
|
| Bilinmiyor |
olabilir.)
*Ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.
** Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler) (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Parasetamol
Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. C-aminopirinden sonra COatılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.
Semptomlar: Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Hepatik disfonksiyon ve karaciğer toksisitesi ile birlikte çoğu zaman akut pankreatit de gözlenmiştir. Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz, parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.
Tedavi: Erken dönemde belirgin semptom olmamasına karşın hasta hemen hastaneye gönderilmelidir. Semptomlar bulantı ve kusma ile sınırlı olabilir ve doz aşımı şiddetini ya da organ hasarı riskini yansıtmayabilir. Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik
lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle, hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N- asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.
Özellikle kardiyovasküler sistem ve solunum yollarına ilişkin semptomatik ve destekleyici önlemler alınmalıdır. Konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile kontrol altına alınmalıdır. Belirgin heyecanlanma ve halüsinasyonların tedavisi için klorpromazin kullanılabilir. Şiddetli hipertansiyonun fentolamin gibi bir alfa-adrenoreseptör blokörü ilaç ile tedavi edilmesi gerekebilir. Kardiyak aritmileri kontrol altına almak için beta-blokör bir ilaç kullanılması gerekebilir.
Psödoefedrin
Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir. Şiddetli olgularda psikoz, konvülsiyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumun hücre dışından hücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.
Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Beta blokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir. İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.
Klorfeniramin maleat
Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps.
Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.
Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.