HAEMATE-P FAKTOR VIII 1000 IU IV infüzyon için liyofilize toz içeren 1 flakon Klinik Özellikler
Farma-Tek İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 13 September 2013 ]
Farma-Tek İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
[ 13 September 2013 ]
Von Willebrand hastalığında (VWH) hemoraji ya da cerrahi kanamaların tedavisinde ve profilaksisinde, tek başına desmopressin (DDAVP) tedavisinin yetersiz kaldığı ya da kontrendike olduğu durumlarda kullanılır.
Hemofili A (konjenital Faktör VIII eksikliğinde) hastalığında kanamaların profılaksisi ve tedavisinde kullanılır.
Uygulanacak doz; hastanın klinik durumuna, kanamanın şiddetine, ölçülen VWF ve FVIII eksikliğinin derecesine göre, bu konuda uzman doktorlar tarafından belirlenmelidir.
Pozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:
Von Willebrand hastalığının tedavisinde;
Genellikle, 1 IU /kg VWF: RCo uygulanması halinde; VWF: RCo sirkülasyon seviyesi 0.02 IU/ mL (% 2) oranında artar.
VWF: RCo seviyesi 0.6 IU/mL’ den (%60) büyük ve FVIII: C seviyesi 0.4 IU/mL’ den (%40) büyük olmalıdır.
Kanamanın durması için vücut ağırlığına göre; 40 - 80 IU/ kg VWF ve 20 - 40 IU FVIIE kg kullanılması tavsiye edilir.
Başlangıç dozu için gereken miktar 80 IU/ kg VWF’ dür. Özellikle Tip III Von Willebrand hastalarında, gerekli seviyenin korunabilmesi için diğer tiplere göre daha fazla doz uygulanması gerekebilir.
Cerrahi müdahalelerde ve şiddetli travmalarda hemorajinin önlenmesinde;
Aşırı kanamadan korunmak için kanama sırasında ya da sonrasında cerrahi müdahalelerden 1 ya da 2 saat önce enjekte edilmelidir. Uygun doz her 12 - 24 saat arasında tekrarlanmalıdır.
İçeriğinde VWF bulunduran FVIII preparatlarıyla yapılan uzun süreli tedavilerde, hastada FVIII seviyesinde aşırı artış görülebileceği dikkate alınmalıdır. Tedaviden 24- 48 saat sonra verilen FVIII dozunun azaltılması veya doz intervalinin genişletilmesi kontrolsüz FVIII artışını engelleyecektir.
Hemofili A hastalığının tedavisinde;
Uygulanacak FVIII seviyesi miktarı uluslararası birim (IU) olarak belirlenir ve FVIII ürünleri için güncel WHO standardı ile hesaplanır. Plazmadaki FVIII aktivitesi (FVIII-C) ya yüzde olarak (normal insan plazması) ile ilgili olarak ya da IU (plazmadaki FVIII için belirlenen uluslararası standarda göre) ifade edilir.
1 IU FVIII-C normal insan plazmasındaki 1 mL FVIII miktarına eşdeğerdir.
Gerekli FVIII miktarı hesaplanırken deneysel bulgular temel alınır.
Vücut ağırlığının her 1 kg için 1 IU FVIII plazmadaki FVIII aktivitesini normal aktivitenin %
2 oranında artırır (2 IU/ kg).
Gerekli miktar aşağıdaki formüle göre hesaplanır:
Vücut Ağırlığı (kg) x İstenen FVIII miktarı (% ya da IU/ dL) x 0.5
Uygulama miktarı ve uygulama sıklığı her bir bireyin klinik etkinlik düzeyine göre belirlenir.
Aşağıdaki hemorajik olgularda faktör VIII düzeyi o döneme ait plazma aktivitesi düzeyinin (normalin %’ si ya da IU/dL olarak) altına düşmemelidir.
Aşağıdaki tablo ameliyatlardaki ve kanamalı olgularda kullanılacak dozun miktarını belirleyebilmek için kullanılabilir:
Hemoraji derecesi/ Cerrahi müdahalenin tipi | Gerekli FVIII seviyesi (% ya da IU/dL) | Doz sıklığı (saat) /Tedavinin süresi (gün) |
Hemoraji | ||
Erken hemartroz, kas kanamaları ya da oral kanamalar | 20-40 | Her 12-24 saatte bir yapılır. En az 1 gün boyunca kanama boyunca acısı ve kanamanın şiddeti azalıncaya kadar |
infüzyon tekrar edilir. | ||
Daha yoğun hemartroz: Kas kanamaları, ya da hematom | 30-60 | Acısı ve kanamanın şiddeti azalıncaya kadar 3 -4 gün boyunca infüzyon her 12 ila 24 saat de bir tekrar edilir. |
Hayati tehlike yaratan hemoraji | 60 - 100 | İyileşme gerçekleşinceye kadar infüzyon 8 ila 24 saatte de bir tekrar edilir. |
Cerrahi | ||
Diş çekilmesi gibi küçük müdahalelerde | 30-60 | Her 24 saat de bir 1 gün boyunca iyileşme gerçekleşinceye kadar infüzyon tekrar edilir. |
Büyük cerrahi müdahalelerde | 80- 100 (preoperatif ve postoperatif) | Yeterli iyileşme gerçekleşinceye kadar infüzyon her 8 ila 24 saatte bir tekrar edilir. Sonraki 7 gün boyunca Faktör VIII seviyesi en az % 30 - % 60 (IU/dL) oluncaya kadar tedaviye devam edilir. |
Tedavinin devam ettiği sırada tekrarlanan infüzyon periyodu ve uygun görülen faktör VIII seviyesi belirtilmelidir. Özellikle majör cerrahi girişim olgularında, yerine koyma tedavisinin koagülasyon analiziyle (plazma faktörü VIII aktivitesi) titiz olarak izlenmesi zorunludur. Faktör VIIF e cevap verme durumu bireylerde farklılık gösterebilir.
Ciddi hemofili A hastalığı olanlarda kanamaya karşı uzun süreli profılaksi için 2 ila 3 günlük aralıklarla, vücut ağırlığının her kg. için 20 ila 40 IU faktör VIII verilmelidir. Eğer gerekiyorsa başka tedavi önlemleri de alınmalıdır.
Bazı durumlarda özellikle genç hastalarda uygulanacak doz aralıklarını kısaltmak yada yüksek dozlarda uygulamak gerekebilir.
Hastalar, faktör VIII inhibitörlerinin gelişimi açısından izlenmelidir. Eğer beklenen faktör VIII aktivite plazma seviyesi elde edilemezse ya da uygun doz ile kanama kontrol altına alınmazsa faktör VIII inhibitörlerinin varlığına karar vermek için analiz yürütülmelidir. Hastada yüksek seviyede inhibitör varlığında, faktör VIII tedavisi etkisiz olabilir ve diğer
Uygulama şekli:
HAEMATE P intravenöz yolla uygulanır.
Ürünü hazırlandığında uygulamadan önceki sıcaklığı oda yada vücut sıcaklığında olmalıdır. Hastanın rahat edebileceği bir yerde intravenöz yolla yavaş bir şekilde uygulanır. Ürün şırınga içine çekilir çekilmez hemen kullanılmalıdır.
Yüksek dozda faktör uygulanması gerekli olan durumlarda bu uygulama infüzyon olarak yapılabilir. Bunun için kullanıma hazır ürün uygun bir infüzyon sistemine transfer edilir.
Enjeksiyon ya da infüzyon dakikada 4 mL’yi geçmemelidir. Ani değişmeler için hasta gözlenmelidir. Eğer HAEMATE P kullanımı ile ilgili herhangi bir değişiklik meydana gelirse infüzyon oranı düşürülebilir ya da uygulama kesilebilir ve hastanın klinik koşulları belirlenmelidir.(Ayrıca bakınız Bölüm 4.4.)
Genel talimatlar:
Çözelti berrak veya hafif opak olmalıdır. Filtre edildikten/çekildikten sonra (aşağıya bakınız) hazırlanmış ürün uygulanma öncesi çökeltiye veya renk bozulmasına karşı göz ile incelenmelidir. Artık içeren (kalıntı/parçacık) veya berrak olmayan çözeltileri kullanmayınız. Mix2Vial setini içeren filtreler artık içeren kalıntı ya da parçacıkları tamamiyle söker. Filtrasyon dozaj hesaplarını etkilemez. Çözeltiyi, fıltrasyondan sonra da toz parçacıkları yada partiküller içeriyorsa kullanmayınız.
Hazırlanma ve enjektöre çekilme aseptik şartlarda gerçekleştirilmelidir.
Uygulama sonrası kullanılmayan ürün veya atık madde, yerel gerekliliklere uygun şekilde bertaraf edilmelidir.
Hazırlanması:
Çözücüyü oda sıcaklığına getiriniz. Toz ve çözücü flakonlannın kapaklarının çıkarıldığından ve stoperlerin aseptik bir solüsyonla silinerek Mix2Vial paketinin açılmasından önce kendiliğinden kuruduğundan emin olunuz.
1 | o | 1.Kapağı soyarak Mix2Vial paketini açınız. Mix2ViaT i blister paketinden çıkarmayınız. | ||||
1 | r | 2. Çözücü flakonu düz ve temiz bir yüzey üzerine yerleştiriniz ve flakonu sıkıca tutunuz. Blister paketi ile birlikte aldığınız Mix2Vial setinin mavi adeptör ucunun tepe noktasını çözücü flakonun stoperinin üzerine doğru itiniz. | ||||
£ | j - 3 | 3. Kenarından tutarak ve dikey şekilde yukarıya doğru çekerek, blister paketini Mix2Vial setinden dikkatlice çıkarınız. Sadece blister paketini çekerek çıkardığınızdan ve Mix2Vial setini çıkarmadığınızdan emin olun. | ||||
Ls | 1 4 | 4. Toz flakonunu düz ve sağlam bir zemin üzerine yerleştiriniz. Çözücü flakonunu takılı olan Mix2Vial setiyle birlikte ters çevirin ve saydam adaptör ucunun tepe noktasını, toz flakonun stoperinden aşağıya doğru bastırınız. Çözücü otomatik olarak toz flakonunun içine akacaktır. | ||||
c \ J 5 | T k | 5. Bir elinizle Mix2Vial setinin ürün tarafını, diğer elinizle de çözücü tarafını tutunuz ve ürünün çözülmesi sırasında aşırı köpük oluşmasını önlemek için seti dikkatli bir şekilde iki parçaya ayırınız. Çözücü flakonunu mavi Mix2Vial adaptörü takılı şekilde atınız. | ||||
£ | 1 1 6 | 6. Tozun tamamen çözündüğünden emin oluncaya kadar ürün flakonunu saydam adaptör takılı şekilde hafifçe sağa sola çeviriniz. Çalkalamayınız. |
s I U | 7 | 7. Boş, steril bir şırıngaya hava çekiniz. Ürün flakonu yukarıya doğru iken, şırıngayı Mix2Vial’ın Luer Lock bağlantı parçasına bağlayınız. Ürün flakonuna hava enjekte ediniz. | ||||
>Jj | ✓ 8 | 8. Şırınganın pistonunu basılı tutarak sistemi baş aşağı çeviriniz ve konsantreyi, pistonu yavaşça geriye çekerek şırıngaya alınız. | ||||
<; | 1 | L | 9. Çözelti şırıngaya aktarıldıktan sonra, şırınganın gövdesini sıkıca tutunuz (şırınganın sapını aşağıya bakacak şekilde tutarak) ve saydam Mix2Vial adaptörünü şırıngadan ayırınız. |
Çözeltiyi hemen yavaş intravenöz enjeksiyonla veya infüzyonla uygulayınız Ve ürün dolu şırangaya kanın girmediğinden emin olunuz.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
HAEMATE P’ nin böbrek/karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımı ile ilgili yapılan bir klinik çalışma yoktur. Bu nedenle HAEMATE P’ nin bu hastalarda kullanımında tedbirli olunmalı ve hasta açısından yarar/ zarar değerlendirmesi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Hemofili A hastalığına sahip çocuklarda HAEMATE P’ nin dozajı ile ilgili herhangi bir klinik çalışma bulunmamaktadır.
Bu nedenle çocuk vücut ağırlığı (kg’da) başına dozun ayarlanmasıyla kullanılabilir. İnfüzyon hızı düşük tutulmalıdır. HAEMATE P’ nin çocuklarda kullanımında tedbirli olunmalı ve çocuk açısından yarar/ zarar değerlendirmesi yapıldıktan sonra kullanılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
HAEMATE P’ nin 65 yaş üzerindeki yaşlı hastalarda kullanımı üzerine ve tedaviye cevapta yaşlılar ve gençler arasında farklılık olmadığını gösterebilecek klinik çalışmalar yeterli değildir.
Virüs Güvenliği
HAEMATE insan plazmasından elde edilmektedir. İnsan plazmasından elde edilen ilaçlar, virüsler ve teorik olarak Varyant Creutzfeldt-Jacob (v-CJD) gibi, çeşitli hastalıklara yol açabilen enfeksiyon yapıcı ajanlar içerebilirler. HAEMATE’ da Varyant Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski teorik olarak minimumken, klasik Creutzfeldt-Jacob hastalığının bulaşma riski hiçbir kanıtla desteklenmez. Alman önlemlere rağmen, bu tür ürünler halen potansiyel olarak hastalık bulaştırabilir.
Bu tip ürünlerin enfeksiyon yapıcı ajanları bulaştırma riski, plazma verenlerin belirli virüslere önceden maruz kalıp kalmadığının izlenmesi, belirli virüs enfeksiyonlarının halihazırda varlığının test edilmesi ve belirli virüslerin yok edilmesi ve/veya inaktivasyonu ile azaltılmıştır. Bütün bu önlemlere rağmen, bu ürünler hala potansiyel olarak hastalık bulaştırabilirler. Ayrıca, henüz bilinmeyen enfeksiyon yapıcı ajanların bu ürünlerin içersinde bulunma ihtimali mevcuttur.
HIV, HBV, HCV gibi zarflı virüsler ve HAV gibi zarflı olmayan virüslerin etkisi için önlemlerin alınmasına dikkat edilmelidir. Parvovirus B19 gibi zarflı olmayan virüslere karşı alman tedbirler sınırlı sayıda olabilir. Parvovirus B19 enfeksiyonu, gebelikte (fetal infeksiyon) ve immün yetmezlik ya da kırmızı kan hücre üretiminde artış olan hastalarda tehlikeli olabilir (hemolitik anemi gibi).
Hasta ile ürün serisi arasındaki bağıntıyı koruyabilmek amacı ile, hastaya her HAEMATE P uygulandığında ürünün ismi ve seri numarasının kayıt edilmesi önemle tavsiye edilmektedir.
İntravenöz protein ürünlerinin kullanımında, alerjik tipi aşırı duyarlılık reaksiyonları görülebilir. Hastalar aşırı duyarlılık reaksiyonlarının neden olacağı ürtiker, genel ürtiker, göğüste sıkışma, göğüste hırıltı, hipotansiyon ve anafılaksi için bilgilendirilmelidir. Bu semptomlar görüldüğü takdirde hastaya ilacm kullanımını derhal kesmesi ve doktoruna başvurması gerektiği söylenmelidir. Hasta şoka girerse; şok tedavisinde geçerli olan tıbbi standart tedaviler uygulanmalıdır.
Von Willebrand Hastalığı
Özellikle klinik ve labaratuvar risk faktörleri bilinen (örn; tromboprofılaksi uygulanmadan ameliyat öncesi periyot, erken olmayan mobilizasyon, obezite, aşırı doz, kanser) hastalarda pulmoner embolizmi içeren trombotik olayların meydana gelme riski vardır. Bu nedenle risk altındaki hastalar, olası trombozis belirtilerinin erken safhada teşhis edilebilmesi için yakinen takip edilmelidirler. Mevcut öneriler doğrultusunda, venöz tromboembolizme karşı profılaksi sağlanmalıdır.
VWF ürünleri kullanıldığında, hastada Faktör VIII aktivitesi (FVIII: C) seviyesinin aşırı ve kontrolsüz yükselmesini önlemek için tedavi devam ettiği sürece hastalar uzman bir doktor tarafından sürekli gözlenmelidir. İçeriğinde FVIII bulunduran VWF ürünleri alan hastalar, plazmadaki FVIII: C seviyesinin sürekli artışını önlemek için takip edilmelidir. FVIII: C seviyesinin aşırı yükselmesi trombotik vakaların oluşma riskini artırır, bu nedenle anti-trombotik önlemler göz önünde bulundurulmalıdır.
Von Willebrand olan hastalarında başta Tip III hastalan olmak üzere VWF’ ye karşı doğal olarak antikor (inhibitör) gelişebilir. Eğer uygulanan doz ile plazmada istenen FVIII: C seviyesine ulaşılamaz veya kanama kontrol altına alınamaz ise, uygulanacak doz için VWF inhibitörü performansı tekrar hesaplamalıdır. İnhibitör seviyesi yüksek olan hastalarda tedavinin etkin olmadığı ve diğer terapötik olasılıklar düşünülmelidir.
Hemofili A
Faktör VIIF e karşı vücutta antikor (inhibitör) oluşumu hemofili A hastalannın tedavisinde rastlanan, bilinen bir komplikasyondur. Bu inhibitörler genellikle Faktör VIII prokoagülan aktivitesine karşı gelişen immunoglobulinlerdir ve miktarı, plazmanın her bir mL’ sinde bulunan BU (Bethesda Unitş) cinsinden hesaplanır. Antikor gelişme riski antihemofılik Faktör VIIF e maruz kalındığında olur ve bu riskin oluşma ihtimali maruz kalınan ilk 20 gün içinde yüksektir. Nadiren maruz kalınan ilk 100 gün sonrasında inhibitör gelişimi görülür. İnsan koagülasyon Faktörü VIII ile tedavi gören hastalarda inhibitör gelişimi uygun klinik araştırmalar ve laboratuar testleriyle dikkatli bir şekilde gözlenmelidir. İnhibitör seviyesi yüksek olan hastalarda tedavi etkin değil ise diğer tedavi seçenekleri düşünülmelidir (bakınız: Bölüm 4.8. İstenmeyen Etkiler)
HAEMATE P diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır ve ilacm infüzyonu ayrı bir damardan yapılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü ( Kontrasepsiyon)
HAEMATE P’ nin çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanıldığında üreme kapasitesini etkileyip etkilemediğine ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Bu nedenle çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda planlanmış bir gebelikten önce uygun bir alternatif tedaviye geçilmelidir.
Gebelik dönemi
HAEMATE P’ nin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. HAEMATE P gebelik döneminde gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Bu durum Von Willebrand Hastalığı için farklıdır. Çünkü bu hastalık otozomal kalıtsal bir hastalıktır. Kadınlar erkeklere göre daha fazla etkilenir, çünkü kanama riski daha fazladır (örneğin menstürasyon, hamilelik, doğum ve jinekolojik komplikasyonlar gibi). Pazarlama deneyimlerine dayanılarak Von Willebrand Faktör; akut kanamaların önlenmesinde ve tedavisinde önerilmektedir. Bununla birlikte hamile veya emziren kadınlarda Von Willebrand Faktör kullanımı ile ilgili herhangi bir klinik çalışma bulunmamaktadır.
Bu nedenle, VWF ve FVIII preparatları gebelik döneminde gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Etkin maddenin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Etkin maddenin süt ile atılımı hayvanlar üzerinde araştırılmamıştır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına yada HAEMATE P tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken emzirmenin çocuk açısından faydası ve HAEMATE P tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Klinik denemeler ve pazarlama deneyimlerinde elde edilen advers etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre verilmiştir.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (>1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
• Hipervolemi (çok fazla miktarda veya sık uygulama gerektiren durumlarda veya cerrahi olaylar öncesinde, sonrasında ya da cerrahi müdahaleler sırasında inhibitör oluşan tüm hastalar hipervolemi açısından gözlenmelidir). İntravasküler hemoliz, hematokrit değerinin düşmesi açısından A, B ve AB kan gruplu hastalar kontrol altında tutulmalıdır.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
• Anjioödemin de dahil olduğu alerjik reaksiyon
• Anafılaktik reaksiyon
• Anafılaktik şok
• VWF ve FVIII’ e karşı inhibitör gelişimi ve sonucunda yetersiz klinik cevap.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
• Baş ağrısı
• Uyuşukluk
• Huzursuzluk
• Sersemlik ve yorgunluk
Kardiyak hastalıkları
Çok seyrek:
• Hipotansiyon
• Taşikardi
Vasküler hastalıkları
Çok seyrek:
• Trombozis
• Özellikle Von Willebrand hastalarında pulmoner embolizmi içeren tromboembolik olaylar.
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek:
• Dispne
• Hışırtı
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek:
• Mide bulantısı
• Kusma
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek:
• Ürtiker
• Kaşıntı
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları:
Çok seyrek:
• Hipersensitivite reaksiyonlar
• Ateş
Von Willebrand Hastalığı:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
• Özellikle Tip 3 grubunda bulunanlar olmak üzere VWS hastalan, çok nadiren VWF ye karşı nötrleştirici antikorlar (inhibitör) geliştirebilir. Bu tür inhibitörler geliştiği yetersiz klinik yanıtla kendini gösterir. Burada çökelmiş antikorlar söz konusu olduğu için aynı zamanda anafılaktik reaksiyonlar da ortaya çıkabilir. Bu nedenle hastalar anafılaktik reaksiyonlara karşı inhibitörler açısından da test edilmelidir.
Vasküler hastalıklar
Çok seyrek:
• Çok nadiren tromboz ve/veya tromboemboli (akciğer embolisi dahil) oluşabilir.
Hemofili A :
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek:
• Özellikle Tip 3 grubunda bulunanlar olmak üzere Hemofili A hastaları, çok nadiren Faktör VlII’e karşı nötrleştirici antikorlar (inhibitör) geliştirebilir. Bu tür inhibitörler geliştiği yetersiz klinik yanıtla kendini gösterir.
• Daha önce tedavi edilmemiş hastalarda HAEMATE P ile ilgili klinik çalışma deneyimi çok sınırlıdır. Bu nedenle şu anda klinik olarak ilgili spesifik inhibitör oluşumuna yönelik güvenilir istatistikler yoktur.
Bugüne kadar VWF ve FVIII’ in yüksek dozda ve aşırı kullanımından kaynaklanan herhangi bir yan etki raporu bildirilmemiştir. Bununla birlikte, yüksek dozda FVIII ile VWF içeren ürünlerin kullanımında trombozis riski unutulmamalıdır.