HUMALOG KWIKPEN 100IU/ml SC kullanýma hazýr çözelti içeren enjeksiyon kalemi (5 enjeksiyon kalemi) Klinik Özellikler
Lilly İlaç Ticaret Ltd.Şti.
[ 29 March 2013 ]
Lilly İlaç Ticaret Ltd.Şti.
[ 29 March 2013 ]
Pozoloji:
Doz, hastanm gereksinimine göre doktor tarafından belirlenmelidir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
HUMALOG KWIKPEN yemeklerden 15 dakika önce uygulanabilir. Gerek duyulduğunda HUMALOG KWIKPEN yemeklerden hemen sonra da uygulanabilir.
Uygulama şekli:
HUMALOG KWIKPEN subkütan enjeksiyon şeklinde uygulanmalıdır (bkz. bölüm 4.2); tavsiye edilmemesine rağmen, intramüsküler enjeksiyon da uygulanabilir. HUMALOG KVVIKPEN gerektiğinde (ketoasidozda kan glukoz seviyesinin kontrolü, akut hastalıkta, cerrahi operasyon sırasında ve sonrasında kullanım ömek gösterilebilir) intravenöz olarak da uygulanabilir.
Subkütan uygulama kolun üst kısmı, uyluk, kalça ya da karına yapılmalıdır. Enjeksiyon yapılan bölgeler değiştirilerek aynı bölgenin ayda bir seferden fazla kullanılmaması sağlanmalıdır.
HUMALOG KWIKPEN subkütan uygulandığı sırada bir kan damarına girilmediğinden emin olunmalıdır. Uygulamadan sonra, enjeksiyon bölgesine masaj yapılmamalıdır. Hastalar uygun enjeksiyon tekniğinin kullanılması konusunda eğitilmelidir.
HUMALOG KWIKPEN etkisini çabuk gösterir ve subkütan uygulamada regüler insüline kıyasla daha kısa bir etki süresine sahiptir (2 ila 5 saat). Etkinin hızlı başlaması HUMALOG KWIKPEN enjeksiyonunun (ya da sürekli subkütan infüzyon şeklindeki uygulamalarda, Humalog bolus) öğünlere çok yakın bir zamanda yapılmasına olanak verir. Herhangi bir insülinin etki süresi kişiden kişiye ya da aynı kişilerde farklı zamanlardaki uygulamalarda değişkenlik gösterebilir. Regüler İnsan insülinine kıyasla etkinin hızlı oluşması enjeksiyon bölgesinden bağımsızdır. Tüm insülin preparatlarında olduğu gibi HUMALOG KWIKPEN’in etki süresi doz, enjeksiyon yeri, kanlanma, vücut sıcaklığı ve fiziksel aktiviteye bağlıdır.
Doktor tarafından önerilmişse, HUMALOG KW1KPEN daha uzun etkili insan İnsülinleri ile ya da oral sülfonilüre bileşikleri ile birlikte kullanılabilir.
İnsülinin kalem ile uygulanımı:
Hastalar, tedaviye başlamadan önce ve reçete her yenilendiğinde ürün ile ilgili bilgileri içeren Kullanma Talimatı’m ve kalem İle ilgili bilgileri içeren Kalem Kullanma Kılavuzu’nu okumalıdır. Hastalar, uygulama kaleminin uygun kullanımı, insülin akışı görülene kadar kalemin kullanıma hazır hale getirilmesi ve iğnelerin uygun şekilde imha edilmesi konusunda eğitilmelidir. Hastalara kalemlerini başkalarıyla paylaşmamaları tavsiye edilmelidir.
Kullanım ile ilgili talimatlar
A) Dozun hazırlanması:
1. HUMALOG KWIKPEN çözeltisini İnceleyiniz. Berrak ve renksiz olması gerekmektedir.
Eğer içeriği bulanık, koyulaşmış veya hafifçe renklenmiş görünüyorsa, ya da görülebilen katı
parçacıklar varsa HUMALOG KWIKPENM kullanmayınız.
2
. İğneyi aşağıda belirtilen şekilde takınız:
Lastik contayı alkol ile siliniz. Kapaklı iğnenin üzerinden kağıt koruyucuyu çıkartınız. Kapağı çıkarmadan iğneyi kalemin ucuna yerleştiriniz ve saat yönünde döndürerek iyice oturmasını sağlayınız. Kalemi iğne yukarı gelecek şekilde tutunuz ve iğnenin dış kapağı ve iç kapağını çıkartınız.
3. Kalemin havasının alınması (İnsülin akışının kontrolü):
a) Doz düğmesini saat yönünde 2 ünite döndürünüz.
b) Kalemi, iğne yukanda olacak şekilde tutun ve kartuş haznesine parmağınızla hafifçe vurarak varsa hava kabarcıklarının yukanda toplanmasını sağlayınız. Doz düğmesine duruncaya kadar ve doz penceresinde “0” görününceye kadar basınız. Doz düğmesini basılı tutunuz ve yavaşça 5’e kadar sayınız, iğnenin ucunda bir damla insülinin çıktığı görünmelidir. Eğer iğne ucundan insülin çıkmazsa insülin çıkıncaya kadar işlemi tekrarlayınız.
c) Her enjeksiyondan önce kaleminizin havasını alınız (insülin akışını kontrol ediniz). Kalemin
havasının alınmaması hatalı doz enjeksiyonuna yol açabilir.
4. Dozun ayarlanması:
a) Doz başlığını istenilen doz, pencerede gözükünceye kadar saat yönünde çeviriniz. Eğer fazla doz çevrilmiş ise, doğru doz pencerede görününceye kadar doz başlığını geriye doğru (saat yönünün aksine) döndürünüz. Kartuş içinde kalan üniteden daha yüksek bir doz çevrilemez.
B) Dozun enjeksiyonu:
1. Ellerinizi yıkayınız.
2. Enjeksiyon bölgesini seçiniz.
3. Belirtildiği şekilde cildi temizleyiniz.
4. İğnenin dış kapağını çıkartınız.
5. Geniş bir alanı gererek ya da sıkıştırarak cildi sabitleştiriniz. İğneyi tarif edildiği şekilde batırınız.
6
. Baş parmağınız ile enjeksiyon düğmesine basınız; 5 saniye kadar bekleyiniz. Tam dozu aldığınız doğrulamak için doz penceresinde
0
gördüğünüzden emin olunuz.
7. İğneyi enjeksiyon yerinden çıkartınız ve enjeksiyon yerine birkaç saniye süresince hafif bir basınç uygulayınız. Enjeksiyon bölgesini ovuşturmayınız.
8
. Enjeksiyonun hemen arkasından, iğnenin dış kapağını kullanarak iğneyi kalemden çıkartınız.
Bu sterilitenin korunmasını sağlar; iğneden sızmayı, iğneye hava girişini, ve iğnenin
tıkanmasını önler. Kullanılan iğneleri tekrar kullanmayınız. İğneler emniyetli bir şekilde atılmalıdır. İğneyi ve kalemi başkası ile paylaşmayınız.
Kullanıma hazır önceden doldurulmuş kalemler boşalıncaya kadar kullanılabilirler. Lütfen uygun şekilde atınız veya geri dönüştürünüz.
9. Kalemin kapağını kapatınız.
10.
Enjeksiyon yapılan bölgeler değiştirilerek aynı bölgenin ayda bir seferden fazla kullanılmaması sağlanmalıdır.
11. Enjeksiyon düğmesi, kalem tekrar kullanılmadan önce tamamen bastırılmış olmalıdır.
C) insülinlerin karıştırılması:
HUMALOG KWIKPEN’in diğer üreticilerin ürettiği insülinlerle veya hayvan kökenli insülin preparatlarıyla karıştırılması hakkında herhangi bir çalışma yapılmamıştır. (Bkz. bölüm 6.2).
D) İnsülinin intravenöz uygulanımı:
İnsülin lispronun intravenöz enjeksiyonu, intravenöz bolus ya da infüzyon sisteminde olduğu gibi intravenöz enjeksiyonlar için klinik uygulamalara göre yapılmalıdır. Kan şeker düzeyinin sık aralarla gözlenmesi gereklidir.
İnsülin lispronun, %0.9 sodyum klorür ve %5
dekstroz içinde 0.1 U/ml ile 1.0 U/ml konsantrasyonlarındaki infüzyon sistemleri oda sıcaklığında 48 saat stabildir. Hastaya infüzyon uygulanımına başlamadan önce sistemin havasının alınması tavsiye edilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliğinde insülin gereksinimi azalabilir.
Karaciğer yetmezliği durumunda glukoneojenez kapasitesinin ve İnsülin yıkımının azalmasına bağlı olarak insülin gereksinimi azalabilir. Bununla beraber, kronik karaciğer yetmezliği olan hastalarda insülin rezistansındaki artış, insülin gereksiniminin artmasına neden olabilir.
Böbrek ve karaciğer işlev bozukluğu olan hastalarda glukoz düzeylerinin izlenmesi ve insülin dozunda ayarlama gerekebilir.
Pediyatrik popülasyon:
HUMALOG KWIKPEN çocuklarda yalnızca htzlı etkili İnsülinin etkisi daha yararlı olacaksa regüler insüline tercih edilebilir, (örneğin: enjeksiyon zamanlarının öğünlerle İlişkili olarak belirlenmesi gibi).
Geriyatrik popülasyon:
İnsülin lispro veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
Uyarılar
Bu insan insülin analogu regüler insan insülininden hızlı etki başlangıcı ve aktivitenin kısa olması açısından farklılık gösterir. Yemeklerle ilişkili olarak kullanıldığında, HUMALOG KWIKPEN öğünlerden 15 dakika önce ve yemeklerden hemen sonra yapılmalıdır. HUMALOG KWIKPEN’in kısa etki süresi nedeniyle, tip 1 diyabetli hastalar glukoz kontrolünü sağlamak için uzun etkili insüline de ihtiyaç duyarlar.
HUMALOG KVVIKPEN de dahil olmak üzere insülinlerle ilgili görülen en yaygın advers etki hipoglisemidir. Tüm insülinlerle olduğu gibi, hipogliseminin zamanlaması değişik insülin formülasyonlannda farklılıklar gösterir. Diyabetli hastalarda glukoz monitorizasyonu tavsiye edilir.
İnsülinde yapılan herhangi bir değişiklik dikkatle ve medikal gözlem altında yapılmalıdır.
Doz, marka (üretici), tip (regüler, NPH, lente v.s.), tür (hayvan, insan, insan insülin analogu) ve/veya üretim yöntemindeki (rekombinant DNA teknolojisiyle üretilen insüline karşı hayvan kökenli insülin) farklılıklar doz ayarlanmasını gerektirebilir.
Önlemler
Genel
Hastalar, insülin ve diğer alternatif tedavilerin potansiyel riskleri hakkında bilgilendirilmelidir. Hastalar ayrıca, insülinin uygun saklama koşulları, enjeksiyon teknikleri, uygulama süresi, öğün planlamasına eklenmesi, düzenli fiziksel aktivite, düzenli kan glukoz seviyesi monitorizasyonu, periyodik hemoglobin Atc testi, hipoglisemi ve hipergliseminin fark edilmesi ve yönetilmesi ve diyabet komplikasyonlarının periyodik değerlendirilmesi konusunda da bilgilendirilmelidir.
Tüm insülinlerin kullanımı ile ilişkili olarak görülen potansiyel klinik advers etkiler hipoglisemi ve hipokalemidir. Tedavi edilmeyen hipokalemi solunum felci, ventriküler aritmi ve ölüme neden olabilir. HUMALOG KW1K.PEN ve diğer insülinlerin etki farklılığı nedeniyle klinik olarak İlgili potansiyel yan etkiler görülen hastalarda (örneğin oruç tutan, otonomik nöropatisi olan veya potasyum düşürücü ilaçlar kullanan ya da serum potasyum düzeylerine hassasiyet gösteren ilaç olan hastalar) dikkat edilmelidir. Lipodistrofi ve aşırı hassasiyet tüm insülinlerin kullanımı ile oluşan diğer potansiyel klinik advers etkilerdir.
Tüm insülin preparatlarında olduğu gibi, HUMALOG KWIKPEN’in etki süresi değişik bireylerde ya da aynı kişide değişik zamanlarda farklılıklar gösterir ve enjeksiyon bölgesi, kan desteği, sıcaklık ve fiziksel aktiviteye bağlıdır.
Hasta fiziksel aktivitesini veya her zamanki yemek planını değiştirdiğinde hangi insülin olursa olsun doz ayarlaması yapılması gerekebilir. Hastalık, duygusal rahatsızlık veya stres sırasında insülin gereksinimleri değişebilir.
Hipoglisemi — Diğer insülin preparatlarında olduğu gibi, hipoglisemik reaksiyonlar HUMALOG KWIKPEN uygulamasıyla ilişkili olabilir. Serum glukoz konsantrasyonlarındaki hızlı değişim diyabetli hastalarda glukoz değerinden bağımsız olarak hipoglisemi semptomlarını uyarabilir.
Uzun süreli diyabet, yoğun insülin tedavisi, diyabetik nöropati ya da beta blokörler gibi ilaçlar hipogliseminin erken uyarı semptomlarını daha farklı ya da daha az belirgin hale getirebilir.
Alerji
Lokal Alerji — Tüm insülin tedavilerinde olduğu gibi, hastalarda enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişkinlik veya kaşıntı olabilir. Bu minör reaksiyonlar birkaç gün ile birkaç haftada düzelir. Bazen, bu reaksiyonlar cilt temizleme malzemeleri içindeki iritanlar veya uygun olmayan enjeksiyon teknikleri gibi insülinden başka faktörlerle de ilişkili olabilir.
Sistemik Alerji — Sık olmayan ancak potansiyel olarak daha ciddi olan insüline genel alerji tüm vücutta döküntüye (kaşıntı dahil), nefes kesilmesine, tansiyon düşmesi, hızlı nabız, hırıltılı solunum veya terlemeye neden olabilir. Anafilaktik reaksiyonun dahil olduğu ciddi sistemik alerji vakaları hayatı tehdit edebilir. Kontrollü klinik çalışmalarda, kaşıntı (döküntü olan veya olmayan) Humulin R (N=2969) kullanan 17 hastada ve Humalog (N=2944)(p=0.053) kullanan 30 hastada görülmüştür. Krezolün enjeksiyonluk preparatlarda yardımcı madde olarak kullanılması sonucu lokalize reaksiyonlar ve yaygın kas ağrısı bildirilmiştir.
Antikor oluşumu — Büyük klinik araştırmalarda, insan İnsülini ve insülin lispro ile çapraz reaksiyon gösteren antikorlar Humulin R ve Humalog tedavi gruplarında gözlenmiştir. Beklendiği gibi 12 aylık klinik çalışmalar sırasında antikor düzeylerindeki en büyük artış insülin tedavisine yeni başlayan hastalarda gözlenmiştir.
Hastanın, başka bir insülin tipi veya markasına geçirilmesi kesinlikle tıbbi gözetim altında gerçekleştirilmelidir. Doz, marka (üretici), tip (regüler, NPH, lente v.s.), tür (hayvan, insan, insan insülin analoğu) ve/veya üretim yöntemindeki (rekombinant DNA teknolojisiyle üretilen insüline karşı hayvan kökenli insülin) farklılıklar doz ayarlanmasını gerektirebilir. Hızlı etkili insülinler için, bazal insülin kullananlar da dahil tüm hastalarda tüm gün boyunca özellikle noktümal/açlık glukoz kontrolünü sağlamak için her iki insülinin dozu optimize edilmelidir.
Hayvan kökenli insülinden İnsan kökenli insüline geçen birkaç hastada uyarıcı nitelikteki erken hipoglisemi semptomlarının derecesinin önceki insüline göre azaldığı ya da değişikliğe uğradığı bildirilmiştir. Düzeltilmemiş hipoglisemi ya da hiperglisemi reaksiyonları, bilinç kaybı, koma ya da ölüme neden olabilir.
Yetersiz dozların kullanılması ya da tedavinin kesilmesi, özellikle insüline bağımlı diyabetlilerde ölümcül potansiyeli bulunan hiperglisemiye ve diyabetik ketoasidoza yol açabilir.
Böbrek yetmezliğinde insülin gereksinimi azalabilir. Glukoneojenez kapasitesinde ve insülin yıkımında azalmaya bağlı karaciğer yetmezliği olan hastalarda insülin gereksinimi azalabilir, ancak kronik karaciğer yetmezliği olan hastalarda insülin direncindeki artış insUlin gereksinimlerinde artışa yol açabilir.
Hastalık ya da duygusal bozukluklarda insülin gereksiniminde artış olabilir.
Fiziksel aktivitesinde artış olan ya da alıştıkları beslenme tarzını değiştiren hastalarda da doz ayarlaması gerekebilir.Öğünden hemen sonra yapılan egzersiz hipoglisemi riskini artırabilir.Hızlı etkili insülin analoglarının farmakodinamik özelliklerine bağlı olarak eğer hipoglisemi oluşursa, regüler insülinle karşılaştırıldığında enjeksiyondan sonra daha erken oluşabilir.
HUMALOG KWIKPEN çocuklarda yalnızca hızlı etkili insülinin etkisi daha yararlı olacaksa regüler insüline tercih edilebilir (örneğin; enjeksiyon zamanlarının öğünlerle ilişkili olarak belirlenmesi gibi).
HUMALOG KWIKPEN’in pioglitazon ile kombine kullanımı:
Özellikle kalp yetmezliği gelişimi riskini taşıyan hastalarda, pioglitazon insülin ile kombine olarak kullanıldığında kalp yetmezliği vakalan bildirilmiştir. Eğer HUMALOG KW1KPEN ve pioglitazonun kombine kullanımı düşünülüyorsa, bu göz önünde bulundurulmalıdır. Kombine tedavi uygulandığında hastalar kalp yetmezliğinin belirtileri ve semptomları, kilo artışı ve ödem bakımından gözetilmelidir. Kardiyak semptomlarda bozulma olduğu takdirde pioglitazon kesilmelidir.
Oral kontraseptifler. kortikosteroidler, izoniazid, niasin gibi lipid düşürücü ilaçlar, östrojen, fenotiyazinler veya tiroid replasman tedavisinde kullanılan bileşikler, danazol, beta
2
stimülanları (ritodrin, salbutamol, terbutalin) gibi hiperglisemik aktivite gösteren ilaçlar insülin gereksiniminde artışa yol açabilir.
Oral hipoglisemik ajanlar, salisilatlar (Örneğin asetilsalisilik asit), sülfa grubu antibiyotikler, bazı antidepresanlar (monoamin oksidaz inhibitörleri, selektif serotonin geri alım inhibitörleri), bazı anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörleri (kaptopril, enalapril), anjiyotensin II reseptör blokörleri, beta blokörler, oktreotid ya da alkol gibi hipoglisemik aktivite gösteren bileşikler kullanıldığında insülin dozunun azaltılması gerekebilir.
Beta-adrenerjik blokör ilaçlar, bazı hastalarda hipogliseminin semptomlarını maskeleyebilir.
HUMALOG KWIKPEN ile birlikte başka ilaçlar kullanılırken doktora danışılmalıdır (Bkz. bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara İlişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadmlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çok sayıda gebelikte maruz kalma olgularına ilişkin veriler insülin lispronun gebelik üzerinde ya da fetusun/yeni doğan çocuğun sağlığı üzerinde advers etkileri olduğunu göstermemektedir. Bugüne kadar herhangi önemli bir epidemiyolojik veri elde edilmemiştir.
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Oral kontraseptiflerin kullanımı insülin gereksiniminde artışa yol açabilir (Bkz. Bölüm 4.5).
Diyabetli hastalara, gebe kaldıklarında ya da kalmayı düşündüklerinde durumu doktorlarına bildirmeleri tavsiye edilmelidir.
Gebelik dönemi
Teratojenik etkiler - Gebe sıçanlar ve tavşanlar üzerinde sırasıyla 4 ve 0.3 keze kadar parenteral dozlarda (vücut yüzey alanına bağlı olarak ortalama insan dozu ortalama 40 ünite/gün) üreme çalışmaları yapılmıştır. Sonuçlar, HUMALOG KVVIKPEN’in fertilitede azalmaya veya fetüste zarara yol açtığına dair herhangi bir belirti göstermemiştir. Ancak, HUMALOG KVVIKPEN’in gebe kadınlarda yapılmış yeterli sayıda kontrollü çalışması mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan üreme çalışmaları her zaman insan üzerindeki etkilerini tahmin edebilmek için yeterli olmadığından, HUMALOG KVVIKPEN gebe kadınlara sadece kesinlikle gereksinim duyulduğunda verilmelidir.
HUMALOG KVVIKPEN’in gebelik sırasında kullanımına dair kısıtlı klinik çalışma olmasına rağmen, insan insülinleri ile yapılan yayınlanmış çalışmalar, gebelik öncesi ve gebelik sırasında postprandiyal kontrolü de içeren genel glisemik kontrolü optimize etmenin bebeğin gelişimi ile ilgili sonuçlan geliştirdiğini göstermektedir. Her ne kadar matemal hİpergl isem iye bağlı fetal komplikasyonlar iyi dokümante edilmişse de, matemal hipoglisemiye bağlı matemal toksisite de raporlanmıştır.
Gebelik sırasında insülin lispro kullanan çok sayıda gebe kadına ait veriler, insülin lispronun gebelik üzerinde ya da fetus ya da yenidoğantn sağlığı üzerinde herhangi bir advers etkisi olmadığını göstermiştir.
Gebelik sırasında insülin tedavisi gören hastada (insüline bağımlı diyabet ya da gestasyonel diyabet) diyabet kontrolü büyük önem taşır. Genellikle, insülin gereksiniminde ilk trimesterde azalma, ikinci ve üçüncü trimesterlerdc artış gözlenir. Diyabetli hastalara, gebe kaldıklarında ya da kalmayı düşündüklerinde durumu doktorlarına bildirmeleri tavsiye edilmelidir. Diyabetli hastaların gebeliği sırasında glukoz düzeylerinin ve genel sağlık durumlarının dikkatle izlenmesi gerekir.
Laktasyon dönemi
İnsülin lispronun insan ya da hayvan sütü ile atılmasına ilişkin yetersiz/sınırlı bilgi mevcuttur. Emzirilen çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da HUMALOG KVVIKPEN tedavisinin durdurulup/durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve HUMALOG KVVIKPEN tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Emziren diyabetli annelerin HUMALOG KVVIKPEN dozunda, beslenme tarzında ya da her ikisinde değişiklik yapılması gerekebilir.
Üreme yeteneği (fertilite)
Hastanın konsantre olabilme ve reaksiyon gösterme yetileri, hipoglisemi nedeniyle azalabilir. Bu durum, söz konusu yetilerin özellikle önemli olduğu durumlarda (Örn; araç sürme ya da makine kullanma gibi) risk yaratabilir.
İnsülin tedavisi gören bir diyabet hastasında en yaygın görülen yan etki hipoglisemidir. Ciddi hipoglisemi bilinç kaybına ve ileri vakalarda da ölüme neden olabilir. Hipoglisemi hem insülin dozu hem de hastanın diyeti ve egzersizi gibi diğer faktörlerin sonucu olduğundan hipoglisemi için spesifik bir sıklık belirlenmemiştir.
Sıklıklar aşağıdaki şekilde tanımlanır:
Çok yaygın (>1/10); yaygm (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1,000 ila <1/100); seyrek (>
1
/
10,000
ila <
1
/
1
,
000
); çok seyrek (<
1
/
10
,
000
), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
İmmün sistem bozuklukları
Yaygın:
Lokal alerji, insülin enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, şişme ve kaşıntı görülebilir. Bu durum genellikle birkaç gün ile birkaç hafta arasında ortadan kaybolur. Bazen alerji, insülinden çok, deriyi temizlemekte kullanılan tahriş edici maddelere ya da uygun olmayan enjeksiyon tekniğine bağh olabilir.
Seyrek:
Sistemik alerji (insüline karşı genel bir alerji durumudur). Sistemik alerji tüm vücutta döküntülere, solunum güçlüğüne, hırıltılı solunuma, kan basıncında azalmaya, kalp ritminde artışa ya da terlemeye yol açabilir. Ciddi sistemik alerji vakaları hayatı tehdit edici özellikte olabilir.
Deri ve deri altı dokusu bozuklukları
Yaygın olmayan:
Enjeksiyon bölgesi reaksiyonları, lipodistrofi, kaşıntı, döküntü
Serum glukoz konsantrasyonları; insülin düzeyleri, kullanılabilir glukoz miktan ve diğer metabolik süreçler arasındaki karmaşık etkileşimlerin bir sonucu olduğundan, insülinlerin spesifik bir doz aşımı tanımlaması yoktur. Hipoglisemi insülinin alınan besinlere ya da enerji harcamalarına göreceli olarak fazla gelmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Ürün dozunda ve öğün planında düzenleme veya egzersiz gerekebilir.
Hipoglisemi ile birlikte dikkatsizlik, konfüzyon, çarpıntı, baş ağrısı, terleme ve kusma olabilir.
Hafif hipoglisemi ataklan, glukoz, şeker ya da şekerli ürünlerin oral yolla alınmasına yanıt verebilir.
Orta düzeyde hipoglisemi intramüsküler ya da subkütan glukagon uygulanması ve hasta yeterince iyileştikten sonra oral karbonhidrat verilmesi ile düzeltilebilir. Glukagona yanıt vermeyen hastalara, intravenöz glukoz çözeltisi uygulanmalıdır.
Hasta komada ise, İntramüsküler ya da subkütan glukagon uygulanmalıdır. Ancak, glukagon mevcut olmadığında ya da hasta glukagona yanıt vermediğinde intravenöz glukoz çözeltisi uygulanmalıdır. Bilinç kaybı düzeldikten hemen sonra hastaya yemek yedirilmelidir.
Belirgin klinik iyileşme olduktan sonra da hipoglisemi tekrarlayabileceğinden, sürekli karbonhidratlı gıda alımı sağlanmalı ve hasta gözlem altında bulundurulmalıdır.