ILARIS 150 mg/ml enjeksiyonluk çözelti için toz içeren 1 flakon Klinik Özellikler
Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.
[ 25 October 2013 ]
Novartis Sağlık,Gıda ve Tarım Ürünleri San. Tic. A.Ş.
[ 25 October 2013 ]
Kriyopirin ilişkili Periyodik Sendromlar (CAPS)
ILARIS, vücut ağırlığı 7,5 kg ve üzerinde olan 2 yaş ve üstü çocuk ve yetişkinlerde Kriyopirin ilişkili Periyodik Sendromlarm (CAPS) tedavisinde endikedir:
Ailevi Soğuk Otoinflamatuar Sendrom (FCAS) / Ailevi Soğuk Ürtiker (FCU)
Muckle-Wells Sendromu (MWS)
ILARIS, Neonatal Başlangıçtı Multisistem İnflamatuar Hastalık (NOMID) / Kronik infantil Nörolojik, Kütanöz, Artiküler Sendrom (CINCA) tedavisinde endikedir.
Sistemik Jüvenil idiyopatik Artrit (SJİA)
ILARIS nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ve sistemik kortikosteroidler ile önceki tedaviye yeterince yanıt vermemiş 2 yaş ve üzerindeki hastalarda aktif Sistemik Jüvenil İdiopatik Artrit (SJİA) tedavisi için endikedir. ILARIS monoterapi olarak veya metotreksat ile kombinasyon halinde verilebilir.
Tedavi, ilgili endikasyonun tanı ve tedavisinde uzman doktorlar tarafından başlatılmalı ve kontrol edilmelidir.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
CAPS
Yetişkinler, ergenler ve 2 yas veya üzeri çocuklar
CAPS hastaları için ILARİS’in önerilen başlangıç dozu
Yetişkinler, ergenler ve > 4 yaşındaki çocuklar
Vücut ağırlığı > 40 kg olan hastalar için 150 mg
Vücut ağırlığı > 15 kg ve <40 kg olan hastalar için 2 mg/kg
Vücut ağırlığı > 7,5 kg ve <<15 kg olan hastalar için 4 mg/kg
2 ila <4 yaşındaki çocuklar:
Vücut ağırlığı > 7,5 kg olan hastalar için 4 mg/kg
Bu, her sekiz haftada bir subkutan enjeksiyonla tekli doz olarak uygulanır.
Başlangıç dozu 150 mg veya 2 mg/kg olan hastalar için, tedavinin başlatılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt (döküntü ve diğer jeneralize enflamatuar semptomlarda düzelme) elde edilirse her sekiz haftada bir 150mg veya 2mg/kg dozunda idame edilir. Tatmin edici bir klinik yanıt elde edilmezse, 150 mg veya 2 mg/kg’da ikinci bir ILARİS dozu düşünülebilir. Ardından tam tedavi yanıtı elde edilirse her 8 haftada bir 300 mg veya 4 mg/kg’hk yoğun doz uygulama rejimi sürdürülmelidir. Dozun bu şekilde artırılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt elde edilmezse, 300 mg veya 4 mg/kg’da üçüncü bir ILARİS dozu düşünülebilir. Ardından tam tedavi yanıtı elde edilirse, bireysel klinik değerlendirmeye göre her 8 haftada bir 600 mg veya 8 mg/kg’hk yoğun doz uygulama rejimi sürdürülmelidir.
Başlangıç dozu 4 mg/kg olan hastalar için, tedavinin başlatılmasından 7 gün sonra tatmin edici bir klinik yanıt (döküntü ve diğer jeneralize enflamatuar semptomlarda düzelme) elde edilirse her sekiz haftada bir 4mg/kg dozunda idame edilir. Tatmin edici bir klinik yanıt elde edilmezse, 4 mg/kg’da ikinci bir ILARİS dozu düşünülebilir. Ardından tam tedavi yanıtı elde edilirse, bireysel klinik değerlendirmeye göre her 8 haftada bir 8 mg/kg’hk yoğun doz uygulama rejimi sürdürülmelidir.
4 haftadan kısa aralıklarda veya 600 mg ya da 8 mg/kg üzerindeki dozlarda doz uygulama ile klinik deneyim kısıtlıdır.
SJİA
Vücut ağırlığı > 7,5 kg olan SJİA’lı hastalar için önerilen ILARİS dozu her dört haftada bir subkutan enjeksiyon ile uygulanan 4 mg/kg’dır (maksimum 300 mg’a kadar). Klinik düzelme olmayan hastalarda ILARİS ile tedaviye devam, tedavi eden doktor tarafından yeniden değerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
İlaç deri altına enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Aşağıdakiler uygun enjeksiyon bölgeleridir: üst uyluk, karın, üst kol veya kalçalar. Ağrıyı önlemek için ürün her enjekte edildiğinde farklı bir enjeksiyon bölgesi seçilmesi önerilir. Çatlak deri ve morarmış veya döküntü ile kaplanmış alanlardan kaçınılmalıdır. ILARİS’e yetersiz maruz kalmaya neden olabileceğinden yara izi dokusuna enjeksiyondan kaçınılmalıdır.
Her flakon tek bir hastada tek doz olarak tek kullanımlıktır.
Enjeksiyon tekniği ile ilgili uygun eğitim verildikten sonra, hekim uygun görürse ve gerektiği durumlarda tıbbi takiple birlikte hasta veya hastanın bakımı ile ilgilenen kişi ILARIS’i enjekte edebilir (bkz. Bölüm 6.6).
Sulandırılmış çözeltinin hazırlanması ve kullanılması ile ilgili talimatlar için bkz. Bölüm 6.6.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Bununla beraber, bu hastalardaki klinik deneyim sınırlıdır.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda özel olarak yapılmış klinik çalışma mevcut değildir. Canakinumab bir insan IgG immünoglobulini olduğundan, karaciğer yetmezliğinin canakinumab farmakokinetiğini etkilemesi beklenmemektedir.
Pediyatrik popülasyon:
ILARIS’in 2 yaş altındaki CAPS’lı hastalar ve SJİA’h hastalarda güvenlilik ve etkililiği belirlenmemiştir. Halihazırda mevcut veriler bölüm 4.8, 5.1 ve 5.2’de açıklanmakla birlikte pozolojiye ilişkin bir öneride bulunulamaz.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlaması gerekli değildir. Bununla birlikte, bu hastalardaki klinik deneyim sınırlıdır.
65 yaş üstü hastalarda klinik deneyim sınırlı olduğundan dikkatli olunması tavsiye edilir.
ILARIS, etkin madde ya da bölüm 6. l’de listelenen yardımcı maddelerden herhangi birine karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
Aktif, ciddi enfeksiyon (bkz Bölüm 4.4)
İzlenebilirlik:
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Enfeksiyonlar:
ILARIS ciddi enfeksiyon insidansmın artması ile bağlantılıdır. Bu nedenle, ILARIS tedavisi sırasında ve sonrasında enfeksiyon bulguları ve belirtileri için hasta dikkatlice kontrol edilmelidir. Enfeksiyonlu, nüksetmiş enfeksiyon öyküsü bulunan ya da hastayı enfeksiyona yatkın hale getiren durumların gözlendiği hastalara ILARIS uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Tıbbi girişim gerektiren aktif bir enfeksiyonun gözlendiği hastalarda ILARIS ile tedaviye başlanmamalı ya da devam edilmemelidir.
ILARIS tedavisi sırasında izole olağandışı veya fırsatçı enfeksiyon vakaları (aspergilloz, atipik mikobakteriyel enfeksiyonlar, herpes zoster dahil) bildirilmiştir. ILARIS’in bu olaylarla nedensel ilişkisi olasılık dışı bırakılamamaktadır.
ILARIS’in tümör nekroz faktörü (TNF) inhibitörleri ile birlikte kullanılması önerilmemektedir; çünkü bu ciddi enfeksiyon riskini arttırabilir (bkz. Bölüm 4.5).
Tüberküloz taraması:
Klinik çalışmalarda bir PPD deri testi ile test edilmiş CAPS hastalarının yaklaşık %12’sinde, ILARİS tedavisi sırasında latent ya da aktif bir tüberküloz enfeksiyonu ile ilgili klinik kanıta rastlanmasa da, takip testinde pozitif bir sonuç elde edilmiştir.
ILARİS gibi interlökin-1 (IL-1) inhibitörlerinin kullanılmasının tüberküloz için reaktivasyon riskini artırıp artırmadığı bilinmemektedir. Tedavi başlamadan önce, tüm hastalar hem aktif hem de latent tüberküloz enfeksiyonu açısından değerlendirilmelidir. Özellikle yetişkinlerde bu değerlendirme detaylı bir tıbbi öyküyü kapsamalıdır. Uygun tarama testleri (örn., tüberkülin deri testi, interferon gama salınım analizi [IGRA] veya göğüs röntgeni) tüm hastalarda yürütülmelidir (yerel öneriler uygulanabilir). Hastalar ILARİS tedavisi sırasında ve sonrasında tüberküloz işaret ve semptomları açısından yakından takip edilmelidir. Tüm hastalar ILARİS tedavisi sırasında tüberkülozu düşündüren belirti veya semptomların (örn., persistan öksürük, kilo kaybı, subfebril vücut sıcaklığı) ortaya çıkması durumunda tıbbi öneriye başvurmaları için yönlendirilmelidir. PPD testinin negatiften pozitife dönmesi durumunda, özellikle yüksek riskli hastalarda tüberküloz enfeksiyonu için alternatif tarama yöntemleri düşünülmelidir.
Nötropeni ve lökopeni:
ILARIS’in de dahil olduğu IL-l’i inhibe eden ilaçlar ile nötropeni (mutlak nötrofil sayımı [ANC] < 1,5 x 109/L) ve lökopeni gözlenmiştir. Nötropenisi ya da lökopenisi olan hastalarda ILARİS tedavisi başlatılmamahdır. Nötrofil sayımları dahil beyaz kan hücrelerinin tedavi başlatılmadan önce ve tekrar tedaviden 1 ila 2 ay sonra değerlendirilmesi önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Kronik ya da tekrarlayan tedaviler için, beyaz kan hücrelerinin periyodik olarak tedavi süresince değerlendirilmesi önerilmektedir. Eğer hasta nötropenik ya da lökopenik olursa, beyaz kan hücreleri sayımı yakından izlenmeli ve tedavinin bırakılması düşünülmelidir.
Maligniteler:
ILARİS ile tedavi edilen hastalarda malignite olayları bildirilmiştir. Anti-interlökin (IL)-1) tedavisi ile malignitelerin gelişme riski bilinmemektedir.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları:
ILARİS tedavisi ile aşırı duyarlılık reaksiyonları kaydedilmiştir. Bu vakaların çoğunluğu hafif şiddettedir. ILARİS için 2600’ün üzerinde hasta ile yapılan klinik geliştirme sırasında, hiç bir anafilaktik ya da anafilaktoid reaksiyon kaydedilmemiştir. Diğer yandan, enjekte edilen proteinler için nadir olmayan aşırı duyarlılık reaksiyonları riski gözardı edilemez, (bkz. Bölüm 4.3).
Hepatik fonksiyon:
Klinik çalışmalarda geçici ve asemptomatik olarak serum transaminaz ya da bilirubin düzeylerinde yükselme vakaları kaydedilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
Aşılar:
ILARİS alan hastalarda canlı aşılar aracılığıyla ikincil enfeksiyon bulaşması ile ilgili veri mevcut değildir. Bu nedenle, yararların açık bir şekilde risklerden daha ağır basmadığı durumlarda, ILARİS ile eş zamanlı olarak canlı aşılar uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
ILARİS tedavisi başlatılmadan önce, yetişkin ve pediyatrik hastalara pnömokokkal aşı ve inaktive grip aşısı da dahil olmak üzere önerilmiş olan tüm aşılar uygulanmalıdır.
CAPS hastalarında NLRP3 genindeki mutasyon:
NLRP3 geninde doğrulanmış bir mutasyonun olmadığı CAPS hastalarından elde edilen deneyim sınırlıdır.
SJİA’lı hastalarda makrofaj aktivasyon sendromu:
Makrofaj aktivasyon sendromu (MAS) özellikle SJİA olmak üzere romatoid durumların görüldüğü hastalarda gelişebilecek yaşamı tehdit eden, bilinen bir hastalıktır. Eğer MAS oluşursa veya bundan şüphe edilirse, değerlendirme ve tedaviye mümkün olduğunca erken başlanmalıdır. Hekimler MAS’ı tetiklediği bilindiğinden, enfeksiyon ve SJİA ağırlaşmasına ilişkin semptomlara dikkat etmelidir. Klinik çalışma deneyimine dayalı olarak ILARIS, SJİA’lı hastalarda MAS insidansmı artırır görünmemekle birlikte, kesin bir sonuç çıkarılamamaktadır.
Eozinofili ve sistemik semptomlarla birlikte olan ilaç reaksiyonu (PRESS):
Eozinofili ve sistemik semptomlarla birlikte olan ilaç reaksiyonu, özellikle sistemik jüvenil idiyopatik artritli (SJİA) hastalarda olmak üzere, ILARIS ile tedavi edilen hastalarda seyrek sıklıkla bildirilmiştir. Bu durum ölümcül olabileceğinden DRESS’li hastaların hastaneye yatırılması gerekebilir. DRESS belirti ve semptomları mevcutsa ve alternatif bir etiyoloji belirlenemiyorsa, ILARIS yeniden uygulanmamalı ve farklı bir tedavi düşünülmelidir.
ILARIS ile diğer tıbbi ürünler arasındaki etkileşimler resmi çalışmalarda incelenmemiştir.
Başka bir IL-1 blokeri ile TNF inhibitörlerinin birlikte uygulandığı durumda ciddi enfeksiyon insidansmm yükseldiği bildirilmiştir. ILARIS’in TNF inhibitörleri ile birlikte kullanılması önerilmez; çünkü bu durum ciddi enfeksiyon riskini arttırabilir.
Karaciğer CYP450 enzimlerinin ekspresyonu, IL-1 beta gibi kronik enflamasyonu uyaran sitokinler tarafından baskılanabilir. Böylece, canakinumab gibi güçlü sitokin inhibitör tedavisi uygulandığında CYP450 ekpresyonu geri döndürülebilir. Bu, dozun kişiye göre ayarlandığı dar bir terapötik indekse sahip CYP450 substratları için klinik açıdan önemlidir. Bu tip bir tıbbi ürünle tedavi edilen hastalarda canakinumabm başlatılmasını takiben, etki ya da ilaç etken maddesinin konsantrasyonu terapötik olarak izlenmeli ve tıbbi ürünün dozu kişiye göre gerekli oldukça ayarlanmalıdır.
ILARIS alan hastalarda canlı aşıların etkileri ya da canlı aşılar aracılığıyla ikincil enfeksiyon bulaşması ile ilgili veri mevcut değildir. Bu nedenle yararların açık bir şekilde risklerden daha ağır basmadığı durumlarda, ILARIS ile eş zamanlı olarak canlı aşılar uygulanmamalıdır. ILARIS tedavisi başlatıldıktan sonra canlı aşılarla aşılama yapılacaksa, son ILARIS enjeksiyonundan sonra ve bir sonrakinden önce en az 3 ay beklenmesi önerilmektedir (bkz Bölüm 4.4).
Eğer mümkünse, ILARIS ile tedavi başlatılmadan önce pediyatrik ve yetişkin hastaların tüm immünizasyonlarmın tamamlanması önerilmektedir (bkz bölüm 4.4).
Sağlıklı yetişkin insanlarda yapılan bir çalışmanın sonuçları, ILARIS’in 300 mg’hk tek dozunun, grip ve meningococcus bazlı glikolize protein aşıları ile bağışıklama sonrasında antikor cevaplarının başlamasını ve devamlılığını etkilemediğini göstermiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Pediyatrik popülasyon:
4 yaş ve daha küçük CAPS hastalarında yapılan 56 haftalık, açık etiketli bir çalışmadan elde edilen sonuçlar, standart bakım kapsamındaki canlı olmayan çocukluk dönemi aşıları yapılmış tüm hastalarda koruyucu antikor düzeylerinin geliştiğini göstermiştir.
Gebelik kategorisi:C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü(Kontrasepsiyon).
ILARİS tedavisi süresince ve son dozu takiben 3 ay etkili kontraseptikf kullanılmalıdır.
Gebelik dönemi
Canakinumab’ın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ve-veya/embriyonal/fetal gelişim/ve-veya/doğum/ve-veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkileri bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Hayvan üreme çalışmalarında her zaman insandaki yanıt öngörülemediğinden, ILARİS gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Gebe olan ya da gebe kalmayı planlayan kadınlar sadece yarar-risk değerlendirmesinden sonra tedavi edilmelidir.
Hayvan çalışmaları, canakinumabın plasentayı geçtiğini ve fetüste saptanabildiğin! göstermektedir. İnsanda herhangi bir veri mevcut değildir, ancak canakinumab G sınıfından (IgG 1) bir immünoglobulin olduğundan, insanda transplasental aktarma beklenir. Bunun klinik etkisi bilinmemektedir. Bununla birlikte, rahimde canakinumaba maruz kalan yeni doğan bebeklere, annenin doğumdan önceki son canakinumab dozunu takip eden 16 hafta boyunca canlı aşı uygulanması önerilmez. Gebelik sırasında canakinumab alan kadınlara, yeni doğan bebeklerine herhangi bir aşı yapılmadan önce bebeğin sağlık uzmanına bilgi vermeleri talimatı verilmelidir.
Laktasyon
Canakinumab’ın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar canakinumab’ın süt ile atıldığını göstermektedir.Hayvan çalışmaları, bir mürin anti-mürin IL-1 beta antikorunun emzirilen fare yavrularının gelişimi üzerinde herhangi bir istenmeyen etki yaratmadığını ve antikorun yavrulara geçtiğini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). Emzirmenin durdurulup durudurulmayacağına ya da ILARİS tedavisinin durdurulup durdurulmayacağma/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verirken emzirmenin çocuk açısından faydası ve ILARİS tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Fertilite
ILARİS’in insan fertilitesi üzerindeki potansiyel etkisi ile ilgili resmi çalışmalar yapılmamıştır. Canakinumabın marmosetlerdeki (C. jacchus) erkek fertilite parametreleri üzerinde bir etkisi bulunmamıştır. Bir mürin anti-mürin IL-1 beta antikorunun erkek ve dişi farelerin fertilitesi üzerinde istenmeyen bir etkisi bulunmamıştır (bkz. Bölüm 5.3).
ILARİS ile tedavi baş dönmesi/vertigo ya da asteniye sebep olarak araç ve makine kullanma yeteneğini azaltabilir. ILARİS tedavisi sırasında bu tarz semptomlar yaşayan hastalar araç ve makine kullanmadan önce bu durumun tamamen ortadan kalkmasını beklemelidir.
Güvenlilik profilinin özeti
En sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları başlıca üst solunum yolu olmak üzere enfeksiyonlardır. Ciddi enfeksiyonlar gözlenmekle birlikte, olayların çoğu hafif ila orta şiddettedir. Doz ve tedavi süresinin advers ilaç reaksiyonlarının tip ya da sıklığı üzerinde bir etkisi olmamıştır.
ILARIS ile tedavi edilen hastalarda aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).
ILARIS ile tedavi edilen hastalarda fırsatçı enfeksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
İstenmeyen etkiler MedDRA sistemi organ sınıfına göre listelenmiştir. Her bir sistem organ sınıfı içinde, advers ilaç reaksiyonları ilk sırada en yaygın olan yer alacak şekilde sıklık kategorisine göre sınıflandırılır. Sıklık kategorileri şu düzen kullanılarak belirlenmiştir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). İstenmeyen etkiler her bir sıklık grubunda azalan ciddiyete göre verilmiştir.
CAPS ve SJIA’da advers olayların tablo halinde özeti
MedDRA Sistem Organ Sınıfı | CAPS | SJİA |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar | ||
Çok Yaygın | Solunum yolu enfeksiyonu (pnömoni, bronşit, influenza, viral enfeksiyon, sinüzit, rinit, farenjit, tonsilit, nazofarenjit, üst solunum yolu enfeksiyonu) Kulak enfeksiyonu Selülit Gastroenterit İdrar yolu enfeksiyonu | Solunum yolu enfeksiyonu (pnömoni, bronşit, influenza, viral enfeksiyon, sinüzit, rinit, farenjit, tonsilit, nazofarenjit, üst solunum yolu enfeksiyonu) Kulak enfeksiyonu Selülit Gastroenterit İdrar yolu enfeksiyonu |
Yaygın | Vulvovajinal kandidiyazis | Vulvovajinal kandidiyazis |
Sinir sistemi hastalıkları | ||
Yaygın | Baş dönmesi/vertigo | Baş dönmesi/vertigo |
Gastrointestinal hastalıklar | ||
Çok yaygın | Karın ağrısı (üst) | |
Deri ve deri altı doku hastalıkları | ||
Çok yaygın | Enjeksiyon bölgesi reaksiyonu | Enjeksiyon bölgesi reaksiyonu |
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları | ||
Çok yaygın | Eklem ağrısı | |
Yaygın | Müsküloskeletal ağrı | |
Araştırmalar | ||
Çok yaygın | Azalmış kreatinin renal klirensi * |
Proteinüri # Lökopeni## | ||
Yaygın | Nötropeni## | Nötropeni## |
Yaygın olmayan | Trombosit sayımında azalma## | Trombosit sayımında azalma## |
* tahmini kreatinin klirensine dayah, çoğu geçicidir
|
SJIA havuzlanmış analizi
Klinik çalışmalarda 2 ila <12 yaş arası 321 hasta, 12 ila <16 yaş arası 88 hasta ve 16 ila <20 yaş arası 36 hasta dahil olmak üzere 2 ila <20 yaş arası toplam 445 SJIA hastası ILARİS almıştır. Tüm SJIA hastalarının havuzlanmış güvenlilik analizi, 16 ila <20 yaşları arasındaki genç erişkin SJIA hastalarından oluşan alt kümede, ILARİS’in güvenlik profilinin, 16 yaşından küçük SJIA hastalarında gözlenenlerle tutarlı olduğunu göstermiştir.
Seçilmiş advers reaksiyonlarla ilgili açıklamalar
CAPS hastalarında uzun vadeli veriler ve laboratuar anormallikleri
CAPS hastaları üzerinde ILARİS ile gerçekleştirilen klinik çalışmalar sırasında, hemoglobin için ortalama değerler artmış ve lökosit, nötrofil ve trombosit değerleri azalmıştır.
CAPS hastalarında nadiren transaminaz yükselmeleri gözlenmiştir.
ILARİS ile tedavi edilmiş CAPS hastalarında, transaminazlarda eş zamanlı yükselmeler olmaksızın serum bilirubinde asemptomatik ve hafif yükselmeler gözlenmiştir.
Doz yükseltme ile birlikte yapılan uzun vadeli, açık etiketli çalışmalarda, enfeksiyon (gastroenterit, solunum yolu enfeksiyonu, üst solunum yolu enfeksiyonu), kusma ve sersemlik, diğer doz grupları ile karşılaştırıldığında 600 mg ya da 8 mg/kg doz grubunda daha sık bildirilmiştir.
SJIA hastalarında laboratuar anormallikleri
Hematoloji
SJIA programının genelinde, 33 hastada (% 16,5) lökosit (WBC) sayımlarında geçici azalma (< O?, 8 x LLN) bildirilmiştir.
SJIA programının genelinde, 12 hastada (%6) mutlak nötrofil sayımlarında (ANC) 1 x 109/L’den daha düşük düzeylere geçici azalmalar bildirilmiştir.
SJIA programının genelinde, 19 hastada (%9,5) trombosit sayımlarında geçici azalmalar (<LLN) gözlenmiştir.
ALT/AST
SJIA programının genelinde, 19 hastada (%9,5) >3 x normalin üst sınırı (ULN) düzeyinde yüksek ALT ve/veya ALT bildirilmiştir.
Pediyatrik popülasyon
Çalışmalara dahil edilmiş 80 pediyatrik CAPS hastası (2-17 yaşları arasında) bulunmaktadır. Genel olarak, genel CAPS popülasyonu ile karşılaştırıldığında (yetişkin ve pediyatrik hastalardan oluşmaktadır, N=211), pediyatrik hastalarda enfeksiyon epizotlarının sıklığı ve şiddeti de dahil olmak üzere ILARIS’in güvenlilik ve tolerabilite profilinde klinik açıdan anlamlı farklılıklar yoktur. Üst solunum yolu enfeksiyonları en sık bildirilen enfeksiyon olaylarıdır.
Yaşlı popülasyon
65 yaş ve üzeri hastalarda gözlenen güvenlilik profilinde anlamlı farklılıklar yoktur.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir, (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı
Aşırı doz ile deneyim sınırlıdır. Erken klinik çalışmalarda, hastalar ve sağlıklı gönüllüler akut toksisite kanıtına rastlanmaksızın intravenöz veya subkutan yolla uygulanan 10 mg/kg’a varan yüksek dozlar almıştır. Doz aşımı durumunda hastanın advers reaksiyonlar veya etkilerin semptomları veya belirtileri açısından izlenmeleri ve gerekli olduğunda uygun semptomatik tedavinin başlatılması önerilmektedir.