INSPRA 25 mg 30 film kaplý tablet Klinik Özellikler
Viatris İlaçları Ltd.Şti
[ 24 May 2013 ]
Viatris İlaçları Ltd.Şti
[ 24 May 2013 ]
Hipertansiyon
Eplerenon, hipertansiyon tedavisinde endikedir. Bu hastalarda, eplerenon, tek başına veya diğer anti-hipertansif ajanlarla kombinasyon halinde kullanılabilir.
Kalp yetmezliği- miyokard enfarktüs sonrası
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Hipertansiyon
INSPRA’nın önerilen başlangıç dozu günde bir kez 50 mg’dır. INSPRA’nın tam terapötik etkisi, 4 hafta içinde ortaya çıkar. Günde bir kez 50 mg’a yetersiz kan basıncı yanıtı olan hastalarda, INSPRA dozajı, günde iki kez 50 mg’a artınlmalıdır. Daha yüksek dozların kan basıncı üzerinde 100 mg’dan daha belirgin etkisi olmadığı için ve hiperkalemide risk artışıyla ilişkilendirildiği için önerilmemektedir.
Kalp yetmezliği- miyokard enfarktüs (MI) sonrası
INSPRA genellikle standart tedavilerle birlikte uygulanır. Önerilen INSPRA dozu günde bir kez 50 mg’dır. Tedavi günde bir kez 25 mg dozunda başlaülmalı ve hasta tarafından tolere edilebilecek şekilde ve serum potasyum düzeylerini dikkate alarak (bkz. Tablo 1), tercihen 4 hafta içinde günde bir kez 50 mg hedef dozuna titre edilmelidir.
Doz, Tablo l’de .gösterildiği gibi serum potasyum düzeyleri esas alınarak ayarlanmalıdır.
Tablo 1: Miyokard enfarktüs sonrası kalp yetmezliğinde - Doz ayarlama tablosu
Serum potasyum veya mEq/L) | (mmol/L | Yapılacak İş | Doz ayan |
<5.0 | Arttırma | Gün Aşırı 25 mg’dan günde 25 mg’a Günde 25 mg’dan günde 50 mg’a | |
5.0-5.4 | Koruma | Doz ayarlaması yok | |
5.5-5.9 | Azaltma | Günde 50 mg’dan günde 25 mg’a Günde 25 mg’dan gün aşırı 25 mg’a Gün Aşırı 25 mg’dan bırakmaya | |
>6.0 | Bırakma | Yok |
Serum potasyum düzeyinin >6.0 mmol/L (veya >6.0 mEq/L) olması nedeniyle INSPRA’nın bırakılmasının ardından, potasyum düzeyleri 5.0 mmol/L (veya 5.0 mEq/L) altına düştüğünde eplerenon yeniden gün aşırı 25 mg olarak verilmeye başlanabilir.
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır.
INSPRA aç veya tok kamına uygulanabilir (bkz. Bölüm 5.2).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği:
Hafif böbrek yetmezliği: Başlangıç dozu ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 4.4).
Orta ila ağır böbrek yetmezliği veya mikroalbüminürili Tip II diyabet: Bkz. Bölüm 4.3 ve
4.4.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif ila orta şiddette karaciğer yetmezliği: Başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4)
Pediyatrik popülasyon:
Yetişkinierdekilere benzer maruziyet üreten 100 mg’a kadar günlük dozlarda eplerenon ile tedavi edilen, 4 ila 17 yaşlanndaki 304 hipertansif pediyatrik hastadan oluşan 10 haftalık bir çalışmada, eplerenon kan basıncını etkili biçimde düşürmemiştir. Bu çalışmada ve 149
hastadan oluşan 1 yıllık pediyatrik güvenlilik çalışmasında, rapor edilen advers olayların insidansı yetişkinlerinkine benzerdir.
Yaşı daha büyük pediyatrik hastalarda yapılan çalışmanın etkililik göstermemesi nedeniyle, 4 yaşından küçük hipertansif hastalarında eplerenon incelenmemiştir.
Eplerenonun etkililiği ve güvenliliği, kalp yetmezliği olan pediyatrik hastalarda incelenmemiştir.
Pediyatrik popülasyonda eplerenon kullanımının önerilmesi için yeterli veri yoktur; dolayısıyla bu yaş grubunda kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik hastalarda başlangıç dozu ayarlaması gerekmez (bkz. Bölüm 4.4).Renal fonksiyondaki yaşa bağlı azalma nedeniyle yaşlı hastalarda hiperkalemi riski artar. Serum potasyum düzeyinin düzenli olarak izlenmesi önerilir (bkz. Bölüm 4.4).
Diğer:
INSPRA tedavisine başlamadan önce, başladıktan veya doz ayarlamasından sonraki ilk hafta içinde ve bir ay sonra serum potasyumu ölçülmelidir. Sonrasında gerektikçe serum potasyumu düzenli olarak değerlendirilmelidir. Hasta özellikleri ve serum potasyum düzeyleri, ek izlemenin uygun olduğunu gösterebilir. EPHESUS klinik çalışmasında hiperkaleminin büyük kısmı, randomizasyon sonrasında ilk üç ayda gözlenmiştir.
CYP3A4 ilaçlan ile birlikte kullanım: Eritromisin, sakinavir, verapamil ve flukonazol gibi zayıf CYP3A4 inhibitörleri alan hastalar, günde bir kez 25 mg’lik bir başlangıç dozu almalıdır ( bkz. Bölüm 4.5). Orta CYP3A4 inhibitörleri almaya başlayan, INSPRA kullanan tüm hastalarda, serum potasyumu ve serum kreatini 3-7 gün içinde kontrol edilmelidir.
Bütün hastalar için:
• Eplerenon veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalara.
• Klinik olarak önemli hiperkalemisi veya hiperkalemiyle ilişkili hastalığı olan hastalara eplerenon uygulanmamalıdır.
• Serum potasyum düzeyi başlangıçta >5.0 mmol/L (mEq/L) olan hastalara
• Şiddetli derecede renal yetersizliği olan hastalara (her 173 m2 için GFR < 30 mL/dakika)
• Şiddetli karaciğer yetersizliği olan hastalara (Child-Pugh Sınıf C)
• Eplerenon ile potasyum tutucu diüretikler, potasyum takviyeleri veya ketokonazol,
itrakonazol, nefazodon, trolendomisin, klaritromisin, ritonavir, ve nelfınavir gibi güçlü CYP 3A4 inhibitörleri birlikte kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
• Bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü ve bir anjiyotensin reseptör blokörü ile üçlü kombinasyon halinde kullanılmamalıdır.
Hipertansiyon tedavisi alan hastalarda
INSPRA, aşağıdakilere sahip hastalarda, hipertansiyon tedavisinde kontrendikedir.
. mikroalbüminüri içeren tip 2 diyabet,
. erkeklerde serum kreatinin >2.0 mg/dL veya kadınlarda >1.8 mg/dL,
• kreatinin klerensi <50 mL//dak, veya
• potasyum takviyeleri veya potasyum tutucu diüretiklerin (öm. amilorid, spironolakton veya triamteren) eşzamanlı uygulaması.
4.4. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri
Hiperkalemi
Eplerenon kullanımı sırasında hiperkalemi riski artar. Bu risk, hasta seçimi, belirli eşlik eden tedavilerden kaçınılması ve izlem yoluyla en aza indirilebilir. Tedavinin başlangıcında ve dozda bir değişiklik yapıldığında tüm hastalardaki serum potasyum düzeyleri izlenmelidir. Ardından hiperkalemi geliştirme riski bulunan hastalann (özellikle renal yetersizliği olan yaşlı hastalann (bkz. Bölüm 4.2) ve mikroalbüminürili diyabetli hastalann) periyodik olarak izlenmesi önerilir. Hiperkalemi riskini arttıracağından, eplerenon tedavisine başladıktan sonra potasyum desteğinin kullanılması önerilmez (bkz. Bölüm 4.3). Eplerenon dozunun düşürülmesinin serum potasyum düzeylerini azalttığı gösterilmiştir (bkz. Bölüm 4.2). Bir çalışmada, eplerenon tedavisine hidroklorotiyazid ilavesinin serum potasyum düzeylerindeki artışları dengelediği gösterilmiştir.
Hiperkalemi oranları, böbrek fonksiyonunun bozulmasıyla birlikte artar. Serum kreatinin düzeyleri >2.0 mg/dL (erkeklerde) veya >1.8 mg/dL (kadınlarda) ya da kreatinin klerensi <50 mL/dak olan hipertansiyon hastaları, INSPRA ile tedavi edilmemelidir (bkz. bölüm 4.3). Serum kreatinin düzeyleri >2.0 mg/dL (erkeklerde) veya >1.8 mg/dL (kadınlarda) ya da kreatinin klerensi <50mL/dak olan miyokard enfarktüs sonrası konjestif kalp yetersizliği (KKY) hastalan, INSPRA ile dikkatli şekilde tedavi edilmelidir.
Ayrıca miyokard enfarktüs sonrası konjestif kalp yetmezliği ve özellikle de proteinürisi olan diyabetik hastalar da dikkatli şekilde tedavi edilmelidir. EPHESUS çalışmasında, başlangıç idrar analizinde, hem diyabeti hem de proteinürisi olan hastalardan oluşan alt grupta, sadece diyabeti veya sadece proteinürisi olan hastalara kıyasla hiperkalemi oranlarında artış olmuştur.
ACE inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokörü ile birlikte kullanımda hiperkalemi riski artabilir. Bu nedenle üçlü kombinasyon halinde kullanılmamalıdırlar.
Böbrek fonksiyon bozukluğu
Potasyum düzeyleri, diyabetik mikroalbüminüri dahil böbrek fonksiyonları yetersiz olan hastalarda düzenli olarak izlenmelidir. Azalan renal fonksiyonla birlikte hiperkalemi riski artar. Tip 2 diyabet ve mikroalbüminürisi olan hastalarda EPHESUS çalışmasından elde edilen veriler sınırlıyken söz konusu az sayıda hastada hiperkalemi görülme oranının arttığı gözlenmiştir. Dolayısıyla, bu hastalann dikkatle tedavi edilmesi gerekir. Eplerenon hemodiyalizle atılmaz.
Karaciğer fonksiyon bozukluğu
Hafif ila orta şiddette karaciğer yetersizliği olan hastalarda serum potasyum düzeylerinin 5.5 mmol/L üzerine çıkmadığı gözlenmiştir (Child Pugh Sınıf A ve B). Hafif ila orta şiddette karaciğer yetersizliği olan hastalarda elektrolit düzeylerinin izlenmesi gereklidir. Ciddi karaciğer yetersizliği olan hastalarda (Child Pugh Sınıf C) eplerenon kullanımı değerlendirilmemiştir ve bu nedenle kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİ ilaçlar)
Diğer potasyum tutucu ajanların NSAİ ilaçlarla birlikte uygulanmasının böbrek fonksiyonu yetersiz olan hastalarda hiperkalemiye neden olduğu gösterilmiştir (bkz. Bölüm 4.5).
CYP3A4 İndükleyicileri ve inhibitörleri
INSPRA’nın güçlü CYP3A4 indükleyicileri ile kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.5). Potasyum tutucu diüretikler
Spironolakton, amilorid, triamteren gibi potasyum tutucu diüretiklerin konkomitant kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
Bu tıbbi ürün 35.700 mg laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorbsiyon problemi olan hastalarm bu ilaci kullanmamalan gerekir.
Bu tıbbi ürün 0.850 mg sodyum lorilsülfat ve 4.250 mg kroskarmeloz sodyum içerir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için gözönünde bulundurulmalıdır.
Potasyum tutucu diüretikler ve potasyum destekleri:
Hiperkalemi riskini arttırması nedeniyle; eplerenon, potasyum tutucu diüretik ve potasyum desteği alan hastalara uygulanmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3 ve bkz. Bölüm 4.4). Potasyum tutucu diüretikler; antihipertansif ilaçlar ve diüretiklerin etkilerini potansiyalize edebilir.
ADE inhibitörleri ve anjiyotensin reseptör blokörleri (ARB):
Bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ADE) ve bir anjiyotensin reseptör blokörü (ARB) ile kombinasyon halinde eplerenon kullanıldığında hiperkalemi riski artabilir. Yaşlılar gibi özellikle bozuk böbrek fonksiyonu için risk taşıyan hastalarda serum potasyum seviyeleri ve böbrek fonksiyonlannın yakından izlenmesi önerilir. Bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü (ADE) ve bir anjiyotensin reseptör blokörü (ARB) ile eplerenonun üçlü kombinasyonu kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3 ve bkz. Bölüm 4.4)..
Lityum:
Eplerenonun lityumla birlikte kullanımı ile ilgili ilaç etkileşim çalışmaları gerçekleştirilmemiştir. Diüretikler ve ADE İnhibitörleriyle eş zamanlı olarak lityum alan hastalarda lityum toksisitesi rapor edilmiştir. Eplerenon ile lityumun birlikte uygulanmasından kaçınılmalıdır. Eğer bu kombinasyona gereksinim duyulursa, serum lityum düzeyleri izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Siklosporin, takrolimus:
Siklosporin ve takrolimus; böbrek fonksiyon bozukluğuna neden olabilir ve hiperkalemi riskini arttırabilir. Siklosporin veya takrolimus ile eplerenonun birlikte kullanımından kaçınılmalıdır. Eğer gerekirse, eplerenon tedavisi sırasında siklosporin veya takrolimus uygulanacağı zaman, serum potasyum ve böbrek fonksiyonunun yakından izlenmesi önerilir (bkz. Bölüm 4.4).
Non Steroidal Anti İnflamatuar İlaçlar (NSAİİ)
NSAİ ilaçlarla tedavi, özellikle risk altındaki hastalarda direkt glomerüler fıltrasyon üzerine etki ederek, akut böbrek yetmezliğine yol açabilir. Eplerenon ile NSAİİ alan hastalar; tedavi öncesinde uygun şekilde hidrate edilmeli ve renal fonksiyon açısından izlenmelidir.
Trimetoprim:
Trimetoprimin eplerenon ile birlikte uygulanması hiperkalemi riskini arttırır. Özellikle böbrek bozukluğu olan hastalarda ve yaşlılarda serum potasyumu ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Alfa-1-blokörler (öm.prazosin, alfuzosin): Alfa-1-blokörler ile eplerenon kombine
edildiğinde, hipotansif etki ve/veya postüral hipotansiyonda artış potansiyeli bulunmaktadır. Alfa-l-blokörün birlikte uygulanması sırasında, postüral hipotansiyonun klinik izlenmesi önerilmektedir.
Trisiklik antidepresanlar, nöroleptikler, amifostin, baklofen: Bu ilaçların eplerenon ile birlikte uygulanması, antihipertansif etkilerde ve postüral hipotansiyon riskinde potansiyel artışa neden olabilir.
Glukokortikoidler, tetrakosaktid: Bu ilaçlarla eplerenonun birlikte uygulanması,
antihipertansif etkilerde potansiyel azalmaya (soydum ve sıvı retansiyonu) neden olabilir.
Farmakokinetik etkileşimler
İn vitro çalışmalarda eplerenonun CYP1A2, CYP2C19, CYP2C9, CYP2D6 veya CYP3A4 izoenzimlerinin bir inhibitörü olmadığı gösterilmektedir. Eplerenon P-glikoproteinin bir substratı veya inhibitörü değildir.
Digoksin
Eplerenon ile birlikte uygulandığında, digoksinin sistemik maruziyeti (eğri altındaki alan -EAA) %16 oranında (%90 Güven Aralığı - GA: %4-%30) artmaktadır. Digoksin terapötik aralığın üst limitine yakın dozda uygulandığında; dikkat edilmesi gerekir.
Varfarin
Varfarin ile birlikte kullanıldığında klinik olarak anlamlı bir farmakokinetik etkileşim tespit edilmemiştir. Varfarin terapötik aralığın üst limitine yakın dozda uygulandığında; dikkat edilmesi gerekir.
CYP3A4 substratları
Midazolam ve sisaprid gibi CYP3A4 substratlan ile yapılan farmakokinetik çalışmalann sonuçları, bu ilaçlar eplerenon ile birlikte uygulandığında hiçbir anlamlı farmakokinetik etkileşim olmadığını göstermiştir.
CYP3A4 inhibitörleri
- Güçlü CYP3A4 inhibitörleri: Eplerenon, CYP3A4 enzimini inhibe eden ilaçlarla birlikte uygulandığında, önemli farmakokinetik etkileşimler ortaya çıkabilir. Güçlü bir CYP3A4 inhibitörü (günde iki kez 200 mg ketokanazol) eplerenonun EAA’sında %441 oranında artışa yol açmıştır (bkz. Bölüm 4.3). Bu nedenle eplerenonun ketokonazol, itrakonazol, ritonavir, nelfınavir, klaritromisin, telitromisin ve nefadazon gibi güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile eşzamanlı kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
- Hafif ila orta CYP3A4 inhibitörleri: Eritromisin, sakinavir, amiodaron, diltiazem, verapamil ve flukonazol ile eşzamanlı uygulama, EAA’da %98 - 187 arasında değişen anlamlı farmakokinetik artışlara neden olmuştur. Bu nedenle, eplerenon dozlaması,
6
CYP3A4’ün hafif ila orta düzeyde inhibitörleri ile birlikte uygulandığında, 25 mg’ı geçmemelidir (bkz. Bölüm 4.2).
CYP3A4 indükleyicileri
St John’s Wort’un (San Kantaron) (güçlü CYP3A4 indükleyicisi) eplerenon ile birlikte uygulanması, eplerenon EAA düzeyinde %30’luk bir azalmaya yol açmıştır. Eplerenon EAA düzeyindeki daha belirgin azalma, rifampisin gibi daha güçlü CYP3A4 indükleyicileri ile ortaya çıkabilir. Eplerenon etkisinde azalma riski nedeni ile, güçlü CYP3A4 indükleyicilerinin (rifampisin, karbamazepin, fenitoin, fenobarbital, St John’s Wort) eplerenon ile eşzamanlı kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
Anti asitler
Bir farmakokinetik klinik çalışmanın sonuçlarına göre, eplerenon ile antiasitler birlikte uygulandığında belirgin bir etkileşim beklenmemektedir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Eplerenonun, gebe kadınlarda kullanımı için yeterli veri mevcut değildir. INSPRA’nın, çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanılmasının potansiyel yararı fetusa olan potansiyel risk ile karşılaştınlarak kontrasepsiyon yöntemi kullanılıp kullanılmayacağına karar verilmelidir.
Gebelik dönemi
Eplerenonun, gebe kadınlarda kullanımı için yeterli veri mevcut değildir. INSPRA, gebelikte sadece potansiyel yarar fetusa olan potansiyel riskten fazla ise kullanılmalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. kısım 5.3). Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır
Laktasyon dönemi
Eplerenonun oral uygulamadan sonra anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Ancak, klinik öncesi veriler, eplerenon ve/veya metabolitlerin fare sütünde varolduğunu ve bu yolla maruz kalan fare yavrulannın normal geliştiğini göstermiştir. Birçok ilaç insan sütüne geçtiğinden ve emzirilen bebek üzerindeki advers etkilerin bilinmeyen potansiyelinden dolayı, ilacın anne açısından önemi dikkate alınarak, emzirmeye son verilmesi veya ilacın kesilmesi konusunda karar verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Güvenlilik farmakolojisi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve üreme toksisitesi üzerine yapılan klinik öncesi çalışmalarda insanlara özel bir risk gözlenmemiştir.
Eplerenonun araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkisiyle ilgili herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Eplerenon uyku hali veya kognitif fonksiyon bozukluğuna neden olmaz ancak araç veya makine kullanırken, tedavi sırasında baş dönmesi görülebileceği dikkate alınmalıdır.
Hipertansiyon
INSPRA, hipertansiyon tedavisi gören 3091 hastada güvenlilik açısından değerlendirilmiştir. Toplam 690 hasta, 6 ay boyunca, 106 hasta ise 1 yıl boyunca tedavi edilmiştir.
Plasebo kontrollü çalışmalarda, advers olay görülme sıklığı INSPRA ile % 47, plasebo ile % 45 olmuştur. Advers olaylar yaş, cinsiyet veya ırktan bağımsız olarak benzer oranlarda ortaya çıkmıştır. INSPRA kullanan hastalarm %3’ü, plasebo verilen hastalann da %3’ü advers olay nedeniyle tedaviyi bırakmıştır. INSPRA’nın kesilmesindeki en yaygm nedenler baş ağrısı, baş dönmesi, angina pektoris/miyokard enfarktüsü, artmış Gama-Glutamil-Transferaz (GGT) ve artmış Alanin AminoTransferaz (SGPT) olmuştur. Hastalann en az %1’i oranında ve plaseboya kıyasla günlük 25 ila 400 mg INSPRA ile tedavi edilen hastalarda daha yüksek oranda rapor edilen advers olaylar Tablo 2’de gösterilmiştir.
Tablo 2. Plasebo kontrollü hipertansiyon çalışmalarında INSPRA (25 ila 400 mg) ile tedavi edilen hastalarm >%l’inde ortaya çıkan ve plasebo grubundan daha sık görülen advers olay oranlan (%)
INSPRA (n=945) | Plasebo (n=372) | |
Metabolik | ||
Hiperkolesterolemimi | 1 | 0 |
Hinertrigliseridemi | 1 | 0 |
Sindirim | ||
ishal | 2 | 1 |
Karın ağrısı | 1 | 0 |
Üriner | ||
Albüminüri | 1 | 0 |
Solunum | ||
Öksürük | 2 | 1 |
Merkezi/P eriferik Sinir | ||
Sistemi | ||
Bas dönmesi | 3 | 2 |
Genel Olarak Beden | ||
Yorgunluk | 2 | 1 |
Grin benzeri bulgular | 2 | 1 |
Not: Kapsamlı bilgi veremeyen veya tedavi edilen toplulukta çok yaygm olan advers olaylar hariç tutulmuştur.
INSPRA tedavisinde jinekomasti ve anormal vajinal kanama rapor edilmiş, ancak bunlar plasebo ile rapor edilmemiştir. Cinsiyet hormonu ile ilgili bu advers olayların oranlan Tablo 3’te gösterilmiştir. Oranlar tedavi süresinin uzamasıyla hafif bir yükselme göstermiştir. INSPRA çalışmalarının aktif kontrol kollannda, kadınlarda anormal vajinal kanama, antihipertansif ilaçlar kullanan (spironolakton dışındakiler) hastalarda da %0.8 oranında rapor edilmiştir.
Tablo 3. Hipertansiyon klinik çalışmalannda INSPRA kullanımında cinsiyet hormonu ile ilgili advers olay oranlan
Erkeklerde oranlar | Kadınlarda oranlar | |||
Jinekomasti | Mastodini | Herhangi biri | Anormal vajinal kanama | |
Tüm kontrollü çalışmalar | %0.5 | %0.8 | %1.0 | %0.6 |
> 6 ay süren kontrollü çalışmalar | %0.7 | %1.3 | %1.6 | %0.8 |
Açık etiketli, uzun süreli çalışma | %1.0 | %0.3 | %1.0 | %2.1 |
Kalp yetmezliği- miyokard enfarktüsü sonrası
İki çalışmada (Eplerenone Post-acute Myocardial Infarction Heart Failure and Survival Study - EPHESUS ve Eplerenone in Mild Patients Hospitalization and Survival Study in Heart Failure - EMPHASIS-HF); eplerenon ile rapor edilen yan etkilerin toplam insidansı plasebo ile benzer bulunmuştur. EMPHASIS-HF çalışmasında raporlanan en sık görülen yan etki, eplerenon ve plasebo için sırasıyla %8.7 ve %4 olacak şekilde hiperkalemi olmuştur.
Aşağıda rapor edilen yan etkiler tedavi ile ilişkisi şüpheli olan ve plaseboya göre daha fazla gözlenen; veya ciddi ve plaseboya göre belirgin olarak daha fazla gözlenen; veya pazarlama sonrası deneyimde gözlenen yan etkilerdir.
Advers reaksiyonlar sistem organ sınıfı ve sıklık gruplandırma (çok yaygm (>1/10); yaygm (>1/100 ila <1/10); yaygm olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) açısından aşağıda listelenmiştir:
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar:
Yaygın : Enfeksiyon
Yaygm olmayan : Piyelonefrit, farenjit
Kan ve lenf sistemi bozuklukları:
Yaygın olmayan : Eozinofili
Endokrin bozukluklan:
Yaygm : Hipotiroidizm
Metabolizma ve beslenme bozukluklan:
Yaygm : Hiperkalemi
Psikiyatrik bozukluklar:
Yaygm olmayan : Uykusuzluk
Sinir sistemi bozukluklan:
Yaygm : Baş dönmesi, bayılma
Yaygm olmayan : Baş ağrısı, hipoestezi
Kardiyak bozukluklar:
Yaygm : Miyokard enfarktüsü
Yaygm olmayan : Atriyal fıbrilasyon, sol kardiyak yetmezliği, taşikardi
Vasküler bozukluklar:
Yaygm : Hipotansiyon
Yaygm olmayan : Uzuvlarda arteriyel tromboz, ortostatik hipotansiyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal bozukluklar:
Yaygm olmayan : Öksürük
Gastrointestinal bozukluklar:
Yaygm : İshal, mide bulantısı, konstipasyon
Yaygm olmayan : Şişkinlik, kusma
Hepato-bilier bozukluklar:
Yaygm olmayan :Kolesistit
Deri ve derialtı doku bozuklukları:
Yaygm : Döküntü, pruritus
Yaygm olmayan : Terlemede artış
Bilinmiyor : Anjiyoödem
Kas-iskelet bozukluklar ve bağ doku ve kemik bozuklukları:
Yaygm : Kas spazmlan, kas-iskelet ağnsı
Yaygm olmayan : Sırt ağnsı
Böbrek ve idrar bozuklukları:
Yaygın : Anormal böbrek fonksiyonu
Üreme sistemi ve göğüs bozuklukları:
Yaygm olmayan : Jinekomasti
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozuklukları:
Yaygın olmayan : Asteni, kınklık
Araştırmalar:
Yaygm : Kan üre nitrojeni (BUN) düzeyinde artış
Yaygm olmayan : Kanda kreatinin artışı, epidermal büyüme faktör reseptör azalması,
kan şekerinde artış
EPHESUS çalışmasında, çok yaşlı grupta (> 75 yaş) sayısal olarak daha fazla inme vakası gözlenmiştir. Ancak; eplerenonla (30) karşılaştırmalı plasebo (22) grubunda; inme oluşumu
10
arasında istatistiksel olarak belirgin bir fark görülmemiştir. EMPHASIS-HF çalışmasında; çok yaşlılarda (> 75 yaş) inme vakası sayısı eplerenon grubunda 9 ve plasebo grubunda 8 olmuştur.
İnsanlarda eplerenon doz aşımı vakası rapor edilmemiştir.
İnsanda en olası doz aşımı belirtisinin hipotansiyon veya hiperkalemi olacağı tahmin edilmektedir. Semptomatik hipotansiyonun oluşabileceği
durumlarda destekleyici tedaviye başlanmalıdır. Hiperkalemi söz konusu olduğunda, standart tedaviye başlanmalıdır.
Eplerenon hemodiyaliz ile uzaklaştınlamaz. Eplerenonun aktif kömüre bağlandığı gösterilmiştir.