KALSIGEN 10 mcg/2 ml IV enjeksiyonluk çözelti içeren ampül (5 ampül) Klinik Özellikler
Generica İlaç San. Ve Tic. A.ş
[ 18 October 2016 ]
Generica İlaç San. Ve Tic. A.ş
[ 18 October 2016 ]
KALSİGEN hemodiyaliz gören kronik renal yetmezlikle birlikte olan sekonder hiperparatiroidizmin önlenmesinde ve tedavisinde endikedir.
Pozoioji/uyguiama sıklığı ve süresi:
Yetişkinler
Başlangıç Dozu
Parikalsitolün başlangıç dozunun belirlenmesi için önerilen iki yöntem vardır. Klinik çalışmalarda güvenli bir şekilde uygulanan doz maksimum 40 mikrogram’a kadar çıkmıştır.
1 / 15
1) Vücut ağırlığına göre başlangıç dozu
Parıkalsitolün önerilen başlangıç dozu, diyaliz sırasında herhangi bir zamanda gün aşırıdan daha sık verilmeyen 0.04 pg/kg ile 0.1 |ug/kg (2.8 - 7 pg) arasındaki bolus dozudur.
2) Bazal iPTH (intakt paratiroid hormonu) düzeylerine göre başlangıç dozu
Kronik böbrek yetmezliği (KBY Evre 5) olan hastalarda biyolojik olarak aktif olan PTH ölçümü için ikinci nesil paratiroid hormon miktar tayini (intakt PTH-iPTH) kullanılmıştır.
Parikalsitolün başlangıç dozu aşağıdaki formüle göre belirlenir:
Başlangıç dozu (mikrogram) = bazal İPTH düzeyi (pg/ml)
80
ve diyaliz sırasında herhangi bir zamanda gün aşırıdan daha sık olmamak üzere intravenöz (IV) bolus tarzında verilir.
Uygulama şekli:
KALSİGEN enjeksiyonluk çözeltinin normal uygulama yolu hemodiyaliz sırasında kan tüpü yoluyladır. Hemodiyaliz girişi olmayan hastalara uygulamadaki ağrıyı en aza indirmek için KALSİGEN enjeksiyonluk çözeltisi 30 saniyeden az olmamak üzere yavaş intravenöz enjeksiyon ile verilmelidir.
Doz titrasyonu:
Diyalize giren son dönem böbrek yetmezliğindeki hastalarda PTH düzeyleri için halen kabul edilen hedef sınırlar normal non-üremik üst sınırın 1.5 ile 3 katından fazla değildir (iPTH için 150-300 pg/ml). Uygun fizyolojik sonuca ulaşmak için yakın takip ve bireysel doz titrasyonu önemlidir.
Herhangi bir doz ayarlama periyodunda serum kalsiyum (hipoalbüminemi için düzeltilmiş
22
olan) ve fosfor daha sık izlenmelidir. Hiperkalsemi veya 65 mg /dİ 5 den fazla devamlı yükselen düzeltilmiş Cax P çarpımı saptanırsa bu parametreler normale dönünce ye kadar ilacın dozu azaltılmalı ya da ilaç kesilmelidir. Daha sonra parikalsitol tedavisine daha düşük bir dozdan yine başlanabilir. Eğer bir hasta kalsiyum kaynaklı fosfat bağlayıcı kullanıyorsa doz azaltılabilir ya da verilmeyebilir veya hasta kalsiyum kaynaklı olmayan bir fosfat bağlayıcıya geçirilebilir. Tedaviye yanıt olarak PTH düzeyleri düştüğünde dozların azaltılması gerekebilir. Bu nedenle kademeli dozlama bireysel olarak yapılmalıdır.
Eğer tatmin edici bir yanıt gözlenmezse doz 2-4 haftalık aralarla 2 ile 4 mikrogram artırılabilir. Eğer herhangi bir zamanda iPTH seviyesi 150 pg/ml’den daha az bir seviyeye düşerse, ilacın dozu azaltılmalıdır.
Aşağıdaki tabloda doz titrasyonu için önerilen bir yaklaşım sunulmuştur:
Önerilen Dozaj Çizelgesi
İPTH Düzeyi | Parikalsitol Dozu |
Aynı veya artıyor | 2-4 mikrogram artırınız |
<%30 azalma | 2-4 mikrogram artırınız |
>%30 ile <%60 arasında azalma | İdame ediniz |
>%60 azalma | 2-4 mikrogram azaltınız |
iPTH<150 pg/ml | 2-4 mikrogram azaltınız |
Normalin üst sınırının 1.5 ile 3 katı (150-300 pg/ml) | İdame ediniz |
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Karaciğer yetmezliği: Hafif ve orta şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Şiddetli karaciğer bozukluğunun parikalsitol farmakokinetiği üzerindeki etkisi incelenmemiştir.
Böbrek yetmezliği: Periton diyaliz veya hemodiyaliz alan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Önemli olarak, sağlıklı bireylerle kıyaslandığında Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) Evre 5 hastaları azalmış KL ve artmış yarı ömür göstermiştir.
Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik hastalardaki veriler sınırlıdır ve 5 yaşın altındaki çocuklar için veri bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.1).
Geriyatrik popülasyon: 65 yaş üzerindeki hastalarda veya Faz III çalışmalarında parikalsitol alımı üzerine kısıtlı deneyim mevcuttur. Bu çalışmalarda 65 yaş ve üzerindeki hastalar ile genç hastalar arasında etkililik ya da güvenlilik yönünden farklar gözlenmemiştir.
Parenteral ilaç ürünleri solüsyon ve ambalajın izin verdiği ölçüde partiküllü madde ve renk değişimi yönünden gözle incelenmelidir.
TEK KULLANIMLIKTIR. KULLANILMAYAN KISMI ATILMALIDIR.
3 / 15
KALSİGEN enjeksiyonluk çözelti vitamin D toksisitesi, hiperkalsemi veya bu ürünün içeriklerinden birine karşı hipersensitivitesi olan hastalara verilmemelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Paratiroid hormonunun aşırı baskılanması, serum kalsiyum seviyelerinde artış ile sonuçlanabilir ve metabolik kemik hastalığına yol açabilir. Uygun fizyolojik sonuca ulaşmak için hasta monitorizasyonu ve bireysel doz titrasyonu gereklidir.
Eğer klinik olarak anlamlı bir hiperkalsemi gelişirse ve hasta kalsiyum kaynaklı fosfat bağlayıcı alıyorsa, kalsiyum kaynaklı fosfat bağlayıcının dozu azaltılmalı ya da kesilmelidir.
KALSİGEN’in akut aşırı dozu hiperkalsemiye neden olabilir ve acil müdahale gerektirir. Doz ayarlaması sırasında serum kalsiyum ve fosfor düzeyleri yakından izlenmelidir. Eğer klinik olarak anlamlı hiperkalsemi gelişirse doz azaltılmalı ya da kesilmelidir. KALSİGEN’in kronik kullanımı hastada hiperkalsemi, kalsiyum ve fosfor düzeylerinin çarpımının (Ca x P) yükselmesi ve metastatik kalsifikasyon riskine yol açabilir.
Kronik hiperkalsemi yaygın vasküler kalsifıkasyona ve diğer yumuşak doku kalsifikasyonuna neden olabilir.
Dijital toksisitesi herhangi bir nedenden hiperkalsemi ile potansiyelize olur, bu nedenle parakalsitol ile birlikte dijital reçetelendiğinde dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.5).
KALSİGEN’in kronik kullanımı seyrek olarak hiperkalsemiye bağlı potansiyel aritmi ve konvulziyon komplikasyonları ile sonuçlanabilir.
PTH düzeyleri anormal düzeylere baskılandığmda adinamik kemik lezyonları (düşük döngülü kemik hastalığı) gelişebilir.
Parikalsitol, ketokonazol ile beraber kullanılıyorsa dikkat edilmelidir.
Laboratuar Testleri: KALSİGEN ile doz ayarlaması sırasında ve dozaj belirlenmeden Önce laboratuar testlerinin daha sık yapılması gerekebilir. Doz bir kez belirlendikten sonra serum kalsiyum ve fosfor en az ayda bir kez ölçülmelidir. Serum veya plazma intakt PTH ölçümünün her üç ayda bir yapılması önerilir (bkz. Bölüm 4.2).
KALSİGEN 10jj.g/2ml, Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul, %20 (h/h) etanol (alkol) içerir. Herbir doz 1.3 g’a kadar etanol içerebilir. Alkolizm şikayeti olanlar için zararlıdır.
Hamile veya emziren kadınlarda, çocuklarda ve karaciğer hastalığı veya epilepsisi olan hastalar gibi yüksek risk gruplarında bu durum dikkate alınmalıdır.
KALSİGEN’in, sitokrom P450 enzimleri (CYP1A2, CYP2A6, CYP2B6, CYP2C8, CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6, CYP2E1 veya CYP3A) ile metabolize olan ilaçları inhibe etmesi ve CYP2B6, CYP2C9 veya CYP3A ile metabolize olan ilaçların klerensini indüklemesi beklenmemektedir.
Parikalsitol enjeksiyonluk çözelti ile spesifik etkileşim çalışmaları yapılmamıştır.
Ketokonazol: Parikalsitol enjeksiyonluk çözelti ile çalışılmamış olmasına rağmen, ketokonazolün 200 mg’lık çoklu dozla, 5 gün boyunca günde 2 kez alınmasının Parikalsitol kapsüllerin farmakokinetiği üzerindeki etkisi sağlıklı deneklerde çalışılmıştır. Ketokonazol varlığında parikalsitolün Cmaks değeri en az etkilenmiş, fakat EAA0-cc değeri yaklaşık olarak ikiye katlanmıştır. Parikalsitolün ortalama yarı ömrü, tek başına alındığındaki 9.8 saate kıyasla, ketokonazol varlığında 17.0 saattir (bkz. Bölüm 5).
Dijital toksisitesi herhangi bir nedene bağlı hiperkalsemi tarafından potansiyalize edilebilir; bu nedenle KALSİGEN ile birlikte dijital verildiğinde dikkatli olunmalıdır.
Fosfat veya vitamin D ilişkili tıbbi ürünler, artan hiperkalsemi riski ve kalsiyum fosfor çarpımı (CaxP) yükselmesi nedeniyle parikalsitol ile birlikte alınmamalıdır.
Artmış alüminyum kan seviyesinden dolayı ve alüminyum kemik toksisitesi oluşabileceği için alüminyum içeren preparatlar (örn.antiasitler, fosfat bağlayıcılar) kronik bir şekilde vitamin D tıbbi ürünleri ile birlikte kullanılmamalıdır.
Kalsiyum bağlayıcı preparatların veya tiyazid diüretiklerinin yüksek dozları hiperkalsemi riskini arttırabilir.
Magnezyum içeren preparatlar (örn.antiasitler) vitamin D preparatları ile beraber alınmamalıdır çünkü hipermagnezemi oluşabilir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
KALSİGEN hamilelikte ve doğum kontrolü kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda önerilmemektedir.
Gebelik dönemi
Hayvan çalışmaları üreme toksisitesi göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).
Gebe kadınlarda yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. İnsanlardaki kullanımında potansiyel risk bilinmemektedir bundan dolayı KALSİGEN kesinlikle gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Laktasyon Dönemi
Sıçanlardaki çalışmalar parikalsitolün süte geçtiğini göstermiştir. Parikalsitolün insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.
Emziren annede ilacın annedeki önemi dikkate alınarak emzirmenin veya ilacın kesilip kesilmeyeceği kararının verilmesi gereklidir.
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkileriyle ilgili çalışmalar yapılmamıştır.
4.8 İstenmeyen Etkiler
Parikalsitol ile Faz II, III ve IV klinik çalışmalarda yaklaşık 600 hasta tedavi edilmiştir. Bütünüyle, Parikalsitol ile tedavi edilen hastaların %6’sı advers reaksiyonlar bildirmiştir.
Parikalsitol tedavisi ile ilişkilendirilen en yaygın advers reaksiyon hastaların %4.T sinde oluşan hiperkalsemi’dir. Hiperkalsemi, PTHhn aşırı baskılanma seviyesine bağlıdır ve uygun bir doz titrasyonu ile en aza indirgenebilir.
Klinik ve laboratuar çalışmalarda, parikalsitol ile muhtemelen ilişkili olan advers reaksiyonlar MedDRA Organ Sistem Sınıflandırması, Tercih Edilen Terim ve sıklık olarak sunulmaktadır.
Sıklık kategorileri şu şekildedir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Sistem Organ Sınıfı | Sıklık | Tercih Edilen Terim |
Enfeksiyonlar ve estasyonlar | Yaygın olmayan | Pnömoni, influenza, sepsis, enfeksiyon, faranjit, vajinal enfeksiyon |
İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar (kist ve polipler dahil) | Yaygın olmayan | Meme kanseri |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Yaygın olmayan | Anemi, lökopeni, lenfadenopati, kanama zamanı |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Yaygın olmayan | Aşırı duyarlılık |
Bilinmiyor | Larenjal ödem, anjiyoödem, ürtiker | |
Endokrin hastalıkları | Yaygın | Hipoparatiroidizm |
Yaygın olmayan | Hiperparatiroidizm | |
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Yaygın | Hiperkalsemi, hiperfosfatemi |
Yaygın olmayan | Hipokalsemi, hiperkalemi, anoreksi | |
Psikiyatrik hastalıkları | Yaygın olmayan | Deliryum, konfüzyon, ajİtasyon, insomni, sinirlilik, depersonalizasyon |
Sinir sistemi hastalıkları | Yaygın | Disgözi, baş ağrısı |
Yaygın olmayan | Koma, serebrovasküler kaza, geçici iskemik atak, senkop, myoklonus, sersemlik hissi, hipoestezi, parestezi | |
Göz hastalıkları | Yaygın olmayan | Konjonktivit, glokom |
Kulak ve iç kulak hastalıkları | Yaygın olmayan | Kulak hastalıkları |
Kardiyak hastalıkları | Yaygın olmayan | Kalp durması, atriyal flatter, aritmi |
Vasküler hastalıkları | Yaygın olmayan | Hipotansiyon, hipertansiyon |
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklan | Yaygın olmayan | Pulmoner ödem, astım, dispne, burun kanaması, öksürük |
Gastroİntestinal hastalıkları | Yaygın olmayan | Rektal kanama, kolit, diyare, gastrit, dispepsi, disfaji, konstipasyon, bulantı, kusma, abdominal rahatsızlık, ağız kuruluğu, gastrointestinal bozukluk |
Bilinmiyor | Gastrointestinal kanama | |
Deri ve deri altı doku hastalıklan | Yaygın | Pruritus |
Yaygın olmayan | Büloz dermatit, alopesi, hirsutizm, döküntü, hiperhidroz | |
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları | Yaygın olmayan | Artralji, eklem sertliği, sırt ağrısı, kas çekilmesi, miyalji |
Üreme sistemi ve meme hastalıkları | Yaygın olmayan | Erektil disfonksiyon, meme ağrısı, vajinit |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları | Yaygın olmayan | Yürüme güçlüğü, ödem, periferal ödem, ağrı, enjeksiyon bölgesinde ağrı, ateş, göğüs ağrısı, asteni, halsizlik, ağırlaşan durum, susuzluk |
Araştırmalar | Yaygın olmayan | Uzamış kanama süresi, artmış aspartat aminotransferaz, anormal laboratuvar testleri, kiloda azalma |
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)‘ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr: tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
KALSİGEN’in aşırı dozu hiperkalsemi, hiperkalsuri, hiperfosfatemi ve PTH’nin aşırı baskılanmasına yol açabilir (bkz. Bölüm 4.4).
Parikalsitol belirgin bir şekilde diyaliz ile uzaklaştırılmaz. Klinik olarak anlamlı hiperkalsemisi olan hastaların tedavisi için KALSİGEN dozu derhal azaltılmalı ya da kesilmeli, düşük kalsiyumlu diyet uygulanmalı, kalsiyum desteği kesilmeli, hasta mobilize edilmeli, sıvı ve elektrolit dengesizliklerine dikkat edilmeli, elektrokardiyografik anormallikler değerlendirilmeli (dijital alan hastalarda kritik önem taşır) ve hemodiyaliz ya da gerekirse kalsiyumsuz bir diyalizat ile periton diyalizi uygulanmalıdır.
Serum kalsiyum düzeyleri normale döndüğünde KALSİGEN tedavisine en düşük dozda tekrar başlanabilir. Serum kalsiyum düzeyleri sürekli olarak ve önemli derecede yüksek ise farklı alternatif tedaviler uygulanabilir. Bu tedavilere fosfat ve kortikosteroid gibi ilaçlar ve idrar artışının uyarılması dahildir.
KALSİGEN enjeksiyonluk çözelti, yardımcı madde olarak %30 (h/h) propilen glikol içerir. Yüksek dozlardaki uygulama sonrası izole vakalarda Merkezi Sinir Sistemi depresyonu, hemoliz ve laktik asidoz, propilen glikol ile ilişkili toksik etki olarak bildirilmiştir. Propilen glikol diyaliz işlemi sırasında elimine edildiği için bu etkilerin KALSİGEN uygulamasında bulunması beklenmemesine rağmen doz aşımı durumlarındaki toksik etki riski dikkate alınmalıdır.