LEUKERAN 2 mg 25 tablet Klinik Özellikler
Vld Danışmanlık,Tıbbii Ürünler ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti.
[ 24 August 2012 ]
Vld Danışmanlık,Tıbbii Ürünler ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti.
[ 24 August 2012 ]
LEUKERAN aşağıdaki hastalıkların tedavisinde endikedir:
- Hodgkin lenfoma
- Non-Hodgkin lenfoma
- Kronik lenfositik lösemi
KULLANILAN TEDAVİ ŞEMALARININ AYRINTILARI İÇİN BU KONUDAKİ ÇALIŞMALARDAN YARARLANILMALIDIR.
LEUKERAN, AKTİF BİR SİTOTOKSİK AJANDIR VE SADECE UYGULAMA SIRASINDA VE SONRASINDA KLİNİK, BİYOKİMYASAL VE HEMATOLOJİK ETKİLERİN DÜZENLİ OLARAK İZLENEBİLECEÐİ TESİSLERE SAHİP ONKOLOJİ SERVİSLERİNDEKİ UZMAN HEKİMLERİN KONTROLÜ ALTINDA
UYGULANMALIDIR.
Pozoloji/Uygulama Sıklığı ve Süresi
Yetişkinlerde:
Hodgkin lenfoma:
İlerlemiş hastalığın palyatif tedavisinde tek ajan olarak kullanılmaktadır tipik dozu 4 - 8 hafta süre ile 0.2 mg/kg/gün’dür.
LEUKERAN genellikle kombinasyon tedavisi ve birkaç rejim içinde kullanılmaktadır.
LEUKERAN nitrojen mustarda alternatif olarak kullanılmaktadır, toksisitede azalma ile birlikte benzer terapötik sonuçlar vermektedir.
Başlangıçta, 4 - 8 hafta için genel doz tek ajan olarak 0.1 - 0.2 mg/kg/gündür, idame tedavide ise azaltılmış günlük doz veya aralıklı doz olarak verilir.
LEUKERAN ilerlemiş yaygın lenfositik lenfomalı ve radyoterapi sonrası nüks görülen hastaların tedavisinde yararlıdır.
İleri non-hodgkin lenfositik lenfomalı hastalarda LEUKERAN ile yapılan tek ajan ve kombinasyon kemoterapisinde, tedaviye cevap oranlarında önemli bir farklılık yoktur.
LEUKERAN tedavisine genellikle belirtiler başladıktan sonra veya periferal kan sayımı ile gösterilmiş kemik iliği fonksiyon bozukluğu ortaya çıktığında (ama kemik iliği yetmezliğinde değil) başlanmalıdır.
Başlangıçta LEUKERAN toplam lökosit sayısı mikrolitre başına 10.000’e düşene kadar 0.15 mg/kg/gün dozunda verilir.
İlk kürden sonra tedaviye 0.1 mg/kg/gün dozu ile 4 hafta boyunca devam edilebilir.
Genellikle yaklaşık 2 yıl süren tedaviden sonra hastaların bir kısmında, kan lökosit sayısı normal düzeylere iner, büyüyen dalak ve lenf nodülleri hissedilemez durumda olur ve kemik iliğindeki lenfositlerin oranı % 20’nin altına iner.
Kemik iliği yetmezliği olan hastalar önce prednizolon ile tedavi edilmeli ve LEUKERAN ile tedaviye başlanmadan önce kemik iliğinin yeniden oluşmaya başlaması sağlanmalıdır.
Aralıklı yüksek doz tedavisi günlük LEUKERAN tedavisi ile karşılaştırılmıştır. Ancak her iki tedavi grubu arasında terapötik yanıt veya yan etki sıklığında anlamlı bir fark gözlenmemiştir.
LEUKERAN bu endikasyonda tedavi seçeneklerinden biridir.
Lökopeni görülene kadar 6 - 12 mg başlangıç dozları tavsiye edilmektedir, bunu takiben de bir müddet günde 2 - 8 mg verilmelidir.
LEUKERAN’ın üriner atılımı son derece düşüktür. Bu yüzden klorambusilin eliminasyonunda renal atılım önemli bir yolak olarak değerlendirilmez. Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. Ancak, böbrek yetmezliği durumunda klorambusilin farmakokinetiği üzerine uygun şekilde yapılmış çalışmalar yoktur.
Karaciğer yetmezliği olan hastalar toksisite belirtileri ve bulguları açısından yakından izlenmelidir. Klorambusil başlıca karaciğerde metabolize edilir. Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz azaltılması düşünülmelidir. Ancak, karaciğer yetmezliği olan hastalara özgü bir dozlama önermek için yeterli veri yoktur.
LEUKERAN çocuklarda Hodgkin lenfoma ve non-Hodgkin lenfoma tedavisinde kullanılabilir. Doz rejimleri yetişkinlerdekine benzerdir.
Yaşlı hastalara spesifik çalışmalar yürütülmemiştir. Ancak, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarının izlenmesi tavsiye edilir ve yetmezlik durumunda dikkatli olunmalıdır.
Klinik deneyim yanıtta yaşa bağlı farklılıklar ortaya çıkarmamış olsa da, yaşlılarda genel olarak doz dikkatli şekilde ayarlanmalı, çoğunlukla en düşük doz aralığından tedavi başlatılmalıdır.
Canlı organizma aşısı ile immunizasyon, bağışıklığı baskılanmış hastalarda enfeksiyon oluşturma potansiyeli taşır. Bu nedenle canlı organizma aşılarıyla immünizasyon tavsiye edilmemektedir.
Otolog kök hücre transplantasyonu alma ihtimali olan hastalara uzun süreli klorambusil tedavisi verilmemelidir.
Bölüm 6.6’ya bakınız.
LEUKERAN geri dönüşümsüz kemik iliği baskılanması meydana getirebileceğinden, tedavi olan hastalarda kan sayımları dikkatle kontrol edilmelidir. Toplam dozaj 6.5 mg/kg vücut ağırlığı civarında olduğunda geri dönüşümsüz kemik iliği hasarı ile ilişkilidir.
LEUKERAN terapötik dozlarında lenfositleri azaltır, nötrofil ve trombosit sayıları ile hemoglobin düzeyleri üzerindeki etkisi daha azdır. Nötrofillerdeki ilk düşüş belirtisinde LEUKERAN kullanımını kesmek gerekmez, ancak bu düşüşün son dozdan sonra 10 gün ya da daha uzun süre devam edebileceği unutulmamalıdır.
Yakın zamanda radyoterapi uygulanmış ya da başka sitotoksik ajan almış olan hastalara LEUKERAN verilmemelidir. LEUKERAN sadece kemik iliği fonksiyonu baskılanmış ya da lenfotik infiltrasyonu aynı olan hastalara dikkatle verilmelidir.
Kemik iliğinin lenfositik infiltrasyonunda veya kemik iliği hipoplazisinde günlük 0.1 mg/kg vücut ağırlığı dozu aşılmamalıdır.
Nefrotik sendromlu çocuklar, aralıklı yüksek doz rejim uygulanan hastalar ve nöbet hikayesi olanlar, nöbet riski artabileceğinden LEUKERAN uygulamasını takiben yakından izlenmelidir.
LEUKERAN’ın insanlarda kromatid ya da kromozom hasarına neden olduğu gösterilmiştir. Hastanın uzun süreli tedavisi planlandığında benzer etkilerin olabileceği ihtimali akılda tutulmalıdır.
Over kanserli hastalar arasında alkilleyici ajan almış olanların ve olmayanların karşılaştırıldığı bir çalışma, LEUKERAN da dahil alkilleyici ajan kullanımının akut lösemi insidansını anlamlı derecede arttırdığını göstermiştir.
Meme kanseri için LEUKERAN ile uzun süreli adjuvan tedavi gören hastaların küçük bir kısmında akut miyelojen lösemi bildirilmiştir.
LEUKERAN kullanımı söz konusu olduğunda potansiyel terapötik yarara karşılık lösemi gelişme riski dengelenmelidir.
Klorambusil alan hastalarda Steven-Johnson Sendromu rapor edildiğinden eğer döküntü gelişirse klorambusil ile devamlı tedavi değerlendirilmelidir.
Şeker intoleransı
LEUKERAN laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir. Her bir LEUKERAN 2 mg tablet 67.65 mg laktoz içerir.
Bağışıklığı baskılanmış kişilerde canlı organizma aşıları ile aşılama tavsiye edilmemektedir (bkz. Bölüm 4.1: Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
Gebelik kategorisi D.
Diğer sitotoksik ajanlarda olduğu gibi eşlerden herhangi biri LEUKERAN alıyorsa uygun doğum kontrol önlemlerinin alınması tavsiye edilmektedir. Eşler ilacın üreme hücrelerine olan etkisi hakkında bilgilendirilmelidir.
Gebelik sırasında kullanılmamalıdır; özellikle ilk trimesterde hekim ilacın elzem olduğunu belirtmediği sürece LEUKERAN kullanımından kaçınılmalıdır. Her bireysel durumda anneye sağlaması beklenen fayda ile fetus için oluşturduğu potansiyel tehlike dengelenmelidir.
LEUKERAN alan anneler emzirmemelidir.
Klorambusil over fonksiyonunu baskılayabilir ve LEUKERAN tedavisinden sonra amenore bildirilmiştir.
LEUKERAN ile tedavi sonucu azospermi görülmüştür; ancak bunun için toplam dozun en az 400 mg olması gerektiği düşünülmektedir. Lenfomalı hastalarda toplam 400 - 2600 mg dozlarda uygulanan LEUKERAN tedavisinden sonra spermatogenezde değişik derecelerde düzelme bildirilmiştir.
Teratojenite
Bildirilmemiştir.
Bu ürün için istenmeyen etkilerin sıklığını belirlemek için kullanılan modern klinik dökümantasyon bulunmamaktadır. Beklenmeyen etkilerin insidansı alınan doza ve diğer terapötik ajanlarla kombinasyon şeklinde verilmesine bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Aşağıda, advers etkiler sıklık sınıflandırmasına göre sıralanmıştır:
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1000 ila <1/100); seyrek (≥1/10 000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10 000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Vücut Sistemi | Yan etkiler | |
İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar (Kist ve polipler dahil olmak üzere) | Yaygın | Özellikle uzun süreli tedaviden sonra akut sekonder hematolojik maligniteler (başta lösemi ve miyelodisplastik sendrom). |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları | Çok yaygın | Lökopeni, nötropeni, trombositopeni, pansitopeni veya kemik iliği baskılanması1. |
Yaygın | Anemi. | |
Çok seyrek | Geri dönüşsüz kemik iliği yetmezliği. | |
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Seyrek | İlk dozdan veya sonraki dozlardan sonra ürtiker ve anjiyonörotik ödem gibi aşırı duyarlılık. |
Sinir sistemi hastalıkları | Yaygın | Nefrotik sendromu olan pediyatrik popülasyonda konvülsiyonlar. |
Seyrek | Klorambusilin terapötik günlük dozlarını veya yüksek puls dozlam rejimini alan pediyatrik popülasyon ve erişkinlerde kısmi ve/veya jeneralize konvülsiyonlar2. | |
Çok seyrek | Konvülsiyonlar olmadan tremor, kas seğirmesi ve miyoklonus dahil hareket bozuklukları. Periferik nöropati. | |
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediyastinal hastalıklar | Çok seyrek | İnterstisyel pulmoner fibroz3, interstisyel pnömoni. |
Gastrointestinal hastalıklar | Yaygın | Bulantı ve kusma, diyare ve oral ülserasyon gibi gastro intestinal hastalıklar. |
Hepatobiliyer hastalıklar | Seyrek | Hepatotoksisite, sarılık. |
Deri ve derialtı doku hastalıkları | Yaygın olmayan | Döküntü. |
Seyrek | Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz4. | |
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları | Çok seyrek | Steril sistit. |
|