LEVOXIPOLIN 500 mg/ 100 ml IV inf. çözeltisi (100 ml) Klinik Özellikler

Polifarma İlaç San.ve Tic. A.Ş.

[ 17 October  2017 ]

4.   KLİNİK ÖZELLİKLER

    4.1. Terapötik endikasyonlar

    LEVOXİPOLİN, levofloksasine duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu aşağıda belirtilen erişkinlerdeki enfeksiyonların tedavisinde endikedir:

    4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

    LEVOXİPOLİN infüzyon çözeltisi yavaş intravenöz infüzyon şeklinde (en az 60 dakika süren infüzyon) günde tek doz veya iki kez uygulanabilir. Dozaj, enfeksiyonun tipine, şiddetine ve olası etken patojenin duyarlılığına bağlı olarak ayarlanır. Hastanın durumuna bağlı olarak, başlangıçtaki iv uygulamadan birkaç gün sonra oral uygulamaya geçilmesi mümkün olabilmektedir. Oral ve parenteral formlar biyoeşdeğer olduğundan, her iki formda da aynı dozajın uygulanması mümkündür.

    Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:

    LEVOXİPOLİN'in aşağıda belirtilen dozlarda erişkinler için uygulanması önerilir:

    Böbrek fonksiyonları normal (kreatinin klirensi > 50mL/dakika) olan hastalarda dozaj

    Endikasyon

    Günlük dozaj

    (enfeksiyonun şiddetine göre)

    Kullanım Süresi

    (enfeksiyonun şiddetine göre)

    Toplumdan edinilmiş pnömoni

    Günde tek doz veya 2 kez 500

    mg

    7-14 gün

    Piyelonefrit

    Günde tek doz 500 mg*

    7-10 gün

    Komplikasyonlu üriner sistem enfeksiyonları

    Günde tek doz 500 mg

    7-14 gün

    Prostatit

    Günde tek doz 500 mg

    28 gün

    Deri ve yumuşak doku enfeksiyonları

    Günde tek doz 250 mg veya tek doz veya iki kez 500 mg

    7-14 gün

    Hastanede edinilmiş pnömoni

    Günde tek doz 750 mg

    10-14 gün

    Şarbon inhalasyonu

    Günde tek doz 500 mg

    8 hafta

    *Şiddetli enfeksiyon vakalarında dozajın artırılması düşünülmelidir.

    Uygulama şekli:

    LEVOXİPOLİN infüzyon çözeltisi, sadece yavaş intravenöz infüzyon ile uygulanır. Uygulama günde tek doz veya günde iki kez yapılabilir. İnfüzyon süresi 500 mg LEVOXİPOLİN çözeltisi için 60 dakika olmalıdır (bkz.Bölüm 4.4). Hastanın durumuna bağlı olarak, birkaç gün içinde aynı dozajla, başlangıçtaki intravenöz uygulamadan oral uygulamaya geçilmesi mümkün olabilmektedir.

    için, bölüm 6.2. ye bakınız.

    Tedavinin süresi:

    Tedavinin süresi hastalığın seyrine bağlıdır (Yukarıdaki tabloya bakınız). Genel olarak bütün antibiyotik tedavilerinde olduğu gibi, LEVOXİPOLİN kullanımı hastanın ateşi düştükten ve bakteriyel eradikasyon elde edildiğine dair kanıt sağlandıktan sonra, en az 48-72 saat daha sürdürülmelidir.

    Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

    Böbrek yetmezliği:

    Aşağıdaki tabloda belirtilen şekilde kullanılır.

    250 mg / 24 saat

    500 mg/ 24 saat

    500 mg / 12 saat

    Kreatinin klirensi

    İlk doz 250 mg

    İlk doz 500 mg

    İlk doz 500 mg

    50-20 mL/dakika

    sonra: 125 mg/24 saat

    sonra:250 mg/24 saat

    sonra: 250 mg/12 saat

    19-10 mL/dakika

    sonra:125 mg/48 saat

    sonra: 125 mg/24 saat

    sonra: 125 mg/12

    saat

    10 mL/dakika

    (hemodiyaliz ve

    sonra:125 mg/48 saat

    sonra: 125 mg/24 saat

    sonra: 125 mg/24 saat

    Kreatinin klirensi ≤ 50 mL/dakika olan hastalarda dozaj (Enfeksiyonun şiddetine göre)

    ambulatuvar peritoneal diyaliz ile birlikte)*

    *Hemodiyalizi takiben veya sürekli ambulatuvar peritoneal diyalizde ek bir doza gerek yoktur.

    Karaciğer yetmezliği:

    Levofloksasin karaciğerde çok düşük miktarlarda metabolize olur ve esas olarak böbrekler yoluyla vücuttan atılır. Bu nedenle, karaciğer yetmezliğinde dozaj ayarlamasına gerek yoktur.

    Pediyatrik popülasyon:

    LEVOXİPOLİN çocuklarda ve büyümesi devam eden ergenlerde kontrendikedir (bkz. Bölüm

    4.3).

    Geriyatrik popülasyon:

    Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonları yeterli düzeyde ise dozaj ayarlamasına gerek yoktur (bkz. Bölüm 4.4 QT aralığının uzaması).

    4.3. Kontrendikasyonlar

    Aşağıda belirtilen durumlarda LEVOXİPOLİN (levofloksasin) kullanılmamalıdır:

      Levofloksasine veya LEVOXİPOLİN infüzyon çözeltisi bileşiminde bulunan maddelerden herhangi birine veya florokinolon grubu bir diğer antibakteriyel ilaca karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalar

      Epilepsisi olan hastalar

      Florokinolon grubu bir antibakteriyelin kullanımına bağlı geliştiği bilinen tendon rahatsızlığı öyküsü olan hastalar

      Çocuklar ve büyümesi devam eden ergenler

      Hamilelik sırasında

      Emziren kadınlarda

      Çocuklarda, büyümesi devam eden ergenlerde, hamilelik sırasında ve emziren kadınlarda kullanımı kontrendikedir çünkü -hayvan çalışmalarına dayanılaraka€“ gelişmekte olan organizmanın gelişen kıkırdak dokusuna zarar verme riski tamamen göz ardı edilemez.

    4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

    Genel uyarılar

    Edinilmiş direnç prevalansı, bazı bakteri türleri için ülkeden ülkeye ve zaman içinde değişiklik gösterebilir. Bu nedenle dirençle ilgili yerel verilere gereksinim vardır; özellikle ağır enfeksiyonlarda veya tedaviye yanıt alınamadığında, patojen izole edilerek mikrobiyolojik tanı konmalı ve patojenin duyarlılığına dair kanıt aranmalıdır.

    Çok ciddi pnömokoksik pnömoni olguları için LEVOXİPOLİN en uygun tedavi olmayabilir.

    P. aeruginosa'nın etken olduğunozokomiyalenfeksiyonlarda kombine tedaviye ihtiyaç

    İdrar yolu enfeksiyonlarında en yaygın patojen olan E. Coli'nin, florokinolonlara karşı direnci Avrupa Birliği içerisinde değişkenlik göstermektedir. Hekimlerin reçete ederken E. Coli'nin florokinolonlara karşı direncinin lokal prevalansını dikkate almaları tavsiye edilmektedir.

    Metisiline dirençli S. Aureus (MDSA):

    Metisiline dirençli S. aureus'un, levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolonlara korezistans gösterme olasılığı çok yüksektir. Bu nedenle, organizmanın levofloksasine duyarlılığı laboratuar testleriyle doğrulanmadığı sürece (ve MDSA enfeksiyonlarının tedavisi için genel olarak önerilen antibakteriyel ajanların kullanılmasının uygun olmaması söz konusu değilse), bilinen veya şüphe edilen MDSA enfeksiyonlarının tedavisinde levofloksasin kullanılması önerilmez.

    Tendinit ve tendon rüptürü, periferal nöropati ve merkezi sinir sistemi etkileri dâhil sakatlığa sebep olan ve potansiyel geri dönüşümsüz ciddi advers reaksiyonlar LEVOXİPOLİN dâhil florokinolonlar, sakatlığa sebep olabilen ve potansiyel geri dönüşümsüz ciddi advers reaksiyonlarla ilişkilendirilmiştir. Yaygın olarak görülen advers reaksiyonlar kas- iskelet ve periferal sinir sistemi (tendinit, tendon rüptürü, tendonlarda şişme veya enflamasyon, karıncalanma veya uyuşma, kol ve bacaklarda uyuşukluk, kas ağrısı, kas güçsüzlüğü, eklem ağrısı, eklemlerde şişme gibi) artralji, miyalji, periferal nöropati ve merkezi sinir sistemi etkileridir (halüsinasyon, anksiyete, depresyon, intihar eğilimi, insomnia, şiddetli baş ağrısı ve konfüzyon) (bkz. Bölüm 4.8).

    Bu reaksiyonlar, LEVOXİPOLİN başladıktan sonra saatler ya da haftalar içinde görülebilir. Her yaş grubundan veya önceden mevcut risk faktörleri olmayan hastalar, bu advers reaksiyonları yaşamıştır.

    Herhangi bir ciddi advers reaksiyonun ilk bulgularının veya semptomlarının ortaya çıkması durumunda LEVOXİPOLİN derhal kesilmelidir. Ayrıca, florokinolonlarla bağlantılı olarak bu ciddi advers reaksiyonlardan herhangi birini yaşayan hastalarda LEVOXİPOLİN dâhil florokinolonların kullanımından kaçınılmalıdır.

    Konvülsiyona eğilimli hastalar:

    Kinolonlar nöbet eşiğini düşürebilir ve nöbetleri tetikleyebilir. Diğer kinolonlarla olduğu gibi LEVOXİPOLİN epilepsisi olan hastalarda kontrendikedir (bkz.Bölüm 4.3) ve diğer kinolonlarda olduğu gibi, epileptik nöbetlere yatkın olan ya da teofilin gibi nöbet eşiğini düşüren ilaçlarla eşzamanlı tedavi gören hastalarda son derece dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5). Konvülsiyon tipi nöbet oluşması durumunda (bkz. Bölüm 4.8) levofloksasin tedavisinin kesilmesi gerekir.

    Clostridium difficile ile ilişkili hastalık (Psödomembranöz kolit):

    LEVOXİPOLİN tedavisi sırasında veya sonrasında (tedaviden birkaç hafta sonrası dahil olmak

    üzere) şiddetli, ısrarlı ve/veya kanlı diyare görülürse, bu Clostridium difficile ile ilişkili psödomembranöz kolitin belirtisiolabilir.Buhastalığınşiddeti, en şiddetlisi psödomembranöz

    kolit olmak üzere, orta seviyeden hayatı tehdit edici boyuta kadar değişebilir (bkz. Bölüm 4.8). Dolayısıyla, levofloksasin ile tedavi sırasında ve sonrasında ciddi ishal gelişen hastalarda bu tanının dikkate alınması önemlidir. Bu psödomembranöz enterokolitin en ciddi formudur. Eğer psödomembranöz enterokolitten şüpheleniliyorsa, LEVOXİPOLİN tedavisi hemen sonlandırılmalı ve gecikmeden uygun bir tedaviye başlanmalıdır. Bu klinik durumda, barsak hareketlerini engelleyen ilaçlar kontrendikedir.

    Tendinit ve tendon rüptürü:

    Nadiren tendinit meydana gelebilir. En çok aşil tendonunu etkiler ve tendon rüptürüne yol açabilir. Tendinit ve tendon rüptürü (bazen bilateral olmak üzere) tedaviye başladıktan 48 saat içinde meydana gelebilir; tedavinin bitmesinden sonraki birkaç aya kadar tendinit ve tendon rüptürü vakaları bildirilmiştir. 60 yaş üzerindeki hastalarda, 1000 mg'lık doz alan hastalarda kortikosteroid kullanan hastalarda tendinit ve tendon rüptürü riski artar. Ayrıca, nakil yapılan hastalar artan tendinit riski altında olduğundan, bu popülasyonda florokinolonlar kullanıldığında dikkatli olunması önerilir. Yaşlı hastalarda günlük doz, kreatinin klirensine göre ayarlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.2). Bu hastalara LEVOXİPOLİN reçete edildiyse, yakından takip edilmeleri gerekir. Tendinit belirtileri yaşayan bütün hastaların doktorlarına haber vermesi gerekir. Eğer tendinitten şüpheleniliyorsa LEVOXİPOLİN tedavisi derhal kesilmeli ve etkilenmiş tendonun hareketsiz tutulması (immobilizasyon) şeklinde uygun tedavi başlatılmalıdır (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.8).

    Aşırı duyarlılık reaksiyonları:

    Levofloksasin, nadir olarak ilk dozdan sonra da olmak üzere, öldürücü potansiyeli olan ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonlarına (örn. anjiyoödem, anafilaktik şok) neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8). Hastalar derhal tedaviyi kesmeli ve acil önlem alınması için doktora başvurmalıdır.

    Ağır bülloz reaksiyonlar:

    Levofloksasin ile Stevens Johnson sendromu veya toksik epidermal nekroliz gibi ağır büllöz deri reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Herhangi bir deri ve/veya mukoza bozukluğu ortaya çıkması halinde, hastaların tedaviye devam etmeden önce hemen doktorlarına başvurmaları gerekir.

    Hepato-biliyer bozukluklar:

    Sepsis gibi altta yatan çok ciddi hastalıkları bulunan kişilerde, levofloksasin uygulanması ile karaciğer nekrozundan yaşamı tehdit eden karaciğer yetmezliğine kadar gidebilen olgular rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). İştahsızlık, sarılık, koyu renkte idrar, kaşıntı veya karında hassasiyet gibi karaciğer hastalığıyla ilgili semptom ve işaretler gelişirse, hastanın tedaviyi durdurması ve derhal doktoruyla temas kurması gerekir.

    QT aralığında uzama:

    Levofloksasin de dahil olmak üzere florokinolon kullanan hastalarda, aşağıdaki gibi QT

    aralığının uzaması açısından risk faktörleri varsa dikkatli olunması gerekir:

      Düzeltilmemiş elektrolit dengesizliği(örn. hipokalemi, hipomagnezemi)

      4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

      Teofilin, fenbufen veya benzeri diğer nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar

      Yapılan bir klinik çalışmada levofloksasin ile teofilin arasında herhangi bir farmakokinetik etkileşim bulunmamıştır. Fakat konvülsiyon eşiğini düşüren ilaçlar, teofilin veya nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların, kinolon grubu bir antibiyotik ile birlikte kullanılması halinde, beyin konvülsiyon eşiğinde belirgin bir düşme görülebilir.

      Tek başına uygulanmasına kıyasla, fenbufen ile birlikte kullanıldığında levofloksasinin konsantrasyonu yaklaşık olarak % 13 oranında daha yüksek bulunmaktadır.

      Probenesid ve simetidin

      Levofloksasin, probenesid ve simetidin gibi levofloksasinin tübüler böbrek sekresyonunu azaltan ilaçlarla birlikte uygulandığında, özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

      Probenesid ve simetidin, levofloksasinin eliminasyonu üstünde istatistiksel olarak önemli ölçüde etki yapmaktadır. Levofloksasinin renal klirensi, simetidin ile % 24 oranında probenesid ile % 34 oranında azalmaktadır. Bunun nedeni her iki ilacın da levofloksasinin renal tübüler sekresyonunu bloke etmesidir. Ancak yapılan çalışmada incelenen dozlarda, istatistiksel olarak anlamlı görülen kinetik farklılıkların, klinik açıdan anlamlılık taşıması ihtimali yoktur.

      Siklosporin

      Siklosporinin yarı-ömrü, levofloksasin ile birlikte uygulandığında % 33 oranında artmaktadır.

      K vitamini antagonistleri

      Levofloksasin ile birlikte, bir K vitamini antagonisti (örneğin varfarin) ile tedavi edilen hastalardaki pıhtılaşma testleri(PT/INR)ve/veyakanamada şiddetli olabilen artışlar

      bildirildiğinden, K vitamini antagonistleri ile tedavi edilen hastalarda pıhtılaşma testleri yakından takip edilmelidir.

      Hastalar kanama belirtisi yönünden de dikkatli bir şekilde takip edilmelidir (bkz. Bölüm 4.4).

      QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar

      Levofloksasin diğer florokinolonlarda olduğu gibi, QT aralığını uzattığı bilinen ilaçları (örneğin Sınıf IA ve III antiaritmikler, trisiklik antidepresanlar, makrolidler, antipsikotikler) alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4, QT aralığının uzaması).

      Diğer klinik farmakoloji çalışmalarında, digoksin, glibenklamid, ranitidin, kalsiyum karbonat ile birlikte uygulanması halinde levofloksasinin farmakokinetiğinde klinikte önemi olabilecek herhangi bir değişiklik olmadığı gösterilmiştir.

      Bir farmakokinetik etkileşim çalışmasında levofloksasin teofilin (bir CYP1A2 substratı) farmakokinetiğini etkilememiştir; bu nedenle levofloksasin bir CYP1A2 inhibitörü değildir.

      Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

      Özel popülasyonlar ile ilgili olarak hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

      Pediyatrik popülasyon:

      Pediyatrik popülasyonlar ile ilgili olarak hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

      4.6. Gebelik ve laktasyon

      Gebelik kategorisi: C

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

      Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      Gebelik dönemi

      Levofloksasinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Levofloksasin gebelik döneminde kontrendikedir.

      Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya/doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. (bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. İnsanlarla ilgili verilerin yeterli olmaması ve florokinolonlarla yapılan deneysel çalışmalarda büyüyen organizmalarda ağırlık taşıyan kıkırdağa zarar verme riskinin gösterilmesi nedeniyle, LEVOXİPOLİN gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

      Laktasyon dönemi

      Levofloksasin emzirme döneminde kontrendikedir. Levofloksasinin insan ya dahayvansütüileatıldığınailişkin

      yetersiz/sınırlı bilgi mevcuttur.

      toksikolojik veriler nedeniyle emzirilen çocuk açısından bir risk olduğu göz ardı edilemez. Florokinolonlarla yapılan deneysel çalışmalarda büyüyen organizmalarda ağırlık taşıyan kıkırdağa zarar verme riskinin gösterilmesi nedeniyle, LEVOXİPOLİN infüzyon çözeltisi emzirme döneminde kullanılmamalıdır. (bkz. Bölüm 4.3 ve 5.3).

      Üreme yeteneği/Fertilite

      Levofloksasinin insanlar üzerindeki üreme yeteneğine ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

      4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

      LEVOXİPOLİN kullanımı, hastanın konsantrasyon ve tepki verme yeteneğini bozabilecek sersemlik/baş dönmesi, görme bozuklukları, uyuklama gibi bazı istenmeyen yan etkilere yol açabilir. Araç ve makine kullanımı gibi özel dikkat isteyen durumlarda bu yeteneklerdeki azalma bir risk teşkil edebilir. LEVOXİPOLİN kullanırken bu gibi yan etkiler yaşayan hastaların araç ve makine kullanmaması gerekir.

      4.8. İstenmeyen etkiler

      Aşağıda verilen bilgiler 8300'den fazla hastanın katıldığı klinik araştırmalardan ve pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen verileri temel almaktadır.

      Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

      Her sıklık grubu içinde sunulan istenmeyen etkiler azalan şiddete göre sıralanmıştır.

      Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

      Yaygın olmayan: Candida enfeksiyonu dahil mantar enfeksiyonları, patojen direnci

      Kan ve lenf sistemi hastalıkları Yaygın olmayan: Lökopeni, eozinofili Seyrek: Nötropeni, trombositopeni

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Pansitopeni, agranülositoz, hemolitik anemi

      Bağışıklık sistemi hastalıkları

      Seyrek: Anjiyoödem, aşırı duyarlılık

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası verileri): Anafilaktik şok, anafilaktoid şok.

      İlk dozdan sonra bile bazen anafilaktik ve anafilaksi benzeri reaksiyonlar meydana gelebilir

      (bkz. Bölüm 4.4).

      Metabolizma ve beslenme hastalıkları

      Yaygın olmayan: Anoreksi

      Seyrek: Özellikle diyabetli hastalarda hipoglisemi (bkz. Bölüm 4.4) Bilinmiyor: Hiperglisemi, hipoglisemik koma (bkz. Bölüm 4.4)

      Psikiyatrik hastalıklar

      Yaygın olmayan: Anksiyete, konfüzyon durumu, sinirlilik

      Seyrek: Psikotik bozukluk (örn. Halüsinasyon ve paranoya birlikte), depresyon, ajitasyon, anormal rüyalar, kabuslar

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): İntihar düşünceleri ve intihar girişimi de dahil, kendine zarar verici davranışlarla birlikte psikotik reaksiyonlar

      Sinir sistemi hastalıkları

      Yaygın: Baş ağrısı, sersemlik

      Yaygın olmayan: Somnolans, tremor, tat duyusunda bozukluk (disguzi) Seyrek: Parestezi, konvülsiyonlar (bkz. Bölüm 4.4),

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Duyusal ve duyusal-motor periferik nöropati (bkz. Bölüm 4.4), diskinezi, ekstrapiramidal bozukluk, tat duyusu kaybı (aguzi), koku duyusu kaybı (anosmi) dahil koku alma bozuklukları (parosmi), senkop, benign intrakranial hipertansiyon

      Göz hastalıkları

      Seyrek: Bulanık görüş dahil görme yeteneğinde bozulma Bilinmiyor: Geçici görme kaybı, üveit (bkz. Bölüm 4.4)

      Kulak ve iç kulak hastalıkları Yaygın olmayan: Vertigo Seyrek: Kulak çınlaması

      Bilinmiyor: İşitme yeteneğinde bozulma, işitme kaybı

      Kardiyak hastalıklar

      Seyrek: Taşikardi, palpitasyon

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Kalp durmasıyla sonuçlanabilen Torsade de pointes, ventriküler aritmi, ventriküler taşikardi, elektrokardiyogramda QT aralığının uzaması (bkz. Bölüm 4.4, QT aralığı uzaması ve Bölüm 4.9).

      Vasküler hastalıklar Yaygın: Flebit Seyrek: Hipotansiyon

      Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar

      Yaygın olmayan: Dispne

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Bronkospazm, alerjik pnömoni

      Gastrointestinal hastalıklar

      Yaygın: Diyare, kusma, bulantı

      Yaygın olmayan: Karın ağrısı, dispepsi, flatulans, konstipasyon

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Hemorajik diyare çok seyrek olgularda psödomembranöz kolit (bkz. Bölüm 4.4) dahil, enterokolite işaret edebilir, pankreatit

      Yaygın: Karaciğer enzimlerinde artış (ALT/AST, alkalin fosfataz, GGT) Yaygın olmayan: Kanda bilirubin artışı

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Ağır karaciğer hasarı, sarılık

      Primer olarak altta yatan ciddi hastalığı bulunan hastalarda, levofloksasin ile bazen ölümcül olabilen akut karaciğer yetmezliği gelişen olgular rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.4), hepatit.

      Deri ve deri altı doku hastalıkları

      Yaygın olmayan: Kaşıntı, kızarıklık, ürtiker, hiperhidroz

      Bilinmiyor: Toksik epidermal nekroliz, Stevens-Johnson sendromu (bkz. Bölüm 4.4), eritema multiforme, fotosensitivite reaksiyonu (bkz. Bölüm 4.4), lökositoklastik vaskülit, stomatit. Bazen ilk dozu takiben bile mukokütanöz reaksiyonlar meydana gelebilir.

      Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

      Yaygın olmayan: Artralji, miyalji

      Seyrek: Tendinit dahil tendon bozukluğu (bkz. Bölüm 4.4) (örneğin aşil tendonunda gelişebilir) Myastenia Gravis'li hastalarda özel önem taşıyan kas güçsüzlüğü (bkz. Bölüm 4.4 Myastenia Gravis'in şiddetlenmesi)

      Bilinmiyor (pazarlama sonrası veriler): Rabdomiyoliz, tendon rüptürü (örn. Aşil tendonu) (bkz. Bölüm 4.4), ligament rüptürü, kas rüptürü, artrit

      Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

      Yaygın olmayan: Kan kreatinin düzeyinin artması

      Seyrek: Akut böbrek yetmezliği (örn. interstisyel nefrite bağlı)

      Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar Yaygın: İnfüzyon yapılan bölgede reaksiyon (ağrı, kızarıklık) Yaygın olmayan: Asteni

      Seyrek: Ateş

      Bilinmiyor: Ağrı (sırt, göğüs ve ekstremiteler)

      Florokinolon uygulanmasıyla ilişkili diğer istenmeyen etkiler

      Çok seyrek: Porfiri hastalığı bulunanlarda porfiri atakları

      Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması

      Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99)

      4.9. Doz aşımı ve tedavisi

      Belirtiler:

      Hayvanlarda yapılan toksisiteçalışmalarınagörelevofloksasin infüzyon çözeltisinin akut aşırı

      bozukluğu ve konvülsif nöbetlerdir. Konfüzyon durumu, konvülsiyon, halüsinasyon ve tremoru da içeren merkezi sinir sistemi etkileri, pazarlama sonrası deneyimlerde gözlenmiştir. Gastrointestinal sistemle ilgili reaksiyonlar bulantı ve mukoza erozyonlarıdır.

      Supra terapötik dozlarla yapılan klinik farmakoloji çalışmalarında QT aralığında uzama görülmüştür.

      Tedavi:

      Aşırı doz durumunda hasta dikkatle izlenmeli, QT aralığında uzama ihtimali olduğundan EKG takibi yapılmalı ve semptomatik tedavi uygulanmalıdır. Mide mukozasının korunması için antasitler uygulanabilir.

      Hemodiyaliz, peritoneal diyaliz veya sürekli ambulatuvar peritoneal diyaliz, levofloksasinin vücuttan uzaklaştırılmasında etkili değildir. Spesifik bir antidotu yoktur.