MEVOPAL 50 mg tablet (20 tablet) Klinik Özellikler
Advance Sağlık ve Tıbbi Ürünleri San. Ve Tic.Ltd.Şti
[ 21 February 2023 ]
Advance Sağlık ve Tıbbi Ürünleri San. Ve Tic.Ltd.Şti
[ 21 February 2023 ]
Hipertansiyon: Monoterapi şeklinde veya diğer antihipertansifler örn: diüretik periferik vazodilatör veya bir anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü ile birlikte kombinasyon halinde.
Angina pektoris: Uzun süreli profilaksi için. Gerektiğinde akut krizleri yatıştırmak için nitrogliserin kullanılmalıdır.
Supraventriküler ve ventriküler aritmileri içeren kardiyak taşiaritmi.
Teyid edilmiş veya şüpheli miyokard enfarktüsü, miyokard enfarktüsten sonraki sekonder koruma için.
Hipertiroidizm (yardımcı tedavi olarak).
Palpitasyonlu fonksiyonel kalp hastalıkları.
Migrenin önlenmesi.
Dozaj her bir hastanın şartlarına adapte edilmelidir.
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlarda kullanılır:
Hipertansiyon:
Günlük oral doz 100-200 mg, sabah tek doz halinde veya ikiye bölünmüş dozlar halinde (sabah ve akşam) alınır. Gerekirse ek olarak bir diğer antihipertansif verilebilir.
Angina pektoris:
Günlük oral doz 100-200 mg ikiye bölünmüş dozlar halinde alınır. Gerektiğinde günlük doz
400 mg'a kadar yükseltilebilir.
Kardiyak taşiaritmi:
Günlük doz 100-150 mg doz 2-3'e bölünerek uygulanır. Gerekirse günlük doz 300 mg'a
kadar yükseltilebilir.
Miyokard enfarktüsü:
Önerilen doz hastanın hemodinamik durumuna göre azaltılabilir.
Akut safhanın tedavisinden sonra idame tedavisi MEVOPAL Tablet ile yapılır. Günlük doz 200 mg'dir, iki eşit doza bölünerek verilir. Tedavi en az 3 ay sürdürülmelidir.
Hipertiroidizm:
Günlük oral doz 150-200 mg (400 mg'a kadar yükseltilebilir) 3-4'e bölünmüş dozlar halinde alınır.
Palpitasyonlu fonksiyonel kalp hastalıkları:
Günlük oral doz 100 mg sabah tek doz halinde uygulanır; gerektiğinde doz 200 mg'a çıkarılır ve ikiye bölünmüş dozlar halinde kullanılır (sabah ve akşam).
Migrenin önlenmesi:
Günlük oral doz 100 mg sabah tek doz halinde uygulanır; gerektiğinde günlük doz 200 mg'a çıkarılır ve ikiye bölünmüş dozlar halinde kullanılır (sabah ve akşam).
Oral tedavi için, tabletler çiğnenmeksizin bir bardak su ile yutulmalıdır.
MEVOPAL her zaman öğünlerle standart bir şekilde alınmalıdır. Eğer hekim hastadan MEVOPAL'ı kahvaltıdan önce ya da kahvaltıyla birlikte almasını isterse, bu durumda hasta tedavi boyunca MEVOPAL'ı aynı takvimi takip ederek almaya devam etmelidir.
Böbrek yetmezliği olan hastalarda MEVOPAL için doz ayarlaması gerekli değildir.
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda MEVOPAL kan düzeyleri dikkate değer oranda artabilir. Dolayısıyla MEVOPAL dikkatli bir şekilde ve 25 mg gibi düşük dozlarda başlatılmalı ve klinik yanıta göre aşamalı doz titrasyonu yapılmalıdır.
MEVOPAL'ın içeriğindeki metoprolol tartaratın pediyatrik hastalarda güvenliği ve etkililiği kanıtlanmamıştır. Pediyatrik çalışmalar gerçekleştirilmemiştir.
Geriyatrik hastalarda MEVOPAL için doz ayarlaması gerekli değildir fakat artmış advers olay olasılığı nedeniyle dikkatli uygulanmalıdır.
Metoprolol ve benzer türevlere veya yardımcı maddelerden herhangi birisine karşı bilinen aşırı duyarlılık, diğer beta-blokörlere aşırı duyarlılık (beta-blokörler arasında çapraz duyarlılık oluşabilir),
İkinci veya üçüncü derece atriyoventriküler blok,
Dekompanse kalp yetmezliği,
Klinik olarak anlamlı sinüs bradikardisi (kalp atım hızı dakikada 45 ila 50'den daha az),
Hasta sinüs sendromu,
Şiddetli periferal arteriyel dolaşım bozuklukları,
Kardiyojenik şok,
Tedavi edilmemiş feokromasitoma (Bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri),
Hipotansiyon,
Şiddetli bronşiyal astımı veya şiddetli bronkospazm öyküsü olan hastalar,
Metabolik asidoz,
Miyokard enfarktüsü geçirmiş, kalp atım hızı dakikada <45-50, P-R aralığı >0.24 saniye, sistolik kan basıncı <100 mm Hg olan hastalarda ve/veya şiddetli kalp yetmezliğinde MEVOPAL kullanımı kontrendikedir.
Advers ilaç reaksiyonları:
Bronkospastik hastalıklar:
Genel olarak bronkospastik hastalıkları olanlara MEVOPAL dahil beta-blokörler
verilmemelidir. Ancak, hafif veya orta derecede bronkospastik hastalarda diğer uygun
ilaçların tolere edilmediği veya etkisiz oldukları durumlarda, göreceli kardiyoselektif olmasından dolayı MEVOPAL dikkatle verilebilir. Beta seçiciliği tam olmadığından beta2 agonisti birlikte uygulanmalı ve MEVOPAL'ın etkili olan en düşük dozu kullanılmalıdır.
Diyabetik hastalarda:
MEVOPAL, özellikle insülin veya hipoglisemik bileşikleri kullanan diabetes mellituslu hastalarda (Bkz. Bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler) dikkatle kullanılmalıdır. Diyabetik hastalar, MEVOPAL dahil beta-blokörlerin hipoglisemi ile oluşan taşikardiyi maskelediğine dair uyarılmalıdır; ancak hipogliseminin baş dönmesi ve terleme gibi diğer belirtileri anlamlı olarak baskılanamaz ve terleme artabilir.
Kardiyovasküler sistem:
MEVOPAL dahil beta-blokörler tedavi edilmemiş olan konjestif kalp yetmezliğinde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar). Öncelikle bu durum stabilize edilmelidir.
Atriyoventriküler iletim üzerine negatif etki göstermesinden dolayı, MEVOPAL dahil beta- blokörler 1. derece atriyoventriküler blok olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).
Eğer hastada bradikardide bir artış meydana gelirse (kalp atımı dakikada 50-55 atımdan az) dozaj kademeli olarak azaltılmalı veya tedavi kademeli olarak kesilmelidir (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).
Miyokard infarktüsü:
Miyokard infarktüsü olan hastalarda eğer anlamlı hipotansiyon meydana gelirse, MEVOPAL kesilmeli ve hastanın hemodinamik durumu ve miyokard iskemisinin düzeyi dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir. Yoğun hemodinamik takip gerekli olabilir ve uygun tedavi araçları kullanılmalıdır. Eğer hipotansiyon anlamlı bradikardi ya da atriyoventriküler blokla bağlantılıysa tedavi bunların geri döndürülmesine yönelik olmalıdır.
Periferik dolaşım bozukluğu:
Periferik arteriyel dolaşım bozukluğu olan hastalarda (örn. Raynaud hastalığı veya olgusu, intermittan klaudikasyon), beta-blokör tedavisi bu gibi durumları ağırlaştırdığından MEVOPAL dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).
Feokromositoma:
Feokromositoma olduğu bilinen veya olmasından şüphe edilen hastalarda, MEVOPAL her zaman alfa-blokörle birlikte kombine halde ve alfa-blokör başlatıldıktan sonra verilmelidir (Bkz. Bölüm Kontrendikasyonlar).
Anestezi ve ameliyat:
Kronik olarak uygulanan beta-blokör tedavisi önemli bir ameliyattan önce rutin olarak geri çekilmemelidir. Kalbin refleks adrenerjik uyarılara yanıt yeteneğinin bozulması, genel anestezi ve cerrahi prosedürlerin risklerini arttırabilir. Eğer MEVOPAL ile tedavi edilen hastada genel anestezi gerekiyorsa, hastanın beta-blokör kullandığı anesteziste bildirilmelidir. Mümkün olduğunca düşük kardiyodepresan etkiye sahip bir anestetik ajan kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler). Ameliyattan önce MEVOPAL dahil beta-blokör ile tedavinin kesilmesi gerekliliği düşünülüyorsa, bu kademeli olarak yapılmalı ve genel anesteziden önce 48 saat içinde bu işlem tamamlanmalıdır.
Ani geri çekilme:
MEVOPAL tedavisi özellikle iskemik kalp hastalığı olan hastalarda aniden kesilmemelidir. Mümkün olduğundan MEVOPAL 10 günlük bir periyotta kademeli olarak kesilmeli, dozlar son 6 günde 25 mg'a azaltılmalıdır. Kesme sırasında hasta yakın gözlem altında tutulmalı ve gerektiğinde replasman tedavisi başlatılmalıdır. Angina pektorisin ağırlaşmasını önlemek için, dozaj kademeli olarak 1-3 haftada azaltılmalı ve gerekirse aynı zamanda replasman tedavisine başlanmalıdır.
Anafilaktik reaksiyonlar:
Diğer bileşiklerle artan anafilaktik reaksiyonlar özellikle beta-blokör alan hastalarda şiddetli olabilir ve normal dozlarda adrenaline direnç gösterebilir. Yüksek anafilaksi riski bulunan hastalarda MEVOPAL dahil beta-blokör kullanımından mümkün olduğunca kaçınılmalıdır.
Prinzmetal angina:
Beta-blokörler Prinzmetal anginada (variant tip angina pektoris) angina ataklarının sayısını ve süresini arttırabilir. Bu tür hastalarda MEVOPAL gibi nispeten selektif olan beta1-reseptör blokörleri kullanılabilir, ancak son derece dikkatli olunmalıdır.
Tirotoksikoz
Beta-blokörler tirotoksikozun bazı klinik belirtilerini maskelerler. Bu nedenle, tirotoksikozu olan veya oluşmasından şüphe edilen hastalarda MEVOPAL kullanırken tiroid ve kardiyak fonksiyonları yakından izlenmelidir.
Okulomukokutanöz sendromu:
Tam okulomukokutanöz sendromu metoprolol tartarat kullanımında bildirilmemiştir. Ancak, bu sendromun bir kısmı (tek başına veya ara sıra ciltte kızarıklıkla birlikte gözlerin kuruması) meydana gelmiştir. Metoprolol tartarat tedavisine son verildiğinde çoğu zaman bu belirtiler ortadan kalkar. Hastalar potansiyel oküler etkilere karşı dikkatle gözlenmelidir. Eğer bu gibi etkiler oluşursa, MEVOPAL'ın bırakılması düşünülmelidir.
Etkileşimler:
Verapamil (fenilalkilamin) tipi kalsiyum kanal blokörü MEVOPAL alan hastalara intravenöz yoldan verilmemelidir; çünkü bu durumda kardiyak arest riski bulunmaktadır (Bkz. Bölüm Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler).
Özel popülasyonlar:
Hepatik yetmezliği:
Metoprolol güçlü hepatik ilk geçiş metabolizmasına uğrar ve başlıca karaciğerde metabolize olarak elimine edilir (Bkz. Bölüm Farmakokinetik özellikler). Bu nedenle, hepatik yetmezliği metoprololün sistemik biyoyararlanımını arttırabilir ve total klerensi azaltabilir; plazma konsantrasyonlarında artışa yol açar. Doz ayarlanmasına ihtiyaç duyulabilir.
Geriyatrik hastalar:
Yaşlı hastalar dikkatle tedavi edilmelidir. Kan basıncında veya kalp atım hızında çok belirgin bir azalma, hayati organlara giden kanın yetersiz düzeylere düşmesine neden olabilir.
MEVOPAL, laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı) içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Metoprolol üzerinde etkilere neden olan etkileşimler:
Diğer antihipertansif ilaçlar:
MEVOPAL ve diğer antihipertansif ilaçların kan basıncı üzerine aditif etkisi vardır. Aynı zamanda katekolamin tüketen ilaçları, diğer beta-blokörleri (göz damlası şekli de dahil, timolol gibi) veya MAO inhibitörleri alan hastalar gözetim altında tutulmalıdırlar. Ayrıca, geri
dönüşümsüz bir MAO inhibitörü ile eşzamanlı uygulamanın bırakılmasını takiben 14 güne kadar teorik olarak olasılıkla anlamlı hipertansiyon meydana gelebilir.
Kalsiyum kanal blokörleri (oral kullanım):
Bir beta-adrenerjik antagonistin bir kalsiyum kanal blokörü ile eşzamanlı uygulanması, negatif kronotropik ve inotropik etkiler nedeniyle miyokard kontraktilitesinde aditif bir azalmaya yol açabilir. MEVOPAL ile birlikte verapamil tipte oral kalsiyum kanal blokörü kullanan hastalar gözetim altında tutulmalıdırlar.
Anti-aritmik ilaçlar:
Beta-blokörler anti-aritmik ajanların negatif inotropik etkisini ve onların atriyal iletim süresi üzerindeki etkisini arttırabilir. Özellikle daha önceden sinüs nodu disfonksiyonu olan hastalarda eşzamanlı amiodaron uygulaması, bradikardi, sinüs aresti ve atriyoventriküler blok dahil olmak üzere aditif elektrofizyolojik etkilere neden olabilir. Kinidin, tokainid, prokainamid, ajmalin, amiodaron, flekainid ve dizopiramid gibi anti-aritmik ajanlar, MEVOPAL'ın kalp atımı ve atriyoventriküler iletim üzerindeki etkilerini güçlendirebilir.
Nitrogliserin:
Nitrogliserin MEVOPAL'ın hipotansif etkisini arttırabilir.
Genel anestezikler:
Bazı inhalasyon anestezikleri beta-blokörlerin kardiyodepresan etkilerini arttırabilir. (Bkz.
Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
CYP2D6 inhibitörleri:
Bu enzimin güçlü inhibitörleri metoprololün plazma konsantrasyonunu arttırabilir. CYP2D6'nın güçlü inhibisyonu zayıf metabolize edici fenotipine değişimle sonuçlanabilir (Bkz. Bölüm Farmakokinetik özellikler). Bu nedenle metoprolol ile güçlü CYP2D6 inhibitörleri uygulanırken dikkatli olunmalıdır. Bilinen klinik açıdan önemli güçlü CYP2D6 inhibitörleri fluvoksamin, fluoksetin, paroksetin, sertralin, bupropion, klomipramin, desipramin gibi antidepresanlar, klorpromazin, flufenazin, haloperidol, tiyoridazin gibi antipsikotikler, kinidin ya da propafenon gibi antiaritmikler, ritonavir gibi antiretroviraller, difenhidramin gibi antihistaminikler, hidroksiklorokin ya da kinidin gibi antimalaryaller, terbinafin gibi antifungaller.
Hidralazin
Hidralazinin eşzamanlı uygulanması metoprololün presistemik metabolizmasını inhibe edebilir ve artmış metoprolol konsantrasyonlarına yol açabilir.
Digitalis glikozidleri:
Dijital glikozidleriyle birlikte kullanımı bradikardide artış ve/veya atriyoventriküler iletim süresinde artmaya neden olabilir. Kalp atış hızı ve PR aralığının izlenmesi önerilmektedir.
Sempatomimetikler:
Adrenalin, noradrenalin, izoprenalin, efedrin, fenilefrin, fenilpropanolamin ve ksantin türevleri dahil sempatomimetik ilaçların (antitüssifler ya da burun ve göz damlaları dahil) bir beta-blokör ile eşzamanlı uygulanması terapötik etkilerin karşılıklı inhibisyonu nedeniyle presör yanıtı arttırabilir ve hipertansiyona yol açabilir. Ancak bu, seçici olmayan beta- blokörlere oranla terapötik dozlarda beta1-seçici ilaçlarla daha az meydana gelmektedir.
Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar:
COX-2 inhibitörleri dahil olmak üzere non steroidal anti-inflamatuvar ilaçların bir beta- blokörle eşzamanlı uygulanması, büyük olasılıkla non steroidal anti-inflamatuvar ilaçların neden olduğu renal prostaglandin sentezinin inhibisyonu ve sodyum ve sıvı tutulumunun bir sonucu olarak metoprololün antihipertansif etkisini azaltabilir.
Hepatik enzim indükleyiciler:
Enzim indükleyici ilaçlar metoprololün plazma konsantrasyonlarını etkileyebilir. Örneğin metoprololün plazma konsantrasyonları rifampisin tarafından azaltılır.
Diğer ilaçlar üzerinde etkilere neden olan etkileşimler:
Anti-adrenerjik ajanlar:
Guanetidin, betanidin, reserpin, alfa-metildopa ya da klonidin gibi alfa-adrenerjik blokörlerin antihipertansif etkisi beta-blokörle birlikte artabilir. Beta-adrenerjik blokörler, prazosinin ilk dozunun postüral hipotansif etkisini, büyük olasılıkla refleks taşikardiyi engelleyerek arttırabilir. Buna karşılık beta adrenerjik blokörler, hastalar eşzamanlı klonidin ve beta- adrenerjik blokör alırken klonidinin geri çekilmesine verilen hipertansif yanıtı da yükseltebilir. Klonidinle birlikte MEVOPAL kullanan hastalarda, eğer klonidin tedavisine son verilecekse, MEVOPAL kullanımına klonidinin kesilmesinden birkaç gün önce son verilmelidir.
Antidiyabetik ilaçlar, insülin:
Beta-blokörler hipoglisemiye verilen olağan hemodinamik yanıtı etkileyebilir ve kan basıncında şiddetli bradikardi ile bağlantılı bir artış meydana getirebilir. İnsülin kullanan diyabetik hastalarda, beta-blokör tedavisi artan veya uzun süre devam eden hipoglisemi ile ilişkili olabilir. Beta-blokörler sulfonil ürelerin hipoglisemik etkilerini antagonize de edebilir. Seçici olmayan beta-blokörlere oranla MEVOPAL gibi beta1-seçici ilaçlarla bu etki riski daha düşüktür. Ancak; MEVOPAL kullanan diyabetik hastalar diyabet kontrol altına alınıncaya kadar izlenmelidir (Bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Lidokain (ksilokain):
Metoprolol lidokainin klerensini azaltabilir ve böylece lidokain etkilerinin artmasına neden
olabilir.
Lignokain:
Metoprolol lignokainin eliminasyonunu azaltabilir.
Prazosin:
İlk prazosin dozunu takip eden akut postüral hipotansiyon, MEVOPAL dahil olmak üzere
daha önce bir beta-blokör almakta olan hastalarda artabilir.
Ergot alkaloidi:
Beta-blokörlerle eşzamanlı uygulama ergot alkaloidlerinin vazokonstriktif etkisini arttırabilir.
Beta-blokörlerin sempatik ganglion blokörleri, diğer beta blokörler (göz damlası formunda olanlar dahil) veya MAO inhibitörleri ile birlikte kullanıldıkları durumlarda dikkatli olunmalıdır.
Dipridamol:
Genel olarak beta-blokör uygulaması dipridamol enjeksiyonundan sonra dikkatli bir nabız takibi ile birlikte dipridamol testinden önce kesilmelidir.
Alkol:
Birlikte alındıklarında metoprolol alkolün farmakokinetik parametrelerini değiştirebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyonda herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Gebelik kategorisi: C (İlk trimester)
D (2. ve 3. trimesterler)
Gebelik tanısının doğrulanmasını takiben acilen doktor bilgilendirilmelidir.
Gebe kadınlarda metoprolol kullanımı ile ilgili verilerin miktarı sınırlıdır.
Gebeliğin ilk trimesterinde metoprolol ile deneyim sınırlıdır fakat metoprolole bağlı fetal malformasyon bildirilmemiştir. Bununla birlikte, beta-blokörler plasental perfüzyonu azaltabilirler. Metoprolol plasentaya geçer.
Sınırlı hayvan verileri üreme toksisitesi açısından doğrudan ya da dolaylı zararlı etkilere işaret etmemektedir (Bkz. Bölüm Klinik öncesi güvenlilik verileri). Fötusun/annenin maruz kaldığı risk bilinmemektedir.
MEVOPAL yalnızca belirgin şekilde gerekli olduğunda gebe kadınlara verilmelidir.
Gebelik sırasında MEVOPAL ile tedavi durumunda, mümkün olan en düşük doz kullanılmalı ve uterus kontraktilitesindeki artışı ve beta-blokajının yeni doğan bebek üzerindeki etkilerini (örneğin bradikardi, hipoglisemi) önlemek için doğumdan 2 ila 3 gün önce tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.
Az miktarda metoprolol anne sütüne geçmektedir; terapötik dozlarla günde 1 L anne sütü tüketen bir bebek 1 mg'dan az bir metoprolol dozu almış olacaktır. Yine de anne sütü ile beslenen bebekler beta- reseptörlerin blokajina ait belirti veya semptomlar yönünden yakından takip edilmelidir.
MEVOPAL'ın insan fertilitesi üzerindeki etkileri incelenmemiştir.
Metoprolol tartarat erkek sıçanlarda bir terapötik doz düzeyinde spermatogenezi etkilemiştir; diğer yandan hayvan fertilitesi çalışmalarında çok daha yüksek dozlarda döllenme oranlarını etkilememiştir (Bkz. Bölüm Klinik öncesi güvenlilik verileri).
MEVOPAL tedavisi sırasında baş dönmesi, yorgunluk ya da görme bozukluğu meydana gelebilir (Bkz. Bölüm İstenmeyen etkiler) ve bu nedenle hastanın araba ya da makine kullanma yeteneğini olumsuz yönde etkileyebilir.
Klinik çalışmalarda gözlenen advers ilaç reaksiyonları MedDRA sistem organ sınıfına göre listelenmektedir. Her bir sistem organ sınıfı içinde advers ilaç reaksiyonları sıklığa göre sıralanmaktadır ve en sık reaksiyonlar birinci sıradadır. Her bir sıklık gruplaması içinde advers ilaç reaksiyonları azalan ciddiyet sırasıyla sunulmaktadır. Buna ek olarak her bir advers ilaç reaksiyonu için ilgili sıklık kategorisi aşağıdaki standart terimleri temel almaktadır (CIOMS III): çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila
<1/100); seyrek(≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000).
Çok seyrek: Trombositopeni
Seyrek: Depresyon, kabuslar
Çok seyrek: Kişilik bozuklukları, halüsinasyonlar
Yaygın: Baş dönmesi, baş ağrısı
Seyrek: Bilinç düzeyinde bozulma, uyuklama, uykusuzluk, parestezi
Çok seyrek: Görme bozukluğu (ör: bulanık görme), göz kuruluğu, gözde tahriş
Çok seyrek: Kulak çınlaması, işitme güçlükleri(ör: hipoakuzi ve sağırlık)
Yaygın: Bradikardi
Seyrek: Kardiyak yetmezlik, aritmiler, palpitasyon
Çok seyrek: İletim bozuklukları, göğüs ağrı
Yaygın: Ortostatik hipotansiyon (bazen senkop ile birlikte)
Seyrek: Ödem, Raynaud fenomeni
Çok seyrek: Gangren
Yaygın: Efora bağlı nefes darlığı
Seyrek: BronkospazmÇok seyrek: Rinit
Yaygın: Bulantı ve kusma, karın ağrısı Seyrek: Diyare veya konstipasyon Çok seyrek: Ağız kuruluğu
Sıklığı Bilinmiyor: Retroperitoneal fibrozis
Sıklığı Bilinmiyor: Hepatit
Seyrek: Deri döküntüleri (ürtiker şeklinde, psoriaziform ve distrofik deri lezyonları)
Çok seyrek: Fotosensitivite reaksiyonu, hiperhidrozis, alopesi, psoriasisin kötüleşmesi
Seyrek: Kas spazmları
Çok seyrek: Artrit
Çok seyrek: Erektil fonksiyon bozukluğu, libido bozukluğu Sıklığı Bilinmiyor: Peyroni hastalığı
Yaygın: Yorgunluk
Çok seyrek: Kilo artışı, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik
Spontan raporlarda ve literatür vakalarında bulunan advers ilaç reaksiyonları (bilinmiyor)
Aşağıdaki advers reaksiyonlar spontan vaka raporları ve literatür vakaları yoluyla metoprolol tartarat ile kazanılan pazarlama sonrası deneyimden elde edilmiştir. Bu reaksiyonlar belirsiz boyuttaki bir popülasyondan gönüllülük ilkesine dayalı olarak bildirildiğinden ve karıştırıcı faktörlere tabi olduğundan sıklıklarını güvenilir bir şekilde belirlemek mümkün değildir ve bu nedenle bilinmiyor olarak kategorize edilmiştir. Advers ilaç reaksiyonları MedDRA'da sistem organ sınıflarına göre listelenmektedir. Her bir sistem organ sınıfı içinde advers ilaç reaksiyonlar azalan ciddiyete göre sunulmaktadır.
Konfüzyonel durum
Kan trigliseridlerinde artma, yüksek yoğunluklu lipoproteinde (HDL) azalma
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Belirtiler ve semptomlar:
MEVOPAL'ın aşırı dozuna bağlı şiddetli hipotansiyon, sinus bradikardisi, atriyoventriküler blok, miyokard infarktüsü, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok, kalp durması, bronkospazm, şuur kaybı (ve hatta koma), konvülsiyonlar, bulantı, kusma ve siyanoz ve ölüme yol açabilir.
Birlikte alkol, antihipertansifler, kinidin veya barbituratlar alınması belirti ve semptomları ağırlaştırır.
Doz aşımının ilk belirtileri ilaç alındıktan sonra 20 dakika-2 saat içinde görülür. Kuvvetli doz aşımının etkileri plazma konsantrasyonlarında azalmaya rağmen birkaç gün devam eder.
Tedavi:
Hastalar hastaneye yatırılmalı ve genel olarak yoğun bakım ünitesinde sürekli olarak kardiyak fonksiyon, kan gazları ve kan biyokimyası izlenmelidir. Suni solunum veya kalp pili takılması gibi acil destekleyici ölçümler gerekirse yapılmalıdır. Görünüşte iyi olan ve küçük miktarda doz aşımı bulunan hastalar dahi en az 4 saat süreyle zehirlenme bulguları açısından yakından takip edilmelidir.
Potansiyel hayatı tehdit edici aşırı doz alımında, ilacın gastrointestinal kanaldan uzaklaştırılması için kusma uyarılmalı veya mide yıkanmalı (MEVOPAL alımından sonraki 4 saat içindeyse) ve/veya aktif kömür kullanılmalıdır. Hemodiyaliz metoprolol eliminasyonu için yararlı olmamaktadır.
Doz aşımının diğer klinik belirtileri modern yoğun bakım yöntemlerine dayalı bir şekilde
semptomatik olarak tedavi edilmelidir.
Aşırı dozajdan sonra beta-blokör yoksunluk fenomeni (Bkz. Bölüm Özel kullanım uyarıları ve önlemleri) oluşabilir.