MIXTARD 30 HM 100 IU 1 flakon Klinik Özellikler
Novo Nordisk Sağlık Ürünleri Tic. Ltd. Şti.
[ 10 December 2010 ]
Novo Nordisk Sağlık Ürünleri Tic. Ltd. Şti.
[ 10 December 2010 ]
MIXTARD30 HM Flakon diabetes mellitus tedavisinde endikedir.
İnsan insülininin potensi IU (internasyonel ünite) olarak ifade edilmektedir.
Doz bireye özgüdür ve hastanın gereksinimlerine göre belirlenir. Daha uzun bir etki ile birlikte hızlı bir başlangıç etkisi istenirse, hazır karışım insülinler genellikle günde bir veya iki kez verilir. Optimal glisemik kontrole erişmek için kan glukozunun izlenmesi önerilmektedir.
Bireysel insülin ihtiyacı genellikle günlük 0,3 ve 1 IU/kg arasındadır. Hastaların fiziksel aktiviteleri veya her zamanki diyetleri değiştiğinde ya da eşlik eden bir hastalık olması durumunda doz ayarlaması gerekebilir.
MIXTARD30 HM Flakon ikili etkili bir insan insülinidir. Hem hızlı-etkili hem de uzun- etkili insülin içeren bifazik formülasyondur.
MIXTARD30 HM Flakon uyluk bölgesine, karın duvarına, gluteal veya deltoid bölgeye subkütan olarak (deri altına) enjekte edilerek uygulanır. Lipodistrofi ve kutanöz amiloidoz riskini azaltmak için enjeksiyon yeri aynı bölge içinde değiştirilmelidir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). İnsülin süspansiyonları asla intavenöz (ven içi) yolla uygulanmamalıdır.
Derinin parmaklar arasında sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir deri kıvrımına enjeksiyonun yapılması istenmeyen kas içi enjeksiyon riskini azaltır.
Dozun tamamının enjekte edildiğinden emin olmak için iğne ucu cilt altında en az 6 saniye kalmalıdır. Karın duvarına yapılan deri altı enjeksiyon, diğer bölgelere yapılan enjeksiyonlara kıyasla daha hızlı bir emilime uğrayacaktır. Etki süresi doza, enjeksiyon bölgesine, kan akışına, sıcaklığa ve fiziksel aktivite derecesine bağlı olarak değişecektir.
Enjeksiyonu takiben 30 dakika içinde karbonhidrat içeren bir öğün yenmelidir. İnsülin süspansiyonları insülin infüzyon pompalarında kullanılmamalıdır.
Detaylı kullanıcı talimatları için kullanma talimatına bakınız. Şırınga (enjektör) ile uygulama
MIXTARD30 flakonlar, karşılık gelen ünitelerin işaretlendiği insülin enjektörleri ile kullanım içindir.
Böbrek veya karaciğer yetmezliği hastanın insülin gereksinimlerini azaltabilir.
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha yoğun glukoz monitorizasyonu yapılmalıdır ve insan insülininin dozu bireysel olarak ayarlanmalıdır.
MIXTARD 30 HM Flakon çocuklar ve adolesanlarda kullanılabilir.
MIXTARD30 HM Flakon yaşlı hastalarda kullanılabilir.
Yaşlı hastalarda daha yoğun glukoz monitorizasyonu yapılmalıdır ve insülinin dozu bireysel olarak ayarlanmalıdır.
Diğer insülinlerden geçiş:
Diğer orta ve uzun etkili insülin tıbbi ürünlerinden geçiş sırasında, MIXTARD30 HM Flakon dozunun ve uygulama zamanının ayarlanması gerekebilir.
Geçiş sırasında ve geçişten sonraki ilk haftalarda yakın glukoz monitorizasyonu tavsiye edilmektedir (bakınız bölüm 4.4).
Farklı zaman dilimleri arasındaki seyahat öncesinde, insülin ve öğünlerin farklı zamanlarda alınması gerekebileceğinden hasta tavsiye için doktoruna başvurmalıdır.
Hiperglisemi
Yetersiz dozda kullanımı veya tedavinin bırakılması, özellikle tip 1 diyabette, hiperglisemiye ve diyabetik ketoasidoza yol açabilir.
Hipergliseminin ilk semptomları genellikle saatler veya günler içinde kademeli olarak ortaya çıkabilir. Bu semptomlar susuzluk, sık idrara çıkma, bulantı, kusma, uyku hali, deride kızarıklık ve kuruluk, ağız kuruluğu, iştah kaybı ve nefeste aseton kokusudur.
Tip I diyabette, tedavi edilmeyen hiperglisemik olaylar ölümcül potansiyele sahip olan diyabetik ketoasidoza yol açabilir.
Hipoglisemi
Öğün atlanması veya planlanmamış ağır fiziksel egzersiz hipoglisemiye yol açabilir.
Hipoglisemi insülin dozunun, insülin ihtiyacından çok daha fazla olması durumunda ortaya çıkabilir. Hipoglisemi durumunda veya hipoglisemiden şüphelenildiğinde, MIXTARD30 HM Flakon enjekte edilmemelidir. Hastanın kan glukozunun sabitlenmesinin ardından, doz ayarı değerlendirilmelidir (bakınız bölüm 4.8 ve 4.9).
Kan glukoz kontrolü büyük ölçüde iyileşen; örneğin, intensifiye edilmiş insülin tedavisi uygulanan hastalarda, alıştıkları uyarıcı hipoglisemi semptomlarında değişiklik olabileceği kendilerine uygun biçimde anlatılmalıdır. Uzun süreli diyabeti olan hastalarda alışılmış uyarıcı semptomlar görülmeyebilir.
Eşlik eden hastalıklar, özellikle enfeksiyonlar ve ateşli hastalıklar, genellikle hastanın insülin ihtiyacını artırır. Eşlik eden böbrek, karaciğer bozuklukları veya böbreküstü, hipofiz veya tiroid bezini etkileyen hastalıklar insülin dozunda değişiklik gerektirebilir.
Hastalar farklı insülin ürünlerine transfer edildiğinde, hipogliseminin erken uyarıcı semptomları değişebilir veya daha önce kullandıkları insülin ile yaşadıklarından daha az belirgin olabilir.
Diğer insülin ürünlerinden geçiş
Hastaların yeni bir çeşit veya marka insüline transfer edilmesi, bir doktor denetiminde yapılmalıdır. Dozaj, marka (üretici), tip, tür (hayvan insülini, insan insülini veya insülin analogu) ve/veya üretim metodundaki (hayvan kaynaklı insüline karşı rekombinant DNA insülini) değişiklikler doz değişikliklerine neden olabilir. Hastalar diğer tip insülinden MIXTARD30 HM Flakon'a transfer edildiğinde daha fazla sayıda günlük enjeksiyon veya olağan insülin ürünleriyle kullandıkları dozda değişiklik gerekebilir. Eğer doz ayarlaması gerekiyorsa, bu ilk dozda veya ilk birkaç hafta veya ay içinde yapılabilir.
Enjeksiyon bölgesi reaksiyonları
Tüm insülin tedavilerinde olabileceği gibi, enjeksiyon bölgesi reaksiyonları oluşabilir ve ağrı, kızarıklık, döküntü, enflamasyon, morluk, şişlik ve kaşıntı gibi reaksiyonlar görülebilir. Aynı bölge içinde enjeksiyon yerinin sürekli rotasyonu bu reaksiyonların gelişmesi riskini azaltır. Reaksiyonlar genellikle birkaç gün ila birkaç haftada düzelir. Bazı nadir durumlarda enjeksiyon bölgesi reaksiyonları MIXTARD30 HM Flakon'un kesilmesini gerektirebilir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Hastalara, lipodistrofi ve kutanöz amiloidoz gelişme riskini azaltmak için enjeksiyon bölgesini sürekli rotasyona tabi tutmaları konusunda talimat verilmelidir. Bu reaksiyonların görüldüğü bölgelerde insülin enjeksiyonlarını takiben gecikmiş insülin emilimi ve kötüleşmiş glisemik kontrol riski vardır. Enjeksiyon yerinde ani değişiklik yapıp, ciltte etkilenmemiş bir bölgeye enjeksiyon yapmanın hipoglisemiye neden olduğu bildirilmiştir. Enjeksiyon yerinde etkilenen bir bölgeden etkilenmeyen bir bölgeye değişiklik yapıldıktan sonra kan şekerinin izlenmesi önerilir ve antidiyabetik ilaçların doz ayarlaması düşünülebilir.
MIXTARD30 HM Flakon ile pioglitazon kombinasyonu
Özellikle kalp yetmezliği gelişimi riski yüksek olan hastalarda, pioglitazon ile insülin kombine kullanıldığında kalp yetmezliği vakaları bildirilmiştir. Bu, pioglitazon ve MIXTARD30 HM Flakon'un kombine tedavisi düşünüldüğünde akılda tutulmalıdır. Eğer bu kombinasyon kullanılırsa, hastalar kalp yetmezliği, kilo alımı ve ödemin semptom ve belirtileri için incelenmelidir. Pioglitazon, kardiyak semptomlarda herhangi bir kötüleşme olduğunda kesilmelidir.
Hipokalemi
İnsan insülini (rDNA) dahil tüm insülin ilaçları, ekstraselülerden intraselüler boşluğa potasyum geçişine neden olarak hipokalemiye yol açar. Tedavi edilmeyen hipokalemi, solunum felcine, ventriküler aritmiye ve ölüme neden olabilir. Hipokalemi riski olan hastalarda (örn. potasyum düşürücü ilaçlar kullanan hastalar, serum potasyum konsantrasyonuna duyarlı ilaçlar alan hastalar) potasyum düzeyleri izlenmelidir.
Kazayla oluşan karışıklıkların/ tıbbi hataların engellenmesi
Mixtard ile diğer insülin ürünlerinin yanlışlıkla karıştırılmasını önlemek üzere hastalara, her enjeksiyon öncesinde her zaman insülin etiketini kontrol etmeleri tavsiye edilmelidir.
Takip edilebilirlik
Biyoteknolojik ürünlerin takip edilebilirliğinin sağlanması için uygulanan ürünün ticari ismi ve seri numarası mutlaka hasta dosyasına kaydedilmelidir.
Bu tıbbi ürün her a€œdoza€unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında a€œsodyum içermeza€.
Oral antidiyabetik tıbbi ürünler, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOİ), beta-blokörler, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri, salisilatlar, anabolik steroidler ve sülfonamidler.
Aşağıdaki maddeler hastanın insülin ihtiyacını artırabilir:
Oral kontraseptifler, tiyazidler, glukokortikoidler, tiroid hormonları, sempatomimetikler, büyüme hormonu ve danazol.
Beta-blokörler hipoglisemi semptomlarını maskeleyebilirler. Oktreotid/lanreotid insülin ihtiyacını azaltabilir veya artırabilir.
Alkol insülinin hipoglisemik etkisini artırabilir veya azaltabilir.
Özel popülasyonlarda etkileşimlere dair bir çalışma yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyonlarda etkileşimlere dair bir çalışma yürütülmemiştir.
Gebelik kategorisi B
Metabolik kontrolün yeterince sağlanamadığı diyabet tedavisinde, hem hipoglisemi hem de hiperglisemi, malformasyon ve rahim içi ölüm riskini artırır. Bu nedenle gebe kalmayı planlayan veya diyabetli gebe kadının gebeliği boyunca izlenmesi ve yoğun kan glukoz kontrolü önerilir.
İnsülinin plasental bariyeri geçmemesi nedeniyle, gebelik sırasında diyabetin insülinle tedavisinde sınırlamalar yoktur.
İlk trimesterde insülin gereksinimi genellikle düşerken, ikinci ve üçüncü trimesterde gereksinim artar.
Doğum sonrası, insülin ihtiyacı hızlı bir şekilde gebelik öncesi değerlere döner.
MIXTARD30 HM Flakon için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir (bkz. bölüm 5.3).
Emzirme döneminde MIXTARD30 HM Flakon tedavisinde herhangi bir sınırlama yoktur. Emziren annelerin insülin kullanmasının bebek için herhangi bir riski yoktur. Bununla birlikte MIXTARD30 HM Flakon dozunun ayarlanması gerekebilir.
İnsan insülini ile yapılan hayvan üreme çalışmaları, fertilite üzerinde herhangi bir advers etki ortaya çıkarmamıştır.
Hastanın konsantre olma ve reaksiyon gösterme becerisi, hipoglisemi sebebiyle bozulabilir. Bu durum becerilerin özel önem gösterdiği koşullarda risk oluşturabilir (örn. araba sürme veya makine kullanma).
Hastalar araba kullanımı esnasında hipoglisemiye girmemeleri için gerekli önlemleri almaları konusunda uyarılmalıdır. Bu durum özellikle hipogliseminin uyarıcı semptomlarını az olarak fark eden veya hiç fark etmeyen kişiler için ya da sık hipoglisemi atağı geçiren hastalar için önemlidir. Bu durumlarda araba kullanım önerisi dikkatlice değerlendirilmelidir.
Güvenlilik profilinin özeti
Hipoglisemi, tedavi sırasında en sık raporlanan advers reaksiyondur. Hipogliseminin sıklığı hasta popülasyonuna, doz rejimlerine ve glisemik kontrolün seviyesine bağlı olarak değişkenlik gösterir, bakınız aşağıdaki a€œSeçili advers reaksiyonların tanımlamasıa€ bölümü. İnsülin tedavisinin başlangıcında, kırılma anomalileri, ödem ve enjeksiyon bölgesi reaksiyonları (enjeksiyon bölgesinde ağrı, kızarıklık, döküntü, enflamasyon, morluk, şişlik ve kaşıntı) görülebilir. Bu reaksiyonlar genellikle geçicidir. Kan glukoz kontrolündeki hızlı iyileşme, genellikle geri dönüşümlü olan akut ağrılı nöropati ile ilişkilendirilebilir. Yoğunlaştırılmış insülin tedavisi nedeniyle ani düzelen glisemik kontrol diyabetik retinopatiyi geçici olarak kötüleştirebilse de uzun süreli iyi glisemik kontrol diyabetik retinopatinin ilerlemesi riskini azaltır..
Klinik çalışma verilerinden elde edilen advers ilaç reaksiyonları aşağıda listelenmiştir ve MedDRA sıklık ve Sistem Organ Sınıfı'na uygun olarak sınıflandırılmıştır.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın (a‰¥1/10); yaygın (a‰¥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (a‰¥1/1.000 ila <1/100); seyrek (a‰¥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Bağışıklık sistemi hastalıkları | Yaygın olmayan - Ürtiker, döküntü |
Çok seyrek a€“ Anafilaktik reaksiyonlar* | |
Metabolizma ve beslenme hastalıkları | Çok yaygın a€“ Hipoglisemi* |
Sinir sistemi hastalıkları | Yaygın olmayan- Periferal nöropati (ağrılı nöropati) |
Göz hastalıkları | Çok seyrek - Kırılma bozuklukları |
Yaygın olmayan - Diyabetik retinopati | |
Deri ve derialtı dokusu hastalıkları | Yaygın olmayan a€“ Lipodistrofi* |
Bilinmiyora€“ Kutanöz amiloidoz*a€ | |
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar | Yaygın olmayan a€“ Enjeksiyon yeri reaksiyonları, ödem |
* bakınız a€œSeçili advers reaksiyonların tanımlamasıa€.
a€ Pazarlama sonrası kaynaklardan elde edilen advers reaksiyon. Seçili advers reaksiyonların tanımlaması
Anafilaktik reaksiyonlar
Genel aşırı duyarlılık reaksiyonları (genel deri döküntüsü, kaşıntı, terleme, gastrointestinal rahatsızlık, anjiyonörotik ödem, solumada güçlük, çarpıntı ve kan basıncında düşme) çok seyrek görülür, ancak potansiyel olarak hayatı tehdit edici olabilir.
Hipoglisemi
En sık raporlanan advers reaksiyon hipoglisemidir. Alınan insülin dozunun, insülin ihtiyacına göre çok daha fazla olmasından kaynaklanabilir. Ciddi hipoglisemi bilinç kaybı ve/veya konvülziyonlara yol açabilir ve beyin fonksiyonlarında geçici veya kalıcı bozukluğa ve hatta ölüme yol açabilir. Hipogliseminin belirtileri genellikle aniden ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında soğuk terleme, soğuk solgun deri, halsizlik, sinirlilik veya titreme, endişe duygusu, olağan olmayan yorgunluk veya güçsüzlük, konfüzyon, konsantre olmada güçlük, uyku hali, aşırı açlık, görme değişiklikleri, baş ağrısı, bulantı ve çarpıntı sayılabilir.
Klinik çalışmalarda, hipogliseminin sıklığı, hasta popülasyonuna, doz rejimlerine ve glisemik kontrolün seviyesine bağlı olarak değişkenlik göstermiştir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Lipodistrofi (lipohipertrofi ve lipoatrofiyi kapsayan) ve kutanöz amiloidoz enjeksiyon bölgesinde oluşabilir ve lokal insülin absorpsiyonunu geciktirebilir. Aynı enjeksiyon bölgesi içinde enjeksiyon yerlerinin sürekli olarak değiştirilmesi bu reaksiyonların gelişme riskini azaltabilir veya önleyebilir (bkz. Bölüm 4.4.).
Pazarlama sonrası kaynaklar ve klinik çalışmalara dayanarak, yaşlı hastalar ve böbrek veya karaciğer yetmezliği olan hastalarda gözlenen advers reaksiyonların sıklığı, tipi ve ciddiyeti, genel popülasyondan elde edilen deneyimlere göre farklılık göstermemektedir.
Pazarlama sonrası kaynaklar ve klinik çalışmalara dayanarak, pediyatrik popülasyonda gözlenen advers reaksiyonların sıklığı, tipi ve ciddiyeti, genel popülasyondan elde edilen deneyimlere göre farklılık göstermemektedir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 00 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
İnsülin için spesifik bir doz aşımı belirlenemez. Ancak eğer doz hastanın gereksinimlerine göre çok yüksekse, birbirini izleyen evrelerin ardından hipoglisemi gelişebilir:
Hafif hipoglisemi atakları oral yoldan glukoz veya şekerli gıdalar alınarak tedavi edilebilir. Bu nedenle diyabetli hastaların her zaman beraberlerinde bir miktar şekerli yiyecek bulundurmaları önerilmektedir.