NOVOPYRINE 2 ml x 100 ampül Klinik Özellikler
Osel İlaç San. Ve Tic. A.Ş
[ 13 July 2012 ]
Osel İlaç San. Ve Tic. A.Ş
[ 13 July 2012 ]
Şiddetli veya dirençli ağrı ve ateş
Doktorun başka bir önerisi yoksa aşağıda bildirilen dozlar uygulanır.
Hızlı analjezik etki gerektiğinde ya da oral veya rektal uygulamanın endike olmadığı durumlarda intravenöz veya intramüsküler uygulama tavsiye edilir.
Yetişkinler ve 15 yaş ve üzerindeki gençler:
İntravenöz (i.v.) veya intramusküler (i.m.) yoldan uygulanacak bir defalık doz 2-5 mL'dir. Bir defalık bu dozlar günlük maksimum doz 10 mL'ye (5 g) kadar artırılabilir.
Kas içine ve damar içine uygulanır.
Bildirilen bu bir defalık dozlar günde 4 kereye kadar tekrarlanabilir.
Böbrek ya da karaciğer bozukluğu olan hastalarda, metamizolün eliminasyon hızı azaldığı için yüksek dozlardan kaçınılmalıdır. Ancak, kısa süreli tedavi için dozun azaltılması gerekmez. Böbrek ya da karaciğer yetmezliği olan hastalarda uzun dönemli tedavi ile ilgili olarak kazanılmış yeterli deneyim mevcut değildir.
Tıbbi zorunluluk olmadıkça, NOVOPYRİNE 3 aylıktan küçük veya 5 kg'dan düşük ağırlıktaki bebeklere uygulanmamalıdır. Bir yaşından küçük çocuklarda NOVOPYRİNE yalnızca intramusküler yoldan uygulanmalıdır.
Yaklaşık 30 kg ağırlığındaki bir çocukta bir defalık doz 0,4 ila 1 mL'dir.
Vücut ağırlığı daha düşük veya daha fazla olanlarda doz uygun şekilde azaltılır veya artırılır.
Aşağıdaki doz şeması yol gösterici olabilir.
Vücut ağırlığı | i.m. (tek doz) | i.v. (tek doz) | Maksium doz/gün |
3-11 aylık (5-8 kg) | 0,1-0,2 mL | - | 0,4 g |
1-3 yaş (9-15 kg) | 0,2-0,5 mL | 0,2-0,5 mL | 1 g |
4-6 yaş (16-23 kg) | 0,3-0,8 mL | 0,3-0,8 mL | 1,6 g |
7-9 yaş (24-30 kg) | 0,4-1 mL | 0,4-1 mL | 2 g |
10-12 yaş (31-45 kg) | 0,5-1,5 mL | 0,5-1,5 mL | 3,0 g |
13-14 yaş (36-46 kg) | 0,8-1,8 mL | 0,8-1,8 mL | 3,6 g |
Yaşlı hastalarda ve genel durumu bozuk hastalarda böbrek ve karaciğer fonksiyonlarındaki olası bozulmalar göz önünde bulundurulmalıdır.
Metamizol ya da diğer pirazolonlara (örn. fenazon, propifenazon) veya pirazolidinlere
önceden gelişen agranülositoz
Metamizol kaynaklı agranülositoz, en az bir hafta süren immüno-alerjik kökenli bir olaydır. Bu reaksiyonlar çok nadirdir, ancak şiddetli ve yaşamı tehdit edici olabilir ve ölümle sonuçlanabilir. Bunlar doza bağlı değildir ve tedavi sırasında herhangi bir zamanda ortaya çıkabilirler.
Tüm hastalar, muhtemelen nötropeniyle ilişkili olan aşağıdaki belirti veya bulguların herhangi birinin görülmesi halinde derhal ilacı bırakmaları ve doktorlarına danışmaları gerektiği konusunda uyarılmalıdır; ateş, titremeler, boğaz ağrısı, oral kavitede ülserasyon.
Nötropeni (< 1.500 nötrofil/mm): Nötropeni söz konusu olduğunda, tedavi derhal kesilmeli, tam kan sayımı acil olarak kontrol edilmeli ve normal değerlere dönünceye değin izlenmelidir.
Pansitopeni: Pansitopeni ortaya çıkması halinde tedavi hemen kesilmeli, kan değerleri normale dönene kadar tam kan sayımı ile takip yapılmalıdır.
Bütün hastalar, metamizol kullanımı sırasında kan diskrazisinin göstergesi olabilecek belirti ve bulguların (örn. genel kırıklık, enfeksiyon, düşmeyen ateş, ekimoz, kanama, solukluk) görülmesi halinde hemen doktora başvurmaları konusunda uyarılmalıdır.
Anafilaktik şok: Bu tip reaksiyonlar esas olarak duyarlı hastalarda ortaya çıkmaktadır. Bu
Ağır deri reaksiyonları: Metamizol kullanımı sırasında Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidermal Nekroliz (TEN) gibi yaşamı tehdit eden deri reaksiyonları
bildirilmiştir. SJS veya TEN belirti veya bulgularının (genellikle içi sıvı dolu kabarcıklar veya mukoza lezyonlarınıneşlikettiği, giderekşiddetlenen deri döküntüleri)gelişmesi
halinde metamizol tedavisi hemen kesilmeli ve bir daha hiçbir zaman yeniden
uygulanmamalıdır. Hastalar belirti ve bulgular konusunda bilgilendirilmeli ve özellikle tedavinin ilk haftalarında deri reaksiyonları yönünden sıkı takibe alınmalıdır.
Anafilaktik/Anafilaktoid reaksiyonlar
Uygulama yolu seçilirken parenteral uygulamanın anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar açısından daha yüksek bir risk taşıdığı göz önüne alınmalıdır.
Özellikle aşağıdaki hastalar metamizole karşı olası şiddetli anafilaktoid reaksiyonlar açısından özel bir risk altındadırlar (bkz. bölüm 4.3):
Bronşiyal astımı olan hastalar; özellikle de aynı anda rinosinusitis polipozisi olanlar
NOVOPYRİNE Siklosporin ile birlikte kullanıldığında siklosporin seviyelerini düşürebilir. Bu nedenle düzenli olarak kontrol yapılması gereklidir.
NOVOPYRİNE klorpromazinle birlikte kullanıldığında ağır hipotermi oluşabilir.
Pirazolonlar ile oral antikoagülanlar, kaptopril, lityum, metotreksat ve triamteren arasında etkileşimler olabildiği ve kombine kullanımda antihipertansiflerin ve diüretiklerin etkinliğinin değişebildiği bilinmektedir. Metamizolün bu etkileşimlere ne düzeyde neden olduğu bilinmemektedir.
Metotreksata metamizol eklenmesi, özelikle yaşlı hastalarda metotreksatın hematotoksisitesini artırabilir. Bu nedenle bu kombinasyondan kaçınılmalıdır.
NOVOPYRİNE %5 glukoz, %0,9 NaCl ya da ringer laktat çözeltisinde çözünebilir. Ancak stabiliteleri sınırlı olduğu için bu çözeltiler hemen uygulanmalıdır.
Geçimsizlik olasılığı nedeniyle NOVOPYRİNE başka enjektabl ilaçlarla birlikte uygulanmamalıdır.
Metamizol eş zamanlı uygulandığında asetilsalisilik asidin tormbosit agregasyonu üzerindeki etkisini azaltabilir. Bu nedenle bu kombinasyon kardiyoprotektif amaçlı düşük doz asetilsalisilik asit kullanan hastalara dikkatli uygulanmalıdır.
NOVOPYRİNE bupropion kan düzeylerinin düşmesine yol açabilir. Bu nedenle NOVOPYRİNE vebupropionun eş zamanlı kullanımında dikkatli olunması önerilir.
Gebelik kategorisi: C
Metamizol plasentayı geçer. İlacın fetusa zararlı olduğuna dair bir bulgu mevcut değildir: Metamizol sıçanlarda ve tavşanlarda teratojenik etki göstermemiştir. Maternal olarak da toksik olan yüksek dozlarda ise fetotoksisite gözlenmiştir. Ancak yine de NOVOPYRİNE'in gebelikte kullanımı ile ilgili klinik veriler yetersizdir.
Bu yüzden, gebeliğin ilk trimesterında NOVOPYRİNE'in kullanılmaması önerilir. İkinci trimesterda, sadece potansiyel yarar ve risk bir doktor tarafından dikkatlice tartıldıktan sonra kullanılabilir.
NOVOPYRİNE gebeliğin son trimesterında kullanılmamalıdır. Çünkü metamizol'ün sadece zayıf bir prostaglandin sentez inhibitörü olmasına rağmen, duktus arteriozusun erken kapanması ve hem maternal hem de neonatal trombosit agregabilitesindeki bozulmaya bağlı olarak perinatal komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı göz ardı edilemez.
Metamizol metabolitleri anne sütüne geçer. NOVOPYRİNE uygulanması sırasında ve sonraki 48 saat boyunca emzirmekten kaçınılmalıdır.
Sıçan ve tavşanlardaki çalışmalar teratojenik potansiyel göstermemiştir.
Önerilen dozaj sınırları içinde konsantrasyon ve reaksiyon yeteneği üzerinde bilinen herhangi bir istenmeyen etki yoktur. Ancak yine de, en azından yüksek dozlarda, konsantrasyon ve reaksiyon yeteneğinin bozulabileceği ve bu yeteneğin özel önem taşıdığı durumlarda (örneğin araç ya da makine kullanma) bir riskin oluşabileceği göz
önüne alınmalıdır (özellikle de alkol kullanımı söz konusu ise).
Advers ilaç reaksiyonları aşağıdaki sıklık derecesine göre belirtilmiştir:
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (a‰¥ 1/100 ila ≤ 1/10); yaygın olmayan (a‰¥ 1/1000 ila a‰¤ 1/100); seyrek (a‰¥ 1/10000 ila a‰¤ 1/1000); çok seyrek (a‰¤ 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Seyrek: Ölümle sonuçlanabilen pansitopeni, aplastik anemi, agranülositoz ve lökopeni Çok seyrek: Trombositopeni
Bu reaksiyonların immünolojik kaynaklı olduğu kabul edilir. Bunlar, daha önce hiçbir komplikasyon olmaksızın birçok kez NOVOPYRİNE kullanılmış olmasına rağmen yine de oluşabilir.
Agranülositozun tipik belirtileri enflamatuar mukozal lezyonlar (örn. orofarengeal, anorektal, genital), boğaz ağrısı, ateştir (hatta bazen beklenmedik şekilde persistan ya da rekürren ateş). Ancak, antibiyotik tedavisi uygulanan hastalarda agranülositozun tipik belirtileri minimal düzeyde olabilir.
NOVOPYRİNE kullanan hastalarda Eritrosit sedimantasyon hızı çok artmıştır ve lenf nodları tipik olarak hafif bir şekilde büyümüştür ya da büyüme söz konusu değildir.
Trombositopeninin tipik belirtileri artan kanama eğilimi ile deride ve muköz membranlarda peteşilerdir.
Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar
Seyrek: Metamizol, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlara neden olabilir.
Çok seyrek: Bu reaksiyonlar şiddetli ve yaşamı tehdit eder bir hal alabilir ve bazen ölümle sonuçlanabilir. Bu reaksiyonlar NOVOPYRİNE daha önce defalarca hiçbir şikayete yol açmadan kullanılmış olsa bile ortaya çıkabilir.
Bu tür reaksiyonlar; metamizol uygulamasından hemen sonrasında ya da saatler sonra ortaya çıkabilir. Ancak buradaki olağan durum; uygulamadan sonraki ilk bir saat içinde reaksiyonun oluşmasıdır.
Orta derecedeki anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar tipik olarak kutanöz ve mukozal semptomlar (kaşınma, yanma, kızarma, ürtiker, kabartılar gibi), dispne ve daha az sıklıkla gastrointestinal şikayetler halinde ortaya çıkar.
Hafif reaksiyonlar zamanla jeneralize ürtiker, şiddetli anjiyoödem (hatta larinksi de kapsayacak şekilde), şiddetli bronkospazm, kardiyak aritmiler, kan basıncında düşüş (bazen öncesinde kan basıncı artışıyla birlikte) ve dolaşım şoku ile şiddetli formlara ilerleyebilir.
Analjezik astım sendromu olan hastalarda, bu intolerans reaksiyonları tipik olarak astım
atakları şeklinde görülür.
Bilinmiyor: Kounis sendromu
Bilinmiyor: İzole hipotansif reaksiyonlar
Zaman zaman, uygulama esansında ya da uygulama sonrası geçici izole hipotansif reaksiyonları ortaya çıkabilir (muhtemelen farmakolojik kaynaklı olan ve anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonun diğer belirtilerini içermeyen) ve nadir olgularda bu reaksiyon kan basıncında kritik düşüş şeklinde görülebilir. Hızlı enjeksiyon bu gibi hipotansif reaksiyonun oluşma riskini artırabilir.
Seyrek: Makülopapülöz döküntü.
Çok seyrek: Stevens-Johnson sendromu ya da Lyell sendromu, dolaşım şoku.
Sıklığı bilinmiyor: Yukarıda bahsedilen kutanöz ve mukozal anafilaktik/anafilaktoid manifestasyonların yanı sıra, zaman zaman sabit ilaç erüpsiyonları (bkz. Bölüm 4.4).
Çok seyrek: Özellikle böbrek hastalığı öyküsü olan hastalarda, böbrek fonksiyonu akut olarak kötüleşebilir (akut böbrek yetmezliği), akut interstisyel nefrit ve bazı olgularda oligüri, anüri veya proteinüri ortaya çıkabilir.
Bazen idrarda kırmızı renklenme gözlenmektedir; bu durum, düşük konsantrasyonda bulunan birmetabolite (rubazonik asit) bağlı olabilir.
Enjeksiyon bölgesinde ağrı ve lokal reaksiyonlar meydana gelebilir. Tabloya bazen flebitde eklenebilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel:0 800 314 00 08; faks:0 312 218 35
99)
Belirtiler:
Akut doz aşımı sonrası bulantı, kusma, abdominal ağrı, böbrek fonksiyon bozukluğu/akut
böbrek yetmezliği (örn. interstisyel nefrite bağlı olarak) ve daha nadir olarak merkezi sinir
sistemi semptomları (baş dönmesi, somnolans, koma, konvülziyonlar), kan basıncında
düşüş (bazen şoka dönüşebilen) ve kardiyak aritmiler (taşikardi) bildirilmiştir.Çok yüksek dozlardan sonra, zararsız bir metabolitinin (rubazonik asit) atılımı sonucu idrar rengi kırmızıya dönebilir.
Tedavi:
Metamizolün bilinen spesifik bir antidotu yoktur. Eğer ilaç yeni alınmışsa, etkin maddelerin daha fazla sistemik emilimini sınırlamak amacıyla primer detoksifikasyona yönelik (örn. gastrik lavaj) ya da emilimi azaltıcı (örn. aktif kömür) önlemler alınabilir. İlacın ana metaboliti (4-N-metilarninoantipirin) hemodiyaliz, hemofiltrasyon, hemoperfüzyon ya da plazma filtrasyonu yoluyla elimine edilebilir.