OPTIRAY 320 steril apirojen (678mg/ml) 200ml enj. inf.sol. cam þiþe {Mallinckrodt} Klinik Özellikler
Mallinckrodt Sağlık Anonim Şirketi
[ 31 May 2013 ]
Mallinckrodt Sağlık Anonim Şirketi
[ 31 May 2013 ]
Optiray 320, serebral, koroner, periferik, viseral ve renal anjiyografıde, aortografıde, sol ventrikülografide, venografide ve intravenöz ürografide kullanımı endike olan, non-iyonik bir röntgen kontrast maddesidir. Optiray 320’nin, bilgisayarlı baş ve vücut tomografisinde (CT), kullanımı da endikedir.
Prosedür Dozaj Maksimum Toplam Doz
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinler: Önerilen dozaj çizelgesi
Serebral Anyijografı
- Karotid veya vertebral arter 2-12 ml 200 ml
- Dört damarlı anjiyografi 20-50 ml 200 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Periferik Anjiyografi 10-90 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Viseral Anjiyografi 12-60 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Renal Anjiyografi 6-15 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Aortografi 10-80 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Sol ventrikülografi 30-50 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Koroner arteriyografi 1-10 ml 250 ml
Tek doz gerekirse tekrarlanabilir.
Venografi 50-100 ml 250 ml
Her bir ekstremite için normal doz 50-100 ml’dir. Bazı durumlarda daha düşük veya
yüksek dozlar gerekebilir. İnceleme sonrasında venöz sistem uygun bir sıvıyla (örn.
serum fizyolojik çözeltisi) ile yıkanmalıdır. Ayrıca ekstremiteleri kontrast maddeden
temizlemek için, masaj yapmak ve bacakları daha yüksek bir seviyede tutmak da faydalı
olur.
İntravenöz Ürografi 50-750 ml 150ml
Kötü görüntülemenin beklendiği, öm. yaşlı veya böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda, doz 1,5-2 ml/kg vücut ağırlığına yükseltilebilir. İyi bir tanısal sonuç elde etmek için kontrast madde mümkün olduğunca hızlı uygulanmalıdır.
Baş CT 50-150 ml 150 ml
Vücut CT 25-150 ml 150 ml
Toplam vücut CT’sinde uygulama oranı, organlara göre değişmektedir. Optiray bolus olarak, kısa süreli infüzyonla veya her ikisinin kombinasyonuyla verilebilir. Bir bolus enjeksiyonunun normal dozu 25-75 ml’dir. Kısa süreli bir infüzyonun normal dozu 50-150 ml’dir.
Genel olarak dozaj, hastanın yaşına, ağırlığına, kalp debisine ve genel durumuna ve ayrıca incelenmesi gereken vasküler alana bağlıdır. Dozaj, inceleme teknolojisine, enstrümental ekipmana ve seçilmiş iyot konsantrasyonuna da bağlıdır.
İntravasküler uygulanan iyotlu kontrast maddelerin enjeksiyondan önce ısıtılarak vücut sıcaklığına getirilmesi önerilir. Bütün radyopak kontrast ajanlarda olduğu gibi, yeterli görselleştirmeyi sağlayan muhtemel en düşük doz kullanılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler;
Böbrek/Karacİğer yetmezliği:
Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu olan ya da kombine böbrek ve karaciğer hastalığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır (bakınız bölüm 4.4).
Pediyatrik popülasyon;
Optiray 320’nin çocuklarda güvenlik ve etkinliği henüz bilinmemektedir. Bu nedenle bu tıbbi ürün, daha fazla veri elde edilene kadar çocuklarda kullanılmamalıdır. Serebral, periferik ve viseral anjiyografi ve intravenöz ürografide, çocuklarda Optiray 300 kullanılabilir.
Geriyatrik popülasyon:
Dozaj erişkinlerdeki gibidir. Kötü görüntüleme beklenen durumlarda dozaj maksimuma çıkarılabilir.
İyot içeren kontrast maddeye karşı kanıtlanmış aşırı duyarlılık. Belirgin hipertiroidizm.
Ciddi bir advers reaksiyon oluşma olasılığı daima göz önünde bulundurulmalıdır. İyotlu kontrast maddeler intratekal kullanımda endike olmadıkları halde işenmeyen intratekal (spinal kort içi) uygulanması nedeniyle ciddi advers reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu ciddi advers reaksiyonlar; ölüm,konvülsiyonlar, serebral hemoraji, koma, paralizler, araknoidit, akut böbrek yetmezliği, kardiyak arrest, kriz, rabdomiyaliz, hipertermi ve beyin ödemini içerir.Bu ürünün intratekal olarak uygulanmadığından emin olmak için özellikle dikkatli olunmalıdır.
Diğer tüm röntgen kontrast maddelerinde olduğu gibi, Optiray anafılaksiye veya bulantı, kusma, dispne, eritem, ürtiker ve hipotansiyon gibi diğer anafılaktoid İntolerans belirtilerine neden olabilir. Önceden iyotlu röntgen kontrast maddelerine karşı reaksiyon öyküsü, bilinen başka alleıjiler, ( öm.bronşiyal astım, yüksek ateş ve yiyecek allerjileri) veya aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda risk yüksektir (Bakınız bölüm 4.3). Herhangi bir allerji veya aşırı duyarlılık öyküsü bulunan hastalarda, faydanın riskten çok daha fazla olması koşulu aranmalıdır. Ön testler yapılarak şiddetli reaksiyonların öngörülebilmesi mümkün değildir. Bir hastanın tıbbi öyküsünün bütünüyle değerlendirilmesi, potansiyel advers reaksiyonlann öngörülmesi açısından daha doğru olacaktır. Pozitif allerji öyküsü kontrendikasyon değildir, ama dikkat edilmesini gerektirir. Uygun resüsitasyon önlemleri derhal alınabilmelidir. Alleıjik reaksiyonlan önlemek veya en aza indirmek için antihistaminikler ve kortikosteroidlerle pre-medikasyon tedavisi yapılabilir. Ancak bu pre-medikasyon tedavisi, şiddetli advers olaylann ortaya çıkmasını her zaman engellemez.
İyotlu intravasküler kontrast ajanların kullanıldığı diyagnostik prosedürler, uygulanacak özel prosedürde yetenekli ve deneyimli personel tarafından yapılmalıdır. İyotlu röntgen kontrast maddesinin uygulanması ile ilişkili ciddi veya fatal reaksiyonlar görülmüştür. Tam teçhizatlı acil arabası veya dengi malzeme ve teçhizat, ve her tür advers reaksiyonu tanıyacak ve müdahale edebilecek nitelikte personel daima hazır bulundurulmalıdır. Hasta, son enjeksiyondan sonra en az 15 dakika boyunca yakın gözlem altında tutulmalıdır, çünkü şiddetli reaksiyonlann çoğu bu sırada ortaya çıkmaktadır. Ciddi gecikmiş reaksiyon oluşabildiği bilindiğinden, acil yardım ve deneyimli personel en az 30 dakikadan 60 dakikaya kadar hastanın yanında bulundurulmalıdır, hasta enjeksiyondan sonra bir saat boyunca hastane ortamında ( mutlaka radyoloji / kardiyoloji ortamı olması gerekmez ) kalmalı ve herhangi bir semptom geliştiği takdirde radyoloji bölümüne dönmelidir.
Konjestif kalp yetmezliği olan hastalar, dolaşan ozmotik yükteki geçici bir artışla ilişkili olabilecek gecikmiş hemodinamik bozukluklan saptayabilmek için, prosedürden sonra birkaç saat boyunca gözlem altında tutulmalıdır. Allerjik reaksiyonlann, uygulamayı izleyen birkaç gün içinde gelişebileceği ve böyle bir durumda derhal doktora başvurulması gerektiği konusunda hasta bilgilendirilmelidir. Şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğu, kombine renal ve hepatik hastalık, multipl miyelom ya da diğer paraproteinemi, anürisi olan hastalarda, özellikle yüksek dozlar uygulandığında dikkatli olunmalıdır. Her ne kadar böbrek hasannın nedeni dehidrasyon ya da kontrast madde olarak ayn ayrı kanıtlanmasa da ikisinin kombinasyonunun bu hasara neden olabileceği düşünülmüştür. Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalardaki bu risk, uygulama için bir kontrendikasyon değildir. Bununla birlikte normal hidrasyon düzenlenmesi ve yakından izlemeyi içeren özel uyanlara gerek vardır. Enjeksiyon öncesi hazırlık sırasında hastalara uygulanan kısmi dehidratasyon zararlı olabilir ve özellikle miyeloma hastalannda önerilmez, çünkü bu hastalarda miyelom proteinlerinin çökmesine neden olan bir yatkınlık oluşturabilir. Optiray’m kandan atılması için diyaliz uygulanabilir.
Homozigotik orak hücre hastalığı olan hastalarda, röntgen kontrast maddesi gibi hiperozmolar ajanlar eritrositlerin oraklaşmasını etkileyebilirler. Bu nedenle bu tür ajanların homozigotik orak hücre hastalığı olan hastalara intra-arteriyel
uygulanmasından önce dikkatli bir değerlendirme yapılmalıdır.
İyot içerikli kontrast madde, latent hipertiroidizm! ya da tiroid bezinde otonom alanları olan hastalarda da zararlı olabilir. Feokromositoma hastalannda, hipertansif kriz riski nedeniyle kontrast maddenin intravasküler uygulandığı durumlarda, önceden a-blokör verilmesi önerilir.
Serebral arterlere veya spinal kordu besleyen damarlara doğrudan enjeksiyon sonrasında, ya da kardiyak kateterizasyon sonrasında karotidlerin istenmeyen dolumu nedeniyle, ciddi nörolojik sekeller oluşabilir. Kontrast maddeye karşı neden-etki ilişkisi kurulmamıştır, çünkü hastanın önceki durumu ve prosedür teknikleri de, kendi içlerinde nedensel faktörlerdir.
Bazı hastalarda genel anestezi endike olabilir. Ancak muhtemelen anesteziklerin hipotansif etkileri nedeniyle, bu hastalarda advers reaksiyonların sıklığının daha yüksek olduğu görülmüştür.
Anjiyografi prosedürlerinde, kateter manipülasyonu ve kontrast madde enjeksiyonu sırasında plağı yerinden oynatma veya damara zarar verme ya da damar duvarını delme olasılıklarına dikkat edilmelidir. Kateterin doğru yerleştirilmesi için test enjeksiyonlarının yapılması tavsiye edilir.
Non-iyonik röntgen kontrast maddesinin antikoagülan etkisinin, benzer konsantrasyonlarda konvansiyonel iyonik ajanlara göre daha az olduğu in vitro kanıtlanmıştır. Non-iyonik kontrast maddenin şırıngada kanla uzun süreli temasında pıhtılaşma görülmüştür. Bu nedenle standart anjiografık kateterlerin sıklıkla yıkanması ve şırınga ya da kateter içinde bulunan kontrast maddenin kanla uzun süre temasının engellenmesiönerilir.
Bazı olgularda, hem iyonik hem de non-iyonik röntgen kontrast maddelerle arteriyografı sırasında, miyokart infarktüsü veya inmeye yol açan şiddetli ve fatal tromboembolizm görülmüştür. Bu yüzden özellikle anjiyografi prosedürlerinde tromboembolitik olayları minimize etmek için, çok dikkatli bir damar içi enjeksiyon tekniği uygulanması gereklidir. Hastanın altta yatan hastalıkları, incelemenin süresi, kateter ve şırınganın materyali ve eşlik eden ilaçlar, tromboembolizmin gelişmesine katkıda bulunabilirler. Bu nedenle rehber kablo ve kateterlerin doğru kullanımı, üçlü valf kullanımı, kateterin heparinize şalinle sık sık yıkanması ve incelemenin vaktinde bitirilmesi gibi önlemleri kapsayan çok dikkatlibir inceleme yapılması önerilir. Cam şırıngaların yerine plastik şırıngaların kullanımı, pıhtılaşma olasılığını in vitro azaltmıştır.
İleri aterosklerozu, ağır hipertansiyonu, kardiyak dekompansasyonu, senilitesi, öncesinde serebral trombozu veya embolizmi olan hastalarda özellikle dikkatli olunmalıdır. Bradikardi ve kan basıncının yükselmesi veya düşmesi gibi kardiyovasküler reaksiyonlar bu hastalarda daha sık görülebilir.
Homosistinürili hastalarda, artan tromboz ve embolizm riski nedeniyle mümkün olduğu kadar anjiyografıden kaçınılmalıdır.
Optiray perivasküler uygulamayı önlemek için dikkatle enjekte edilmelidir. Ancak özellikle power enjektörlerin kullanımı sırasında Optiray’da önemli bir ekstravazasyon görülebilir. Genellikle konservatif tedaviye ihtiyaç duyulacak önemli bir doku hasarı olmadan tolere edilir ancak özellikle elin dorsumu içine ektravazasyon sonrası cerrahi müdahale gerektiren ciddi doku hasarının (ülserasyon) olduğu bazı olgular bildirilmiştir.
İşlemsel risk açısından, selektif koroner arteriografı yalnızca beklenen yararın işleme bağlı risklerle kıyaslandığında çok yüksek olduğu hastalarda uygulanmalıdır. Kronik pulmoner amfızem hastalarında da anjiyokardiografınin taşıdığı risk, işlemin gerekliliğiyle dikkatle kıyaslanmalıdır.
Yalnızca spesifik endikasyonlara yönelik özel uyarı ve önlemler şöyledir:
Venografi
Flebit şüphesi, ağır iskemi, lokal enfeksiyonlar veya venöz sisteminde komple oklüzyon olan hastalarda özellikle dikkatli olunmalıdır. Enjeksiyon sırasında ekstravazasyon oluşumunu engellemek için bir röntgen floroskopisi önerilir.
Periferik anjiyografi
Röntgen kontrast maddesinin enjekte edileceği arterde puls olmalıdır. Tromboangiitis obliterans veya ağır iskemiyle kombine artan enfeksiyonları olan hastalarda, anjiyografi özel bir dikkatle uygulanmalı, mümkünse hiç yapılmamalıdır.
Koroner arteriyografı ve sol ventrikülografı
Bu prosedürlerde kardiyak dekompansasyon, ciddi aritmiler, iskemi ve miyokart infarktüsü görülebilir.
Sodyum
Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermez”.
Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer iyotlu kontrast maddelerin uygulanmasından sonra aşağıdaki etkileşimler görülmüştür. Bunlar genellikle ilgili kontrast madde sınıfına özel etkileşimlerdir.
- İyotlu kontrast maddenin parenteral uygulandığı bir röntgen incelemesi sırasında, metformin alan hastalarda laktik asidozla ilişkili akut böbrek yetmezliği görülmüştür. Bu nedenle metformin alan diyabetik hastalarda, serum kreatinin normalse, inceleme yapılmalı ve inceleme yapıldığı andan İtibaren metformin alımı durdurulmalıdır. Metformin 48 saat boyunca hastaya verilmemeli, ancak böbrek fonksiyonu/serum kreatinin normal aralıkta kalacak olursa metformin uygulamasına tekrar başlanmalıdır.
Serum kreatinini artmış hastalarda iyotlu kontrast maddenin kullanılmadığı alternatif bir görüntüleme metodu değerlendirilmelidir; şayet röntgen incelemesi yapılmak zorunda ise metformin ile ilgili yukarıda açıklanan prosedüre uyulmalı ve incelemeden en az 24 saat önce nefrotoksik ilaçlar, mannitol ve kıvrım diüretiklerinin alımı durdurulmalıdır.
Karaciğer disfonksiyonu olan ve oral kolesistografik ajanları takiben intravasküler kontrast maddesi verilmiş birkaç hastada renal toksisite kaydedilmiştir. Bu nedenle yakın zamanda kolesistografik bir kontrast ajan almış hastalarda, İntravasküler röntgen kontrast ajanı uygulamaları ertelenmelidir.
Literatürde interlökin İle tedavi edilen hastalarda, kontrast ajanın uygulanmasından sonra, advers reaksiyonlann oranının daha yüksek olabileceği belirtilmektedir. Bunun nedeni henüz anlaşılamamıştır. İnterlökin uygulamasından sonra 2 haftalık bir periyot içinde bu reaksiyonlar artarak veya gecikerek ortaya çıkmıştır.
Bir röntgen kontrast maddesinin arteriyel enjeksiyonu asla vazopressör uygulandıktan sonra yapılmamalıdır, yoksa nörolojik etkileri güçlü bir şekilde artırırlar.
İyotlu röntgen kontrast maddesi, tiroid bezinin iyot alım kapasitesini azaltabilir. Bu nedenle iyot tahminlerine dayanan PBI (proteine bağlı iyot) ve radyoaktif iyot alımı çalışmalarının sonuçlan, iyotlu röntgen kontrast maddesinin uygulanmasını takip eden 16 gün içinde tiroid fonksiyonunu doğru yansıtmaz. Ancak T3 resin alımı ve total veya serbest tiroksin (T4) tayinleri gibi iyot tahminlerine dayanmayan tiroid fonksiyon testleri bu durumdan etkilenmez.
Fenotiazinler, trisiklik antidepresanlar, MAO-inhibitörleri, analeptikler ve nöroleptikler gibi spazm eşiğini düşüren ilaçlar, bilhassa epilepsi veya fokal beyin kayıpları olan hastalarda konvülsiyona yol açabilir. Bu nedenle tıbbi açıdan uygun görülürse, bu ilaçların kullanımı serebral anjiyografıden 48 saat öncesinden itibaren ve 24 saat sonrasına kadar bırakılmalıdır.
Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadınlar/Doğum kontrolü Uygulanabilir değildir (Bakınız Gebelik dönemi).
Gebelik dönemi
Optiray için, ilaca maruz kalmış gebelerde hiçbir klinik çalışma mevcut değildir. Hayvan çalışmaları; gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişimle ilgili olarak direkt ya da dolaylı zararlı etki göstermemiştir. Bu nedenle gebelikte reçete edilirken dikkatli olunmalıdır. Ancak gebelik sırasında yapılan herhangi bir röntgen incelemesi potansiyel bir risk taşıyabileceğinden, risk/fayda oranı dikkatle tartılmalıdır. Eğer daha iyi ve daha güvenli bir alternatif varsa, kontrast maddeli röntgen incelemesinden kaçınılmalıdır. Standart test modellerinde mutajen etkiler gözlenmemiştir.
Laktasyon dönemi
İoversol’ün insan anne sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Ancak pek çok enjektabl kontrast ajan, anne sütünden yaklaşık %1 oranında değişmeden atılmaktadır. Emzirilen bebeklerde istenmeyen etkiler görüldüğü kanıtlanmamış olsa da, potansiyel advers etkiler nedeniyle emziren kadınlara intravasküler röntgen kontrast madde uygulanırken dikkatli olunmalı, gerekirse emzirmeye bir gün ara verilmelidir.
Üreme yeteneği (fertilite)
Klinik olmayan araştırmalardan alınan veriler, tavşan ve sıçanlarda, ioversolün fertilite üzerine negatif bir etkisi olmadığını kanıtlamıştır.
Araç sürme ve makine kullanma üzerinde bilinen bir etkisi yoktur. Ancak erken reaksiyonlann ortaya çıkma riski nedeniyle, enjeksiyonu izleyen bir saat içinde araç veya makine kullanılması önerilmemektedir.
Yan etkiler, kontrollü gözlemlere (ilaç izleme) göre tedavi edilen hastalann % 1,1’inde hafif veya orta dereceli olarak meydana gelmiştir. Ciddi veya yaşamı tehdit eden yan etkiler ve ölümler, çoğunlukla kadiyovasküer orijinli olarak meydana
gelmektedir. Durumu ağırlaştıran ana faktör olarak kardiyovasküler bozuklukla birlikte oluşan kardiyak arrestin başlıca özelliği, ölümlerin büyük çoğunluğunun enjeksiyon sırasında ya da 5-10 dakika sonra meydana gelmesidir. Bununla birlikte nadiren meydana gelen gecikmiş intolerans reaksiyonlan, uygulamadan günler sonra bildirilmiştir. Literatürde, hipotansif kolaps ve şoku içeren bazı raporlar bulunmuştur. Klinik literatürlere dayanılarak konvansiyonel kontrast madde kullanımından dolayı bildirilen ölümlerin dağılımı; 1 milyonda 6,6’dan ( %0,00066 ) 10.000’de l’e (% 0.01 ) değişmektedir. Sıcaklık hissi gibi rahatsızlık reaksiyonlan çok yaygındır (% 10-50 ). Bunlar, dozajdan, kullanılan konsantrasyondan ve enjeksiyon yerinden bağımsızdır. Ağn hisleri de yaygın olarak gözlenmiştir.
Allerji öyküsü olan hastalarda kontrast madde ile bildirilmiş advers reaksiyon insidansı, genel popülasyonun iki katıdır; kontrast maddeye karşı önceden reaksiyon öyküsü olan hastalarda, diğer hastalara kıyasla üç kat daha fazladır.Bununla birlikte kontrast maddeye karşı hassasiyet, tekrarlanan uygulamalarla artan bir şekilde ortaya çıkmaz.
Advers reaksiyonlar şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Aşın duyarlılık ya da anaflaktoid reaksiyonlar: Çoğunlukla hafif ya da orta derecelidir ve kaşıntı, deri döküntüleri, ürtiker ve rinit gibi belirtilerle seyreder. Bu belirtiler uygulanan dozdan ve uygulama yerinden bağımsız olarak oluşabilir ve kan basıncı düşüşü, taşikardi, dispne, solgunluk, şuurda azalma olarak tarif edilen semptomlarla birlikte seyreden bir şok gelişiminin ilk işaretleri olabilir. Fatal olgular bildirilmiştir.
- Vazovagal reaksiyonlar: Sersemlik hissi ve hipotansiyondan senkopa kadar çeşitlilik gösteren, kontrast madde ya da röntgen prosedürünün kendisi ile ilişkilendirilen vazovagal reaksiyonlar.
- Kardiyolojik yan etkiler: Kardiyolojik kateterizasyon sırasında oluşan, EKG değişimleri, aritmi, koroner spazmla birlikte ileti sistemi bozukluklarını kapsayabilen kardiyolojik yan etkiler.Kontrast madde ya da röntgen prosedürünün kendisi ile ilişkilendirilen bu gibi kardiyolojik yan etkiler çok seyrek olarak bildirilmiştir.
- Nefrotoksik reaksiyonlar: Önceden mevcut böbrek hastalağı olan hastalarda, akut böbrek yetmezliğiyle seyreden nefrotoksik reaksiyonlar çok seyrektir.( metformin ile etkileşim bilgileri için bkz. Bölüm 4.5 ).
- Sinir sistemi bozukluklan: Kontrast maddenin intra-arteriyel enjeksiyonu sonrasında oluşabilen, konfüzyon, görme bozukluklan, konvülsiyon ya da kriz gibi sinir sistemi bozukluklan. Bu belirtiler genellikle geçicidir ve birkaç saat içinde kendiliğinden azalır.
- Lokal reaksiyonlar: Enjeksiyon yerinde çok nadiren deri döküntüsü, şişme, enflamasyon ve ödem gibi lokal reaksiyonlar oluşabilir. Bu gibi reaksiyonlar, birçok olguda muhtemelen kontrast maddenin ekstravazasyonu nedeniyle oluşur. Uzatılmış paravazasyon, cerrahi tedavi gerektirebilir.
Aşağıdaki advers reaksiyonlar, klinik çalışmalarda Optiray uygulaması sonrasında ve pazarlama sonrası dönemde bildirilmiştir. Sıklıklar, kontrollü çalışmalarda bildirildiği gibi, aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:
Çok yaygın (> 1/10 )
Yaygın (> 1/100 ila < 1/10 )
Yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100 )
Seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000 )
Çok seyrek ( < 1/10.000)
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Psikiyatrik bozukluklar
Çok seyrek: Amnezi; anksiyete; somnolans
Sinir sistemi bozuklukları
Seyrek: Sersemlik; tremor; parestezi
Çok seyrek: Ajitasyon; konfuzyonel durum; bilinç kaybı; dezoryantasyon;
diskinezi; disfazi; hipoestezi; kas krampları; paraliz; konuşma bozukluklan; uyuşukluk
Göz hastalıkları
Çok seyrek: Konjunktivit (göz iritasyonu, oküler hiperemi, gözlerde sulanma ve
konjunktiva şişmesini de içeren); geçici körlük görme bozukluklan
Kulak ve labirent bozuklukları
Çok seyrek: Tini tu s
Kardiak bozukluklar
Seyrek: Taşikardi
Çok seyrek: Palpitasyon; aritmi; atrial fıbrilasyon; bradikardi; kardiyak arrest;
dolaşım bozuklukları; EKG değişiklikleri; ekstrasistol; kalp bloğu; ventriküler fıbrilasyon;
Vasküler bozukluklar
Seyrek: Hipotansiyon
Çok seyrek: Serebrovasküler bozukluklar; siyanoz; hipertansiyon; senkop; flebit;
vazodilatasyon; vazospazm; kan basıncı dalgalanması
Solunum sistemi, toraks ve mediastin hastalıkları
Seyrek: Larengeal spazm; ödem ve obstniksiyon ( boğazda daralma ve stridoru da içeren ); dispne; rinit ( hapşırma ve nazal konjestiyonu da içeren ); boğaz iritasyonu; öksürük
Çok seyrek: Apne; bronkospazm; hipoksi; larengeal Ödem; farenjit; pulmoner
ödem;
Gastrointestinal bozukluklar
Yaygın olmayan: Bulantı; kusma
Seyrek: Tat alma bozukluğu; ağız kuruluğu
Çok seyrek: Sialoadenit; hiperasalivasyon; dilde ödem; disfaji; diyare;
Deri ve deri altı doku bozuklukları
Yaygın olmayan: Ürtiker
Seyrek: Eritem; prurit; döküntü
Çok seyrek: Anjiyoödem; toksik epidermal nekroliz
Kas-iskelet, bağ dokusu ve kemik bozuklujları
Çok seyrek: Kas spazmları; miyalji
Böbrek ve üriner bozukluklar
Seyrek: Miktürisyon aciliyeti
Çok seyrek: inkontinans; akut böbrek yetmezliği; anormal böbrek fonksiyonu; BUN
artışı; oligüri; hematüri; kreatinin klerensinde azalma; nefropati
Genel bozukluklar ve uygulama yeri reaksiyonları
Çok yaygın: Sıcaklık hissi Yaygın: Ağrı
Seyrek: Farenjial ödem; ürperme (titreyerek ürperme ve soğukluk hissini de
içeren); baş ağnsı
Çok seyrek: Anaflaktik şok; yüz ödemi; periorbital ödem; ateş; Ödem; solgunluk;
göğüs ağnsı; abdominal ağn; enjeksiyon yeri reaksiyonları ( özellikle ekstravazasyon sonrası ağrı, eritem ve hemorajiden, nekroza kadar belirtileri içeren, vasküler tramva); astenik koşullar ( kınklık, yorgunluk ve gevşemeyi de içeren ); anormal hissetme; terleme artışı
Optiray’in koroner arteriyografı ve ventrikülografı için kullanıldığı çift kör klinik çalışmalarda, ioversol enjeksiyonu ile oluşan elektrokardiyografık ve hemodinamik değişiklikler, diatrizoat meglumin ve diatrizoat sodyum’a kıyasla daha az sıklıkta ve daha az ciddiyette meydana gelmiştir. Koroner arter ve sol ventrikül ejeksiyonu sonrasında bradikardi, taşikardi, T dalgası amplitüdü, ST segment depresyonu, ST segment elevasyonu gibi elektrokardiyografık parametreler, diatrizoat meglumin ve diatrizoat sodyumla karşılaştırıldığında Optiray ile daha az etkilenmiştir. Aynı zamanda diğer konvansiyonel iyonik maddelere kıyasla Opiray’in kardiyak fonksiyonlar ve sistemik kan basıncında daha az değişikliğe yol açtığı gösterilmiştir. Bu değişiklikler; kalp debisi, sol ventriküler sistolik ve son diyastolik basınç, sağ ventriküler sistolik ve pulmoner arter sistolik basıncı, sistolik ve diyastolik kan basıncında azalmayı içerir.
Optiray için rapor edilmiş bu advers reaksiyonlara ek olarak, diğer kontrast ajanların kullanımı ile rapor edilmiş advers reaksiyonlar ( ve herhangi bir suda çözünen iyotlu kontrast ajan ile de oluşması muhtemel) şu şekilde sıralanmıştır; geçici veya daha az sıklıkta kalıcı görsel alan kayıplan, dissemine intravasküler koagülasyon.
Diğer reaksiyonlar, uygulama hatalarının sonucu olarak herhangi bir kontrast ajan kullanımı ile de oluşabilir. Bu reaksiyonlar; enjeksiyon yerinde hemoraji ya da psödoanevrizma, aksiller arter enjeksiyonu sonrasında brakiyal sinir felci, göğüs ağnsı, miyokard enfarktüsü ve hepatorenal kimya testlerindeki geçici değişiklikler şeklinde olabilir.
Arteriyel tromboz, arteriyel plakların displasmanı, venöz tromboz, koroner damarlann disseksiyonu ve geçici sinüs arresti, seyrek görülen komplikasyonlardır.
Doz aşımı
Tüm iyotlu röntgen kontrast maddelerinde olduğu gibi, Optiray’da da aşırı doz potansiyel olarak ölümcüldür ve solunum sistemiyle kardiyovasküler sistemi etkileyebilir. Tedavi semptomatik olmalıdır, Optiray’ı kandan temizlemek için diyaliz yapılabilir.