PARAFON 300 mg 20 tablet Klinik Özellikler
Gürel İlaç Ticaret A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
Gürel İlaç Ticaret A.Ş.
[ 30 December 1899 ]
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi: PARAFON®’un yetişkinlerde mutat başlangıç dozu, 3-4 defa 2 tablettir; sonradan genellikle 3-4 defa 1 tablete indirilebilir.
Uygulama şekli: Tabletler bir bardak su ile birlikte yutulur.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek yetmezliği: Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Karaciğer yetmezliği: Karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon: 12 yaşın altındaki çocuklarda etkililiği ve güvenliliği
ispatlanmamıştır. Bu nedenle, 12 yaşın altında kullanılmaz.
• PARAFON®, içindeki maddelerden birine aşırı hassasiyeti olanlarda kullanılmaz.
• Karaciğer yetmezliği.
• Akut porfiri.
• Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
• Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
• Hepatotoksisite: İçeriğindeki parasetamol nedeniyle akut yüksek dozda ciddi karaciğer
toksisitesine neden olur. Klorzoksazon alan hastalarda nadiren, ölümcül olabilen, ciddi
karaciğer toksisitesi bildirilmiştir. Mekanizması bilinmemekle birlikte idiyosinkratik ve öngörülemez gibi görünmektedir. Bu nadir olaya hastaları eğilimli kılan faktörler
bilinmemektedir. Hastalar, hepatotoksisitenin ilk işaret ve/veya belirtilerini (ateş, döküntü,
iştahsızlık, bulantı, kusma, yorgunluk, sağ üst kadranda ağrı, koyu renkli idrar veya sarılık gibi) bildirmeleri konusunda bilgilendirilmelidir. Eğer bu işaret veya belirtilerden herhangi biri gelişirse klorzoksazon kullanımı hemen kesilmelidir. Eğer hastada karaciğer enzimleri (örneğin; AST, ALT, alkalen fosfataz) veya bilirubin seviyelerinde anormallik oluşursa da klorzoksazon kullanımı kesilmelidir.
• Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Kronik ciddi alkol bağımlıları, aşırı parasetamol kullanımından kaynaklanan artmış karaciğer toksisitesi riski altında olmalarına karşın bununla ilgili raporlar seyrektir. Raporlar, hemen hemen her zaman, ciddi kronik alkolik vakaları, önerilen dozları çoğu kez aşan parasetamol dozajları ve sıkça önemli düzeydeki doz aşımı ile ilgilidir. Doktorlar, düzenli olarak çok miktarda alkol tüketen hastalarını önerilen parasetamol dozlarını aşmamaları konusunda uyarmalıdır.
• Formülünde tartrazin içerdiğinden hassas kişilerde allerjik reaksiyona sebep olabilir.
PARAFON®, allerjisi bilinen veya ilaçlara allerji hikayesi olan hastalarda ihtiyatla kullanılmalıdır. Eğer kızarma, ürtiker veya cilt kaşınması gibi hassasiyet reaksiyonları görülürse ilaç kesilmelidir.
®
PARAFON kullanımı baş dönmesi ve sersemlik yapabilir; bu nedenle araç ve makine kullanıldığında dikkatli olmalıdır.
Alkol ve/veya Merkezi Sinir Sistemi (MSS)’inde depresyon yapan ilaçlarla birlikte kullanıldığında klorzoksazon, MSS depresyonuna bağlı sersemliği artırabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Gebelik kategorisi, C’dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
®
Düzenli PARAFON kullanımı esnasında gerekiyorsa uygun ve etkili bir kontrasepsiyon yöntemi kullanılmalıdır.
Gebelik dönemi
PARAFON®, sadece mutlaka gerekli olmadıkça gebe kadınlara verilmemelidir.
Laktasyon dönemi
Emziren annelerde güvenliliği ispatlanmadığından laktasyon dönemi boyunca PARAFON® kullanımı önerilmemektedir. Klorzoksazonun anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir.
Parasetamol anne sütüne geçmektedir ancak terapötik dozlarda bebek üzerinde advers etkisinin olması muhtemel değildir. Yine de emziren anneler mutlaka gerekli olmadıkça ve bu gereklilik hekim tarafından belirtilmedikçe PARAFON® kullanmamalıdır ya da PARAFON® kullanımı zorunlu ise emzirmeye ara vermelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
®
Aşağıdaki advers deneyimler, 500 mg klorzoksazon ile yapılan kontrollü, çoklu doz uygulanan bir klinik çalışmada rapor edilmiştir. Toplamda, klorzoksazon alan 894 hastanın %26’sında ve plasebo alan 151 hastanın %11’inde en azından bir advers olay görülmüştür.
Plasebo ile tedavi edilen grupla kıyaslandığında, klorzoksazon ile tedavi edilen grupta baş dönmesi ve sersemlik bildirilen hastaların yüzdesi anlamlı şekilde daha yüksek bulunmuştur.
Aşağıdaki advers olaylar klorzoksazon alan hastaların > %1’inde (sıklık belirtilmiştir) veya %1’inden azında meydana gelmiştir. Ancak bu advers olaylar, hastaların çalışmadan çıkarılmasıyla sonuçlanmıştır; olası, veya muhtemel olarak veya kesinlikle klorzoksazonla ilişkili bulunmuştur.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Vücut sistemi | Yaygın (> 1/100, < 1/10) | Yaygın olmayan (> 1/1,000, < 1/100) |
Santral sinir sistemi hastalıkları ve bozuklukları | Anksiyete, sersemlik (%6), baş dönmesi (%9), baş ağrısı (%5), sinirlilik, parestezi, vertigo | Anormal düşünceler, konfüzyon, depresyon, duygusal değişkenlik, hipotoni, insomnia |
Kardiyovasküler hastalıklar ve bozukluklar | Taşikardi, vazodilatasyon | |
Solunum hastalıkları ve bozuklukları | Öksürüğün artması, dispne, grip semptomları, rinit | |
Gastrointestinal hastalıklar ve bozukluklar | Karın ağrısı, iştahsızlık, diyare (%2), dispepsi (%1), flatulans, melena, bulantı (%3) | Konstipasyon, ağız kuruluğu, susama, kusma |
Deri hastalıkları ve bozuklukları | Kaşıntı, döküntü, ciltte renk değişikliği | Terleme |
Ürogenital hastalıklar ve bozukluklar | Poliüri | İdrara çıkma sıklığının artması, menoraji |
Bütün olarak vücut | Asteni (%2), vücut ağrısı, ödem | Üşüme |
Pazarlama sonrası deneyim
Klorzoksazon içeren ürünler 30 yıldan uzun süredir pazarlanmaktadır. Klorzoksazon içeren ürünler 45 milyonun üzerinde hasta tarafından kullanılmış ve iyi tolere edilmiştir. Aşağıdaki ek advers olaylar ilacın pazara verilmesinden itibaren bildirilmiştir:
Santral sinir sistemi hastalıkları/bozuklukları: Hipotoni, sersemlik hissi, aşırı uyarılma.
Gastrointestinal hastalıklar/bozukluklar: Gastrointestinal kanama, hepatotoksisite, kusma.
Cilt hastalıkları/bozuklukları/Hipersensitivite: Alerjik tipte cilt döküntüleri
(kaşıntı/ürtiker), anaflaktik reaksiyonlar, anjiyonörotik ödem, ekimoz, peteşi.
Ürogenital hastalıklar/bozukluklar: Klorzoksazonun fenolik metabolitine bağlı olarak idrarın turuncu veya mor-kırmızı renk alması.
Bütün olarak vücut: Kırıklık.
Parasetamol ile yapılan klinik çalışmalarda bildirilen advers etkiler seyrek veya çok seyrek olarak görülmüştür:
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar/bozukluklar
Seyrek: Malezi
Çok seyrek: Aşırı duyarlılık reaksiyonu
Kardiyak hastalıklar/bozukluklar
Seyrek: Hipotansiyon
Hepatobiliyer hastalıklar/bozukluklar
Seyrek: Karaciğer transaminaz düzeylerinde artış
Kan ve lenf sistemi hastalıkları/bozuklukları
Bilinmiyor: Trombositopeni
Pazarlama sonrası deneyim
Aşağıda listelenen advers etkiler parasetamol ile pazarlama sonrası deneyim sırasında bildirilmiştir; ancak görülme sıklıkları bilinmemektedir:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları/bozuklukları
Trombositopeni
Kardiyak hastalıklar/bozukluklar
Taşikardi
Gastrointestinal hastalıklar/bozukluklar
Bulantı, kusma
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar/bozukluklar:
Uygulama yeri reaksiyonu
Hepatobiliyer hastalıklar/bozukluklar
Fulminan hepatit, hepatik nekroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer enzimlerinde artış Bağışıklık sistemi hastalıkları/bozuklukları
Anafilaktik şok, anafilaksi, hipersensitivite reaksiyonu, anjiyonörotik (Quincke’s) ödem
Deri ve deri altı doku hastalıkları/bozuklukları
Semptomlar
Klorzoksazon: Aşırı dozda başlangıçta bulantı, kusma veya ishalle birlikte sersemlik, baş dönmesi, bayılma hissi veya baş ağrısı görülebilir. Sonra kırıklık veya tembelliği takiben belirgin adale tonusu kaybı istemli hareketleri imkansızlaştırır. Derin tendon refleksleri azalabilir veya kaybolabilir. Duyular korunur ve periferik his kaybı yoktur. Hızlı, düzensiz, interkostal ve substernal çekilme ile birlikte solunum depresyonu ortaya çıkabilir. Kan basıncı düşer; fakat, şok görülmemiştir.
Parasetamol: Akut parasetamol doz aşımında, doza bağımlı, potansiyel olarak ölümcül olabilen hepatik nekroz en ciddi etkidir. Renal tübüler nekroz, hipoglisemi, koma ve trombositopeni de gelişebilir. Yetişkinlerde, tek seferde 10 g’dan daha az parasetamol alımıyla görülen doz aşımlarında parasetamolden kaynaklanan hepatotoksisite gelişmesi ve tek seferde 15 g’dan daha az parasetamol alımıyla görülen doz aşımlarında ölümlerin ortaya çıkması olası değildir. Küçük çocukların parasetamol doz aşımının hepatotoksik etkisine karşı yetişkinlerden daha dirençli göründüğü dikkat çekicidir. Buna rağmen, parasetamol doz aşımından şüphelenilen her yetişkin veya çocukta aşağıda özetlenen tedbirler uygulanmalıdır.
Potansiyel bir hepatotoksik doz aşımını takip eden ilk belirtiler gastrointestinal tahriş, kusma, iştahsızlık, terleme ve genel kırıklığı içerebilir. Hepatik toksisitenin klinik ve laboratuvar bulguları parasetamol alımı sonrası 48-72 saate kadar belirgin olmayabilir.
Tedavi
Eğer yakın zamanda alınmışsa hasta kusturulur veya midesi yıkanır ve sonra aktif kömür verilir.
Parasetamolün antidotu olan N-asetilsistein, mümkün olan en kısa sürede, tercihen aşırı doz alımım takiben 16 saat içerisinde, her halükarda 24 saat içerisinde uygulanmalıdır. Eğer aktif kömür uygulanmışsa, N-asetilsistein uygulamasından önce aktif kömür uzaklaştırılana kadar mide lavajı yapılmalıdır.
Sonraki tedavi tamamiyle destekleyicidir: solunum depresyonu varsa oksijen ve suni solunum, hipotansiyon varsa dekstran, plazma veya norepinefrin gibi vazopressörler tatbik edilir.
Kolinerjik ilaçlar veya analeptikler faydasızdır ve kullanılmamalıdır. Ciddi aşırı dozlarda parasetamole bağlı karaciğer toksisitesinden şüphelenmelidir. Parasetamolün antidotu, N- asetilsistein’dir.
Mümkün olan en kısa sürede, ancak parasetamol alımını takip eden 4 saatten daha erken olmamak kaydıyla bir serum parasetamol konsantrasyonu elde edilmelidir. Alınan ilacın miktarıyla ilgili hasta tahminleri bilindiği gibi güvenilir değildir. İlk olarak karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır ve 24 saatlik aralıklarla tekrarlanmalıdır.
İyileşmeyi takiben, rezidüel, yapısal veya fonksiyonel hepatik anormallikler görülmemektedir.