PICOCAP 2.5 mg 50 yumuþak kapsül Farmakolojik Özellikler
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
[ 20 January 2012 ]
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
[ 20 January 2012 ]
Farmakoterapötik grubu : Kontakt Laksatifler ATC kodu : A06AB08
Emilim:
Oral alımdan sonra sodyum pikosülfat, herhangi bir belirgin absorpsiyon olmaksızın kolona ulaşır. Böylelikle, enterohepatik sirkülasyondan kaçınılmış olur.
Dağılım:
Oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda sadece küçük miktarlarda ilaç bulunur. Aktif bileşiğin laksatif etkisi ile plazma düzeyleri arasında ilişki yoktur.
Biyotransformasyon:
Bağırsakta bakteriler tarafından bölünme yoluyla aktif laksatif bileşik olan bi-(p-hidroksifenil)- piridil-2-metan (BHPM) oluşur. Sonuç olarak, etkin maddenin salımmıyla belirlenen etki başlangıç zamanı, genellikle 6-12 saat arasındadır.
Oral uygulamadan sonraki düşük sistemik yük. üriner sistemden atılma miktarına da yansımaktadır.
Doğrusallık/Doğrusal olmavan durum:
Geçerli değil.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yas:
Pediyatrik popülasyon: PİCOCAP pediyatrik popülasyonda kullanılmaktadır. Geriyatrik popülasyon: Ek veri bulunmamaktadır.
Cinsiyet:
Geçerli değil.
Böbrek / Karaciğer yetmezliği:
Sodyum pikosülfat laboratuvar hayvanlarında düşük bir akut toksisite göstermiştir. Oral LD50 değerleri, sırasıyla >17 g/kg (fare), >16 g/kg (sıçan) ve >6 g/kg (tavşan, köpek) idi. Majör toksisite işaretleri, sırasıyla polidipsi. piloereksiyon, diyare ve kusma oldu.
Sıçanlarda (100 mg/kg’a kadar) ve köpeklerde (1000 mg/kg’a kadar) sodyum pikosülfat ile 6 aya kadar süreyle yürütülen subkronik ve kronik toksisite araştırmalarında, insanlardaki terapötik dozun 500 ve 5000 katından daha yüksek doz düzeylerinde verildiğinde diyare ve kilo kaybına neden olmuştur (50 kg’lık bir insan temelinde). Gastrointestinal mukozada yüksek düzeylere maruz bırakıldıktan sonra singüler atrofi ortaya çıktı. Tedaviyle ilgili değişikliklerin nedeni, kronik intestinal irritasyon ile ilişkili kaşeksiydi. Bütün toksik etkiler geri dönüşümlü nitelikte oldu. Sodyum pikosülfat, bilinci açık ve anestezi altındaki hayvanlarda kalp hızı, kan basıncı ve solunum üzerinde advers etkiye neden olmadı.
Sodyum pikosülfat in vitro ve in vivo koşullarda bakteri ve memeli hücrelerinde herhangi bir genotoksik potansiyel göstermemiştir. Sıçanlar ve farelerde karsinojenisite konusunda klasik kronik biyolojik tayin çalışmaları bulunmamaktadır.
Sodyum pikosülfat oral doz uygulamasından sonra sıçanlarda (1. 10, 1000 ve 10000 mg/kg) ve tavşanlarda (1, 10 ve 1000 mg/kg) teratojenisite yönüyle incelenmiştir (Segment II). Şiddetli diyareye neden olan maternal toksik doz düzeyleri embriyotoksisiteyle ilişkiliydi (erken dönemli resorpsiyonlarda artış); ancak yavruların üreme performansı üzerinde teratojenik etkiler veya advers etkiler bulunmamaktaydı. Sıçanlarda fertilite ve genel embriyonik gelişme (Segment I) ve aynı zamanda pre- ve post-natal gelişim (Segment III), 1, 10 ve 100 mg/kg’lık oral dozlarda bozulma göstermemiştir.
Özet olarak, oral uygulama sonrasındaki düşük biyoyararlanım nedeniyle, sodyum pikosülfatın akut ve kronik toksisitesi düşüktür.