PIRALDYNE oral solüsyon 10 ml { 8699755650015 } Klinik Özellikler
Dentoral Diş ve Ağız Sağ. İlaç ve Gerç.San. Ltd. Şti
[ 4 January 2013 ]
Dentoral Diş ve Ağız Sağ. İlaç ve Gerç.San. Ltd. Şti
[ 4 January 2013 ]
• Ağız ve diş eti dokularının akut ve kronik ağrılı iltihaplarında
• Ağız yaralarında
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Doktorunuz tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde;
Optimal bir etki için günde 3 - 4 kez yemeklerden sonra kullanılmalıdır.
Uygulama şekli:
Yemeklerden sonra enflamasyonlu bölgeye fırçası ile sürülmeli ve 15 dakika süreyle hiçbir şey yenmemeli, içilmemeli ve ağız çalkalanmamalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek ve karaciğer yetmezliği:
Sistematik olarak etkisi önemsenmeyecek kadar az olduğundan böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlanması düşünülmez.
Pediatrik popülasyon:
16 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
PİRALDYNE oral solüsyon topikal kullanım içindir. Salisilik asit içerdiğinden vücudun geniş bir bölgesine gereğinden fazla miktarda ve uzun süre uygulandığında sistemik toksik belirtiler oluşabilir. Ciltte kuruluk ve irritasyona neden olabilir. Gözlere ve genital mukozalara uygulanmamalıdır. Kazara temas olursa 15 dakika süreyle su ile yıkanmalıdır. İlk sürüldüğünde Rhubarb kökü ekstresi dişlerde ve mukoza membranında ve protezlerde hafif lekeler oluşturur.
Bu lekeler yeterli ağız temizlik ve bakımıyla kısa sürede kaybolurlar.
PİRALDYNE oral solüsyon ilk kullanıldığında mukozada hafif bir yanma ve iğne batırılmış hissi oluşturabilir. Kısa bir zaman sonra bu şikayetler ortadan kalkar ve mukozada rahatlama hissedilir.
PİRALDYNE oral solüsyonun kullanımıyla ilgili farklı enfeksiyonlar ortaya çıkarsa doktorunuza danışmanız gerekir.
Rhubarb kökü ekstresine ait etkileşim bildirilmemiştir.
Ürünün topikal kullanımıyla ilgili olarak etkileşim bildirilmemesine rağmen; bu ürünle beraber diğer topikal ilaçlar mümkünse birlikte kullanılmamalıdır. Sistemik olarak alınan salisilatlar bazı ilaçları plazma proteinlerine bağlanma yerlerinden ayırarak serbest konsantrasyonlarını arttırır ve etkilerinin artmasına neden olur. Bu şekilde salisilik asitle etkileşen ilaçlar; oral koagülanlar, bazı “NSAII (Non Steroid Anti İnflamatuar İlaçlar; örneğin ibuprofen), antikonvülzan ilaçlar (valproik asit fenitoin vb.), karbonik anhidraz inhibitörleri (asetozolamid vb.), oral hipoglisemikler (klorpropamid, talbutamid vb.) ve metotreksattır.
Salisilatlar insülin salgısını arttırarak plazma glikol düzeyinin azalmasına neden olur.
Heparinle salisilatların birlikte kullanılması kanamayı arttırır.
Özel popülasyonlara iliş
kin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediatrik popülasyon:
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrol yöntemlerine etkisi (Kontrasepsiyon)
Bilinen bir etkisi bulunmamaktadır.
Gebelik
Gebelerde kullanımına yönelik yapılmış araştırma bulunmadığından gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Emziren annelerde kullanımına yönelik yapılmış araştırma bulunmadığından gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.
Üreme Yeteneği / Fertilite
Rapor edilen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecesine göre sınıflandırılmıştır.
Çok yaygın (^1/10); yaygın (^1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (^1/1.000 ila <1/100);
seyrek (^1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (elde verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Diş ve ağız mukozası
Yaygın: Geçici renk kaybı görülmesi
Psikiyatrik bozukluklar Çok seyrek: Psişik değişiklikler
Sinir sistemi bozuklukları Çok seyrek: Baş dönmesi, halsizlik
Kulak ve iç kulak bozuklukları
Çok seyrek: İşitme kaybı
Gastrointestinal bozukluklar
Çok seyrek: Bulantı, kusma, diyare
Deri ve deri-altı doku bozuklukları
Çok yaygın: Uygulama bölgesinde geçici yanma hissi olması
PİRALDYNE oral solüsyonun bileşiminde bulunan salisilik asit’e bağlı olarak salisilat toksisitesi ile ilgili belirtiler; topikal kullanılan salisilik asit preparatlarının çok geniş bir bölgeye ve uzun süreyle uygulanmaları sonucunda, ilacın ciltten fazla miktarda emilmesine bağlı olarak nadir de olsa ortaya çıkabilir.
Bu belirtiler arasında baş dönmesi, işitme bozukluğu, halsizlik, bulantı, kusma, ishal ve bazı psişik belirtiler sayılabilir.
Rhubarb kökü ekstresine bağlı olarak ise kazara fazla yutulduğunda diyare ve dolayısıyla sıvı kaybı oluşabilir.
Bu gibi durumlarda doktora başvurulmalı ve önerisine göre tedavi uygulanmalıdır.