PRATIN 2 mg 30 film tablet Klinik Özellikler
Nobel İlaç Sanayii ve Tic. Anomim Şirketi
[ 1 August 2017 ]
Nobel İlaç Sanayii ve Tic. Anomim Şirketi
[ 1 August 2017 ]
PRATİN, primer hiperkolesterolemisi (heterozigot ailesel hiperkolesterolemi dahil) ve kombine (karışık) dislipidemisi olan yetişkin hastalarda, adolesanlarda ve 6 yaş ve üzeri çocuklarda, diyet ve farmakolojik olmayan diğer tedbirlerle yetersiz yanıt alındığında, yükselmiş total kolesterol (TC), LDL-C, non-HDL-C, TC/HDL-C oranı, trigliseridler, apolipoprotein (Apo) B ve Apo-B/Apo-A1 oranlarını düşürmek ve HDL-C ve Apo-A1 konsantrasyonlarını arttırmak için endikedir.
Diğer risk faktörlerinin düzeltilmesine ilave olarak, kardiyovasküler olay riskinin yüksek olduğu düşünülen hastalarda majör kardiyovasküler olaylardan korunmada endikedir.
Tedaviden önce hastalar kolesterol düşürücü bir diyet uyguluyor olmalıdır. Tedavi süresince tüm hastaların diyet kontrolünü sürdürmesi önemlidir.
Genellikle başlangıç dozu günde 1 mg'dır. Doz ayarlaması, 4 haftalık veya daha uzun intervaller şeklinde gerçekleştirilmelidir. Hastaya verilen doz; LDL-C düzeyleri, tedavi amacı ve hastanın tedaviye verdiği yanıt doğrultusunda kişiselleştirilmelidir. Maksimum günlük doz ise 4 mg'dır.
Yaşlılar:
70 yaşın üzerindeki hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir (Bölüm 5.1 ve 5.2'ye
bakınız).
6 yaş ve üzeri çocuklar ve adolesanlar:
PRATİN kullanımı çocuklarda yalnızca hiperlipidemi tedavisinde deneyimli hekimler tarafından yapılmalı ve gelişme düzenli olarak gözden geçirilmelidir.
Heterozigot ailesel hiperkolesterolemisi olan çocuklarda ve adolesanlarda genellikle başlangıç dozu günde 1 mg'dır. Doz ayarlaması, 4 haftalık veya daha uzun intervaller şeklinde gerçekleştirilmelidir. Hastaya verilen doz; LDL-C düzeyleri, tedavi amacı ve hastanın tedaviye verdiği yanıt doğrultusunda kişiselleştirilmelidir. 6 yaş ila 9 yaş arası çocuklarda maksimum günlük doz 2 mg'dır. 10 yaş ve üzeri çocuklarda maksimum günlük doz 4 mg'dır (Bölüm 4.8, 5.1 ve 5.2'ye bakınız).
6 yaşından küçük çocuklar
Pitavastatinin 6 yaşın altındaki çocuklarda güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiş olup herhangi bir veri mevcut değildir.
Uygulama Şekli:
Sadece oral kullanım içindir ve bir bütün olarak yutulmalıdır. PRATİN günün herhangi bir saatinde aç veya tok karnına alınabilir. Tabletler tercihen her gün aynı saatte alınmalıdır. Statin tedavisi geceleri uygulandığında lipid metabolizmasının sirkadien ritmi sebebiyle daha etkilidir.
Eğer çocuklar veya adolesanlar tableti yutamıyorsa, gerektiğinde tablet bir bardak suyun içinde çözünmeli ve sonrasında hemen içilmelidir. Doğru dozun alınması için, bardağın su ile tekrar doldurulup yıkanması sağlanmalı ve bu su derhal yutulmalıdır. Tabletler asitli meyve suları veya süt içinde çözünmemelidir.
Hafif dereceli böbrek yetmezliğinde doz ayarlaması gerekmez fakat pitavastatin dikkatle kullanılmalıdır. Böbrek yetmezliğinin tüm derecelerinde 4 mg dozun kullanılmasına ilişkin veriler sınırlıdır. Bu sebeple 4 mg doz YALNIZCA dereceli doz titrasyonunu takiben hasta yakın takip altında ise kullanılabilir. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda 4 mg doz tavsiye edilmemektedir (Bölüm 4.4 ve 5.2'ye bakınız).
Hafif ve orta derecede karaciğer fonksiyon yetmezliği olan hastalarda 4 mg doz önerilmez. Hasta yakın takibe alınarak günde maksimum 2 mg doz uygulanabilir (Bölüm 4.4 ve 5.2'ye bakınız).
Pediyatrik popülasyon ile ilgili bilgiler yukarıda a€œPozoloji/uygulama sıklığı ve süresia€ başlığı altında verilmiştir.
Pitavastatinin 6 yaşın altındaki çocuklarda güvenliliği ve etkinliği belirlenmemiş olup herhangi bir veri mevcut değildir.
Geriyatrik popülasyon ile ilgili bilgiler yukarıda a€œPozoloji/uygulama sıklığı ve süresia€ başlığı altında verilmiştir.
70 yaşın üzerindeki hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir (Bölüm 5.1 ve 5.2'ye
bakınız).
PRATİN,
Pitavastatine veya 6.1 bölümünde listelenmekte olan yardımcı maddelerden herhangi birine ya da diğer statinlere hipersensitivitesi olduğu bilinen hastalarda
Aktif karaciğer hastalığı olanlarda veya serum transaminazlarında açıklanamayan sürekli yükselme olan (normal [ULN] üst limitinin 3 katını aşan seviyeler) hastalarda
Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda
Miyopatili hastalarda
Eşzamanlı siklosporin kullanımında
Gebelik sırasında, emzirirken ve çocuk doğurma ihtimali olan ve uygun korunma yöntemlerini kullanmayan kadınlarda kontrendikedir.
Kas Etkileri
Diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinde (statinler) olduğu gibi miyalji, miyopati ve nadiren rabdomiyoliz gelişme ihtimali vardır. Hastalardan, herhangi bir kas belirtisini bildirmeleri istenmelidir. Kreatin kinaz (CK) seviyeleri kas ağrısı, kas hassasiyeti veya güçsüzlüğü bildiren her hastada, bilhassa da ateş ve kırgınlıkla beraberse, ölçülmelidir.
Kreatin kinaz, zorlu egzersiz sonrasında veya CK artışı yaratabilen herhangi bir neden varlığında ölçülmemelidir. Çünkü bu tür durumlar bulgunun yorumlanması açısından karışıklık yaratır. CK konsantrasyonları yüksekse (>5x ULN), 5 ila 7 gün içinde doğrulamak için bir test daha yapılmalıdır.
Bazı statinlerin kullanımı sırasında ya da kullanımı sonrasında çok seyrek olarak immün aracılı nekrotizan miyopati (immune-mediated necrotizing myopathy-IMNM) raporlanmıştır. IMNM klinik olarak; statin tedavisinin kesilmesine rağmen gözlenen inatçı proksimal kas güçsüzlüğü ve artmış serum kreatin kinaz seviyeleri ile karakterizedir.
PRATİN fusidik asidin sistemik formülasyonları ile eş zamanlı olarak ya da fusidik asit tedavisi bittikten sonra 7 gün içerisinde birlikte kullanılmamalıdır. Sistemik fusidik asit kullanılmasının mutlaka gerekli görüldüğü hastalarda, statin tedavisi fusidik asit tedavi süresince bırakılmalıdır. Eş zamanlı fusidik asit ve statin kombinasyonu alan hastalarda rabdomiyoliz (bazı fatal olgular da dahil) olguları raporlanmıştır (bkz. Bölüm 4.5). Hastalar kas güçsüzlüğü, ağrısı ya da hassasiyeti gibi semptomlar oluşursa bunlar için derhal medikal yardım almaları konusunda bilgilendirilmelidir.
Statin tedavisi, fusidik asidin son dozundan 7 gün sonra yeniden başlatılabilir. Şiddetli enfeksiyonların tedavisi gibi uzun süreli sistemik fusidik asit tedavisinin gerekli olduğu istisnai durumlarda; PRATİN ve fusidik asidin eş zamanlı kullanılması sadece vaka bazında ve yakın medikal gözetim ile düşünülebilir.
Tedaviden Önce
Diğer statinlerde olduğu gibi PRATİN, rabdomiyoliz açısından predispozan faktörlere sahip hastalarda dikkatli bir biçimde reçete edilmelidir. Aşağıdaki durumlarda referans değeri belirlemek amacıyla CK seviyesi ölçülmelidir:
Renal bozukluk,
Hipotiroidizm,
Kişisel veya ailesel herediter kas hastalıkları hikayesi,
Bir fibrat veya başka bir statin ile önceden kas toksisitesi hikâyesine sahip olmak,
Karaciğer hastalığı veya alkol suistimali hikayesine sahip olmak,
Rabdomiyoliz açısından diğer predispozan risk faktörleri olan yaşlı (70 yaş üzeri) hastalar
Bu tür durumlarda klinik takip önerilmektedir ve tedavinin riski, olası fayda açısından ele alınmalıdır. PRATİN ile tedavi CK değerleri >5x ULN ise başlanmamalıdır.
Tedavi Sırasında
Hastalar açıklanamayan kas ağrılarını, kas güçsüzlüklerini veya krampları bir an önce bildirmeleri yönünde teşvik edilmelidir. CK seviyeleri ölçülmeli ve yükseldiği an (>5x ULN) tedavi kesilmelidir. CK seviyeleri ≤5x ULN iken dahi kas belirtileri şiddetli ise tedavinin kesilmesi düşünülmelidir. Belirtiler düzelirse ve CK normale dönerse PRATİN tedavisine 1 mg dozla ve yakın takip ile yeniden başlanması düşünülebilir.
Karaciğer Etkileri
Diğer statinlerde olduğu gibi PRATİN, karaciğer hastalığı hikayesi olanlarda veya düzenli olarak aşırı miktarda alkol tüketenlerde dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. PRATİN ile tedavi başlamadan evvel ve tedavi sırasında periyodik olarak, karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır. Serum transaminazları (ALT ve AST) sürekli 3xULN'ü aşan hastalarda PRATİN tedavisi kesilmelidir.
Renal etkiler
PRATİN, orta veya ciddi dereceli böbrek yetmezliği olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Doz artışı yalnızca yakın gözlem altında gerçekleştirilmelidir. Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda 4 mg doz önerilmez (Bölüm 4.2'ye bakınız).
Diabetes Mellitus
Statin sınıfı ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda HbA1c ve serum glukoz düzeylerinde artışlar gözlenmiştir. Diyabet açısından risk faktörleri taşıyan hastalarda statin sınıfı ilaçlar ile diyabet sıklığında artış bildirilmiştir. Ancak statinlerin vasküler riskleri azaltması, söz konusu riskten daha önemli olduğundan, bu durum statin tedavisini kesmek için bir sebep oluşturmamalıdır. Hiperglisemi riski taşıyan hastalar (açlık kan şekeri 5,6-6,9 mmol/L arasında, Beden Kitle Endeksi >30 kg/m, yüksek trigliserid değerleri, hipertansiyon) klinik ve biyokimyasal açıdan gözlem altında tutulmalıdır. Bununla birlikte, pazarlama sonrası güvenlilik izlem çalışmalarında veya prospektif çalışmalarda (bkz. Bölüm 5.1) pitavastatin için doğrulanmış herhangi bir diyabet riski sinyali yoktur.
İnterstisyel Akciğer Hastalığı
Bazı statinlerin kullanımı sonucu özellikle uzun süreli tedavi ile görülen, ender interstisyal akciğer hastalığı vakaları bildirilmiştir (Bölüm 4.8'e bakınız). Belirtileri arasında dispne, kuru öksürük ve genel sağlık durumunun kötüleşmesi (yorgunluk, kilo kaybı ve ateş) görülebilir. Bir hastanın interstisyal akciğer hastalığı geliştirdiğinden şüphe edildiği takdirde, statin tedavisi kesilmelidir.
Pediyatrik popülasyon
Pitavastatinin 6 yaş ve üzeri pediatrik hastalarda kullanılmasının büyüme ve cinsel olgunlaşma üzerine uzun vadeli etkileri hakkında sınırlı veri bulunmaktadır. Adolesan kız
hastalara PRATİN ile tedavi sırasında uygun kontraseptif önlemler konusunda danışmanlık verilmelidir (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
Diğer etkiler
Eritromisin, diğer makrolid grubu antibiyotikler veya fusidik asit kullanımı süresince, PRATİN kullanımına ara verilmesi önerilir (Bölüm 4.5'e bakınız). PRATİN, miyopati yaptığı bilinen ilaçları (ör. fibratlar veya niasin) alan kişilerde dikkatli bir biçimde kullanılmalıdır (Bölüm 4.5'e bakınız).
Her bir PRATİN tablet 121,16 mg laktoz monohidrat içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Pitavastatin, organik anyon transport eden polipeptit (OATP)'i de içeren, çoklu hepatik taşıyıcılar ile insan hepatositleri içine aktif olarak taşınır. Bu durum şu etkileşimlere sebep olabilir:
Siklosporin: Kararlı durumda Pitavastatin ile birlikte tek doz siklosporin uygulanması, pitavastatin EAA'da 4,6 kat artışla sonuçlanır. Siklosporin kararlı durumunun Pitavastatin kararlı durumu üzerine etkisi bilinmemektedir. Siklosporin tedavisi gören hastalarda PRATİN kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Eritromisin: PRATİN ile birlikte uygulanması pitavastatin EAA'da 2,8 kat artışla sonuçlanır. Eritromisin veya diğer makrolid grubu antibiyotiklerin kullanımı süresince, PRATİN kullanımına geçici olarak ara verilmesi önerilir.
Gemfibrozil ve diğer fibratlar: Fibratların tek başına kullanılması zaman zaman miyopati ile alakalıdır. Fibratlar ve statinlerin eşzamanlı kullanımı miyopati ve rabdomiyolizdeki artış ile ilişkilendirilmektedir. PRATİN, fibratlarla birlikte dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır (bkz. Bölüm 4.4). Pitavastatinin gemfibrozil ile eşzamanlı uygulandığı farmakokinetik çalışmalarında pitavastatinin EAA değerlerinde 1,4 kat; fenofibrat ile eşzamanlı uygulandığı çalışmalarda ise pitavastitinin EAA değerlerinde 1,2 kat artış gözlenmiştir.
Niasin: Pitavastatin ve niasin etkileşimine dair çalışmalar gerçekleştirilmemiştir. Niasinin monoterapi olarak kullanımı miyopati ve rabdomiyoliz ile ilişkilendirilmektedir. Bu sebeple PRATİN, niasin ile birlikte dikkatli bir şekilde uygulanmalıdır.
Fusidik asit: Sistemik fusidik asit ve statinlerin eş zamanlı uygulanması ile rabdomiyolizi de içeren miyopati riskinde artış meydana gelebilir. Bu etkileşimin mekanizması (farmakokinetik, farmakodinamik ya da her ikisinin bir arada olup olmadığı) henüz bilinmemektedir. Bu kombinasyonu alan hastalarda rabdomiyoliz (bazı fatal olgular da dahil) olguları raporlanmıştır. Sistemik fusidik asit tedavisinin gerekli olduğu durumlarda, PRATİN, fusidik asit kullanımı süresince bırakılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Glekaprevir ve Pibrentasvir: HMG-CoA redüktaz inhibitörleri ve glekaprevir/pibrentasvir'in eş zamanlı uygulanması HMG-CoA redüktaz inhibitörlerinin plazma konsantrasyonlarını yükseltebilir. Pitavastatin ile herhangi bir çalışma yapılmamıştır ancak aynı etkileşimin meydana gelmesi muhtemeldir. Glekaprevir/pibrentasvir ile tedavinin başlangıcında en düşük
PRATİN dozu önerilir ve bu kombinasyonu alan hastaların klinik olarak izlenmesi tavsiye edilir.
Rifampisin: Rifampisinin pitavastatin ile birlikte uygulanması hepatik geri alımdaki düşüşe bağlı olarak pitavastatin EAA'sında 1,3 kat artışla sonuçlanır.
Proteaz inhibitörleri ve non-nükleozid revers transkriptaz inhibitörleri: Lopinavir/ritonavir, darunavir/ritonavir, atazanavir veya efavirenz'in PRATİN ile eşzamanlı kullanımı, pitavastatinin EAA değerlerinde minör değişikliklere sebep olabilir. Ancak atazanavir+ritonavir, darunavir+ritonavir veya lopinavir+ritonavir kullanımı sırasında pitavastatin dozunun sınırlanmasına gerek yoktur.
Ezetimib ve glukuronid metaboliti, diyetsel ve biliyer kolesterol emilimini inhibe eder. PRATİN ile birlikte uygulanması plazma ezetimib veya glukuronid metaboliti konsantrasyonları üzerine etkili değildir. Ezetimib, pitavastatin plazma konsantrasyonları üzerine herhangi bir etkiye sahip değildir.
CYP3A4 inhibitörleri: CYP3A4'nün bilinen inhibitörleri olan itrakonazol ve greyfurt suyu ile yapılan etkileşim çalışmaları, pitavastatinin plazma konsantrasyonları üzerine klinik olarak anlamlı herhangi bir etki göstermemiştir.
Bilinen bir P-gp substratı olan digoksin PRATİN ile etkileşime girmez. Birlikte uygulandıklarında ne pitavastatin ne de digoksin konsantrasyonlarında anlamlı değişiklik olmaz.
Varfarin: Varfarinin sağlıklı gönüllülerdeki kararlı hal farmakokinetik ve farmakodinamiği (INR ve PT) günde 4 mg PRATİN ile birlikte uygulanmasından etkilenmez. Ancak varfarin alan hastalar, tedavilerine pitavastatin eklendiğinde, diğer statin grubu ilaçlarda olduğu gibi, protrombin zamanı veya INR takibi yaptırmalıdır.
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde gerçekleştirilmiştir. Pediyatrik popülasyondaki etkileşimlerin kapsamı bilinmemektedir.
Gebelik kategorisi: X
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar PRATİN tedavisi sırasında etkili doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır. Eğer hasta hamile kalmayı planlıyorsa, hamile kalmadan en az 1 ay önce tedavi kesilmelidir.
Eğer hasta PRATİN kullanımı sırasında gebe kalırsa tedavi hemen kesilmelidir.
PRATİN gebelik döneminde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Gebelik döneminde uygulandığı takdirde ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmektedir.
Kolesterol ve diğer kolesterol biyosentez ürünleri fetüs gelişimi için esansiyeldir. Bu durumda HMG-CoA redüktaz inhibisyonunun fetüs üzerindeki potansiyel olumsuz riski, gebelik süresince anneye statin tedavisinin sağlayacağı yararlardan daha fazladır. Hayvan çalışmaları reprodüktif toksisite gerçekleştiğine dair kanıt sunmaktadır, ancak teratojenik potansiyel bulunmamaktadır (bkz. Bölüm 5.3).
PRATİN emzirme döneminde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). Pitavastatin sıçan sütüne geçmektedir ancak insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir.
Veri bulunmamaktadır.
Pitavastatin kullanımının araç ve makine kullanımını etkilediğine dair herhangi bir advers olay paterni bildirilmese de pitavastatin tedavisi sırasında baş dönmesi ve somnolans görüldüğüne dair raporlar olduğu göz önünde bulundurulmalıdır.
Kontrollü klinik çalışmalarda, önerilen dozlarda, pitavastatin ile tedavi edilen hastaların
%4'ten azı advers olaylardan ötürü ilacı bırakmıştır. Kontrollü klinik çalışmalarda en yaygın olarak bildirilen pitavastatin ile ilişkili advers reaksiyon miyaljidir.
Dünya genelinde, önerilen dozlarla yapılan kontrollü klinik çalışmalarda ve uzatma çalışmalarında gözlenen advers reaksiyonlar ve sıklıkları, sistem organ sınıfına göre aşağıda sıralanmıştır. Advers reaksiyonların sıklık gruplandırması şöyledir: Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila
<1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Yaygın olmayan: Anemi
Yaygın olmayan: Anoreksi
Yaygın olmayan: İnsomnia
Yaygın: Baş ağrısı
Yaygın olmayan: Baş dönmesi, disguzi, somnolans
Seyrek: Görüş keskinliğinin azalması
Yaygın olmayan: Tinnitus
Yaygın: Kabızlık, ishal, dispepsi, bulantı
Yaygın olmayan: Abdominal ağrı, ağız kuruluğu, kusma Seyrek: Glosodini, akut pankreatit
Yaygın olmayan: Transaminazlarda (aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz) artış Seyrek: Kolestatik sarılık
Yaygın: Miyalji, artralji
Yaygın olmayan: Kas spazmları
Bilinmiyor: İmmün aracılı nekrotizan miyopati (IMNM) (bkz. Bölüm 4.4)
Yaygın olmayan: Pollaküri
Yaygın olmayan: Asteni, kırıklık, yorgunluk, periferik ödem
Kontrollü klinik çalışmalarda, pitavastatin kullanan 2.800 hastadan 49'unda (%1,8) kan kreatin kinaz değerlerinin normal üst limitin (ULN) 3 katının üzerine yükseldiği gözlenmiştir. Klinik çalışma programında ULN değerinin 10 kat ve üzerine çıkmasının eşlik ettiği kas semptomları oldukça seyrek olmuş, klinik çalışma programında Pitavastatin 4 mg ile tedavi gören 2.406 hastanın yalnızca birinde (%0,04) gözlenmiştir.
Klinik güvenlilik veri tabanı, pitavastatin kullanan yaşları 6 ila 11 arasındaki 87 hasta ve yaşları 12 ila 17 arasındaki 55 hasta olmak üzere toplam 142 pediyatrik hasta için güvenlilik verilerini içermektedir. Toplamda 91 hasta 1 yıl boyunca pitavastatin almış, bu hastaların 12'si 2,5 yıl ve 2'si 3 yıl boyunca pitavastatin kullanmıştır. Pitavastatin tedavisi gören hastaların
%3'ünden azı advers olaylar sebebiyle ilacı bırakmıştır. Klinik programda pitavastatin ile ilişkili en sık raporlanan advers reaksiyonlar baş ağrısı (%4,9), miyalji (%2,1) ve abdominal ağrı (%4,9) olmuştur. Mevcut verilere dayanarak, advers reaksiyonların sıklığı, tipi ve ciddiyetinin çocuklarda ve ergenlerde erişkinlere benzer olması beklenmektedir.
Japonya'da yaklaşık 20.000 hasta üzerinde pazarlama sonrası prospektif bir gözlem çalışması iki yıl süreyle yürütülmüştür. Çalışmaya katılan 20.000 hastanın büyük çoğunluğu; 4 mg değil, 1 mg veya 2 mg pitavastatin ile tedavi edilmişlerdir. Hastaların %10,4'ü pitavastatin ile ilişkisi göz ardı edilemeyecek advers olaylar bildirmişlerdir ve %7,4'ü advers olaylara bağlı olarak tedaviyi bırakmışlardır. Miyalji oranı %1,08'dir. Tespit edilen advers olayların çoğu hafif şiddettedir. İki yıl boyunca advers olay oranları ilaç alerjisi hikayesi bulunan hastalarda (%20,4), hepatik veya renal hastalığı olan hastalarda (%13,5) daha yüksektir.
Önerilen dozlarla kullanımda ortaya çıkan, dünya çapında kontrollü klinik deneylerde tespit edilmeyen fakat pazarlama sonrası gözlem çalışmalarında tespit edilen advers reaksiyonlar ve sıklıkları şu şekildedir:
Seyrek: Hepatik fonksiyon anormallikleri, karaciğer bozukluğu
Seyrek: Miyopati, rabdomiyoliz
Pazarlama sonrası gözlem çalışmasında hastaneye yatış gerektiren yalnızca iki rabdomiyoliz vakası rapor edilmiştir (hastaların %0,01'i).
Ayrıca, pitavastatin ile önerilen tüm kullanım dozları ile, miyalji ve miyopatiyi de kapsayan kas iskelet etkilerine dair talep edilmeden ulaşılan pazarlama sonrası raporlar mevcuttur. Akut börek yetmezliğini içeren veya içermeyen, fatal rabdomiyolizi de kapsayan; rabdomiyoliz raporları da ayrıca mevcuttur. Talep edilmeden ulaşılan raporlarda aşağıdaki istenmeyen etkiler de bildirilmiştir (sıklıklar, pazarlama sonrası çalışmalarda belirlenmiş olan sıklıklara göre verilmiştir):
Yaygın olmayan: Hipoestezi
Seyrek: Abdominal rahatsızlık
Bilinmiyor: Anjiyoödem
Bilinmiyor: Lupus-benzeri sendrom
Seyrek: Jinekomasti
Aşağıdaki advers olaylar, bazı statinlerin kullanımı sonucu bildirilmiştir:
Uyku bozuklukları (kâbus görme dahil)
Hafıza kaybı
Seksüel disfonksiyon
Depresyon
Özellikle uzun süreli tedavi ile görülen, istisnai interstisyal akciğer hastalığı vakaları (bkz.
Bölüm 4.4)
Diabetes Mellitus: Sıklığı risk faktörlerinin (açlık kan şekeri ≥5,6 mmol/L, Beden Kitle Endeksi >30 kg/m, yüksek trigliserid değerleri, hipertansiyon geçmişi) varlığı veya yokluğuna göre değişir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem
taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0800 314 00 08; faks: 0312 218 35 99).
Doz aşımının spesifik bir tedavisi yoktur. Hasta semptomatik olarak tedavi edilmelidir ve gerektiğinde destekleyici tedbirler alınmalıdır. Karaciğer fonksiyonu ve CK seviyeleri takip edilmelidir. Hemodiyalizin faydalı olma ihtimali olasılık dışıdır.