REVOLADE 50 mg 14 film tablet Klinik Özellikler

Glaxo Smith Kline İlaçları San.Ve Tic.A.Ş

[ 11 February  2011 ]

4.1. Terapötik endikasyonlar

REVOLADE, yeterli doz steroid tedavisi ve immünsüpresif tedavilere dirençli veya splenektomi sonrası nüksedip aynı tedavilere direnç gösteren kanama riski mevcut kronik ITP hastalarının trombosit sayısının artırılmasında endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Eltrombopag tedavisi hematolojik hastalıkların tedavisinde deneyimli bir hekim gözetiminde uygulanmalıdır.

Eltrombopag dozu hastanın trombosit sayımına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır. Eltrombopag ile tedavide amaç trombosit sayımlarının normale çekilmesi değil, trombosit sayımlarının hemoraji riski düzeyinin (> 50,000/^L) üstünde tutulmasıdır.

Hastaların çoğunda trombosit sayımında ölçülebilir artışlar 1-2 hafta içerisinde saptanmaktadır (bkz: bölüm 5.1).

Erişkinler

Eltrombopag için önerilen başlangıç dozu günde bir kez alınan 50 mg’dır. Doğu Asya kökenli hastalar için eltrombopag dozu düşürülerek tedaviye günde bir kez 25 mg dozu ile başlanmalıdır (Bkz bölüm 5.2).

İzlem ve dozun ayarlanması

Eltrombopag tedavisine başlandıktan sonra kanama riskinin azaltılması için gerektiğinde dozu trombosit sayımının > 50,000/^L olması ve bu düzeyin korunması için ayarlayınız. Günlük doz 75 mg’ı aşmamalıdır.

Klinik hematoloji ve karaciğer testleri eltrombopag tedavisi boyunca düzenli şekilde izlenmeli ve eltrombopag doz rejimi Tablo 1’de belirtildiği gibi trombosit sayımlarına göre değiştirilmelidir.
Eltrombopag ile tedavi sırasında trombosit sayımı ve periferik kan yayması dahil tam kan sayımları (CBC), stabil trombosit sayımı (en az 4 hafta > 50,000/^L) elde edilene kadar haftada bir değerlendirilmelidir. Trombosit sayımı ve periferik kan yayması dahil CBC daha sonra ayda bir yapılmalıdır.

Klinik olarak endike durumlarda trombosit sayımının korunması için en düşük etkin dozlam rejimi kullanılmalıdır.

Tablo 1 Eltrombopag dozunun ayarlanması

Trombosit Sayımı

Dozun ayarlanması veya yanıt

En az 2 haftalık tedaviyi takiben < 50,000/|iL

Günlük doz 25 mg basamaklarla maksimum 75 mg/gün’e çıkarılmalıdır.

> 50,000/|iL ila < 150,000/^L

Kanamanın önlenmesi veya azaltılması için gerekli trombosit sayımlarının sağlanması için en düşük dozda eltrombopag ve/veya eşzamanlı ITP tedavisi kullanılmalıdır.

> 150,000/|iL ila < 250,000/^L

Günlük doz 25 mg basamaklarla azaltılmalıdır. Bu değişiklik ve sonraki herhangi bir doz ayarlamasının etkisinin değerlendirilmesi için 2 hafta bekleyiniz.

> 250,000/|iL

Eltrombopag tedavisini kesiniz; trombosit izlem sıklığını haftada iki kereye çıkarınız.

Trombosit sayımı < 100.000/^L düzeyinde olduğunda tedaviyi günlük dozu 25 mg azaltarak yeniden başlatınız.

Eltrombopag diğer ITP ürünlerine ek olarak uygulanabilir. Eltrombopag ile tedavi sırasında trombosit sayımlarında aşırı artışların önlenmesi için tıbbi açıdan uygun durumda eşzamanlı ITP ürünleri doz rejimini değiştiriniz.

Dozda başka bir ayarlama yapılmadan önce, hastanın trombosit düzeyinde önceki doz ayarlamasının etkisinin görülmesi için en az iki hafta bekleyiniz.

Standart eltrombopag doz ayarlaması (artırma veya azaltma) günde bir kez 25 mg’dır Ancak bazı hastalarda farklı günlerde farklı film kaplı tablet dozlarının bir kombinasyonu gerekli olabilir.

Tedavinin kesilmesi

Trombosit sayımları, günde bir kez 75 mg dozunda eltrombopag tedavisi ile dört haftanın ardından klinik açıdan önemli kanamanın önlenmesi için yeterli düzeye çıkmazsa eltrombopag tedavisi kesilmelidir.

Hastalar periyodik olarak klinik açıdan değerlendirmeli ve tedaviye devam edilmesi kararı tedaviyi uygulayan hekim tarafından bireysel olarak verilmelidir. Tedavinin kesilmesiyle trombositopeni rekürensi muhtemeldir (bkz bölüm 4.4).

Uygulama şekli:

Tabletler oral yolla alınmalıdır. Eltrombopag antiasidler, süt ürünleri (veya kalsiyum içeren diğer gıda ürünleri) veya polivalan katyonlar (Örn; demir, kalsiyum, magnezyum, alüminyum, selenyum ve çinko) içeren mineral takviyeleri gibi ürünlerden önce veya sonra en az dört saat beklenerek alınmalıdır (bkz bölüm 4.5 ve 5.2).

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda dozun ayarlanması gerekli değildir. Böbrek yetmezliği olan hastalarda eltrombopag dikkatli kullanılmalı ve hastalar, (örneğin serum kreatinin testi ve/veya ürin analizi ile) yakından izlenmelidir (bkz bölüm 5.2).

Karaciğer yetmezliği:

Eltrombopag, beklenen yarar, portal venöz tromboz için tanımlanan riskten daha fazla olmadıkça orta şiddette ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda (Child-Pugh skoru > 7) kullanılmamalıdır (bkz bölüm 4.4).

Eltrombopag kullanımı gerekliyse başlangıç dozu günde bir kez alınan 25 mg olmalıdır.

İnvazif prosedürlere hazırlık olarak iki hafta süreyle günde bir kez 75 mg eltrombopag dozu verilen kronik karaciğer hastalığı bulunan hastalarda tromboembolik olayların riskinin (TEO) arttığı belirlenmiştir (bkz bölüm 4.4 ve 4.8).

Pediyatrik popülasyon:

REVOLADE sınırlı etkinlik ve güvenilirlik verisi nedeniyle çocuklarda ve 18 yaşın altındaki adolesanlarda kullanım için önerilmemektedir.

Geriyatrik popülasyon:

65 yaşın altındaki hastalarda eltrombopag kullanımına ilişkin sınırlı veri mevcuttur.
Eltrombopag ile yapılan klinik çalışmalarda 65 yaş ve üstündeki denekler ile daha genç denekler arasında eltrombopag güvenilirliği açısından klinik olarak anlamlı farklar gözlenmemiştir. Bildirilen diğer klinik deneyimlerde yaşlı ve genç denekler arasında yanıtta farklılık tanımlanmamış olmakla birlikte bazı yaşlı hastalarda daha yüksek duyarlılık göz ardı edilemez.

Doğu Asyalı Hastalar:

4.3. Kontrendikasyonlar

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Hepatoksisite riski

Hepatoksisiteye neden olabilir; Serum ALT, AST ve bilirubin düzeyleri eltrombopag tedavisine başlanmadan, doz ayarlama fazında 2 haftada bir ve stabil bir doz uygulanmaya başlandıktan sonra ayda bir ölçülmelidir; yükselmiş bilirubin seviyeleri için fraksiyonasyona bakılmalıdır.
Üç ila beş günde bir test tekrarlanarak anormal serum karaciğer testleri değerlendirilmelidir.
Anomaliler doğrulanırsa serum karaciğer testleri söz konusu anomaliler geçene, stabil hale gelene veya bazal değerlere dönene kadar izlenmelidir. ALT düzeyleri artarsa (üst normal sınırın > 3 katı [ULN]) ve aşağıdaki durumlarda eltrombopag kesilmelidir:

• progresif nitelikteyse veya,

• > 4 hafta sürerse veya,

• bilirubin düzeyinde direkt artış eşlik ederse veya,

• karaciğer hasarına ilişkin klinik semptomlar veya hepatik dekompensasyona ilişkin kanıtlar mevcutsa.

Eltrombopag uygulaması hepatobiliyer laboratuar anomalilerine neden olabilir. Eltrombopag ile yapılan klinik çalışmalarda serum alanin aminotransferaz (ALT), aspartat aminotransferaz (AST) ve bilirubin düzeylerinde artışlar gözlenmiştir (bkz bölüm 4.8).

Bu bulgular çoğunlukla hafif (Derece 1-2) ve reversibl olup karaciğer yetmezliğini gösteren klinik açıdan anlamlı semptomlar eşlik etmemiştir. Plasebo kontrollü 3 çalışmada plasebo grubunda 1 ve eltrombopag grubunda 1 hastada Derece 4 karaciğer testi anomalisi yaşanmıştır.

Karaciğer hastalığı bulunan kişilerde eltrombopag kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır.

Erişkin ve yaşlılarda ITP tanısı trombositopeni ile birlikte görülen diğer klinik koşulların elimine edilmesiyle doğrulanmalıdır. Özellikle 60 yaşın üstündeki hastalarda ve sistemik semptomlar veya anormal belirtiler olan hastalarda olmak üzere hastalık ve tedavi sırasında bir kemik iliği aspiratı ve biyopsisi yapılması düşünülmelidir.

Kemoterapi kaynaklı trombositopeni ve myelodisplastik sendromlar (MDS) dahil diğer trombositopenik koşullarda eltrombopag’ın etkinlik ve güvenilirliği gösterilmemiştir.

Trombotik/Tromboembolik komplikasyonlar:

Trombotik/tromboembolik komplikasyonlar ITP’li hastalarda meydana gelebilir. Normal aralığın üstündeki trombosit sayımları trombotik/tromboembolik komplikasyonlar için bir teorik risk oluşturmaktadır. Eltrombopag klinik çalışmalarında tromboembolik olaylar düşük ve normal trombosit sayımlarında gözlenmiştir. Kalıtımsal (Örn; Factor V Leiden) veya edinilmiş risk faktörleri (Örn; ATIII eksikliği, antifosfolipid sendromu), ileri yaş, uzun süreli immobilizasyon, malignite, kontraseptif ve hormon replasman tedavisi, cerrahi/travma, obezite ve sigara kullanımını içeren ancak bunlarla sınırlı olmayan tromboembolizm için bilinen risk faktörleri bulunan hastalarda eltrombopag kullanılırken dikkatli olunması gereklidir. Trombosit sayımları yakından izlenmeli ve trombosit sayımları hedef düzeyleri aşarsa eltrombopag tedavisinin kesilmesi veya dozun azaltılması düşünülmelidir (bkz bölüm 4.2). Herhangi bir etyolojiye bağlı tromboembolik olay riski bulunan hastalarda risk-yarar dengesi göz önüne alınmalıdır.

İnvazif prosedürlere hazırlık olarak iki hafta süreyle günde bir kez 75 mg eltrombopag dozu verilen kronik karaciğer hastalığı bulunan hastalarda tromboembolik olayların riskinin (TEO) arttığı belirlenmiştir. Bu nedenle eltrombopag, beklenen yarar portal venöz tromboz için tanımlanan riskten daha fazla olmadıkça orta şiddette ila şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda (Child-Pugh skoru > 7) kullanılmamalıdır (bkz bölüm 4,2 ve 4.8).

Eltrombopag tedavisinin kesilmesini takiben kanama:

Eltrombopag ile tedavi kesildikten sonra trombositopeni rekürensi muhtemeldir. Eltrombopag tedavisinin kesilmesini takiben trombosit sayımları hastaların çoğunda 2 hafta içerisinde bazal düzeylere dönmekte ve bu durum kanama riskini artırarak bazı vakalarda kanamaya neden olmaktadır. Eltrombopag tedavisi antikoagülan veya antitrombosit maddeler kullanılırken kesilirse bu risk artmaktadır. Eltrombopag tedavisi kesildiğinde güncel tedavi kılavuzlarına göre ITP tedavisine yeniden başlanması önerilmektedir. Ek tıbbi tedavi antikoagülan ve/veya antitrombosit tedavisinin kesilmesi, antikoagülasyonun tersine çevrilmesi veya trombosit desteğini içerebilir. Eltrombopag tedavisinin kesilmesinden sonraki 4 hafta süreyle trombosit sayımları haftada bir kez izlenmelidir.

Kemik iliği retikülin oluşumu ve kemik iliği fibrozu riski:

Eltrombopag, kemik iliği içerisinde retikülin lifleri gelişimi veya progresyonu riskini artırabilir.
Diğer trombopoietin reseptör (TPO-R) agonistlerinde olduğu gibi bu bulgunun anlamlılığı henüz gösterilmemiştir.

Eltrombopag tedavisine başlanmadan önce hücresel morfolojik anomalilerin bazal düzeyinin gösterilmesi için periferik kan örneğinin yakından incelenmesi gereklidir. Stabil bir eltrombopag dozunun tamamlanmasını takiben, ayda bir kez diferansiyel lökosit sayımı (WBC) ile tam kan sayımı (CBC) yapılmalıdır. İmmatür veya displastik hücreler gözlenirse yeni veya kötüleşen morfolojik anomaliler (Örn: göz yaşı şeklinde ve çekirdekli eritrositler, immatür lökositler) veya sitopeni için periferik kan örnekleri incelenmelidir. Hastada yeni morfolojik anomaliler veya sitopeni gelişirse veya mevcut durum kötüleşirse eltrombopag ile tedavi kesilmeli ve fibroz için boyama dahil bir kemik iliği biyopsisi düşünülmelidir.

Maligniteler ve malignitelerin ilerlemesi:

TPO-R agonistleri trombopoietik progenitör hücre ekspansiyonu, diferansiyasyonu ve trombosit üretimini sağlayan büyüme faktörleridir. TPO-R daha çok myeloid lineage hücrelerinin yüzeyinde eksprese edilir. TPO-R agonistleri için teorik olarak MDS gibi mevcut hematopoietik malignitelerde ilerlemeyi stimüle edebileceği yönünde bir endişe mevcuttur.

Katarakt:

Kemirgenlerde eltrombopag ile yapılan toksikoloji çalışmalarında katarakt gözlenmiştir (Bkz: Bölüm 5.3). Bu bulgunun klinik anlamlılığı bilinmemektedir. Katarakt için hastaların rutin monitörizasyonu önerilmektedir.

Eltrombopag tedavisine yanıt kaybı:

Önerilen doz aralığında eltrombopag ile tedavide yanıt kaybı veya trombosit yanıtının sürdürülememesi durumunda artan kemik iliği retikülin dahil etken faktörler için bir araştırma yapılmalıdır.

Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol’den daha az sodyum ihtiva eder. Dozu nedeni ile herhangi bir uyarı gerekmemektedir.

4.5.   Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Eltrombopag’ın diğer ilaçlar üzerindeki etkileri HMG-CoA redüktaz inhibitörleri:

İn vitro çalışmalar eltrombopag’ın organik anyon taşıyıcı polipeptidi OATP1B1 için bir sübstrat olmadığını ancak bu taşıyıcının bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. İn vitro çalışmalar ayrıca eltrombopag’ın bir meme kanseri direnç proteini (BCRP) sübstratı ve inhibitörü olduğunu göstermiştir. Beş gün süreyle günde bir kez 75 mg eltrombopag ile tek doz 10 mg OATP1B1 ve BCRP sübstratı rosuvastatin’in 39 sağlıklı erişkin deneğe uygulanımı plazma rosuvastatin Cmaks değerini %103 (%90 CI: %82, % 126) ve EAA0-» değerini %55 (%90 CI: %42, %69) artırmıştır.
Pravastatin, simvastatin ve lovastatin dahil diğer HMG-CoA redüktaz inhibitörleri ile etkileşimler in beklenmesine karşı eltrombopag ila atorvastatin veya fluvastatin arasında klinik açıdan anlamlı etkileşimler beklenmemektedir. Eltrombopag ile birlikte uygulandığında daha düşük bir statin dozu düşünülmeli ve hasta statinlerin yan etkileri için dikkatli şekilde izlenmelidir.

OATP1B1 ve BCRP sübstratları:

Eltrombopag ile birlikte OATP1B1 (Örn: metotreksat) ve BCRP (Örn: topotekan ve metotreksat) sübstratlannın uygulanması sırasında dikkatli olunması gereklidir.

Sitokrom P450 sübstratları:

İnsan karaciğer mikrozomları kullanılan çalışmalarda eltrombopag (100 ^M’ye kadar) CYP450 1A2, 2A6, 2C19, 2D6, 2E1, 3A4/5 ve 4A9/11 enzimleri için in vitro inhibisyon sergilememiş olup prob sübstratlar olarak paklitaksel ve diklofenak kullanılarak ölçülen CYP2C8 ve CYP2C9 için bir inhibitör etkisi yaratmıştır. Sağlıklı 24 erkek gönüllüye 7 gün süreyle günde bir kez 75 mg dozunda eltrombopag uygulanımı insanlarda 1A2 (kafein), 2C19 (omeprazol), 2C9 (flurbiprofen) veya 3A4 (midazolam) için prob sübstratların metabolizmasını inhibe etmemiş veya indüklememiştir. Eltrombopag ve CYP450 sübstratları birlikte uygulandığında klinik açıdan anlamlı etkileşimler beklenmemektedir.

Diğer ilaçların eltrombopag üzerindeki etkileri

Polivalan katyonlar (şelasyon):

Eltrombopag demir, kalsiyum, magnezyum, alüminyum, selenyum ve çinko gibi polivalan katyonları şelatlamaktadır. Tek doz eltrombopag 75 mg ile bir polivalan katyon içeren antiasidin (1524 mg alüminyum hidroksit 1425 mg magnezyum karbonat) birlikte uygulanımı eltrombopag EAA0-» değerini %70 (%90 CI: %64, %76) ve Cmaks değerini %70 (%90 CI: %62, %76) azaltmıştır. Antiasidler, süt ürünleri ve mineral takviyeleri gibi polivalan katyonlar içeren diğer ürünler, şelasyona bağlı olarak eltrombopag emiliminde anlamlı düşüşün önlenmesi için eltrombopag dozlamından en az 4 saat önce veya sonra uygulanmalıdır (bkz bölüm 4.2).

Gıdalarla etkileşim:

Tek doz 50 mg eltrombopag bir standart yüksek kalorili, süt ürünleri ve yüksek oranda yağ içeren kahvaltı ile birlikte alındığında plazma eltrombopag EAA0-» değerini %59 (%90 CI: %54, %64) ve Cmaks değerini %65 düşürmüştür (%90 CI: %59, %70).: Meyveler, yağsız et, biftek ve katkısız (kalsiyum, magnezyum, demir eklenmemiş) meyve suyu, katkısız soya sütü ve katkısız hububat dahil kalsiyum miktarı düşük [< 50 mg kalsiyum] gıdalar kalori ve yağ miktarından bağımsız şekilde plazma eltrombopag maruziyetinde anlamlı bir etki yaratmamıştır (bkz bölüm 4.2).

Lopinavir/ritonavir:

Eltrombopag ile lopinavir/ritonavirin (LPV/RTV) birlikte uygulanımı eltrombopag konsantrasyonunda bir azalmaya neden olabilir. 40 sağlıklı gönüllüde yapılan bir çalışma tek doz eltrombopag 100 mg ile tekrarlı doz günde iki kez LPV/RTV 400 /100 mg rejiminin birlikte uygulanımımn eltrombopag plazma EAA(0_^) değerinde %17 azalmaya neden olduğunu göstermiştir (%90 CI: %6.6, %26.6). Bu nedenle eltrombopag ve LPV/RTV birlikte uygulanırsa dikkatli olunmalıdır. Lopinavir/ritonavir tedavisine başlandığı veya bu tedavi kesildiğinde eltrombopag dozunun uygun şekilde korunmasının sağlanması amacıyla trombosit sayımı yakından izlenmelidir.

ITP tedavisi için tıbbi ürünler:

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

REVOLADE kontrasepsiyon kullanmayan doğurganlık çağındaki kadınlarda önerilmemektedir.
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulamak zorundadırlar.

Gebelik dönemi

Gebe kadınlarda eltrombopag kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlarda yapılan çalışmalar üreme toksisitesi göstermiştir (Bkz: bölüm 5.3). İnsanlar için potansiyel risk bilinmemektedir. REVOLADE gebelik sırasında açıkça gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır.

İlaçların gebelik döneminde kullanımı, ancak ilacın anneye sağlaması beklenen yararları fetusa ya da çocuğa olan olası risklerinden fazla ise düşünülmelidir.

Laktasyon dönemi

Eltrombopag’ın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, Eltrombopag’ın sütle atıldığını göstermektedir (bkz bölüm 5.3). Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da REVOLADE tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve REVOLADE tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

e ilişkin bir çalışma yapılmamıştır.

3 kontrollü ve 2 kontrollü olmayan klinik çalışmada eltrombopag verilen tüm kronik ITP hastalarının bir analizine göre eltrombopag verilen deneklerde yan etkilerin genel insidansı %82’dir (367/446). Ortalama eltrombopag maruziyet süresi 304 gün olup hasta yılı maruziyeti bu çalışma popülasyonunda 377’dir.

Aşağıda araştırmacının tedavi ile ilişkili olarak değerlendirildiği yan etkiler MedDRA vücut organ sistem sınıflandırması ve görülme sıklığına göre liste halinde sunulmaktadır (N=446).
Kullanılan sıklık kategorileri aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın olmayan: Farenjit, idrar yolu enfeksiyonu, grip, nazofarenjit, oral

herpes, pnömoni, sinüzit, tonsillit, üst solunum yolu enfeksiyonu

İyi huylu ve kötü huylu neoplazmalar (Kist ve polipler de dahil olmak üzere)

Yaygın olmayan: Rektosigmoid kanser

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Anemi, anizositoz, eozinofili, hemolitik anemi, lökositoz,

miyelositoz, trombositopeni, tekrarlayan trombositopeni, artan hemoglobin, artan bant nötrofil sayımı, azalan hemoglobin, miyelosit varlığı, artan trombosit sayımı, azalan lökosit sayımı

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılık

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın olmayan: Anoreksi, hipokalemi, azalan iştah, artan iştah, gut, hipokalsemi,

kan ürik asit düzeyinde artış

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın: Uykusuzluk

Yaygın olmayan: Uyku bozukluğu, anksiyete, depresyon, apati, değişen duygudurum,

sık ağlama

Sinir sistemi hastalıkları

Çok yaygın: Baş ağrısı

Yaygın: Parestezi

Baş dönmesi, tad alma duyusunda bozukluk (disguzi), hipoestezi, somnolans, migren, tremor, denge bozukluğu, dizestezi, hemiparezi, auralı migren, periferik nöropati, periferik duyusal nöropati, konuşma bozukluğu, toksik nöropati, vasküler baş ağrısı

Katarakt, göz kuruluğu

Yaygın olmayan:

Göz hastalıkları

Yaygın:

Yaygın olmayan:


Bulanık görme, lentiküler opasiteler, astigmatizm, kortikal katarakt, kataraktın kötüleşmesi, konjonktival hemoraji, gözde ağrı, artan lakrimasyon, retinal hemoraji, retinal pigment epitelyopati, azalan görme keskinliği, görme yetmezliği, anormal görme keskinliği testleri, blefarit ve kuru keratokonjonktivit

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Kulak ağrısı, vertigo

Taşikardi, akut miyokard infarktüsü, kardiyovasküler bozukluk, siyanoz, palpitasyon, sinüs taşikardi, uzayan elektrokardiyogram QT

Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan:


Vasküler hastalıklar

Yaygın olmayan:


Derin ven trombozu, hipertansiyon, embolizm, sıcak basması, yüzeyel tromboflebit, yüzde kızarıklık, hematom

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın olmayan: Epistaksis, pulmoner embolizm, pulmoner infarktüs, öksürük, nazal

rahatsızlık, orofaringeal çatlama, orofaringeal ağrı, sinüs bozukluğu, uykuda apne sendromu

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın: Bulantı, diyare, konstipasyon, üst karın bölgesinde ağrı

Yaygın olmayan: Abdominal rahatsızlık, Abdominal distansiyon, ağız kuruluğu,

dispepsi, kusma, karın ağrısı, gingival kanama, glosodini, hemoroit, ağızda hemoraji, abdominal hassasiyet, feçeste renk değişikliği, flatülans, gıda zehirlenmesi, sık bağırsak hareketleri, hematemez, oral rahatsızlık

Hepato-bilier hastalıklar

Yaygın:

Yaygın olmayan:

Artan alanin aminotransferaz*, artan aspartat aminotransferaz*, artan kan bilirubin, hiperbilirubinemi, anormal hepatik fonksiyon Kolestaz, hepatik lezyon, hepatit

*Alanin aminotransferaz ve aspartat aminotransferaz artışı düşük sıklıkta olmakla birlikte eşzamanlı olarak meydana gelebilir.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Döküntü, prürit, alopesi

Yaygın olmayan: Ekimoz, hiperhidroz, jeneralize prürit, ürtiker, dermatoz, peteşi,

soğuk terleme, eritem, melanoz, gece terlemeleri, pigmentasyon bozukluğu, deride renk değişikliği, deride eksfolyasyon, yüzde şişme

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Artralji, miyalji, kas spazmı, kemik ağrısı

Yaygın olmayan: Kas güçsüzlüğü, ekstremitelerde ağrı, ağırlık hissi

Böbrek ve idrar hastalıkları

Yaygın olmayan: Böbrek yetmezliği, lökositüri, lupus nefrit, noktüri, proteinüri, artan

kan üre, artan kan kreatinin, artan idrar protein/kreatinin oranı

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın: Yorgunluk, periferik ödem

Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı, sıcak basması, ağrı, damar ponksiyon yerinde hemoraji,

asteni, sinirlilik hissi, iyi tanımlanmamış bozukluk, yaralarda enflamasyon, grip benzeri hastalık, halsizlik, mukozal enflamasyon, kardiyak dışı göğüs ağrısı, pireksi, yabancı cisim hissi

Araştırmalar

Yaygın olmayan: Artan kan albumin, artan kan alkalen fosfataz, artan total protein, kilo

artışı, azalan kan albumin, artan idrar pH’ı

Yaralanma ve zehirlenme

Yaygın olmayan: Kontüzyon, güneş yanığı

Tromboembolik olaylar (TEO’lar)

3 kontrollü ve 2 kontrollü olmayan klinik çalışmada eltrombopag alan erişkin kronik ITP hastalarında (n = 446), 17 hastada toplam 19 TEO gelişmiş olup bunlar (azalan sırayla) derin ven trombozu (n = 6), pulmoner embolizm (n = 6), akut miyokard infarktüsü (n = 2), serebral infarktüs (n = 2) ve embolizmi içermiştir (n = 1) (bkz bölüm 4.4).

Bir plasebo kontrollü çalışmada invazif prosedüre hazırlık olarak 2 haftalık tedaviyi takiben kronik karaciğer hastalığı olan 6/261 hastada portal venöz sistemde 7 tromboembolik olay yaşanmıştır. Bir ek hastada çalışma ilacının son dozundan 20 gün sonra bir miyokard infarktüsü gelişmiş olup hasta o tarihe kadar kullandığı ilaç hakkında bilgilendirilmemişti.

Tedavinin kesilmesini takiben trombositopeni

Kontrollü 3 klinik çalışmada, eltrombopag ve plasebo gruplarında sırasıyla %8 ve %8 oranında olmak üzere tedavinin kesilmesini takiben trombosit sayımlarında başlangıcın altı değerlere geçici düşüşler gözlenmiştir (bkz bölüm 4.4).

Artan kemik iliği retikülin düzeyi

Progam boyunca deneklerin hiçbirisinde kemik iliğinde disfonksiyonunu gösteren klinik açıdan anlamlı kemik iliği anomalileri veya klinik bulgulara yönelik kanıta rastlanmamıştır. Bir hastada eltrombopag tedavisi kemik iliği retikülin nedeniyle kesilmiştir (bkz bölüm 4.4).

4.9 Doz Aşımı

Doz aşımı durumunda trombosit sayımları aşırı derecede artabilir ve trombotik/tromboembolik komplikasyonlara neden olabilir. Doz aşımı durumunda eltrombopag’ın şelatlanması ve dolayısıyla emiliminin sınırlandırılması için kalsiyum, alüminyum veya magnezyum preparatları gibi bir metal katyon içeren preparatın oral yolla uygulanması düşünülmelidir. Trombosit sayımları yakından izlenmelidir. Eltrombopag tedavisi dozlam ve uygulama önerilerine göre yeniden başlatılmalıdır (bkz bölüm 4.2).

Klinik çalışmalarda bir deneğin 5000 mg eltrombopag aldığı bir dozaşımı raporu mevcuttur.
Bildirilen yan etkiler hafif döküntü, geçici bradikardi, ALT ve AST artışı ve yorgunluğu içermiştir. İlacın alınmasından sonraki 2 ila 18. günler arasında ölçülen karaciğer enzimlerin AST’de ULN’nin 1.6 katı, ALT’de ULN’nin 3.9 katı ve total bilirubinde ULN’nin 2.4 katıydı.
Trombosit sayımları ilacın alınmasından sonraki 18. günde 672.000/^L olup maksimum trombosit sayımı 929.000/^L’dir. Tüm olaylar tedaviyi takiben sekelsiz geçmiştir.

Eltrombopag renal yolla anlamlı düzeyde atılmadığı ve plazma proteinlerine yüksek oranda bağlandığından, hemodiyalizin eltrombopag eliminasyonunu artırmak için etkin bir yöntem olması beklenmemektedir.