RIFADIN 100 mg 80 ml oral süspansiyon Klinik Özellikler
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti
[ 5 April 2013 ]
Sanofi Sağlık Ürünleri Ltd.Şti
[ 5 April 2013 ]
Tüberküloz: RİFADİN yeni, ilerlemiş, kronik ve ilaca-dirençli vakalar dahil olmak üzere, tüberkülozun tüm formlarının tedavisinde kullanılır. RİFADİN en az bir diğer antitüberküloz ilaçla (INH, pirazinamid, etambutol vb) birlikte kullanılmalıdır.
Lepra: RİFADİN multibasiller veya pausibasiller lepranın tedavisinde en az bir diğer lepra ilacı ile birlikte kullanılmalıdır.
Diğer enfeksiyonlar: Bruselloz, Legionnaire hastalığı ve ciddi stafılokok enfeksiyonlann tedavisinde kullanılır. Dirençli enfeksiyon organizmalarının oluşmasına engel olmak için, RİFADİN enfeksiyon için uygun olan diğer bir antibiyotik ile birlikte verilmelidir.
Meningokokal hastalıkların profılaksisi: RİFADİN, nasofarinksten meningokoklan elimine etmek için, N. meningitidis’in asemptomatik taşıyıcılarının tedavisinde kullanılır.
Haemophilus influenzae: RİFADİN H. influenzae’nin asemptomatik taşıyıcılarının tedavisinde ve mikroorganizma ile temas etmiş 4 yaş veya altındaki çocukların kemoprofılaksisinde kullanılır.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz:
Tüberküloz:
RİFADİN dirençli Mikobakteri çeşitlerinin ortaya çıkmasını önlemek amacı ile, diğer antitüberküloz ajanlardan en az biri ile birlikte verilmelidir.
Yetişkinler: Tavsiye edilen günlük tek doz 8-12 mg/kg’dır.
Günlük doz:
Vücut ağırlığı 50 kg’dan daha düşük olan hastalarda: 450 mg Vücut ağırlığı 50 kg ve üzeri olan hastalarda: 600 mg
Lepra Tedavisinde: Önerilen doz ayda bir kez uygulanan 600 mg’dır. Alternatif olarak, günlük doz rejimi kullanılabilir. Tavsiye edilen günlük tek doz 10 mg/kg’dır.
Günlük doz: Vücut ağırlığı 50 kg’dan daha düşük olan hastalarda: 450 mg
Vücut ağırlığı 50 kg ve üzeri olan hastalarda: 600 mg
RİFADİN her zaman en az bir diğer antilepra ilaç ile birlikte kullanılmalıdır.
Bruselloz, Legionnaires hastalığı veya ciddi stafilokok enfeksiyonlarının tedavisinde: Yetişkinlerde: Günlük 600-1200 mg’lık doz 2-4’e bölünerek, dirençli mikroorganizmalara karşı önlem almak amacı ile en az bir başka antibiyotikle birlikte verilir.
Meningokokal hastalıkların profilaksisinde temas etmiş kişilere:
Yetişkinler 2 gün süreyle günde 2 kez 600 mg Çocuklar (1-12 yaş): 2 gün süreyle günde 2 kez 10 mg/kg Çocuklar (3 ay - 1 yaş): 2 gün süreyle günde 2 kez 5 mg/kg
Haemophilus influenzae invazif hastalıklarının profilaksisinde:
Yetişkinler ve çocuklar: H. influenzae tip B hastalığı ile temas etmiş ve 4 yaş veya daha küçük çocuklarla da temas halinde olan aile bireyleri (çocuk dahil) ve profılaksi endikasyonu alan diğer yakın temaslılar için doz profılaktik olarak 4 gün süre ile 20 mg/kg (günde 600 mg’ı aşmamak koşuluyla)’dır.
Hastaneden çıkmadan önce indeks vakalar tedavi edilmelidir.
Yeni doğanlarda (1 aylıktan itibaren) 4 gün süreyle günde 1 kez 10 mg/kg’dır.
Diğer Enfeksiyonlar: RİFADİN’e duyarlı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde günlük doz olan 600-1200 mg 2-4’e bölünerek diğer uygun bir antibiyotik ile birlikte verilmelidir.
Uygulama şekli:
Oral uygulama içindir.
RİFADİN’in günlük dozu, hastanın vücut ağırlığına göre hesaplanır, hızlı ve tamamen emilimi sağlamak için yemeklerden 30 dakika önce veya yemeklerden 2 saat sonra şeklinde kullanılması tercih edilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer fonksiyon yetersizliği olan hastalarda günlük doz 8 mg/kg’dan daha fazla olmamalıdır. RİFADİN karaciğer fonksiyonları bozuk olan hastalarda yakın takip altında kullanılır. Gerektiğinde doz azaltılabilir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda özellikle 600 mg dozun üzerinde kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Tüberküloz: Günlük doz, tüm yaş gruplarında 600 mg’ı aşmamak koşuluyla 8-12 mg/kg vücut ağırlığıdır.
Lepra: Önerilen doz ayda bir kez olarak uygulanan 600 mg’dır. Alternatif olarak, günlük doz rejimi kullanılabilir. Tavsiye edilen günlük tek doz 10 mg/kg’dır.
Günlük doz: Vücut ağırlığı 50 kg’dan daha düşük olan hastalarda: 450 mg
Vücut ağırlığı 50 kg ve üzeri olan hastalarda: 600 mg
RİFADİN her zaman en az bir diğer antilepra ilaç ile birlikte kullanılmalıdır.
Meningokok menejiti profılaksisi:
1-12 yaş arasındaki çocuklar: 2 gün süreyle günde 2 kez 10 mg/kg 3 ay - 1 yaş arası çocuklar: 2 gün süreyle günde 2 kez 5 mg/kg
Haemophilus influenzae profilaksisi:
H.influenzae tip B hastalığı ile temas etmiş ve 4 yaş veya daha küçük çocuklarla da temas halinde olan aile bireyleri için (çocuk dahil) doz profılaktik olarak 4 gün süre ile 20 mg/kg (günde 600 mg’ı aşmamak koşuluyla)’dır.
Yeni doğanlarda (1 aylıktan itibaren) bu doz 4 gün süreyle günde 1 kez 10 mg/kg’dır. Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda, karaciğerden atılımı artacağı için, renal fonksiyonların fizyolojik azalması ile birlikte rifampisinin renal atılımı orantısal olarak azalmaktadır, serumdaki terminal yanlanma ömrü genç hastalannkine benzemektedir. Ancak, yaşlı hastalarda rifampisin kullanılan bir çalışmada ilacın kan seviyesinde artış gözlenmiştir. Özellikle eğer karaciğer fonksiyon yetersizliği olan bu gibi hastalarda rifampisin kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır.
Rifamisinlerden herhangi birine karşı geçmişte aşın duyarlılık öyküsü bulunan kişilerde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 6.1).
Rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5).
Sanlık hastalığı bulunanlarda kontrendikedir.
Karaciğer:
RİFADİN karaciğer yetmezliği olan hastalarda, sadece doktor kontrolü altında ve çok gerekliyse kullanılmalıdır. Bu hastalarda, karaciğer fonksiyonlun dikkatle izlenmeli ve özellikle serum ALT (SGPT) ve AST (SGOT) düzeyleri tedaviden önce ve daha sonra tedavi sırasında ilk iki hafta haftalık ve sonraki altı hafta için her iki haftada bir kontrol edilmelidir. Eğer hepatoselüler hasann belirtileri ortaya çıkarsa, RİFADİN tedavisi kesilmelidir.
Hepatik fonksiyonlarda klinik olarak anlamlı değişiklik ortaya çıkarsa rifampisin tedavisi kesilmelidir. Diğer antitüberküloz tedavi biçimleri ve farklı bir rejim düşünülmelidir. Tüberküloz tedavisinde uzmanlaşmış bir hekimden acil görüş alınmalıdır. Karaciğer fonksiyonlan normale döndükten sonra tekrar rifampisin başlanırsa karaciğer fonksiyonu günlük olarak izlenmelidir.
Karaciğer fonksiyon yetersizliği olan hastalar, yaşlılar (>65 yaş), malnütrisyon hastalan ve 2 yaş altı çocuklarda; RİFADİN özellikle izoniazid ile birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır. Eğer hastanın daha önceden geçirilmiş bir karaciğer hastalığı yoksa ve karaciğer fonksiyonlan normal olan hastalarda, ateşlenme, kusma, sarılık veya başka problemler meydana geldiği takdirde karaciğer fonksiyon testleri tekrarlanmalıdır.
Tedavinin ilk zamanlannda bazı olgularda RİFADİN ve bilirubinin karaciğerdeki atılım yolları için hücre seviyesinde yanşmalarından dolayı hiperbilirubinemi görülebilir. Bilirubin ve/veya transaminaz miktarlannın bir miktar artmış olduğunu gösteren tek bir laboratuvar sonucu tedavinin kesilmesini gerektirmeyebilir. Testlerin tekrarlanması ve sonuçların hastanın durumunu dikkate alarak değerlendirilmesi daha uygun olur.
İmmünolojik Reaksiyonlar ve Anaflaksi:
Anaflaksiyi de içeren immünolojik reaksiyon daha çok aralıklı tedavi ile ortaya çıkar (haftada 2 veya 3 kezden az); bu nedenle hastalar yakından izlenmelidir. Hastalar tedavi rejimini bozdukları takdirde immünolojik reaksiyonların ortaya çıkabileceği konusunda uyarılmalıdır.
RİFADİN ile tüberküloz tedavisi uygulanan erişkinlerde, başlangıçta hepatik enzimlerin, bilirubinin, serum kreatininin ölçülmesi, tam kan sayımı ve trombosit sayımının (ya da tahmininin) gerçekleştirilmesi gerekir. Komplikasyon oluşturan bir durum bilinmediği ya da klinik olarak böyle bir durumdan kuşkulanılmadığı sürece, çocuklarda başlangıç testleri gerekli değildir.
Tedavi sırasında hastalar en az ayda bir kere görülmeli ve advers reaksiyonlarla ilişkili semptomlar konusunda spesifik olarak sorgulanmalıdır. Anormallik saptanan hastaların tümü, gerektiği taktirde laboratuvar testlerinin yapılması da dahil olmak üzere, takip edilmelidir.
RİFADİN adrenal hormonlar, tiroid hormonları ve D vitamini de dahil olmak üzere endojen substratlann metabolizmasını arttınlabilecek enzim indüksiyonu özelliklerine sahiptir. İzole bildirilerde, delta amino levulinik asit sentetaz indüksiyonunun bir sonucu olarak porfirinin alevlenmesi RİFADİN kullanımıyla ilişkilendirilmiştir.
RİFADİN idrarda, terde, balgamda ve gözyaşında kırmızımsı bir renk değişimi meydana getirilebilir ve hastalar bu konuda önceden uyarılmalıdır.
Yumuşak kontakt lenslerde kalıcı özellikte boyanma meydana gelmiştir.
Günde 600 mg üzerindeki dozlarda renal yetmezlik olgularında dikkatli olunmalıdır.
Periferik nöropatisi olan hastalarda dikkatli kullanılması gerekir.
Bu tıbbi ürün metil paraben, propil paraben içerir. Aleıjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş) sebebiyet verebilir.
RİFADİN süspansiyon 5 ml dozunda 2 g sukroz içerir. Bu diabetes mellitus hastalarında dikkate alınmalıdır. RİFADİN ile tedavi sırasında diabetes mellitus kontrolü zorlaşabilir.
Nadir kalıtımsal ffüktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürün potasyum metabisülfıt içerir. Nadir olarak şiddetli aşın duyarlılık reaksiyonlan ve bronkospazma neden olabilir.
Sitokrom P-450 enzimleri ile etkileşim:
RİFADİN’in bazı sitokrom P-450 enzimlerini indüklediği bilinmektedir. Sitokrom P 450 enzimiyle metabolize olan diğer ilaçlann RİFADİN ile birlikte uygulanması bu ilaçların metabolize olmasını hızlandırabilir ve bu ilaçlann aktivitelerini azaltabilir. Dolayısıyla sitokrom P-450 enzimiyle metabolize edilen diğer ilaçlarla birlikte RİFADİN kullanılmasında dikkatli olunmalıdır. Optimum terapötik kan düzeylerinin sürdürülmesi için RİFADİN’e başlanırken ya da birlikte uygulanan RİFADİN kesilirken bu enzimler tarafından metabolize edilen bu ilaçlann dozajlarının ayarlanması gerekebilir.
Sitokrom P-450 enzimiyle metabolize edilen ilaçlara örnekler aşağıdaki gibidir:
• Antikonvülzanlar (örn: fenitoin),
• Antiaritmikler (örn. dizopiramid, meksiletin, kinidin, propafenon, tokainid),
• Hormon antagonistleri (antiöstroj enler, örneğin; tamoksifen, toremifen, gestinon),
• Antipsikotikler (örn. haloperidol, aripiprazol),
• Antikoagülanlar (örn: kumarin, varfarin),
• Antifungaller (örn: flukonazol, itrakonazol, ketokonazol, vorikonazol),
• Antiviral ilaçlar (zidovin, sakinavir, indinavir, efavirenz, amprenavir, nelfınavir, atazanavir, lopinavir, nevirapin),
• Barbitüratlar,
• Beta-blokerler (bisoprolol, propanolol),
• Anksiyolitikler ve hipnotikler (diazepam, benzodiazepinler, zolpiklon, zolpidem),
• Kalsiyum kanal blokerleri (örn.: diltiazem, nifedipin, verapamil, nimodipin, isradipin, nikardipin, nisoldipin),
• Antibakteriyeller (kloramfenikol, klaritromisin, dapson, doksisiklin, florokinolonlar, telitromisin)
• Kortikostreoidler,
• Kardiyak glikozidleri (digitoksin, digoksin),
• Klofibrat,
• Sistemik hormonal kontraseptifler,
• Östroj enler,
• Antidiyabetikler (klorpropmid, tolbutamid, sülfanilüreler, rosiglitazon)
• İmmünosupresif ajanlar (örn. siklosporinler, sirolimus, takrolimus),
• İrinotekan,
• Tiroid hormonu (levotiroksin),
• Losartan,
• Analjezikler (metadon, narkotik analjezikler),
• Prazikuantel,
• Progestojenler,
• Kinin,
• Riluzol,
• Selektif 5-HT3 reseptör antagonistleri (örn. ondansetron),
• CYP3A4 ile metabolize olan statinler,
• Teofilin,
• Trisiklik antidepresanlar (örn: amitriptilin, nortriptilin),
• Sitotoksikler (öm.:imatinib), • Diüretikler (öm.:eplerenone).
Oral kontraseptifleri kullanmakta olan hastalara, rifampisin tedavisi sırasında hormonal olmayan doğum kontrol yöntemleri uygulamaları önerilmelidir. Ayrıca diyabetin kontrol edilmesi daha zor olabilir.
Rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı hepatoksisite potansiyelini arttırabilir. Dolayısıyla rifampisinin sakinavir/ritonavir kombinasyonları ile aynı anda kullanımı kontrendikedir.
Atovakon ve rifampisin birlikte kullanıldığında, atovakon konsantrasyonlarının azaldığı (>% 50 oranında) ve rifampisin konsantrasyonlarının arttığı (>%30 oranında) gözlenmiştir. Ketokonazol ve RİFADİN’in birlikte kullanılması, her iki ilacın serum konsantrasyonlarının azalmasıyla sonuçlanmıştır.
RİFADİN ve enalaprilin birlikte kullanılması, enalaprilin aktif metaboliti olan enalaprilatın konsantrasyonlarında azalmayla sonuçlanmıştır. Hastanın klinik durumu gerektirdiğinde, dozaj ayarlamaları yapılmalıdır.
Birlikte antiasit uygulanması, RİFADİN’in emilimini azaltabilir. Günlük RİFADİN dozları antasitlerin alınmasından en az 1 saat önce verilmelidir.
RİFADİN halotan ya da izoniazid ile birlikte verildiğinde, hepatotoksisite potansiyeli artar. RİFADİN ve halotanın birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
RİFADİN ve izoniazidi birlikte kullanan hastalar hepatotoksisite açısından yakından izlenmelidir.
RİFADİN’in terapötik düzeylerinin serum folat ve B12 vitamininin standart laboratuvar tayinlerini inhibe ettiği gösterilmiştir. Bu durumda, alternatif tayin yöntemleri dikkate alınmalıdır. Serum bilirubininde geçici yükselme gözlenmiştir. Biliyer atılım için yarışmaya bağlı olarak, RİFADİN safra kesesinin görüntülenmesinde kullanılan kontrast maddenin safra ile atılımını bozabilir. Bu nedenle, bu testler RİFADİN’in sabah dozundan önce gerçekleştirilmelidir.
P. aminosalisilik asit asit (PAS) gibi tüberküloz tedavisinde kullanılan diğer ilaçlar: PAS ve RİFADİN en az 8 saat ara ile alınmalıdır.
RİFADİN almakta olan hastalarda KIMS (Kinetic Interaction of Microparticles in Solution) yöntemi kullanıldığında opiatlar için çapraz reaktivite ve yanlış-pozitif idrar tarama testleri bildirilmiştir. Gaz kromatografısi/kütle spektrometrisi gibi doğrulama testleri rifampisini opiatlardan ayırt edecektir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Oral kontraseptifleri kullanmakta olan hastalara, rifampisin tedavisi sırasında hormonal olmayan doğum kontrol yöntemleri uygulamaları önerilmelidir.
Gebelik dönemi
Hayvanlarda yapılan rifampisinin yüksek dozlu çalışmalarında teratojenik etkilerin olduğu gözlenmiştir. RİFADİN ile gebe kadınlarda yapılmış iyi kontrollü araştırmalar bulunmamaktadır.
RİFADİN’in plasenta bariyerini geçtiği ve kordon kanında bulunduğunun bildirilmiş olmasına karşın, tek başına ya da diğer antitüberküloz ilaçlarla kombinasyon halinde insan fetusu üzerindeki etkileri bilinmemektedir.
RİFADİN gebeliğin son birkaç haftası içinde kullanıldığı taktirde, anne ve çocukta postnatal hemorajilere neden olabilir; bunlar için K vitamini tedavisi endike olabilir.
Bu nedenle, RİFADİN gebe kadınlarda ya da çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda ancak potansiyel yaran fetüs için riske ağır basması durumunda kullanılmalıdır. RİFADİN gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
RİFADİN insan sütüne geçmektedir. Bu nedenle RİFADİN, emziren bir annede ancak hasta için potansiyel yararı bebek için potansiyel riske ağır basması durumunda kullanılmalıdır.
Üreme yeteneği/ Fertilite
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Uzun dönemde fertilite bozukluğu potansiyaline ilişkin bilinen insan verileri bulunmamaktadır.
Araç ve makine kullanımı üzerine etkileri araştıran çalışma yapılmamıştır.
RİFADİN kullanımı sırasında ortaya çıkabilecek halsizlik, bitkinlik ya da görme problemleri gibi yan etkiler araç veya makine kullanımını etkileyebilir.
Advers ilaç reaksiyonları aşağıdaki sıklık derecesine göre belirtilmiştir:
Çok yaygın(> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10000 ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Günlük ve aralıklı doz uygulamalarında meydana gelen reaksiyonlar:
Kan ve lenfatik sistem hastalıkları:
Çoğunlukla aralıklı tedaviyle ilişkili olarak, purpura ile birlikte ya da purpura olmaksızın trombositopeni meydana gelebilir; ancak bu durum purpura meydana gelir gelmez ilaç kesilirse, geri dönüşümlüdür. Purpura ortaya çıktıktan sonra RİFADİN kullanımına devam edilmesi ya da yeniden başlanması durumlarında, serebral hemoraji ve ölümler bildirilmiştir. Seyrek: Dissemine intravasküler koagülasyon da bildirilmiştir.
RİFADİN ile tedavi edilen hastaların küçük bir yüzdesinde eozinofili, lökopeni, ödem, kas zayıflığı ve miyopati oluştuğu bildirilmiştir.
Çok seyrek: Agranülositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Hafif ve kendini sınırlayan deri reaksiyonları meydana gelebilir, bunların aşın duyarlılık reaksiyonlan olmadığı sanılmaktadır. Sıcak basması ve döküntü ile birlikte de görülebilen kaşıntı tipik belirtilerdir.
Yaygın olmayan: Ürtiker ve daha şiddetli kutanöz hipersensitivite reaksiyonlan
Seyrek: Eksfolyatif dermatiti, pemfıgoid reaksiyon, Stevens - Johnson sendromu da dahil
eritem multiforme, Lyells sendromu ve vaskulit
Endokrin sistem hastalıkları:
Seyrek: Adrenal fonksiyonu bozulmuş olan hastalarda, adrenal yetmezlik bildirimleri olmuştur.
Santral sinir sistemi hastalıkları:
Seyrek: Psikoz
Gastrointestinal sistem hastalıkları:
Bilinmiyor: İştahsızlık, bulantı, kusma, abdominal rahatsızlık ve diyare gibi gastrointestinal reaksiyonlar bildirilmiştir.
Psödomembranöz kolit rifampisin tedavisinde raporlanmıştır.
Hepatobiliyer hastalıklar:
Bilinmiyor: Rifampisinden kaynaklanan hepatit meydana gelebilir; karaciğer fonksiyon testleri yapılmalıdır.
Aralıklı doz uygulaması ile görülebilen ve özellikle immünolojik kaynaklı reaksiyonlar aşağıdaki gibidir:
• Ateş epizodlan, titreme, baş ağrısı, sersemlik hissi ve tedavinin genellikle 3. ve 6. aylarında görülen kemik ağrısı belirtileri olan “Flu sendromu”. Bu sendromun görülme sıklığı değişmektedir. Ancak 1 hafta boyunca 25 mg/kg veya daha fazla rifampisin dozu uygulanan hastaların %50’sinden fazlasında meydana gelebilmektedir.
• Nefes darlığı ve hırıltılı solunum
• Kan basıncında azalma ve şok
• Anafılaksi
• Akut hemolitik anemi
• Genellikle akut tübüler nekroza ya da akut interstisyel nefrite bağlı akut böbrek yetmezliği.
Eğer şiddetli komplikasyonlar artarsa; örn: böbrek yetmezliği, trombositopeni veya hemolitik anemi; rifampisin tedavisi kesilmelidir ve yeniden başlatılmamalıdır.
Üreme sistemi hastalıkları:
RİFADİN içeren rejimlerle uzun süreli antitüberküloz tedavisi uygulanan kadınlarda zaman zaman menstrüel siklus bozukluktan bildirilmiştir.
Rifampisin, idrar, ter, tükrük ve göz yaşında kırmızı renklenme yapabilir. Hastalar bu konuda önceden uyanlmalıdlr. Yumuşak kontakt lenslerde kalıcı lekelenme yapabilir.
Şüpheli advers reaksivonlann raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlannın raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplannın herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr: e-posta: tufam@titck.gov.tr: tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Belirtiler: Aşın dozun akut alımından kısa süre sonra bulantı, kusma, abdominal ağn, kaşıntı, baş ağnsı ve artan letaıji ortaya çıkar, şiddetli karaciğer harabiyetine bağlı olarak bilinç kaybı görülebilir. Karaciğer enzimleri ve/veya bilirubin düzeylerinde geçici artışlar olabilir. Alman dozun miktanna bağlı olarak deri, idrar, ter, tükürük, gözyaşı ve feçes kırmızı-kahverengiye veya portakal rengine boyanabilir. Pediyatrik hastalarda, fasiyal ya da periorbital ödem de bildirilmiştir. Bazı fatal olgularda hipotansiyon, sinüs taşikardisi, ventriküler aritmiler, nöbetler ve kardiyak arrest bildirilmiştir.
Minimum akut letal ya da toksik doz tam olarak saptanmamıştır. Bununla birlikte, erişkinlerde, 9 ila 12 g arasında değişen rifampisin dozlarıyla fatal olmayan akut doz aşımları bildirilmiştir. 14-60 g arasında değişen dozlarla, erişkinlerde fatal akut doz aşımları bildirilmiştir. Bazı fatal ve fatal olmayan bildirimlerde, alkol ya da alkolün kötüye kullanımı hikayesi yer almıştır.
1 ila 4 yaşındaki pediyatrik hastalarda 100 mg/kg’hk bir ya da iki doz ile fatal olmayan doz aşımları bildirilmiştir.
Tedavi: Doz aşımı durumunda, yoğun destek girişimleri başlatılmalı ve ortaya çıkan her semptom tedavi edilmelidir. Bulantı ve kusmadan dolayı mide yıkanması kusturmaya tercih edilmelidir. Mide boşaldıktan sonra, gastrointestinal kanalda kalması muhtemel ilacın adsorbe edilmesine yardımcı olmak için aktif kömür verilmesi yararlı olabilir. Şiddetli bulantı, kusma görüldüğünde, antiemetiklere ihtiyaç olabilir. Aktif diürez ilacın atıhmını hızlandırmaya yardımcı olur. Hemodiyaliz bazı hastalarda yararlı olabilir.